SAKA KUŞU İLE SEHERDE
Bir sevgi ılıklığı kuşatırken her yanı,
İlkbaharın en güzel naat’ını, seherin ince billurdan oluşan saatinde,
Bir saka kuşunun o dilbaz ötüşünde hissettim,
Bu sabah.
Bir an gafletin koyu bezginliği vücudumu ağırlaştırıp, hareketsizliğe mahkûm edişini düşündüm,
Ve sızılı bir yürekle, gözü kapalı, kulağıma gelen o sese kulak verdim.
Sanki kuşun dile gelen sesi şöyle buyuruyordu:
“Ey her varlığı kuvvetine teslim alan!
Ey her varlık, heybetinden zatına boyun eğen!
Ey yaratıklarına rızık veren!
Ey hataları bağışlayan, belaları def eden!
Kullarına bin bir hediyelerle ihsan eden!
Hayırlı ve faydalı şeyleri yaratan! Her türlü sesi işiten!
Bütün arzu ve duaları duyan! Sıkıntıları feraha erdiren!
Rahmete muhtaçları, rahmete erdiren!
Mazlumların sığınağı!
Gafil olup ta gafletini bilmeyen,
Zulüm yapıp zararını görmeyen,
Gurbet elde velisini anmayan,
Sıhhat bulup saadetine ermeyen,
Bu garip, bu cahil, bu cahil kulcukların adına,
Şu seherin tan deminde,
Senayı-ı tespih ile zatını anmaktayım ya Rab!
Ey günahları bağışlayan! Ey ayıpları örten!
Ey sıkıntıları gideren! Ey kalpleri evirip çeviren Tabip!
Ey sevgili! Ey dost!
İş bu dil sana yöneldi, seni andı, sana beyan eyledi.
Bu garip kullarına da bu sözlerin hürmetine
Onları af eyle! Gafillikten uyandır, kemaline erdir,
Sen zenginsin! Sen cömertsin! Sen Gani’sin!
Ya Rahman! Ya Rahim! Ya Allah!
Bağışı bol Rabbim!
Böylesi hoş bir müzik armonisi içinde,
Kuşların tespihlerinden ilham ihsan edişi ve bu tespihlerde mana kulağı ile duyuşum,
Gönlümü bir biçimde öylesine gerdirdi ki,
Yazık bana, vay bana” diye hayıflanarak kalktım.
Bir kuş ki böylesine azimli ve iştahlı, böylesine gayretli.
Bir an “bize ne oldu böyle, nasıl efsunlandık,
Kim üzerimize ölü toprağı döktü?
Yoksa bütün bunlar nefsimizin bir aldatmasından başka bir şey değilmi?” diye düşündüm.
Güzel bir abdest ile kendime geldikten sonra,
Yönelip Rahman’ın huzuruna iki rekât namaz eda eyleyip, açtık ellerimizi ve yöneldik dergâhına!
Ey kullarına akıl ve izan verip te,
Şu muazzam kâinatın mizanında şaşmayan kudretiyle hükümran olan Rabbim!
Sen bizim İlahımız, Mevla’mız,
Efendimiz, Koruyucumuz ve yardımcımızsın!
Rızkımız senden, sığınağımız sen, yol göstericimiz sen! Bütün güzel vasfın gönlümüze doğduğu şu demde,
Yinede iltica kapısı sen olduğundan beyan eyliyorum ki
Ya Rab! İnsaniyeti eşrefine uygun bir sıfatla,
Hulki-i azim bir ismetle yönelip,
Kemal ehli kıldığın ol Rahmet Peygamberin hürmetine,
Sana gönül âlemimizi açarak sena eyleriz ki,
Şu mübarek seherin sevdalısı,
Dili tespihli kuşların hürmetine bizi ayılt!
Bize azim ve gayret ver!
Sana taatte noksanlarımızı tamamla!
Seni anan, sana varan, sana yol alan, sana yol bulan,
Selama hasret, selamla dolan kullarınla
Cem eyle bizi! (Âmin)
VARIDAT-I SIRYANİ
(Taayyün’den tahayyül’e)