Domuz eti niçin haram kılınmıştır?
İslâm dini birtakım hayvanların etlerini yemeyi serbest bırakmışken, bazılarını yasaklamıştır. Meşrû kılınan veya yasaklanan hayvan çeşitleri incelendiğinde insan sağlığı için yararlı hayvanların etinin meşnî, zararlı olanların ise yasaklanmış olduğu anlaşılır. İşte domuz da beslenme tarz, görünüşü, insanı tiksindiren tabiatı ve bünyesinde, etini yiyenlere geçebilen trişin vb. zararlı unsurlar taşıması nedeniyle yasaklanmıştır.
Kur'ân'ı Kerîm'de beş âyette domuzdan söz edilir. Âyetler şöyledir:
"Allah sizlere yalnız leşi, kanı, domuz etini, bir de Allah'tan başkası adına kesilenleri haram kıldı" (el-Bakara, 2/173; Nahl, 16/115)
"Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkasının adı anılarak kesilen... hayvanlar sizin için haram kılınmıştır" (el-Mâide, 5/3)
"Ey Muhammed, de ki: Bana vahyolunanlar arasında, yiyen bir kişinin yediği herhangi bir şeyin haram olduğuna dair bir hüküm bulamıyorum. Ancak leş veya akıtılmış kan yahut domuz eti ki bunlar pistir, yahut doğru yoldan çıkarak, Allah'tan başkasının adı anılarak kesilen hayvanların yenmesi haramdır... " (el-En'âm, 6/145)
Aşağıdaki âyette de domuzun çirkin hâline işaret edilmiştir.
"...Allah kime lânet eder ve gazabına uğratırsa ve kimlerden de maymunlar, domuzlar ve tağûta kullar yaparsa, işte bunlar, makamları en kötü, yolları da en sapık olanlardır" (el-Mâide, 6/60).
Câbir b. Abdillah'tan, Allah Rasûlünün Mekke'nin fethi yılında Mekke'de iken şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Şüphesiz Allah ve Rasûlü şarabın, ölü hayvan etinin, domuzun ve putların alım-satımını haram kılmıştır" (Buhârî, Büyü', 112; Tecrîd-i Sarih Tercümesi VI, 537, 538)
Domuz eti diğer birçok dinlerde de yasaktır. Meselâ yahudilerin kitabı Tevrat'ın tesniye bölümünde yenilmesi yasak olan hayvanlar sıralanırken "... ve domuz... çünkü tırnaklıdır fakat geviş getirmez. O size murdardır bunların etinden yemeyeceksiniz ve leşlerine dokunmayacaksınız" (Tevrat, Tesniye, bab, 14/8) denilmektedir.
Allah insanlara rızıkların güzel ve temiz olanlarından yemeyi ve buna karşılık da şükretmeyi emretmiştir. Helâl yemek duânın ve ibadetin kabulüne sebeptir. Haram yemek ise bunların geri çevrilmesine sebep olur. Allah Rasûlü şöyle buyurmuştur: "Ey insanlar, şüphesiz Allah temizdir, ancak temiz olanı kabul eder. Şüphesiz Allah, müminlere, peygamberlere emrettiği şeyleri emretmiştir. Allah şöyle buyurmuştur: Ey peygamberler, güzel rızıklardan yiyin, sâlih amel işleyin, ben sizin yaptıklarınızı bilirim " (Mü'minûn, 23/51). Yine buyurdu: Ey iman edenler, size rızık olarak verilenlerin temiz olanlarından yiyiniz. " (Tâhâ, 20/81). Sonra Allah Rasûlü, uzun yolculuğa çıkan, saçı başı karışmış, toza batmış, ellerini göğe kaldırmış, ey Rabbim, ey Rabbim. diye dua eden bir adamı zıkretti: "Bu kimsenin yediği haram, içtiği haram, giydiği haram, haramla beslenmiş, duası nasıl kabul olunsun?" (Müslim, Tirmizî, Ahmed b. Hanbel)
