Konu Başlıkları: Canımız Onlar İçin Feda Olsun
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 20 Temmuz 2008, 18:39   Mesaj No:1

Huzurİslam

Medineweb Sadık Üyesi
Huzurİslam - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Huzurİslam isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 9
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 761
Konular: 392
Beğenildi:20
Beğendi:0
Takdirleri:87
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Canımız Onlar İçin Feda Olsun

Canımız Onlar İçin Feda Olsun

Hz Osman (r.a.) - Abdurrahman İbn Avf (r.a.)
O DİYARIN SAKİNLERİ'nen bu yazınızda da ikisini ele alıp deniz olan hayatlarından bir tek damla sunmaya çalışacağız. Hayır, Hayır, yanlış anlaşılmasın biz değil, onlar için söylenilmiş sözleri nakledeceğiz. Biz kim oluyoruz ki onlar hakkında konuşalım? Daha elimizin arkasını ve önünü tespitte aciz olan biz mi onların faziletini anlatacağız?d

O DİYARIN SAKİNLERİ'nden olan bu iki sahabe (Allah her ikisinden de razı olsun) hayatlarında cennet ile müjdelenmiş olanlardır. Haklarında söz sultam sevgili Peygamberimizin mübarek kelamları olmuştur. Mevzuya önce bu mübarek kelamlardan naklederek başlayalım:
1- "-Ashabım hakkında düşmanlık yapmakta, kötü söz sarf etmekte Allah'tan korkunuz. Onları benden sonra (düşmanlığınıza) hedef tutmayınız." (Tirmizi Sünen)
2- "-Ashabıma dil uzatmayınız. Allah'ın laneti, onlara dil uzatanların üzerine olsun." (Hatib)
3- "-Cenab-ı Allah, beni kendisine dost seçti ve bana da ashabımla hısımlarımı yardımcı verdi. Bir kavim gelecek ki, onlara sövecek ve kendilerini noksan görecektir. Siz o kimselerle oturmayınız; beraber yiyip içmeyiniz ve onlarla nikahlamayınız." (Suyuti C. Sağir)


O DİYARIN SAKİNLERİ hakkında o kadar hadis var ki Ashab-ı Kiramı ayırt etmeksizin seven müslümanlar için bu üç hadis kafidir. Allah'ın Resûlünün ashabına dil uzatma cüretini gösterenler için üç bin hadis söyleseniz yine fayda etmez. Sadece şu kadarını söyleyelim ki. Türkiye'nin fıkhi görüntüsünün tespitinde çok şeyler söylendi, yazıldı, konuşuldu. Leh ve aleyhte olan bütün bunları iyi niyet mahsulü kabul ettik. Ancak ashab gibi hayatı Kur'an'da anlatılmış bir nesle dil uzatanlara müsamahamız yoktur. Eğer hatalarından rücu edip, tevbe etmezlerse karşılarında keskin kılıçlı dil ve kaleme sahip nice müslümanları bulacaklardır.
Bu mesele cuma kılmır ve kılınmaz, hacca gidilir veya gidilmez, arkalarında namaz olur veya olmaz gibi meselelere benzemiyor. Ashab-ı Kirama dil uzatılınca Peygamberimize, Kur'an'a dil uzatılmış.demektir. Çünkü Kur'an-ı toplatıp kitap haline sokarak ülkelere dağıtan Hz. Osman (r.a.) olmuştur. Hz. Osman hakkında müslümanların kalbine sokulacak bir .tereddüt (haşa) Kur'an'a karşı da bir şüpheyi beraberinde getirebilir. Bu hususta bütün müslümanların uyanık bulunmalarını, Ashab-ı kiramın hangisine olursa olsun dil uzatan kimselere güvenmemelerini Allah için rica ediyoruz. Bizlere her türlü hakareti, ithamı, buğz ve kini yapsınlar, eyvallah der geçeriz. Fakat sahabeye karşı iftiraya gelince serden geçebiliriz fakat sahabeden geçemeyiz. Bunu dost düşman herkes bilsin. Allah'a sattığımız bir can vardır. O can, ashabın kam ile ortaya koyduğu İslâm hayatı için beklemektedir. Hiç belli olmaz, bakarsınız bu canlar, o hayattan evvel o hayatı ortaya koyan canlı Kur'an ayetlerine dil uzatan parazitler için kullanılabilir, Allah'ım şahid ol.


O DİYARIN SAKİNLERİ'nde Osman (r.a.):
1- "Her peygamberin (cennette) bir arkadaşı vardır benim cennette arkadaşım. Osmandır." (Tirmizi, Menakib)
2- Peygamberimize, namazını kılması için bir adamın cenazesi getirildi. Peygamberimizi onun cenaze namazını kılmadı. Bunun üzerine:
- Ya Resûlallah, bundan önce hiç kimseye cenaze namazı kılmadığını görmedik, denilince; Resûlullah Efendimiz şöyle buyurdu:
" -O, Osman'a buğz ederdi. Allah'da ona buğzetti." (Tirmizi Menakihl
3- Ebu Musa el Eş'ari dedi ki, Peygamberimizle beraberdik. Bir ara kapı çalındı. Resûlullah Efendimiz:
-" (Kapıyı) aç da, başına gelecek bir musibet şartıyla cennetle müjdele buyurdular" Kapıyı açtım, bir de baktım gelen Osman b. Affanmış." (Müslim Fed. Sahabi)
Allah'ım şefaatlarını bizlere nasip eyle. Amin.


