26Haziran 2014, 21:13
|
Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 13301 Üyelik T.:
04 Şubat 2011 Arkadaşları:5 Cinsiyet:erkek Yaş:38 Mesaj :
4.833 Konular:
926 Beğenildi:342 Beğendi:0 Takdirleri:62 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Kur’ân vahyi Kur’ân vahyi Kur’ân vahyi- Neden vahiy?:
- Yaratıcılarını (Allah’ı) insanlara bildirip onları küfürden ve şirkten kurtarmak için.
- İnsanların “Haberimiz yoktu” şeklinde mazeretleri kalmasın diye.
- İnsanların kendi aralarında daha adil hükmetmeleri için.
- Kur’ân Yüce Allah tarafından aracı bir melek vasıtasıyla Hz. Peygamber’e gönderilen ilâhî bir kitap olduğu ve Peygamber’in de 23 senelik bir süre içerisinde kendisine vahyedilen Kur’ân öğretilerini Allah’tan gelen şekliyle insanlara ulaştırmaktır.
B.Kur’ân lafzının lügat ve terim anlamı 1.Lügat anlamı
Önce Kur’ân lafzının hangi kökten türediğini bilmek gerek. - Eş-Şâfii {ö.204-819} ve ona tâbi olanlara göre Kur’ân lafzı ne “kırâat” mastarından ne de başka herhangi bir kökten türemiştir. Eğer bu kelime kırâat masdarından türemiş olsaydı o takdirde her okunan şeye Kur’ân denilmesi gerekirdi. Halbuki Kur’ân, Tevrât ve İncil gibi Allah’ın kelamına verilen özel bir isimdir.
- Kur’ân lafzının bir kökten türediğini savunanlar da kendi aralarında ittifak etmiş değillerdir. Bazıları bu kelimenin hemzesiz bazıları da hemzeli olduğunu kabul etmektedirler. Hemzesiz olduğunu ileri sürenlere göre Kur’ân lafzı قرينةkelimesinin çoğulu olan قراٲنdan türemiştir. Karîne “delil” ve “burhân” gibi manalar ifade etmektedir. Kur’ân âyetleri muhtevâ, nazm, vezn, fâsıla ve âhenk yönünden birbirine benzemekte ve birbirine delil olmaktadır. Ancak قراٲنkelimesindeki hemze, kelimenin aslından olmayıp قرينةkökünde bulunan “ي”nın yerine gelmiştir,”ن” harfi ise kelimenin aslındandır. Bu görüş Ebu Zekeriya Yahya b. Ziyad el-ferra [öl 207-822] ‘ya isnâ edilmektedir.
- Kur’ân’ın hemzesiz bir kökten türediğini ileri süren Ebu’l-hasan el-Eşarî [öl 324-936]’ye göre de Kur’ân lafzı,bir şeyi diğerine yaklaştırmak ve bitiştirmek manasına gelen قرنfiilinden türemiştir. Çünkü Kur’ân’da yer alan sûre ve âyetler birbirine bitişiktir. Bu yüzdendir ki, ona Kur’ân ismi verilmiştir. Hac ile umreyi bitiştirmeğe de bu mana da “kırân”denilmektedir.
- Kur’ân lafzının hemzeli bir kökten türediğini savunanlara göre toplamak manasına gelen القرءmastardan türemiş “ڧعلان”vezninden bir sıfattır. Bu görüşü ileri sürenler Katâde [öl 118-736], Ebû Ubeyd el-Kâsım b. Sellam[öl 224-839] ve ez-Zeccâc [öl 311-923]’dır.
- Ebu’l-Hasen Ali b. Hâzım el-Lihyânî {öl.215-830}Kur’ân lafzı “okudu” manasını ifade eden قرٲfiilinden türemiş “ڧعلان” vezninde bir masdardır; ama ism-i mef’ûl manasında kullanılmaktadır.
- En çok taraftar toplayan görüştür
- Bir başka görüş: Kur’ân lafzı, “dışarı çıkarıp attı” anlamına gelen قرٲfiilinden gelmektedir. Kur’ân okuyan kimsede kırâat esnasında kelime ve harfleri ağzından dışarı çıkardığı için, onun yaptığı işe de kırâat denilmektedir.
2.Terim anlamı
Hz. Peygamber {sav}’e vahiy yoluyla indirilip Mushaflara yazılan, tevâtüren nakledilen ve okunmasıyla ibadet edilen mûciz bir kelamdır. - “Hz. Peygamber [sav]’e indirildiği”: diğer semâvî kitapları ve Resûlullah’ın hadislerini dışarıda bırakmakta
- “vahiy yoluyla gelmiş olması”:onun ilâhî kaynaklı olduğunu beyân etmektedir.
- “mushaflara yazılan”: Kur’ân’dan olmayan hiçbir kelâm ve kelimenin Kur’ân’a girmemesi.
- “tevâtüren nakli”:hem lafız hem de mana itibariyle mütevâtir derecesine ulaşmayan kırâatların Kur’ân’dan sayılmayacağı
- “okunmasıyla ibâdet edilen”:meâli, tefsiri veya mütevâtir olarak nakledilen kudsî hadîslerle ibâdet edilmez. Manaları Hz. Peygamber’den olduğu için Kur’ân değildir.
özetler muhsin demirci tefsir usulü kitabından alıntıdır
|
| |