|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Kara Kartal,Açılış Tarihi: 09 Temmuz 2020 (19:35), Konuya Son Cevap : 12 Kasım 2023 (11:32). Konuya 3 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
09 Temmuz 2020, 19:35 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 59105 Üyelik T.:
03 Şubat 2018 | İncitip Kırıp Döken Var YA! İncitip Kırıp Döken Var YA! "Hümeze ve lümezeyi adet edinen herkesin vay haline! Ki o, malı yığıp onu tekrar tekrar sayandır. Malının kendisini ebedî kılacağını zanneder. Hayır! Andolsun ki o Hutame'ye atılacaktır." Hümeze 1-4 Hümeze suresi 9 ayettir ve Mekkî'dir. Bu mübarek sure, kendi kusurlarını gòrmeyip başkalarını çekiştiren; onunla bununla alay eden, servetine güvenerek dünyada ebedî yaşayacağını zanneden kimselerin ne kadar dehşetli ve şiddetli bir azaba maruz kalacağını haber verir. Cenabı Mevlâ, bir insanın şahsiyet ve şerefinin korunmasînın büyük ònemini Kuran-ı Kerim'de bildirmekte, bu türden hallere düçar olanların ahirette çok şiddetli bir ateşle cezalandırılacağını ihtar etmektedir.Bu tür davranışlar toplum nezdinde de insanlar arası ilişkileri bozduğundan kınanan davranışlardır. Surei Celilenin nuzul sebebi hakkında muhtelif rivayetler olmakla beraber, müfessirlerin büyük çoğunluğunun görüşü, insanlar hakkında çok kötü konuşan Ahnes b. Şüreyk isimli putperest hakkında nazil olduğudur. Fakat bilindiği üzere ayeti kerimeleri n iniş sebebinin òzel oluşu genel oluşuna mani değildir. Hüküm ayeti kerimede kınanan kötü sıfatları haiz, bu fiileri işleyen herkes içindir. Yani " hümeze" ve "lümeze" sıfatları kimde bulunursa, büyük bir cehennem azabı o kimse içindir. Nitekim surei celilenin devam ayetinde gelecek olan; "O (ateşin kapıları), onların üzerine kapatılıp kilitlenecektir." İlahi fermanında, hümeze ve lümeze yapanların ahirette göreceği azap ifade edilirken çoğul zamiri kullanılmıştır. Yani "o" denilmemiş, "onlar" denilmiştir. Bu da hükmün umuma yönelik olacağını, sadece ayeti kerimenin gelmesine sebep olan kişiyle sınırlı olmadığına işaret eder. 'Hümeze' ne demek? Sure-i celilenin ismi olmasi münasebetiyle mealde aynen muhafazasını uygun gördüğümüz "hümeze" kelimesi "hemz'i adet edinenler" demektir. "Hemz" ise "çimdiklemek,dürtmek, kakmak, vurmak, dar bir yere sıkıştırmak, ısırmak, kırmak, yere çalmak" manalarına gelir. Nitekim Türkçe'de kullandığımız "mahmuz" da "hemz" kelimesinin vurmak, dürtmek anlamlarıyla ilişkilidir. "Hümeze" kelimesinin ayeti kerimede ki anlamı, kelimenin kök anlamının çirkin bir ahlâkî duruma uyarlanmış halidir. Buna göre hümeze "inceden inceye veya geriden geriye hafifseyerek" ve alay ederek şunun bunun namusu ve şerefi ile oynayıp incitmeyi, kötülemeyi, arkadan konuşarak ayıplayıp kınamayı, çekiştirerek òteye beriye laf taşımayı insanları sevmedikleri lakaplarla çağırmayı âdet edinme hali, gammazlık" demektir. Kısaca hümeze, "gammazlığı, yani insanların ayiplarini arayıp, gizlice başkalarına taşımayı, fitneciliği âdet ve sanat edinmiş kimseler " için sòylenmiştir. Ayeti kerimede geçen "külli hümeze" de yukarı da sıralanan her mana vardır. Yani gerek el ile fiziki olarak, gerek dil ile; madden ve manen onu bunu itip kakmay, kırıp incitmeyi âdet edinmiş dedikoducu insanların vay