Fetolar bitmez ama!

[Esma_Nur]

Fetolar bitmez ama!

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in hayatını kaybetti. Fetullah Gülen'in yeğeni Ebuseleme Gülen, "Fetullah Gülen hayatını kaybetti" dedi. Fetolar bitmez kötülükler bitmez ateşi bol olsun darısı Netanyahunun başına.

[Mihrinaz]

.Dini, itikadi, siyasi, ahlaki her alanda ülkeye, insanlığa ve İslam'a verdiği zarar, sömürdüğü kanına girdiği örgütüne alet ettiği, canina kastettiği, sebep olduğu, ocağına ateş düşürdüğü tüm vatan evladının ahı boynunda.. Hesap görücü olarak Allah yeter. Üstüne çok birşey söylemeye gerek yok.

Ölümüne sevinen boşuna sevinmesin. Zira bu bir kişi yada lider değil dini kullanan, cemaat tarikat ayaklı derin sarmal bir yapıdır. Biz akillanmadikça biri gider biri gelir. Fetöler hiç bitmez.

Bu günlere gelmemizde, çok emeği olan zât azabın bol olsun, hesabın çetin olsun. İşte şimdi senin yattığın yere ateş düşsün, ateşi bol yerde ağırlanasın.

[Kara Kartal]

İyi bilmezdik hakkımız haram zıkkım olsun zebaniler karşılasın. Cehennemin en harlı yerinde yansın alçak soysuz şerefsiz

[Vasat]

Hesap görücü olarak Allah yeter diyorum. O veya benzerleri, her neyi hak ettilerse tastamam adalet üzere layıklarını bulacaklar. Herkes neyi hak ettiyse bulacak; ve bu, tam olarak bu, insanın içini sakin kılıyor. Aksi halde, kötülüklerin cezasız kalacağını, mazlumların haklarını alamayacaklarını düşünsek: içimiz yanar yanar dururdu, hiç durmaksızın.

[Medine-web]

islam insanı tarif ederken iki grup insanı net görür.siyah(kafir) ile beyaz (mümin). bi de gri grubuna giren kesimleri müşrik ve münafık olarak tanımlar.tüm peygamberlerin uğraştığı kesim gri kesim olmuştur. ilk iki kesim yani siyah ile beyaz arasındaki mücadelede kaypaklık yok her şey nettir.karanlığı tercih eden veya nuru tercih eden...asıl tehlike karanlığı gördüğünde nur arayan nuru gördüğünde karanlıktan yana olan(nisa 143 teki müzebzebine beyne zalik-bir orada-bir burada; ne tam orada-ne de tam burada) kesimlerin yeri derkul esfeldir.

Resulullahın 23 yıllık nubuvet hayatının yuzde 60'ını gri kesimle(abdullah bin sebe ve türevleri) uğraşmakla geçirmiştir.bu uğurda inşa ettikleri mescidi dirarı yıkmaktan çekinmemiştir.bir peygamber cami mescit yıkar yakar mı? yıkar çünkü gri mescittir cemaati ise nifak şirk fitne fesat yuvası gerçeği...

Bu adam fatır 5.ayetinde geçen "aldatıcılar griler kandırıkçılar manilpulatif yaratıklar sizi Allah ile aldatmasın" grbuna girer.vaiz din adamı kisvesine giren bu belam malesef kendi niyet ve hedefinde çok da başarılı olmuştur.kötü köpek sürüye kurt getirir misali...nur kisvesinde karanlığı aşılamıştır.nice farzları teferuat nice haramları istihsan ile bulandırmıştır.toplumların yumuşak karnı olan din ve milliyetçiliği çok ustaca kullanmıştır.kendisini yetiştiren mürşidim diye tanıttığı bediuzzamanı kürt olduğu ve kendisi de faşizm seviyesinde ırkçılık damarına basıldığı vehmiyle; Onu çok severim sayarım ama bir kürdün elini öpmem diyecek kadar faşizan turancılıkla zehirli bir kafa yapısından hiç vazgeçmemiştir.

dinler arası diyaloğ ile çok sinsi çok gri bir amaç güderek yahudi hristiyan papaz haham keşişlerin elini öpecek kadar da aşağılık bir yaratık olmayı başarmıştır.tabiri caizse hedeflerine ulaşmak için şeytanizmle tevhidi barıştırma karıştırma yolunu seçmiştir.ve bunu hoşgürü ile tarif etmiştir.

başarılı oldu mu evet.köy vaizi iken uluslar arası maddi bir holding fiziki bir eşkiya biyolojik bir mikrop ve kendisine inanan saf müslümanların milyonların hayatını yuvasını perişan ederek terörün adeta kitabını yazmıştır.

ve sonuç; fe eyne tezhebun ( nereye bu gidiş nereye kadar...varacağın yer ergeç hesap vermek değil midir).

bir müslüman olarak hakkımı helal etmiyorum.Allahın yetkilerine mudahale edecek kadar da ukala değilim haddimi bilirim.

Allah O'nu bildiği gibi yapacaktır inşaallah.Mekanın hutame olsun ey müzebzebin belam.

