Hadis Tarihi Ve Usulü
Haber-i vâhidlerin merdûd kısma ise zayıf hadisler girer. Zayıf hadislerin on kadar çeşidi bulunmaktadır.
Hadislere makbûllük ve merdûdlük dışındaki özelliklerine göre de bazı isimler verilmiştir. Bunların bir kısmı metninin özelliğine, diğeri senedinin özelliğine, üçüncü kısmı ise sened ve/veya metninin özelliğine göre adlandırılmışlardır. Bu kısımda yar alan hadis çeşitleri, sened ve metinlerinin durumlarına göre makbûl veya merdûd olabilmektedirler.
Mütevâtir hadis, başından sonuna kadar her tabakada, yalan söylemek üzere anlaşmaları aklen ve âdeten mümkün olmayacak kadar çok râvînin rivayet ettiği hadistir. Tanımdaki tabakadan kasıt; yaş ve öğrenim bakımından yahut bazı özelliklere sahip olma yönünden aynı veya birbirine yakın olan kimselerdir.
Âhad hadis veya haber-i vâhid, herhangi bir tabakada râvî sayısı, mütevâtir hadisin râvî sayısına ulaşmayan hadistir. Haber-i vâhidin bir ya da birkaç tabakada mütevâtir hadisin şartlarını taşımış olması, onun mütevâtir olarak nitelendirilmesi için yeterli değildir.
Zayıf hadis, sahih hadisin tarifinde zikredilen niteliklerden birini veya birkaçını taşımayan hadistir ve taşımadığı niteliğe göre değişik isimler alır.
Zayıf hadisteki kusurlar râvîsinin adalet eksikliğinden veya hafızasının zayıflığından kaynaklanabilir.
Mevzû hadis ise, Hz. Peygamber’e söylemediği veya yapmadığı bir sözün veya fiilin nispet edilmesidir. Bu, bilerek, kasten Allah Resûlü adına yalan uydurmaktır.
Eşyanın bilinmesi akıl yoluyla ve his ve duyu organları vasıtasıyla gerçekleşir. Mesela dördün yarısının iki ettiğini akıl yoluyla biliriz. Aynı şekilde sonradan meydana gelmiş veya yaratılmış olan bir şeyi düşündüğümüzde onu yaratan bir gücün varlığını yine akıl yoluyla kavrarız. Fakat bir kimsenin söyediği bir sözü veya yaptığı bir işi duyu organları vasıtasıyla öğreniriz.
Söylenen bir söz işitme, yapılan bir iş/fiil ise görme organıyla bilinir.
Bir şeyi duyu organı vasıtasıyla öğrenen kimse, onu, bilmeyene, yine duyu organı aracılığıyla, olaya bizzat şahit olanın haberiyle öğretir. Bir şeyi haber verenlerin hepsi, sözlerine güvenilen kimseler değildir.
Bu durumda verilen haber iki ihtimalden birine açık olur; yani ya yalan ya da doğrudur. Öyleyse haberin doğru olması için, onun dürüst ve sözüne güvenilen kimselerden alınması gerekir. Sözüne güvenilen kimseler de ya yakîn veya zan yoluyla bilinir. İşte yakîn vasıtasıyla bilinen haber mütevâtir; zan yoluyla bilinen haber ise âhâddır.
Ancak zan yoluyla bilinmesi durumunda, haberin doğru olduğunu gösteren işaretlerin aksini gösterenlerden daha kuvvetli olması gerekir. Buna galip zan (zannı gâlib) denir.
Mütevâtir haberin hem inanç (akâid) hem de amelde kesin delil olduğu hususunda Ehl-i sünnet mezhepleri görüş birliğindedirler. Haber-i vâhid’in ise, amelde delil olması hakkında ittifak olmakla birlikte, akâid esaslarının tespitinde delil olması tartışmalıdır.
İslâm alimleri zayıf hadisle amel konusunu genellikle sonuca etkisi açısından değerlendirmişlerdir.
Zayıf hadisin delil olma yetersizliği dikkate alınarak inanç esaslarının belirlenmesinde hiçbir surette ona yer verilmemiştir. Zayıf hadisle amel konusuna gelince, çoğunluğun temel aldığı ölçütün helal ve haram sınırı olduğu görülür.
Burada da hadisin sonuca etkisi göz önünde bulundurulmuştur.
Helal ve haramın tespiti ciddi ve sorumluluk isteyen bir durumdur. Ancak güzel amellere teşvik veya çirkin işlerden sakındırmak maksadıyla zayıf hadise dayanmak böyle değildir.
Zayıf hadisin helal ve haramların tespitinde kullanılmayacağı hususu teoride ifade edilse de, pratikte bu prensibin özellikle Hanefîler ve Şâfiîler tarafından ihlal edildiği örneklere azımsanmayacak kadar rastlanmaktadır. Burada içeriği ile ümmetin amel ettiği genel kabul görmüş hadisler, sened açısından zayıf da olsa, geçerliliğini sürdürmüşlerdir.
Ayrıca rivayeti daima ilk planda tutan anlayışlar zayıf hadisleri, doğru olma ihtimalini göz önünde bulundurarak, şahsî görüşe (rey) tercih etmişlerdir. Bu değerlendirmelerde hasen hadis kavramının literatüre tam yerleşmediği Tirmizî öncesi dönemi de dikkate almak gerekir. Zira bu dönemde zayıf hadis olarak nitelenen hadislerin bir kısmı aslında hasen hadistir.
Alıntı
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |