|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Altan,Açılış Tarihi: 10 Şubat 2012 (12:57), Konuya Son Cevap : 22Haziran 2016 (00:09). Konuya 2 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
10 Şubat 2012, 12:57 | Mesaj No:1 |
Zekât Islâm’in Köprüsüdür Zekât Islâm’in Köprüsüdür Malî bir ibadet olan zekât, Islam’in bes temel esasindan biri olup; hicretin ikinci senesinde, oruçtan önce farz kilinmistir. Önemine binaen, Kuran-i kerimde otuziki yerde namazla birlikte zikredilmistir. Zekât, lügatte; artis, temizlik ve bereket demektir. Islam’da ise, dinen zengin olan kimselerin; mallarinin belli bir miktarini, ihtiyaci olan müslümanlara zekât niyetiyle vermeleri mânâsina gelir. Fakirin hakki çikarilarak mali, cimrilik kirinden arindirarak da sahsi temizledigi ve malda berekete sebep oldugu için bu ibadete zekât denilmistir. Kuran-i kerimde söyle buyurulmaktadir: “Onlarin mallarindan zekât al ki, bununla onlari temizleyesin ve arindirasin.” (Tevbe: 103) “Siz hayir yolunda ne harcarsaniz, Allah onun yerini doldurur.” (Sebe: 39) Ayrica mali temizleyip sihhat ve kemaline sebep oldugu ve kisinin imanindaki sadakat ve olgunlugu gösterdigi için zekâta sadaka da denilmistir. Bir seyin önemi, insanligin ona olan ihtiyaci ve te’min ettigi fayda ile ölçülür. Zekâtin; zekât veren, zekât alan ve zekat alinip verilen toplumda sagladigi faydalar gözönüne alindiginda, onun ne derece büyük bir ehemmiyet ifade ettigi kendiliginden ortaya çikar. Zekât, her seyden önce kulun, Allah’in emrine itaat edip, kullugunu göstermesinin en güzel nisânesidir. Çünkü, zekât vermeyi Allah emretmistir. Kulun vazifesi; Rabbi tarafindan emrolundugu seyi, yapmaktir. Müslüman; sevdigi, inandigi Rabbi’nden aldigi emri; caninin yongasi olan malini hiçbir maddi karsilik beklemeden vererek yerine getirir. Zekât, Allah’in nimetlerine karsi bir sükrandir. Müslüman söyle düsünür; elimdeki bu servet, bana yüce Allah’in bir ihsanidir. Nice insanlari vardir ki, benden daha güçlü ve daha bilgili olduklari halde bu mal varligindan yoksundurlar. Dolayisiyla yüce Mevlâ’nin nimetlerine karsi sükretmek gerekir. Iste bu sükür, farz olan zekâtin ödenmesiyle yerine getirilmis olur. Müslüman, böylece sükür vazifesini yerine getirirken, ayni zamanda malinin bereketlenip artmasini saglayacak önemli bir is de yapmis olur. Çünkü ayet-i kerimede buyuruluyor ki: “Eger sükrederseniz, ben nimetlerimi daha da artiririm, ama nankörlük ederseniz, haberiniz olsun ki, azabim pek siddetlidir!” (Ibrahim: 7) Bir hadisi serifte de: “Mallarinizi zekâtla koruyunuz, hastalarinizi sadaka ile tedavi ediniz, bela dalgalarini da dua ile karsilayiniz.” (El-Cami’us-Sagir, hadis no: 3728) buyurulmaktadir. Zekât; mü’minlerin Allah sevgisini, mal ve servet sevgisinden üstün tuttuklarinin güzel bir göstergesidir. Çünkü, zekâtini veren kimse, hiçbir maddi karsilik beklememektedir. Bunu, sadece ibadet niyetiyle Allah rizasi için yapmaktadir. Binaenaleyh zekât vermek, “Ey müminler! Mallariniz ve çocuklariniz sizi, Allah’i anmaktan alikoymasin, böyle olanlar hüsrana ugrayanlardir.” (Münafikun: 9) ayet-i kerimesinin isaret ettigi mânâyi gerçeklestirir. Zekât, çok kuvvetli bir iman alametidir. Öyle ki, müminlerle savsan müsrikler, tevbe edip namaz kilmalari ve zekât vermeleri halinde, savas hali kalkar ve o kisiler müminlerin din kardesi olurlar. Allahü Teala söyle buyuruyor: “O halde, hürmetli aylar çikinca, artik öbür müsrikleri buldugunuz yerde öldürün; onlari yakalayip esir edin, onlarin geçebilecegi bütün geçit baslarini tutun. Eger tevbe eder, namaz kilar ve zekâti verirlerse, onarli serbest birakin. Allah’in