|
Konu Kimliği: Konu Sahibi HıFz,Açılış Tarihi: 18 Mayıs 2012 (11:22), Konuya Son Cevap : 04 Aralık 2020 (21:54). Konuya 4 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme: |
18 Mayıs 2012, 11:22 | Mesaj No:1 |
Yaşayan Dünya Dinleri İlk 4 Ünite Yaşayan Dünya Dinleri İlk 4 Ünite YAŞAYAN DÜNYA DİNLERİ 1.UNİTE ÖZETİ DİNLER TARİHİNE GİRİŞ GİRİŞ Dinin tarih boyu insanla birlikte varlığını sürdürdüğü, insanın olduğu her zaman diliminde ve her yerde var olduğu bir gerçektir. İnsanlar her dönem muhakkak bir inanç içersinde olmuşlar ve bu inanca dayalı tutumlar sergilemişlerdir. Bununla birlikte 19 yy.da dinin kökenine yönelik pozitivist değerlendirmeler olmuştur. Tanrı inancında ise çok tanrıcılıktan tektanrıcılığa doğru bir gelişim söz konusudur. *Hegel, insanlık tarihinde “din çağı” öncesi bir “sihir ve büyü dönemi” olması gerektiği üzerinde durmuş; Frazer ise insanlığın erken dönem tarihinde, büyü ve sihir gücüyle insanlığın doğayı kontrol altına alabileceğinin düşünüldüğü bir zaman diliminin varlığından söz etmiştir. DİNİN ANLAM VE DEĞERİ *Halk arasında yaygın kullanımında din kavramı genellikle kutsal terimi ile birlikte ele alınır. Öyle ki din, zihinlerde öncelikle kutsal terimini çağrıştırmakta; kutsal alana yönelik duygu ve düşüncelerle tavır ve davranışları ifade etmektedir. *Kuranda din terimi; “yol, hayat tarzı, hesap günü, kanun, hüküm” anlamlarında kullanılır. Buna göre din, insanın her türlü inancını, düşüncesini, tavır ve davranışlarını ifade eden, insanın yaşan tarzı ve yaşamında izlediği yol anlamına gelmektedir. *Dinin batı dilindeki adı: religio, religion. *Dinin nasıl anlaşılması gerektiği konusunda Batıda çeşitli görüş ayrılıkları olsa da yaygın olan kanaat dinin, “insanın tanrı, ****fizik alem ya da kutsala yönelik duygu, düşünce ve davranışlarını ifade eden sistem” olduğu yönündedir. İnancı, yalnızca bazı ****fizik ve aşkın varlıkların var olduğunu kabullenmeyle sınırlamak doğru değildir. Zira ****fizik ya da aşkın aleme yönelik bir varlığın veya varlıkların mevcudiyetini kabullenme kadar bunların yokluğunu kabullenme de bir inançtır. Örneğin; İslamda Allaha inanç, Allahtan başka hiçbir üstün gücün var olmadığına inancıda içermektedir. Aynı şekilde erken Budizm’in tanrı inancı konusunda suskun kaldığı ve tanrı inancından öte insanın yeryüzünde var oluşuna yönelik düşüncelerin dinin temel karakteristiklerinden birisi olarak ön plana çıktığı bilinmektedir. Ayrıca her dinsel gelenek muhatap aldığı insanın tavır ve davranışlarını düzenleme, kişinin yaşamını bir düzene sokma hedefini taşır. *Sonuç olarak dinin; insanın düşünce ve inanca dayalı değerlendirmelerini içeren zihinsel fonksiyonlarını, her türlü tavır ve davranışlarını ve insanın diğer insanlarla ilişkilerini ve kurumsal yönünü ifade eden sosyal yapısını belirleyen ve disiplin altına alan bir sistem olduğu söylenebilir. *Panteizm: Tanrıyla doğanın birbiriyle içkinliği düşüncesi. DİNLER TARİHİNİN ÖNEMİ VE BİR BİLİM DALI OLARAK GELİŞİMİ Dinler tarihi dinlerin teolojik ve kurumsal yapılarını dinlerin tarihsel tezahürlerini de dikkate alarak inceleyen bir bilim dalıdır. Dinler tarihi, dinleri çeşitli yöntemlerle inceler. *Deskriptif (tasvir edici-betimleyici) yöntem: Dinin ya da dinlerin tarihsel tezahürünü olduğu gibi anlatır. *Fenomenolojik yöntem: Dini fenomenler anlaşılmaya çalışılır. Bu bağlamda dinler tarihçisi ele aldığı konuya ilişkin kendi duygu ve yaklaşımlarını elden geldiğince paranteze alır ve ele aldığı hususu o geleneğin içinden biri imişçesine anlamaya çalışır. *Analitik yöntem: Dini tezahürler ve fenomenler irdelenmeye, analiz edilmeye çalışılır. *Karşılaştırmalı yöntemler: Dini gelenekler birbiriyle yada bir din farklı tarihsel tezahürleriyle mukayese edilir. *Milel ve Nihal başlığı altında kaleme alınan eserler 11.yy da yazılmaya başlanmıştır. *Milel ve Nihal (dinler tarihi) alanında yazılan ilk eser; Abdulkadir Bağdadi “El fark beynel fırak” *Batılılarca, karşılaştırmalı dinler alanında ilk özgün eser veren yazar: Şehristani. Çeşitli İslam dışı inanç ve gelenekleri tanımlayan telif ve çeviri eserlere örnek: İbnül Kelbi “Kitabül Ansam” *Dinler tarihi bilim dalı Osmanlı döneminde 19 yy.dan itibaren eğitim kurumlarında yer almaya başlamıştır. *Önceleri dinler tarihi dersleri “ilmü esatirül evvelin” ve “kitabül edyan” adı altında verilmiştir. *Dinler tarihi ile ilgili Türkçe olarak yazılan en eski kaynak olarak kabul edilen eser: Şemseddin Sami “Esatir” 1878’de DİNLER, MEZHEPLER VE KÜLTLER Hangi bağlamda olursa olsun dini inanç ve değerlerin farklı anlaşılıp yorumlanması mezhepleşme hareketlerini beraberinde getirmiştir. Dinin içerisindeki farklı yorum tarzlarına mezhep denir. Mezhepler yapıları itibariyle itikadi, fıkhi ve siyasi olmak üzere üç kategoride incelenir. *İtikadi mezhepler: İnanç konularındaki farklılıklar. Örneğin Hristiyanlıkta Tanrı oğlu olduğuna inanılan İsa Mesih’in şahsı konusundaki tartışmalar birçok mezhep hareketinin oluşumuna neden olmuştur. *Fıkhi mezhepler: Dini hayatın yaşanması ve ibadet anlayışlarıyla ilgili farklılıklar. Örneğin Caynizm’in temel mezhep hareketlerinin ortaya çıkışındaki temel tartışmalardan birisinin giyim konusundaki farklı bakış açıları olduğu bilinmektedir. * Siyasi mezhepler: Dini cemaatin siyasal otorite ile ilişkileri yada siyasal otoritenin dine yönelik algılamaları çeşitli siyasal mezhep hareketlerinin ortaya çıkışına zemin hazırlamıştır. Örneğin 4.yydan itibaren Roma’nın resmi dini haline gelen Hıristiyanlığın, bu dönemden itibaren siyasallaşmasından söz edilebilir. *Mezhep hareketleri bir başka açıdan ortodoksi ve heterodoksi ayrışması şeklinde de kendisini gösterir. Ortodoksi, genellikle egemen olmuş yaygın anlayış için kullanılır. Kendini çoğunluğun inancını ifade eden merkezi din anlayışıyla ve egemen siyasal güçle özdeşleştiren dinsel yorum, asıl doğru öğretiyi savunduğu ve doğru ve kabul edilebilir inançların temsilcisi olduğu iddiasıyla Ortodoks olarak tanımlanmıştır. Heterodoksi, merkezi din anlayışının dışında kalan görüş ve akımlar. Heterodoksi, çoğunluğun ya da bazı durumda siyasal gücün doğru ve kabul edilebilir saydığı resmi öğretinin dışında kalan her türlü akımı ifade eder. Çoğunluğa karşı azınlığı ve resmi din anlayışına karşı muhalefeti temsil eden akımlar heterodoksal olarak değerlendirilmiştir. Heretik akımlar: Heterodoksi içinde dine ve dinsel inanç ve değerlere getirdikleri yorum ve bakış açısıyla yaygın din anlayışının temel değerlerinden sapma temayülü gösterdikleri düşünülen ve sapkın inanç ve uygulamaları nedeniyle cezalandırılmayı hak ettiklerine inanılan akımlar heretik yada sapkın akımlar olarak adlandırılır. Heresi: Yaygın kabul edilen inançlardan yada çoğunlukla temsil edilen öğretilerden kesin bir ayrılık ve farklılaşmayı temsil eden dini yorumlardır. *Senkretik dinler: Farklı dini değerleri bir araya getirmek suretiyle oluşturulan yeni inanç sistemlerine denir.Farklı inanç sistemlerinin bir arada yaşanması ve bilinçli ya da bilinçsiz şekilde birbirinden etkilenmesi nedeniyle oluşan yeni dini yorumlar senkretik dinler olarak tanımlanmaktadır. * Senkretik dinlere örnek: Sih dini (İslam ile Hindu geleneğinden birçok unsur taşır.) Yahova Şahitleri, Moonculuk, Sayentoloji gibi hareketler senkretik akımlar olarak değerlendirilebilir. *Kültler: Müstakil bir din olmaktan öte çoğunlukla bir dini gelenek içersinde belirli bir obje ya da değere tapınmayı ön plana alır. Kültler, içe dönük cemaat anlayışıyla ve gizemcilikleriyle diğer din mensuplarından ayrılırlar. Son dönemlerde Batı dünyasında sayıları hızla artan çeşitli Neo-Gnostik gruplar bu çerçevede değerlendirilir. Ayrıca müstakil bir inanç sistemi ve ibadet anlayışını geliştirip temsil etmekten öte, kurulu yaygın dinsel geleneklere ve sosyal değerlere karşı bir anarşizmi, başkaldırıyı temsil eden, bütün tutum ve tavırlarını buna göre oluşturan ve bu bağlamda bazen nefret, şiddet ve teröre yer veren hareketlerde kült kapsamında sayılabilir. 20.yydan itibaren Batıda yayılan Satanizmi bu bağlamda değerlendirmek mümkündür. DİNLER TİPOLOJİSİ/TASNİFİ Dinle ilgili yapılan tasniflerde dinin kendisinden hareketle yapılan tasniflerle tasnifi yapan kişinin dine yönelik algılamalarının etkili olduğu görülmektedir. Örneğin her din mensubu kendi inanç ve değerlerini merkeze koyarak bir din tasnifi yapmaya çalışmıştır. Bu doğrultuda kendi inancını hak, doğru ve yegane din, diğer inanç sistemlerini ise batıl dinler olarak tanımlamıştır. *İslam geleneğinde yapılan en yaygın din sınıflaması hak, ilahi ve semavi kavramları ekseninde olmaktadır. Buna göre hal/ilahi/semavi dinler İslam, Yahudilik ve Hıristiyanlık için kullanılmaktadır. Bu anlayış Yahudilik ve Hıristiyanlığıda ilahi kategorisinde görmekte, bunların sonradan tahrif edilmiş olduğunu varsaymaktadır. Bu nedenle bu dinler “muharref” olarak adlandırılmaktadır. *Kuran, dinleri “Allahın dini İslam” ve diğerleri şeklinde ayırmaktadır. Yalnızca İslamı hak/ilahi din olarak değerlendirmektedir. *Hıristiyanlık Ortaçağ başlarından itibaren kendisini yegane din olarak görmüş ve kendisi dışındakileri pagan gelenekler olmakla itham etmiştir. *Sabilik kendisini yegane doğru (kuşta) olarak görürken diğerlerini yanlış (kabda) olarak görür. * Evrensel dinler: Sahip olduğu inançları evrensel düzlemde yaymaya çalışa, dolayısıyla tüm insanlar arasında yayılmayı hedefleyen inanç sistemleridir. * Milli dinler: Dinin kapsamını yalnız bir milletle, soyla, klanla yada kabileyle sınırlamış olan geleneklerdir. *Milli bir din olup tarih içersinde zaman zaman dinin evrensel planda yayılmasına yer vermiş, dolayısıyla evrensel bir din karakteri gösteren dinlere örnek: Yahudilik * Monoteist dinler: Tektanrılı din * Politeist dinler: Çoktanrılı din * Düalist dinler: İkitanrılı din * Panteist: Tanrıyla evren içkinliği (Evrenin tümünü Tanrı olarak kabul eder) * Deist:Tanrı insan içkinliği. Tüm dinleri yok sayarak sadece Tanrının varlığını kabul eder. Peygamber, vahiy, ahiret, melek vs inançları yoktur. * Agnostik (bilinmezcilik): Tanrının varlığının ya da yokluğunun bilinememesi. * Gnostik: Sezgi ya da düşünerek Tanrının kavranması düşüncesi. * Kristosentrik din: Mesih merkezli * Teosentrik din: Tevhid merkezli * Etnosentrik din: Seçilmişlik merkezli ( Yahudilerin İsrailoğullarının seçilmişliğine inancı) ÇEŞİTLİ TANRI DÜŞÜNCELERİ VE DİNLER *Üstün güç/güçler ****fizik bağlamdaki ilahi bir varlık yada varlıklar olabileceği gibi, yaşanılan evrene ait herhangi bir obje, nesne, şahıs ya da evrensel düzlemde etili olduğuna inanılan bir ilke de olabilir. Dinlerin inanç yada ibadet sistemlerinde yer verilen üstün güç veya güçler genellikle tanrı ve tanrılar olarak karşımıza çıkar. Bununla birlikte yarı tanrı yada ruhsal varlıklar, ata ruhları ve benzeri doğaüstü unsurlar da üstün varlıklar olarak tazim edilebilir. Çin dinsel geleneklerinde Yin-Yang prensibi, Hint dinlerinde Karma (Dharma) doktrini her şeyi kuşatan üstün bir güç olarak karşımıza çıkar. * Teizm, tanrı yada tanrıların doğaüstü üstün güçler olarak algılandığı geleneklerdir. * Monoteist yada tektanrıcı dinler insanların yaşamlarında yer verdikleri diğer üstün güçleri reddederek bir tek üstün gücün, yani Tanrının varlığının kabul edilmesini ön plana çıkarmışlardır. * Düalist yada ikitanrıcı dinler genellikle iyi ve kötü düalitesi çerçevesinde bir iyilik birde kötülük tanrısının arlığını kabullenirler. Ancak kötülükten sakınmak amacıyla iyilik tanrısına tapınmayı esas alırlar. * Politeist, çoktanrıcı geleneklerde ise insan yaşamından iyi ve kötü nitelikleri temsil eden sayısız oranda tanrısal varlığın mevcudiyetine inanılır. Hatta böylesi inanç sistemlerinde bunların yanında çeşitli doğal varlıklar, gök cisimleri, krallar ve yöneticiler gibi insanlarda üstün varlık olarak görülür. Henoteizm: Birçok tanrının varlığını kabul etmekle birlikte bunlardan yalnızca birisine tapınmayı esas alan teolojik yaklaşıma denir. | |
Konu Sahibi HıFz 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Yaşayan Dünya Dinleri İlk 4 Ünite | Yaşayan Dünya Dinleri | nurşen35 | 4 | 13042 | 18 Mayıs 2012 11:22 |
18 Mayıs 2012, 11:22 | Mesaj No:2 |
Cevap: Yaşayan Dünya Dinleri İlk 4 Ünite YAŞAYAN DÜNYA DİNLERİ 2.ÜNİTE HİNDUİZM-CAYNİZM Hint yarımadasında ortaya çıkan ve bugün hem doğdukları yerde hem de dünyanın farklı bölgelerinde varlıklarını hala devam ettiren dört din: Hinduizm, Caynizm, Budizm ve Sihizm. HİNDUİZM *Sanatana dharma: Hinduların kendi dinlerini ifade etmek için kullandıkları isim. “sonsuz/ezeli yasa” anlamına gelen bu kelimeyle diğer büyük dinlerin aksine onun bir başlangıcının olmadığını ifade etmek isterler. Hintli olmayanlar arasında ise bu din için eski Fars dilinde “indus nehrinin doğu tarafında yaşayanlar” anlamına gelen Hindu (Sankritçe nehir) kelimesinden türeyen Hinduizm kullanılır. * Hinduizm, dünyada varlığını devam ettiren en eski dindir. * Hindistanın yüzde 80i bu dine tabiidir. Batı ülkeleride dahil olmak üzere Hindistan dışında da 45 milyondan fazla mensubu bulunur. * Hinduizmi devlet dini ilan eden tek ülke : Nepal ( 18 milyon mensub) * Hinduizm Tanrı inancını kendisi için merkezi olarak kabul etmediği gibi Tanrını doğası hakkında fikir yürüten sistematik bir teolojiye sahip değildir. Hintliler tek bir tanrıya inandıklarını düşünürken bile çoğunlukla birçok tanrıya tapıyormuş gibi görünürler. * Herhangi bir şahsı kurucu olarak görmedikleri gibi, herhangi bir kutsal metni tek başına bağlayıcı kabul etmezler. * Herhangi dini bir uygulamayı zorunlu görmedikleri gibi herhangi bir doktrini de dogma olarak kabul etmezler. * Yakın zamanlara kadar hiç kimse, Hindu olarak doğmak dışında Hindu dinine giremezdi. Ancak, modern Hindu tanımı, eskiye nazaran nispeten genişledi. Hinduizm içinden çıkan yeni dini akımlar bu ülkeyle doğrudan alakalı olan bu dine, Hindu olarak doğanlarla aynı hakların verildiği batılıları da çekmeye başladı. TARİHSEL SÜREÇ *1) Hinduizm kaynaklarından en eskisi m.ö 4000-2200 yılları arası tarihlenen Harrapa Medeniyeti (İndus Vadisi Medeniyeti) kalıntıları. Hinduizmin tarih öncesi ilk dönemini temsil eder. *2) Hinduizmin ikinci dönemini/safhasını yanlışlıkla Brahmanizm olarakta adlandırılan Veda Dini oluşturur. Veda döneminin genel olarak m.ö 2000-500’e kadar devam ettiği kabul edilir. Veda dini, ana mekanları Belh civarı olan ilk Aryanlar tarafından ortaya konuldu. Bu dönemin dini hakkındaki kaynağımız, söz konusu dönem boyunca dini tutumlardaki dikkate değer bir evrilmeyi ortaya koyan Vedalardır. Bunlar, Hindistan’a gelip yerleşen Aryanlar tarafından derlenmiş, şekil ve muhteva bakımından birbirinden farklı Sanskritçe metinlerdir. *3) m.