|
Konu Kimliği: Konu Sahibi semihhh,Açılış Tarihi: 19 Kasım 2011 (16:05), Konuya Son Cevap : 20 Kasım 2011 (22:46). Konuya 7 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
19 Kasım 2011, 16:05 | Mesaj No:1 |
Şeyhül Ekber Evliyatul Kebir Alimil Kebir Sultanlar Sultanı Pir Muhyiddini Arabi Hz. Şeyhül Ekber Evliyatul Kebir Alimil Kebir Sultanlar Sultanı Pir Muhyiddini Arabi Hz. Şeyhül Ekber Evliyatul Kebir Alimil Kebir Sultanlar Sultanı Pir Muhyiddini İbni Arabi Hazretleri Evliya ve Pirdir.Ispatı, Gavsul Azam Pir Abdulkadir Geylani Hazretleri'nin İbni Arabi Hazretleri daha doğmadan yıllar önce Ona Hırkasını Bırakmasıdır..Ispatı, Yavuz Sultan Selim ' dir.(Sin Şın a Gelince Benim Mezarım Ortaya Çıkar İbni Arabi Hazretlerinin sözü yani Sin (Yavuz Sultan Selim) Şin (Şam) dır.İspatıİDAM EDİLDİĞİNDE YERE DÖKÜLEN KANININ KELİME-İ TEVHİD YAZMASIDIR LA İLAHE İLLALLAH MUHAMMEDUN RESULULLAH... Muhyiddini Arabi Ks. Hazretleri Evliyalığı ve Alimliği İspatlı Çok Büyük Bir Hazrettir...... Muhyiddini Arabi Hazretleri 'nin Gücü, Kuvvet ve Tasarrufu bu yüzyılda ve Her Yüzyılda Geçerlirdir Her Yüzyılın Işıklarından Ve Yıldızlarından Olan Nadide İnsanlardandır ALLAH Işığından Mahrum Etmesin Muhyiddini Arabi Hazretleri 'nin Sadece bu Yüzyıldaki Kerametlerini Yazmaya Benim Gücüm Ve Vaktim yetmez ALLAH Onun Gibi Olmak Nasip Eylesin Amin.... | |
Konu Sahibi semihhh 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Ümmetim 73 fırkaya ayrılıcaktır..... | Hadis-i Şerif | semihhh | 0 | 1676 | 19 Kasım 2011 17:51 |
vehhabilerin bozuk yönleri | İslam/Dinler/Mezhepler | 28 | 14172 | 19 Kasım 2011 17:49 | |
Şeyhül Ekber Evliyatul Kebir Alimil Kebir... | Alimler(Rh) | Sıleyman. | 7 | 2605 | 19 Kasım 2011 16:05 |
19 Kasım 2011, 22:05 | Mesaj No:2 |
Cevap: Şeyhül Ekber Evliyatul Kebir Alimil Kebir Sultanlar Sultanı Pir Muhyiddini Ara
Kıymetli Bahri kardeşim, galibilik dininin misyonerciklerine "aktâp, evtâd, ebdâl ve esyâd" ı sormuşsun. Kardeş bunlar ayın belli günlerinde belli yönlerde çalışırlar, diğer günler fazla mesai yapmazlar, ee malum kainatı idare ediyor bu meçhul zevatlar, iş çok yorucu olunca mesaiye kalamıyorlar. Aralarında iş ve görev dağılımı yapmışlar, trafik işaretleri gibi değişik yönlere dağılmışlar. Hatta kimi astrolojik falcılıkla yıldızlara kadar mekiksiz çıkarılmışlar. Ee sözde kainatı idare ediyorlar, gezegenler arası tura katılmazlarsa olmaz. Plütonda kış tatili, Venüste yazlığa gidecekler tabi hakları. Bir de tepesiyle ünlü bir şehirden eski çağların matrix ini halk arasında numaralı bir ağacın altında dikelim. Kim mi bu eski matrix, Muhyiddin Arabi zındığı. Tepesiyle ünlü şehirde tarikat ve tasavvuf bataklığına saplanmış bir kadıncağız, sahte şey-hinin palavralarıyla donatılmış. Neymiş efendim Arabi zındığı tepedeki ağacın birinin dibinde siyah gözlükleriyle, siyah paltosuyla bekliyormuş. Ecnebiler sinemada kendi metrix lerini oynattılarya, bizim sinemacı, uydurma menkıbeci, tiyatrocu, fıkracı tasavvufçu ve tarikatçılar hiç boş dururmu. Onlarda tarikat yapıtı olarak Arabiyi siyah gözlüklerle siyah paltosuyla çakma metrix olarak tasavvuf gişesine sürdüler. Hikaye film bu ya, Arabi denilen adam bilmem ne tepesinde bir ağacın dibinde siyah gözlükleri ve paltosuyla belirmiş miş. Saçları jöleli mi, biriyantinli mi, limonlumu, fötür şapkalı mı, o kadar detay bilinmiyor. Bilinen tek şey metrixle aynı anda sinemalara ve gişelere siyah gözlüğü ve paltosuyla çıkması. Bu arada bu hikayeye inandırılan zavallı kadın, halk arasında bahsi geçen tepedeki ağaçların pasif erkeklere numaralandığı müstehcen yorumlarını bilmiş olsaydı sanırım bu dediklerinden utanırdı. Öte yandan yine o tepenin, madde bağımlılarına, içkicilere ve kadın tüccarlarına mekan olduğunu bilmiş olsaydı, sahte şey-hini hiç oralarda metrix olarak canlandırma hikayelerine aldanmazdı. Yine bir zamanlar müstekbirliklerinden dolayı, kendilerine ölümsüzlük getireceğine ve bir çok batıl inanışa göre ölülerini mumyalatan o tepede türbe mezarları olan sultanların sözde müslüman olduklarını bilmiş olsaydı, ruh dünyası nasıl aydınlanırdı kim bilir. Ecnebilerin bir tane metrixi varsa, bizim asırlardır metrixlerimiz Arabimiz var, abdalımız var, şapşalımız var. Heyyyt be bizim metrixlerimiz onlarınkini döver hem. Tutmayın tasavvufçuların tarikatçıların metrixlerini, abdallarını, şapşallarını, eskimiş esbablarını,onlar isteseler dünyayı tersine bile çevirirler bee. Diyecem de, Nerdee, zavallılar kendilerine bile fayda veremezler. Bazı zavvalılar bunlardan şefaat dilenirken, yarın ahirette bunlar başka şefaatçiler aramaya çıkacak. Bu dünyada oynayın bakalım metrixciklerinizi, elbet yarın hesap çetin olacak...!!! | |
