Hz.Aliye Allahın Arslanı Demek
HZ ALİ'NİN ALLAH'IN ARSLANI OLDUĞUNA DAİR SABİTLENEN HÜKÜM VAR MIDIR?
Hz Ali ra: Resulullah'ın amcasının oğlu, damadı, dördüncü halife Babası Ebû Talib, annesi Kureyş'ten Fâtıma binti Esed, dedesi Abdulmuttalib'tir Künyesi Ebu'ı Hasan ve Ebû Tûrab (toprağın babası), lâkabı Haydar; ünvanı Emîru'l-Mü'minin'dir Ayrıca 'Allah'ın Arslanı' ünvanıyla da anılır
Bütün gazalarda, din muharebelerinde çok kahramanlık ve fedâkârlığından dolayı "Esedullah: Allah'ın arslanı" nâmını da almıştır
Hz Ali küçük yaşından beri Resulullah'ın yanında büyüdü On yaşında İslâm'ı kabul ettiği bilinmektedir Hz Hatice'den sonra müslümanlığı ilk kabul eden odur Hz Peygamber ile Hz Hatice'yi bir gün ibadet ederken gören Hz Ali'ye Peygamberimiz şirkin kötülüğünü, tevhidin manasını anlattığında Hz Ali hemen müslüman olmuştu Mekke döneminde her zaman Resulullah'ın yanındaydı Kâbe'deki putları kırmasını şöyle anlatır: "Bir gün Resul-u Ekrem ile Kâbe'ye gittik Resul-u Ekrem omuzuma çıkmak istedi Kalkmak istediğim zaman kalkamıyacağımı anladı, omuzumdan indi, beni omuzuna çıkardı ve ayağa kalktı Kendimi istesem ufukları tutacak sanıyordum Kâbe'nin üzerinde bir put vardı, onu sağdan soldan ittim Put düştü, parça parça oldu Resulullah'ın omuzlarından indim İkimiz geri döndük" (Ahmed b Hanbel, Müsned, I, 384)
Resul-u Ekrem, en yakın akrabasını uyarmak ve hakkı tebliğ etmek hususunda Allah'u Teâlâ'dan emir alınca onları Safa tepesinde toplayıp ilâhî emirleri tebliğ edince, Kureyş müşrikleri onunla alay etmişti İkinci toplantıyı yapmasını Hz Ali (ra)'ye bıraktı, Ali de bir ziyafet hazırlayarak Hasimoğullarını davet etti Resulullah yemekten sonra: "Ey Abdülmuttaliboğulları, ben özellikle size ve bütün insanlara gönderilmiş bulunuyorum
İçinizden hanginiz benim kardeşim ve dostum olarak bana bey'at edecek" dedi Yalnız Ali (ra) kalktı ve orada Resulullah'a onun istediği sözlerle bey'at etti Bunun üzerine Resul-u Ekrem, "Kardeşimsin ve vezirimsin " diyerek Hz Ali'yi taltif etti
Hz Peygamber hicret etmeden önce elinde bulunan emanetleri, sahiplerine verilmek üzere Ali'ye bıraktı ve o gece Hz Ali, Resulullah'ın yatağını da yatarak müşrikleri şaşırttı Böylece Hz Ali, Hz Peygamber'i öldürmeye gelen müşrikleri oyalayarak onun yerine hayatını tehlikeye atmış, bu suretle Peygamber'e hicreti sırasında zaman kazandırmıştır Hz Ali, Peygamberimiz'in kendisine bıraktığı emanetleri sahiplerine verdikten sonra Medine'ye hicret etti Medine'de de Hz Peygamber'in devamlı yanında bulundu, bütün cihat harekâtlarına katıldı, Uhud'da gâzî oldu Bedir'de sancaktardı Aynı zamanda keşif kolunun başındaydı; hakim noktaları tesbit ederek Hz Peygamber'e bildirdi Bu mevkiler işgal edilerek, Bedir'de önemli bir savaş harekâtını başarıya ulaştırdı Bedir gazasının başlamasından önce, Kureyşliler'le teke tek dövüşen üç kişiden biriydi Bu döğüşte, hasmı Velid b Muğire'yi kılıcı ile öldürdüğü gibi, Hz Ebû Ubeyde zor durumdayken yardımına koştu ve onun hasmını da öldürdü Kendisine "Allah'ın Arslanı" lâkabı ve Bedir ganimetlerinden bir kılıç, bir kalkan ve bir de deve verildi
Hz Ali, Bedir savaşından sonra Hz Peygamber'in kızı Hz Fâtıma ile evlendi Nikâhını Hz Peygamber kıydı O zamana kadar Resulullah'la oturan Hz Ali nikâhtan sonra ayrı bir eve taşındı Hz Ali'nin, Hz Fâtıma'dan üç oğlu, iki kızı dünyaya geldi
Hicret'in üçüncü yılında Uhud savaşında, müslüman okçuların hatası yüzünden müşrikler müslümanların üzerine saldırmışlar ve Hz Peygamber de yaralanarak bir hendeğe düşmüş ve düşman onun öldüğünü yaymıştı Halbuki o sırada döğüşe döğüşe gerileyen Hz Ali, Hz Peygamber'in içine düştüğü hendeğe ulaşarak, onu korumaya almıştı İki tarafın da kazanamadığı bu savaşta Hz Ali birçok yerinden yaralanarak gazi oldu
Uhud savaşından sonra Hz Ali "Benu Nadr" Yahudilerinin hainlikleri üzerine bu kabile ile yapılan savaşı bizzat idare etti Bütün çarpışmalarda Hz Ali kahramanca döğüşmüş ve müşriklerin en meşhur savaşçılarını öldürmüştür Hudeybiye barışında sulh şartlarının yazılmasında o memur edildi Hz Ali, sulhnameyi yazmaya şöyle başladı: "Bismillâhirrahmânirrahîm Muhammed Resulullah" Ancak müşrikler bu ifadeye itiraz ettiler Hz Peygamber, "Resulullah" yerine "Muhammed b Abdullah" yazmasını Hz Ali'ye söylemiş fakat Hz Ali "Resulullah" ifadesinin yazımında ısrar etmiştir
Hz Ali Mekke'nin fethi sırasında yine sancaktardı "Keda" mevkiinden Mekke'ye girdi Mekke kan dökülmeden fethedildi Hz Peygamber ile birlikte Kâbe'deki bütün putları kırdılar
Mekke'nin fethinden sonra Resulu Ekrem, Hâlid b Velid'i Benu Huzeyme kabilesine gönderdi Bu kabile ya cehaleti, ya da bedevî olmalarından, "müslüman olduk" anlamındaki "eslemna" kelimesi yerine "sabbena" dediği için Hâlid b Velid hiddetlendi ve onlarla harp etti Hz Peygamber olayı duyunca çok üzüldü Hz Ali'yi bu hatayı telâfi ile görevlendirdi Hz Ali Benu Huzeyme'ye giderek öldürülenlerin diyetini ödeyip mağdur olanların zararlarını telâfi etmişti