ö 500 den m.s 500’e kadar ki on yüzyıllık dönem klasik Hinduizm dönemidir. Hinducu sentez olarak da adlandırılan bu dönem, bugün hala geçerliliğini muhafaza eden temel kavramların yerleştiği bir dönemdir. Bu dönemde Vedalara bağlılığı ortodoksinin ölçütü kabul ettiler; dolayısıyla onları bir otorite olarak kabul etmeyenleri, yani Cayinist ve Budistleri heterodoks ilan ettiler. Bu ölçüt, Cayinist ve Budizm’in yollarına ayrı bir din olarak devam etmelerine yol açtı. Hinduizm için en önemli unsurlardan biri, teizmin ortaya çıkmasıydı. Vedalar döneminde nispeten önemsiz iki tanrı olan Şiva (kırmızı) ve Vişnu önemli hale geldiler. Dönem hakkında iki önemli kaynak: Mahabharata ve Ramayana destanları. *4) Hinduizm’in bir sonraki safhası, 6.yy.dan 19.yy.a kadar devam eden ortaçağ safhasıdır. *5) “Yeni Hinduizm” diye adlandırılan ve 19 yy.da Batı modernizminin etkisiyle ortaya çıkan ve bir anlamda Hinduizm’i etnik bir din olmaktan evrensel din haline getiren hareketler ortaya çıkmıştır. KURUCU ŞAHSİYET Hinduizmin en temel özelliği kendisinin herhangi bir kurucuya dayandırılmamış olmasıdır. Onun kurucusunun bilinmezliğinin bir ifadesi olarak da sanatana dharma “ezeli hikmet” kelimesini kullanırlar. Ancak asıl ifadesini Vedalar’da bulduğundan ve Hindular Ortodoksluğu Vedaların kabul edilmesiyle eşanlamlı olarak kabul ettiklerinden, Vedaların kendilerine atfedildikleri kişileri bu dinin kurucuları olarak kabul etmek mümkündür. Rşi = muni : hakikati gören, hakim kimse. Sessiz, derin düşünenler. *Veda: görücüler ve bilgeler vasıtasıyla Yüce varlıktan sahih bir gelenekte geliyor olduklarından dolayı Agamalar diye adlandırılırlar. KUTSAL METİNLERİ (Genel kabul görmüş metinler anlatılmıştır. Hakkında bilgi verilen metinlerin, yegane Hint kutsal metinleri olduğu düşünülmemelidir.) Hindu kutsal metinleri iki gruba ayrılır. Şruti ve Smriti 1) “İşitilen ve görülen” anlamına gelen Şruti kategorisi içinde Vedalar *Otoriteleri, Rşilerin, derin tefekkür ve vizyon yoluyla YüceVarlıktan almış oldukları inancından kaynaklanan Vedalar, insanlık tarihinin bize kadar gelen en eski metinleri olarak kabul edilirler. *Sanskritçe “bilmek” anlamına gelen vid kökünden gelen veda “bilgi” anlamına gelmektedir. *Vedaların en eski parçasını dört derleme oluşturur: Rig-veda, Sama-veda, Yacur-veda ve Atharva-veda. Bunlardan en eskisi ve geniş olanı Rig-veda dır. *Her veda üç bölümden oluşur. a- Brahmanalar: Ayinler ve onların yerine getiriliş tarzı ile ilgili metinler b- Aranyakalar: Geleneksel Hindu hayat tarzının üçüncü aşaması olan ormanlarda ikamet etme yemini edenlerin çalışmaları/onların okuyacakları eserler olup, kurban törenlerinin anlamını ve yorumunu ele alan metinlerdir. c- Upanişadlar: Talebe-hoca arasında cereyan eden soru-cevap metinleri. Upanişadın anlamı: Üstadın dizinin dibine oturmak. 2) Smriti kategorisinde ise Puranalar, Ramayana, Mahabharata ve Dharma-Şastra’lar yer alır. * Smriti: hatırlanan şey yada hafıza ve gelenek anlamına gelir. Bunlar Hint düşünesi için ikinci en yüksek otoriteyi temsil ederler. Bu metinler, bir Hindunun gündelik hayatını belirleyen şeyleri içerdiklerinden şrutiden daha önemlidirler. Üç ana gruba ayrılır. Hindin iki önemli destanı olan Ramayana ve Mahabharata’nın yer aldığı ithasa, Puranalar ve Dharma-şastralar. *Mahabharata’nın bir alt bölümünü meydana getiren ve “Bhagavat-gita” adlı bölüm, Mahabharata’dan daha çok tanınmış ve dünyanın bir çok diline çevrilmiş bir metindir. *Puranalar, Hintle ilgili bayramlar, kast yükümlülükleri ve hac yerleri gibi konuları içerir. *Dharma-şastralar, farklı zaman ve mekanlarda dini hükümlerin nasıl uygulanacağı, insanların bu dünyada yaptıklarının sonucu olarak yeniden doğumlarının nasıl olacağı gibi hususlarda Hindulara yol göstermek için derlenmiş metinlerdir. *İki binden fazla olan dharma-şastraların tartışmasız en etkili olanı Manu Yasaları (Manu Smriti) dir. İNANÇ ESASLARI Hinduizmin tespit edilmiş, Hıristiyan credosu ya da İslam’ın amentüsüne benzer türden bir inanç sistemi/esasları yoktur. Ancak, ayırt edici özellikleri olduğu kabul edilen bir takım düşünceler ve inançlar vardır. *Hinduları 330 milyon tanrıya tapar. Bu sayı, yüce güçlerin sayısının tasavvur edilemeyecek kadar yüksek olduğuna işaret eder. Sanskritçe de tanrı anlamına gelen “deva” ya da “devata” kelimeleri bütün yüce güçler ve Hindular tarafından deva sıfatıyla onurlandırılan önemli insanlar için serbest bir şekilde kullanılır. *Deva, alışılmamış ve sıradan olmayan bir şey ifşa eden, güç ve etki uygulayan, faydalı ya da zararlı olan her şeydir. * Vedalar, 11 yeryüzüne, 11 göklere ve 11 de ikisi arasındaki havaya ait olan 33 tanrıdan söz ederler. Agni (ateş), Surya (güneş) ve Uşas (şafak) devalar olarak zikredilir. *Vedalar, Aryan halkının güçlü koruyucusu olan “Indra” ya yönelik ilahileri içerir. *Hinduların çoğu, ilahlardan birini işta devatası (kişisel tanrısı) olarak seçer. Bu ilahlar onların dindarlığının ve ibadetinin odağı haline gelir. Farklı insanların farklı ilahlar seçmesi benzersiz bir politeizm meydana getirir. *Hinduizm’in diğer inançları; kast sistemi, karma, samsara, reenkarnasyon (tenasüh/ruhgöçü) ve mokşa. (en önemlileri.) * Kast Sistemi: Portekizce “saf, temiz” anlamına gelen castadan türer. Hint toplum yapısının zamanı bilinmeyen bir andan beri devam eden dört kastı (çatur varna): 1) Brahminler: Vedaların kutsal sözlerinin gözeticileri 2) Kşatriyalar: Savaşçılar ve yöneticiler 3) Vaişyalar: Çiftçiler, zanaatçılar, iş adamları 4) Şudralar: Hindu toplumunun temelini oluşturan yoksul işçiler, hizmetçiler ve köleler. *İki kez doğanlar diye de adlandırılan ilk üç kast asıldır ve dördüncüsü kast dışı olarak kabul edilir. Kast sisteminin dini bir kökenle açıklanmaya çalışılmasının yanı sıra, insanların içinde doğdukları kastları da dini gerekçelerle açıklanır. Bu durumları, onların geçmişte yaptıkları işlerin (karma) bir sonucudur. Kast dışı olanların orada bulunmaları geçmiş hayatlarında kötü işler yapmaları olduğu gibi, bir kişinin Brahmin ya da Kşatriya olarak doğmasının sebebi de önceki yaşamında iyi işler yapmış olmasıdır. *Karma: İş, eylem, amel anlamına gelir. Kişinin geçmiş yaşamında ve şimdiki yaşamında yaptıkları eylemler. * Ruhun, bedende olarak yaptığı işlerin sonucuna uygun olarak yeni bir bedende dünyaya gelmesine “reenkarnasyon”, bu sonsuz gidiş geliş döngüsüne de “samsara” denir. * İnsanların öldükten sonra, ölüm-yeniden doğum döngüsünden (samsara) kurtulmaları ve bir daha başka bir bedende yeniden bu dünyaya gelmemelerine “mokşa” denir. Hindu dini ve felsefi hareketlerin ortak hedefleri mokşayı gerçekleştirmeye yöneliktir. İBADETLERİ *Hedefi manevi ilerlemeyle maddi ilerlemeyi sağlamak olan Hinduizm’deki ibadet (puja), ferdi bir tecrübe olduğu için daha çok bireysel bir faaliyettir. *Toplu ya da cemaat olarak ibadet, Hinduizm’in doğasına yabancıdır. *Mabet ibadeti zorunlu değildir. *Hindu ibadeti evde yapılanlar ve mabette, hususi vesilelerle yapılanlar olmak üzere ikiye ayrılır. *Evdeki ibadet, ibadet için ayrılmış oda ya da köşede yapılır. * İlk üç kasta mensup olan ve iki kez doğanlar olarak adlandırılanlar tarafından günde üç kez icra edilen gündelik ibadeti, genel olarak kadın yerine getirmekle yükümlüdür. *Sabah ibadeti nehir kenarında ya da puja odasında yapılır. *Yalnızca evde yapılan ve aile ile ilgili törenlerde vardır. Bunlar doğum, erginlenme, evlilik ve ölüm törenleridir. *Bir kimsenin kendisiyle ilgili yapılan son tören ölüm törenidir. * Hindular, çocuklar dışındaki cesetlerin gömülmesi değil de yakılması gerektiğini, çünkü arındırıcı bir özelliği olan ateşin tükettiği bedeni daha yüksek bir şekle dönüştürdüğüne inanılır. * Yakılan bedenin külleri üçüncü yada başka uygun bir günde nehre, tercihen Ganj nehrine atılır. *Cennet ve cehennem nihai son olmaktan ziyade, samsaradaki ara duraklardır. *Brahmaloka, tezahür etmiş olan dünyanın en son sınırıdır. *Kutsal yerlere hac, Hinduizm’in her mezhebi tarafından icra edilen önemli ve kendisiyle dini tekamüle doğru ilerlemenin gerçekleştirildiği araçtır. * Hindistan’da özellikle kutsal olan yedi yer vardır. Bunlar içinde en kutsal olan ise, Şivacılığın merkezi ve geçmiş zamanlardan günümüze kadar bir öğrenim merkezi olan “Benares”tir. * Bu yedi yerden birine bir hac ziyareti yapılmaksızın Hindunun dini hayatı tam olmuş olmaz. MEZHEPLERİ Hinduizm’de mezhepler Kadim ve Modern Akımlar şeklinde ikiye ayrılır. Kadim Mezhepler ( Saf Dini Akımlar) Hinduizm’de varlığını devam ettiren üç ana mezhep : Şivacılık, Vişnuculuk ve Şaktizm. 1) Şivacılık: Tanrı Şiva üzerinde odaklanmayı ve ona yüce varlık olarak tapınmayı ifade eder. *Yüce varlık olarak kabul edilen Şiva’nın tarihi çok eskidir. *Şivacılık öteki Hindu geleneklerden daha çok asketik (dünyadan el ayak çekme, çileci) bir özellik taşır. *İndus Vadisi Meddeniye’tinin (ilk dönem) kalıntılarının arasında bulunan mühür üzerindeki betimlemenin, Şiva’ya ait olduğu kabul edilmektedir. *Şivacı olarak kabul edilen bütün grupların ortak özellikleri, evrende tek bir gerçekliğin var olduğu onunda Brahman olduğu, onun dışında kalan her şeyin hakiki bir gerçekliğinin bulunmadığı, yanılsamanın ürünü olduğu, kurtuluşa ulaşmanın bilgi yolu ve bu yolun yoga uygulamalarıyla kolaylaştırıldığını kabul ederler. *Ortodoks olan Şivacılar, Vedalara saygı gösterirler. *Şiva’ya bütün Hindu mabetlerinde onun kadın enerjisisi olan Şakti ile birlikte ve Şiva’nın yaratıcı gücünü temsil eden ve “fallik” şekli olan linga olarak ibadet edilir. *Şivacılar Vişnuculardan, alınlarının ortasına koydukları üç yatay işaretle ayrılırlar. 2) Vişnuculuk: Hinduizm’in önemli ikinci büyük dini geleneğidir. *Şahsiyeti olan tek bir tanrıya ( Vişnu, onun avatarı Rama ve Krişna) ibadeti, özgeci bağlılığı ve Tanrının inayeti vasıtasıyla kurtuluşu vurgular. *İnsanlara karşı merhametli olan Vişnu, yeryüzünde zulüm, adaletsizlik arttığında ve sosyal düzende karışıklıklar ortaya çıktığında bunları düzeltmek maksadıyla, insan ve hayvan bedenlerinden oluşan farklı bedenlerde tecessüt ederek (avatar) yeryüzüne iner. *Avatar: Vişnunun farklı bedenlerde yeryüzüne inmesi. Bunların en tanınmış olanları : Rama ve Krişna *Vişnu aynı zamanda Hindu teslis anlayışını oluşturan üç önemli tanrıdan biridir. Brahma, Vişnu ve Şiva *Vişnucuların ayırt edici işaretleri, alınlarının ortasına yerleştirdikleri dikey çizgilerdir. *Vinucuların en önemli teologları ve felsefi okul sahibi düşünürleri: Ramanuca, Madhva, Nimbarka ve Vallabha. 3) Şaktizm: Üçüncü büyük dini gelenek. “Güç” yani Tanrının yaratıcı gücü anlamına gelen Şaktiden türer. *Bu gücün genellikle dişil olduğu kabul edilir. *Hinduizm’de özellikle Assam ve Bengal’de yaygın olan, nihai gerçekliğin dişil tezahürleri tapınımına verilen isimdir. *Şakti, Tanrının adeta maddeleşen ve kendi dışında varlık kazanan yaratıcı gücüdür. Zamanla tanrı belirsizleşir ve Şakti ön plana çıkar. Tanrı ezeli uykusundadır; onu harekete geçiren ve yaratan Şaktidir. Bu yüzden Tanrıya değil Şaktiye dua edilir. Modern Dini Akımlar **Müslümanların uzun süreli Hindistan hakimiyetleri, Hint kültürü üzerinde silinmez bir iz bıraktı. Ancak din olarak Hinduizm hakim olmayı sürdürmüş olsa da, iki din arasında yaşanan kültürel etkileşim eklektik şahısların (Kebir gibi) ve hareketlerin (Sihizm gibi) ortaya çıkmasına yol açtı. ** Ancak İngilizlerin Hindistan’daki yönetimleriyle başlayan modern dönem, Hint hayat anlayışında farklı bir meydan okumayla karşı karşıya olduğunu hissettirdi. Söz konusu meydan okuma Avrupalının dininden daha ziyade, İngiliz eğitim sistemi ve onun girmesini sağladığı Avrupa düşüncesinden gelmekteydi. ** İlk tepki; Bengal’de, bir Brahmin ailesine mensup Bengalli Rom Mohan Roy hareketin başlatıcısı. ) İlk adı İngiliz Uniteryen Cemiyeti olan. Brahmo Samaj derneğini kurdu(1827). Roy, Upanişadlar ve Brahma-Sutra’da bulunduğunu düşündüğü ahlaki tektanrıcılığı savundu, tanrı ve tanrıçalara ibadeti yasakladı. Sati (kadının ölen eşile birlikte yakılması uygulaması), çocuk yaşta evlilik, kast karşıtı olmayı ve kadınların eğitimini savundu. Ancak Brahmo Samaj hiçbir şekilde bir halk hareketi olamadı. ** Bombay civarında başka bir hareket ortaya çıktı. Bu 1875’te Swani Dayananda tarafından kurulan Arya Samaj hareketiydi. Kuruluş gerekçesi Aryan Veda dinini eski asli haline döndürmek ve Vedalar sonrası vuku bulan bütün gelişmeleri reddetmekti. **Kökü Hindu geçmişinde olan bir takım dini ihya hareketleri de vardır. Bunlardan en önemlilerinden biri Ramakrişna adını alan, bir Brahmanın oğlu olan Gandhadhar Chatterji’dir. Ramakrişna, nihai olarak bütün dinlerin aynı hedefe giden farklı yollar olduğunu kabul etti. *Yeni Hinduizm: Hinduizm’in çağdaş hikayesi ve reform, adaptasyon, yeniden değerlendirme ve saldırgan yeniden tasdiğin tedricen ortaya çıkışı Yeni Hinduizm olarak adlandırılır. **Yeni Hinduizm’in en önemli ve tam bir temsilcisi : M.K. Gandhi (1869-1948) -Bhagavat-gitayı dini ideallerinin ve değerlerinin en büyük kaynağı olarak kabul etti. -Hindistan’ın batıyla teması yüzünden bozulduğunu gösterecek bir şekilde, köylü elbisesi giydi ve sade bir yaşam sürdü. - Kendisini dokunulmazlar (ilk üç kastların dışında bırakılan şudralar) meselesine adadı. -Hindistan’ın bağımsızlığı mücadelesini Cayinizm’den aldığı “ahimsa” doktrini bağlamında yürüttü. -Gandhi, tartışmasız Hindistan’ın ahlaki lideridir. - Halk nezdinde, bir aziz, dünyanın kötülüklerine son vermek için gelmiş Tanrının bir enkarnasyonu idi. DİĞER DİNLERE BAKIŞI *Klasik dönem Hindu düşünürleri Şankara ve Kumarila Hinduizm’i tamamen dışlayıcı bir tarzda yorumlamış; Hinduizm’den kaynaklanmakla birlikte müstakil birer din haline gelmiş olan Budizm ve Cayinizm gibi hareketleri yanlış olarak kabul etmişlerdir. * Modern dönemde Ramakrişna inanç sistemleri, ibadet şekilleri farklı olmakla birlikte bütün dinlerin ortak hedefinin Tanrının idrak edilmesi olduğu, şeklinde çoğulcu bir yaklaşım ortaya koyar. *Swami Vivekananda’ya göre bütün dinler, insan ruhunu tanrıya götüren basamaklardır. *Hindistan’ın modern dönemde yetiştirdiği en önemli şahsiyetlerden biri olan Mahatma Gandi, başlangıçta Hinduizm’i en hoşgörülü, bütün dinlerdeki doğruluğu be hakikati kabul eden bir din olarak görürken yani, Hinduizm’e diğer dinlerden daha üst bir yer verirken daha sonraları, bütün dinlerin eşitliğini öne çıkarmaya çalışır. Bunun sonucu olarak ta “dinlerin aynı ağacın dalları” olduğu benzetmesini kullanmaya başlar. ******************************** CAYİNİZM *Bugün Hindistan’da üç milyon kişinin dini kimliğinin ifadesi için kullanılan Cayinizm, bir “cina”nın (zafer kazananın) takipçilerini ifade eder ve dokuzuncu yy.dan sonra bugün bilinen grup için kullanılmaya başlar. * Mahavira (büyük kahraman) olarak tanınan Vardhamana’ya izafe edilir. *Ancak cayinler için bir cina, bir dinin kurucusu olmaktan ziyade her zaman mevcut, yok olmaz geleneğin bütün üstadları tarafından yapıldığı tarzda öğretilen hakikatin ve yolun yayıcısıdır. * Her cina, bu geleneği yeniden canlandırır, yeni bir şey ortaya koymaz. Çünkü yol her zaman aynıdır. * 24 tane olduğu kabul edilen “tirthankaralar” olarak adlandırılan cinalar grubunun sonuncusu Vardhamana’dır. * bu 24 tirthankaradan tarihsel bir şahsiyete sahip olanlar Vardhamana ve kendisinden önceki cina Parşva’dır. TARİHSEL SÜREÇ *Mahavira olarakta adlandırılan Vardhamana, m.ö 6.yy.da kurtuluşu yalnızca kurbanla elde edebileceğini kabul eden Vedacı yaklaşıma ve kast sistemine karşı olarak, alternatif kurtuluş yolları arayan ve bulduklarını söyleyen, Buda’nında içlerinden biri olduğu bağımsız gezici dervişler içinde yer alır. * Miladi birinci yy.da Digamabaralar (gök giyenler) ve Svetambaralar ( beyaz giyinenler) olmak üzere iki mezhebe ayrıldılar. * Giysiyle anlaşmazlığın yanı sıra daha çok teknik olan bazı anlaşmazlıklarda iki grup arasındaki ayrılığı derinleştirdi. * Digambaralar güney ve merkezi Hindistan’daki ana Cayinist grup iken, kuzeyde ve batıdakiler ise Stevambaralar oldular. * Bu ayrılığa rağmen miladi 5.yy da gelişme ve büyük bir etkiye sahip olmaya başladılar. * Daha çok ticaretle uğraşırlar. KURUCUSU *Vardhamana, Cayinist geleneğe göre, tirthamkaraların yirmidördüncüsü olarak m.