magrifeti ve rahmeti boldur.” (Tevbe: 5) Zekât, muhtaçlar açisindan da son derece önemlidir ve onlar için çok büyük bir garantidir. Çünkü zekâtin kimlerden alinip kimlere verilecegi, bizzat Kur’an-i kerimde açikça belirtilmistir. Bunu hiçbir kimse degistiremez. Yâni bu fon, sadece muhtaçlar için kullanilir. Zenginlerin alabildigine lüks ve sefahate dalmalari, yoksul ve muhtaçlari düsünmemeleri; geçim darligi çekenlerin, kendilerine kiskançlik ve kin duymalarina sebep olur. Bunun neticesi olarak da toplumlarda sosyal patlamalar, huzursuzluklar, sinif kavgalari ve isyanlar görülür. Iste zekât, bütün bu menfi hadiselerin önünde güçlü bir set ve dara düsenleri koruyan güzel bir sosyal güvencedir. Zekât, insanlar arasindaki dayanismanin saglanmasina yardimci olur. Zenginlerle fakirler arasindaki mesafeyi daraltir. Fakirlerin gönüllerinde, zenginlere karsi dogabilecek kiskançlik ve kin atesini söndürür. Peygamber efendimiz, “Zekât, Islam’in köprüsüdür.” (El-Câmi’us-Sagir, hadis no: 4589) Su düsünülmelidir ki, insanin elde ettigi nimet üzerinde, yasadigi çevrenin çok yünlü etkisi vardir. Eger o zengin böyle bir çevrede yasamamis olsaydi, bu mal varligini kazanabilecek miydi acaba? Iste bu bir iyiliktir. Bu iyilige karsi tesekkür de, o çevredeki yoksul ve perisan insanlara yardim elini uzatmaktir. “Zenginlerin mallarinda fakir ve yoksullarin hakki vardir.” (Zâriyat: 19) mealindeki ayet-i kerime, bizlere bu gerçegi anlatmaktadir. Kalplerde büyük bir yer tutan mal-mülk sevgisi, insani yüksek duygulardan yoksun birakir, insani bazen fena isler yapmaya sürükler. Zekât sayesinde ise, kalbin bu zararli duygusuna ve meyline direnilmis olur, nefis de cimrilikten kurtulmus olur. Zekât, ayni zamanda müslümani tembellikten kurtarir. Çünkü efendimiz aleyhisselam, “Veren el, alan elden üstündür,” (El-Cami’us-Sagir, hadis no: 10027) buyurmakla, veren el olmamizi tavsiye etmektedir. Dogal olarak veren el olabilmek için de, çalisip kazanmak gerekir. O halde, çalisma gücü olan müslümanlar, yoksulluktan kurtulmak ve zekât alan degil, zekât veren olmak için, mesru olan her çareye basvurarak zengin olmaya gayret edeceklerdir. Tüm Okuyanlarda ALLAH Razı Olsun | |
Konu Sahibi Altan 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Zekât Islâm’in Köprüsüdür | Zekat-İnfak | Esma_Nur | 2 | 2342 | 10 Şubat 2012 12:57 |
26 Temmuz 2014, 18:24 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 | Cevap: Zekât Islâm’in Köprüsüdür Bir müslüman, zekat vermeyi vazife bilmez, farz olduğuna inanmaz , vermediği için üzülmez ve günaha girdiğini bilmezse, imanı gider. Senelerce zekat vermeyen bir kimsenin zekat borçları birikerek bütün malını kaplar. Bu kimse malı kendinin sanıp, müslümanların o malda hakkı olduğunu hatırına bile getirmez. Tevbe Suresi 35. Ayeti kerime'de mealen; '' Zekatı verilmeyen mallar , paralar, Cehennem ateşinde kızdırılıp, sahiplerinin alınlarına , böğürlerine, sırtlarına mühür basar gibi bastırılacaktır'' buyurulmuştur. Zadül-mukvin kitabında diyor ki; Eski alimler yazmış ki, beş şeyi yapmayan beş şeyden mahrum olur; 1. Malının zekatını vermeyen, malının hayrını görmez. 2. Uşrunu vermeyenin, tarlasında, kazancında bereket kalmaz. 3. Sadaka vermeyenin vücudunda sıhhat kalmaz. 4. Dua etmeyen, arzusuna kavuşamaz 5. Namaz vakti gelince, kılmak istemeyen, son nefeste kelime-i şahadeti getiremez. Din büyükleri buyuruyor ki; '' Ey insan, dünyanın zevk ve sefası peşinde daha kadar koşacaksın? Bu kıymetli ömrü haramdan mal yığmakta, ne zamana kadar ziyan edeceksin? İslamiyetin emir ve yasaklarına aldırış etmezsin! Azrail aleyhisselamın gelip canını zorla alacağı, ecel arslanı pençesini sana takacağı, can verme acılarının başına geleceği, şeytanın imanını çalmak için kasdedeceği, dostlarının vah vah öldü, siz sağolun, diye evladına taziye edecekleri vakti düşün! Ayrılık sesi gelip, bize yarayan bir şey yapmadın, hep beğenmediklerimizi işledin, diyecekleri zamandan korkmuyor musun? '' Ey ademoğlu! benim malım benim malımdersin. O maldan senin olan, yiyerek yok ettiğin, giyerek eskittiğin ve Allah için vererek, sonsuz yaşattığındır'' Alıntı... |
