Tekil Mesaj gösterimi
Alt 31 Mayıs 2018, 00:45   Mesaj No:3

nurşen35

Medineweb Emekdarı
nurşen35 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:nurşen35 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 38944
Üyelik T.: 09 Şubat 2014
Arkadaşları:60
Cinsiyet:Bayan
Mesaj: 9.475
Konular: 1144
Beğenildi:4423
Beğendi:3685
Takdirleri:14319
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart




İstanbul’un Fethi; Bizans İmparatorluğu 1000 seneden fazla İstanbul surları içinde yaşıyor, şehir Hristiyanlığın Roma’dan sonra ikinci derecede önemli merkezi sayılıyordu.

Kapatby ReklamStore
Kalın ve aşılmaz surlar içinde Bizans, artık iyice zayıflamış, insanlar dini ve ahlâki bir karanlığın içine düşmüşlerdi. Herkes birbirinin aleyhinde konuşuyor; rüşvet, zina, kumar ve içki Bizansın hayat damarlarını tıkıyordu. Şehirde yaşayanların tek güvenceleri bu güne kadar aşılması mümkün olmayan kalın ve kuvvetli surlardı.

Gerçekten pek çok millet, özellikle Müslümanlar Peygamberimizin “İstanbul elbette fetholunacaktır. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden asker ne güzel askerdir.” müjdesine kavuşmak için şehri defalarca kuşatmışlar, fakat surları aşamayıp geri dönmek zorunda kalmışlardı.

Bu büyük ve şerefli vazifeyi genç Osmanlı Padişahı Sultan Mehmet gerçekleştirmek istiyordu. Çocukluğundan beri, geceleri rüyalarına, gündüzleri hayallerine giren zafer İstanbul’un fethi idi. Padişah olduktan sonra durmak bilmeyen bir çalışma içine girerek fethin hazırlıklarına başladı. Her şeyi inceden inceye hesap ediyor, surları yıkıp aşmak için büyük toplar döktürüyordu. Daha önce dedesi Yıldırım Bayezid’ın yaptırdığı Anadolu Hisarı’nın karşısında bizzat kendisi de çalışarak Rumeli Hisarı’nı yaptırdı.

Fetih için kesin kararın ilânından sonra bütün bir Osmanlı ülkesi coşkun bir hazırlığın içine girdi. Genç, ihtiyar herkes gücü yettiği kadar çalışıyor, zafer için Allah’a dualar ediyor, Sultan Mehmet hiç bir şeyi eksik bırakmamak için geceleri uyku bile uyumuyordu.

Nihayet Müslüman Türk ordusu 1453 yılının Şubat ayı başında başkent Edirne’den yola çıktı. Toplar hususi bir şekilde çekiliyor, ordu büyük bir düzen içinde ilerliyordu. İki ay içerisinde İstanbul önüne gelindi, padişah otağını kurdu. Askerler yerlerini aldılar. Toplar ağızlarını yıkılmaz sanılan Bizans surlarına doğru çevirdiler.

Büyük bir korku içinde başlarına geleceği bekleyen Bizanslılar bir gece gemilerin karadan yürütülerek Haliç’e indirildiğini görünce Osmanlı Sultanı’nın dehâ ve kudretini anlayarak titremeye başladılar. Kuşatma 52 gün sürdü. Askerler olağanüstü kahramanlıklar göstererek tarihin altın sayfalarına adlarını yazdırdılar. Nihayet 1453 Mayıs’ının bir Salı sabahı Ulubatlı Hasan İstanbul surlarına İslâm’ın muhteşem sancağını sapladı. Yıkılan surlardan Türk askerleri içeri girdi. Şehir kısa bir sürede fetholundu. Bizans İmparatoru Konstantin Dragazes iki yeniçeri tarafından öldürüldü.

Genç Osmanlı Sultanı Fatih muhteşem bir törenle Topkapı’dan şehre girdi. Ayasofya Kilisesi’ne kadar atınının üzerinde ilerledi. Kiliseyi camiye çevirerek Cuma namazı kıldırdı. Artık şehrin üzerindeki çan sesleri susmuş, Ezân-ı Muhammedi dalga dalga yayılmaya başlamıştı. Osmanlı ülkesi bayram ediyor, bütün bir Hristiyan âlemi keder içinde ağlıyordu. 1000 yıllık Bizans İmparatorluğu paslı bir çivi gibi sökülüp atılmış, Peygamberimizin ilahi müjdesine Fatih Sultan Mehmet ve kahraman askerleri ulaşmıştı ve artık Orta Çağ kapanmış Yeni Çağ başlamıştı.
__________________
O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR
Alıntı ile Cevapla