Jenny Molendyk Divleli nin Hidayet yolculuğu
Müslüman olma serüvenini
Müslüman olmak gibi bir niyetim hiç olmamıştı aslında. Sadece bilmediğim bir inançla ilgili bilgi sahibi olmak için araştırıyordum İslam’ı. Araştırmalarım, okumalarım ve tanıştığım Müslümanlarla konuşmalarım, kendi dinim olan Hristiyanlıkla ilgili şüphelerim olduğunu bana gösterdi. Evde yalnız olduğum bir gece Tanrı’ya dua ettim: “Ey Tanrı’m, hangi dinin Tanrı’sı isen, Hristiyanlığın veya İslam’ın, bana kendini açık et.” Öyle bir noktaya gelmiştim ki samimi olarak doğru yolu bulmayı arzu ediyordum. Bu süreçte şunun farkına vardım: İçtenlikle “gerçek” olanı işitmeye ve öğrenmeye yöneldiğimde Allah kalbimi açık bir şekilde gerçeği görmeye meylettirdi. Fakat bu süreçte birçok zorluk da vardı. Bütün zorluklara rağmen öğrenip inandıklarımı inkâr edemezdim. Artık öyle bir noktadaydım ki madem İslam’ı reddedemiyorum, Allah’ın emirlerini de reddedemezdim. Bu da şu demek oluyordu: Müslüman olduysam hayatımda büyük değişiklikler de olacaktı. Karar vermiştim, Kur’an’ın hakikat olduğuna inanıyorsam içindeki emirleri inkâr edemem. Dolayısıyla Müslüman olma kararımla beraber, tesettüre girme, haram yiyecek ve içeceklerden kendimi alıkoyma kararım da beraberinde geldi. İslam’ı kabul etmek, şehadet getirmekle bitmiyordu. Aksine her gün, yeni kararlar almayı mecbur kılıyor ve İslam’la şereflenmeyi hafife almamamı gerektiriyordu. Sıklıkla aklıma şu ayet-i kerime gelir: “… yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.” (Âl-i İmrân, 3/103)
çok etliyeyici bir hikaye özet olarak paylaşmak istedim