Tekil Mesaj gösterimi
Alt 18 Mayıs 2012, 11:22   Mesaj No:2

HıFz

Avatar Otomotik
Durumu:HıFz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 18740
Üyelik T.: 18 Mayıs 2012
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 4
Konular: 1
Beğenildi:2
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Yaşayan Dünya Dinleri İlk 4 Ünite


YAŞAYAN DÜNYA DİNLERİ 2.ÜNİTE
HİNDUİZM-CAYNİZM

Hint yarımadasında ortaya çıkan ve bugün hem doğdukları yerde hem de dünyanın farklı bölgelerinde varlıklarını hala devam ettiren dört din: Hinduizm, Caynizm, Budizm ve Sihizm.

HİNDUİZM
*Sanatana dharma: Hinduların kendi dinlerini ifade etmek için kullandıkları isim. “sonsuz/ezeli yasa” anlamına gelen bu kelimeyle diğer büyük dinlerin aksine onun bir başlangıcının olmadığını ifade etmek isterler. Hintli olmayanlar arasında ise bu din için eski Fars dilinde “indus nehrinin doğu tarafında yaşayanlar” anlamına gelen Hindu (Sankritçe nehir) kelimesinden türeyen Hinduizm kullanılır.
* Hinduizm, dünyada varlığını devam ettiren en eski dindir.
* Hindistanın yüzde 80i bu dine tabiidir. Batı ülkeleride dahil olmak üzere Hindistan dışında da 45 milyondan fazla mensubu bulunur.
* Hinduizmi devlet dini ilan eden tek ülke : Nepal ( 18 milyon mensub)
* Hinduizm Tanrı inancını kendisi için merkezi olarak kabul etmediği gibi Tanrını doğası hakkında fikir yürüten sistematik bir teolojiye sahip değildir. Hintliler tek bir tanrıya inandıklarını düşünürken bile çoğunlukla birçok tanrıya tapıyormuş gibi görünürler.
* Herhangi bir şahsı kurucu olarak görmedikleri gibi, herhangi bir kutsal metni tek başına bağlayıcı kabul etmezler.
* Herhangi dini bir uygulamayı zorunlu görmedikleri gibi herhangi bir doktrini de dogma olarak kabul etmezler.
* Yakın zamanlara kadar hiç kimse, Hindu olarak doğmak dışında Hindu dinine giremezdi. Ancak, modern Hindu tanımı, eskiye nazaran nispeten genişledi. Hinduizm içinden çıkan yeni dini akımlar bu ülkeyle doğrudan alakalı olan bu dine, Hindu olarak doğanlarla aynı hakların verildiği batılıları da çekmeye başladı.

TARİHSEL SÜREÇ
*1) Hinduizm kaynaklarından en eskisi m.ö 4000-2200 yılları arası tarihlenen Harrapa Medeniyeti (İndus Vadisi Medeniyeti) kalıntıları. Hinduizmin tarih öncesi ilk dönemini temsil eder.
*2) Hinduizmin ikinci dönemini/safhasını yanlışlıkla Brahmanizm olarakta adlandırılan Veda Dini oluşturur. Veda döneminin genel olarak m.ö 2000-500’e kadar devam ettiği kabul edilir.
Veda dini, ana mekanları Belh civarı olan ilk Aryanlar tarafından ortaya konuldu. Bu dönemin dini hakkındaki kaynağımız, söz konusu dönem boyunca dini tutumlardaki dikkate değer bir evrilmeyi ortaya koyan Vedalardır. Bunlar, Hindistan’a gelip yerleşen Aryanlar tarafından derlenmiş, şekil ve muhteva bakımından birbirinden farklı Sanskritçe metinlerdir.
*3) m.ö 500 den m.s 500’e kadar ki on yüzyıllık dönem klasik Hinduizm dönemidir. Hinducu sentez olarak da adlandırılan bu dönem, bugün hala geçerliliğini muhafaza eden temel kavramların yerleştiği bir dönemdir.
Bu dönemde Vedalara bağlılığı ortodoksinin ölçütü kabul ettiler; dolayısıyla onları bir otorite olarak kabul etmeyenleri, yani Cayinist ve Budistleri heterodoks ilan ettiler. Bu ölçüt, Cayinist ve Budizm’in yollarına ayrı bir din olarak devam etmelerine yol açtı. Hinduizm için en önemli unsurlardan biri, teizmin ortaya çıkmasıydı. Vedalar döneminde nispeten önemsiz iki tanrı olan Şiva (kırmızı) ve Vişnu önemli hale geldiler.
Dönem hakkında iki önemli kaynak: Mahabharata ve Ramayana destanları.
*4) Hinduizm’in bir sonraki safhası, 6.yy.dan 19.yy.a kadar devam eden ortaçağ safhasıdır.
*5) “Yeni Hinduizm” diye adlandırılan ve 19 yy.da Batı modernizminin etkisiyle ortaya çıkan ve bir anlamda Hinduizm’i etnik bir din olmaktan evrensel din haline getiren hareketler ortaya çıkmıştır.

