Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM DİNİ KONULAR.::. > Muhtelif Dini Konular > Tasavvuf-Tarikat

Konu Kimliği: Konu Sahibi tevhit06,Açılış Tarihi:  18 Şubat 2009 (22:27), Konuya Son Cevap : 18 Şubat 2009 (22:27). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 18 Şubat 2009, 22:27   Mesaj No:1
Avatar Otomotik
Durumu:tevhit06 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2427
Üyelik T.: 30Haziran 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 3
Konular: 3
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Tasavvuf nedir nasıl anlamak lazımdır

Tasavvuf nedir nasıl anlamak lazımdır

Tasavvuf nedir nasıl anlamak lazımdır
(Fatih ÇITLAK Hoca Efendinin Radyoda yayınlanan, sohbetini bilgisayara yazdım ve sizinle paylaşmak istedim)

Tavsiyeyi kalp, tezkiyeyi nefis, tahliyeyi ruh Demişler
Tasavvuf saflaşmaksa, öze varmaksa, kelime manası olarak, saflığın ölçüsü bu saflıktan elde edilmesi gereken murad edilen şey nedir,
Biz ruhlar aleminden, çok güzel bir şekilde cenabı hakka söz vererek, ruhlarımızla söz vererek, Cesedimize bürünerek neticede bu imtihan haneye geldik. Allah telaya yakını kesbetmek için geldik, sadece ibadet yatıp kalkmak değildir, ibadet bir idrak işidir, idrak niyeti getirir, niyet beraberinde ameli getirir, o amelle o şura o idrake vardığınızda, onun adına ibadet; onu yapan insana da abd, kul denir.
Dolayısıyla bizim hakkıyla kul olmamız için, yani elimizden geldiği kadar, yoksa Allaha hakkıyla kul olunmaz, fakat hakkıyla kul olmamız için, bize engel olabilecek şeyler, bu ayağımıza dolanacak şeyler, veya müfredatta karşımıza çıkacak şeyleri iyi öğrenmemiz lazım, bunlardan bir tanesi nedir mesul olduğumuz hem bizim hayvaniyet derekelerine düşmememiz için, ama hemde bizim, insanı sahsiyetimiz ve çehremiz olan nefsimiz var. Bu nefis ruhumuza bir perde olmuş, kalp denilen cevherde bunun içerisine konulmuş, bu nefsin tezkiyesi lazım. Yani Dünyanın getirdiği bu aşağılık istan dediğimiz yerin getirdiği halden, bulaşmayacak ve kirlenmeyecek bir hale bürünmesi lazım. Buna gayret etme hali,

Tasviyeyi kalp ne; böyle bir nefsin içerisinde, o nefsi sevki idare eden,ve dolayısıyla kirlenmekten kendisini muhafaza edecek olan bu kalp, nazargahi ilahi olduğu için, cenabı Hakkın nazar ettiği yegane yerin insanın kalbi olarak beyan ettiği için, bu kalbin masiva dediğimiz, Allahdan gayri olan şeylerden temizlenmesi lazım. İşde buda bir saflaşma metodu, yani nefsi; kalbe herhangi bir pislik bulaştırmayacak şekle getirmek, yani ibadette ağarlık vermeyecek, ibadete sevk edecek bir hale getirmek. Teskiyeyi nefis, saflaşması öze vakıf olması, ve cenabı hakkın özümüzde bize, nazargah olarak ihsan ettiği kalbin, temizlenmeside yine bir tasviye ve yine bir tasavvuf işi. Tasavvufun özü temizlenmek.

Peki tahliyeyi ruh ne; Bizde müteaddit ruhlar var, yani bir tane ruh zannedilir o, bir çok ruh vardır.Ruhu cemadat vardır, ruhu nebadat vardır, ruhu hayvanat vardır,ruhu insani vardır,ruhu sultani vardır,ruhu sır vardır,ruhu sırrur sır vardır,birde ruhu izafi vardır.İşte ruhun hayvanat kısmını geçtik yani dünyadan zevk alan vs. yapan , bitkilerle madenlerle,camadatla hayvanatla ortak olan telezüzümüzü yaşadığımız ruhtan geçtik ama bizim, nereden gelip nereye gittiğimizi idrak etmeye, vesile olacak, cenabı hakkın bize ihsan ettiği bir ruh var. Bu ruhun rahat hareket edebilmesi, geldiği yeri özleyerek, sahibini oraya doğru çekmesi, ruh ma-al ceset olarak, kullukda müdavim olması, ruh ma-al ceset oduktan sonra, tasviye edilmiş bir kalbin imametinde, yürümesine insanı kamil yolunda, yürümek bir seyrü sülük ,işte bu seyri sulük, ummanda bir seyir defteri diyoruz.
Mesela her akşam muhasebeyi nefis bir seyir defteridir. ve amel defterinizi tamamen açılmadan evvel sizin açmanız bulmanız demektir. Neticede tasavvuf; muhasebeyi nefsi aşkla yapabilme hali. her şey taklitle başlar bu sahanın da bidayetinde ilim vardır, ilimsiz, idraksiz, amelsiz ve ihlazsız tasavvuf düşünülemez.