Âyette şöyle buyrulur: "O, pis olan bütün Şeyleri insanlara haram kılar" (el-Â'râf, 7/157)
Domuz etinin insana zararlı olduğu tıp tarafından da ortaya konulmuştur. Doktor Glen Shepherd, Washington Post gazetesinin 31 Mayıs 1952 tarihli nüshasında yazdığı bir makalede bu konuda özetle şunları yazmıştır: "ABD ve Kanada'da yaşayan insanların 1/6'nin adalelerinde, trişinli domuz eti yedikleri için, trişin kurtları vardır. Bunların çoğunda hastalık arazı görülmez. Yavaş yavaş iyileşir, bazıları da ölür. Bir kısmının sol tarafı felç olur. Hepsi de dikkatsizce domuz eti yemişlerdir. Bu hastalığın bağışıklık ve tedavisi yoktur. Ne antibiyotikler, ne de diğer ilaç ve aşılar bu küçük ve öldürücü kurda tesir etmez. Tek çare bu mikrobun bulaşmasını önlemektir... Trişinlerin sebep olduğu hastalığın belirtileri elliden fazla hastalığın belirtilerine benzer. Etleri tuzlama ve tütsüleme gibi metotlar trişinleri öldürmez. Mezbaha kontrolleri de trişinli etleri teşhis için yeterli değildir."
Bu konuda birçok araştırıcılar domuz eti yemeğe devam etmenin insandaki kıskançlık duygusunu zayıflattığını söylerler. Çünkü hayvanlar içinde dişisini kıskanmayan tek hayvan domuzdur. Diğer yandan beslendiği yerde her türlü pisliği yediği için, çevreye hoş olmayan bir koku yayar ve eti, proteindeki kimyevî maddeler bakımından düşük değerdedir. Domuz etinin trişin kurdundan temizlenmesi fennî bakımdan imkansız görülmüştür. Yeryüzünün hıfzısıhha otoritelerinden Prof. Hirş bunu açıkça belirtmiştir.
İşte tıbbın bir kısım zararlarını ortaya koyduğu domuz etini yemek önceki bazı dinlerde yasaklandığı gibi İslâm'da da yasaklanmıştır. (Tecrîd-i Sarîh Tercümesi, VII, 537 vd.; Yusuf el-Kardâvî, İslâm'da Helal ve Haram, Terc. Mustafa Varlı, Ankara 1970, 50-53)
Haramların nedeni?
İbadetler ve haramlar tamamıyla Allah’ın iradesine ve isteğine göre belirleniyor. Bunu bizim sorgulama veya itiraz etmeye değil hikmetini anlamaya çalışmamız icap etmektedir. Şöyle ki, şeriatın iki çeşit hükümleri vardır.
1. Taabbudi dediğimiz yani hikmeti bilinmeyen ve tamamıyla Allah’ın emir ve yasağına bakan kurallardır.
2. Makulul mana dediğimiz ilahi emirler veya yasaklarda yatan hikmetlerin araştırılabileceği kısım.
Sizin sorduğunuz soruya bu taraftan da bakalım. Niye sabah namazı 4 rekatta 10 veya 20 rekat değil. Cevap: Allah emrettiği için. Öğle namazı Allah tarafından 10 rekat olarak tayin edilmiştir. Bunun hikmetini araştırmak sonuçsuz olacaktır. Çünkü Allah öyle emretmiştir. Ve bunun asıl cevabı budur. Ama bazı şeriat kuralları hikmetle izah edilebilir. Ama hikmetler asıl değildir. Asıl olan Allah’ın emri veya yasaklamasıdır.
Mesela, Allah namazı niye emretmiştir? Buna istediğiniz kadar hatta ciltlerle hikmet ve gaye açısından cevap verilebilir. Niye oruç tutuyoruz, hikmetleri araştırılıp cevap verilebilir. Ama hikmet ve faydalar Allah’ın emri yerine geçemez. Şöyle ki, orucun bir hikmeti insanların aç kalıp, yokluk içerisinde yaşayan insanların halinden anlayıp onlara şefkatle yaklaşmalarını sağlamaktır.
