|
Konu Kimliği: Konu Sahibi EyMeN&TaLhA,Açılış Tarihi: 27 Eylül 2014 (09:50), Konuya Son Cevap : 15 Şubat 2017 (16:09). Konuya 5 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
27 Eylül 2014, 09:50 | Mesaj No:1 |
Türk dili -2- 1.ünite Türk dili -2- 1.ünite 1.ünite • KOMPOZISYONUN 2 TURU VAR 1)YAZILI KOMPOZİSYON 2)SÖZLÜ KOMPOZİSYON • YAZILI KOMPOZİSYON YAZILI ANLATIM İÇİNDE BİR BÜTÜNLÜK GEREKTİRİRKEN SÖZLÜ KOMPOZİSYON KONUŞMA İÇİNDE BİR BUTUNLUK GEREKTİRİR. • KOMPOZİSYON DİLİMİZE NERDEN GEÇTİ? FRANSIZCA DAN • BİÇİM AÇISINDAN KULLANILAN KAĞIDIN KOMPOZİSYON YAZMAYA UYGUNLUGU: üstten 6 cm,alttan 2 cm, sağdan 3 cm boşluk bırakılması,yazım kurallarına uyulması,noktalama işaretlerinin yerli yerinde kullanılması gerekmektedir. • Gerek yazılı gerek sözlü kompozisyonlarda ,bütünlük,güzellik,etki bırakma ve doğruluk vazgeçilmez kavramlar olarak karşımıza çıkar. • Okul öncesinde ilk gelişen dil becerisi nedir? DİNLEME’DİR • Dil becerisini geliştiren en önemli etkinlik nedir?OKUMA • Sözcüklerin canlı bir biçimde kullanımı KONUSMA DİLİNDEDİR • YAZI,en kısa tanımıyla duygu ve dusuncelerin çeşitli işaretlerle belirlenmesidir. • Konuya eskiden MEVZU DENİRDİ. • KOMPOZİSYON YAZMADA İZLENİLCEK ADIMLAR; 1.Konunun seçilmesi 2.Konunun sınırlarının çizilmesi 3.Konuyla ilgili ana düşünce ile yardımcı düşüncelerin belirlenmesi • ATASÖZLERİ : Dogrulugu halkın yüzyıllar alan deneyimlerine dayanan,halkın sınama yanılma yoluyla bulduğu doğruları anlatan bir tür kalıplaşmış sözlerdir. • Kompozisyonda turkcenın zengın soz varlıklarından olan atasozlerımızden yararlanmak,anlatımı GUCLENDİRİR. • DEYIMLER: anlatıma renk ve açıklık katan söz varlığı ogeleridir. • Kompozisyonlarda anlatıma akıcılık veetki kazandırmak için ;DEYIMLERDEN YARARLANILABİLİR. • ANA DUSUNCE; yazarın anlatmak istediği temel düşüncedir. • Ana dusunce tek iken,yardımcı dusunce birden coktur.yardımcı dusunceler,ana düşünceyi desteklediği oranda değerlidir. • Konu ortak olduğu halde ana ve yardımcı dusunceler bireyseldir. • Konu yazarın bir sorunu,bir düşünceyi,bir bilgiyi yakalayıp sorgulamasıyla ortaya cıkardıgı malzemedir,ana dusunce ise bu sorgulamanın yanıtıdır. • PLAN:okur ıle dusuncenın bağının tez kurulmasını sağlar. • PLAN TURLERİ: 1. olaya bağlı olan 2. Düşünceye bağlı plan 3. Duyguya dayalı plan • Plan;FRANSIZCADAN ALINTIDIR. • Genellikle ,öykü,roman,tıyatro eseri gibi sanatsal yazıların hazırlanmasında OLAYA DAYALI PLAN UYGULANIR. • TUMEVARIM: ozel olay ve durumlardan genel yargılar elde etme yontemı olarak ıfade edılebılır. • TUMDENGELİM: genel yargılardan ,ilkelerden ,özel yargılara ılkelere ulaşmaktır.tumdengelimde benzer olaylardan,benzer bilimsel gerçeklerden hareket edilerek yeni gerçeklere sonuçlara ulaşılır. • Bakış açısının egemen olduğu ,dusuncelerın işlendiği ,kavramların ve sorunların tartışıldığı yazılarda DÜŞÜNCEYE DAYALI PLAN UYGULANIR. • Düşüncelerin ele alınmasında; TUMEVARIM VE TUMDEN GELIM YONTEMLERI KULLANILIR. • Makale, konferans,araştırma gibi bilgilendirici metinlerin hazırlanmasında DÜŞÜNCEYE DAYALI PLAN UYGULANIR. • Belirli nesne,olay veya bıreylerın iç dünyamızda ızlenımlerın,heyecanların egemen olduğu, betimlemelerimizin yer aldığı yazılar DUYGUYA DAYALI PLAN İLE YAZILIR. • Duyguya dayalı plan,bazı kaynaklarda şiirle özdeşleştirilir ve bu tür planda , şiirin konusu ,teması, şiirde işlenen duygular,söz sanatları,nazım turu gibi ogelerın yer alması beklenir. • PLANIN BÖLÜMLERİ: 1.giriş 2.gelişme 3.Sonuç. • Giriş ;özellikle düşünceye dayalı yazılarda kısa tutulur. • Olaya dayalı planlarda giriş bölümüne ;SERİM DE DENİR. • Yazıya ilgi çekme bölümü olan giriş, cogu kez bir paragraftır.bazen iki,üc paragraf da