Şeriat tasavvuf ilişkisi meşhur bir hadisi şerif var, Cibril hadisi şerifi diye geçer,Cebrail a.s. Peygamber efendimize gelerek önce imanı sonra islamı soruyor dinleyip tasdik ettikten sonra daha sonrada İhsanı soruyor,İhsan nedir, Önce biz şunu anlayalım imandan sonra islamı zikretmesinden daha tabi bir şey yoktur deriz o bizim zihnimize yerleşmiştir. İslamdan sonrada İhsanın zikredilmesinde de bir acayiplik yok o kadar normal bir şey demekki bu ve elzem vede lüzumlu. İhsanı anlatırken iki cihan severi efendimiz, ‘’Allahı görürcesine ibadet etmektir’’ buyuruyor.Bu ne demektir kurbiyettir,yaklaşmaktır. Ve rahmetellil alemin olması hasabiyle, ihsanın en asgari mertebesini hiç olmazsa hal olarak yaşayamıyorsan bile idrak noktasında şöyle olmandır diyerek bize o rahmetinden bir nasip bir nebzecik olsun nefes almamız için ikram etmiştir Allah Resulü ne buyuruyor sen onu görmesende o seni görüyor. En asgari olabilecek sayılabilecek idrak seviyesi ihsanda budur. ama ilk söylenen söze bakılırsa, saadetle buyurdukları söze bakılırsa, İhsan mertebesi; Allahı görürcesine ibadet etmektir.
Emirler karşısında iki tane halimiz vardır bizim, Allah tealaya itaat ederken iki yönümüz vardır, biz müminsek bir Allahın bize buyurduğu Cenabi Hakkı tanımamızı Cenabi Hakkın bize buyurduklarını emrettiği ve nehyettiği şeyleri kabul ederiz,bu bizi mümin yapar, yani Cebrail a.s. ın ümmete dinini öğretmek için gelen Cebrail a.s. ın , Peygamber efendimizin ağızlarından çıkan,tasdikle imanı ve islamı alakadar eder bu inanır o halde teslim olur bu kabuldür. Fakat insanın bu; ancak ve ancak, mesuliyetini fark etmesidir bu. Yakınlık bununla sağlanmaz, yakınlık için ne şartı vardır, hadisle birleştirelim. Tahsin şartı vardır, Tahsin güzellemek demek, güzel görmek demek, hep şöyle anlatıyorum, müsaadenizle Allah telala Cenabi hak bize Namazı ihsan eylemiş, namazı ihsan eylemiş diyoruz, lisanımıza öyle yakışıyor ki bu Namazı emretmiş bile diyemiyoruz, Namazı ihsan eylemiş. Namazı emretmiş evet namaz var,bir kabuldür, namazı kılıyorum bu da bir kabuldür ne güzel emretmiş demek; Tahsin şartıdır.Bir insan Allah telalanın buyrukları kaderi,buyrukları,emirleri ve nehiyleri hususunda; Ne güzel emretmiş şuuruna varamıyorsa, ihsan mertebesine asla ulaşamıyor.yani olsa da olur,olmasa da olur,bir şey olsa Hz.Cebrail a.s. İslamdan sonra,ihsanı sormazdı.Demekki lüzumlu bir şey. Hemen tasavvufla söylediğim cümleyi buraya bağlayım, ne güzel emretmiş demek için, insana lazım olan şey; Allahın rızasına muvafık bir şekilde Allahı sevmektir. İşte tasavvuf; nasıl o çerçeveden çıkmadan Allah sevilir onu öğreten ilmin adıdır.

