|
Konu Kimliği: Konu Sahibi KardelenGül,Açılış Tarihi: 06 Ağustos 2015 (14:13), Konuya Son Cevap : 06 Ağustos 2015 (15:03). Konuya 4 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
06 Ağustos 2015, 14:13 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 31327 Üyelik T.:
23 Eylül 2013 | Tasavvufun Aslı Tasavvufun Aslı Tasavvuf, ahlâk ilmidir; nefsi terbiye ilmidir; Allahu Teâlâ’yı dosdoğru bilip (ki buna mârifetullah denir), O’na rızasına uygun, hâlisâne kulluk etme ilmidir. Binâenaleyh ilimlerin en şereflisi ve İslâm’ın özü, hakikatidir. Zaten de bu sebepten sevilmiş, saygı görmüş, yayılmış ve günümüze kadar dipdiri gelmiştir. Bugün içte ve dışta birçok tasavvuf muhibbi, derviş ve sufi görüyor, çeşit çeşit tarikat ve meşrepler tanıyoruz. Avrupa ve Amerika’da da tasavvufa karşı büyük ilgi duyuluyor. Müslüman olan bazı Garplıların, bir tarikate bağlanmayı da ihmal etmediğini, hatta ismine “Sûfî” lakabını eklediğini ve bununla iftihar eylediğini duyuyoruz. Acaba bu kadar çeşidi görülen tasavvufun en doğrusu hangisidir; aslı, kökü, esası nedir? Sık sık sorulan ve cidden merak edilen bu hususu açıklığa kavuşturmak için ana kaynağına başvurmalıyız. Doğru cevabı, İslâm’ın özünün unutulduğu, dinî ve mânevî konulardaki cehaletin yaygınlaştığı, istismarcı ve sahtekârların çoğaldığı, bilen bilmeyen herkesin ileri geri konuştuğu, buhranlarla dolu çağımızdan değil; İslâmî ilimlerin zirvede olduğu, “taklit”in değil, “tahkik”in hâkim bulunduğu, “batıl”ın sinip silindiği, “hakikat” güneşinin pırıl pırıl parladığı ilk devirlerden çıkarmaya çalışmalıyız. Bu konuda, gerçek mutasavvıfları, mânevî hayatın liderleri olan yüksek şahsiyetleri, evliyâullahı, büyük mürşidleri, herkesin saydığı, dinî ilimleri hakkıyla bilen ciddi alimleri delil getirmeliyiz. Biz bu yazımızda, işte böyle yüksek şahsiyetlerden biri olan Ebû’l-Kâsım İbrahim en-Nasrâbâdî’nin, bu mevzu üzerindeki görüşlerini okuyucularımıza arz etmek istiyoruz. Mezkûr Ebû’l-Kâsım İbrahim en-Nasrâbâdî tasavvuf sahasının meşhur ve mâruf simalarından biri olup, 367 (977-978) senesinde Mekke-i Mükerreme’de mücavir iken vefat eylemişti. Aslında Horasan’ın Nîşâbur şehrinde doğmuş ve yetişmişti ki bu şehir çok önemli bir dinî kültür merkeziydi, birçok büyük mutasavvıf oradan neşet etmiştir: Tabakâtü’s-sûfiyye yazarı Ebû Abdurrahmân es-Sülemî, Tezkiretü’l-evliyâ müellifi Ferîdüddîn el-Attâr ve daha nice değerli zât... Bizim Hacı Bektâş-ı Velî’miz de orada doğup sonra Anadolu’ya gelmiştir. Nasrâbâdî, zamanın -ilim ve hal yönünden- en gözde meşâyihindendi; çeşitli dinî ilimlerde engin bilgisiyle temayüz etmişti. Siyer, tarih ve tasavvuf ilimlerine vâkıf idi; ayrıca çok hadîs-i şerîf yazmış ve rivayet etmiş sika (güvenilir) bir hadis alimi olarak tanınmıştı. Tasavvufun aslı, esasları hakkındaki sözlerini sunuyoruz:1 1. Tasavvufun aslı, Kur’ân-ı Kerîm’e ve Resûlullah’ın (sas.) sünnetine sımsıkı sarılmaktır. 2. Nefsanî arzuları ve bidatleri terk etmek... 3. Mürşid ve mürebbi olan şeyhlere hürmet ve itina etmek... (Bu sevgi ve saygının mânevî ilerlemede taşıdığı ehemmiyeti kavramak; edepsizliğe düşüp feyiz ve terakkîden mahrum kalmamaya büyük önem vermek). 4. Halkın cahilliğini, mazur olduğunu görüp kusurlarına bakmamak... (Hatalarını bağışlamak, onlara acıyıp şefkatli davranmak). 5. Dostlar ve ihvan ile hoşça geçinmek... (Usulünce, edep dairesinde, fedakârlıkla, sabırla dostluk ve muaşeret eylemek). 6. O dostların hizmetini görmek... (Onlara her hususta, malca, bedence yardımda gayretli olmak). 7. Güzel huylulukla, iyi ahlâk ile amil olmaya çalışmak... (Huylarını düzeltmek, kötüleri bırakmak, iyileri tatbik etmek). 8. Tarikatinin günlük evradına müdavim olmak... (Virdlerini, zikir ve tesbihlerini çekmeye devam etmek, ihmal ve tembellik yapmamak). 