olabilir. • Gelişme, konunun her türlü yönlerden açılıp genişlediği zenginleşip olgunlaştığı bölumdur. Yardımcı düşünceler bu bolumde ele alınır. • Konuyla ılgılı ornek verılecekse yeri gelişme bölümüdür. • Olaya dayalı yazılarda gelişme bölümüne DÜĞÜM DE DENİR. • SONUÇ; hiçbir yoruma meydan vermeyecek biçimde acık ve anlaşılır yazılır. Düşünceye dayalı anlatımlarda bu bölüm, ana düşüncenin ifade edildiği yerdir. • Sonuç, olaya dayalı anlatımlar da çözüm olarak da adlandırılır. • Okuyucunun üzerinde en çok etki bırakan bölüm sonuçtur. • PARAGRAF; bir duyguyu ,düşünceyi,bilgiyi,dileği onerıyı ya da olayı olaydan alınmış bir kesiti yalnız bir yönüyle,tam olarak cözumleyen,açıklayan cümleler butunudur. • SÖZCUK; Kavram birimi; CUMLE;yargı birimi; PARAGRAF ;anlatım birimidir. • Bir paragrafta birden fazla düşüncenin ele alınması uygun bir yol değildir. Bir düşünceyi birkaç paragrafta işlemek de bir başka yanlışlıktır • Paragrafta genellikle konu ilk cümlede ana dusunce son cümlede,yardımcı dusunceler gelişme cumlelerınde bulunur. Bu genellemelerin dışında kalan paragraflarda konu, ana düşünce, yardımcı düşünceler paragrafın değişik cümlelerinde de kullanılabilir. • PARAGRAFTA ANLATIM BİÇİMLERİ; 1) TANIMLAMA: bir kavramın niteliklerini eksiksiz olarak belirtmek,açıklamaktır. Genellikle giriş bölümündedir. 2)ORNEKLENDİRME : konuyu daha ayrıntılı bir biçimde anlatmanın bir yoludur. Örneklendirme daha çok gelişme bölümündedir. 3) KARŞILAŞTIRMA: daha çok gelişme bolumunde yararlanılan anlatım biçimlerinden biridir. 4)TANIKLAMA: Başkalarının düşüncelerinden,sözlerinden yararlanmadır.*tanık gosterılen kişiler sıradan kişiler OLMAMALIDIR.tanık bazen söz,bazen kişi olabilir. 5)TANITLAMA :Bir iddianın gerçekliğini inkar edilmeyecek bir kesinlikle göstermTanıtlamaek,ispatlamaktır. *,sayısal ve istatistik verilerinden yararlanarak anlatılmak isteneni kanıtlamayı gerektirir. alıntıdır | |
Konu Sahibi EyMeN&TaLhA 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme... | Erzurum Atatürk İlitam | EyMeN&TaLhA | 0 | 6358 | 14 Temmuz 2015 13:14 |
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme... | Erzurum Atatürk İlitam | EyMeN&TaLhA | 0 | 4216 | 14 Temmuz 2015 13:06 |
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme DİN... | Erzurum Atatürk İlitam | EyMeN&TaLhA | 0 | 5100 | 14 Temmuz 2015 13:00 |
Ramazan-oruç ve çocuğa kazandırdıkları | Çocuk ve Aile Sağlığı | Mihrinaz | 2 | 2844 | 14 Temmuz 2015 12:23 |
çocuk eğitiminde ceza hiç mi olmamalı? | Çocuk ve Aile Sağlığı | EyMeN&TaLhA | 0 | 2541 | 14 Temmuz 2015 12:03 |
27 Eylül 2014, 09:55 | Mesaj No:2 |
Cevap: Türk dili -2- 1.ünite TÜRK DİLİ -2- 1.ÜNİte kısa özet *ÖNEMLİ: dünyada kullanılan Çin, Arap, Ermeni, Kiril gibi birçok alfabede çoğunlukla Batılı noktalama işretleri kullanılmaktadır. *ÖNEMLİ: BatI da özellikle 16. yüzyılda matbaanın getirlmesi ile noktalama işaretlerinin kullanımı da yaygınlık kazanmıştır. *ÖNEMLİ: “Noktalama işaretleri dilin trafik işaretleridir. Size ne zaman başlayacagInı ne zaman duracagınızı veya satırları nasıl okuyacagınızı söyler.” David Mielke *ÖNEMLİ: Günümüzde kullandıgımız noktalama işaretlerinin birçogu, yazı dilimize Batıdan, Tanzimat döneminde geçilmiştir. ÖNEMLİ:Bu işaretleri bizde ilk olarak Şinasi,şair evlenmesi(1859)adlı tiyatro eserınde kullanılmştır.bu eser aynı zamanda basılı ilk Türkçe tiyatro eseri olma özelliğini taşımaktadır. Direktör Âli Bey’in Molier’den Ayyar Hamza adıyla çevirdiği tiyatro eserinde noktalama işaretlerini daha fazla kullandığını görülür. Önemli: Günümüz Türk yazı dilinde elli kadar noktalama işareti kullanılmaktadır. Önemli:Göktürk ve Yenisey yazıtlarında kullanılan tek noktalama işareti, iki noktadır. İşaret, kendinden sonra bir açıklama ya da birkaç örnek geldiğini bildirir. Bunun dışında söyleyişli etkili kılmak için de kullanılır. alıntıdır | |