Tasavvufun temelindeki aşk muhabbet olarak baktığımızda; Allah tealanın cenabı Resule s.a.v. Efendimize indirdiği ayetlerde bu ilahi aşkı müşade etmek icap ediyor, ama onun haricinde tezkiyeyi nefis lazımıdır değimlidir, derahim den ille de bir delil bulmak isteyen varsa da onuda Cenabı Hak nefsi emmare hakkında nefsi levvame hakkında, nefsi mülhime hakkında yedi nefis hakkında ayetler olduğunu hatırlatmak lazım.
Vahyin muhatabı akıl mıdır, gönül müdür. Buradan yola çıkarak akıl gönül ilişkisini biraz irdelersek,
Hem temel olarak dinin kaynağı vahiydir, insanda da temel olarak bu vahyin muhatabı kalp dir. Bu çok açıktır, daha açıklarsak; dinin kaynağı vahiydir, insanlar kendi başlarına din tahsis edemezler, din kuramazlar. öyle olduğu gibi, vahyin muhatabı da kalp dir. Hemen gelelim tasavvufun tesviyeyi nefis Tasviyeyi kalp kavramlarını bir kenara koyalım, tekrar hemen Cibril hadisine geçelim, hemde böyle deneme yanılma metoduyla daha yerleşsin. Allah Resulüyle Cebrail muhatap şimdi bir kere bakın Cebrail in makamını akıl olarak görürler, Allah Resulüne muhatap oluşu bile farklıdır. Esas muhatap o getirip götürme meselesinde; merkez muhatap Cebrail değildir vahiy de ,kalpdir.bir kere ayeti kerimede var, ‘’kalbi olan için’’sonra yine birçok ayeti kerimede gözleri kulaklarının olduğu halde,kalpleri mühürlü oluşuna dikkat çeker,neticede aklın da bu kalbin mühürlü oluşundan dolayı aklında beyinsel fonksiyonlarını akli fonksiyonlarını kalp hasta olduğu için,yapamadığı ve yine aklı selim kalbi selim in bir şubesidir.kalbi selimle gelirsiniz kurtulursunuz der Hz. Allah, aklı selimle demez. Peki niye akıl baliğ olanadır emir, hemen hadise dönelim tekrar,bir daha alıyorum orayı; iman tarifinde aklı görür müyüz Amentü billah dediğimizde akıl var mı dır, kabullenme vardır, peki niye akıl lazımdır, Tasavvufda da akıl makbuldür, tabi hiçbir zaman meczup lük makbul değildir. Cazibeye kapılmak makbul değildir cazip olmak esastır. neden; bütün öğrendiğimiz, hani konuşmanın başında söylemiştik ya nefis sadece bizim hayvani tarafımızı göstermez; kul olduğumuzu bizim şahsiyetimizi gösterir, işte Tasviyeyi Teskiyeyi tahliyeyi idrak eden, islamı idrak eden bir kalp; bunu hayata tatbike ihtiyacı vardır, hayata tatbiki olmayan bir islam; hayata tatbiki dolayısıyla bir iman yani hayata tatbikatı olamayan bir ihsan ki tasavvufun konusudur, asla ve asla bir ilmi hal şeklini alamaz. Hayata tatbik etmek için hayatın gerçekleriyle hayatın durumuyla rasyonis haliyle bunlarla baş edebilmemiz için bize lazım olan cevherin adına akıl denir. Bunu idrak edemeyen akla, aklı hayvani Sahibi denir. Nereden gelip gittiğini anlayan; iman ve islamı idrak eden, ve böylece bunu hayatına tatbik etmek isteyen insanın aklına aklı ma-at denir, insani akıl denir, sonradan Hz. Allahın, kendi aklından ihsan ettiği peygamberler gibi çok büyük veliler gibi ihsan ettiği lufettiği bir akıl vardır ki Hadisi şerifte’’ ben onun gören gözü, işiten kulağı, tutan eli söyleyen ağzı, yürüyen ayağı olurum’’ şeklinde ifade edilen dir ki işte bu kulluğun seyir defterinin Cenabı Hakkın bize çizdiği seyir defterinin nihai noktasıdır, bir kul için. Ondan sonraki olan makamlar Allaha aittir. Bir kulun bunu hayata tatbiki için akıl lazımdır. Dolayısıyla iman da kalben inandı bu imanın gerektiği şekilde tuzaklara kapılmamak bu iman çerçevesinde yaşamak için akıl lazımdır.
İslam 0 inandığınız namaz vaktinizi tayin ve kaçırmamanız için yine akıl lazımdır, İhsan Allahı görür gibi ibadet etmekten düşmemek için size bir akıl lazımdır. Uyanmış bir kalbin, beraber iştirakiyle, ortaklaşa beraber atbaşı gibi gittiği akıl ve kalbe muhtaç olduğumuz için, ve bunu cem ettiği içinde Allah Resulü s.a.v. Efendimizin getirdiği beyan ettiği mükemmel ve mükamil olan hale İslam, ve bu yaşama haline de sıratı müstakim üzere olmak diyoruz.
Akılsız gönül meczup mu olur hocam, gönülsüz akıl haddimi aşar.
Gönülsüz akıl kafir mesabesindedir, nereye tecavüz ettiğini bilmez, bazen ibadet ediyorum zannıyla Allaha aleni şirk bile koşabilir. Rehbersiz kalmıştır ışıksız kalmıştır.
Akılsız gönülde meczul olur o da caiz değildir.
İnsan olmaya karar verdiğimiz andan itibaren bize hitabeden Kitabullah vardır ve örnek olan Resurullah vardır.
Şeriat, Tarikat, hakikat ve marifeti şöyle formülüze etmişler formül bile demek doğru değildir. İlişkilendirmişler.
Şeriat; Kavli Muhammedi, Allah Resulünün kavilleri,
Tarikat; Fili Muhammedi, tatbikatında var, Allah Resulünün, mesela tasavvuf terbiyesi deriz tarikat terbiyesi deriz, bir çok şeye bakarız bazen deriz ki şu Müşdin terbiyesi nerde var dinde var mı deriz. Hemen açmak için söylüyorum, bir daha ömür verir mi Hz. Allah bilemiyorum. Mesela iki cihan serveri s.a.v. Efendimiz; Ölmek üzere olan bir kişi şehadet getiremiyor ve canını veremiyor, Anne hakkı olduğunu fark edince ne yapıyor iki cihan serveri Efendimiz; çalı çırpı toplayın yakacağız diyor, ama yakmıyor, Anne hakkını helal ediyor. Sözde yok bu. Fakat fili peygamberiyede terbiye etme metodu var tarikat. Peki diyorlar ki hakikat hali Muhammedi. Peki marifet; sırrı Muhammedi diyorlar. Değil bırakın dinde var mı dır yok mu dur diye konuşmayı, Tasavvufun bütün merhaleleri, şeriat tarikat hakikat marifet denilen ve hatta kurbiyet diye devam eden, bütün bu hepsi Hz. Muhammed Mustafa da cem olmuştur. Bir insan Allah Resulünün Haliyle filiyle kavliyle sırrıyla münaki olmadan ne bir seyrü süluk yapması ne kendi seyir defterini tutması imkânı yoktur.
Tasavvuf ihsanın hayata tatbikidir.
Aşk neye denir
Nefiste zuhur eden hasıl olan muhabbete şehvet denir, Ruhta hasıl olan muhabbete aşk denir. Dolayısıyla ruhta hasıl olan muhabbet; bizi kendi benliğimizden, ben dediğiniz şeylerden soyar, O diyecek hale getirir. O diyecek hale getirmeyen bir aşk ibadet Allah katında da insanlar katında da muteber değildir muhakkak kopmaya fani olmaya mahkûmdur.

