Ömer bin Abdülaziz'in Nasihati
Ömer bin Abdülaziz'in Nasihati
Ömer bin Abdülaziz halife tayin edilince, halkın işlerinden yüklendiği mesuliyet sebebiyle iki ay üzüntü ve keder içinde kaldı. Sonra millet ve ülke işlerine nazar etti. Hakları sahiplerine iade etti. Vefatından sonra, devrin âlimleri onun ölümüyle müslümanların ne kadar büyük bir kayba uğradıklarını, kederlerinin sonsuz olduğunu bildirdiler.
Hanımı anlatır:
Vallahi onun kadar Allahtan korkan, Allah korkusuyla titreyen birisini görmedim. Hayatını insanlara hizmet uğrunda tüketti. Halkın ihtiyaçlarını gidermek için bütün gün vazifesi başında kalırdı. Akşam olur da bazı kimselerin işi bitmezse gece de devam ederdi. Bir gece yine sabahladı. Kendi şahsi malından olan kandilini yakıp iki rekat namaz kıldı. Sonra elini çenesine dayayıp ağlamaya başladı. Gözyaşları yanaklarından akıyordu. Sabaha kadar bu şekilde ağladı. İmsak vaktinde oruca niyet etti. Bu hâl ne diye sordum. Dedi ki:
(Düşündüm ki bu millete halife oldum. Garib, kanaatkar, kendi haline terkedilmiş biçareleri, fakirleri, muhtaçları, zorla tutulan esirleri, ülkenin dört bucağındaki nice kederlileri hatırladım. Anladım ki Allah onların hepsinin hesabını benden soracak. Resulü de onların lehine, benim aleyhime şehadet edecek diye düşünüp ağlıyorum.) [Kitab-ül Haraç]