22Haziran 2016, 00:09 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 4458 Üyelik T.:
19 Ekim 2008 |
Müslümanların birbirine yardımları, ancak zekât köprüsü üzerinden geçmekle yapılır. Zira yardım vasıtası, zekâttır. İnsanların hey`et-i içtimaiyesinde intizam ve âsâyişi te`min eden köprü, zekâttır. Âlem-i beşerde hayat-ı içtimaiyenin hayatı, muavenetten doğar. İnsanların terakkiyatına engel olan isyanlardan, ihtilâllerden, ihtilâflardan meydana gelen felâketlerin tiryâkı, ilâcı muavenettir. Evet zekâtın vücûbu ve ribanın hürmetinde büyük bir hikmet, yüksek bir maslahat, geniş bir rahmet vardır. Evet, eğer tarihî bir nazarla sahîfe-i âleme bakacak olursan ve o sahifeyi lekelendiren beşerin mesâvisine, hatâlarına dikkat edersen, hey`et-i içtimaiyede görünen ihtilâller, fesadlar ve bütün ahlâk-ı rezîlenin iki kelimeden doğduğunu görürsün: Birisi: "Ben tok olayım da, başkası açlığından ölürse ölsün bana ne." İkincisi: "Sen zahmetler içinde boğul ki, ben ni`metler ve lezzetler içinde rahat edeyim." Âlem-i insaniyeti zelzelelere mâruz bırakmakla yıkılmağa yaklaştıran birinci kelimeyi sildiren ancak zekâttır. Nev`-i beşeri umumî felâketlere sürükleyen ve Bolşevikliğe (Komünizme) sevkedip terakkiyatı, âsâyişi mahveden ikinci kelimeyi kökünden kesip atan, hürmet-i ribâdır. Arkadaş! Hey`et-i içtimaiyenin hayatını koruyan intizamın en büyük şartı, insanların tabakaları arasında boşluk kalmamasıdır. Havâs kısmı, avâmdan; zengin kısmı, fukaradan hatt-ı muvasalayı kesecek derecede uzaklaşmamaları lâzımdır. Bu tabakalar arasında muvasalayı te`min eden zekât ve muavenettir. Halbuki vücûb-u zekât ile hürmet-i ribâya müracaat etmediklerinden, tabakalar arası gittikçe gerginleşir, hatt-ı muvasala kesilir, sıla-yı rahîm kalmaz. Bu yüzdendir ki, aşağı tabakadan yukarı tabakaya ihtiram, itâat, muhabbet yerine ihtilâl sadâları, hased bağırtıları, kin ve nefret vâveylaları yükselir. Kezalik; yüksek tabakadan yukarı tabakaya merhamet, ihsan, taltif yerine zulüm ateşleri, tahakkümler, şimşek gibi tahkirler yağıyor. Maalesef, tabaka-i havâstaki meziyetler, tevâzu` ve terahhuma sebeb iken, tekebbür ve gurura bâis oluyor. Tabaka-i fukaradaki acz ve fakirlik; ihsan ve merhameti mûcib iken, esaret ve sefaleti intâc ediyor. Eğer bu söylediklerime bir şâhid istersen âlem-i medeniyete bak, istediğin kadar şâhidler mevcuttur. (İşârâtü`l-İ`caz)
__________________ Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım... Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE.... |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Zekat Kimlere Verilir, Zekat Verilecek Yerler/Muhsin İyi | muhsin iyi | Zekat-İnfak | 1 | 13 Şubat 2019 08:06 |
Zekat ve zekat verilecek mala yönelik hükümler | enderhafızım | Zekat-İnfak | 0 | 05 Temmuz 2012 14:59 |
Hayata hükmetmeyen ,islam islam değildir. | bilinmez | Videolar/Slaytlar | 0 | 22 Şubat 2012 20:24 |
Kur'andaki ZEKAT, mesheplerdeki ZEKAT.... | HALUK GÜMÜŞTABAK | Makale ve Köşe Yazıları | 1 | 23 Aralık 2010 22:00 |
Zekat | NUR | Zekat-İnfak | 0 | 06 Eylül 2008 12:39 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|