27 Eylül 2014, 09:59 | Mesaj No:3 |
Cevap: Türk dili -2- 1.ünite Dili -2- 4.Ünite Ders Notları *Yazılı anlatım türleri 2'ye ayrılır; - Düşünce yazıları - Sanatsal yazılar *DÜŞÜNCE YAZILARI: Türk edebiyatında batı anlamda düşünce yazlarının ortaya çıkışı tanzimatla birlikte olmuştur. ÖNEMLİ: Bilgilendirici -öğretici-bilgi verici- Düşünce yazıları: makale deneme fıkra eleştiri gazete anı günlük gezi öz yaşam öyküsü... **MAKALE: Herhangi bir konuda bilgi vermek bir düşünce ya da konuya açıklık getirmek yeni bir görüş ve düşünceyi ileri sürmek ve doğruluğunu kanıtlamak amcıyla kaleme alınan bilimsel ağırlıklı gazete ve dergi yazlardır. ÖZELLİKLERİ; - Bilimsel bir tarzda işlenmelidir. - Kanıtlayıcı belgelerden örneklerden yararlanmalıdır. - Üçüncü tekil anlatım kullanlmalıdır. - Yazar konuya tarafsız bir gözle yaklaşmalı öznel görüşlerden sakınılmalı ve nesnellik ön planda olmalıdır. ÖNEMLİ: Makale türü olan ilk özel gazete” tercümanı ahval de Şinasi'nin “yazmaya başladığı makalelerle Türk basına girmiştir. ***Türk edebiyatında : - Ziya Paşa - Namık kemal - Ali Süavi - Ahmet Mithat - Ziya Gökalp - Yakup Kadri - Refik Halit Koray - Falih Rıfkı Atay - Nadir Nadi **FIKRA: İnce anlamlı güldürme amacı güden kısa öykülerdir. Halk öykücülüğü geleneğinin uzantısıdır. Edebiyatımızda bu tip fıkralarının en bilinenleri; -Nasrettin hoca -Bektaşi -Bekri -Mustafa -İncili Çavuş fıkraları Önemli: Gazete ve dergilerde yayımlanan belgelendirme ve kanıtlama gereği duymayan günlük olayları dile getirir. - Güncel bir konu seçilmelidir - Seçilen konu ilgi çekici olmalıdır - Yazar düşüncelerinin çok ayrıntıya inmeden yalın ve etkili bir dille kaleme olmalıdır. TÜRK EDEBİYATINDA; *Ahmet Rasim *Refik Halit Koray *Ahmet Haşim *Falih Rıfkı Atay *Yaşar Nabi Nahır *Yakup kadri **Gazete fıkracılığı 19.yy gazetenin ortaya çıkışıyla başlamıştır. **ELEŞTRİ: Bir sanat eserinin çeşitli yönleri ile inceleyip açıklamak anlaşılmasını sağlamak amacıyla ve değerlendirmek amacıyla yazılan yazılarıdır. Eser hakkında bilgilendirmektir. Eleştirmen kendi beğenisini izlenim ve düşünceleri tek ölçüt olarak olmamalıdır. **ELEŞTİRİ TÜRLERİ; - Sanatçıya dönük eleştiri - Yapıcıya dönük eleştiri - Okura dönük eleştiri - Topluma dönük eleştiri - Çözümleyici eleştiri ---ÖZELLİKLERİ; - Düşünsel bir plan hazırlanmalıdır - Yapıtla ilgili yargılara yapıttan örneklere dayandırılarak sunulmalıdır - Eleştiride öznellikten kaçınılmalı peşin yargılara yer verilmemelidir - Yargılar kırıcı ve yıkıcı değil, yapıcı ve yol gösterici olmalıdır. - Yalın duru ve anlaşılır bir biçimde ifade etmektedir. Önemli: Eleştiriler Tanzimat dönemiyle başlamıştır. Tanzimat dönemin edebiyatçıları; -Şinasi -Namık Kemal -Beşir Fuat -Ziya Paşa -Abdülhak Hamit -Mizancı Murat -Muallim Naci Serveti Fünun dönemindeki edebiyatçılar; -Halit Ziya -Mehmet Rauf -Hüseyin Cahit -Tevfik Fikret 2.Meşrutiyet dönemi edebiyatçıları; Ali canip yöntem Ömer Seyfettin Fuat Köprülü Yahya Kemal Önemli: Cumhuriyet döneminde Türk edebiyatında eleştirmenliğiyle ön plana çıkan ve öznel eleştiri anlayışıyla dikkat çeken ilk isim NURULLAH ATAÇ’tır. **DENEME: Herhangi bir konuyu yeni ve kişisel görüşlerle ele alarak etkili bir anlatımda sunan düz yazılara denir. Deneme özellikleri; -Her türlü konuda deneme yazılabilir. -Anlatımda öznellik egemendir. -Anlatımların kanıtlamasında belgelere dayandırılmasına gerek yoktur. -Bilgi vermekten çok düşündürme amacı güder. -Özgün söyleyişlere yer verilir. -İroniden geniş ölçüde yararlanılır. -anlatılanlar