Şimdi birisi bunu esas tutup “ben daha fazla aç kalıp daha fazla şefkat hissim kabarsın ve fakirlere daha fazla yardımda bulunayım” diyebilir. İmsak vakti saat 4.00 olduğu halde, bu adam gece saat 11.00’den oruca niyet edip, fakat akşam vaktine 5 dakika kala orucunu açsa orucu sahih olur mu? Elbette olmaz. Çünkü orucun açılması için belirli bir zaman var ve bu adam daha fazla aç kaldığı halde, oruç tutmuş olmuyor. Yani oruçtan beklenen hikmet daha fazla yerine gelmiş, fakat Allah’ın izin vermediği bir zamanda açtığı için oruç yerine gelmemektedir.
İşte kardeşim İslamın tüm emir ve yasaklarına bu şekilde bakmamız gerekir. Yani Allah böyle emretmiş veya böyle yasakladığı için bunu yapıyoruz. Bunun hikmetleri elbette vardır. Ve bu hikmetler elbette araştırılır. Bu da bir ilim ve ibadettir. Ama hikmetler ve faydalar kesinlikle asıl değil, ayrıntıdır.
Domuz etinin hiçbir zararı olmasa bile sırf Allah emrettiği için biz onu yememeliyiz. Zira yaratıcı kullarına yasaklamıştır. Bir asker bile tuğay içinde hiçbir tehlike olmadığı halde Komutanının emrine uymak için nöbette yerini terk edemiyor. Yoksa ceza yiyecektir. Yerini terk etse hiçbir zarar olmayacaktır. Ancak emre aykırı hareket etmiştir. Bunu gibi biz de Yaratıcımızın emrine uymakla mükellefiz.
Bununla beraber, Allah’ın yasakladığı her şeyde bizim bir çok faydamızın olduğu da gerçektir. Donuz etinin haram olması da öyledir. Bugün bütün ilim dünyası onun zararlı olduğunu kabul etmektedir. Bütün dezenfekte çalışmalarına rağmen zararından kurtulmak mümkün olmamıştır. Hatta Avrupa sağlık örgütü bu günlerde domuz etinin bazı gıdalarda kullanılmasını yasaklamayı düşünüyor.
Domuzun haram kılınmasının hikmetleri?
İMTİHANIN GEREĞİ Bir şeyin helal veya haram olması, Allah'ın emrine tabidir. Allah bir şeye "helal" derse helal, "haram" derse haram olur. Yani din bir imtihandır, insanlara yapılan bir tekliftir. Cenab-ı Hak, cennete layık bir duruma getirmek için, insanları imtihana tabi tutuyor. Bu sebeple, bazı emir ve yasaklar koymuştur. Esas olan da bu emir ve yasaklara uymaktır. Bu prensiplerin gerek insanin şahsi hayatına, gerekse cemiyet hayatına pek çok faydaları vardır. Dolayısıyla bunlar, emir ve yasağa daha şuurlu olarak riayet etmemizi sağlıyor. Dinimizin yasakladığı hususlardan birisi de, domuz etidir. Bu yasaklamanın, pek cok hikmeti vardir. Biz, burada sadece birkaçına işaret etmeğe calışacağız.
ZEHİRLİ MADDELER Domuz eti çok yağlıdır. Yenildiği takdirde, bu yağ kana geçer. Böylece kan, yağ tanecikleriyle dolmuş olur. Kandaki bu fazla miktardaki yağ; atar damarların sertleşmesine, tansiyon yükselmesine ve kalb infarktüsüne sebep olur. Ayrıca, domuz yağ içerisinde "sutoksin" denilen zehirli maddeler mevcuttur. Vücuda giren bu zehirli maddelerin dışarı atılması için, lenf bezlerinin fazla calismalari icab eder. Bu durum, bilhassa çocuklarda lenf düğümlerinin iltihaplanması ve şişmesi seklinde kendini gösterir. Hasta çocugun boğaz bölgesi anormal bir şekilde şişerek, adeta domuza benzer. Bu sebeple, bu hastalığa "domuz hastalığı" (
ofuloz) adı verilir. Hastalığın ilerlemesi halinde, bütün lenf bezleri cerahatlanarak şişer. Ates yükselir, ağrı başlar ve tehlikeli bir durum ortaya çıkar.
