Alıntı:
Kara Kartal Üyemizden Alıntı
Yazıkki adamını kayirana alıştık alışmadığımız demokratik düzende tüm ülkenin gözü önünde bizzat cb den torpil talep etmesi. Bu kadar insanın hakkını yemek alişılacak aman boşver denilecek bişi değil yaf .gif)
Şahit olduk, çok çok yıkıcı bir durum ben sizler kadar olgun bakamiyrm hakkı yenen, sıra bekleyen hala bir baltaya sap olamamış babasının dükkanı olmasa ne yapcani bilmez bi genç olarak
Depremler, Bolu Kartalkaya yangini, hayatini kaybeden 78 can, bunlarin 30 cocuk unutuldu, Zengin Hanimin yegenine devlette iyi bir kadro arayisi basladi
Zehir zıkkım olsun burunalrindan gelsin bu kadar insanın ahı. Ben öfkeliyim kusura bakmasın kimse ha kime faydası var kimseye.safim belli olsun yeter .gif) |
İşte bu da unutulacak zamanla; öncekilerin de unutulduğu, sonraki benzerlerinin de unutulacağı gibi. Buna güvenerek zaten böyle ahlaksız şeyleri pişkin pişkin yapabiliyorlar; bugün konuşulur, yarın unutulur.
Çözüm ise, unutmamak kısaca. Ve unutmamanın yolu da, öne çıkan her gündeme yüzümüzü dönmemekte. Bu bir odak kaybıdır, bu bir güç bölünmesidir. Bu görülmediği sürece de, birlik olmadan hiçbir başarının olmadığı gibi, bu konuda da başarı gelemez.
Bu arada, canı acıyan kişilerin böyle konuları daha çok umursaması anlaşılır. Ancak, zaten bu da böl/parçala/yönet taktiğinin sonucudur. Bugün sizin bu işe sinirlenişiniz gibi, öte yanda bir emekli emeklilik hakları yüzünden sinirleniyor, bir diğeri sma vb hastalıklara destek bulamadığı için, bir diğeri hayvan haklarına takılmış orada kızgın... Yani bakıyorum, herkes canını acıtan yerde uğraşıyor. Bu kişilerin bu alanlarda bu denli uğraşması, aynı zamanda diğer alanlarla uğraşmadığının da kanıtıdır. Kısaca kafayı bir konuya takıp, zehir gibi o alanlarda uğraşan her zaman belli bir miktar insan hep oluyor. Peki ama çözüm üretilebiliyor mu? Hayır, çünkü bir sürü gündem içinde, aynı gündeme takılan her zaman az sayıdadır. Oysa ki değişim için çok sayıda insanın bir araya gelmesi şarttır.
İşte benim çağrım da, tam olarak buna. Ben STK'ların bile, yoğun çalışmalarına rağmen, bölünmüş olmasını mantıklı bulmayan biri olarak; bizler gibi bir STK gönüllüsü bile olmaksızın, her ahlaksızlık ve ihmal haberinin ardınca birkaç hafta kafa yormasını hiç hiç mantıklı bulmuyorum, çünkü: bu da unutulacak?
Gücümüz böyle böyle bölünüyor: hedeflerimiz bölünmüş, hassasiyetlerimiz parçalanmış; birimizin can acısı ötekimizin "çok üzücü, Allah kolaylık versin" sözü ile geçiştirildiği sürece "hiçbirimizin faydasına bir sistem" gelmeyecek.
Sonuç olarak tek bir çözüm var: ya herkes, ortak bir hedefte kilitlenir ve bunu çözmeye çalışır; veya, geçmiş yıllarda ne görüyorsak, aynısı daha da artarak devam eder. Çünkü bakıyorlar ki olaylarda tepkiler hep az bir kesimden, ve sadece canı yanan kıvranıyor, diğerlerinin umurunda değil; "öyleyse biz de kısım kısım can acıtırız" diyorlar.
Not: Yazı boyunca bir kaç kez aklıma Filistin, Doğu Türkistan gibi desteksiz kalan Müslüman halklar geldi. Onlara zulüm edilirken, kalan ülkeler sadece "Allah yardımcıları olsun" dedi. Bunlar büyük çapta, SMA veya atamalarda eziyet gören gençlerimiz de küçük çaplarda benzer kaderi yaşıyorlar. Canı doğrudan yanmayan herkes "Allah yardımcıları olsun" diyor.
Ve, birliğin önemi anlaşılmadığı sürece işte bunlar değişmez. "Safımız belli olsun", bu güzel, ancak birlik olmadığı sürece işte bu hiçbir şeyi değiştirmeyecek. İlgili ayet neydi? "Şüphesiz, bir toplum kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez." işte aynen öyle...