iç konuşma tekniğiyle verilir. ELE ALDIĞI KONULAR, Klasik deneme, Edebi deneme, Felsefi deneme, Eleştirel deneme, Batı edebiyatında en tanınmış deneme yazarı Fransız edebiyatında bu ürünün kurucusu sayılan “MONTAİGNE”. İNGİLİZ EDEBİYATINDA BACON’dur. TÜRK EDEBİYATINDA; Ahmet Haşim Ahmet Hamdi Tanpınar Nurullah Ataç Sabahattin Eyüboğlu Yakup kadri Suat Kemal Yetkin Nermin Uygur **SÖYLEYİŞ/SOHBET: Yazarın kendi eğilimleri doğrultusunda seçtiği herhangi bir konu hakkındaki görüşlerini konuşma doğallığı içinde anlatan düşünce yazılarıdır. --ÖZELLİKLERİ— - Konuşma Havası Yaratılır, - Sıkça devrik cümleler rastlanır, - Anlatımında içtenlik yalınlık duruşluk egemendir, - Genellikler günlük sanat olaylarını ele alınır, - Öznel bir anlatım vardır, - Konu genel ve yüzeysel olarak ele alınır. TÜRK EDEBİYATINDA; - Ahmet Rasim - Ercüment Ekrem - Peyami safa - Suat Kemal Yetkin - Nurullah Ataç - Melih Cevdet Anday - Şevket Roda **RÖPORTAJ: Genellikle gazete ve dergilerde yayımlanmayla birlikte son yıllarda televizyon radyo hatta Internet ortamında da oldukça yaygınlaşmış ve gazeteciliğin önemli bir dalı olmuştur. ÖNEMLİ: Günümüzdeki şekliyle ilk röportaj örnekleri RUŞEN EŞREF ÜNAYDIN'ın Atatürk’ü dünyaya ve Türkiye ye tanıtan ilk görüşme niteliği taşıdığı söylenen “ANAFARTALAR KUMANDAN MUSTAFA KEMAL’E MÜLAKATTIR.” TÜRK EDEBİYATINDA; - Yaşar Nabi Nayır - Hikmet Feridun Es - Mustafa Baydar - Mehmet Şeyda - Yaşar Kemal **GEZİ YAZISI: Yazarın gözlem ve bilgiye dayalı olarak gezip gördüğü yerleri çeşitli yönleriyle özenli bir anlatımla yansıttığı yazıya denir. ***Dünya yazınında İtalyan Marko Polo -Arap İbni Batula ***Türk edebiyatın seyahatname türüne örnek olabilecek ilk eser Hoca Gıyaseddin Nakkaş'ın 1422 tarihli hitay sefaretnamesi olarak bilinen eserdir. - Mehmet Rauf - Ahmet Mithat Efendi - Halit Ziya Uşaklıgil - Cenap Şahabettin **ANI: anı farklı amaçlarla yazılabilir. Geçmişi batı edebiyatında çok eskilere uzatır. Batı da Julius sezerin kendisi savunmak düşüncesiyle yazdığı gallia savaşı adlı eseri ilk örneklerden biridir. Anı yazarlarının asıl gelişme gösterdiği dönem 17. ve 18.yy ÖNEMLİ: GÖKTÜRK KİTABELERİ ANI TÜRÜNÜN İLK ÖRNEĞİ Tanzimat Döneminde; - Ahmet Mithat Efendi - Muallim Naci - Sami Paşazade - Ahmet Rasim - Halit Ziya Uşaklıgil **GÜNLÜK: Kişinin kendi algı ve bakış açısına göre günü gününe yazılan üzerinde yazıldığı günün tarihi bulunan yazılara ve bu yazlardan oluşturan yapıtlara denir. ***Günlüğün ilk örneği DİREKTÖR ALİ BEY ***GÜNLÜK TÜRÜNÜN asıl gelişimi 1950 sonrası “Nurullah Ataç” - Tomris Uyar - Oğuz Atay - Cemil Meriç - Cemal Süreyya - Cahit Zarifoğlu - Hilmi Yavuz - Oktay Akbal ** YAŞAMÖYKÜSÜ(BİYOGRAFİ) : Açık sade ve tarafsız bir görüşle yazılmalıdır. Anlatılacak kişinin çocukluğunda itibaren yaşamı ele alınır. 3.kişili anlatım kullanılır; *Anadolu sahasında ilk tezkire örneğini 16.yy Edirneli Sehi Bey in sunduğu HEŞT BEHİŞT'tir. - Beşir Fuat - Mithat Ahmet - Faik Reşat - Muallim Naci - Recaizade Mahmut Ekrem **ÖZYAŞAM ÖYKÜSÜ: Birinci kişinin ağzından anlatılır. İtiraflar batı kültürünün ilk otobiyografi anlatısı olarak kabul edilir. *Jean jacgues Rousseau tarafından kaleme alınan itiraflar ise bugünkü anlamda otobiyografinin ilk örneğidir. -Muallim Naci'nin Ömeri'n çocukluğu alıntıdır | |
27 Eylül 2014, 10:07 | Mesaj No:4 |