FAZLA MİKTARDA KÜKÜRT Domuz etinde bol miktarda bulunan sümüksü bağ dokusu, kükürt yönünden çok zengindir. Bu sayede, vücuda fazla miktarda kükürt alınmış olur. Bu fazlalıksa; kıkırdak, kas ve sinirlere oturarak eklemlerde iltihaplanma, kireçlenme ve bel fıtığı gibi çeşitli hastalıklara yol açar. Domuz eti devamlı yenirse, vücuttaki sert kıkırdak maddesinin yerini, domuzdan geçen sümüksü bag dokusu alir. Bunun sonucu olarak, kıkırdak yumuşar; vücut ağırlıgına tahammül edemeyerek altında ezilir. Böylece, eklemlerde bozulmalar meydana gelir. Domuz eti yiyenlerin elleri peltelesir, yağ tabakaları teşekkül eder. Mesela yiyen kimse sporcuysa; yorgun, tembel ve hareketsiz olur. Bazı futbolcular bu sebeple mesleklerinden olmuşlardır.
ASIRI BÜYÜME Domuzda büyüme hormonu da çok fazladır. Doğduğu zaman birkaçyüz gram olan domuz yavrusu, alti ayda yüz kiloya (!) erişir. Bu kadar süratli gelişme, büyüme hormonunun fazlalıgı sebebiyledir. Domuz etiyle fazla miktarda alınan büyüme hormonu, vücutta doku şişliklerine ve iltihaplanmalara yol açar. Burun, çene, el ve ayak kemiklerinin anormal bir sekilde büyümesine ve vücudun yağlanmasına sebep olur. Büyüme hormonunun en etkili yönü, kanserin gelişmesine zemin hazırlamasıdır. Nitekim domuz kesim işiyle uğraşanlar, erkek domuzlarin belli bir yaştan sonra kansere yakalandıklarını ifade ederler.
DERİ HASTALIKLARI Domuz etinin ihtiva ettiği histamin ve imtidazol denilen maddeler, deride kaşıntı hissi uyandırır. Ekzama, dermatit, nörodermatit gibi iltihabi deri hastalıklarına zemin hazırlar. Bu maddeler ayrıca; kan cibani, apandisit, safra yolları hastalıkları, toplar ve damar iltihaplari gibi hastalıklara yakalanma ihtimalini artırır. Bu sebeple doktorlar, kalb hastalarına domuz eti yememelerini tavsiye ederler.
BIR HATIRA Alman hekimi Prof. Dr. Reckeweg "Domuz Eti ve İnsan Sağlığı" adlı eserinde bir hatırasını şöyle anlatır: "Tedavi maksadıyla bir çiftçi ailesinin biraz sapa yörede bulunan ciftligine gitmiştim. Babada müzmin antroz (dejeneratif eklem hastaligi) ve kalça eklemi iltihabı vardı. Ayrıca karaciğerinden de rahatsızdı. Annenin bacaklarında varis ve eziyet verici kaşıntısı olan ekzama vardı. Ailenin kızlari ise, kalp yetmezligi ve romatizmadan rahatsiz idi. En saglıklıları görünmesine rağmen ogulları da anjin sonrası kalp yetmezliğinden ve kan cibanindan müsteki idi. Evin öbür kizi ise müzmin bronşitten muzdarip idi. Ogullarından bir digeri de, "domuz kıllanması" ve müzmin plörite yakalanmış olup, devamlı tekrar eden fistül ifrazatindan rahatsız idi. Yukarida sakinlerinin hastalıklarından uzun uzadıya bahsettigim çiftlik evinde muayene sırasında garip bir olaya şahit oldum. Ailenin arasinda iri cüsseli bir domuz hic istifini bozmadan asagi dogru sarkan kalın bir ağaç dalına abanarak sırtını kaşıyordu. Hastalara "Oradaki domuzu görüyormusunuz? Onun kaşınmasına ve iltihaplara yol açan maddeleri, etiyle beraber siz de yiyorsunuz. İşte bu maddeler, sizdeki hastalıkların yegane sebebidir." dedim. Yukarida kendilerinden bahsettiğim, Kara Ormanlar havalisinde oturan benzeri çiftlik sahiplerinden verdigim nasihati dinleyenler, domuz eti yemekten vazgecerek hastalıklarının çoğundan kurtuldular. Şimdi o ciftliklerin etrafındaki otlaklarda İslam ülkelerinde oldugu gibi küçük koyun sürüleri yayılıyor."
