Durumu: Medine No : 89 Üyelik T.:
21 Ağustos 2007 Arkadaşları:0 Cinsiyet: Mesaj:
555 Konular:
227 Beğenildi:15 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | hasret kaldığımız bir hikaye hasret kaldığımız bir hikaye
Bir vâiz
vaaz ederken himmetül rical taklêûl cibâl
demiş;
yani; gayret ve himmet sahibi olan kimselerin
azmi,dağı kökünden söker atar.
Ona dikkat et; bu dağı ben nasıl başarırım? deme
himmetini yüce tutarsan dağı dibinden yürütürsün!
Bunu dinleyen gencin biri;
-ey hoca efendi,bu sizin sözünüz üzerine bu memleketin
pâdişâhının kızını alabilir miyim? demiş.
-yeryüzünde yüce himmet sahibi olan kimsenin matlubu,
gökyüzündeki en parlak zühre yıldızı da olsa
bir adımda oraya yetişir ve onu alır.
Bu Peygamber
sözüdür ve bu peygamber sözünde şüphe yoktur.
Gayret edenin ele geçiremeyeceği bir şey yoktur,
neye niyet yaparsa eline geçer,yeter ki himmeti gayreti ve azmi tam olsun.
-öyleyse ben gidip bu memleketin pâdişâhının kızını alırım!
Netice îtibâriyle bu genç bir gün sultanın huzuruna gitmeye muvaffak olmuş,
sultan;
---niye geldin?
---ey sultanım,senin kızını almaya geldim
---sen sultanlarının kızlarının pahalı olduğunu bilmezmisin?
---kızınızın nikâh değeri nedir,ne vereceğiz?
---çok bir şey istemem,yedi deve yükü cevâhir isterim
ki üzerlerinde Cibrîl-i emînin sûreti olsun
---yetmiş istemedin yedi istedin, yetmiş isteseydinde getirirdim.
Nerdedir bunun mâdeni?
---bunun mâdeni Bahrûl Muhit ummanlarının dibidir,bu cevâhir orada bulunur
--- sözünün ispatı nedir?
---bâzı defâ balık tutulur o balıkların karnından bu cevâhir çıkar
---öyleyse selâmun aleykûm,ben şimdi ben senin
kızının ağırlığını yedi deveye yüklerim getiririm senin kızını alırım!
Pâdişah o adama bakıp kalmış;
“...benim elime bir tânesi geçmedi geçse yedi hâzine doldururum!
Yâ Rabbî,senin nice himmeti yüce kulların var Subhansın,
bu kimse himmetine yetişsin,bu himmet sâhibi maksadını bulsun” dedi
ve o anda sultanın gözünden iki damla yaş düştü.
Utanmasa onu geri
çevirtip cevap verecek lâkin sultanların âdeti,emri fermânı yürür,fermânı kırılmaz.
O yiğit gitmiş hemen çarşıdan saplı bakır bakraç almış
doğru Bahrûl Muhitin kıyısına varmış,
paçaları dizine kadar sıvamış
---niyet ettim niyetlendim sultânın kızını almak üzere
yedi deve cevheri bu Bahrûl Muhiti boşaltıp almaya..
Euzûbillah.... Yâ Rabbî şeytanın vesvesesinden sakla ki,
şeytan vesvese verdimi bizim işi berbat edecek.
şeytanı benden uzak eyle ki hizmeti tamamlayayım
...şak şak şak diye sabahtan akşama denizin suyunu döküyor,
gece durup sabah tekrar derken tam yedi sene uğraşmış.
Allah’ın takdir ettiği ilâhi kader yerini bulacak ya,
o memleketin pâdişâhı bir seferden dönüyormuş,geçerken uzaktan bakmış ki;
deniz sâhilinde bir adam bir şeyler yapıyor.
Vezîrine;
---vezirim bak bakalım ne yapıyor?
vezir at sürmüş
---selâmun aleykûm ne vâzife işlersin?
---aleykûm selâm, vazifem bu denizi boşaltmaktır
---nasıl boşaltıyorsun bunu?
---işte görmüyormusun Bismillah...şak Bismilah şak
---şimdi sen burdan alıp buraya döktüğünde bu
taraftan tekrar denize düşer bu deniz boşalırmı be?
---sen şeytanmısın beni vazîfeden alıkoymaya mı geldin?
benim alacağımı kıskanıpta işimi men etmeyemi geldin?
git işine,hazır az kaldı
---ne az kaldısı be koca umman kovayla boşalır mı?
---git karşımdan..
gitmiş pâdişâha gördüğünü haber vermiş,
Pâdişâh,gidip bende bakayım bu yiğit kimdir diye
gelip baktığında onu tanımadı lâkin sual etti;
--- ey yiğit bu denizi boşaltmaktan nedir maksat? epey boşalttın,
niçin bu hizmete devam ediyorsun?
---ey ulu kişi,bizim bir niyetimiz var,Allah bu niyetimizi hakîkata çıkartsın.
Burada gayret ediyorum çünkü ben bir sultan kızını almak murat ettim,
bunu bu denizin dibinden boşaltmaya uğraşıyorum,.
O vakit padişah dedi ki,bu adam o adam! hemen vezire yedek at çektirdi
---yeter oğlum develer yüklendi saraya yetişti o pâdişah benim gel gidelim dedi.
---acayip,biz boşaltmışız yüklemişiz demek ki
Cenâb-ı Hakk’ın hikmetiyle boşaltıldı ve yüklendi Elhamdülillah
diye secdeye kapandığında pâdişâhta secdeye kapandı.,
Doğru saraya getirip o gence hazırlık yaptıktan
sonra kırk gün kırk gece saltanat üzere düğün yapıp kızını verdi.
En sonunda;
---ey benim damadım,
benim kızım değil melikül mülkün kızı olsa senin gibi himmet sahibine yakışır.
Bu kızım
sana helâl olduğu gibi, benim gibi himmeti geri adama bu taht lâzım değil,
senin gibi adama lâzım.
Biz senin emrinde olacağız.
Bu Gulûbul himmettir.
Tembellik
milletin canına okumuş, iş yok güç yok,böyle kendi kendimize uydurmuşuz.
Himmet sahibi gökyüzündeki zühre yıldızına da yetişir.
Peygamber efendimiz(s.a.v.) ;
“Benim ümmetimde öyle zatlar gelecek ki,
hikmet zühre yıldızında asılı bulunsa oraya yetişecek alacak” diye bildirdi.
Sağlam dur,himmetini yüce tut,korkma her işin hakkından gelirsin. |