Atatürk ilk.ink tar II 1-8 ünite özetleri
ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ 2
ÜNİTE 1 – YENİDEN YAPILANMA DÖNEMİ
Maarif Kongresi: Kütahya-Altıntaş savaşları sırasında 15-21 Temmuz 1921 tarihleri arasında Ankara’da Mustafa Kemal Paşa’nın açılışını yaptığı kongrede ülke eğitimcileri görüş ve önerilerini devlet yöneticileri ile paylaşmışlardır.
Türk Devleti, tarım ekonomisi anlamında dışarıya ancak tarım ürünleri ve hammadde satabilen bir ekonomi içindeydi. Dışarıya hammadde satıp onları mamul madde halinde ithal etmek dış ticaretin değişmez özelliği ve zaafı haline gelmiştir.
Türkiye halkı millî iradeye dayanmayan hiçbir kuvveti ve heyeti tanımadığı gibi, İstanbul’daki şahsî hâkimiyete dayalı hükumet şeklini 16 Mart 1920’den itibaren ve ebediyen kaldırmıştır.
Vahdettin’in İngilizlere sığınmasında sonra, Aldülmecid efendinin, Ankara’ya gönderdiği ilk telgrafı ile, Meclis’te ortaya çıkan “halifeye tabi olma” eğilimi Mustafa Kemal Paşa’yı halifelik meselesini daha etraflıca düşünmeye itmiştir.
1 Kasım 1922 kararının yani Saltanatın kaldırılması olayının, bütün milletin uğrunda canını feda etmeyi göze aldığı kurtuluş reçetesi olan Misakı Millî’nin “kudret, kuvvet ve mahiyeti ile aynı değerde olduğunu” ifade etmektedir.
Saltanatın kaldırılması ile gelinen aşamadan bir şekilde geri dönüş olmamasını temin için 15 Nisan 1923’te 334 numaralı ek kanunla, saltanatın ilgası, egemenliğin vazgeçilemez, bölüştürülemez ve devredilemez şekilde Büyük Millet Meclisince temsil edildiği esasına karşı söz, yazı ya da fiillerle direnen, kargaşalık çıkaranların vatan haini olacakları kabul edilmiştir.
Halifeliğin Kaldırılması
Halifeliğin kaldırılması sürecinin hızlanması, 24 Kasım 1923 tarihinde İngiltere’den Başbakan İnönü’ye gönderilen mektup olmuştur.
Meclisin gündeminde halifeliğin kaldırılması gündemdeyken, Halife Abdülmecid Efendi, 1924 yılı bütçe görüşmeleri öncesinde, hükümetin hilafet için 15 Nisan 1923 tarihinde vaat ettiği bütçenin artırımı için gereğinin yapılmasını istemiştir. Halifenin, resmi devlet teşkilatının önemli bir parçası olduğuna inandığını gösteren bu talebi Mustafa Kemal Paşa için bardağı taşıran son damla olmuştur.
Tehvid-i Tedrisat Kanunu’nun gerekçesi, milletin fikri ve hissi birliğini temin etmektir. Bu kanunla Türkiye dahilindeki bütün okulların Maarif Vekaletine bağlanması karara bağlanıyordu.
3 Mart 1924 tarihli çıkarılan kanunlar arasında Diyanet İşleri Başkanlığı ve Genel Kurmay Başkanlığı kurulması da vardı.
3 Mart 1924 tarihinde Halifeliğin kaldırılması ile ilgili kanun teklifinin gerekçesi ise, “hilafetin mevcudiyetinin iç ve dış siyasette iki başlılık yarattığı, İstiklal ve milli hayatta ortak kabul etmeyen Türkiye’nin şeklen ve dolayı yoldan bile olsa ikililiğe tahammülünün olmaması” idi.
I. Üniteye Soru ve Cevaplarla Bakış
Yunan işgal ordularına karşı mücadelenin devam ettiği sırada 15-21 Temmuz 1921 tarihleri arasında toplanan I.Maarif kongresini “İtilaf devletlerinin Türkiye’deki eğitimi planlama isteğinin göstergesi” şeklinde tanımlanabilir.
Nüfusun %75’i köylerde oturmakta, ihracatının %80’inini tarım ürünlerini oluşturmakta iken Türkiye’nin yurtdışından buğday ithal etmesinin sebepleri; üretimin yetersiz olması, belli merkezlerde üretilen ürünün tüketim bölgelerine ulaştırılamaması, üretici konumdaki vatandaşlarda pazar için üretim fikrinin yaygınlaşmamış olması ve üretim teknikleri ve araçlarının çok eski olmasıdır.
Osmanlı Devletinden devralınan %6 okuma yazma oranının 1940’da %24’e çıkması şu şekilde değerlendirilebilir: 1928 Harf İnkılâbının başarısı, Yeni oluşturulan Türk Alfabesinin Türk Milleti tarafından kolay öğrenildiği, takip edilen eğitim öğretim politikalarının başarılı olduğu ve Türk milletinin eğitim öğretim konusundaki istekliliği söylenebilir.
TBMM’nin Mudanya Mütarekesinden sonra attığı adımlar şunlardır: 1881-1897 dönem askerler terhis edilmiştir, Ordu savaş durumundan barış durumuna geçirilmiştir, Tapu senetlerindeki “hakani” ibaresi yerine “milli” kavramı getirilmiştir ve işgal bölgesindeki köylüye tohumluk ve yemeklik tahıl dağıtımı yapılmıştır.
Ahmet Tevfik Paşa, “milletin gözünde meşruluğunu yitiren Saltanat makamı ve İstanbul hükümetini sürece dahil ederek ömrünü uzatmak” sebebiyle, Lozan Konferansına, TBMM ile birlikte gidilmesini için müracaat etmiştir.
Saltanatın kaldırılması Rıza Nur tarafından teklif edilmiş ve “1 Kasım 1922” tarihinde kaldırılmıştır.
Hilafetin kaldırılması sırasındaki ilmi ve tarihi izahları ile TBMM’deki tereddütleri gideren dönemin Adliye vekili “Seyyid Bey”’dir.
Türkiye’de hilafet 3 Mart 1924 tarihinde lağvedilmiştir.
Hilafetin kaldırılması ve hanedan ailesinin yurtdışına gönderilmesi şu amaçları taşımaktaydı:
- Cumhuriyetin ilanına muhalefet bir güç odağını etkisiz bırakmak,
- Müslüman sömürgeleri olan emperyalist devletin Türkiye’nin iç işlerine karışmasını önlemek,
- Cumhuriyet idaresi ile halka verilen hâkimiyet hakkının herhangi bir makam ile paylaşılamayacağını göstermek,
- Türkiye’de yeni dönemde eskiye dönüşü düşündürecek sembolleri ortadan kaldırmak.
alıntıdır