Cevap: Türk dili -2- 1.ünite Türk Dili -2- 3.Ünite YAZIM KURALLARI 1) “ki” bağlacının ve “-ki” ekinin yazımı: Türkçede üç çeşit “ki” vardır:Bağlaç olan“ki”,sıfat yapan “–ki” ve zamir olan(ilgi zamiri) “–ki” dir.Bağlaç olan “ki” daima ayrı yazılır.Sıfat yapan “–ki” ve zamir olan “-ki” eklendiği sözcüğe bitişik yazılır. Dilimizdeki bu üç farklı “-ki”yi birbiriyle karıştırmamak için şu pratik yöntemleri ...uygulayın. *Cümle içerisinde –ki’den sonra –ler çokluk ekini getirebiliyorsanız o –ki zamir olan –ki’dir. Ayrıca zamir olan –ki’nin bir ismin yerini tuttuğunu ve genellikle zamirlerin üzerine geldiğini de unutmayın. -Arabam bozuldu , seninki(ler)ni kullanabilir miyim? -Onunki(ler) seninki(ler)den daha iyi olmuş. Görüldüğü gibi cümle içerisinde –ki zamirinden sonra –ler ekini getirdiğimizde cümlenin yapısında herhangi bir bozukluk meydana gelmiyor.Öyleyse bu –ki’ler ilgi zamiridir. *Sıfat yapan –ki de sıfat tamlaması kurar. Sıfat yapan –ki her zaman bitişik yazılır.Pratik olarak önündeki isme “hangi” sorusunu yönelterek bulur ve diğer –ki’lerden ayırt ederiz. ---Sokaktaki çocuklara sahip çıkmamız gerekiyor.(Hangi çocuklar?) ---Sınıftaki öğrenciler dışarı çıksın.(Hangi öğrenciler?) Görüldüğü gibi sıfat yapan –ki’yi alan sözcüğün hemen önündeki isme hangi sorusunu yöneltebiliyoruz.Öyleyse bu –ki sıfat yapan –ki’dir ve eklendiği sıfata daima bitişik yazılır. *Bağlaç olan “ki” ise daima ayrı yazılır.Diğer “ki” ekleriyle karıştırmamak için cümleden çıkartırız, cümlenin yapısında ciddi bir bozukluk olmuyorsa o “ki” bağlaç olan “ki”dir.Ayrıca bağlaç olan ki’nin daha vurgulu söylendiğini de göz önünde bulundurmak gerekir. *Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini.(Duydum unutmuşsun gözlerimin rengini) *Sen ki dünyalara değersin.(Sen dünyalara değersin.) *Şimdi anlıyorum ki o yaptıklarım bir hataydı.(Şimdi anlıyorum o yaptıklarım bir hataydı) Görüldüğü gibi bağlaç olan –ki cümleden çıkartıldığında cümlenin anlamında bir daralma olsa da yapısında ciddi bir bozukluk olmuyor, öyleyse bu –ki’ler bağlaçtır ve daima ayrı yazılır. NOT: Mademki,halbuki,oysaki,çünkü,sanki… sözcüklerindeki ‘ki’ ler bağlaç olmasına rağmen kalıplaştığı için bitişik yazılır. 2) “de” bağlacının ve “de” bulunma durum ekinin yazımı: “de” “da” bağlacı da tıpkı “ki” bağlacı gibi ayrı bir sözcük olduğu için daima ayrı yazılır.Bulunma durum eki olan “-de,-da, -de,-ta” ise eklendiği sözcüğe bitişik yazılır. “de,da” bağlacıyla “-de,-da,-te,-ta” ekleri birbiriyle karıştırılmamalıdır.Pratik olarak birbirinden şu şekilde ayırt ederiz:Cümle içerisinde cümleden “de”yi çıkartırız,eğer cümlenin yapısında bir bozukluk olmuyorsa o “de” bağlaçtır.Cümlenin yapısı bozuluyorsa o “de” bulunma durum ekidir. *Kitap da alacağım.(Kitap alacağım) *Sen de onun gibisin.(Sen onun gibisin) Görüldüğü gibi bağlaç olan “de ,da” cümleden çıkartıldığında cümlenin yapısında bir bozukluk olmuyor.Şimdi de aşağıdaki örnekleri inceleyelim: *Sende bir şeylerim kaldı.(Sen bir şeylerim kaldı) *Onu otobüste gördüm.(Onu otobüs gördüm) Görüldüğü gibi bulunma durum eki cümleden çıkartıldığında cümlenin yapısı bozuluyor. Önemli uyarı: Bağlaç olan “de,da”nın kesinlikle “te,ta” biçimi yoktur. *Sana kazak ta alacağım.(yanlış) *Sana kazak da alacağım.(doğru) Ayrıca bağlaç olan “de,da” bir özel isimden sonra gelirse kesme işaretiyle ayrılmaz. *Bize Ahmet’de gelecek.(yanlış) *Bize Ahmet de gelecek.(doğru) 3. “mi” soru edatının yazımı: “mı,mi,mu,mü” soru edatı eklendiği sözcükten her zaman ayrı yazılır,kendinden sonra gelen ekler soru edatına bitişik yazılır: *Yarim İstanbul’u mesken mi tuttun? *Bize gelecek misiniz? *Sen miydin dün rüyalarıma giren? Soru edatı olan “mı mi mu mü” ile fiilden fiil yapan olumsuzluk eki olan –ma,-me’nin darlaşmış biçimi birbiriyle karıştırılmamalıdır: *Niçin beni dinle miyorsun? Yukarıdaki cümlede ‘mi’ ayrı yazılmamalıdır;çünkü buradaki mi soru eki değil, –ma,-me olumsuzluk ekinin darlaşmış biçimidir.Cümleden mi’yi çıkartıp cümleyi tekrar okuduğumuzda cümledeki soru anlamının kaybolmadığını sadece olumsuzluğun kaybolduğunu görürüz.Cümleye soru anlamını katan mi değil, ‘niçin’ sözcüğüdür. Soru edatı olan “mı,mi,mu,mü” cümleye soru anlamından başka anlamlar da katabilir. *Sana güzel mi güzel bir elbise aldım.