KURUCU ŞAHSİYET
Hinduizmin en temel özelliği kendisinin herhangi bir kurucuya dayandırılmamış olmasıdır. Onun kurucusunun bilinmezliğinin bir ifadesi olarak da sanatana dharma “ezeli hikmet” kelimesini kullanırlar. Ancak asıl ifadesini Vedalar’da bulduğundan ve Hindular Ortodoksluğu Vedaların kabul edilmesiyle eşanlamlı olarak kabul ettiklerinden, Vedaların kendilerine atfedildikleri kişileri bu dinin kurucuları olarak kabul etmek mümkündür.
Rşi = muni : hakikati gören, hakim kimse. Sessiz, derin düşünenler.
*Veda: görücüler ve bilgeler vasıtasıyla Yüce varlıktan sahih bir gelenekte geliyor olduklarından dolayı Agamalar diye adlandırılırlar.

KUTSAL METİNLERİ
(Genel kabul görmüş metinler anlatılmıştır. Hakkında bilgi verilen metinlerin, yegane Hint kutsal metinleri olduğu düşünülmemelidir.) Hindu kutsal metinleri iki gruba ayrılır. Şruti ve Smriti
1) “İşitilen ve görülen” anlamına gelen Şruti kategorisi içinde Vedalar
*Otoriteleri, Rşilerin, derin tefekkür ve vizyon yoluyla YüceVarlıktan almış oldukları inancından kaynaklanan Vedalar, insanlık tarihinin bize kadar gelen en eski metinleri olarak kabul edilirler.
*Sanskritçe “bilmek” anlamına gelen vid kökünden gelen veda “bilgi” anlamına gelmektedir.
*Vedaların en eski parçasını dört derleme oluşturur: Rig-veda, Sama-veda, Yacur-veda ve Atharva-veda.
Bunlardan en eskisi ve geniş olanı Rig-veda dır.
*Her veda üç bölümden oluşur.
a- Brahmanalar: Ayinler ve onların yerine getiriliş tarzı ile ilgili metinler
b- Aranyakalar: Geleneksel Hindu hayat tarzının üçüncü aşaması olan ormanlarda ikamet etme yemini edenlerin çalışmaları/onların okuyacakları eserler olup, kurban törenlerinin anlamını ve yorumunu ele alan metinlerdir.
c- Upanişadlar: Talebe-hoca arasında cereyan eden soru-cevap metinleri. Upanişadın anlamı: Üstadın dizinin dibine oturmak.