ö 599 yılında Kşatriya sınıfına mensup bir ailede doğdu. *O bir cina, dünyanın ve ihtiraslarının “fatihi”, bir kevalin (her şeyi bilen), bir arhat (ulu), ve bir Mahavira (büyük kahraman) dır. *Yağmur mevsimleri dışında tebliğine hiç ara vermedi. KUTSAL KİTAPLARI * Cayin kutsal kitap külliyatı : Agama * Agama 3 ana bölümden oluşur. Purvalar, Angalar ve Angabahyalar. * Angabahyalar 5 alt gruba ayrılır. içlerinden Chedasutralar Cayin disiplin kitabı olarakta adlandırılır. * Cayin kutsal metinlerinin dili, Mahaviranın daha fazla insana ulaşmak istemesi yaşadığı bölge olan Magadha’nın diliyle bölgenin sınırlarında bulunan yerel dillerin karışımı bir dil kullanmasına sebep olmuştur. Bu yüzden onun kullandığı dil yarı magadhi anlamında Ardha-Magadhi olarak adlandırılır. Cayinler genel olarak kutsal metin dilini Arşa, yani rşilerin dili olarak isimlendirilirler, ve onu temel dil olarak kabul ederler. İNANÇLARI * Cayinlerin inanç esasları 3 tanedir ve “üç mücevher” olarak adlandırılır. - Doğru inanç, Doğru bilgi, Doğru davranış * Bunlardan öncelik doğru inancındır. Çünkü doğru inançtan kaynaklanmayan davranışların fazla bir değeri yoktur. * Doğru inançtan maksat, Cayin kutsal kitaplarıyla onların içerdikleri öğretiye olan kesin inançtır. * Doğru bilgi, Cayin dini ve felsefi ilkeleri hakkındaki bilgidir. * Doğru davranış ise insanın öğrendiği ve doğru olarak düşündüğü şeyi eyleme dönüştürmesidir. Bu öğretinin en önemli kısmıdır. Çünkü insan ancak doğru eylem sayesinde karmadan kurtulabilir ve hayatın hedefi olan kurtuluşu gerçekleştirebilir. *Beş büyük yemin (mahabavrata): Manastır hayatına başlayacak (erkek yada kadın) herkesten yerine getirilmesi istenen eylemler. 1-Ahimsa: Var olan herhangi bir canlıya zarar vermeme 2-Satya: Yalan, uydurma söz söylememe 3-Asteya: Çalmama 4-Brahma-carya: Bekar bir hayat sürme 5-Aprigraha: Dünyayı terk etme. Keşiş olmayan laikler için ise, son ikisinin yerini iffet ve kanaat alır, diğerleri aynıdır. * Hindistan’da çok eski bir doktrin olan “ahimsa”, Cayinler için önemli bir yer işgal eder. O, bütün davranışları belirleyen önemli bir fazilettir. En küçük canlılar da dahil hiçbir şeye zarar vermeksizin yaşamak gerektiğine işaret eder. Buda et yemeye izin verirken, bu Cayinizm’de tamamen yasaktır. *Cayin toplumu keşişler ve keşiş olmayan laikler olmak üzere ikiye ayrılır. Asıl Cayin cemaatini keşişler oluşturur. Çünkü kurtuluş, ancak keşiş hayatı yaşamakla elde edilebilecek bir şeydir. *Cayinist hayatın hedefi, “karma”dan kurtulmaktır. Reenkarnasyona inanır. Hinduizm ve Budizm ile ortak olan karma anlayışı cayinlerde farklıdır. Kurtuluş “mokşa”dır. *Cayinizm ateist bir din olarak görülmesine rağmen, Cayinistler bunu kabul etmezler. Onlar da tanrılığa ve sayısız tanrıya inanırlar. Ancak kabul ettikleri bu tanrıların evreni yarattığına inanmazlar. Kabul ettikleri tanrılar, daha önceki hayatlarında iyi şeyler yaptıkları için yukarıdaki dünyada olma hakkını kazanmış olan ölümlülerdir. İBADETLERİ *Keşişler ve normal dünyevi hayatlarını devam ettirenlerden (laik) oluşan Cayin inananlar topluluğu (samga), ilahilerden, kutsal mekanları ziyaret etmekten ve yirmi dört tirthankaranın heykellerine meyve, pirinç ve süt takdimlerinden oluşan ibadet, laiklerin işidir. Keşişlerin işi, laikler için örnek alınacak bir hayat yaşamak ve çok az bir derecede olsa öğretmektir. *Cayinlerin mabetlerindeki ibadet nesneleri tirthankaraların heykelleridir. Doğası gereği yaratıcı tanrıyı kabul etmemelerine rağmen hem tirthankaralar hem mükemmelliğe ulaşan ruhlar hem de Hinduizm’den geçmiş olan bazı küçük tanrılar ibadete konu olurlar. * İbadetlerde heykellerin kullanılması, bunların kurtuluşa ermeye çalışanlara örnek olması ve zihinlerini nirvanaya hazırlama amacına yöneliktir. *Keşişler ve sınırlı bir zaman için keşiş kurallarını takip edebilecek laik için dini uygulamalar, bir günde 48 dakikalık ibadeti ve oruç tutmayı içerir. *Cayilerin kutladıkları bayramlardan en çok bilineni erkek ve kadın keşişlerin yağmur mevsimi için sığınakta oldukları Ağustosta kutlanan Pajjsana’dır. Bu bayramı Stevambaralar sekiz Digambaralar on gün olarak kutlarlar. *Kutsal yerlere hac, Cayinler için önemli bir faaliyettir ve mabet ibadetinin maksatlarıyla yakından ilişkilidir. Hac mekanları nihai kurtuluşa ulaşmış tirthankaraların ve büyük Cayin azizlerinin hayatlarındaki bir takım olayların yaşandığı yerlerdir. Büyük hac yerleri olarak Sa**** Sikhara, Pavati ve Girnar Dağı sayılabilir. MEZHEPLERİ * Cayin cemaat içindeki en eski ayrılık Digambara ( gök giyinenler ya da çıplaklar) takipçileriyle Svetambara (beyaz giyinenler) bağlıları arasında oldu. *Digambaralar, Mahavira’nın dünyayı tam bir terkin ifadesi olarak elbiselerini çıkarası geleneğini takip ettiklerini düşünürler. Bunlar, normal hayatlarını kesintiye uğratmaksızın hava(gök) giyinemeyeceklerini bu yüzden de kadınların kurtuluşu gerçekleştirmeye muktedir olmadıklarını kabul ederler. Ancak erkek olarak bedenlenirse kurtulabilirler. *Cayinler arasındaki söz konusu ayrılık bugün hala devam etmektedir. Stevambaraların merkezi Kathiavar, Digambaraların merkezi Mysore’dir. İsra İsimli Üyeden Alıntıdır | |
18 Mayıs 2012, 11:25 | Mesaj No:3 |
Cevap: Yaşayan Dünya Dinleri İlk 4 Ünite YAŞAYAN DÜNYA DİNLERİ ÜNİTE 3 BUDİZM- SİHİZM Hint Dinleri 2Budizm- Sihizm TARİHSEL SÜREÇ 1) Budizm, kurucusunun vefatından sonra Hindistan'ın doğusunda, kuzeyinde ve güneyinde kalan ülkelere yayılmış ve yerel kültlerin katkısıyla farklı nitelikler kazanarak bulunduğu ülkelerin ya hakim dini ya da önemli dinlerinden biiiri haline gelmiştir... 2)Budizmin tarihi Goutoma Siddhartaya kadar gider.. 3) Arhat (Aziz)yani siddhartanın geyik parkında vaaz verdiği beş kişi Sangha cemaatinin çekirdeğini oluşturur... 4) vinaya ve dhamma, Budizmdeki bütün okullardaki temel öğreti... 5) Maurya hanedanlığının kralı aşokanın budizme büyük faydaları dokunmuş, seksendört bin stupa inşa etmiştir... 6) Aşokanın koruyuculuğu altında üçyüz yılda Pataliputrada Buddha'nın öğretisinin hakiki doğasının belirlendiği Budist kutsal metin külliyatının tripitaka(üç sepet) olarak tanımlandığı üçüncü konsil gerçekleştirildi.. 7)Hindistanda milyonlarca budist vardır...Ortodoks hinduizmden büyük sıkıntılara maruz kalmış bastırılmış sınıflar(dalit) Budizmde kendilerine yer buldular ve liderleri Ambedkarın başkanlığında büyük bir kısmı budizmi kabul etti... 8)Budizm Seylan olarak da bilinen srilankaya Srilanka Kralı Devanampityatissa zamanında gelmiştir... 9)Aşokanın oğlu mahinda tarafından Theravadin şeklinin getirildiği Budizm, o zamandan beri srilankada çok güçlü olmuştur... 10)Budist Kutsal metinleri, Hindistanda şifahi olarak nakledilirken ilk olarak burada pali dilinde olmak üzere yazıya geçirilmiş ve Pali Kanon olarak bilinmiştir... 11) Hristiyanlığın etkisi altında kalan Protestan Budistler ise erken dönem metinleri ön plana çıkaran laikler için daha çok rolü ve keşişler için daha çok sosyal faaliyeti savunurlar...Örneğin Srilanka'da gelişen Savordaya Shamandana Köy Gelişim Hareketi... 12)Sinhale sangha olarak bilinen burma sanghası özel meditasyon teknikleri geliştirme ve bunları öğretme özellikleriyle tanınırlar 13)Kamboçya ve Laosta halkın tamamı budisttir... 14)ikibinbeşyüz yıldan daha uzun bir süredir Budizm Asya medeniyetinin gerisindeki birinci itki ve onun kültürel başarılarının ana kaynağı olmuştur 15)1980'den itibaren Çin'de bir budist uyanış oldu ve birçok budist mabedi bu gün aktif haldedir.. 16)Koreye budizm 4. yy.dan sonra çinden gelmiştir... 17)Budizm Japonyayı yöneten prens Stoku tarafından da desteklendi... 18) Zen Budizm, japonya'da bulunan ana dillerden biri olarak varlığını devam ettirdi.. KURUCUSU 19)Buddha sasana= Buda disiplini 20) Buddha bilen, aydınlanmış, uyanmış demektir...Bu onun sıfatıdır...Gerçek ismi Siddhartha 21) Buddha, Dört Aryan hakikatini ve Sekiz yolu tebliğ etti.Seksen yaşında iken öldü..Ölümünün arkasından şakirtleri "aydınlanmış olanın sözlerini" bir araya getirdiler ve bunlardan bir yüzyıl boyunca PAli Kanonun bütünü ve yogun mahayana sutralar külliyatı ortaya çıktı... 22)Buddha, herbir çağda yeni bir bedenle yeryüzüne inen aydınlanmaya hazır bodisattvalardan biridir...Tarihsel buddha bedeni onun bu şekilde gidip gelişindeki yedinci bedenidir...Onu Maitreye takip edecektir.. 23)Yeryüzüne son gelişinden önce Bodhisattva Tuşita Göğünde ikamet etmekteydi... 24)Siddhartha'nın eşi, kuzeni olan Yosatharaydı... 25)Siddharthanın vasiyeti üzerine cesedi yakılmış, külleri sekize bölünmüştür...bir kısmı kşatriya kastında Malla'lara verilmiştir..Buddhanın üzerinde yakıldığı odun yığını ve küllerinin bulunduğu kaplar üzerinde sonrada ilk on stupa inşa edilmiştir... KUTSAL METİNLERİ 26)Sangha, budanın öğretisini ezberlemişti...27)Budist kutsal metinleri üç kategoriye ayrılır...Birincisi; içeriklerinin genel olarak Buddhanın ağzından geldiği kabul edilen Pali dilindeki Tipitakada...Korunmuş olan erken dönemdeki kanonik metinler...İkincisi;Kanonik olanlara benzemeyen metinler, üçüncüsüSahte kanonik ya da kanonik olmayan metinlerdir...Bunlar tarihçi bakış açısından Mahayana'nın Sutraları, Vajrayananın tantraları ve kanonik metinler etrafında oluşan geniş yorum edebiyatını oluştururlar... 28)Buddhanın faaliyeti genel olarak Magadha bölgesinde vuku bulduğundan magadhi dilini kullanır 30)Budizmin sembolleri:Buddhanın ilk vaazını verdiği geyik parkını sembolize eden geyikler, bu vaazla döndürdüğü söylenen ve onun öğretisini sembolize eden dharmacakra (Yasanın Tekeri) ve lotus çiçeği... 31)Budizmin ahlaki yaşam kurallarını oluşturan bu sekizli yola ilave olarak tipitakanın ikinci sepetini oluşturan Sutta Pitakada bulunan Panca Silada söz konusu seçkin sekiz yolun dördüncü safhasının bir genişletilmesi olan başka ahlaki davranış kuralları da yer alır.Bunlar beş budist emir olarak bilinirler ve şunlardan oluşurlar: Yaşayan canlıları öldürmemek, verilmeyen şeyi almaktan kaçınma, duyusal yanlış davranıştan kaçınmak,yalan söz söylemekten kaçınmak ve uyuşturuculardan uzak durmaktır... 32) Budist Drahmanın 3 Önemli özelliği:1-Geçicilik(anicca)2- Acı(dukkha)3- ruhun yokluğu(anatman)yani canlı varlıklar beşe ayrılabilecek olan, sürekli değişen, skhanda(bir araya toplanma) olarak adlandırılan zihni ve fiziki şeylerin toplamından ibarettir... 33)karma, fiil, eylem anlamlarına gelir 34)Buddhaya göre insan acıya dair dört seçkin gerçek hakkındaki cehaletinin üstesinden gelinceye ve sekiz dilimli yolu tatbik edip kurtuluşa erinceye (nirvanaya) ulaşıncaya kadar bu dünyaya gelip gidecektir...Hint düşüncesine göre insanın geçmiş karmasına uygun olarak bu dünyadaki yeni doğumlarında aldığı bedenler değişse de değişmeyen bir özün bulunduğu, bunun da ruh olduğu kabul edilir...Oysa yukarıda gördüğümüz gibi Buddha, değişmeyen bir öz anlamında ruhun varlığını kabul etmez...bu yüzden de hinduizmde olduğu gibi bu anlayışı reenkarnasyon/tenasüh olarak adlandırmak uygun olmaz..Onun yerine yeniden doğum ya da yeniden olma diye adlandırmak budist anlayışa daha münasip bir adlandırma olacaktır... 35) Hiriyanna'ya göre fail olarak adlandıracağımız yeniden doğum mümkündür... 36)Bağımlı ortaya çıkış olarak çevrilen pratitya samutpada Buddha tarafından öğretisinin anahtar unsurlarından biri olarak kabul edilir..Bu öğretiye göre herşey birbirine bağlı olarak ortaya çıkar var olur..Nirvana hariç hiçbirşey bağımsız değildir.Herşey başka birşeyle ilişkilidir ve birbirine bağlı oniki zincir halinde başka birşey tarafından belirlenir...Bu oniki sebeplilik zinciri şunlardır:Manevi cehalet, inşa edici eylemler,bilinç, zihin ve beden,altı temel duygu, duyusal uyarım, his, arzu, tamah,varlık doğum, yaşlanma ve ölüm.Böylece yaşama, ölüm ve onlarla bağıntılı olan acı çekme, nihai olarak manevi cehaletten kaynaklanır...bu cehaletin de herhangi bir başlangıcı yani onun bulunmadığı bir andan söz etmek mümkün değildir...Manevi cehaletin sona ermesiyle de onlar yaşlanma ve ölüm sona erecek, nirvanaya ulaşılacak... 37) Vinaya pitaka, buddhanın şakirtlerinin yanlış davranışları karşısında düzenlenmiş olan 227 davranış kuralını ve kadın (bikkhuni) ve erkek (bikkhu) keşişlerin manastır hayatında uygulayacakları sıkı eğitimin ne ve nasıl yerine getirileceğine dair bilgileri içerir...Ve vinaya pitaka, 3 ana bölüme ayrılır...1) keşiş ve keşişelere yönelik pathimokka kurallarını içeren sutta vibhanga,2) pathimokka emirlerini tamamlamaya yönelik yeni vinaya kurallarını içerir...3) üçüncü bölüm olan parivara ise buddhanın vefat etmesinden sonraki yüzyıllarda vinaya etrafında oluşan farklı tarihlerdeki yardımcı çalışmalardan meydana gelir... 38) Sutta pitaka, buddhanın öğretisinin ana kaynağıdır...5 nikaya ya da derlemeden meydana gelir...1) digha-nikaya, buddhaya atfedilen uzun sözler derlemesidir34 suttadan oluşur...suttalardan birçoğu buddhanın biyoğrafisi hakkında başka yerlerde bulunmayan bilgilerini içerir2) Majjhima-nikaya:orta büyüklükteki sözler derlemesidir..150 suttadan oluşur...3) Samyutta- nikaya:kısa derlemeler, 3000 tartışılan konuların ele alındığı suttadan meydana gelir4)Anguttara- nikaya: ele alınan konuların sayısal olarak düzenlenmesiyle karakterize edilen suttalar derlemesidir...5) Khudda- Nikaya: Şüpheli bir sahihliğe sahip olduğu için dört nikhayanın dışında bırakılır... 39) Abhidhamma-Pitaka:İlk ikisinden farklı olan bu külliyat, yedi ayrı abhidhammadan oluşur..Felsefi çözümlemenin yapıldığı sistematik metinlerdir..Keşişlerin bilimsel faaliyetlerinin sonucu olarak ortaya çıkmıştır... 40)Popüler Mahayana suttaları da vardır..Bunlar1)Prajnaparamita sutta..Hikmet, mükemmellik sutrası..Mahayana derlemelerinin en eskisi ve en etkilisidir. bin yılda tamamlanmıştır..boşluk öğretisini(sunyatta) açıklar...japonyada ve çinde en önemli sutra olarak kabul edilir...2) vimalakirtinirdesasutra:Hristiyan döneminin başlarında telif edilen bu metin, laik bir bodhistavalığa ulaşılabileceğini açıklar..3)Sukhavati sutra:buddha amidanın ülkesinin bütün inanlara açık olduğunu gösterir... 41)Tantrik Budizm’in gelişimiyle, onların yeni düşünceleriyle ilişkili olan yeni metinler ortaya çıktı. Bunlar törenler ve ritlerle ilgili olan Kriya tantra; Yoga tantra ve üst düzey mistisizmle ilgili olan Anuttarayoga tantradır. Tantraların en batini içerikli olanı budur. 42)Sankritçe’den Tibetçe’ye çevrilen metinler iki grupta kümelenir. Bunlardan birincisi Buddha’nın sözlerinin tercümesi olan Kanjur’dur. Vinaya, Sutra, Abhidhamma ve Tantrik metinlerden oluşur. İkincisi yorumların tercümesi olan Tanjurdur. Temel metinler üzerine yapılmış olan yorumları, ilahileri ve tıp, gramer gibi konular üzerine kaleme alınmış olan metinleri içerir. 43)Triratna (üç mücevher). Budistlerin her eyleme kendileriyle başladıkları üç mücevher, “Buddha’ya (aydınlanmış olana) sığınırım, Dharma’ya (öğretiye) sığınırım ve Sangha’ya (cemaate) sığınırım” şeklinde dile getirilen, Buddha, dharma ve sanghadan oluşur. Bunlar aynı zamanda bir kimseyi Budist yapan esaslardır ve bu yüzden de Budist âmentüsü olarak kabul etmek mümkündür. 44)İki tür Buddha vardır, bunlardan Pacceka Buddha, hakikate ulaşan ancak onu insanlara öğretmeyen; ikincisi olan Samma Sambuddha ise, hem hakikate ulaşan hem de onu insanlara öğreten Buddha’dır. 45)Mahayana Budizm’i Buddha’yı aşkın bir varlığa dönüştürmüş ve onun her yerde hazır olduğunu ve aydınlanma yolunda insanlara yardım için bu dünyada Buddha olarak doğmuş olduğuna inanır. Gautama Buddha bu aşkın Buddha’nın tezahürü olarak kabul edilir. Mahayana’ya göre Buddha üç bedene/görünüşe sahiptir. Nirmankaya, evrensel aşkın buddha’nın dünyevi tezahürü olan beden; Sambhogakaya, Buddha’nın semavi bedenidir. Buddha bu bedeni, boddhisattvaları öğretmek için giyinir; Dharmakaya, Buddha’nın şekilsiz, tanımlanamaz hakiki bedenidir. Mahayana Budizm’inde mutlak hakikat düzeyinde yalnızca bu bedeni gerçektir. Diğerleri onun şekil aldığı, Dharmakayaya gönderme yapan geçici yollardır. 