(pekiştirme göreviyle kullanılmış) *Bu testi de çözdün mü konuyu daha iyi anlarsın.(Çözdüğün zaman) *Tüm bunları ben mi yapmışım?(reddetme,kabullenmeme) 4)Sayıların yazımı: Sayılar daima ayrı yazılır;ancak çek ve senetlerde sahtekarlığın önlenmesi amacıyla bitişik yazılır. *Yaş otuz beş yolun yarısı eder. *Bu yıl dershanemize tam bin beş yüz altmış kişi kayıt yaptırdı. 5)Kısaltmaların Yazımı: Birkaç kelimeden oluşan kurum ve kuruluş adlarının kısaltmaları yapılırken araya nokta konmaz. *TBMM *PTT *THY *TEK *KKTC *MTA *DSİ Cümle içerisine kısaltmalara bir ek getirileceği zaman kısaltmanın son harfinin okunuşu esas alınır. *Kardeşim THY’da çalışıyor.(yanlış) *Kardeşim THY’de çalışıyor.(doğru) *Aç bakalım TV’da ne var? (yanlış) *Aç bakalım TV’de ne var? (doğru) Tek bir sözcüğün kısaltması yapılıyorsa kısaltmanın sonuna nokta konur: *Dr. *Prof. * c. * s. * bk. 6)Gün ve Ay Adlarının Yazımı: Cümle içinde geçen gün ve ay isimleri küçük harfle başlar;ancak gün ve ay isimleri bir tarihe bağlanmışsa yani yanında bir rakam varsa büyük harfle başlatılır. *Okullar haziranda kapanıyor.(doğru) *Okullar 14 Haziran’da kapanıyor.(doğru) *Ben 21 Mart 1978 Salı günü doğmuşum.(doğru) *Sınav 16 haziran’da yapılacak(yanlış) *Sınav 16 Haziran’da yapılacak. (doğru) 7)Yön İsimlerinin Yazımı: Yer-yön bildiren (doğu ,batı,güney,kuzey,orta…) sözcükler, tek başına ya da özel isimden sonra kullanıldıklarında küçük harfle,özel isimden önce kullanıldıklarında büyük harfle başlar: *Siz Kuzey Amerika’yı gördünüz mü? *Siz Amerika’nın kuzeyini gördünüz mü? *Bu insanlar buraya Güney Asya’dan gelmişler. *Bu insanlar buraya Asya’nın güneyinden gelmişler. *Sizin daha da batıya gitmeniz gerekiyor. NOT: Yer-yön bildiren kelimeler eğer bir insan topluluğunun yerini tutuyorsa büyük harfle başlatılmalıdır. *Bu konuda Batı bizi anlamıyor. *Dün Doğu bu haberle çalkalandı. 8.Coğrafi Terimlerin Yazımı: “Ay,Güneş,Dünya,Mars…” gibi kelimeler eğer coğrafi bir terim olarak gök cisimlerini anlatmak için kullanılırsa büyük harfle, bunun dışında kullanılırsa küçük harfle başlar: *Ay,Dünya’nın uydusudur. *Siz, Dünya’nın Ay’a ve Güneş’e olan uzaklığını biliyor musunuz? *Daha dünyalar kadar işim var.(terimlikten çıkmış) *Pencereden içeriye güneş giriyordu.(terimlikten çıkmış ,güneş ışığı anlamında) 9)Tarihlerin Yazılışı: Gün ve yıl sayıları rakamla ;ay, hem rakamla hem de yazıyla gösterilebilir: *21 Mart 1978 *25.11.1930 *11.X.2000 *18/01/1919 Not:Tarih bildiren sayılardan sonra gelen ekler,kesme işaretiyle ayrılır. *19 Mayıs 1919’da *18.12.1933’te 10)Birleşik Sözcüklerin Yazımı: İki ya da daha çok sözcüğün yeni bir kavramı karşılamak üzere birleşip kalıplaşmasıyla oluşan sözcüklere birleşik sözcük denir. Birleşik sözcüklerden bazıları bitişik yazılırken bazıları da ayrı yazılır.Bir birleşik sözcüğün bitişik yazılması için şu özellikleri taşıması gerekir: a)Anlam Kaymasıyla Oluşmuş Birleşik Sözcükler Bitişik Yazılır: Hanımeli, Kabakulak,Suçiçeği,Kuşpalazı, b)Ses Değişikliği Yoluyla Oluşmuş Birleşik Sözcükler Bitişik Yazılır: Sütlaç,Kaynana,Cumartesi,Nasıl,Niçin,Zannetmek,His setmek,Emretmek,Sabretmek, Kaybolmak,Kahrolmak,reddetmek c)Tür Değişmesi Yoluyla Oluşmuş Birleşik Sözcükler Bitişik Yazılır: Gecekondu,Biçerdöver,Bilirkişi,Dedikodu,Ateşkes d)Kurallı Birleşik Fiiller Bitişik Yazılır: *Yapıverdi,Alıverdi,Öpüver,Koşuver (Tezlik birleşik fiili) *Yapabildi,Yürüyebiliyor,Çalışabilmiş (Yeterlilik birleşik fiili) *Bakakaldı,Süregelmiştir,Koşadursun (Süreklilik birleşik fiili) *Düşeyazdı,Öleyazdı(Yaklaşma birleşik fiili) Not: Etmek, olmak yardımcı eylemleri önündeki isimle birleşirken önündeki isimde bir ünlü düşmesi ya da bir ünsüz türemesi varsa bitişik, yoksa ayrı yazılır: *Hissetmek ,Reddetmek,Emretmek, Terk etmek,Hasta olmak,Ayırt etmek… 11)İkilemelerin Yazımı: İkilemeler ayrı yazılır ve aralarına herhangi bir noktalama işareti konmaz. *Beni er geç anlayacaksın. *Sen de doğru dürüst bir iş bulamadın gitti. *Beni görüce koşa koşa yanıma geldi. 