17 Şubat 2013, 16:00
|
Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 5879 Üyelik T.:
28 Aralık 2008 Arkadaşları:32 Cinsiyet:Bay Memleket:İst Yaş:39 Mesaj:
3.169 Konular:
1383 Beğenildi:176 Beğendi:17 Takdirleri:216 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Seni Sevmek... Seni Sevmek... Seni Sevmek...
Uzun zamandır hasret kaldığım bir aşkın başlangıcıydı seni tanımak. Süzülen yaşlarıma gözlerimin de dayanamayıp isyan bayrağını çektiği gündü. Her şarkıda söylenen o güzel sözlere aldanmıştım, belki de hiç yaşamadığım bir duyguydu aşık olmak için beni sana çeken. Gecelerin nasıl sabaha kavuştuğunu, uzun bir dalıştan sonra nasıl kaybolduğunu anlayamamaktı sönen yıldızları izlemek. Başağrılarının suçuydu beklide şafağın söküşünü beklemek.
Sebepsiz yere duygulanmak için zorlamıyordum kendimi, başımda olmayan bir belaya bulaşmak gibi. Her defasında hüzünlenip, çektiğim sigaranın dumanında aradığım, olmayan bir aşkın tesellisiydi yaşadıklarım. Nasılda kaptırmışım kendimi, hafızasını yitiren bir delinin saçmalıklarıydı bütün uğraşım. Konuşmaya çalışanları, uzaktan gelen bir uğultu gibi algılamak değildi niyetim. Gözleri görmeyen bir insanın gözünden dünyaya bakmak, tedavisi mümkün olmayan yatalak bir hastanın ölümü beklemesi gibiydi sakinliğim. Arada bir hırçınlaşarak anlam veremediğim, sert duvarlara çarpıp tekrar dönen bir haykırıştı çaresiz isyanım. Soluk soluğa kalmışçasına konuşamamak, her an duracakmış gibi çarpan kalbimi sakinleştirmeye çalışmaktı bütün savaşım. Gördüğüm, fakat ne olgunu anlayamadığım, hiç tanımadığı bir insanla beraber olmak için, sayısız zahmetlere katlananlara alaycı gülüşlerle baktığım zamandı seni tanıdığım gün.
Çevredeki tehlikeyi, fark etmeden hayatını sürdüren. Berrak bir suya dokununca dalgalanan, ürkek bir ceylan gibiydi yüreğim. Cevapsız soruların biriktiği, boş tren vagonlarının, defalarca gereksiz yere gidip gelmesiydi seni tanıdığım gün. Ellerini tutmak, gözlerine bakmak, sesini duymak, anlamı olmadan kurulan cümleleri teker, teker karıştırmaktı beklide. Sana ulaşmak biriken hasretin yıllar sonra canlanmasıydı. Yazdığım, fakat sebebini bilmediğim nedenlerden dolayı canlandıramadığım hayat sahnesi gibi. Gösterdiğim gayretin, çektiğim eziyetin boşa gitmesi değildi seni sevmek. Hiç bir engelin karşı koyamadığı kararlarıma sayısız savunmaları denediği bir zamanda. Duyduğum bu güzel duyguların saf ve masum bir sevgiyle güçlendiğini anladığımda. Delilerce her gece sayısız belalara bulaşıp ta, karakollarda sabahlamak gibi bir hayatın köklü değişimine neden olması. Güzel bir hayatın başlangıcıydı seni sevmek.
Eli kanlı olduğum insanlara dahi tebessümle bakmaya başlamaktı seni sevmek. Yargısız infazları ortadan kaldırmak, asice meydan okumak vardı bütün haksızlıklara. Ve sonunu düşünmediğim amacı olmayan sebepsiz kavgaların ortasında kendimi bulmaktı yaptığım tek şey. Geri dönüşü olmayan yavaş yavaş ellerimden kayıp giden gençlik yıllarımın değer kazandıgı bir anda. Farkında olmadan değişen bir hayatın başladığı mutluluk günlerine alışmak çok ta zor değildi aslında. Gözlerine bakarken geleceği görmek, tebessümünde samimiiğin bana verdiği özgüveni anlamak, yaşadığım en büyük heyecanın ve tedirginliğin sebebiydi.
Alaycı gülüşlere verilebilecek en doğru söz olması gerekiyordu seni seviyorum diyebilmek. İnadına haykırmak özgürce yaşamaya benziyordu, sorgusuz, sualsiz ve karışan kimsenin olmadığı bir birlikteliğin eşsiz güzelliğini fark etmek en değerli hediyeydi şimdiye kadar aldığım.
Şu sıralar cok alıştım sana, seni bana hatırlatan her şeye defalarca bakmak istiyorum, Senin geçtiğin yollarda yürümek kokunun sindiği elbiselerini defalarca koklamak, rüzgarın esintisinde dalgalanan saçlarını okşamak, delice sokağa çıkıp seni seviyorum diye haykırmak istiyorum sana olan sevgimi. Vazgeçmeye seni kaybetmeye hiç niyetim yok sevdiğim. Kim ne derse kim ne söylerse söylesin. Seni çok seviyorum ve sen benim vazgeçilmezim, yarınımı süsleyen tek hayalimsin.. Mert ÖZTUĞ |
| |