O DİYARIN SAKİNLERİ'nden Abdurrahman İbn Avf (r.a.):
1- Peygamberimizin vefatından sonra Abdurrahman İbn Avf (r.a.) bir tarlasını 40 bin dinara sattı. Parayı Beni Zühre Kabilesi ile Peygamberimizin eşleri arasında taksim etti. Hz. Aişe'ye (r.a.) verilince: "Bunu kimi gönderdi?" diye sordu. Abdurrahman İbn Avf, denildi. Hz. Aişe (r.a.): .
- Peygamberimiz: "Benden sonra size ancak sabır olanlar acıyacaktır" buyurdu. Allah (c.c.) Avf oğlu Abdurrahman'a Cennet selsebilinden içirsin, dedi. ( İbn Sa'd'a Tabakat)
2- Abdurrahman İbn Avf, Uhud Savaşında 21 yerinden yara almıştı, ayağından aldığı yaradan dolayı sendeleyerek yürümüştür. (Hayatü's Sahabe)
3- Hz. Üsame ordusunda, Abdurrahman İbn Avf, Hz. Üsame b. Zeydin devesini çekiyordu. (Kenz'ül Ummal)
Haklarında ayetler inmiş, hayatları Kur'an ayetleri ile menkibelenmiş, sağlıklarında bir kısmı Cennetle müjdelenmiş Ashab hakkında müslümanlar ancak hayır düşünürler ve hayır konuşurlar. Onlar arasında vuku bulmuş hadiseler bizlerin tahlil edebileceği hadiseler değildir. İşte onlardan biri:
- Cemel ve Sıffın hadisesini vücuda getiren muhalifler hakkında Hz. Ali'ye şöyle sorulmuş:
- Onlar müşrik midirler? Hz. Ali (K. veche): - Yok, onlar şirkten firar etmişlerdir.
- Ya onlar münafık mıdırlar? Hz. Ali (r.a.):
- Hayır, münafıklar Allahu Tealayı az zikrederler, demiş.
- Ya onların halleri nedir? denilince, Hz. Ali (r.a.)
- Onlar, bizim kardeşlerimizdir, bize buğz ettiler, (yani şerkeşlikte bulundular) cevabını vermiştir.
Şu. karşılıklı konuşmaları dinledikten sonra, acaba şu zamanda yaşayan müslümanlara düşen vazife nedir? aleyhlerinde mi konuşmak, yoksa sükut mu etmek daha hayırlıdır?
Fakat ne denilmiş, cahil cesur olur, ashab hakkında ileri geri konuşanlar ilimlerinden değil, bu cesaretlerini cehaletten alıyorlar. Biz müslümanlara gelince:n


O DİYARIN SAKİNLERİ bizim başımızın tacıdır. Her birisi hakkında hüsn-i zannımız zirvededir. Onları sevmek bizim imanımızın şiarıdır. Onlar hakkında aleyhte konuşmaya müsait bir inancımız yoktur. Her birinin şefaatlarını bekleriz. Her birisi dünyadaki tüm insanlık için birer kılavuzdur. Semadaki yıldızlar mesabesindedir. Onların hayatlarını okuruz, çocuklarımıza okur ve onların yolunda olmalarını telkin ederiz.

O DİYARIN SAKİNLERİ cihadı ile, ilimleri ile, ibadetlerine düşkünlükleri ile, bütün yön ve cepheleri ile bizim mürşidlerimizdir. Dünya ayakta kaldığı müddetçe onlar sevilecek; anılacak ve unutulmayacaktır. Tek korkumuz onlar gibi İslâmı yaşayamamış olmamızdır. Kişi sevdiği ile beraber olduğuna göre, onları seviyoruz. Onları sevmeyenlere, kalbimizde besleyeceğimiz bir sevgi yoktur.
Yüce Allah, O diyarın sakinlerinin yolundan, ahlakından, edebinden bizleri ayırmasın. Sevsin, sevdirsin.
Abdullah Büyük
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Huzurİslam 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Yüreğimden Nağme-i Ç/alıntılar Şiirler ve Şairler HakikaT 3 2392 13 Ocak 2010 22:19
Sabr-ı Sükut/ medineweb.net Şiirler ve Şairler Esma_Nur 4 2621 13 Ocak 2010 22:12
Sen Bilme Beni, Ey Ebed Güzeli! Makale ve Köşe Yazıları dua dilencisi 3 2352 13 Ocak 2010 21:56
54.Haftanın Misafiri ''kocaklar'' Hafta'nın Misafiri Emekdar Üye 26 11519 10 Ocak 2010 20:32
Yâr Kucağı Makale ve Köşe Yazıları dua dilencisi 1 2040 09 Ocak 2010 00:08