12)Büyük Harflerin Kullanıldığı Yerler: 1)Her cümle büyük harfle başlar: *Sana bakmak bütün rastlantıları reddedip bir mucizeyi anlatmaktır. *Yazdığım bütün şiirler,sana başlayan bir kitap için önsöz. *Aşk sorgusunda şahanem yalnız kelepçeler sanıktır. 2)Yazı başlıklarının her sözcüğü büyük harfle başlar: *Türk Dilinin Korunması *Aile Eğitiminin Önemi 3)Bütün özel adlar büyük harfle başlar.Özel adların başlıcaları aşağıda belirtilmiştir: a)Kişi ad ve soyadları: *Faruk Nafiz Çamlıbel *Halit Ziya Uşaklıgil b)Hayvanlara verilen adlar: *Sobanın başında uyuyan Pamuk mu? *Bugün Boncuk keyifsiz gibi. c)Ulus,mezhep,tarikat din adları: *Biz İslamiyet’i 10. yüzyılda kabul ettik. *Anadolu’da kurulan tarikatlardan biri de Aleviliktir. d)Ülke adları: *Türkiye ile Yunanistan ilişkileri eskisine göre şimdi daha iyi. e)Bulvar,sokak,mahalle adları: *Biz Turgut Özal Bulvarı’nda oturuyoruz. *Mimar Sinan Mahallesi’ne yeni bir okul yapılıyor. f)Kıta,bölge,dağ ,ova,deniz,göl,ırmak…adları:Dağ,ova,deniz,göl,ırma k adları eğer kendinden önceki özel isme dahilse büyük harfle başlar,dahil değilse küçük harfle başlar. *Konya Ovası Türkiye’nin buğday ambarıdır. Yukarıdaki cümlede ‘ova’ sözcüğü özel isme dahil olduğu için yani ikisi bir olup bir yeri karşıladığı için büyük harfle başlar.Eğer ‘ova’ sözcüğünü çıkarıp sadece Konya dersek aklımıza Konya Ovası değil, Konya şehri gelecektir. *Toros dağları Akdeniz’dedir. Yukarıdaki cümlede ‘dağ’ sözcüğü özel isme (Toros) dahil olmadığı için küçük yazılır. Özel ismin önündeki dağ sözcüğünü çıkarttığımızda Torosların tek başına yer adını karşıladığını görürüz.Öyleyse ‘dağ’ sözcüğü özel isme dahil değildir ve küçük harfle başlatılmalıdır. *Siz Tuz Gölü’nü hiç gördünüz mü? Yukarıdaki cümlede ‘göl’ sözcüğü büyük harfle başlamalıdır;çünkü ‘göl’ sözcüğü özel isme dahildir.Göl sözcüğünü cümleden çıkartıp tek başına ‘tuz’ dediğimizde yine tek başına kast edilen yeri karşılamadığını görüyoruz.Öyleyse buradaki göl sözcüğü özel isme dahildir ve büyük harfle başlatılmalıdır.Aşağıdaki örnekleri de bu mantık çerçevesinde inceleyiniz. *Meriç nehri *Alp dağları *Van Gölü *Ağrı Dağı *Çanakkale Boğazı g)Kurum,kuruluş,örgüt,parti,dernek adları: *Sosyal Sigortalar Kurumu bugün zor durumdadır. *Cumhuriyet Halk Partisi ,Atatürk tarafından kurulmuştur. h)Yapı,yapıt,kitap,dergi,gazete adları: *Ben Topkapı Sarayı’nı görmeyi çok isterdim. *Sizlere Küçük Ağa’yı ve Çalıkuşu’nu okumanızı tavsiye ediyorum. *Geçenlerde bu makalem Türk Dili’nde de yayımlandı. Not:Özel ada dahil olmayan gazete ve dergi adları büyük harfle başlamaz: *Dün Hürriyet gazetesinde yayımlanan köşe yazısını okudun mu? *Kanun Resmi Gazete’de yayımlandı. *Dergah dergisinde yayımlanan Kırık Aynalar adlı öyküyü okuduktan sonra öyküyü sever oldum. i)Unvanlar,takma adlar:Lakaplar, unvanlar büyük harfle başlar. *Tarık Buğra eserinde Çolak Salih’in fiziki betimlemesini çok güzel yapar. *Ahmet Mithat Efendi adeta bir yazı makinesidir. *Ahmet Bey içeride mi? *Sultan Hanım da mı yok? *Dün Doktor Ahmet Bey bizdeydi. *Ahmet doktor olmak istiyormuş. Not: Akrabalık bildiren sözcükler küçük harfle başlar. *Ne