hallerine ki, hüsran içinde kahrolmaya mahkumdurlar. Ayıplamak ya da 'lümeze' yapmak "Lümeze" de "hümeze" gibidir. Mızrak sapları gibi kötülemek, yüze karşı eğlenmek, ayıplamak, kaş göz kırparak,işaretle alay ederek birini diğerine göstermek manalarına gelen "lemz" kökündendir. Dolayısıyla "lümeze" "herkesi ayıplamayı ve şuna buna kusur ve eksiklik isnat ederek eğlenmeyi âdet edinmiş, kendini beğenmiş" demektir. Zemahşerî'ye göre hümeze'nin aslı "kırıcı" manasından, lümeze'nin aslı da "ayıplayıcı" manasındandır. Bu manaya mutabık olarak İbn Abbas r.a "hümeze gıybetçi, lümeze ayıpçıdır" demiştir. Fahrettin Râzî rh.a bu hususta derki: "Lümeze ve hümeze'nin hepsi neticede manada buluşur. O da kusur bulmak ve kusuru açıklamaktadır Bu da iki sebeple ortaya çıkar: Ya haset veya kinlenme sırasında olur ve ciddiyetle yapılır. Ya da alay edip güldürme kabilinden şaka olarak yapılır. Bunların herbiri ya dinle alakalı olur ki, bu da iman ve taatle ilgili şeylerdir. Ya da dünya ile ilgili hususlarda olurki, bu da insanın gòrünüşü, yürümesi, oturması, kalkması gibi şeylerle olur. Çeşitleri saymakla bitmez. |
Konu Sahibi Kara Kartal 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
The Tover/Kule | Film Kutusu | Kara Kartal | 1 | 19 | 21 Aralık 2024 12:50 |
Bakanların işini Esra Erollar yapıyor | Hafta'nın Konusu | Kara Kartal | 0 | 23 | 21 Aralık 2024 12:38 |
Beğendiremiyoruz | Kara Kartal/Kişisel | Kara Kartal | 10 | 127 | 16 Aralık 2024 15:47 |
Bu nasıl çorap kokusu dayı=) | Komik Paylaşımlar | Kara Kartal | 3 | 66 | 14 Aralık 2024 18:04 |
Hep Otuz üç Yaşında Teaser | Film Kutusu | Kara Kartal | 0 | 47 | 14 Aralık 2024 13:04 |
09 Temmuz 2020, 21:59 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 59105 Üyelik T.:
03 Şubat 2018 |
İmam Kâşâni rh.a ise derki: "Hümeze ve lümeze cehaletten, gazap ve kibirden meydana gelen bir ahlaksızlıktır." Efendimiz s.a.v bir hadisi şerifinde şöyle buyuruyor: "Mümin akıllı, anlayışlı ve tedbirli olur. Ağırbaşlıdır; önünü ve arkasını araştırır aceleci değildir. Âlimdir; şüpheli şeylerden kaçar. Münafık ise hümeze ve lümeze olur. Arkadan çekiştirir, yüze karşı ayıplayıcı. Katı ve şiddetlidir. Gece odun toplayan gibidir, nereden kazandığını ve nereye harcadığını bilmez." Acluni Keşful Hafa II ) Vay Haline Onların Ayeti Kerimenin mealinde "vay haline" diye ifade ettiğimiz "veyl" kelimesi ; Fahrettin Râzî ve Ebussuûd Efendi'nin beyanına göre "çetin azap, büyük helak, yok olma, rezil rüşvet olma,cehennemde bir vadi, beddua" anlamlarını içermektedir. "Veyl" kelimesi bu haliyle şöyle ifade edilebilir: "Çok büyük ve acı bir azap.Öyleki siz onun şiddetini ve azametini hayal dahi edemezsiniz." Zenginlik ve Üstünlük Ayetin devamında; "Ki o malı yığıp onu tekrar tekrar sayandır" Fahrettin Râzî'nin beyanina göre; kişinin biriktirdiği malın hümeze ve lümeze'ye sebep olma durumu vardır. İnsan biriktirdiği mal sebebiyle kendisini beğenir. Malı serveti dolayısıyla kendisinde üstünlük olduğunu sanır. Sahip olduklarını sadece kendine mâl ederek insanlardan saklar cimrilik eder. Hayır yolunda harcamaktan kaçınır, fakirin hakkını vermez. İnsanda fıtraten güvenme ihtiyacı olduğundan, sırtını Allah Teala'ya değil, malına yaslar. Düşünmezki insanı dünyada