2) Smriti kategorisinde ise Puranalar, Ramayana, Mahabharata ve Dharma-Şastra’lar yer alır.
* Smriti: hatırlanan şey yada hafıza ve gelenek anlamına gelir. Bunlar Hint düşünesi için ikinci en yüksek otoriteyi temsil ederler. Bu metinler, bir Hindunun gündelik hayatını belirleyen şeyleri içerdiklerinden şrutiden daha önemlidirler. Üç ana gruba ayrılır. Hindin iki önemli destanı olan Ramayana ve Mahabharata’nın yer aldığı ithasa, Puranalar ve Dharma-şastralar.
*Mahabharata’nın bir alt bölümünü meydana getiren ve “Bhagavat-gita” adlı bölüm, Mahabharata’dan daha çok tanınmış ve dünyanın bir çok diline çevrilmiş bir metindir.
*Puranalar, Hintle ilgili bayramlar, kast yükümlülükleri ve hac yerleri gibi konuları içerir.
*Dharma-şastralar, farklı zaman ve mekanlarda dini hükümlerin nasıl uygulanacağı, insanların bu dünyada yaptıklarının sonucu olarak yeniden doğumlarının nasıl olacağı gibi hususlarda Hindulara yol göstermek için derlenmiş metinlerdir.
*İki binden fazla olan dharma-şastraların tartışmasız en etkili olanı Manu Yasaları (Manu Smriti) dir.

İNANÇ ESASLARI
Hinduizmin tespit edilmiş, Hıristiyan credosu ya da İslam’ın amentüsüne benzer türden bir inanç sistemi/esasları yoktur. Ancak, ayırt edici özellikleri olduğu kabul edilen bir takım düşünceler ve inançlar vardır.
*Hinduları 330 milyon tanrıya tapar. Bu sayı, yüce güçlerin sayısının tasavvur edilemeyecek kadar yüksek olduğuna işaret eder. Sanskritçe de tanrı anlamına gelen “deva” ya da “devata” kelimeleri bütün yüce güçler ve Hindular tarafından deva sıfatıyla onurlandırılan önemli insanlar için serbest bir şekilde kullanılır.
*Deva, alışılmamış ve sıradan olmayan bir şey ifşa eden, güç ve etki uygulayan, faydalı ya da zararlı olan her şeydir.
* Vedalar, 11 yeryüzüne, 11 göklere ve 11 de ikisi arasındaki havaya ait olan 33 tanrıdan söz ederler. Agni (ateş), Surya (güneş) ve Uşas (şafak) devalar olarak zikredilir.
*Vedalar, Aryan halkının güçlü koruyucusu olan “Indra” ya yönelik ilahileri içerir.
*Hinduların çoğu, ilahlardan birini işta devatası (kişisel tanrısı) olarak seçer. Bu ilahlar onların dindarlığının ve ibadetinin odağı haline gelir. Farklı insanların farklı ilahlar seçmesi benzersiz bir politeizm meydana getirir.

*Hinduizm’in diğer inançları; kast sistemi, karma, samsara, reenkarnasyon (tenasüh/ruhgöçü) ve mokşa. (en önemlileri.)
* Kast Sistemi: Portekizce “saf, temiz” anlamına gelen castadan türer.
Hint toplum yapısının zamanı bilinmeyen bir andan beri devam eden dört kastı (çatur varna):
1) Brahminler: Vedaların kutsal sözlerinin gözeticileri
2) Kşatriyalar: Savaşçılar ve yöneticiler
3) Vaişyalar: Çiftçiler, zanaatçılar, iş adamları
4) Şudralar: Hindu toplumunun temelini oluşturan yoksul işçiler, hizmetçiler ve köleler.
*İki kez doğanlar diye de adlandırılan ilk üç kast asıldır ve dördüncüsü kast dışı olarak kabul edilir. Kast sisteminin dini bir kökenle açıklanmaya çalışılmasının yanı sıra, insanların içinde doğdukları kastları da dini gerekçelerle açıklanır. Bu durumları, onların geçmişte yaptıkları işlerin (karma) bir sonucudur. Kast dışı olanların orada bulunmaları geçmiş hayatlarında kötü işler yapmaları olduğu gibi, bir kişinin Brahmin ya da Kşatriya olarak doğmasının sebebi de önceki yaşamında iyi işler yapmış olmasıdır.
*Karma: İş, eylem, amel anlamına gelir. Kişinin geçmiş yaşamında ve şimdiki yaşamında yaptıkları eylemler.
* Ruhun, bedende olarak yaptığı işlerin sonucuna uygun olarak yeni bir bedende dünyaya gelmesine “reenkarnasyon”, bu sonsuz gidiş geliş döngüsüne de “samsara” denir.
* İnsanların öldükten sonra, ölüm-yeniden doğum döngüsünden (samsara) kurtulmaları ve bir daha başka bir bedende yeniden bu dünyaya gelmemelerine “mokşa” denir.
Hindu dini ve felsefi hareketlerin ortak hedefleri mokşayı gerçekleştirmeye yöneliktir.

