Cevap: Din Bilimleri-Ünite2: Dinin Bireysel-Toplu Din- Önyargı İlişkisi Birçok dinin söyleminde, “komşuyu sevmek, insanlığı ve insanlarısevmek” gibi ilkeler çokça dile getirildiği halde günümüzde diğer toplum ve inançlara yönelik tutum ve davranışların neden olduğu çatışmalara varan düşmanlıklar yaşanabilmektedir. Din- önyargı ilişkisine çalışmaları arasında önemli bir yer ayıran Allport, önyargılar konusunda dinin rolünün çift taraflı olduğunu (yani hem önyargıların gelişmesine zemin hazırladığını hem de önyargıların toplum içinde doğabilecek olumsuz etkilerini azalttığını ya da ortadan kaldırdığını) ileri sürmektedir. Yine de Allport’a göre; her dindeki mevcut doğrular dinler arasındaki farklılıkları barışçıl bir tarzda uyumlu hale getirilebilmektedir. Fakat tarihsel süreç içerisinde dinsel inanç sistemleri, kültürel ve etnik unsurlarla bütünleşerek, dinsel bölünmelere neden olabilmektedirler. Tarih boyunca, gerek aynı dine mensup toplumların kendi içlerinde gerekse değişik toplumlar arasında kültür bölünmeleri yaşana gelmiştir. Bu nedenle, dinsel bölünmeler ve alt kültür yapılanmaları el ele giden gelişmeler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum, günümüzde de toplumların önündeki en ciddi sorunlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapılan bir incelemede, ibadetlere katılım, dini tutumlar, yaygın inançlar ve ırksal önyargı arasında olumlu bir bağlantı olduğu anlaşılmıştır. Din önyargı ilişkisini açıklamaya yönelik görüşler: - İçten ve samimi dindarların daha az ön yargılı olmalarının nedeni, inanç sistemlerindeki başkalarını kabule ve sevmeye dair bulunan öğretilerin gözetilmesidir. - Dinin önyargıların oluşmasına yol açmasının başta gelen nedeni ise, katı dinsel mit ve doktrinlerin ilham ettiği dini rekabet ve saldırganlıktır. - Topluma yönelik olarak algılanan tehditler de önyargıları tetikleyen önemli faktörlerdendir. Terörle başa çıkma kuramına göre, yabancı unsurlar toplumun yerleşik dünya görüşüne yönelen tehditler olarak kolayca algılanabilir. - Sosyal normlara bağlılık çerçevesinde gelişen araçsal dindarlığın da önyargılara zemin hazırladığı araştırma sonuçlarından bilinmektedir. - Bir diğer kuramsal yaklaşıma göre, mahallilik yani küçük çaplı yerel bir gruba bağlılık da önyargıların oluşmasına ve devamlılık göstermesine sebep olmaktadır. - Küçük dinsel gruplaşmalar da, ilişkilerin birincil düzeyde olmaları nedeniyle, önyargıları besleyen ve büyüten önemli faktörlerden biridir. Burada rol oynayan en önemli özellik, küçük gruplaşmaların doğal sonucu olan sosyal mesafelerin gruplar arası her türlü paylaşımı güçleştirerek yabancılaşmaya yol açmasıdır. Bu durum ise, toplumsal ilişkilerde en güçlü birleştirici ve bağlayıcı unsur olan sevginin yaşanmasını engellemektedir. Oysa, “birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız; iman etmedikçe de cennete giremezsiniz” buyrulmaktadır. Kısacası, cennetin yolu sosyal barıştan, sosyal barışın yolu ise sevgiden geçmektedir. |