|
Konu Kimliği: Konu Sahibi enderhafızım,Açılış Tarihi: 25 Ekim 2012 (00:42), Konuya Son Cevap : 25 Ekim 2012 (00:42). Konuya 0 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
25 Ekim 2012, 00:42 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 5879 Üyelik T.:
28 Aralık 2008 | Hz. Peygamber’in Hac Esnasındaki Hutbeleri Hz. Peygamber’in Hac Esnasındaki Hutbeleri Hz. Peygamber’in Hac Esnasındaki Hutbeleri - Hz. Peygamber veda haccında “Şeytan artık kendine ibadet edilmesinden ümidini kesmiştir. Fakat sizin hafif gördüğünüz bazı günahları işlemenizden de hoşnut olur. Ey insanlar! Onun şerrinden Allah’a sığınınız. Ben size miras olarak öyle bir şey bırakıyorum ki, eğer ona yapışırsanız ebediyyen şaşırmaz, yolunuzu kaybetmezsiniz. O da Allah’ın kitabı, peygamberinin sünnetidir. Her müslüman diğerlerinin kardeşidir. Müslümanlar kardeştirler. Hiçbir kimseye kardeşinin malını yemek helâl değildir. Ancak kardeşi isteyerek verirse olabilir. Birbirinize zulmetmeyin ve benden sana tekrar küfre dönüp birbirlerinizin boynunu vurmayın” buyurdu.[1] - Hz. Peygamber, Mina’daki Hayf mescidinde bize bir hutbe irad ederek Allah’ın şanına yakışır bir şekilde onu medhu sana ettikten sonra şunları söyledi: Kim ki ahireti hedef alırsa, Allah onun içini rast getirir. Onu tok gözlü yapar. İstemediği halde Dünya onun eline gelir. Kimin hedefi de Dünya ise, Allah onun işlerini dağıtır. Onu aç gözlü yapar. Dünyada, ancak ona taksim-i ezelide taksim edilen rızık gelir.”[2] - Allah’ın Rasûlü Mina’da Hayf Mescidinde bir hutbe irad ederek şöyle dedi: Allah, benden bir hadisi dinledikten sonra onu başka bir kardeşine nakleden bir kimsenin yüzünü nurlandırsın. Üç şey vardır ki, bir müslümanda bulunduğu zaman onun kalbine hiyanet girmez. Onlar da şudur: Ameli halisan Allah için yapmaktır. İdarecilere nasihatta bulunmak ve müslümanların cemaatinden ayrılmamak. Çünkü onlara, müslümanların duaları arkalarından siper olur.[3] - Hz. Peygamber yoluna devam etti ve Arafat’a geldi. Arafat’ın Nemre semtinde kendisi için kurulan çadırda güneş batıncaya kadar dinlendi. Sonra Kusva isimli devesinin getirilmesini emretti ve devesine bindi. Batni’l-Vadi denilen düzlüğe gelince halka şu hutbeyi okudu: Kanlarınız mallarınız birbirinize haramdır. Tıpkı bu gününüzün, bu ayınızın haram olduğu gibi. Dikkat ediniz, cahiliye içinden ne varsa hepsi benim iki ayağımın altındadır. Cahiliyetteki kan davaları kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası, Rabia b. Haris’in kanıdır. Cahiliye devrindeki faizler de kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk faiz Abbas b. Abdulmuttalib’in faizidir. Onun tamamı kaldırılmıştır. Kadınlar hususunda Allah’tan korkun. Onları Allah’ın kelimesiyle kendinize helal kıldınız. Sizin onların üzerinde olan hakkınız, sizin yataklarınızı hoşunuza gitmeyen bir kimseye çiğnetmemeleridir. Bunu yaptıklarında herhangi bir yerlerini kırmayacak şekilde onları dövünüz. Onların da sizin boynunuzda hakları vardır. Bu da örfe göre onları yedirip giydirmektir. Sizin aranızda öyle bir şey bırakıyorum ki. eğer ona sığınırsanız dalalete düşmezsiniz. O da Allah’ın kitabıdır. Siz benden sorulacaksınız. Ne cevap vereceksiniz? Sahabiler “şehadet ederiz ki, sen Allah’ın sana gönderdiği vahyi tebliğ ettin. İnsanlara nasihatta bulundun, vazifeni eda ettin” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber şehadet parmağını evvela göklere doğru kaldırdı, sonra insanlara doğru yöneltti ve “Yarabbi! Sen şahid ol. Yarabbi, sen şahid ol. Yarabbi, sen şahid ol” dedi.