İBADETLERİ
*Hedefi manevi ilerlemeyle maddi ilerlemeyi sağlamak olan Hinduizm’deki ibadet (puja), ferdi bir tecrübe olduğu için daha çok bireysel bir faaliyettir.
*Toplu ya da cemaat olarak ibadet, Hinduizm’in doğasına yabancıdır.
*Mabet ibadeti zorunlu değildir.
*Hindu ibadeti evde yapılanlar ve mabette, hususi vesilelerle yapılanlar olmak üzere ikiye ayrılır.
*Evdeki ibadet, ibadet için ayrılmış oda ya da köşede yapılır.
* İlk üç kasta mensup olan ve iki kez doğanlar olarak adlandırılanlar tarafından günde üç kez icra edilen gündelik ibadeti, genel olarak kadın yerine getirmekle yükümlüdür.
*Sabah ibadeti nehir kenarında ya da puja odasında yapılır.
*Yalnızca evde yapılan ve aile ile ilgili törenlerde vardır. Bunlar doğum, erginlenme, evlilik ve ölüm törenleridir.
*Bir kimsenin kendisiyle ilgili yapılan son tören ölüm törenidir.
* Hindular, çocuklar dışındaki cesetlerin gömülmesi değil de yakılması gerektiğini, çünkü arındırıcı bir özelliği olan ateşin tükettiği bedeni daha yüksek bir şekle dönüştürdüğüne inanılır.
* Yakılan bedenin külleri üçüncü yada başka uygun bir günde nehre, tercihen Ganj nehrine atılır.
*Cennet ve cehennem nihai son olmaktan ziyade, samsaradaki ara duraklardır.
*Brahmaloka, tezahür etmiş olan dünyanın en son sınırıdır.
*Kutsal yerlere hac, Hinduizm’in her mezhebi tarafından icra edilen önemli ve kendisiyle dini tekamüle doğru ilerlemenin gerçekleştirildiği araçtır.
* Hindistan’da özellikle kutsal olan yedi yer vardır. Bunlar içinde en kutsal olan ise, Şivacılığın merkezi ve geçmiş zamanlardan günümüze kadar bir öğrenim merkezi olan “Benares”tir.
* Bu yedi yerden birine bir hac ziyareti yapılmaksızın Hindunun dini hayatı tam olmuş olmaz.

MEZHEPLERİ
Hinduizm’de mezhepler Kadim ve Modern Akımlar şeklinde ikiye ayrılır.

Kadim Mezhepler ( Saf Dini Akımlar)
Hinduizm’de varlığını devam ettiren üç ana mezhep : Şivacılık, Vişnuculuk ve Şaktizm.
1) Şivacılık: Tanrı Şiva üzerinde odaklanmayı ve ona yüce varlık olarak tapınmayı ifade eder.
*Yüce varlık olarak kabul edilen Şiva’nın tarihi çok eskidir.
*Şivacılık öteki Hindu geleneklerden daha çok asketik (dünyadan el ayak çekme, çileci) bir özellik taşır.
*İndus Vadisi Meddeniye’tinin (ilk dönem) kalıntılarının arasında bulunan mühür üzerindeki betimlemenin, Şiva’ya ait olduğu kabul edilmektedir.
*Şivacı olarak kabul edilen bütün grupların ortak özellikleri, evrende tek bir gerçekliğin var olduğu onunda Brahman olduğu, onun dışında kalan her şeyin hakiki bir gerçekliğinin bulunmadığı, yanılsamanın ürünü olduğu, kurtuluşa ulaşmanın bilgi yolu ve bu yolun yoga uygulamalarıyla kolaylaştırıldığını kabul ederler.
*Ortodoks olan Şivacılar, Vedalara saygı gösterirler.
*Şiva’ya bütün Hindu mabetlerinde onun kadın enerjisisi olan Şakti ile birlikte ve Şiva’nın yaratıcı gücünü temsil eden ve “fallik” şekli olan linga olarak ibadet edilir.
*Şivacılar Vişnuculardan, alınlarının ortasına koydukları üç yatay işaretle ayrılırlar.