DOMUZ ETİ VE TRİSİN Domuz eti ile insana bulaşan tehlikeli hastalıklardan birisi de Trisin [oku: Trischin> hastaligidir. Domuzlar bu hastalıgı trisinli fare yemek veya trisinli domuz eti ile beslenmekle alırlar. Fakat Trisin domuzlarda agir bir hastalik yapmaz. Halbuki insanlarda, çok tehlikeli ve öldürücü bir hastalık meydana getirir. Domuz etiyle alınan Trisin kurtçuklar, mide ve bağırsak yoluyla kana geçer. Böylece de, bütün vücuda yayılırlar. Trisin kurtçukları özellikle çene, dil, boyun, yutak ve göğüs bölgelerindeki kas dokularına yerleşirler. Çiğneme, konuşma ve yutma adelelerinde felçler meydana getirirler. Yine kan damarlarında tıkanıklığa, menenjit ve beyin iltihabına sebep olurlar. Bazi ağır vakalar, ölümle sonuçlanır. Bu hastalığın en kötü tarafıysa, kesin bir tedavi şeklinin olmamasıdır. Trisin hastaligi, bilhassa Avrupa ülkelerinde yaygındır. Sıkı veteriner kontrolleri yapılmasına rağmen, İsveç, İngiltere ve Polonya'da Trisin salgınları görülmektedir. Yurdumuzdaysa, yerli hristiyanların dışında Trisin hastalıgı görülmemistir.
GIDALAR VE İNSAN MİZACI İnsan ve hayvanlar, yedikleri gıdaların az-çok tesirinde kalırlar. Mesela kedi, köpek, arslan gibi et yiyen hayvanların yırtıcı; koyun, keçi, deve gibi ot ile beslenen hayvanlarsa daha uysal ve yumuşak huylu oldukları malumdur. Bu durumda, insanlar için de geçerlidir. Nebati gıdalarla beslenenlerin, genellikle halim-selim; et ve et ürünleriyle beslenen insanların ise daha sert mizaçlı olduklari tesbit edilmistir. Domuz, dişisini kıskanmayan bir hayvandır. Domuz eti ile beslenen insanlarda, kıskanclık hissinin zayıfladıgı veya dumura ugradıgı gözlenmistir Fransiz filozoflarından Savorin de beslenmenin mizac üzerindeki bu tesirine cok önem vererek, "Bana ne yedigini söyle, senin ne oldugunu haber vereyim." demiştir.
HELALLER IHTIYACA YETER Yüce Rabbimiz, istifademiz icin pek cok gida yaratmistir. Bunun yaninda, bazi zararli seylerin yenip icilmesini yasaklamistir. Cünki O, sonsuz sefkat ve merhamet sahibidir. Kullarina, tasiyamayacaklari yükleri vermez. Emir ve yasaklari, insanlarin rahatlikla altindan kalkabilecekleri seylerdir. Acaba insan icki icmeyince, domuz eti yemeyince ne kaybeder?
Bu yazı "Merak Ettiklerimiz 1 (Prof. Dr. Adem Tatlı)" adlı kitaptan alınmıştır ve Prof. Dr. Selahattin Salimoğlu'na aittir. Cihan Yayınları, ISTANBUL; ISBN 975 - 7486 - 13 - 2)
SİE