Bu kadar sevme beni
Bu kadar sevme beni
vakti zamanında yanlız bir adam varmış. yanlızlığına yoldaş olsun konuşacak bir can olsun diye bir sardunya almış... ince eleyip sık dokuyup çok güzel bir saksı ,bir okadar da ihtimamla toprağını seçmiş ,dört beş kere elekten geçirmiş toprağı yabancı otlar gücünü almasın böcekler zarar vermesin istemiş ,envai çeşit ...ilaçla ilaçlamış toprağı ,hazır sularla sulamış... sardunya bu ilgiden pek memnunmuş... neden memnun olmasın ki gözünden sakınır olmuş adam, ona bişey olmasın diye her dakika başında bekler olmuş, birlikte çay sefaları yapmalar müzik eşliğinde güneşin tadını çıkarmalar hergün bakım hergün ilgi bir süre sonra hep bir tetikte saati şaşmaz bakımlarda panik olmaya başlamış sardunya ... sabahın beşinde toprağını havalandırır olmuş adam saat yedi gibi ilaçlarını veriyormuş on ikiye doğru suyu öğleden sonra daha iyi güneş alsın diye yeri değiştirilir akşamüstüne doğru üzerini kapatırmış üşümesin yaprakları solmasın diye... sardunya hep bir panikte saatlerin gelişlerinde yaprakları boynunu eğer olmuş .toprağının eşeleneceği düşüncesiyle köklerini dağıtmaz olmuş ilaçlar bi süre sonra toprakta birikmiş bünyesine çok geleni almıyormuş artık suyuda fazla gelir olmuş kökleri aşırı sudan çürürmüş adam bundan bi haber yerini değiştire dursun adapte problemi yaşamaya başlamış sardunya... çok güneşi sevmezmiş aslında hiç birşeyin çoğunu sevmezmiş... Arsızmış sardunya kır dalını değdir toprağa can bulurmuş sonra unut neden unuttun demez inadına hatırlatma çabasıyla çiçeğe boğarmış kendini adam nerden bilsin yanlızlığının verdiği boşlukta ona adamış kendini haddinden fazla ilgi yıpratmış sardunyayı güneşin dik geldiği ışık altında çürümüş köklerinden su çekemez olmuş boynunu büken yaprakları bir bir salmış kendini aşkama doğru üzerinin kapanmasıyla can çekişen sardunya teslim edivermiş orada son nefesini sabahın altısında yüzünde tebessümle uyanan adam toprağın üzerine serili cansız sardunyayı görünce yıkılmış üzülmüş nedenler aramış oysa onu çok sevmiş gözünden sakınmış böyle bir sonucu haketmediğini düşünüp o üzüntü sinir öfkeyle pencereden dışarı atmış cansız sardunyayı dalları onlarca yerinden kırılmış kökleri bir yere yaprakları başka yere toprağı dağılmış saksı paramparça olmuş onca ilgiden sonra böyle bir son haketmemiş sardunya bari cansız yanlarımın yüzü suyu hürmetine gömseydin beni demiş içten içe ... adam kapamış pencereyi günlerce çıkmamış dışarı pencereyi bile açmamış ... yağmur yağmış bikaç gün sonrasında güneş bahar kendini gösterir olmuş inceden inceye... kuş cıvıltılarında adam pencereden dışarı bakmış oda ne günler önce öldüğünü düşündüğü diğerleri gibi onu yanlız bırakıp giden sardunyası kırıldığı her parcadan canlanmış yeni yeni dallar yeni çiçekler vermiş yağmurun yağmasıyla ilaçlardan arınan vücudu güneşinde etkisiyle can bulmuş toprakta arsızmış işte sardunya kır dalı değdir topraya can bulurmuş orda sonra unut neden unuttun demezmiş hatırlatırmış çiçekli dallarında adam o an anlamış hatasını ve gidenlerin neden gittiğini kalanların nasıl kaldığını sonrasında yine yeni sardunyalarıyla oturup çay içmiş yine müzik dinleyip şarkılar söylemiş elzem ihtiyaçları dışında değmemiş bile toprağına sardunyalar halinden memnun yayıldıkça yayılmışlar... adamın hayatı çok değişmiş artık sevgisi hiç eksilmemiş tabi sadece sevgisiyle öldürmemiş hiç kimseyi