9. Ruhsatlarla amel etmeyi, dinî ahkâmı tevillerle çığırından çıkarmayı bırakmaktır. Çünkü dindeki ruhsatlar zayıf müslümanlara gösterilen kolaylık ve hafifletmelerdir; yüksek himmetli olması şart koşulan dervişlere o gibi kolaylıklara temayül yakışmaz, dinin ahkâmını sabır ve tahammülle yerine getirmek, himmetli ve gayretli kimselerin şiarı olmak gerekir. Yüce Rabbimiz bizleri de sayılan bu güzel hasletlere sahip, özü sözüne uygun, himmetli, gayretli, şuurlu, sevimli, samimi, sabırlı, vefalı müslümanlardan eylesin. Âmîn, bi-hürmeti seyyidi’l-mürselîn ve âlihî ve sahbihî ve men tebi’ahû bi-ihsânin ecma’în. Prof. Dr. M. Esad COŞAN (Rh.A) Dipnotlar 1. Ebû Abdirrahmân es-Sülemî, Tabakâtü’s-sûfiyye, s. 388
__________________ [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Konu Sahibi KardelenGül 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Ufka Yolculuk 5. Bilgi ve Kültür Yarışması | Yarışmalar/ Bilgi Yarışmaları | Mihrinaz | 4 | 2070 | 24 Aralık 2016 21:19 |
Ramazan ve Kadir gecesi | Oruç-Ramazan | su damlası | 3 | 1911 | 28Haziran 2016 11:51 |
Abdest ve namazın tıbbî faydaları | Namaz-Abdest-Teyemmüm | Esma_Nur | 1 | 1726 | 27Haziran 2016 16:11 |
Neredesin ey nezaket | Adap-Edep-Ahlak | KardelenGül | 0 | 1838 | 27Haziran 2016 16:09 |
Allah güzeldir, güzelliği sever | Adap-Edep-Ahlak | KardelenGül | 0 | 1778 | 27Haziran 2016 16:08 |
06 Ağustos 2015, 14:30 | Mesaj No:2 |
Cevap: Tasavvufun Aslı
Nefsini terbiye ile meşgul olmayan zahirde abid olsa ne fayda Marifetullah kaygısı ile Aşık olmayan yedi cihanın ilmini okumuş Alim olsa ne fayda Konuyu görünce her bir kıtası bir kitap değer ve hikmetindeki Eşrefoğlu Rumi nin şu şiir geldi aklıma: oturup saatlerce her mısrası üzerine ağlamak gerek. Ben dost hevâsına düştüm Özge hevâ neme gerek Başımda dost sevdası var Dahi sevda neme gerek Ey zâhid-i dünya-perest Var zühdünü arzeyleme Ben âşık-ı şûdîdeyem Zerk u riyâ neme gerek Ben dost yolunda nakdimi Hep oynayup üttürmüşem Çün gitti külli varlığım Havf ü recâ neme gerek Ben lâubâli giderem İki cihanı n'iderim Meylim yok sekiz uçmağa Pes mâsivâ neme gerek Ben uykumu fikr etmezem Düş görüp ta'bir etmezem Ben gelmezem ben gitmezem Beka fenâ neme gerek Ben mest-i ezel gelmişim Ben tâ ebed mest giderim Hiç ayılmaz esrüklüğüm Zühd ü takvâ neme gerek Ben dost ile peymânımı Elest'ten ön berkitmişim Ben dostu ıyan görmüşem Hayal rüya neme gerek Gerçi sûrette insanım Ben sultan-ı ins ü canım Ben fârig-ı dü cihanım İşbu gavga neme gerek Ben Eşrefoğlu Rumî'yem Ben bâkiyem ben kadîmem Ben ol mürg-i lâhûtiyem Arz u sema neme gerek
__________________ Bilmiyorlar Allah'ım Bilseler Yapmazlardı... | |
06 Ağustos 2015, 14:47 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 31327 Üyelik T.:
23 Eylül 2013 | Cevap: Tasavvufun Aslı
Allah razı olsun musab kardeşim konuya katkın için teşekkürler
__________________ [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
06 Ağustos 2015, 14:59 | Mesaj No:4 |
Cevap: Tasavvufun Aslı
Rabbim sizden de razı olsun bu güzel konu için. Esad Hocamında ruhu şad olsun.
__________________ Bilmiyorlar Allah'ım Bilseler Yapmazlardı... | |
06 Ağustos 2015, 15:03 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 31327 Üyelik T.:
23 Eylül 2013 | Cevap: Tasavvufun Aslı amin kardeşim amin Allah razı olsun bizleride o mübareklerin yolundan ayırmasın ilimlerinden sohbetlerinden istifade edip nasip alanlardan eylesin.amin.
__________________ [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Tasavvufun Dili | Esadullah | Tasavvuf-Tarikat | 3 | 07 Nisan 2013 15:24 |
TASAVVUFUN ANAHTAR TERİMLERİ | Armagan | Tasavvuf-Tarikat | 1 | 07 Nisan 2010 02:43 |
Tasavvufun menşei | zinnureyn | Tasavvuf-Tarikat | 0 | 19 Şubat 2009 19:29 |
Kur'an ın aslı yakıldı mı? | Belgin | İslam/Dinler/Mezhepler | 2 | 03 Mayıs 2008 13:11 |
ALLAH'ı sevmenın aslı | Verda_Naz | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | 1 | 15 Mart 2008 00:14 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|