Konu Başlıkları: Musafaha(tokalaşma) Adabı
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 16 Ağustos 2007, 15:52   Mesaj No:1

TufeyL

Medineweb Kıdemli Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:TufeyL isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 50
Üyelik T.: 15 Temmuz 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 303
Konular: 116
Beğenildi:4
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Musafaha(tokalaşma) Adabı

Musafaha(tokalaşma) Adabı

“İki Müslüman karşılaştıklarında musâfahada
bulunurlarsa birbirlerinden ayrılmadan
önce günahları bağışlanır.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 142)



Musâfaha, dilimizdeki kullanımıyla tokalaşmak veya el sıkışmak demektir.

Birbirleriyle karşılaşan mü'minlerin önce selâmlaşıp sonra musâfaha yapmaları İslâm'ın

tavsiye ettiği güzelliklerdendir.

Tokalaşmak, bir hadis-i şerifte selâmlaşmanın ikmâli olarak değerlendirilmiş (Tirmizî, İsti'zân, 31),

Resûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- de kendisine yönelen her bir kimseyle musâfaha etmiş,

karşısındaki elini çekmedikçe elini çekmemiş ve yüzünü çevirmedikçe o da çevirmemiştir. (Tirmizî, Kıyâmet, 46)



Fahr-i Kâinât Efendimiz , ayrıca Müslümanları musâfaha yapmaya şu sözleriyle teşvik etmektedir:

“İki Müslüman karşılaştıklarında musâfaha yaparlar da Allâh'a hamdeder ve bağışlanmalarını dilerlerse,

her ikisi de mağfiret olunur .” (Ebû Dâvûd, Edeb, 142)




Burada zikredilen mağfiret, kul hakları dışındaki küçük günahları kapsamaktadır.

Külfetsiz gibi gözüken bir davranışa böyle bir müjdenin verilmesi, bunun ne kadar ehemmiyetli

olduğunu göstermektedir.

Aynı şekilde dinimize göre güzel bir söz (İbn-i Hanbel, II, 316) hatta bir tebessüm bile mü'minin sevap hânesine

sadaka olarak kaydedilmektedir. (Tirmizî, Birr, 36)

Zîra insanlar arasında muhabbet ve dostluklar, bu tür güzel hasletler sâyesinde neşv ü nemâ bulmaktadır.




Hz. Âişe, Resûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-'in dışardan Medîne'ye gelen Zeyd bin Hârise'yi

karşılayıp boynuna sarıldığını ve kucaklayıp öptüğünü bildirmektedir. (Tirmizî, İsti'zân, 32)



Yine Resûl-i Ekrem Efendimiz Habeşistan'dan dönüp gelen Ca'fer -radıyallâhü anh-'ı kucaklayarak iki gözünün

arasından öpmüştür. (İbn-i Hişâm, III, 414)




Ayrıca İbn-i Ömer'in bildirdiğine göre Peygamber Efendimiz , elini öpmek isteyen sahâbîlere izin vermiştir.

(Ebû Dâvûd, Cihâd, 96; Edeb, 148) Nitekim Safvân bin Assâl -radıyallâhu anh-'in naklettiği şu hâdise, el öpmenin

yerine göre uygun bir davranış olduğunu göstermektedir:




Bir yahudi diğer bir yahudi arkadaşına:

– Bizi şu peygambere götür, dedi. Bunun üzerine arkadaşı:

– Sakın ona peygamber deme!

Eğer böyle dediğini işitirse çok sevinir ve gözünün içi güler, îkâzında bulundu.

Sonra Resûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-'e geldiler ve (Müslümanlarla yahudiler arasında ortak olan)

apaçık dokuz emri sordular.


Allâh Resûlü onlara şöyle cevap verdi:

“Allâh'a hiçbir şeyi ortak koşmayın, hırsızlık etmeyin, zinâ yapmayın,

Allâh'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymayın, suçsuz bir insanı öldürmesi için devlet adamına

götürmeyin, sihirbazlık etmeyin, fâiz yemeyin, iffetli bir kadına zinâ isnâd etmeyin, savaşta cepheden kaçmayın.

Bir de, sâdece siz yahûdilere mahsus olmak üzere, cumartesi yasağını çiğnemeyin!”



Bunun üzerine onlar Resûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-'in elini ve ayağını öperek:

– Şehâdet ederiz ki sen gerçek bir peygambersin, dediler. Resûl-i Ekrem:

“– O hâlde bana tâbî olmanıza mânî olan nedir?” diye sordu.


Onlar:

– Dâvûd -aleyhisselâm-, devamlı olarak zürriyetinden bir peygamberin bulunması için Rabb'ine duâ etmişti.

Şâyet sana uyacak olursak yahûdilerin bizi öldürmelerinden korkarız, dediler. (Tirmizî, İsti'zân, 33)



Mahrem olmayan erkeklerle kadınların tokalaşmaları veya birbirlerinin ellerini öpmeleri de câiz değildir.

Nitekim Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem- kadınlardan biat alırken onlarla musâfahadan özenle kaçınmış

(Buhârî, Talâk, 20) ve “Ben kadınlarla tokalaşmam!” buyurmuştur. (İbn-i Mâce, Cihâd, 43)


Ancak günümüzde bir kısım yanlış ve yerleşik geleneklere uyan bazı Müslümanların bu husûsta pek titiz

davranmadıkları görülmektedir. Hâlbuki Müslümana yaraşan, her husûsta üsve-i hasene olan Fahr-i Kâinât

Efendimiz'in sünnetine tâbi olmaktır...
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi TufeyL 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Ebul vefa hz.'nin duası Dua Bölümü TufeyL 0 2457 19 Mart 2009 15:03
Cennet kapısını açan dua Dua Bölümü TufeyL 0 2443 19 Mart 2009 15:02
Gel sana dünyanın misalini göstereyim Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler Ağlama_Karanfil 1 2219 19 Mart 2009 14:58
BabaanneMaceraları Fıkralar-Hikayeler Kara Kartal 2 2095 18 Mart 2009 00:02
Evlilik aşkı öldürür derler.YaLaN.. Evlilik-Nikah Konuları Mihrinaz 5 2041 17 Mart 2009 22:43