2) Vişnuculuk: Hinduizm’in önemli ikinci büyük dini geleneğidir.
*Şahsiyeti olan tek bir tanrıya ( Vişnu, onun avatarı Rama ve Krişna) ibadeti, özgeci bağlılığı ve Tanrının inayeti vasıtasıyla kurtuluşu vurgular.
*İnsanlara karşı merhametli olan Vişnu, yeryüzünde zulüm, adaletsizlik arttığında ve sosyal düzende karışıklıklar ortaya çıktığında bunları düzeltmek maksadıyla, insan ve hayvan bedenlerinden oluşan farklı bedenlerde tecessüt ederek (avatar) yeryüzüne iner.
*Avatar: Vişnunun farklı bedenlerde yeryüzüne inmesi. Bunların en tanınmış olanları : Rama ve Krişna
*Vişnu aynı zamanda Hindu teslis anlayışını oluşturan üç önemli tanrıdan biridir. Brahma, Vişnu ve Şiva
*Vişnucuların ayırt edici işaretleri, alınlarının ortasına yerleştirdikleri dikey çizgilerdir.
*Vinucuların en önemli teologları ve felsefi okul sahibi düşünürleri: Ramanuca, Madhva, Nimbarka ve Vallabha.

3) Şaktizm: Üçüncü büyük dini gelenek. “Güç” yani Tanrının yaratıcı gücü anlamına gelen Şaktiden türer.
*Bu gücün genellikle dişil olduğu kabul edilir.
*Hinduizm’de özellikle Assam ve Bengal’de yaygın olan, nihai gerçekliğin dişil tezahürleri tapınımına verilen isimdir.
*Şakti, Tanrının adeta maddeleşen ve kendi dışında varlık kazanan yaratıcı gücüdür. Zamanla tanrı belirsizleşir ve Şakti ön plana çıkar. Tanrı ezeli uykusundadır; onu harekete geçiren ve yaratan Şaktidir. Bu yüzden Tanrıya değil Şaktiye dua edilir.

Modern Dini Akımlar
**Müslümanların uzun süreli Hindistan hakimiyetleri, Hint kültürü üzerinde silinmez bir iz bıraktı. Ancak din olarak Hinduizm hakim olmayı sürdürmüş olsa da, iki din arasında yaşanan kültürel etkileşim eklektik şahısların (Kebir gibi) ve hareketlerin (Sihizm gibi) ortaya çıkmasına yol açtı.
** Ancak İngilizlerin Hindistan’daki yönetimleriyle başlayan modern dönem, Hint hayat anlayışında farklı bir meydan okumayla karşı karşıya olduğunu hissettirdi. Söz konusu meydan okuma Avrupalının dininden daha ziyade, İngiliz eğitim sistemi ve onun girmesini sağladığı Avrupa düşüncesinden gelmekteydi.
** İlk tepki; Bengal’de, bir Brahmin ailesine mensup Bengalli Rom Mohan Roy hareketin başlatıcısı. ) İlk adı İngiliz Uniteryen Cemiyeti olan. Brahmo Samaj derneğini kurdu(1827). Roy, Upanişadlar ve Brahma-Sutra’da bulunduğunu düşündüğü ahlaki tektanrıcılığı savundu, tanrı ve tanrıçalara ibadeti yasakladı. Sati (kadının ölen eşile birlikte yakılması uygulaması), çocuk yaşta evlilik, kast karşıtı olmayı ve kadınların eğitimini savundu. Ancak Brahmo Samaj hiçbir şekilde bir halk hareketi olamadı.
** Bombay civarında başka bir hareket ortaya çıktı. Bu 1875’te Swani Dayananda tarafından kurulan Arya Samaj hareketiydi. Kuruluş gerekçesi Aryan Veda dinini eski asli haline döndürmek ve Vedalar sonrası vuku bulan bütün gelişmeleri reddetmekti.
**Kökü Hindu geçmişinde olan bir takım dini ihya hareketleri de vardır. Bunlardan en önemlilerinden biri Ramakrişna adını alan, bir Brahmanın oğlu olan Gandhadhar Chatterji’dir. Ramakrişna, nihai olarak bütün dinlerin aynı hedefe giden farklı yollar olduğunu kabul etti.