İnsanı da kendi benliğinden soyan şeye mana denir. İnsan kendi benliğinden soyunmadan mana sahibi olamaz. Mesela namaz manalı bir harekettir. Riya ile kıldığınızda manası kalmaz. Namazın şekli kalır. İşte insana bu mana hakim olarak yaşamayı dışardan telkinle değil; içerdeki cevherle yaptıran uyanan enerjinin adına aşk denir.

Tasavvufun özü Allaha yaklaşmaktır. Sadece Allahı kastetmektir, Cenabı Hakkın haricinde ayak bağı olabilecek şeylerden teker teker temizlenmektir, fakat bunu yaparken bulunduğunuz konumda Dünyada hangi şekildeyseniz, Dünya demeyelim hangi ortamdaysanız, o ortamı Allahın sizden beklediği şartları yerine getirerek yaşama halidir tasavvuf.

M.Fatih Çıtlak Hoca efendinin sohbetinden Ramazan Kalaycı (tevhit06) tarafından derlenmiştir.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi tevhit06 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Tasavvuf nedir nasıl anlamak lazımdır Tasavvuf-Tarikat tevhit06 0 1746 18 Şubat 2009 22:27
İslamın başlangıcı İslam/Dinler/Mezhepler tevhit06 0 2051 23 Ocak 2009 05:46
Tasavvuf**bidat mi Hurafeler-Bi'datlar ali70 3 2347 23 Ocak 2009 05:39

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Büyü Nedir? Nasıl Başlamıştır? Büyünün İslâmî Hükmü Nedir? Belgin Soru Cevap Arşivi 3 03 Ocak 2022 18:43
Din Kardeşliği Uhuvvet ve Tasavvuf Kardeşliği Nedir ? Esadullah Muhtelif Konular 5 15 Şubat 2016 14:03
TASAVVUF NEDiR,NERDEN NE ZAMAN ÇIKMIŞTIR.. bilinmez Tasavvuf-Tarikat 3 06 Şubat 2014 07:08
Tasavvuf nedir? Medine-web Tasavvuf-Tarikat 68 13 Ocak 2013 18:09
''Kitab nedir, iman nedir bilmezken'' nasıl ''muhteşem bir ahlâka'' sahip olunur? AŞK'ÜL İSLAM Adap-Edep-Ahlak 16 15 Ağustos 2012 22:28

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.