ve ahirette ebediyen yaşatacak tek şey ameli salihtir. İnsanoğlunun taşıdığı bir nefes yaşadığı da bir andır. O kadar. Hal böyleyken nasıl başkalarını eksik ve kusurlu görebilir? Kötülenen Mal Mülk Ayeti celilede "mal" kelimesi genel anlamıyla kullanılmıştır. Mal, insanın talep ettiği bütün dünyalıklara verilen bir addır. Servet biriktirmek, dünya malından faydalanmak, insan fıtratında var olan bir durumdur. Adiyat suresi 8 Mealen : "Ve o (insan) mal sevgisine aşırı derecede düşkündür. " şeklinde ifade edilmiştir. İslam iyiliği ve kötülüğü mal ve servetin kendisinde değil, insanın servetle olan ilişkisinde görür. Mal ve mal biriktirmekle ilişki iki tür niyetle olur. Birincisi nefsin keyfi konforu gibi dinin kötü saydığı bozuk niyetler için ve bir de helal haram demeden biriktirmektir ki bu tamamen zemmedilmiştir, yasaklanmıştır. İkincisi; İslamın meşru gördüğü güzel bir niyet ve usulle elde edilen hayir hasenata vesile olan maldır. Böyle bir niyet ve çaba övülmüştür. Malın nereden gelip nereye gitmesi gerektiğini düşünmeyen işi gücü servetini òne sürüp kibirlenmek olanlar, bir zaman sonra ölümü unutur, düşünmek bile istemezler. Servet sahiplerinin kendi halini murakabe etmesi gerekir. Malına emanet gözüylemi bakıyor yoksa bunların hepsi benim malım mı diyor? Hiç ölmeyecek insan gibi mi malıyla münasebet kuruyor? Malikul Mülk Olan Allah'tır. Yani bütün varlık O'na aittir. |
09 Temmuz 2020, 23:19 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 59105 Üyelik T.:
03 Şubat 2018 | Hangi Cehennem Cenabı Mevla ayeti kerimede hümeze ve lümeze yapanların, mallarını sayanların akibetlerinin "hutame " olduğunu mealen şöyle beyan ediyor: " Hayır! Andolsunki o Hutame'ye atılacaktır." Yani: Malına güvenip, daima malını òne sürüp insanları kırıp inciten, alay eden , herkesin hukuk ve haysiyetiyle oynayan o kendini beğenmiş , başkalarını küçük gören hümeze ve lümeze yapanları, Allahu Zülcelal hakaret ve sefalet içerisinde ateşe atacaktir. O öyle bir ateştir ki içine atılanı kırıp geçirir, yakar bitirir. Bu ayeti kerimede Allah Teâlâ niçin "Karia, Haviye, Narı Hamiye, Cahim" gibi cehennem isimleri varken "Hutame" ismini zikretmiştir? "Hutame" kelimesinin aslı, "kırıp geçirmek" demek olan "hatm" kelimesinden gelir. Hutame aynı hümeze ve lümeze ifadelerinde olduğu gibi "bir şeyi âdet edinme" anlamı taşır. Buna göre hutamenin anlamı, adeti ve tabiatı kırmak olmuş yani kırıp geçiren demektir. Burada Cehennemin Hutame ismiyle söylenmesi hümezeye karşılık içindir. Çünki hümeze de başkalarının gönlünü, haysiyetini, onurunu kırmak manası bulunduğu gibi Hutame'de de kırıp geçirmek manası vardır. Hak Subhanehû ve Teâlâ en iyi bilendir. Sıtkı Çoban Kaynaklar: Fahrettin Razî, Tefsiri Kebir, Zemahşeri Keşşaf, Râgıb el İsfahani, el.Müfredat, Celalettin es Suyuti, Ebussuud Efendi, Elmalılı Hamdi Yazır, Ömer Nasuhi Bilmen |
12 Kasım 2023, 11:32 | Mesaj No:4 |
Medineweb Baş Editörü Durumu: Medine No : 14593 Üyelik T.:
15 Kasım 2011 |
Hümeze lümeze neye tekabül eder?
__________________ ~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Gece Yarısı Milleti Sokağa Döken Reklam(Ülker) | Mihrinaz | Serbest Kürsü | 3 | 01 Nisan 2017 22:10 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|