*Yeni Hinduizm: Hinduizm’in çağdaş hikayesi ve reform, adaptasyon, yeniden değerlendirme ve saldırgan yeniden tasdiğin tedricen ortaya çıkışı Yeni Hinduizm olarak adlandırılır.
**Yeni Hinduizm’in en önemli ve tam bir temsilcisi : M.K. Gandhi (1869-1948)
-Bhagavat-gitayı dini ideallerinin ve değerlerinin en büyük kaynağı olarak kabul etti.
-Hindistan’ın batıyla teması yüzünden bozulduğunu gösterecek bir şekilde, köylü elbisesi giydi ve sade bir yaşam sürdü.
- Kendisini dokunulmazlar (ilk üç kastların dışında bırakılan şudralar) meselesine adadı.
-Hindistan’ın bağımsızlığı mücadelesini Cayinizm’den aldığı “ahimsa” doktrini bağlamında yürüttü.
-Gandhi, tartışmasız Hindistan’ın ahlaki lideridir.
- Halk nezdinde, bir aziz, dünyanın kötülüklerine son vermek için gelmiş Tanrının bir enkarnasyonu idi.

DİĞER DİNLERE BAKIŞI
*Klasik dönem Hindu düşünürleri Şankara ve Kumarila Hinduizm’i tamamen dışlayıcı bir tarzda yorumlamış; Hinduizm’den kaynaklanmakla birlikte müstakil birer din haline gelmiş olan Budizm ve Cayinizm gibi hareketleri yanlış olarak kabul etmişlerdir.
* Modern dönemde Ramakrişna inanç sistemleri, ibadet şekilleri farklı olmakla birlikte bütün dinlerin ortak hedefinin Tanrının idrak edilmesi olduğu, şeklinde çoğulcu bir yaklaşım ortaya koyar.
*Swami Vivekananda’ya göre bütün dinler, insan ruhunu tanrıya götüren basamaklardır.
*Hindistan’ın modern dönemde yetiştirdiği en önemli şahsiyetlerden biri olan Mahatma Gandi, başlangıçta Hinduizm’i en hoşgörülü, bütün dinlerdeki doğruluğu be hakikati kabul eden bir din olarak görürken yani, Hinduizm’e diğer dinlerden daha üst bir yer verirken daha sonraları, bütün dinlerin eşitliğini öne çıkarmaya çalışır. Bunun sonucu olarak ta “dinlerin aynı ağacın dalları” olduğu benzetmesini kullanmaya başlar.

********************************

CAYİNİZM

*Bugün Hindistan’da üç milyon kişinin dini kimliğinin ifadesi için kullanılan Cayinizm, bir “cina”nın (zafer kazananın) takipçilerini ifade eder ve dokuzuncu yy.dan sonra bugün bilinen grup için kullanılmaya başlar.
* Mahavira (büyük kahraman) olarak tanınan Vardhamana’ya izafe edilir.
*Ancak cayinler için bir cina, bir dinin kurucusu olmaktan ziyade her zaman mevcut, yok olmaz geleneğin bütün üstadları tarafından yapıldığı tarzda öğretilen hakikatin ve yolun yayıcısıdır.
* Her cina, bu geleneği yeniden canlandırır, yeni bir şey ortaya koymaz. Çünkü yol her zaman aynıdır.
* 24 tane olduğu kabul edilen “tirthankaralar” olarak adlandırılan cinalar grubunun sonuncusu Vardhamana’dır.
* bu 24 tirthankaradan tarihsel bir şahsiyete sahip olanlar Vardhamana ve kendisinden önceki cina Parşva’dır.