güzel komşumuzdun sen Fahriye abla! *Yarın Ayşe teyzem gelecek. Ancak akrabalık bildiren sözcük kişinin lakabı olmuşsa büyük harfle başlatılmalıdır. *Burada ona herkes Nene Hatun derdi. ı)Dil adları: *Türkçeye,Arapça ve Farsçadan pek çok kelime girmiştir. j)Din ve mitoloji kavramları: *Tanrı,Allah,Cebrail,Zeus … Not: Tanrı sözcüğü özel ad olarak kullanılmadığı zaman küçük harfle başlatılır. *Yunanlılar da tanrılarına kurban sunarmış. Bazı dini kavramlar gelenekselleşmiş olarak küçük harfle başlar:cennet,cehennem,sırat köprüsü… k)Milli ve dini bayramların adları büyük harfle başlar: *Kurban Bayramı *Ramazan Bayramı *Cumhuriyet Bayramı…. 13)Satır Sonunda Kelimelerin Bölünmesi: Türkçede satır sonuna sığmayan kelimeler bölünebilir;fakat heceler bölünemez. ………………………………………………………………………………………………gel- iyorum (yanlış) ………………………………………………………………………………………………..ge- liyorum (doğru) Birleşik kelimeler satır sonunda bölünürken tek bir sözcükmüş gibi hecelere ayrılır. ………………………………………………………………………………………………baş- öğretmen (yanlış) ………………………………………………………………………………………………..ba- şöğretmen (doğru) ……………………………………………………………………………………………….ilk- okul (yanlış) ………………………………………………………………………………………………...il- kokul (doğru) ……………………………………………………………………………………........Durmuş- oğlu (yanlış) …………………………………………………………………………………………..Durmu- şoğlu (doğru) Ayırmada satır sonunda ve satır başında tek harf bırakılmaz. ………………………………………………………………………………………..………..a- raba (yanlış) ...…………………………………………………………………………………………….ara- ba (doğru) .…………………………………………………………………………………………….niha- i (yanlış) ………………………………………………………………………………………………..ni- hai (doğru) Kesme işareti satır sonuna geldiği zaman yalnız kesme işareti kullanılır;ayrıca kısa çizgi kullanılmaz. ………………………………………………………………………………………….Edirne’- nin (yanlış) …………………………………………………………………………………………...Edirne’ nin (doğru) ……………………………………………………………………………………………2005’- te (yanlış) ...…………………………………………………………………………………………..2005’ te (doğru) 14)Ses Olaylarıyla İlgili Yazım Kuralları: a)Ünsüz değişimi (yumuşaması) yazıya yansıtılır;ancak özel isimlerin yumuşaması yazıya yansıtılmaz. *Kitapı (yanlış) kitabı (doğru) *Mehmed’in (yanlış) Mehmet’in (doğru) b)Sert ünsüzlerin benzeşmesi yazıya yansıtılır. *Dolapda (yanlış) dolapta (doğru) *2005’de (yanlış) 2005’te (doğru) c)Dudak ünsüzlerinin benzeşmesi(iç ses benzeşmesi) yazıda gösterilmelidir. *Perşenbe (yanlış) Perşembe(doğru) *penbe (yanlış) pembe (doğru) *Tenbel (yanlış) tembel (doğru) *çenber (yanlış) çember (doğru) Ancak kimi özel isimlerde ve birleşik sözcüklerde n’li yazılış doğrudur. *Saframbolu (yanlış) Safranbolu (doğru) *ombaşı (yanlış) onbaşı(doğru) d)Ünlü düşmesi yazıda gösterilir. *ağızı (yanlış) ağzı (doğru) *sabır et (yanlış) sabret (doğru) e) ‘y’ kaynaştırma ünsüzünden kaynaklanan söyleyişteki daralma yazıya yansıtılmaz. *Sevmiyecekmiş (yanlış) sevmeyecekmiş (doğru) *yaşıyan (yanlış) yaşayan (doğru) f)Söyleyişte bazı sözcüklerde yer değiştirme (göçüşme,metatez) olur;ancak bunlar yazıya yansıtılmamalıdır. *yanlız (yanlış) yalnız (doğru) *yalnış (yanlış) yanlış (doğru) *kiprik (yanlış) kirpik (doğru) *kirbit (yanlış) kibrit (doğru) alıntıdır | |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Türk Dili II 1/2/3/4. Ünite Özetleri | nurşen35 | Türk Dili 2 | 8 | 05 Temmuz 2018 00:35 |
Medineweb Türk Dili 5.-6.-7.-8.ünite soruları | makbergülü | Türk Dili 1 | 1 | 26 Aralık 2017 20:53 |
türk dili-2 (8.ünite özeti) | makbergülü | Türk Dili 2 | 0 | 26 Mayıs 2013 13:44 |
Türk Dili 2 ( 5.Ünite Özet) | muallime | Türk Dili 2 | 0 | 14 Mayıs 2013 21:33 |
Türk Dili (1-2)ünite soruları | makbergülü | Türk Dili 2 | 1 | 01 Nisan 2013 20:37 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|