46)Theravada Budizm’de kendi aydınlanmasını gerçekleştirmiş ve nirvanaya ulaşmış kişiyi ifade etmek için, arhat sıfatı kullanılır. 47)Üç Budist mücevherin ikincisini oluşturan ve Hint düşüncesinde “yanlışın” zıddı olarak “doğru”, “kozmosun yasası”, “eşyanın doğası”, “zihin, iyi hayat ve manevi yolun yasası” gibi anlamlarda kullanılan dharmadır. 48)Buddha’nın öğretisinin iki yönü vardır: Birinci yönü, Buddha Isipatana’da bulunan Geyik Parkındaki ilk vaazında dharmanın özü olarak ortaya koyduğu Dört Seçkin Hakikattir.bu Dört Seçkin Hakikat (arya-satya), orijinal metinlerde özlü bir şekilde yer alır: Dukkha, Samudaya, Nirodha ve Maggha. Dharmanın ikinci yönü ise, Dukkha, anicca (her şeyin geçici oluşu) ve anatman (her zaman var olan, değişmeyen bir ruhun yokluğu) oluşturur...1.Dukkha. “acı çekme” anlamındaki bu kelime, bütün Hindistan için ortak ve uzun bir geçmişi olan bir problemi ifade eder...2.Samudya (acının kökeni). Acının varlığını tespit eden Buddha, Budist sebeplilik yasına uygun olarak, bir şeyin yani acının var olması için onun bir sebebinin olması gerektiği sonucuna ulaşır3.Nirodha (Acının kaldırılması).4.Maggha (Sekiz Seçkin Yol) İnsanı, yaşadığı acıdan kurtulacak hale getirecek olan, kendi kendini disipline etme yolu, Budizm’in sembolü olan ve sekiz parmaklı tekerlekle gösterilen sekiz dilimli yoldur: bunlar doğru anlama, doğru konuşma, doğru eylem, doğru yaşam, doğru çaba, doğru düşünme, doğru yoğunlaşma 49)budistlere göre, İnsan, acıya dair Dört Seçkin Gerçek hakkındaki cehaletinin üstesinden gelinceye ve Sekiz Dilimli yolu tatbik edip kurtuluşa (nirvana) ulaşıncaya kadar bu dünyaya gidip gelecektir. Hint düşüncesinde insanın geçmiş karmasına uygun olarak bu dünyadaki yeni doğumlarında aldığı bedenler değişse de, değişmeyen bir özün bulunduğu, bunun da ruh olduğu kabul edilir. Oysa yukarıda gördüğümüz gibi Buddha değişmeyen bir öz anlamında ruhun varlığını kabul etmez. Bu yüzden de, Hinduizm’de olduğu gibi bu anlayışı reenkarnasyon/tenasüh olarak adlandırmak uygun olmaz. Onun yerine yeniden doğum ya da yeniden olma, diye adlandırmak Budist anlayışa daha münasip bir adlandırma olacaktır. 50)Nirvana hariç hiçbir şey bağımsız değildir. Her şey başka bir şeyle ilişkilidir ve birbirine bağlı on iki zincir halinde, başka bir şey tarafından belirlenir. Bu on iki sebeplilik zinciri şunlardır: Manevi cehalet, inşa edici eylemler, bilinç, zihin ve beden, altı temel duyu, duyusal uyarım, his, arzu, tamah; varlık, doğum, yaşlanma ve ölüm. 51)Nirvana;Budizm’in nihai hedefi olan kurtuluşu ifade etmek için kullanılan nirvana (Palice=nibbana), ateşin sönmesi için kullanılan bir kelime olup “sönme, “sakinleşme” anlamına gelir. 52)İhtirastan, arzudan, nefretten ve yanılsamadan kurtulma yani, cehaletin ortadan kalkması nirvana halidir.Bu yüzden insanlar yaşarken nirvanaya ulaşırlar (arhat olurlar) 53)Yaşarken kurtuluşa ulaşmanın kabulü, Budizm’e has olan bir şey olmayıp, Hinduizm’de yaşarken mokşaya ulaşan civan-mukti anlayışının bir devamıdır., 54)Budistleri kendisine sığındıkları üçüncü mücevher, sanghadır. Sangha, erkek keşişler (bhikkhus), kadın keşişler (bhikkhunis), erkek laik takipçiler (upasakas) ve kadın laik takipçilerden (upasikas) oluşan Budist cemaatini ifade eder. 55)Kararlı bir şekilde nirvanaya ulaşmak isteyenler erkek ya da kadın keşiş olmaya çalışırken laik durumundan memnun olanlar, yaptıkları iyi işler sayesinde kendilerini nirvanaya ulaştıracak yeni doğumlar kazanmayı ümit ederler. Laiklerden beklenen daha önce zikrettiğimiz beş ahlaki yasağı (panca-sila) yerine getirmeleridir. Onların asıl görevleri, getirisi olan herhangi bir iş yapmaları yasak olan keşiş ve keşişeleri desteklemektir. 56)Sanghaya giriş, ayrıntılı bir dini ve sosyal tören olan takdisle/atanmayla olur. 57)Keşişler ve keşişelerin hayatlarını daha önce de söylediğimiz gibi Vinaya Pitaka düzenler İBADETLERİ 58)Budist ibadetler dışsal ibadet ve içsel ibadet; dışsal olanları da evlerde yapılanlar ve mabette yapılanlar olarak ayrılabilir 59)evde Bazı aileler, dolunay ya da hususi günlerde evde günlük olarak kısa hususi bir ibadet icra ederler. İbadet, lotus pozisyonunda, yatar durumda, ayakta ya da yürür şekilde yapılmış olan Buddha heykeline yüz dönük olarak yapılır. Burada yapılan ibadet mabette yapılana benzer ancak ondan daha kısadır 60)Budizm’de ibadet bireysel olduğundan, toplu ya da cemaat şeklinde ibadetler normal olarak mabetlerde (pagoda) yapılmazlar. 61)Ancak mesela Kandy’deki Kutsal Diş Tapınağı gibi büyük mabetler ve bir takım manastırlar hususi günlerde ya da dolunay günlerinde günlük ibadet aktiviteleri düzenlerler. 62)Dünyanın varlığını hala devam ettiren en eski manastır hayatına sahip olan Budistlerin, mabetleri olan pagodaların yakınında ya da etrafında inşa edilen manastırların da, düzenli ibadet zamanları vardır. Haftalık tatil günü olan uposatha, bir araya gelmek ve oruç tutma anlamına gelir.Sangha’nın hususi toplantıları o zaman yapılır. Erkek keşişler için 227 ve kadın keşişler için 311 olan ve Pathimokkha olarak bilinen manastır kurallarını ihlal eden keşişler itirafta bulunurlar ve bunlardan manastırdan atılmayı gerektirenler dışındakiler, bir takım kefaretlerle tedavi edilirler 63)Mahayanistler daima var olan manevi bir Buddha anlayışı geliştirmişlerdir: Amida ve Mahavairochana gibi göksel Buddhalar ve Avolokitaşvera, Manjushri ve Tara gibi boddhisattvalar. Buddha’nın heykeli kadar bu buddhalar ve boddhisattvaların heykelleri de Mahayana ibadetinde kullanılır. Bunlar, yaşayan ilahları temsil ederler; bu yüzden Mahayanist ibadeti, kendisine ibadet ya da dua edenlere karşılık verebilecek kudrette bulunan söz konusu varlıklarla bir iletişim olarak kabul edilir. 64)Budist mabetlerini ifade etmek için kullanılan ilk kelime stupadırÇin ve Burma’da onlara pagoda, Seylan’da dagoba Tayland’da ise wat denilmektedir. 65)Meditasyon zihnin şekli olarak eğitilmesini, konsantrasyonu ve derin anlayışı içerir 66)Budizm’de iki türlü meditasyon vardırBirincisi, zihnin dingin, sakin ve yoğunlaşmış hale gelecek şekilde, her şeyi dışlayarak belli bir nesne üzerinde zihni yoğunlaştırma olan, samhatadır. Bu nesneler ateş, ölü bedenler, Buddha vs. olabilir. Bununla bilinç yükselir ve meditasyon yapan daha yüksek mistik durumları gerçekleştirir. Bu tür meditasyon, niravanayı anlamaya götürmez. Buddha tarafından keşfedilen ikinci tür meditasyon ise, eşyanın ve nirvannın doğası hakkında bir anlayış sağlayan vipassanadır. Bu meditasyon tipi, düşünceli olmayı, gözlemi, dikkati ve analitik idrakin artışını içerir. 67)Budistlerin hac yerleri;Nepal’da bulunan ve Buddha’nın doğduğu yer olan Lumbini koruluğu; Buddha’nın aydınlanmaya ulaştığı Bodhgaya; Buddha’nın ilk vaazını yaptığı Benares yakınındaki İsipatana ve öldüğü yer olan Kuşinara’dır. 68) en önemli bayram: en önemli olanı Vesakdır. Bu bayram, Buddha’nın doğumu, aydınlanması ve ölümü olaylarının anısına kutlanılan bir bayramdır.ikinci bayram ise, yağmur mevsiminin arkasından yapılır. Yağmur mevsimi, Buddha’nın gökte ikamet ettiği ve orada dharma’yı toplanmış olan tanrılara tebliğ ettiği zamandır MEZHEPLERİ 69)ayrılık noktaları,Sthaviravadinlerin manastır disiplinindeki herhangi bir değişikliği kabul etmemeleri ve Mahasanghikaların arahata daha düşük bir statü vermeleri ve Buddha’yı aşkın konuma yükseltmiş olmalarıdır 70)Bugün bunlardan üç ana okul varlığını devam ettirmektedir; Theravada; bu okulun öğretisi Sthaviravadinlerin öğretisidir..Bu okul aynı zamanda, güney Budizm’i olarak da adlandırılırBoddhisattva teorisini kabul etmemekle biraz sonra göreceğimiz Mahayanadan ayrılırlar. Onların nihai hedefi, “mükemmel bir aziz”, arhat olmaktır. Mahayanacılar Theravadinlere küçük kurtuluş yolu anlamında Hinayana yani, “küçük araba” adını vermişlerdir. Mahayana(BÜYÜK ARABA):Boddhisatvayana (Boddhisattva yolu) diye de atıfta bulunulur. Mahayanacılığın temel özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz: Boddhisattva, herkesin bir Buddha haline gelmesi ideali, trikaya (Buddha’nın üç farklı bedene sahip olduğu) anlayışı, merhamet ve hikmet, ibadet, laik kişilerin önemli oluşu, felsefedeki yeni düşünceler, nirvana ve samsara ilişkisi ve yeni sutralardır. Vajrayana:Vajrayana, Budizm’in erken şekillerinden daha fazla gizem, büyüsel dönüşümlerle ve mucizelerle ilgilenmeyi zorunlu kıldı 71)BUDDHA,Yalnızca kendisinin bulduğu sekiz katlı yolu takip edenlerin yani, Budist cemaatin/sanghanın kurtuluşu gerçekleştirebileceklerine inanır... SİHİZM 1) Sihlerin mensup oldukları dini gurubu ifade eden, Sanskritçe, “talebe, öğrenci” anlamına gelen şisya ya da “öğreti” anlamına gelen şikşadan türeyen Sihizm, on beşinci yüzyılda güney Asya’nın Pencap bölgesinde ortaya çıkan ve dünyanın farklı yerlerindeki bağlılarıyla dünyanın ana dinlerinden birini oluşturan bir inanç sistemidir. 2)Sihizmin bir inanç grubu olarak ortaya çıkışı bugün Guru Nanak olarak bilinen kişinin, otuz yaşlarında yaşadığı, kendisinin dini bir lider olmasıyla sonuçlanan dini tecrübeden kaynaklanır 3) Ravi nehrinin kenarındaki Kartarpur kasabasını inşa eden ve etrafında kendisini takip etmeye başlayan bir sihler grubu oluşturan Guru Nanak 1539’da vefat etti. Ölmeden önce Guru Nanak yerine, ikinci Guru olarak talebelerinden biri olan Lehna’yı “benim kolum/kanadım” anlamına gelen Angad adıyla varisi olarak seçti 4)Cemaati Guru Nanak’tan başlayarak 1708 yılına kadar yöneten on guru kabul edilir. 5)Guru Nanak (1469-1539); Guru Angad (1504-1552); Guru Amar Das (1479-1574); Guru Ram Das (1534-1581); Guru Arjan1563-1606; Guru Hargobind (1593-1644); Guru Har Rai (1630-1661); Guru Har Krişna (1656- 1664); Guru Tegh Bahadur (1621-1675); Guru Gobind Singh (1666-1708) 6)Bütün gurular Sihler tarafından, kşatriya kastına mensup tüccar bir alt gruba mensupturlar 7)Sihler her bir guruyu, eşit olarak kabul ederler. 8)İkinci guru olan Angad, cemaatin varlığının devamını sağlamak için, Guru Nanak’ın ilahilerini, bir metin haline getirdi.Guru Nanak’ın doğum hikâyelerinden oluşan Janam Sakhinin derlenmesini teşvik etti. 9)Sikh Panth’ın gelişimi ve yayılışını kendi kontrolü altında olmasını isteyen Guru Amar Das, Beas nehri üzerinde Goindwal kasabasını kurdu...Şivacı bir bayram olan Magha-shivatri, Rams Chandra ile ilişkilendirilen Diwali, yeni yılın başlangıcı olan Baisakhi ve Pencap’taki ilkbahar hasadında olmak üzere yılda üç kez huzurunda toplanmalarını istedi...Ayrıca cemaatini, her birinin bir masand tarafından gözetildiği yirmi iki alana ayırdı. Kast ayırımlarını lağvetmek için ortak mutfaklar uygulamasını başlattı. 10)Guru Ram Das, Amritsar şehrinin inşasına başladı ve tüccarları ve iş adamlarını buraya yerleşmeleri hususunda teşvik etti. Beşinci guru olan Arjun, başka kasabalar da kurdu ve buralar büyük ölçüde çiftçi bir sosyal grup olan jatiler tarafından iskân edildi. Bu durum. Arjan’a bölgede siyasi ve askeri bir taban sağladı. Sihleri hususi bir elbiseyle tanıştıran Arjun, Amritsar’da bir ibadet mekânı inşasına başladı ve Adi Granth’ı derledi. Daha sonra bu metni, Harimandir (Tanrı’nın Evi) ya da Darbar Sahip olarak adlandırılan yeni ibadet mekânına yerleştirdi. Bu alan bugün Altın Tapınak olarak bilinir. 11)Yedinci ve sekizinci gurular Guru Har Rai ve Guru Har Krişna 12)Liderliği daha çok geleneksel bir şekle dönüştürmüş görünen, dindar bir şair ve güçlü bir şahsiyeti olan dokuzuncu guru, Guru Tegh Bahadur 13)Onuncu ve son Guru Gobind Singh 14)Guru Gobind Singh iki bakımdan Sih dini tarihi için önemlidir. Birincisi Anandpur’daki Baisakhi toplantısında, Sihlerin silahlı gücü olan Khalsa (saf, temiz) tarikatını kurdu (1699). Su ve şekerden oluşan iki uçlu kılıçla karıştırılan kılıç vaftizini uyguladı ve bu şekilde vaftiz olanların isimlerinin sonlarına, kendi adının sonunda olduğu gibi aslan anlamına gelen singhi ekledi. Sihlere kendilerine özgü ve onları başkalarından görünüş bakımından da ayrı olmalarını ve kimlik olarak farklı olduklarını gösterecek, beş kutsal sembolden oluşan bir giyim tarzı geliştirdi. Ekim 1708’de suikasttan aldığı yaralardan dolayı ölmeden önce, oğulları arasında guruluk kavgasına engel olmak maksadıyla yerine Adi Granth’ı guru olarak tayin etti ve o zamandan sonra Sih kutsal kitabı Guru Granth Sahib olarak adlandırılmaya başlandı. Manevi önderlik ve yol göstericilik Guru Granth Sahib’e geçince siyasi ya da dünyevi otorite de Guru Gobind Singh’in doktrininde kendisiyle özdeşleştirilen khalsada kaldı. 15)1708 Sihizm’in kanonik döneminin sonuna işaret eder. On sekizinci yüzyıl Sihlerle Moğollar arasında uzun bir savaşa tanıklık etti. KURUCUSU 16)Sihizm’in kurucusu ve ilk guru kabul edilen Guru Nanak 17)On iki yaşında, Sulakhani ile evlendi ve iki erkek çocuğu oldu. 18)dört yıl boyunca Sultanpur’da eyalet yöneticisi Nevâb Devlet Han’ın kilercisi olarak çalıştı. 19)ibadet merkezi olarak bir dharmasâlâ kurdu. 20)Sih kutsal metni olan Guru Granth Sahibde bunların yanı sıra onun hem çocukluğunda hem da daha Tanrı tarafından görevlendirildikten sonra gösterdiği mucizelere Janam-sakhilerde yer verilir KUTSAL METİNLERİ 21)Sihlerin kutsal metinleri, Guru Grant Sahib olarak bilinen kitaptır..Guruların öğretileri yüzyıl kadar şifahi olarak dolaştıktan sonra dördüncü Guru olan Arjan tarafından 1604 yılında bir araya getirildi 22)Guru Gobind Singh’in guruluk makamına Adi Granth’ı atamasından sonra kitap Guru Granth Sahib olarak adlandırıldı 23)Kitaba verilen ismin anlamı (Granth=derleme, Sahib=efendi, üstat) 24)Metnin ana dili Pencapca 25)Guru Granth Sahib’ın başında bulunan ve Sihlerin sabah duasını oluşturan Japji Sahibde: “Tek Tanrı vardır/O en yüce Hakikattir/O, yaratıcıdır….O doğmamıştır/bir kez daha doğmak için ölmez…” 26)Guru Granth Sahibte Tek Tanrıya ibadet, aile hayatı, beşeri varlıkların eşitliği; putlara tapınmanın, dünyayı terk etmenin ve kehanetlere ve mucizelere inancın reddi; şekilciliği, taassubu, manastır hayatından caydıran,bira, şarap ve uyuşturucu kullanımını mahkûm eden; karmayı, ruh göçünü ve tanrının inayetine inancı kabul, öne çıkan düşünceler yer alır. İNANÇ ESASLARI 27)Sihizm’in inanç esasları başlığı altında hem tanrı anlayışlarını hem de Sihizm’i, içinde doğduğu Hindu toplumundan ve Müslüman toplumdan ayıran öğretilerine yer verilecektir. 28)Sihler monoteist bir inanca sahiptirler 29)Nam’ın, nitelikleri olan bir tanrı oluşunun yanı sıra aşkınlığı da vurgulanır 30)Sih guruları, Müslümanlar, Hindular ve yoga uygulayıcıları arasında yaygın olan Tanrı isimlerinin birçoğunu kullanırlar. Ancak bunlardan Guru Nanak tarafından tercih edilen Sat Nam (Ebedi Gerçek) ismidir ve Sihler arasında en popüler olan ise Waheguru’dır (Mükemmel Rab). 31)Sihler de karma inancını esas alırlar ve insanların iyi işlerinin onların manevi gelişimine yardımcı olacağını, başka şekilde daha fazla ilerleyemeyeceğini kabul ederler. 32)Geçici cennet ve cehennem bölgeleri yoktur; onlar bu dünyadaki hayat şartları olarak kabul edilirler 33)Tanrının sürekli olarak anılması, onun inayetinin ve kurtuluşun yolunu hazırlar. Bunları gerçekleştiren Tanrı hakkında tam bir bilince sahip olur bu da onun Tanrı’yı tam olarak idrak etmesiyle sonuçlanır. Bu hale ulaşan kişilere jivan mukti, yaşarken kurtulmuş kişi denir. O aynı zamanda bir Brahm Gyani, yani Tanrının bilgisine sahip olan kişidir. O artık karma yasasına tabii değildir ve başkalarına maneviyat yolunda liderlik eder. 34)sih panthı (sih cemaati/toplumu) içinde herhangi bir ayırım söz konusu değildir. 