TARİHSEL SÜREÇ
*Mahavira olarakta adlandırılan Vardhamana, m.ö 6.yy.da kurtuluşu yalnızca kurbanla elde edebileceğini kabul eden Vedacı yaklaşıma ve kast sistemine karşı olarak, alternatif kurtuluş yolları arayan ve bulduklarını söyleyen, Buda’nında içlerinden biri olduğu bağımsız gezici dervişler içinde yer alır.
* Miladi birinci yy.da Digamabaralar (gök giyenler) ve Svetambaralar ( beyaz giyinenler) olmak üzere iki mezhebe ayrıldılar.
* Giysiyle anlaşmazlığın yanı sıra daha çok teknik olan bazı anlaşmazlıklarda iki grup arasındaki ayrılığı derinleştirdi.
* Digambaralar güney ve merkezi Hindistan’daki ana Cayinist grup iken, kuzeyde ve batıdakiler ise Stevambaralar oldular.
* Bu ayrılığa rağmen miladi 5.yy da gelişme ve büyük bir etkiye sahip olmaya başladılar.
* Daha çok ticaretle uğraşırlar.

KURUCUSU
*Vardhamana, Cayinist geleneğe göre, tirthamkaraların yirmidördüncüsü olarak m.ö 599 yılında Kşatriya sınıfına mensup bir ailede doğdu.
*O bir cina, dünyanın ve ihtiraslarının “fatihi”, bir kevalin (her şeyi bilen), bir arhat (ulu), ve bir Mahavira (büyük kahraman) dır.
*Yağmur mevsimleri dışında tebliğine hiç ara vermedi.

KUTSAL KİTAPLARI
* Cayin kutsal kitap külliyatı : Agama
* Agama 3 ana bölümden oluşur. Purvalar, Angalar ve Angabahyalar.
* Angabahyalar 5 alt gruba ayrılır. içlerinden Chedasutralar Cayin disiplin kitabı olarakta adlandırılır.
* Cayin kutsal metinlerinin dili, Mahaviranın daha fazla insana ulaşmak istemesi yaşadığı bölge olan Magadha’nın diliyle bölgenin sınırlarında bulunan yerel dillerin karışımı bir dil kullanmasına sebep olmuştur. Bu yüzden onun kullandığı dil yarı magadhi anlamında Ardha-Magadhi olarak adlandırılır. Cayinler genel olarak kutsal metin dilini Arşa, yani rşilerin dili olarak isimlendirilirler, ve onu temel dil olarak kabul ederler.

İNANÇLARI
* Cayinlerin inanç esasları 3 tanedir ve “üç mücevher” olarak adlandırılır.
- Doğru inanç, Doğru bilgi, Doğru davranış
* Bunlardan öncelik doğru inancındır. Çünkü doğru inançtan kaynaklanmayan davranışların fazla bir değeri yoktur.
* Doğru inançtan maksat, Cayin kutsal kitaplarıyla onların içerdikleri öğretiye olan kesin inançtır.
* Doğru bilgi, Cayin dini ve felsefi ilkeleri hakkındaki bilgidir.
* Doğru davranış ise insanın öğrendiği ve doğru olarak düşündüğü şeyi eyleme dönüştürmesidir. Bu öğretinin en önemli kısmıdır. Çünkü insan ancak doğru eylem sayesinde karmadan kurtulabilir ve hayatın hedefi olan kurtuluşu gerçekleştirebilir.
*Beş büyük yemin (mahabavrata): Manastır hayatına başlayacak (erkek yada kadın) herkesten yerine getirilmesi istenen eylemler.
1-Ahimsa: Var olan herhangi bir canlıya zarar vermeme
2-Satya: Yalan, uydurma söz söylememe
3-Asteya: Çalmama
4-Brahma-carya: Bekar bir hayat sürme
5-Aprigraha: Dünyayı terk etme.
Keşiş olmayan laikler için ise, son ikisinin yerini iffet ve kanaat alır, diğerleri aynıdır.
* Hindistan’da çok eski bir doktrin olan “ahimsa”, Cayinler için önemli bir yer işgal eder. O, bütün davranışları belirleyen önemli bir fazilettir. En küçük canlılar da dahil hiçbir şeye zarar vermeksizin yaşamak gerektiğine işaret eder. Buda et yemeye izin verirken, bu Cayinizm’de tamamen yasaktır.