[4] - Allah’ın Rasûlü kurbanların kesildiği günde halka hitab ederek şöyle buyurdu: “Ey insanlar! Bu hangi gündür?” Halk “Bu haram bir gündür” dedi. Hz. Peygamber “Bu toprak, nasıl bir topraktır” dedi. Halk “Bu hürmetli bir topraktır”dedi. Hz. Peygamber “Bu hangi aydır?” dedi. “Bu, haram alan aydır” dediler. Hz. Peygamber “Bu gününüz, bu ayınız bu toprağınız nasıl hürmetli ise, mallarınız, canlarınız ve namuslarınız da Öyle hürmetlidir” dedi. Bunu bir kaç kere tekrarladıktan sonra başını kaldırdı ve “Ey Allah’ım! Ben tebliğ ettim mi?” dedi. Hayatımı elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, Hz. Peygamber ümmetine şunu da tavsiye etti: Burada hazır bulunanlar, bulunmayanlara duyursunlar. Benden sonra küfre dönüp birbirinizin boynunu vurmayın.[5] - Hz. Peygamber bana “Halkı sustur” dedi. Ben halkı susturunca, Hz. Peygamber “Ey insanlar! Sakın gördüklerimden sonra tekrar küfre dönüp birbirinizin boynunu vurduğunuzu görmeyeyim” dedi.[6] - Hz. Peygamber ile Veda Haccında bulundum. Usame ve Bilal’i gördüm. Birisi Hz. Peygamber’in devesinin yularını tutmuştu, diğeri de Hz. Peygamber’i gölgelendirmek için elbisesini yükseltmişti. Hz. Peygamber böylece Cemretu’l-Akabe’ye taş attı. O sırada Hz. Peygamber birçok şey söyledi. Sonra şöyle dediğini duydum: Eğer sizin başınıza azaları kesik bir köle de emir seçilse, (kanaatımca siyah tabirini de kullandı) o köle size Allah’ın kitabıyla hükmederse onun sözünü dinleyiniz, ona itaat ediniz.[7] - Allah’ın Rasûlü Veda Haccındaki hutbesinde şunu söylüyordu: Allah her hak sahibine hakkını vermiştir. Artık mirasçı olan bir kimse için herhangi bir vasiyet yapmaya hacet kalmamıştır. Çocuk kimin yatağında dünyaya gelirse onundur, zina edene de taş vardır. Hesabları da Allah’a aittir. Kim ki babasından başka bir babaya kendisini nisbet ederse, veya efendisinden başka bir kimsenin kölesi olduğunu söylerse, Allah’ın kıyamete kadar kesilmeyen laneti onun üzerine olsun. Herhangi bir kadın kocasının malından ancak onun izniyle infak edebilir. Bu esnada birisi “Yemek de infak edemez mi ey Allah’ın Rasûlü?” dedi. Hz. Peygamber “Mallarımızın en kıymetlisi yiyeceklerdir” dedi. Sonra “Emanetler sahiplerine geri verilmelidir. Bir müddet sütünden istifade edilmesi için verilen hayvanlar, sahiplerine geri verilmelidir. Borçlar ödenmelidir. Kefiller de kefil oldukları şeyi ödemelidir” dedi.[8] - Hz. Peygamber kulağı kesik devesinin sırtında, ayaklarını üzengilere koymuş sesini halka duyurmak için bazan üzengiler üzerinde ayağa kalkıyor ve yüksek sesle . ’Ey halk! Siz dinliyor musunuz?” diyordu. Halktan bir kişi “Ey Allah’ın Rasûlü! Bize neyi emrediyorsunuz” dedi. “Rabbinize ibadet edin, beş vakit namazı kılın. Ramazan orucunu tutun. Başınıza geçene itaat edin ki, rabbinizin cennetine girebilesiniz” dedi.[9] - Hz. Peygamber bize Mina’da hutbe okudu. Kulaklarımız öyle açıldı ki, herkes yerindeyken onun sesini rahatça işitiyordu. Bize haccın nasıl yapılacağını öğretiyordu. Öyle ki cemrelere varıncaya kadar her şeyi öğretti. Oraya varınca, baş ve Şehadet parmaklarıyla işaret ederek “Küçük taşları atınız” dedi. Sonra emretti de, muhacirler mescidin önüne, ensar mescidin arkasına kondular. Daha sonra da diğerleri yerleşti.[10] - Hz. Peygamber’i kuşluk vaktinde Mina’da hutbe okurken gördüm. Boz bir katıra binmişti. Ali de onun söylediklerini daha yüksek bir sesle halka iletiyordu. Halkın bir kısmı oturuyor, bir kısmı da ayakta duruyordu.