35)Hinduizm’deki gibi manevi rehber ve öğretmen anlamında ve bu özelliğe sahip olduğu düşünülen herkes için kullanılan guru sıfatı Sihizm’de yalnızca on Guru için kullanılır. 36)Hinduizm’de gurular mevcut kutsal metin temelinde olmak üzere insanlara tanrı bilgisini aktarırken Sih guruları hakikatin yani Tanrı bilgisinin vahyedicileri olarak faaliyet gösterirler. Dahası gurular kendilerini Tanrının tezahürü; tanrının sözlerini aktardıkları elçiler olarak görürler. İBADETLERİ 37)Sih ibadetinin merkezini Guru Granth Sahib oluşturur.Sih ibadeti onun huzurunda yapılır. 38)Sihlerde herhangi bir günde bir defa yapılabilecek olan cemaatle ibadet, gurdwara (guruların kapısı, ya da guruların ikametgâhı) olarak adlandırılan mabetlerde icra edilir. 39)Mabetlerdeki ibadette belli bir sıra vardır: Granth’ın açılması, müzik, kutsal metnin yorumlanması, vaaz, Guru Amar Das’ın “İsme Sevinç Şarkısı”nin söylenmesi, bir dua edilmesi, Granth’tan bir paragraf okunması, tereyağı, şeker ve undan yapılmış olan bir komünyon yiyeceğinin dağıtılması. 40)Bir Sihten, evinde Guru Granth Sahib’in bulunduğu bir odanın olması ve her gün ondan belli bir parçayı okuması ve bunu her akşam yapması beklenir.Tehlike anlarında kutsal metnin tamamı okunabilir. 41)Ana mabet olan Amritsar’daki Altın Mabet’te günlük kutsal metin okumaları şafaktan önce başlar ve gün batımından sonrasına kadar devam eder. 42)Guru Gobind Singh sihler içinde seçkin bir savaşçı azizler tarikatı kurdu. Arapça hâlis=saf kelimesinden türeyen khalsa diye adlandırılan bu gruba, amrit sanskar (pahul) denen bir törenle girilir. Girmek isteyen adayın ve beş iyi sihin hazır bulunduğu bir mecliste, iki ağızlı bir hançerle karıştırılmış olan şekerli su (amrit) adayın saçlarına, vücuduna serpilir ve ondan içirilir. Sih adabı (raht) açıklanır. Bu içecek adayı bir aslana döndürdüğü, onu bir savaşçı haline getirdiği için nektar olarak da adlandırılır. Bu törenden sonra aday, khalsanın bir üyesi olur ve isminin sonuna singh (aslan) lakabı eklenir. Khalsanın bir üyesi olduğunun bir göstergesi olarak beş şeyi taşıması gerekir. Bunların her biri “k” ile başladığı için beş ks anlamında kakka olarak adlandırılırlar. Kesh: Kesilmemiş, uzatılmış saçlar; kanga, küçük bir tarak; kacca, dizlere kadar olan beyaz don; kara, çelik bilezik ve kirpan kılıç, bugün hançer. Bunların her birinin sembolik anlamları vardır. Saçların uzatılması, azizliğin doğal görünüşünü; tarak düzeni; beyaz don iffeti: bilezik itidali ve guruya adanmışlığı/bağlılığı, asaleti, gücü ve cesareti sembolize eder. 43)Sihlerde bütün dinlerde görülen hac, oruç ve kurban gibi ibadetler yoktur. 44)Sihlerin tarihlerindeki bir takım olayların yıl dönümleri kutsal günler (gurpurb) olarak kabul edilirler. 45)Ölmekte olan insana, Vahe Guru, Vahe Guru (Muhteşem Guru) kelimesini birkaç kez söylemesi teşvik edilir. SİH MEZHEPLERİ 46)Modern dönemlere kadar iki önemli sih grubu vardı. Kesadhariler ve Sahajdhariler olan bu iki grubun ortaya çıkışı Guru Gobind Singh tarafından khalsanın kuruluşuna kadar geri gider. 47)Sih olmayanların da kurtuluşa ulaşacağını kabul ederler Bu kadar arkadaşlar... Sıra 4. ünitede onu da ekleyeceğim inşaallah en kısa zamanda..İyi çalışmalar... Berra İsimli Üyeden Alıntıdır | |
18 Mayıs 2012, 11:25 | Mesaj No:4 |
Cevap: Yaşayan Dünya Dinleri İlk 4 Ünite YAŞAYAN DÜNYA DİNLERİ 4. ÜNİTE ÇİN VE JAPON DİNLERİ 1)Çince’de ‘yol’ anlamına gelen ‘Tao’, Taoizm’in tanrıyı ifade etmek için kullandığı bir kavramdır 2)Taoizm’in kurucusu Lao-Tse’ eserin adı ‘Tao-Te-King’dir...Yol ve Onun Erdeminin Kitabı’ anlamına gelmektedir. 3)Taoizm’in kurucusu Lao-Tse’dir. ‘İhtiyar Bilge’ veya ‘Yaşlı Üstad’ anlamına gelen Lao-Tse’nin gerçek adı Li-Tan’dır. 4)Lao-Tse, ‘Tao-Te-King’ sayesinde görüşlerini geniş halk kitlelerine ulaştırabilmiştir. İnanç Esasları 5)Hem Taoizm hem de Konfüçyanizm’de merkezi bir öneme sahip olan Tao (veya Dao), kelime olarak ‘yol, yaratıcı ilke, yön, yol gösterme, söyleme’gibi anlamlara gelmektedir 6)Tao; kendiliğinden var olandır, her şeyi besleyen ve yaratandır. Bu yüzden O, bazen ‘Ana’ diye de isimlendirilir. Çünkü O, her şeyin ‘ana’sıdır, her şey O’ndan doğmaktadır ve her şeyi o beslemektedir. Tao’dan ‘Bir’ doğar; birden İki: Yin ve Yang; İki’den Üç doğar: Yin, Yang ve Nefes; Üç’ten de yaratılmış olan Evren doğar.. Yin ve Yang İnancı 7)Kâinattaki her şey olumlu-olumsuz, iyi-kötü gibi her türlü zıtlığı temsil eden Yin ve Yang ilkesine göre meydana gelmekte ve hareket etmektedir.Söz konusu ilke, Çin dinlerinden Konfüçyanizm’de de önemli bir inanç esasıdır. Ahiret İnancı 8)Lao-Tse’ye göre, insanın sonsuz mutluluğu elde etmesi, başkalarının mutlu olmasına bağlıdır 9)Taoizm’de ahirete ilişkin anlatımlar Budizm’in etkisi ile gelişmiştir Kutsal Kitaplar 10)Taoizm’in en önemli kutsal kitabı, Tao-Te-King’dir 11)‘Tao’, ‘yol, yaratıcı ilke’; ‘Te’, ‘erdem’ ve ‘King’ ise, ‘kitap’ anlamına gelmektedir. 12)Tao-Te-King, ilkinde ‘Tao’ diğerinde ise ‘Te’nin anlatıldığı ve toplam 81 bölümden oluşan iki Kısım’dan meydana gelmektedir. Birinci Kısım 37 bölüm, İkinci Kısım ise 44 bölümdür.mistik düşüncenin en eski eselerinden biri olarak kabul edilmektedir 13)Tao-Te-King’de üzerinde durulan konulardan biri de, ‘vu-vey’ (wu wei) prensibidir. ‘İş yapmadan çok iş yapmak’ anlamına gelen bu prensibe göre, iyi bir yönetici devlet işlerine en az müdahale eden yöneticidir Tao-Te-King, Çin’in büyük klasikleri arasında yer almaktadır. 14)Taoistler’in Tao-Te King’in dışında kutsal kabul ettikleri başka eserler de vardır. Bunlardan ilki, Li-Ch’ang-ling tarafından hazırlanan ve ‘Cevap ve Karşılıkta Bulunma’ diye tercüme edilen ‘T’ai-shang Kan-Ying P’ien’dir. Diğeri ise, anonim bir eser olan Yin-Chih Wen’dir ve ‘Sessiz Yol’ olarak tecüme edilir. Bir diğeri ise, Taoist Kanon olarak da bilinen, 1120 cilt ve 5200 kısımdan meydana gelen ve M.S. 1019’da basılan ‘Tao Tsang’ adlı eserdir. Ne zaman yazıldıkları beli olmayan bu koleksiyonun onbeş asırdan fazla bir zamanda derlendiği tahmin edilmektedir. İbadet 15)Taoist ibadetlere en eski Çin dinlerinden şamanistik ve büyüsel unsurların yanında, özellikle M.Ö. 2.yy.’dan itibaren Budist düşünce ve ritüeller ile yoga dahil edilmiştir. 16)Han Hanedanlığı (M.Ö. 2.yy.) döneminden itibaren kült organizasyonuna ve rahiplerden oluşan din adamı sınıfına sahip olan Taoizm, Çin’de bir halk dini olarak yayılmıştır.Rahipler, dini törenlerin idaresinde, cenaze merasimlerinin düzenlenmesinde görev almakta ve mabedlerde falcılık yapmaktadırlar 17)Her taoistin kendini yakın hissettiği tanrılar vardır. Bunlar içerisinde en meşhur olanı, savaş tanrısı Kvan-Ti ile zenginlik tanrısı Shin’dir. 18)Taoistlerin mabedine Çince’de ‘miao’, manastırlarına ‘kung’ ve manastır mabedine ‘kuan’ denmektedir. Mezhepler 19)iki temel karakter;ilki; dünya nimetlerinden uzak durmak, meditasyona, zühde ve dini araştırmalara özen göstermek, inziva ve manastır hayatına önem vermek...İkinci tip mezheplerde ise; rahiplik mesleğinin babadan oğula geçtiği kabul edilir ve rahiplerin evliliğine izin verilir Simyacı Ekol 20)Sihir ve büyüye dayalı bu ekolün en önemli temsilcisi Chiang Tao Lin’dir(M.S. 34). Sihirbazlığın ön planda olduğu bu ekolde dini ve felsefi yorumlar çok zayıftır. Mistik Ekol 21)M.Ö. 4.yy.’da kurulmuş olan bu ekolün en önemli temsilcileri Chuang-Tzu ve Lieh-Tzu’durChuang-Tzu, varlığın mistik meditasyon ve duygu ile anlaşılabileceğini ileri sürmektedir. Ferdiyetçi Ekol 22)Bu ekolün temsilcisi, M.Ö. 4.yy.’da yaşamış olan Yang-Tzu’dur. Bu ekolegöre, her şey belli bir kadere bağlı olarak hareket etmektedir Legalist Ekol 23)M.Ö. 230’da yaşamış olan Han-Fei-Tzu, Shang-Tzu ve Li-Ssu bu ekolün temsilcileri kabul edilir. Bu ekole göre, herşeyin bir kuralı vardır Ch’an Mezhebi 24)Ch’an Mezhebi, Mahayana Budizmi’nin Çin’deki koluna verilen bir isimdir. Bu nedenle, ‘Çin Budizmi’ de denmektedir 25)Ch’an kelimesi, ‘aydınlanmaya götüren meditasyon’ anlamına gelen Sanskritçe’deki ‘dhyana’ kavramının Çince tercümesidir. 26)Ch’an mezhebi, 6. yüzyılda Hindistan’dan Çin’e gelen Bodhidharma tarafından kurulmuştur. Ch’an mezhebinin temel doktrinlerini ise, Hui Neng (ö. 713) tespit etmiştir 27)Ch’an ekolüne göre, bilgide asıl amaç, ‘bilinen’ ile ‘bilen’in bir olmasıdırBu süreç, bilen ‘özne’nin kendisini bilmesi ile başlar. Nesneleri ve toplumu bilmek için özne önce kendisini bilmelidir. Bunun için, öncelikle ‘özne’nin kendisini bilmesine engel olan unsurların temizlenmesi gerekir. Bu ise, bedeni ve nefesi kontrol altına alarak ruhsal konsantrasyona ulaşmakla mümkündür. Bu, ‘meditasyon’ yaparak gerçekleşebilir. Meditasyon yapan kişi, ‘lotüs oturuşu’ halinde olmalıdır. 28)17. yüzyıldan itibaren Ch’an keşişleri Amida’nın ismini düzenli olarak zikretmek olan ‘nenbutsu’ pratiğini yapmaya başlamışlardır. Bu mezhep, Çin’deki hem Konfüçyüsçü akımları hem de Taoist akımları etkilemiş ve manastırlardaki keşişlerin dini hayatlarını derinden etkilemiştir. 29)Ch’an Budizmi, Japonya’da Zen Budizmi diye varlığını sürdürecektir. KONFÜÇYANİZM 30)Millî bir din olan Konfüçyanizm, Taoizm’den sonra Çin’in en önemli ikinci yerli dini kabul edilir. Kurucusu, inanç esasları ve kutsal metinleri bulunan bu din, Çin’in geleneksel dini bakımından Taoizm ile bazı ortak inançları da paylaşmaktadır. Konfüçyanizm, bireyin erdemli olmasından hareketle toplumun saadetini devletin saadeti ile birlikte ele alması nedeniyle öğretilerinde daha çok yöneticilere yönelik tavsiyelerde bulunması ile ön plana çıkmaktadır 31)Konfüçyanizm’de varlığını devam ettiren ‘jin’ (başkalarına karşı saygılı olma), ‘yi’ (adalet ve görev ahlakı) ve ‘ksiao’ (atalara ve ebeveyne karşı sevgi ve saygılı) inançlar... 32)M.Ö. 2.yy.’da Vudi döneminden itibaren devlet dini olarak kabul edilen Konfüçyanizm, bu özelliğini 20.yy.’a kadar devam ettirmiştir. O dönemden itibaren, Çin imparatorları Konfüçyanizm’in başrahibi kabul edilmiştir. 33)Konfüçyüs’ün en büyük takipçisi Mensiyüs’tür (M.Ö. 372-289). Kurucusu 34)Konfüçyüs, M.Ö. 551’de Lu eyaletine bağlı Zu köyünde doğmuştur 35)Çin’e ait eski metinlerin derlenmesi çalışmalarına başlar. Bu eserler, daha sonraları Konfüçyanizm’in 5 Klasik metni olarak bilinecektir. İnanç Esasları Tanrı İnancı 36)Konfüçyüs’teki Tanrı inancı, asıl itibariyle eski Çin dinindeki tanrı inancı ile aynıdır. Yin ve Yang İnancı 37)Konfüçyanizm, evrenin yaratılışının ve varlığın kökeninin iki asli doğurucu ilke olan Yin ile Yang’ın karşılıklı etkileşimi olduğunu kabul ederYin, yeryüzü, edilgenlik, olumsuzluk, karanlık, dişiliktir ve siyah renk ile temsil edilir. Yang ise, aksine, gökyüzü, etkinlik, olumlu olan, aydınlık, erilliktir ve beyaz renk ile temsil edilir. Ahiret İnancı 38)Konfüçyüs, ahiret hayatı ve oradaki safhalarla ilgili bilgi vermemiştirKonfüçyüs’ün talebelerine derlediği ve okuttuğu ders kitapları, Han Hanedanlığı imparatorlarından Vudi (M.Ö. 2.yy) döneminden itibaren Konfüçyanizm’in resmi kutsal metinleri (kanonik) olarak kabul edilmiştir. Beş Klasik (Vu King) 39)Konfüçyüs’ün altmış sekiz yaşında Çin’e ait eski metinlerden derleyerek ortaya koyduğu beş kitaptır. Bu kitaplar, Konfüçyanizm’in en önemli dini metinleridir. Bunlar:Değişiklikler Kitabı (Yi King) Eski Çin imparatorlarından Fu-Hsi’ye ait olduğu kabul edilen Değişiklikler Kitabı, Çin’in en eski kutsal metnidir.Tarih Kitabı (Şu King) Çin’in en eski tarih kitabıdırŞiirler Kitabı (Şi King) 305 şiirden ve dört bölümden meydan gelen bu eser, Çin’in en eski şiir derlemesi kabul edilmektedir. Dört bölümü oluşturan başlıklar şunlardır: Kuo Fang (Rüzgarlar), Hsiao Ya (Küçük Şiirler), Ta Ya (Büyük Şiirler) ve Sung (İlahiler).Törenler Kitabı (Li King),İlkbahar ve Sonbahar Yıllıkları (Şun Kiyu King), Dört Kitap (Se Şu) Konfüçyüs’ün Konuşmaları (Lun Yü) Konfüçyüs’ün ölümünden sonra talebeleri tarafından derlenmiş bir kitaptır.Kitap 20 bölümdür Mensiyüs’ün Sözleri (Mong Tse) Mensiyüs, M.Ö. 327-289 yılları arasında yaşamış olan Konfüçyüs’ün en önemli takipçisidir. Orta Yol Doktrini (Şung Yung) Büyük Bilgi (Ta Hsiah) Konfüçyüs’ün ahlak, siyaset ve eğitime dair görüşlerini ihtiva eden bir kitaptır. İBADET 40)Konfüçyanizm’de ibadetin temeli, eski Çin geleneğinden aktarılan Gök Tanrı’ya, Yer’e ve atalara tapınma ile daha sonra bunlara eklenen Könfüçyüs adına düzenlenen törenlerin yerine getirilmesinden ibarettir.Konfüçyanizm’de ferdi ibadet ve dua şartı yoktur. 41)Çin dini geleneğinin devamı olarak kabul edilen ibadetler mabetlerde, evlerde ve ibadete elverişli yerlerde yerine getirilmektedir. Konfüçyanizm’de rahipler sınıfı yoktur. Bununla beraber, imparatorlar Gök Tanrı adına yapılan ibadetleri bizzat yönetmiştir. Diğer ibadetler ise, devlet adına görevli memurlar tarafından yerine getirilmektedir. 42)Bu ibadetleri şu şekilde sıralamak mümkündürTanrı’ya(tien), Ruhani Varlıklara ve İlahlara Dua ve İbadet Atalara Saygı Atalara dua etmek ibadet kabul edilmektedir.Kutsal Varlıklara Kurban Sunmak Özellikle mezarlara hediyeler ve kurban sunmak önemli bir ibadettir. Konfüçyüs’e Yapılan İbadet İlkbahar ve sonbaharda Konfüçyüs için yapılan ibadetler, yüksek rutbeli yöneticiler tarafından idare edilirdi Mezhepler 43)Konfüçyanizm’de, Konfüçyüs’ten sonra iki temel yaklaşımı temsil eden ikimezhep ortaya çıkmıştır. Diğer mezhepler, bir şekilde bu iki koldan birine mensuptur. Bu iki koldan biri Zu Ksi’nin (1130-1200) kurduğu mezhep, diğeri Vang Yangming’in (1473-1529) kurduğu mezheptir. Zu Ksi’nin kurmuş olduğu mezhepte Konfüçyüs’ün öğretilerinin mistik yorumu benimsenmektedir. Vang Yangming ise, Konfüçyüs’ün doktrininin doğru anlaşılmasının rasyonel açıklamalarla mümkün olacağını savunmaktadır. ŞİNTOİZM 44)‘Tanrıların Yolu’ veya ‘Kamilerin Yolu’ anlamına gelen Şinto kelimesinden türetilen Şintoizm, Japonya’nın yerli en eski dinlerindendir... Şintoizm, düzenli birinanç doktrinine sahip değildir. Bu durum, Şintoist inançların genellikle Japonya’ya dışarıdan gelen dini inançlara bir tepki olarak gelişme göstermiş olmasına bağlıdır. Japonların önceleri ‘Kami no miçi’ adını verdikleri bu din, baş Tanrı Amaterasu’nun dışında birçok tanrısal varlık olan kamilere, ruhlara ve tabiata saygıyı ve onlara ibadeti içermektedir. Tarihsel Gelişim 45)M.Ö. 6.yy.’da Japonya’ya giren Budizm, Konfüçyanizm ve Taoizm’i, eski Japon dini olan ‘Kami no miçi’den ayırmak için bu dine Şinto adı verilmiştir. Kurucusu belli olmayan ve Japonya’nın geleneksel çok eski tarihlere dayanan dini Şintoizm’in isminde yer alan ‘Şin’ kelimesi ‘Tanrı’, ‘To’ (Çince’de Tao) ise ‘Yol’ anlamına gelmektedir. Bununla beraber, özellikle Konfüçyanizm ve Budizm’in etkisi ile Şintoizm’de bazı ibadet ve inançlar ortaya çıkmıştır. 46)Şinto kaynaklarında belirtildiğine göre, M.Ö. 6.yy.’da imparatorluk ailesinin mensup olduğu Yamato kabilesi, Güneş tanrıçası Amaterasu’nun (Semavi Aydınlık, Lamba) nesli olarak kabul edilmiş ve bu sıfatla ülkeyi yönetmeye başlamıştır. 47)Şintoizm, Japonya’nın resmi devlet dini haline gelmiştir. 48)Şintoizm tarihinde önemli bir dönüm noktası, 19.yy.’da imparator Meyci tarafından Japonya’nın milli dini olarak ilanıdır. 49)Şintoizm’in önemli bir parçası haline gelen imparatora tapınma kültü, bir devlet siyaseti halini almıştır. Bu durum, Japonya’nın 1945’teki İkinci Dünya Savaşı mağlubiyetine kadar devam etmiştir. Bu savaştan sonra imparator, kendisinin tanrı olmadığını ve ailesine tanrıların nesli olarak ibadet edilmemesi gerektiğini ilan etmiştir. İNANÇ ESASLARI 50) Tanrı İnancı Daha önce de işeret edildiği üzere, devletin birliğini sağlamak maksadıyla,kabilelere ait kamiler, milli kamiler seviyesine yükseltilmiştir. Bu kamilerin başı olarak ise, ülkeyi idare eden Yamato ailesinin kamisi olan Güneş tanrıçası Amaterasu kabul edilecektir. 