[Kara Kartal]

SENAİ DEMİRCİ
Son ölüm olayı beni ilgilendirmiyor; o kadar da gündemimde değil ama konu ölüme gelmişken, yaşama şeklimizi de sorgulamamız gerek. Kendilerini İslamcı olarak tanımlayan kimi çevrelerin Said Nursi gibi bir delikanlıyı F. Gülen'in adıyla harcamaya kalkması, Risale-i Nur gibi şahane bir tefekkür akışını, ne olduğu malum bir cemaatin zorbalıklarıyla mahkum etmesi kanıma dokunuyor. Buna izin veremeyiz. F. Gülen ile Said Nursi arasındaki bağın tek adı "haset"tir. Kendi itirafıyla da, Said Nursi'ye Türk olmadığı için düşmanlık besler. Risale-i Nur ise iktidar ve güce asla tenezzül etmeyen, menfaate ve çıkara zerre kadar prim vermeyen özgür ve sivil bir tefekkürün herkese açık kayıtlarıdır. Said Nursi ve Risale-i Nur, bugünkü görüntüsüyle 'Nurculuk'a eşitlenemez, kendilerini Nurcu diye etiketleyen marka hırsızlarının hıyanetlerine mahkum edilemez. Said Nursi, söyleyebileceği her şeyi söylemiş, hiçbir cümlesini yarım bırakmamış bir hür mütefekkirdir. Tefekkürünü yazılı olarak bırakmıştır; hiç kimsenin ona vekil ya da halife olmasına ihtiyacı yoktur. Kitap dediğin herkese hemen açıktır. Herkesin erişim alanı içindedir. Bu kadar...

Diriliş postası
10 sene önce ölse "Büyük Âlim" muamelesi görüp, cenazesinde devlet protokolünü toplayacak biri, bugün "Hain" olarak uzaklarda ölüyor! Tarihteki tüm kahraman ve hainlere, böyle bakmak lazım biraz da!'

Tayyip Erdoğan'

Milletin çocuklarını “hizmet” diyerek, “himmet” diyerek mankurtlaştıranların sonu tarihteki diğer insan kılıklı iblisler gibi onursuz bir ölüm olmuştur.

Biliyor ve inanıyoruz ki “Allah’ın cezalandırması çetindir”.

Bu hainler tüm uğraşlarımıza rağmen, maalesef, emrinde oldukları ağababalarının eteğine yapışarak Türk adaletinden kaçmayı başardılar.

Bu dünyadan işledikleri suçların, hakkına girdikleri insanların, ifsat ettikleri körpe beyinlerin ve döktükleri şehit kanlarının hesabını vermeden gittiler.

Ama ilahi adaletten kaçamayacaklardır.

Rabbimiz, bu ülkeye ve bu millete yaptığı kötülüklerin ve verdiği zararların hesabını bu hainlerden tek tek soracaktır.

Biz de devlet olarak FETÖ tamamen tasfiye oluncaya kadar mücadelemizi kararlılıkla devam ettireceğiz.

Devletimizin tüm kurumlarının nefesi, ister yurt içinde ister dünyanın en ücra köşesinde olsun, FETÖ’cü sırtlan sürüsünün ensesinde olacaktır.

Baş hainin ölümüyle şehit ailelerimizin yüreği biraz olsun soğumuş, gazilerimiz biraz olsun teselli bulmuş, Türkiye’ye ihanet edenlerin akıbetinin ne olacağı böylece görülmüştür.

Başta dava ve yol arkadaşımız Erol Olçok ile kıymetli evladı Abdullah Tayyip olmak üzere 15 Temmuz gecesi istiklal ve istikbalimiz uğrunda şehit olan bütün kahramanları rahmetle, şükranla, minnetle yâd ediyor; ruhları şad olsun diyorum.

Oğuzhan Oğur
İyi hatırlıyorum o günü. Ben de mahkemedeydim. Bir avuç insan vardı yanımızda. Gerçekten bir avuç… Asla unutmam. Şimdi ‘ateşi bol olsun’ diyen gazeteciler evlerindeydi. Ergenekon kumpasını zafer olarak adlandırıyor, kutluyorlardı. Toplumun da pek azı umursuyordu bu durumu, birbirimizi kandırmayalım. Şimdi çığ gibi lanet yağıyor ölüsüne. O gün değil, şimdi. Sevineyim mi? Fayda eder mi? Arkadaşlarım telefonda konuşmaya bile korkuyordu benimle. Sosyal mecralarda Hocaya laf etme Allahsız yazıyorlardı bana. Darbeci diyorlardı. ‘Geberdi’ yazmış TRT. Oysa ben TRTnin yasaklılar listesine ilk kez Fetullah’a fetö dediğim için girmiştim. (Halen yasaklıyım ❤️) Ne yapayım şimdi? Ben de zamanında fetönün elini ayağını öpenlerle bir olup en sert beddua yarışına mı gireyim? Girmem hocam. Ben hiç sevinmedim. En fazla ‘alacağım vardı bu heriften! Ahirete kaldı!’ diyebilirim.