[11] - Teşrik günlerinin ortasında Hz. Peygamber’e yol açmak için devesinin yularından tutmuştum. Hz. Peygamber “Ey insanlar! Siz hangi günde, hangi ayda ve hangi toprakta bulunduğunuzu biliyor musunuz?” diye sordu. Halk “Haram olan bir günde, haram olan bir ayda ve haram olan bir beldedeyiz” dedi. Hz. Peygamber “İşte bu gününüz, bu ayınız, bu beldeniz nasıl haram ise, canlarınız, mallarınız ve namuslarınız da Allah’a kavuşacağınız güne kadar birbirinize haramdır. Bundan sonra zulmetmeyin, zulmetmeyin, zulmetmeyin. Bir müslümanın malı, rızası dışında başkasına helal değildir. Cahiliye devrinden kalan kan, mal ve üstünlük davaları kıyamete kadar şu ayağımın altındadır. Kaldırdığım ilk kan davası Rabia b. Haris b. Abdulmuttalib’in kanıdır. Cahiliye devrinin faizleri de kaldırılmıştır. Allah Teâlâ’nın hükümsüz kıldığı ilk faiz Abbas b. Abdulmuttalib’in faizidir. Siz sadece ana paranızı alabilirsiniz. Böylece zulmetmemiş ve zulme de uğramamış olursunuz. Zaman, Allah Teâlâ’nın gökleri ve yeri yarattığı ilk günkü şekline dönmüştür” dedi ve “Gökleri ve yeri yarattığı gündeki yazısına göre Allah’ın katında ayların sayısı onikidir. Bunlardan dördü haram (aylar)dır. İşte doğru din budur. O aylar içinde kendinize zulmetmeyin ve ortak koşanlar sizinle nasıl topyekün savaşıyorlarsa, siz de onlarla topyekün savaşın ve bilin ki Allah korunanlarla beraberdir” (Tevbe: 9/36) ayetini okudu ve “Ey insanlar! Benden sonra tekrar küfre dönerek birbirinizin boynunu vurmayın. Şeytan, artık namaz kılanların, kendisine ibadet etmelerinden ümidini kesmiştir. Fakat sizi kışkırtarak birbirinize düşürmekten de hoşlanır. Kadınlar hakkında da Allah’tan korkun. Çünkü anlar elinizin altında esirler gibidir. Kendilerini savunamazlar. Onların sizin üzerinizde hakları vardır. Yatağınızı başkasına çiğnetmemeleri ve sevmediğiniz kimseleri evinize almamaları da onların üzerinde sizin hakkınızdır. Eğer onlarda hırçınlık ve itaatsizlik görürseniz, nasihat edin. Yataklarınızı ayırın ve hafif ve şekilde dövün. Örfe uygun bir şekilde geçim ve giyinmeleri de size aittir. Siz onları Allah’ın emaneti alarak aldınız ve onları Allah’ın kelimesiyle helâl kıldınız. Şunu da bilin ki, her kimde bir emanet varsa onu, güvenerek kendisine vermiş alan sahibine geri vermelidir” dedikten sonra ellerini açarak “Tebliğ ettim mi? Tebliğ ettim mi? Tebliğ ettim mi?” dedi ve “Burada olanlar, olmayanlara ulaştırsınlar. Çünkü nice bulunmayanlar vardır ki, dinleyenlerden daha anlayışlıdır” dedi. Hasan Basri “Gerçekten de tebliğ ettikleri kimseler içinde onlardan daha çok faydalananlar olmuştur” dedi.[12] - Nasr suresi Mina’da Rasûlullaha indi. Peygamber tam teşrik günlerinin ortasında ve Haccu’l-veda’daydı. Hz. Peygamber anladı ki, bu artık bir vedadır. Kusva isimli devesini hazırladı. Sonra ona binerek Akabe’ye geldi ve Allah’ın dilediği kadar müslüman Peygamber’in etrafında toplandılar. Peygamber, Allah’ın zat-ı kibriyasına layık olacak şekilde Allah’a hamdu senada bulundu. Sonra da şunları söyledi: Ey insanlar! Şeytan artık bu toprağınızda kendisine ibadet edilmekten kıyamete kadar ümidini kesmiştir. Fakat küçük günahları işlemek suretiyle de onu sevindirmeyin. Ey insanlar! Ben sizin aranızda öyle bir şey bıraktım ki, ona sarıldıkça dalalete düşmezsiniz. O da Allah’ın kitabıdır. Onunla amel ediniz. Hazır olanlar olmayanlara iletsinler. Benden sonra peygamber, sizden sonra da ümmet yoktur. Sonra ellerini kaldırarak “Yarab! Sen şahid ol” dedi.