Hutbe:Maddi-Manevi Başarıda Dinin Yeri

[Seleme]

Hutbe:Maddi-Manevi Başarıda Dinin Yeri

MADDİ VE MANEVİ BAŞARIDA DİNİN ROLÜ

Aziz Cemaat!
Hayatta başarılı olmak her insanın arzusudur. Gayretlerimiz hep başarıya ulaşmak içindir. Başarılı olmak yaradılışımızda yerleştirilen tekâmül (gelişme olgunlaşma) kanununun bir gereğidir.
İnsan bu dünyaya imtihan olmak için gönderilmiştir. İyi ile kötü, inananla inanmayan bu imtihanda belli olacaktır. Gerektiği gibi soruları cevaplandıranlar bu imtihanı kazanır. Mevlana “Dert insana yol gösterir” der. Engeller takılıp kalmak için değil, geçilmek içindir. Eziyet sıkıntı olabilir. Fakat bir şeyi yapmak istiyorsak mutlaka bir yol buluruz. İnsanın yeryüzünde mutlu ve huzurlu bir hayat sürebilmesi için, hem dini değerlere hem de ilmî-amelî faaliyetlere ihtiyacı vardır.

Kıymetli Mü’minler!
Din; Yüce Allah ile olan ilişkilerimizi düzenleyen, neleri yapıp neleri yapmamamız gerektiğini bize öğreten, sevap ile günahın, helâl ile haramın bilgisini sunan değerler sistemidir. Buna göre dinin amacı, insanın Yüce Allah ile münasebetini tesis etmek ve gerçek anlamda mutluluğa ermesini sağlamaktır. Sistemli bir şekilde çalışan ve iş yapan kişinin bu dünyada refah içerisinde hayat süreceği açıktır. Onun bu çaba ve gayretlerinin karşılığını, ayrıca ahirette de en güzel bir şekilde verileceği, Nahl Suresinin 97. ayetinde şöyle açıklanmaktadır: "Erkek veya kadın, mü’min olarak kim iyi işler yaparsa, elbette ona hoş bir hayat yaşatacağız ve onların mükâfatlarını yapmakta olduklarının en güzeli ile vereceğiz.”[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]Bu ve bu mealdeki ayetleri okuyup hayatına uygulayan kişi için başarı kaçınılmazdır. Çalışmayan, emek ve gayret sarf etmeyen kişinin, dünya ve âhirette Allah’tan ve Resulü’nden bir şey beklemeye hakkı yoktur. Müslümanın değil günü ve saati, dakika ve saniyesi bile çok kıymetlidir. Çünkü Müslüman, bu dünyada alıp verdiği nefeslerden ve bu nefesleri nerede tükettiğinden dahi sorumlu olacağını bilen ve başarılı veya başarısız bütün işlerinin, sonuçta kendisine fatura edileceğini düşünen insandır.

Değerli Cemaat!

Bir Müslüman her konuda olduğu gibi, çalışma konusunda da dünyasını ve ahiretini birlikte düşünmelidir. Âhiret hayatında amelsiz ve sevapsız kalmak hiç hoş olmayacağı gibi, bu dünyada başkalarına muhtaç bir duruma düşüp perişan olmak da akıl işi değildir. İnsan, dünyasını ve ahiretini, buradaki maddi ve manevi çabasıyla kazanabilir. Çünkü dünya, hepimiz için çalışıp kazanma yeri ve âhiretin tarlasıdır. Dünya ve âhiret saadeti, ancak hayırlı ve verimli bir çalışma ile elde edilir. Nitekim Cenâb-ı Hâk, bir ayetinde, "İnsan, yalnız çalıştığının karşılığını alır"
buyurmuştur.
Allah’ın emirleri doğrultusunda bir hayat yaşayan mü’min, dünyada da âhirette de kazançlı çıkacaktır. Allah’ın yardımı haktır. Cenâb-ı Hakk: "Ey iman edenler! Siz Allah’ın dinine yardım ederseniz. O da size yardım eder, ayaklarınızı savaşta sabit kılar.”
buyurmaktadır.
Muhterem Kardeşlerim!
Unutmayalım ki, tarihte Müslüman ecdadımızın başarılı olmasının sırrı, sağlam bir maneviyatla çalışıp gayret etmeleridir. Zira imanın yerini küfrün, ilmin yerini cehaletin, adaletin yerini zulmün, birliğin yerini ayrılığın, güzel ahlakın yerini ahlaksızlığın aldığı toplumların başarılı olmaları mümkün değildir