Âzâlarımızdan Filistin Hasta Peki Sen? E.Kcmn
Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir bedene benzer.”
Vücudumuzun azalarından biri hasta iken (kolun, bacağın, eklemin, başın, dişin, iç organların) görmezden gelebilir misin? Hiç birşey yokmuş gibi davranabilir misin? Veya çok acı çekiyorum diye o uzvu kesip atabilir misin? Yoksa çaresine mi bakarsın? Ağrı-sızı geçmese de bildiğin bütün tedavi yöntemlerini denemez misin? "
Geçmez bu hastalık kangren olmuş organ" deseler yine canla başla deva yöntemi aramaz mısın? Allah'tan ümidi keser misin? Bırakır mısın tedavi aramayı ? Ya da acıyı görmezden gelmek acıyan yerini unutturuyor mu?
Hadi diyelim ağrı çok tanısı yok...
"ben ne yapabilirim" diyerek boş verir misin ? Eminim boş vermezsin. Tanısı tedavisi yoksa da en basitinden, akan, kanayan yerine pansuman yapmaktan, ağrı kesici kullanmaktan vazgeçmezsin. Hele birileri gelip "
şu acı çekilir mi, hastane hastane uğraşılır mı sabret, psikolojik ?" dese küser, en gururlusundan tepki gösterir, umursamadan bildiğin şekilde devam edersin. Sana sunulacak bütün alternatif tedavileri denersin. Çünkü acıyan yerini sen biliyorsun. Canın orda atıyor, yok saymakla yok olmuyor. Bir de acını hissetmedikleri, yaranı/acını umursamadıklari için, gözlerinin önünde çaresizliğine tepkisiz kaldıkları için insanlara çok kızarsın. Acını anlatma konusunda inanılmaz gayret gösterirsin. Biliriz insan canı kıymetlidir, bir yerine birşey olduğunda hemen şifasina ve tedavisine bakar. Sonra şifayı Allah'tan bekler. Tevekkül eder....
Vücudumuzun azalarindan biri 3,5 aydır zulüm, işkence, eziyet görüyor azap içinde kıvranarak can çelişiyor, hergün ölerek güne başlıyor.
Peki aynı insan Allah Rasulü'nün en veciz haliyle ifade ettiği şekliyle, kardeşi zulüm altındayken, uzuvlarından biri yara almışken neden bu kadar umarsız. Filistin organımız ateşler içinde yanarken neden bu kadar gevşek. Filistin mi organlarından biri değil yoksa imandan olan kardeşine sevgi, merhamet duyguların mı köreldi? Düşündükçe aklını kaybedersin öyle bir zulüm ve sen hala boykot konusunda ikna edilmeyi bekliyorsun.
Boykot senin nezdinde, parol görevi görüyor olabilir,
hiçbir şeyi düzeltmiyor, ne işe yarayacak" diye düşünebilirsin ama unutma hafifte olsa, ağrı kesici ateş düşürücüdür, yan etkisi yok.. Senden antibiyotik olmanı, bekleyen yok. Lütfen uzvunu gözden çıkarma parasetamol dahi olsa kardeşin için, ağrıyan uzvun için birşey yap. Bunu esirgeme...
Psikolojin bozuluyordur, çocuklarının da öyle. Peki, bunu da anlamıyoruz ama hayat güllük gülistanlık değil, bugün rahatsan sıra sana gelmediği için bil isterim. O çocuklardan şevkatini, merhametini esirgememek, empati köprüsü kurabilmek yetim başı okşamak gibidir. En keskin ilaçtır.
BEDENİN ilaçlara bağımlılık yapmadiysa, morfinle uyuşmuyorsan, ötenazi yapmadiysan parol ol şu uzvuna. Allah Rasulunden gelen şu nebevî çağrıya kulak ver, kalbini ver, duy, gör, işit lütfen... Çok birşey istemiyoruz. Boykottan vazgeçme! Filistin'den vazgeçme! Ağrıyan uzvundan/uzuvlarından vazgeçme! Zulüm altındaki kardeşlerinden vazgeçme! Elinle, dilinle, bilginle, kaleminle, alışverişinle, söylemin ile, dinlediklerinle, susuşun ile izzetli duruş sergile! Uzvun için elinden geleni esirgeme bütün mazlum kardeşlerin için..
Fi emanillah...
Hadisten Çıkarmamız Gereken Dersler 1.Mü’minler sevgi, merhamet, şefkat ve yardımlaşmada bir vücut gibi olmalıdırlar.
2.İnananlar, birbirlerinin sevinç ve kederine ortak olmak zorundadırlar.
3. İslâm toplumu bir vücut gibidir; bir uzvun hastalığının bütün vücudu rahatsız etmesi gibi, bir müslümanın başına gelen belâ ve musibetleri, bütün müslümanlar kendilerine dert edinmelidir. (Riyazüs Salihin)
Emine Kocaman
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]