Durumu: Medine No : 9 Üyelik T.:
14Haziran 2007 Arkadaşları:0 Cinsiyet: Mesaj:
761 Konular:
392 Beğenildi:20 Beğendi:0 Takdirleri:87 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Herkes Kendine Yakışanı Yapar Herkes Kendine Yakışanı Yapar İnsanların arasına karışıp da onların sıkıntılarına sabreden mümin, insanlar arasına karışmayıp, sabretmeyen mü'minden daha üstündür. (daha faziletlidir.)" (1)
Halkımız arasında, "Herkes kendine yakışanı yapar." diye bir söz vardır. Herkes kendine yakıştırabildi-ğini yapar. Bazen uygunsuz bir tavır veya davranış sergilersek büyüklerimiz tarafından: "Sana bu yaptığın yakıştı mı ya?" diye uyarılırız. Öyleyse kendimize yakışmayan, bize uygun düşmeyen söz, davranış ve hareketlerden uzak durmalıyız.
Adamın biri, Hz. İsa'ya hakaret eder. Orada bulunup da hakareti duyanlar:
"Niçin karşılık vermediniz?" diye sorunca, ondan şu cevabı alırlar: "Herkes yanındakinden verir. Onda olan benim yanımda yoktur."
Kendisini Hakk'a hizmete adamış bir gönül insanı, ziyaretine gittiği bazı insanlar tarafından hakarete uğrar. O da oradan sessiz sedasız ayrılıp üzüntülü olarak arkadaşlarının yanına döndüğünde cebinden çıkardığı kağıda bir şeyler yazmaya başlaması üzerine arkadaşları:
"Hocam, ne yazıyorsunuz?" diye merakla sorarlar. O güzel insan şu cevabı verir: "Bu, devamlı dua ettiğim insanların listesi. Bugün burada bana hakaret edenleri dua etmek için defterime yazıyorum."
Böyle geniş gönüllü olmalı ve geniş görüşlü olabilmeli, bizi anlamayanların ıslahı için de dua etmeliyiz. Nefislerinin esiri olan, nefis atına binerek sağa sola iftira ve gıybet okları atanlara karşı dua kalkanıyla cevap vermeliyiz.
Bazı insanlar vardır, çok çirkin sözler söyleyebilirler, kaba davranabilirler, görgüsüzlük, saygısızlık yapabilirler. Bunlara karşı nasıl davranılması gerektiğini Yüce Rabbimiz şöyle bildirir: "Rahmanın kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler. Kendini bilmez cahil kimseler kendilerine laf attığında "selam" derler (geçerler)." (25 Furkan, 63)
Allah Teâla yarattıklarını kıyamet günü topladığı zaman bir tellal şöyle seslenir: "Fazilet sahibi, erdemli kimseler nerede?"
Bunun üzerine azınlık bir grup kalkarak hızlıca cennete doğru hareket ederler. Bu arada melekler onları karşılayarak şöyle derler: "Görüyoruz ki hızla cennete gidiyorsunuz, öyle mi?" Onlar da "Evet, fazilet sahibi kişiler biziz." Melekler: "Faziletiniz ne idi?" Onlar: "Biz kendisine haksızlık edildiği zaman sabreder, kötülüğe uğradığımız zaman aldırmaz ve ahmaklık edildiği zaman da karşılık vermezdik." derler. Bunun üzerine onlara: "Girin cennete! Amel edenlerin ecri, mükafatı ne güzeldir!" denir. (2)
Sadi'nin Bostanı'nda şöyle bir hikaye anlatılır:
Kırlarda yaşayan birinin ayağını köpek ısırdı. Öyle bir kızgınlıkla ısırmıştı ki, ayağından zehirli kan damlıyordu. Adam gece boyu ayağının acısından, sancısından uyuyamamıştı. Küçük kızı acıdı fakat babasına çıkışmaktan da geri durmadı: "Senin dişin yok muydu? Sen de onun ayağını ısırsaydın ya." Adam acıyla kıvranıyor, hem de kızının söylediklerine gülmeye çalışıyordu. Şöyle cevap verdi: "Olmaz olur mu? Benim de dişim var. Fakat bir köpeğe dokunmasına gönlüm razı değil."
Evet, herkese yaptığının aynısıyla cevap vermek doğru olmayabilir. Onların seviyesine düşmemeli, onlarla tartışmaya girmemeli, kavga etmemeliyiz.
"Yumuşak huyluluğa sarıl. Sertlikten, hayasızlıktan, edebsizlikten uzak dur." (3)
"En şiddetli bela, sabrın az olmasıdır." (4)
Kaynaklar:
1-Tirmizi, Kıyame 55; İbni Mace, Fiten 23; Ahmed, Müsned, II 43, 5/ 365.
2-Bursevî, Ruhu'l- Beyân Tefsiri, 6/ 52.
3-Buhari, Edeb 38. Münavî, Feyzu'l-Kadir 4/ 334.
4-Münavî, age. 3/ 352. |