51)Şintoizm’in kutsal kitabı Kojiki’ye göre sekizyüz bin, Nihongi’ye göre ise seksen bin tanrı olduğu belirtilmektedir. Bunların başkanı, Amaterasu’dur. Amaterasu’nun tapınağı “İse” şehrindedir Japonlar, güneşin doğuşunu oradan izlediklerinde hacı kabul edilirler. Her tanrının bir sembolü vardır. Amaterasu’nun sembolü ise, sekiz köşeli aynadır. 52)Şintoizm’de, Amaterasu’nun dışında, hemen hemen her şeyin, özellikle de tabiat olaylarının bir tanrısı vardır.Mesela, fırtına ve deniz tanrısı Susanova, ateş tanrısı Atago, Ay tanrısı Tsukiyomi, gıda tanrısı İnari, çeşitli mesleklerin tanrısı, yollar ve belirli yerlerin tanrısı gibi. Gıda tanrısının sembolü tilki, fırtına ve deniz tanrısı Susanova’nın sembolü kılıçtır. Bu nedenle, birçok tapınakta bereketin devamı için tilki beslenmektedir. Amaterasu Gök ülkesinin idarecisi kabul edilir. Diğer tanrıların ise, içinde yer aldıkları bir panteondan dünyayı yönettiklerine inanılır. Bu panteonda, Amaterasu’nun soyundan geldiğine inanılan imparatorun da yeri vardır. 53)Şintoistler, dünyanın üç tabakası olduğuna inanırlar. Bunlar; gök, yer ve yer altı tabakalarıdır.Şintoizm’de tanrıların putları yoktur. Sadece, onları temsil eden ayna, kılıç v.s. gibi birer sembolleri (mitama-şiro) vardır 54) Kami İnancı Genel olarak, tanrısal varlığın her yerde mevcut olan belirtilerine Kami denir.Güneş tanrıçası Amaterasu, diğer kamilerin üstünde kabul edilmiştir. Öyle ki, 10.yy.’da yapılan bir sayıma göre üç bine yakın kami ve onlara ait tapınak tespit edilmiştirŞintoizm’de ölümden sonra ruhun yaşadığı ve ataların ruhlarının sonraki nesilleri koruduğu inancı vardır. Kutsal Kitaplar 55)Şintoizm’in kutsal kitapları mahiyetinde olan Kojiki ve en önemlileridirNihongi İkinci derecede önemli kabul edilen ve dini bilgilerin yer aldığı diğer dini metinler ise, Fudoki (8.yy), Kogo-Shui (9.yy.), Shojiroku ve Engi-Shiki’dir 56) Kojiki Kojiki, ‘eski olayların hikayesi’ anlamına gelmektedir. Eser, dünyanın yaratılışından 628 yılına kadar Japonya’nın tarihini anlatır. NihongiKojiki’nin bir yorumu şeklindedir İbadet 57)Kamiler, tapınaklarda ‘mitama-şiro’ olarak isimlendirilen bir sembol veyaresim ile temsil edilir. Bunlar, put olarak kabul edilmez. Şintoizm’de doğrudan putlara tapınma yoktur. 58)Şintoizm’de ibadet; dua ve kurban sunmaktan ibarettir. Dua, yüzün yıkanması ve ellerin birbirine vurulmasından sonra zihnen edilir. 59)Geleneksel Japon evlerinde bir kamidana (tanrı rafı) veya özel bir sunak mevcuttur 60)Japonya’da yüz binden fazla tapınak vardır. En önemli tapınak, Japonya’nın İse şehrindeki Amaterasu adına yapılmış olan tapınaktır. 61)Tapınaklarda sadece rahiplerin girebileceği kutsal bir hücre ile ‘miya’ veya ‘cinca’ adı verilen halkın girebileceği ibadethane bulunur Bayramlar 62)Şintoizm’in en önemli bayramı, ‘Tanrı’yı çağırmak’ veya ‘Tanrı’nın hizmetinde bulunmak’ anlamlamlarına gelen Matsuri bayramıdır. Bu bayramdan önce bir veya üç gün perhiz yapılır.Diğer bayramlar ise; mahsulü koruma bayramı olan ‘Toşikgoy’, hasat için Tanrı’ya teşekkür bayramı olan ‘Kanna-niname’ ve dini temizlik bayramı olan ‘Oh-harehe’ bayramlarıdır. Mezhepler 63)Örneğin, Budizm’in etkisi ile 12. yy.’da Tendai Şinto ve 16. yy.’da Tantrik Şinto (Şingon) mezhepleri ve 17.yy.’da, Konfüçyanizm’in etkisi ile Sugia Şinto mezhebi oluşmuştur. En ilginç mezhep ise, Şinto Rönesansı olarak da bilinen Motoari Norinaga’nın (17. yy.’da) kurduğu ve Katoliklik’teki Teslis inancını ve Cizvitlerin teolojik görüşlerini kabul eden ve Şinto Rönesansı olarak bilinen Fokko mezhebidir 64)Ancak, 19. yy.’da Meiji taraftarlarının her türlü etkiden uzak ortaya koydukları Şinto inancı, devletin resmi dini kabul edilir. 65)Meiji yasaları ile belirlenen Şintoizm’in hitap ettiği kesime göre dört çeşitli uygulaması ortaya çıkmıştır. Bunlar: Koshito veya İmparatorluk Şintosu; Jinja veya tapınaklarda uygulanan Şinto; Kyoha veya Mezheplere ait Şinto ve nihayet Minkan veya Popüler Şinto uygulamasıdır. Bunun dışında, Çin’de gelişen Ch’an Budizmi, Japonya’da Zen Budizmi olarak ortaya çıkmıştır Koshito veya İmparatorluk Şintoizmi 66)Japon İmparatoru veya onun temsilcileri tarafından Güneş tanrıçası Amaterasu ve imparatorluk ailesinin ataları adına yerine getirilen ritüelleri içermektedir Jinja veya Tapınaklara ait Şintoizm 67)Tapınaklara ait Şintoizm, geleneksel Şintoizm’in temsilciliğini yapmaktadır.Söz konusu tapınaklar, Jinja Honşo diye isimlendirilen ‘Şinto Tapınakları Derneği’ çatısı altında örgütlenmiştir 68) Kyoha veya Mezheplere ait Şintoizm 19. yy.’da Jingikan tarafından yapılan sayımda tespit edilen 13 ‘Şinto mezhebi’ne dayanan Şintoist anlayıştır. Bunlar: Şinto Taikyo, Kurozumikyo, Şinto Şuseiha, İzumo Oyashirokyo, Fusokyo, Jikkokya, Şinto Taisekyo, Şinşukyo, Ontakekyo, Şinrikyo, Misogikyo, Konkokyo ve Tenrikyo mezhepleridir.(KAFAMIZI KARIŞTIRMAK İÇİN ELLERİNDEN GELENİ YAPMIŞLAR SAĞOLSUNLAR)Bu mezheplerin en önemli özelliği, cemaati esas alan Tapınaklar’a ait Şintoizm’den farklı olarak, bireyin dini eğitimine ve inancına önem vermeleridir. Bu mezhepler içerisinde en meşhur olanı, Tenrikyo mezhebidir. Bu mezhep, zamanla kendisini diğer mezheplerden ayrı görmeye ve evrensel bir din gibi takdim etmeye başlamıştır. 69) Minkan veya Popüler Şintoizm Günümüzde, Japonya’da halk arasında yaygın olarak yaşanan Şintoist anlayış, ‘Minkan Şinko’ olarak bilinen ‘popüler din’ veya ‘halk dini’dir Japonya’daki üç büyük din olan Şintoizm, Konfüçyanizm ve Budizm’in karışımı olan bu dini anlayış, kimilerine göre adeta yeni bir dindir. 70)Bu inançta saygı gösterilen bazı özel günler vardır. Bunlar: Yeni yıl, ilkbahar (3 Şubat), Oyuncak Çocuklar Bayramı (8 Nisan), Çocuklar Günü (5 Mayıs), Su Kamisi Bayramı (15 Haziran), Yıldız Bayramı (7 Temmuz), Ölüler Bayramı (13-16 Temmuz) ve Sonbahar Ekinoksu Bayramı. Japonya’da 1971’de yapılan sayıma göre, 47 mezhep tespit edilmiştir. ZEN BUDİZMİ 71)Budizm ile Taoist tabiat felsefesinin karışımından meydana gelen Çin’deki Ch’an mezhebi veya Çin Budizmi, 13. yüzyılda Japonya’da Zen Budizmi olarak varlığını devam ettirmiştir. Zen ismi, Sanskritçe’de ‘meditasyon’ veya ‘murakabe’ anlamına gelen ‘dhyana’nın Çince’deki tercümesi olan ‘Ch’an’ kelimesinin Japonca karşılığıdır. 72)Keşişler, toplumda çalışmayan insanlar olarak değil, meditasyon, el sanatları ve zanaatla uğraşan bir kesim olmuştur. Bu nedenle Zen Budizmi, aydınlanma tecrübesini beklemeyi ve günlük çalışma ve sanata özen göstermeyi önemsemektedir. Bu yaklaşım, meditasyon ve murakabe yolu ile kurtuluşu hedeflemektedir. Belin dik tutulması ile bağdaş kurulup ‘oturarak meditasyon’ yapmak anlamına gelen ‘Zazen tekniği’ ile sükuna kavuşmak hedeflenmektedir. Zen keşişlerinin ‘Zazen’ yaptıkları salonlara ‘Zendo’ veya ‘Sodo’ adı verilmektedir. 73)Zen Budizm’in, Japon kültüründe özellikle de muharip güçler olan ‘samurayların’ terbiyesinde ve ahlaklarında önemli tesirleri olmuştur. Nitekim onun, askeri tekniklerden judo ve kılıç kullanma sanatı olan kendonun gelişmesinde önemli rolü olmuştur 74)Zen meditasyonunu yapan kimseler, bütün varlıklarını belli bir noktada yoğunlaştırdıkları için, Japon sanatında her şeyin hakikatinin bir tek çizgi veya bir iki satırla ifade edilebileceği anlayışını geliştirmişlerdir. Bu yönüyle Zen mezhebinin, Japon lirik şiirinin gelişmesinde önemli etkisi olmuştur 75)Zen Budizmi, Rinzai ve Soto olmak üzere iki kola ayrılmıştır 4. ünitemizin özeti de bitmiş bulunmaktadır..İyi çalışmalar...Başarılar arkadaşlar... Ber Ra (Nur) | |
04 Aralık 2020, 21:54 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 |
YAŞAYAN DÜNYA DİNLERİ 1-4 ÜNİTEDEN DERLEMELER Ünite 1- Dinler Tarihine Giriş Ünite 2- Hint Dinleri I Hinduizim-Cayinizm Ünite 3- Hint Dinleri II Budizm-Sihizm Ünite 4- Çin ve Japon Dinleri Hinduzim'de her ne kadar sayısız Tanrı var olduğu inancı mevcutsa da aslında Hindular bir ve yüce olan Tanrı'ya inanırlar. Bu bir ve yüce olan tanrı BRAHMAN'dır.Brahman mutlak varlıktır mutlak gerçekliktir. O tüm mahlûkatın yaratılışın gizemli kaynağıdır. Hinduizm'de bir ve yüce olan bir tanrı varsa o halde diğerleri nerden çıkmış diye düşünebilirsiniz. Hinduizm'de var olan Brahman'ın insanlarca anlaşılması mümkün değildir. O'nun yeryüzüne tezahürü insanların anlayabileceği tarzda farklı şekillerde olur. Güneş ışığı nasıl ki bir prizmadan geçtiğinde yedi farklı renkte yansıyıp görünüyorsa Brahman da yeryüzüne farklı şekillerde yansır. İşte Hinduların üç büyük tanrısı olan Brahma Vişnu ve Şiva Tanrı Brahman'ın yeryüzüne yansımasıdırtezâhürüdür. Bunların herbiri farklı bir görevle ön plana çıkar. Yaratma Koruma Yok etme. Hinduizm'de ruh kavramı oldukça önemli bir yer teşkil eder. Hindulara göre ruh ölümsüzdür. Tanrı Brahman'ın bir parçasıdır. Bu noktada Atman kavramı ortaya çıkar. Atman canlı ve cansız tüm varlıkların en içindeki görünmez olan özdür güçtür ruhtur. Evren insanoğlu da dahil olmak üzere tüm içindekilerle birlikte mutlak varlıktan ayrı ve bağımsız değildir bizzat mutlak varlığın kendisidir. Atman Brahman'da çıkar ve tekrar ona döner. Dolayısıyla Atman aynı zamanda Brahman'dır. Brahman (Evrensel Ruh) ve Atman (Bireysel Ruh) tek bir birliği ifade eder. Bundan haberdar olmamak kişinin her defasında yeni bir bedende tekrar tekrar bu dünyaya gelmesine yol açar. Hinduizm'de ruhun kurtuluşa erene kadar geçirdiği süreçler farklı kavramlarla (samsara-karma-mokşa) ifade edilir. Bu kavramlar kitapta aktarılmış. Ben biraz daha sade bir şekilde anlatmaya çalışacağım: SAMSARA; ruhun bir vücuttan diğer vücuda bir varlıktan diğer varlığa ebedi olarak dolaşmasıdır. Dünyadaki doğum-ölüm-yeniden doğum döngüsünü ifade eder ( Biz bunu reenkarnasyon kavramıyla ifade ediyoruz). KARMA: Ruhun bir sonraki vücudunu belirleyen ahlaki davranışlar amellerdir. Başka bir ifadeyle bir hayatın bütün amellerinin daha sonraki vücuda etkisidir. Bu bakımdan karma aslında bir sebep-sonuç kanunudur diyebiliriz. MOKŞA: Hinduizm'de kurtuluş Mokşa'dır (Budizm'de nirvanadır). Ruhun samsara çarkından dolayısıyla bunun neden olduğu her türlü acı ve kederden kurtularak mutlak aydınlığa kavuşmasıdır. Mokşayla ruhun tekrar vücut bulması ortadan kalkar. Dolayısıyla Hindu inancında mokşa kişinin kendisinin (Atman) yüce varlıkla bir ve aynı olduğu gerçeğinin farkına varmasıdır. Yani Hinduizm'de başta Brahman'dan ayrılan Atman tekrar ona dönebilmek için Mokşa'ya ulaşmalıdır. Aksi halde her ölüm sonrasında başka bir varlık olarak yeryüzüne dönebilir. Tabi yeryüzünde bir sonraki beden bir öncekinin yaşayışına (karma) amellerine bağlıdır. Eğer bir insan iyi ameller yaptıysa bir sonraki bedeni daha üstün olacak ve her yeni bedenle mokşaya bir adım daha yaklaşacaktır. tam tersinde ise yani kötü ameller yaptığında ise daha alt bir bedende vücut bulacaktır. Burada bir noktaya dikkat çekmek gerek: Karma anlayışı sonrasında sadece insan olarak yeni bir vücuttan söz edilmez. Bu demektir ki bir insan amelleri neticesinde bir sonraki hayatında bir bitki bir hayvan ve hatta bir taş olarak bile yeniden dönebilir.Bu tamamen onun karmasına bağlıdır. Hinduizm'de amaç Mokşa'ya ulaşmaktır dedik. Peki mokşaya nasıl ulaşılır? Hindular Mokşa'ya ulaşabilmenin üç farklı yolu olduğuna inanırlar. Bunlar: 1) Karma Marga: Karma amel marga yol demektir. Karma Marga ise Amel-Eylem Yolu Görevler Yolu anlamına gelir. Kişinin bulunduğu kasta ait yükümlülüklerinin yerine getirilmesini temsil eder. Sıradan Hinduların seçtiği yoldur. 2) Cnana Marga: Bilgi yolu demektir. Kişinin bilgi toplayarak analiz ederk araştırma yaparak yaşamı sorgulaması insan hayatının anlamını ve amacını bilmek istemesi evreni araştırması ve tüm sorulara cevaplar aramasını temsil eder. Felsefecilerin seçtiği yoldur. 3) Bhakti Marga: Sevgi aşk yolu demektir. Bu kurtuluş yolunda insanın bağlılığını ve sevgisini Evrensel Ruh'a yönlendirmesi söz konusudur. Hint mistiklerinin seçtikleri yoldur. Budizm'den bahsedeyim. Önemli noktaları maddeler halinde sunuyorum. Daha anlaşılır olur sanırım. *Budizm özellikle Hinduizm'e onun tanrı anlayışına ve kast sistemine karşı ortaya çıkmış bir dindir. Bu dinde amaç kurtuluşa ulaşmaktır. Kurtuluş Nirvana'dır. *Budizm'in kurucusu Siddhartha Gautama'dır. *Gautama'nın tarihi şahsiyetiyle ilgili iki farklı görüş mevcuttur: Birinci görüş; onun her türlü maddi imkana sahip olmasına rağmen istediği mutluluğu elde edemeyen ve sürekli arayış içerisinde olan bir genç olduğu yönündedir. Bu kabul tarzı daha çok Batılı kaynaklarda karşımıza çıkar. Buna göre Gautama bir prens olarak dünyaya gelmiş 29 yaşına kadar rahatlık ve konfor içinde yaşamışancak yaşlılık hastalık ölüm gibi dünya hayatının kaçınılmaz olayları karşısındaki kaygısı onu arayışa sevketmiş ve bu süreç onun sarayı ve ailesini terk ederek münzevi bir hayat tarzını benimsemesiyle sonuçlanmıçtır. Belli bir süre münzevi bir hayat sürdüren Gautama bir gün Bodi Ağacı'nın altında dört soylu gerçeği keşfetmiş ve aydınlanmıştır. O artık uyanmış aydınlanmış anlamında Buddha olmuştur. Buddha keşfettiği dört soylu gerçeği ilk önce beş müridi ile paylaşmıştır. Bu Buddha'nın ilk vaazı olarak kabul edilir. Onun öğretisini kabul eden bu beş kişi artık arhat (aziz) olmuştur.Buddha bu dört soylu gerçeğe ulaşmak için sekiz dilimli yol olduğunu belirtmiş ve geri kalan hayatı boyunca bu öğretisini yaymak için faaliyetlerde bulunmuş 80 yaşında da vefat etmiştir. İkinci görüş ise mitolojiktir ve bu Budistler arasında daha yaygındır. [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Buna göre Buddha dünyaya gelmeden önce gökte yaşayan tanrısal bir varlıktır. İnsanlara yol göstermek için belli bir süre insan bedeninde yaşamıştır. O aslında tanrısal cevherin dünyadaki avataralarından sadece biridir. Dolayısıyla Buddha her ne kadar insan suretinde görünse de gerçekte tanrısal bir varlıktır. (Avatar: Tanrının herhangi bir bedene bürünerek yeryüzüne inmesidir. Bu beden bir hayvan ya da bir insan bedeni olabilir.) *Budizm'de temel kutsal metinler Pali Kanonu (Tripitaka/Üç Sepet) dur. Pali Kanonu 3'e ayrılır: 1) Viyana Pitaka: Sanga mensuplarının nasıl yaşaması gerektiğini belirleyen kurallar 2)Sutta Pitaka: Buddha'nın sözlerinin yer aldığı metinler 3)Abhidhamma Pitaka: Budist öğretilerin felsefi yorumları (Kanon sahih demektir. Kanonik metinler ise sahih kabul edilmiş metinler anlamına gelir. Yani Pali Kanonu en eski metindir ve Pali dilinde yazıldığı için bu adı almıştır. ) *Budizm'de inanç esasları Triratna (Üç Mücevher) olaral ifade edilir. Bu üç mücevher: 1) Buddha (Aydınlanmış Olan) 2) Dharma (Öğreti) 3) Sangha (Cemaat) dır. Bunlar bir kimseyi Budist yapan esaslardır. *Buddha'nın dharmasının (öğretisinin) iki yönü vardır: 1) Dört Soylu Hakikat 2) Varlığın Üç Özelliği *Dört Soylu Hakikat Birinci Hakikat: Dukkha (Acı ve Istırap) = Hayat acı ve ıstırap doludur. Acı ve ıstırap dünyevî varoluşun temel özelliğidir. İkinci Hakikat: Samudya (Acı ve Istırapın Kaynağı) = Tüm ihtiraslar ve arzular acı ve ıstırabın temel kaynağıdır. Üçüncü hakikat: Nirodha (Acı ve Istıraba Son Vermek) = cı ve ıstırapları sona erdirmek arzu ve isteklerden vazgeçmeye bağlıdır. Dördüncü Hakikat: Maggha (Acı ve Istıraplara son vermenin Yolu) = Arzu ve isteklerin üstesinden gelmek sekiz dilimli yolu izlemekle mümkündür. *Sekiz Dilimli Yol 1) Doğru Anlama 