*Cayin toplumu keşişler ve keşiş olmayan laikler olmak üzere ikiye ayrılır. Asıl Cayin cemaatini keşişler oluşturur. Çünkü kurtuluş, ancak keşiş hayatı yaşamakla elde edilebilecek bir şeydir.
*Cayinist hayatın hedefi, “karma”dan kurtulmaktır. Reenkarnasyona inanır. Hinduizm ve Budizm ile ortak olan karma anlayışı cayinlerde farklıdır. Kurtuluş “mokşa”dır.
*Cayinizm ateist bir din olarak görülmesine rağmen, Cayinistler bunu kabul etmezler. Onlar da tanrılığa ve sayısız tanrıya inanırlar. Ancak kabul ettikleri bu tanrıların evreni yarattığına inanmazlar. Kabul ettikleri tanrılar, daha önceki hayatlarında iyi şeyler yaptıkları için yukarıdaki dünyada olma hakkını kazanmış olan ölümlülerdir.

İBADETLERİ
*Keşişler ve normal dünyevi hayatlarını devam ettirenlerden (laik) oluşan Cayin inananlar topluluğu (samga), ilahilerden, kutsal mekanları ziyaret etmekten ve yirmi dört tirthankaranın heykellerine meyve, pirinç ve süt takdimlerinden oluşan ibadet, laiklerin işidir. Keşişlerin işi, laikler için örnek alınacak bir hayat yaşamak ve çok az bir derecede olsa öğretmektir.
*Cayinlerin mabetlerindeki ibadet nesneleri tirthankaraların heykelleridir. Doğası gereği yaratıcı tanrıyı kabul etmemelerine rağmen hem tirthankaralar hem mükemmelliğe ulaşan ruhlar hem de Hinduizm’den geçmiş olan bazı küçük tanrılar ibadete konu olurlar.
* İbadetlerde heykellerin kullanılması, bunların kurtuluşa ermeye çalışanlara örnek olması ve zihinlerini nirvanaya hazırlama amacına yöneliktir.
*Keşişler ve sınırlı bir zaman için keşiş kurallarını takip edebilecek laik için dini uygulamalar, bir günde 48 dakikalık ibadeti ve oruç tutmayı içerir.
*Cayilerin kutladıkları bayramlardan en çok bilineni erkek ve kadın keşişlerin yağmur mevsimi için sığınakta oldukları Ağustosta kutlanan Pajjsana’dır. Bu bayramı Stevambaralar sekiz Digambaralar on gün olarak kutlarlar.
*Kutsal yerlere hac, Cayinler için önemli bir faaliyettir ve mabet ibadetinin maksatlarıyla yakından ilişkilidir. Hac mekanları nihai kurtuluşa ulaşmış tirthankaraların ve büyük Cayin azizlerinin hayatlarındaki bir takım olayların yaşandığı yerlerdir. Büyük hac yerleri olarak Sa**** Sikhara, Pavati ve Girnar Dağı sayılabilir.

MEZHEPLERİ
* Cayin cemaat içindeki en eski ayrılık Digambara ( gök giyinenler ya da çıplaklar) takipçileriyle Svetambara (beyaz giyinenler) bağlıları arasında oldu.
*Digambaralar, Mahavira’nın dünyayı tam bir terkin ifadesi olarak elbiselerini çıkarası geleneğini takip ettiklerini düşünürler. Bunlar, normal hayatlarını kesintiye uğratmaksızın hava(gök) giyinemeyeceklerini bu yüzden de kadınların kurtuluşu gerçekleştirmeye muktedir olmadıklarını kabul ederler. Ancak erkek olarak bedenlenirse kurtulabilirler.
*Cayinler arasındaki söz konusu ayrılık bugün hala devam etmektedir. Stevambaraların merkezi Kathiavar, Digambaraların merkezi Mysore’dir.
İsra İsimli Üyeden Alıntıdır
Alıntı ile Cevapla