[13] - Hz. Peygamber teşrik günlerinde, veda hutbesini okudu ve dedi ki: Ey insanlar! Rabbiniz birdir, babanız da birdir. Dikkat ediniz. Hiç bir Arabın Arap olmayana Arap olmayanın da Arap olana, siyahın kırmızıya, kırmızının da siyaha takvadan başka hiç bir üstünlüğü yoktur. Allah katında en üstününüz, en fazla takva sahibi olanınızdır. Tebliğ ettim mi? Orada bulunanlar “Ey Allah’ın Rasûlü, tebliğ ettin” dediler. Hz. Peygamber “Burada hazır olanlar, olmayanlara iletsinler” buyurdu.[14] - Hz. Peygamber kulakları kesik devesinin sırtında, Arafat’ta şu hutbeyi okudu: “Bugünün hangi gün olduğunu biliyor musunuz? Bu ayın hangi ay, bu memleketin hangi memleket olduğunu biliyor musunuz?” dedi. Dinleyenler “Bu haram beldedir, haram ay ve haram gündür” deyince, Hz. Peygamber şöyle buyurdu: “Dikkat ediniz, sizin mallarınız, kanlarınız, birbirinize haramdır. Tıpkı bu ay’ınızın, bu beldenizin, bu gününüzün haram olması gibi. Şunu bilin ki, ben sizden önce kevser havuzunun başına giderek orada sizi beklerim ve sizin çokluğunuzla ümmetlere karşı iftihar ederim. Sakin benim yüzümü kara çıkarmayınız. Ben bazı kimseleri kurtarırım. Bazı insanlar da benim elimden uzaklaştırılır. “Ey rabbim! İşte bunlar benim arkadaşlarımdır” derim. Bunun üzerine Allah Teâlâ “Sen bilmiyorsun, onlar senden sonra nekötülükler yaptılar” der.[15] [1] Hâkim, I/93 (İbn Abbas’dan). [2] Kenz, VIII/202 (Taberani, Ebubekir el-Haffaf ve İbn Neccar, İbn Abbas’dan). [3] Kenz, VIII/223 (İbn Neccar, İbn Ömer’den). [4] Bidaye, V/148; Kenz, III/23 (Ebu Davud, İbn Mace, Cabir’den). [5] Bidaye, V/194 (Buhari, İbn Abbas’dan). [6] Bidaye, V/197 (İmam Ahmed, Cübeyr’den). [7] Bidaye, V/196 (Müslim, Ümmü Husayn’dan). [8] Ebu Dâvud (Ebu Umame’den). [9] Bidaye, V/198 (İmam Ahmed, Ebu Umame’den). [10] İbn Sa’d, II/185. [11] Bidaye, V/198 (Ebu Davud, Rafi b. Amr el-Müzeni’den). [12] İmam Ahmed (Ebu Hurre er-Rakkaşi’den). [13] Bidaye, V/202; Kenz, III/26 (İmam Ahmed ve Bezzar, İbn Ömer’den). [14] Terğib, IV/392 (Beyhaki, Cabir b. Abdullah’dan). [15] Kenz, III/25 (İbn Mâce, Abdullah b. Mes’ud’dan). Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 3/151-156. |
Konu Sahibi enderhafızım 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
En Pratik Sağlık Bilgileri | Pratik / Faydalı Bilgiler | enderhafızım | 0 | 179 | 14 Ekim 2023 13:10 |
Kur'an Güzel Konuşun Diyor, Konuşuyor... | Serbest Kürsü | su damlası | 3 | 2576 | 24 Kasım 2016 14:16 |
Geeflow - Diriliş (15 Temmuz Darbe Rap Şarkısı) | İlahiler/Ezgiler | enderhafızım | 0 | 2107 | 23 Kasım 2016 12:06 |
Otuz Kuş & Dursun Ali Erzincanlı (Şehit Ömer... | İlahiler/Ezgiler | Esma_Nur | 1 | 2838 | 23 Kasım 2016 11:44 |
15 Temmuz Demokrasi Marşı (İndir) | İlahiler/Ezgiler | enderhafızım | 0 | 2422 | 23 Kasım 2016 11:10 |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Hz. Peygamber'in Hac Esnasındaki Hutbeleri | Emekdar Üye | Hacc-Umre-Kurban | 1 | 18 Ağustos 2014 17:47 |
Peygamber Efendimiz (sav) Hutbeleri (Sacit Onan) | enderhafızım | Videolar/Slaytlar | 4 | 21 Mart 2013 10:11 |
Hz. Peygamber’in Çeşitli Hutbeleri | enderhafızım | Tebliğ-İrşad-Vaaz-Hutbe-Nasihat | 0 | 25 Ekim 2012 01:00 |
Peygamber efendimiz, Peygamber olmadan önce kendinin peygamber gönderileceğini biliyo | _bülbül_ | Bilgi Dağarcığı | 0 | 10 Nisan 2009 16:00 |
Hz Osman ra Hutbeleri | Belgin | Ashab-Kiram(r.a) | 3 | 23 Mart 2009 10:28 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|