2) Doğru Konuşma 3) Doğru Eylem (Davranış) 4) Doğru Yaşam 5) Doğru Çaba 6) Doğru Düşünme 7) Doğru Niyet 8) Doğru Yoğunlaşma (Tefekkür) *Varlığın Üç Özelliği 1) Geçicilik (Anicca) 2) Acı (Dukkha) 3) Ruhun Yokluğu (Anatman) Budizm'de herşeyin değişimi söz konusudur. Kalıcı olan hiçbirşey yoktur. Ancak bu değişim birbirine bağımlıdır. Bir önceki bir sonrakini etkiler. Dolayısıyla mevcut olanın varlığı bir öncekinin varlığına bağlıdır. Herşey birbirine bağlı olduğuna göre bir şey diğerleri olmadan var olamaz. Bu doğrultuda Budizm'de ruhun varlığından da söz edilmez. İnsanın kendinden tamamen ayrı bir varlığı olan ve değişmeyen bir ruhu yoktur. Kitaptaki geçicilik (anicca) ruhun yokluğu (anatman) bağımlı ortaya çıkış gibi kavramlar aslında bu benim anlattığım inanışla alakalı konulardır. Budizm'de ruh varlığından söz edilmemesine karşın tekrar doğuş (reenkarnasyon) inancı mevcuttur. Bu nasıl olur diye düşünebilirsiniz. Hemen açıklayım: Budizm'de bir bedenden başka bir bedene geçiş ruhi bir olay değil sebep-sonuç (karma) ilişkisine dayalı bir olaydır. Daha iyi anlaşılması açısından bunu bir örnekle açıklamak istiyorum: Örneğin; bir bilardo topu kendinin aynı olan başka bir bilardo topuna çarpar ve durur. Ancak ikinci top ilk toptan aktarılan enerjiyle harekete geçer ve devinim devam eder. Burada birinci top hareketini tamamladığında arkasında bir etki/bir eneji bırakır ve bu etki/enerji ikinci topun hareket etmesine neden olur. Bu durumda birinci toptan ikinci topa geçmiş olan bir enerji vardır. İşte Budizm'deki tekrar doğuş anlayışı bununla benzerlik gösterir. Arzular insanda bir hareket enerjisi yaratır. Ölümle birlikte hareket biter beden yok olur. Ancak daha önce ortaya çıkmış olan potansiyel hareket enerjisi hareketine devam edebileceği yeni bir bedende varlığını sürdürür. Sonuçta bir önceki yaşamda arzular tutkular ve eğilimler tarafından yaratılmış olan bu enerji yeni bir bedenin hareketlerini yönlendirmeye devam eder. Bu yeni doğan kişi eskisiyle ne tamamen aynıdır ne de farklıdır. Dolayısıyla budizm'de ben veya ruh diye bir kavram yoktur. "Ben" denilen şey evrendeki geçici olan bir varlığa verilen isimdir. İşte bu durum Budizm'de anatman öğretisiyle ifade edilir. Budizm'deki nirvana anlayışı Hinduizm'den farklılık gösterir. Hinduizm'de nirvana (mokşa) daha önce bahsettiğim gibi Tanrı Brahman'dan çıkan bir ruhun tekrar ona dönmesi olarak algılanır. Budizm'de ise nirvana evrensel enerjiyle birleşmedir. NOT: Budizm'de yaratıcı bir Tanrı fikri yoktur. Buna karşılık Evrensel Enerji vardır. Yani Hinduizm'deki Tanrı Brahman'ın (evrensel ruh)yerini Budizm'de Evrensel Enerji; Atman'ın (bireysel ruh) yerini ise kişisel/bireysel enerji alır. Görüldüğü gibi Hinduizm'deki "ruh" kavramı Budizm'de "enerji" kavramı ile ifade edilmiştir. Bir dinin içerisindeki farklı yorum tarzlarına MEZHEP denir. Mezhepler yapıları itibarı ile İTİKADİ-FIKHİ-SİYASİ olmak üzere 3 ana kategoriye ayrılır. İTİKADİ MEZHEPLER: çeşitli inanç konularında farklı yorumlamalara bağlı ortaya çıkmıştır. FIKHİ MEZHEPLER: dini hayatın yaşanması veya ibadet anlayışlarıyla ilgili farklı değerlendirmelerden çıkmıştır. SİYASİ MEZHEPLER: dini cemaatin siyasal otorite ile ilişkileri yada siyasal otoritelerin dine yönelik algıları sonucu çıkmıştır. ORTODOKSİ-HETEREDOKSİ aynı din içerisindeki farklılaşmayı ifade eder. ORTODOKSİ: çoğunluğun inancını ifade eden yaygın egemen anlayış.(bizde ehli sünnet) HETERODOKSİ: doğru kabul edilen resmi öğretinin dışında kalan anlayış(ehli sünnetin dışında kalanlar) HERESİ: sapkınlık içinde olanlar(satanizm) SENKRETİK DİN: melez (karıştırılmış) dinler. İslam+hindu= sih. MONOTEİZM: 1 tanrıya innanış DÜALİZM: 2 tanrıya inanış. POLİTEİZM: birçok tanrıya inanış. HENOTEİZM: birçok tanrıya inanmakla beraber 1 tanesini en üstün güç kabul etmek. GNOSTİZM: tanrı sezgi yolu ile bulunabilir inancı. AGNOSTİZM: tanrı sezgi yolu ile bulunamaz. PANTEİZM: doğa tanrıdır inancı. DEİZM: tanrı doğayı yaratmıştır ve artık karışmamamktadır inancı. KRİSTOSENTRİK DİN: mesih merkezli din HIRİSTİYANLIK. ETNOSENTRİK: seçilmişlik merkezli din YAHUDİLİK. TEOSENTRİK: tevhid merkezli din İSLAM. CAYİNİZM CİNA:zafer kazanan tebiğ eden. yol her zaman aynıdır her cina bu geleneği yeniden canlandırır. TİRTHANKARALAR:insanları kurtuluşa götürecek yolu inşaa edenler(24 tanedirlersonuncusu cayinizmin kurucusu vardhmanadır) TARİHSEL SÜREÇ:cayinizm ve budizmhinduizme karşı doğmuştur. KURUCUSU:vardhamana-mahavira(büyük kahraman). KUTSAL KİTAPLARI:agama. 3 ana bölümden oluşur.1)purvalar(eski metinler) 2)angalar (dallar temel metinler) 3)angabahya(ikinci külliyat). İNANÇLARI:üç mücevher 1)doğru inanç 2)doğru bilgi 3)doğru davranış Beş büyük yemin: 1)AHİMSA:yaşayan hiçbir canlıya zarar vermeme 2)SATYA:yalan söylememe. 3)ASETYA:çalmama 4:BRAHMA:bekar yaşama. 5)APRİGRAHA:dünyayı terk etme. TANRI ANLAYIŞLARI:cayinlere göre tanrı vardır fakat evreni yaratmamıştırsayısız tanrıya inanırlar. İBADETLERİ:mabetlerdeki ibadet nesneleri tirthankaraların heykelleridir.bu heykellere meyvepirinçsüt takdimi yapılır.kutsal bayramları ajjsana dır. MEZHEPLERİ:1)DİGAMBARA:hava giyinenlerçıplaklar.2)SVETAMBARA:beyaz giyinenler SİHİZM sihlerin mensup olduğu dini grubu ifade eder.şişya:öğrenci.şikşa:öğreti. KURUCUSU:ilk guru guru nanak KUTSAL METİNLERİ:guru grant sahib(sahibin derlemeleri). İNANÇ ESASLARI:sihler tek tanrıya inanırlar.tanrı nam.putlara tapınma yoktur.alkol ve uyuşturucu yasaktır. İBADETLERİ:sih ibadetinin merkezini kutsal kitapları guru grant sahib olşturur.ibadet onun huzurunda yapılır.müzisyenler tarafından ilahiler söylenir.cemaat üyeleri tarafından kutsal kitap okunur.ana mabetleri Amritsar daki Altın Mabet tir. KHALSA:savaşçı azizler tarikatı. khalsanın üyesi 5 temel şeyi üzerinde taşımalıdır. 1)KESH:uzun saç. 2)KANGA:tarak. 3)KACCA:dizlere kadar uzun beyaz don. 4)KARA:çelik bilezik. 5)KİRPAN:hançer.kılıç her biri K ile başladığı için beş KS anlamında KAKKA olarak adlandırılır. SİH MEZHEPLERİ: 1)KESADHARİLER:beş ayır edici işareti (kakka)taşıyanlar. 2)SAHAJDAHARİLER:beş ayırt edici şeyi taşımayanlar. DİĞER DİNLERE BAKIŞLARI:sih olmayanlarında kurtuluşa ulaşacağına inanırlar TAOİZM Kurucusu: Lao-Tse Temel Kutsal Kitabı: Tao Te King (Tao'nun ve Onun Erdemli Kitabı) Diğer Kutsal Kitaplar: 1) Tai-shang Kan-Ying Pien (Cevap ve Karşılıkta Bulunma) 2) Yin-Chih Wen (Sessiz Yol) 3) Taoist Kanon / Tao Tseng İnanç Esasları: 1) Tao: Yol dünyayı yöneten sebep dünyanın doğal düzeni her türlü hareketi meydana getiren güç ezeli ve ebedi değişmeyen cisim olmayan hiçbir tasvire sığmayan 2) Yin ve Yang: Kainattaki herşeyin oluşumunu sağlayan iki zıt ilke Yin: Olumsuz kötü karanlık dişi yıkıcı... Yang: Olumlu iyi aydınlık erkek yapıcı... 3) Ahiret İnancı: Ahiret inancı Budizm'in etkisiyle gelişmiştir. İnsanlar bu dünyada yaptıkları iyi veya kötü işlerin karşılığını hem bu dünyada hem de gelecek dünyada görecektir. Mezhepler: 1)Simyacı Ekol: Sihir ve büyüye dayalıdır. 2)Mistik Ekol: Varlık ancak mistik meditasyon ve duygu ile keşfedilebilir. 3)Ferdiyetçi Ekol: Herşey kadere bağlı olarak gelişir. Ferdin refahı herşeyin üstündedir. 4)Legalist Ekol: Herşeyin bir kuralı vardır. 5)Ch'an Mezhebi: Meditasyonu ve sezgiyi temel alır. Mahayana Budizmi ile Taoist tabiat felsefesinin karışımıdır. KONFÜÇYANİZM Kurucusu: Kung Fu Tzu (Konfüçyüs) Kutsal Kitapları: 5 Klasik + 4 Kitap 5 Klasik 1) Değişiklikler Kitabı (Yi King) = En eski kutsal metin; metafizik olaylar sembolik anlatımlar 2) Tarih Kitabı (Şu King) = En eski tarih kitabı; eski çin imparatorlarına ait sözler tarihi bilgiler 3) Şiirler Kitabı (Şi King) = En eski şiir derlemesi 4) Törenler Kitabı (Li King) = Dini ritüeller ayinler ritüellere ait açıklamalar 5) İlkbahar ve Sonbahar Yıllıkları (Şun Kiyu King) = Lu ülkesinin 12 yöneticisi hakkında bilgiler 4 Kitap 1) Konfüçyüs'ün Konuşmaları 2) Mensiyüs'ün Sözleri 3) Orta Yol Doktrini 4) Büyük Bilgi (Konfüçyüsün ahlak siyaset ve eğitime dair görüşlerini ihtiva eder.) İnanç Esasları: Tanrı: Tien (Gök Tanrı) Yin-Yang: Evren Yin ve Yang'ın karşılıklı etkileşimi sonucu oluşmuştur. (Taoizm'de bu iki zıt ilke açıklanmıştır.) Ahiret İnancı: Öldükten sonraki hayatın iyi ve huzurlu olması bu dünyadaki hayata bağlıdır. İbadetler: 1) Tanrı'ya Ruhani Varlıklara ve İlahlara Dua-İbadet 2) Atalara Saygı 3) Kutsal Varlıklara Kurban Sunmak 4) Konfüçyüs'e Yapılan İbadet Mezhepler: 1) Zu Ksi'nin Mezhebi: Konfüçyüs'ün öğretileri mistik olarak yorumlanır. 2) Vang Yangming'in Mezhebi: Konfüçyüs'ün öğretileri rasyonel (aklî) olarak açıklanır. ***Bu iki din arasındaki temel fark Taoizm'in mistisizme Konfüçyanizmi'n ise rasyonel düşünceye önem vermesidir. ***Her iki dinde de Yin ve Yang prensibi zirvede oturur. ***Her iki dinde de net bir tanrı ve ahiret anlayışı yoktur. (Bir önceki mesajımda bundan bahsetmiştim.Okumanızda fayda var.) ***Taoizm'de vu-vey (iş yapmadan çok iş yapmak) prensibi hakimdir. Bu anlayış hareket etmeden hareket ettirmeyi esas alır. (Tao'nun kendisi hiç hareket etmediği halde evrende uyumlu bir işleyiş vardır). ***Konfüçyüs zamanın geleneksel Çin dinini kabul eder. Kendisini bir din kurucusu olarak görmez bir ahlak öğreticisi olarak ön plana çıkarır. Gayesi ideal insanlardan meydana gelen ideal bir toplum oluşturmaktır. Buna geçmişin iyi bir yorumunu yaparak başlamıştır. İyi bir toplum için iyi bir devlet şarttır. Dolayısıyla öğretilerinde daha çok yöneticilere yönelik tavsiyelerde bulunmuştur. Öğretisinde mistik öğretilere ölümden sonraki yaşama ruhani doğa üstü varlıklara çok fazla değinmez. Rasyonalist açıklamalarda bulunur. ***Taoizm'de ilk önceleri amaç bu dünyada hayatın ebedi olarak sürdürülmesi olmuş bu nedenle de ölümsüzlüğün elde edilebilmesi için meditasyon yoga aşırılıklardan uzak durmak sakin ve sade bir hayat sürmek gibi uygulamalara önem verilmiştir. Daha sonraları bu anlayış tamamen değişmemekle birlikte farklı dinlerle etkileşim sonucunda farklılaşmıştır (Örneğin Tanrıların sayıs ŞİNTOİZM Kurucusu: Yok En yüce Tanrı: Amaterasu= Güneş Tanrıçası (Sembolü= Sekiz Köşeli Ayna) Diğer Önemli Tanrılar: *Susanova=Fırtına ve Deniz Tanrısı (Sembolü=Kılıç) *Atago= Ateş Tanrısı *Tsukiyomi= Ay Tanrısı *İnari=Gıda Tanrısı (Sembolü=Tilki) Temel Kutsal Kitapları: 1) Kojiki (Eski olayların hikayesi) 2) Nihongi (Kojiki'nin Yorumu) İkinci Derrecen Önemli Kutsal Kitapları: 1) Fudoki 2) Kogo-Shui 3) Shojiroku 4) Engi-Shiki Kami: Tanrısal varlığın her yerde mevcut olan belirtileri. (Şintoizm'de ölen herkes kami olur. Ancak her kami tanrı değildir. Sadece önemli kişilerin kamileri tanrıya dönüşür. Bu nedenle de tanrı sayısı giderek artar.) En Önemli Bayram: Matrusi Bayramı (Tanrıyı çağırmak Onun hizmetinde bulunmak anlamına gelir) Diğer Bayramlar: Toşikgoy: Mahsulü Koruma Bayramı Kanna-niname: Hasat İçin Tanrı'ya Teşekkür Bayramı Oh-harere: Dini temizlik Bayramı Meiji Şintoizmi Mezhepleri: 1) Koshito veya İmparatorluk Şintoizmi= Güneş tanrıçası Amaterasu ve imparatorluk ailesinin ataları adına yerine getirilen ritüelleri içeir. 2) Jinja veya Tapınaklara Ait Şintoizm=Geleneksel Şintoizm'e ait bütün inanç ve ritüelleri ve bunlara bağlı uygulamaları teşkilatları içerir. 3) Kyoha veya Mezheplere Ait Şintoizm= Bireyin dini eğitimine ve inancına önem verir. En meşhur olanı Tenrikyo mezhebidir. 4) Minkan veya Popüler Şintoizm= Şintoizm Konfüçyanizm ve Budizm'in karışımıdır. *Bunların dışında Şintoizm'de pek çok mezhep vardır. En ilginç olanı Fokko Mezhebidir (Katoliklikteki teslis inancını kabul eder.) *Ch'an Mezhebi Japonya 'da Zen Budizm'i olarak ortaya çıkmıştır. Budizm ile Taoist tabiat felsefesinin karışımından meydana gelmiştir. Bu mezhep meditasyonu ön plana çıkarır. HİNDUİZM Hinduizm fenomen bir dindir devlet dini ilan eden ülke: nepal kutsal metinler sruti:vahiy smriti:gelenek vedalara: agamada denir = bilgi demektir rşi:gören deva:faydalı zararlı insan düzenini sağlayan puja:ibadet ramakrişna:nihai olarak bütün dinleri aynı hedefe giden farklı yollar der gandhi:hint ahlak lideridir bütün dinler basamaktır diyen :vivekananda dinler aynı ağacın dallarıdır diyen:gandhi BUDİZM sangha:cemaat dharma:doktrin vinaya:disiplin tibet budizmi:lamaizm devlet dini ülkeleri:tayland kamboçya laos sidharta budadır ailede:guatama babada:suddhodana anne adı:maya 7.kahin kondanna onun buda olacağını demiş *mara:kötü tanrı onla mücade etmiş dharmacakra:yasanın tekerliği *budhada yorum tercümesi:tanjur *söz tercümesi:kanjur önemli*hakikate ulaşıp öğretmeyen budaacceka öğreten ise:samma sambudha önemli*budizmde nirvanaya ulaşmakta arhat hinduda mokşa ulaşmak civan mukti iledir 5 ahlaki yasaanca sila kesişlerin hayatını düzenleyen:vinaya pitaka en eski manastır hayatı budadadır meditasyonlar 1 samhata:ateş ölü beden buda 2vipassana:düşünce dikkat gözlem budaya has meditasyon budur ilk vaaz:isipatanada CAYİNİZM lokakaşa:evrenin en üstü demek arhat:ulu şramna:gezici derviş *önemli digamabaralar:gök giyinenler svetambaralar:beyaz giyinenler kurucusu :vardhamana kşitriyaya mansup arhat budada:aziz cayinizmde:ulu geçiyor kutsal metin dilleri genel:arşa varlık hakkında gerçeğin tam olarak bilenememesi:syadvada cayinizm ataist din olarak bilinir ama tanrıya inanırlar tanrıların evreni yarattığına inanmazlar normal dünya hayatlarını devam ettirenler:laik *digambaralar kadınların hava giyinemiyeceklerini bu nedenlede kurtuluşa muktedir olamayacaklarına inanırlar. kadınlar ancak erkek bedenine yeniden bedenlemeyle kurtuluşa erer Soru: Budizm i din olarak kabul eden ve Budizm in gelismesine katkısı olan kral kimdir? Cevap: Mauryan kralı Aşoka Soru: Hint dinlerindeki cemaat kavramı nedir? Cevap: Sangha Soru: Konfüçyüs'ün en önemli takipçisi kimdir? Cevap: Mensiyüs Soru: Cin deki Ch Budizmi Japonya da hangi isimle anılır? Cevap: Zen Budizmi Soru: Cayinizm de var olan herhangi bir canlıya zarar vermemeye ne denir? Cevap: Ahimsa [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Soru: Milel ve Nihal yazarı kimdir? Cevap: Şehristani Soru: Milel ve Nihal yazarı Şehristani yi karşılaştırmalı dinler alanında ilk özgün eser veren yazarlar arasında zikreden kişi kimdir? Cevap: Eric Sharp Soru: Rig-veda da yazılanlara göre Puruşa nin kollarını hangi kast oluşturur? Cevap: Kşatriyalar ~~~~~ - hinduizmde tanrı vişnunun yeryüzünde bozulan ekolojik sosyal ve ahlaki düzeni eski haline getirmek için dünyaya inişini ifade eden kavram AVATARdır. - budizmin kurucusu goutama siddharthadır.budizmin kutsal metinlerine TRİPİTAKA denir.budhanın sözvaaz ve düşüncelerini içeren metinlere SUTTA PİTAKA denir. ~~~~~ cayinizm bayramı: pajjsana budizm bayramı:vesak sintoizm bayramı:1.matrusi bay. 2.tosikgay bay. 3.kanna.niname bay. 4.oh-harehe bay. ~~~~~ 1. İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliği nedir? (Akıl,ahlak ve irade) 2. Ruh göçü, tenasüh de denilen, ölen canlıların ruhlarının başka bir bedenle yeniden hayata döndükleri inancına ne ad verilir? (Reenkarnasyon) 3. İnsanları dünya ve ahirette mutlu etmek amacıyla Allah tarafından gönderilen ilahi kurallar ve ilkelere ne ad verilir? (Din) 4. Sosyal bilimler alanında Tektanrıcılığı ifade etmek için kullanılan terim hangisidir? (Monoteizm) 5. İslam Dini ıstılahında eşi benzeri olmayan, tek bir ilaha inanmaya ne ad verilir? (Tevhid) 6. Sosyal bilimler alanında Çoktanrıcılığı ifade etmek için kullanılan terim hangisidir? (Politeizm) 7. Hinduizmin kaç tanrısı vardır? (Brahma, Vişnu, Şiva) 8. Hinduizmin yaratıcı tanrısına ne ad verilir? (Brahma) 9. Hinduizmin koruyucu tanrısına ne ad verilir? (Vişnu) 10. Hinduizmin yok edici tanrısına ne ad verilir? (Şiva) 11. Şintoizm’de güneş tanrısına (baş tanrıya) ne ad verilir? (Amaterasu) 12. Şintoizm’de ay tanrısına ne ad verilir? (Tsukiyami) 13. Şintoizm’de fırtına ve deniz tanrısına ne ad verilir? (Susanova) 14. Şintoizm’de ateş tanrısına ne ad verilir? (Atago) 15. Şintoizm’de gıda tanrısına ne ad verilir? (İnari) 16. Tanrının duyular ve akıl ile değil ancak sezgi ve keşif yoluyla bilinebileceğini iddia eden gizemcilik inancına ne ad verilir? (Gnostizm) 17. İnsanın tanrıya ilişkin bir bilgisinin olamayacağını, var ya da yok olduğunun kanıtlanamayacağını iddia eden Bilinemezcilik inancına ne ad verilir? (Agnostizm) ~~~~~ Aklınızda kalması için kodlama yapacağım; => Puruşa'nın; Ağzından: Brahminler (çünkü bu kasttaki ler rahiplerdir hep konuşurlar ) Kollarından: az öncede yazdım Kşatriyalar (çünkü bu sınıftakiler askerlerdir bunlar gücü oluşturur pazuları düşünün ) Kalçalarindan: Vaişyalar (bunlar da işadamlari çiftçi falan yanı bel kemiğini oluşturur ) Ayaklarından: Şudralar (yoksul hizmetçi ve köle sınıfı olduğu için tüm yükü bunlar çeker herkesi enayi gibi taşır) => Budizm in yayılmasında katkısı olan kral Aşoka yı unutmamanız için şu cümlemi okuyun: Buda ile Kral AŞoKa nin aralarında aşk dedikoduları varmış. Aşoka ile aşk iyi bir bağlantı. Biraz saçma oldu ama zaten saçma şeyler akılda kalır. => Şimdi biraz akrostiş tekniğini uygulamak istiyorum. Konfüçyanizm deki kutsal kitapların isimlerini kodlayalım; *Değişiklikler Kitabı (Yi King) buradaki değişikliği de Yişiklik diye değiştirirsek kitabın isminin Yi olduğunu unutmayız *Tarih Kitabı (Şu King) burada farklı bir yol izleyelim ve şu cümleyi düşünelim: ŞU tarih dersi de çok zor bee *Şiirler Kitabı (Şi King) Şiirin "Şi" si unutmamamız için yeterli *Törenler Kitabı (Li King) yine farklı yol izleyelim ve Jet LI diye bir karatecinin öldüğünü ve onun adına tören yapıldığını düşünelim *Ilkbahar ve Sonbahar Yıllıkları (Şun Kiyu King) dikkat ederseniz diğer kitap isimlerine göre burada bağlacı saymazsak üç kelime var böyle akılda kalabilir *Mensiyüs ün Sözleri (Mong Tse) Mensiyüs ün M si ile Mong un M sinden çağrışım yapabiliriz => Çok ince bir hafıza tekniğim daha var arkadaşlar. Sintoizm deki tanrıların sembolleriyle ilgil; Güneş tanrıçası Amaterasu bildiğiniz gibi Yamato kabilesinin kamisi olarak baş kami sayılıyor. Simgesi ise sekiz köşeli ayna. Niye sembolü ayna? Çünkü bu tanrıça hepsinin başı olduğundan kendini çok beğeniyor ve her fırsatta soluğu aynanın önünde alıyor. Gıda tanrısı Inari nin simgesi tilki. Tilki gıdaları çalarak mideye indiriyor da ondan. Fırtına ve deniz tanrısının adı Susanova. Adının Susanova olma sebebi deniz tanrısı olduğu için dili damağı kuruyor ve çok susuyo zavallıcık. Simgesi de kılıçmış. Saçma ama elindeki koca kılıçla fırtına çıkarmaya çalışıyor terbiyesiz şey ne olacak => Hinduizm ve bu dinden cikan dinlerin itikadina göre reenkarnasyona ugrayan sahislarin bu hale ugramalarindaki sonsuz gidiş gelis döngüsüne samsara deniliyordu. Bu kavramı unutmamak için samsarayi sansara benzetebiliriz. Sansar iki de bir gidip gelerek yaramazlik yaparak erzagimizı çalmış bizi aç bırakmış. Ben de şrutisdeki vedaları RUSYA olarak kodladım Rig veda Sama veda Yacur veda Atharva veda smritileri de PeDeRiM OLARAK Puranalar Dharma-şatralar Ramayanalar Mahabharatalar vedalardaki 3 tanrı da USA amerika yani Usaş(şafak) Surya(güneş) Agni (ateş) kast sistemi de Bu KoVa Şu Brahmanlar Kşatriyalar Vaişyalar Şudralar mokşayı gerçeklerştirmek için izlenen 3 yol da BaCaK Bhakti-marga Cnana marga(ben canan diyorum Karma marga CAYİNZMDEKİ 5 BÜYÜK YEMİN DE KASABA DEĞİL ASABA Ahimsa Satya Asteya Brahma Aprigraha.... YAşAYAN DÜNYA DıNLERı DERSı KONU ÖZETLERı MECUSıLıK VE SÂBıÎLıK 5.ÜNıTE Mecusilik: Zoroastrionizm – Zerdüştlük ateş kültüründen dolayı “ateşperestlik” kökenli dinsel gelenektir.*ıran ‘daki Gabarlar ve Hindistan vs. Parsiler Mecusi geleneği temsil eder.*Mecusi ismi eski ıran toplumsal sınıfı ifade eden Mecuş’tan gelir. Zerdüşt: annesi Dugdova babası Poyruşaspa’dır.20 yaşında evlenen Zerdüşt’ün ışatyastra adlı bir oğlu ve 3 kızı olmuştur.*30 yaşında ibadet için nehirden su alıp çıkarken Tanrı’nın meleği Vohu Manah gelip ilk vahiyleri kendisine iletmiş ve kendisini kutsal ruh Ahura Mazda’ya götürmüştür.*Zerdüş yaşadığı dönem çok tanrıcılığa karşı tek tanrıcılığı ile elçi olarak göreve başlamıştır.*ınanç yayma çabasına ilk kuzeni inanmıştır.*Kral Viştaspa’nın ülkesine göç etmiş,Viştaspa’nın Zerdüşt’ün öğretisini kabul etmesi dönüm noktası olmuştur.*Zerdüşt Turanlıların Viştaspa’yla yaptığı savaşta Viştaspa’nın yenilmesiyle Zerdüşt ölmüş ya da öldürülmüştür.*Annesi 15 yaşında Zerdüşte mucizevi şekilde hamile kalmış, Zerdüşt gülerek doğmuş, Tanrı Ahura Mazda ile konuşmuş, kutsal ateşi bulmuştur. Mecusiliğin Tarihsel Gelişimi: 1) Zerdüşte’le başlayan tek tanrı Mazda’yı öne çıkaran monoteizm inancını içeren dönemdir. Çok tanrıcılık, pagan kültüne karşı çıkılmış, Peygamber Zerdüşt’ün Ahura Mazda’dan aldığı öğreti savunulmuştur. *Daryüs zamanında ıran dışı Anadolu ve Avrupa’da Zerdüştlük yayılmaya çalışılmıştır.*Kral Cyrusi tanrının Çobanım veya Mesihim iltifatına mazhar olarak anılır.*Ahura Mazda’nın tek tanrı olarak öne çıktığı monoteist yapı Mazdaizm’dır. *Ahamenidler Döneminde Magianlar (mecuş) bunlar arasındadır.*Mecüşler Zerdüştlüğün Ortadoks olmayan tarafıdır,Sasaniler döneminde Mecusilik düalist yapısıyla dikkat çeker.*M.S 272’de ımparatorluk Başrahibi Kartir’in göreve gelmesiyle Mecusilik resmi din ilan edilmiş.*Sasanilerin yıkılıp ıslam’ın gelmesiyle Mecusilik gerilemiştir.*Müslümanlar Mecusilere Zımmi muamelesi yapmışlardır.Hz.Muhammed’de Yemen ve Hecer Mecusilerine kadınlarıyla evlenmemek, kestiğini yememek şartıyla cizye bağlanmasına izin vermiştir.*1600’de Parsi Rahip Bahman Kıssa i Sancan’ı yazmıştır.*Mecusiler Gujerat’a yöneticilerin dinsel ihtiyacını açıklamak,silah taşımamak, Hint elbisesi giymek ve evlilik törenini akşam yapmak şartıyla yerleşmişlerdir.*Gujerat Parsi toplumu 5 bölgeye; Sancarlar,Bhagaryanlar,Godavralar,Bharuchalar,Kham battalar ‘dır.*Daryüs zamanında imparatorluk sınırı genişledi,Perslerin Asur ve Babil mirasına konmasıyla Zerdüştlük burada da yayıldı.*Bu dönemde Mitra kültürü ön plana çıkarıldı. Mecusilik ne zaman düalist bir karaktere büründü? Sasaniler Döneminden itibaren, iyiliği temsil eden Ahura Mazda ile kötülüğü temsil eden Angra Meinyu düalitenin 2 zıt kavramıdır. AVESTA: Mecusiliğin kutsal metnidir, bölümleri;Yansa,Visperad,Yaşt,Videvdat (Vendidat), Hurda Avesta olarak adlandırılır.En eski metinler Yasna’da bulunur.*Orijinal Avesta 12.000 öküz derisi üzerine altın mürekkeple yazılmıştır, biri şiz kraliyet ailesinde , diğeri Stakhr arşivinde bulunur.*Avesta’nın derlenmesi Arsakid kralı Valkas ve Sasani hanedanı kurucusu Ardeşir Papakan başlatmıştır, kral 2. şapur döneminde tamamlanmıştır.*Zend Mecusi rahiplerin Avestayı yorumlamak üzere yazdığı metinler. ınanç Esasları: ılk evrensel tektanrıcılığı hakimdir.*Parsiler Ahura Mazda’nın her şeyi bilen her şeye gücü yeten rab olduğuna inanırlar.*Peygamber Zerdüşt, Ahura Mazda’nın üstünlüğünü savunmuştur.*Zerdüşt varoluşun varlığını 7 asli varlıkla açıkladı. Ahura Mazda önce kendi kutsal ruhu Spenta Mainyu ile diğer 6 varlığı yarattı. Ameşa Spenta (Kutsal ölümsüz) adlandırılan 6 varlık;Vohu Manah ( ıyi düşünce), Aşa Vahişta (ıyi gerçek) Spenta Armaiti ( ıyi Sadakat) , Khşartrha Vairya (cazip hükümranlık) Haurvatat ( Bütünlük) ve Ameratat (ölümsüzlük)tür. *Bunlardan sonra yazatalar-tapınmaya değer diğer ilahi varlıklar Apam Napat, Sraoşa, Aşi ve Gueş Urvan vs. varolmuştur.*Zerdüşt, iyilikle (aşa) kötülüğün (drug) ahlaki boyutta varlığına inanmış,kötülüğe yneliş yüzünden kötülüğün çıkacağını savunmuştur.*Kötü ruhlar arasında en başta gelen Angra Mainyu’dur. Kötü karakter taşıyan ruhlara Daevalar ( devler) , Aşa’yı (iyi) tercih edenlere Ahuralarterimi kullanılmıştır.*Zürvan’ın iyi kötü dağıtıcısı, kaderin efendisi olduğuna inanılır. Ahura Mazda ve Angra Mainyu’nun Zürvan ‘ın yarattığı 2 kardeş olduğuna inanılır.*Ahura Mazda ve Angra Mainyu Sasani ve sonrası ortaya çıktı.*Ohrmazd- kudret ve iyilikle çevrili ışık dünyasında, Ehrimen karanlıkla çevrili çukurda yaşıyordu.*Ahura Mazda yaratmayı ruhsal menog sonra maddi (getik) olarak 2aşamada yaratmıştır.*Yeryüzüyle ilgili yaratılış Ahura Mazda’dan sudûr eden 7 asli varlıkla ılişkili.Vohu Manah- sığırın, Aşa Vahişta-ateşin, Khsatra Vainya- metallerin,Spenta Armaiti-toprağın, Ameretat- Bitkilerin,Haurvatat-suyun efendisi olarak görülür.ınsanın Spenta Mainyu’nun koruması altında olduğuna inanılır.*Gayomart yeryüzünün oğlu olarak tanımlanır.*Mecusilikte tanrının yarattığına inanılan kainat kötü değildir,bu açıdan Mecusilik düalizmi Sabilikten ayrılır. *Mecusilikte kozmik zaman; 3 dönemde ele alınır. 1)ılk zaman yaratılış dönemini içerir. Tanrı yeryüzünü, varlıkları ve yaratıcı iyilik sembolü boğayı bu dönem yaratmıştır. 2) Kötü tanrı Angra Mainyu’nun saldırısı başlamış, iyilik- kötülük arası mücadele dönemidir. 3)Kötülüğün yok edilmesi, iyilik- kötülüğün ayrılma dönemidir.*Mecusilikte peygamberliğin Zerdüşt sonrası devamına inanırlar..*Ölüm sonrası ruh sorgudan geçirilir,iyilik baskın olursa Çinvat (ayrışma köprüsü)genişler, kötülük baskın olursa daralır. * Fravaşi öğretisine göre yeryüzündeki maddi varlık geçicidir, aslolan ruhun ilahi âlemde bedenle birleşmesidir.Cehennem Agra Mainyu tarafından yönetilir, arınma yeridir;sonra cennete gideceklerdir.*Mecusilikte ateş tapınma objesi değil,tanrısal saflık, iyilik, temizliğin simgesidir. Ateşe çöp vs kirli şeyler atılamaz, kirletilemez. *Ataş Vahram (Bahram) 24 saat yakılı tutulan önemli kutsal ateştir. *Mecusiler ateşe tapmazlar, onlar ateşi iyilik, güzellik sembolü olarak görürler..Mecusilikte Ahura Mazda nasıl tanımlanır?Herşeyi bilip gücü yeten tek Rab’dır.Tüm varlıklar Ahura Mazda’dan zuhur etmiştir.Temel ıbadetleri: ahlak sistem özünü “humuta,hukhta,huvarşta” yani “iyi düşünce, iyi söz, iyi davranış” esasına dayanır.*5 vakit dua; güneş doğarken,öğlen tepedeyken,öğleden sonra, güneş batarken ve gece .günlük ibadetleri arasında önemlidir.*Doğum, evlilik, cenaze töreni dini olay gibi değerlendirilir,doğum sonrası bebeğe kutsal hom suyu verilir. *Navcot törenlerinde çocuklar dualarla kutsal kuşak Kusti’yi takarlar.*Yıllık kutlanan 7 bayramdan en büyüğü ve önemlisi No Ruz (Nevruz)’dur. Ateşin efendisi Aşa Vahişta’ya atfedilmiştir.Diğer 6 bayram ( Gahambar) denir. Sonbahar hasat zamanı Mehregan (Mihrican) kutlanır.*Haoma içeceğinin kişiye ölümsüzlük kazandıracağı belirtilir.*Mecusiler ruh bedenden ayrılınca ceset kirli sayılır,onu toprağa gömmek, ateşte yakmak gibi temiz toprak ve ateşi kirletmesine izin vermez. *Kirli şeyleri temizlemek için 3’lü metot;sığır sidiğiyle yıkanır,toprakla kurulanır,sonra su ile durulanırdı.*Kan vs şeyler kir unsuru kabul edilir; adetli kadınlar dışlanırdı.*Kuyruğu için beyaz boğa besler, domuz ve sığır eti yemez ,tek evlilik yaparlar. Mecusilikte Din Adamları ve Mabet: En önemlisi (Meci) Mecuş,diğerleri Erbad (Herbad), Mobad, Bagnapad’dır.Mobad ateş tapınağındaki rahiplerdir,En yüksek dereceli rahip Dastûrân ismiyle anılır.Rahipler beyaz giyerler.*Ateşgede tapınakları kutsal mekanlarından biridir,3 Kutsal ateş; Ataş Bahram (en kutsalı) , Ataş Adaran, Ataş Dadgah’tır. SÂBıÎLıK: 3 ayette ( Bakara 62; Maide 67;Hac 17) Sabiîlerden isim olarak söz edilir. *Sabiîler kendi dinine mensup cemaat üyelerini MANDAYYE (Mande, bilenler, arifler olarak adlandırır.) * ılmi ve otoritesiyle ayrıcalıklı olanları NASURAYYE (Nasuralar doğru inancı koruyup gözetenler) olarak adlandırırlar.*Batılı araştırmacılara göre Sabiîliğe Mandaizm de denir.*Sabiîlerden bahsedilirken yıldız, gezegene tapanlar diye bahsedilir; ama bu Sabiîlerin özelliği değildir.*Dinlerinin Hz.Adem ‘le başlayan ilk din olduğuna inanırlar. *Büyük bir önder ve ışık Peygamberi olarak Hz.Yahya’yı görürler.Kutsal Metinleri: Yazılı metinler ve sır metinleri diye 2’ye ayrılır.*Sabiî kutsal kitapları Ginza, Draşya d Yahya, Kolasta’dır.GıNZA; Adem’in kitabı diye adlandırılır,Dua , teoloji, mitoloji, ölüm sonrası hayatla ilgilidir. DRAşYA D YAHYA; Yahya’yı konu alır.KOLASTA; (Koleksiyon-övgü) gusül, yemekler vs.ibadet ve dualarla ilgili uygulamaları konu edinir.*Esoterik kitaplar; yalnızca rahipler ve rahip adayları kullanır,mitolojik tasavvurları ele alır.*Kutsal metin dili Mandence, günlük dili Arapça’dır. Sabiîliğin temel kutsal kitapları? Ginza, Draşya d Yahya, Kolasta.Temel ınanç Esasları: Gnostik Düalizm egemendir.Bir tarafta ışık alemi, diğer tarafta karanlık alemi bulunur. Işık aleminin başında” Yüce Hayat, Kudretli Ruh”,gibi isimle anılan Malka d Nhura bulunur.Bu alem yokluk, eksiklik vs uzaktır.Işık aleminin ( Hayye) prensibinden oluştuğu ifade edilir. Karanlık aleminin yokluk , eksiksizlik ve düzensizliği ifade eden kaos “Kara su” dan oluşmuştur. Alemin başında “ Ur yada Büyük Canavar” diye adlandırılan Malka d Hşuka bulunur.*Ruha, alemin yaratılışında kötü varlıkları harekete geçirmesinde Malka d Hşuka’yı kışkırtan dişi figürdür.*Yuşamin, Abatur, Ptahil karanlık alemine atılmış varlıklardır.*Sabiîlere göre kurtuluş yalnız ruh için geçerli, beden bu dünyaya aittir.Kurtuluşun tek yolu “manda-hikmet” ilahi kurtarıcı bilgiye ulaşmaktır.Bu bilgi kazanılan değil, bahşedilen bilgidir.*Mehdi Praşay Ziva ( “son savaşçı, son kral”) dır.Ahlaki kötülüklere son verir.Sabiîliğin insan anlayışında ruh, beden ve nefs ayrımına dayalı parçacı insan tasavvuru yer alır. Sabiî düalizmin en çarpıcı özelliği? Işık ve karanlığa dayalı düalite oluşturmak.Maddi evren ve insan bedeni bizatihi kötü,iyi olan ışık alemine ait ruhtur.Temel ıbadetleri: ıbadetlerini MANDı önünde yaparlar.*ıbadetleri içinde en önemlisi boy abdesti, vaftizdir. *MASBUTA,TAMAşA,RışAMA 3 çeşit temizlenme var.MASBUTA; boy abdesti vaftiz gözetiminde akarsuya dalıp çıkmakTAMAşA, rahibe gerek duymadan kendi başına 3 kez nehire girip çıkmak.RışAMA; ıslam’daki normal abdeste benzer. *Sabiîlikte ayin yemekleri de önemli en önemlisi; Masiqta törenidir.Ölen kişinin ruhunun gözetim evinden hızla geçip ışık alemine ulaşmasıdır.*Ayin yemeği hazırlık aşamasında güvercin ve koç kurban edilir. *Yılın belli gün ve saatlerini uğursuz (mbattal) kabul ederler.*En önemli bayramları beş günlük kutladıkları Panja ( Parvania) bayramıdır.Sabiî Din Adamları ve Mabet: Vücutça kusursuz,sağlam, soyunda dinden dönen kimse olmayan herkes rahiptir. *Rahipler evli olmalı, rahiplik babadan oğla geçer.*Rahiplikteki en yüksek tabakaya “Riş’ama” denir.*Ganzibra’lık yöresel başrahiplik görevidir. *Normal rahipler Tarmida, yardımcı rahipler Aşganda adı verilir.*Sabiîlikte dine kabul töreni yoktur,dışarıdan birinin (Sabiî anne ve babadan doğmayan) Sabiî olması mümkün değildir.
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Yaşayan Dünya Dinleri Medineweb 4-5-6 Ünite özetleri | makbergülü | Yaşayan Dünya Dinleri | 1 | 04 Mayıs 2021 11:40 |
Yaşayan Dünya Dinleri Kısa Özetler | nurşen35 | Yaşayan Dünya Dinleri | 0 | 23 Temmuz 2019 01:08 |
Yaşayan Dünya Dinleri 1/10 Ünite Özetleri 2018/Medineweb | nurşen35 | Yaşayan Dünya Dinleri | 5 | 07 Nisan 2018 23:50 |
yaşayan dünya dinleri test 1./5.ünite | makbergülü | Yaşayan Dünya Dinleri | 6 | 17 Nisan 2014 09:46 |
İlahiyat Önlisans 2.Sınıf Yaşayan Dünya Dinleri ünite özetleri | Milena | Yaşayan Dünya Dinleri | 20 | 07 Nisan 2014 20:27 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|