20 Kasım 2011, 00:19 | Mesaj No:3 |
Cevap: Şeyhül Ekber Evliyatul Kebir Alimil Kebir Sultanlar Sultanı Pir Muhyiddini Ara
Gelelim tarihin en büyük putçusu ve en büyük şeytanul ekberinin put ve heva tapıcılığına. Hevasına her gelen sapıklığı kendisine ilah edindiği için, ALLAH subhanehunun hevasını ilah edineni zemmetmesine karşın, haşa ALLAH subhanehunun kendi hevasına kul olan birini, ilimde eksiksiz kıldığını, yani kendi hevasına tapan birinin ilimde eksiksiz bir noktaya geldiğini ilan ediyor, işte zındık Arabiden saçma seçmeler; __________________________________________________ _______________ Allah’ın eşyaya ilişkin ilminin ne kadar kâmil olduğunu ve hevasına kulluk eden ve onu ilah edinen kimsenin ilmini nasıl eksiksiz kıldığını görmüyor musun? Fususul hikem. [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] “Allah onu ilim üzere dalalete düşürdü” [Casiye Suresi, 45/23] buyurdu. Ve dalalet, hayrettir. Ve eksiksiz ve kâmil kılan bu hayrettir. __________________________________________________ _______________ Oysa En"am 56 da hevasına güzel gelen şeylere, canlı cansız putlara tapanlara hidayetin yolu tamamen kapatılmakta ve dalalate yani doğru yoldan sapma sapkınlığıyla damga vurulmakta; ---"De ki; «Ben Allah Teâlâ’dan başka taptığınız şeylere ibadetten nehyedilmiş bulunmaktayım.» De ki; «Sizin hevâlarınıza asla uymam. O takdirde ben muhakkak dalâlete düşmüş ve ben hidâyete erenlerden olmamış olurum.»" En"am suresi 56. Ama gelin görünki taifesi gibi Arabi zındığıda büyük bir kıvırtmayla ayetlerdeki dalalaleti yani sapıklığı, hayret gibi saçma sapan hemde hiç bir üstünlük sıfatı olmayıp bilakis eksiklik bir durum olan hayret kavramını, eksiksiz bilgiye kemale yorumluyor. Bu içine düştüğü her türlü sapkınlığı, aptallık derecesinde aklama çabasından başka bir şey değil. Kuddüs olanı eksiltiyor, eksik olanıda takdis ediyor. Evet konumuz putlardan açılmıştı, bakın Arabi zındığı Musa a.s. ve Harun a.s ın zamanlarında, buzağı putuna tapanları bakın nasıl aklamaya çalışıyor; __________________________________________________ ___________________ Musa’nın buzağının üzerine varmasının tersine, Harun’un buzağıya tapanları –buzağının üzerine vararak, ona tapmaktan– fiilî olarak alıkoymaya güç yetirememesi, Allah’a her bir surette ibadet edilmiş olunabilmesi için varlıkta bir hikmet olarak zahir oldu. Ve her ne kadar bu suret, kendisine ibadet olunduktan sonra ortadan kalkacak da olsa, ortadan kalkması ancak kendisine ibadet eden tarafından uluhiyete büründürüldükten sonra olur. Ve böylece her şeye ilah veya emir altına alıcı olarak ibadet edilmiş olur.Ve akleden bir kimse bunun böyle olmasındaki kaçınılmazlığı bilir. [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] __________________________________________________ ____________________ Cümlenin sonuna dikkat HER ŞEYE ibadet edilirmiş.!!! Bunun böyle olması kaçınılmazmış, gerekliymiş!!! Eveeet zındık Arabiyi savunanlar sizlerde aynı görüştemisiniz,sizcede her şeye tapılmalımıdır. Sizcede bu kaçınılmaz bir gerçek mi? Ve bakın zındık Arabi artık resmen putlara tapınmanın gerçekte hak olduğunu ama batıni olarak bunu gizleyip, zahiren putları inkar eder gibi göründüklerini şöyle yazıyor açık açık; __________________________________________________ _____________________ Ama işi ne ise o olarak bilenlere gelince, onlar, putlara tapanların, bu suretlerin aynlarına kulluk etmeyip, yalnızca bu suretlerde farkına vardıkları tecelli sultanının hükmüyle bu suretlerde Allah’a kulluk ettiklerini bilmekle birlikte, kendilerine kulluk edilen bu suretleri zahirde inkar ederler. [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] __________________________________________________ ______________________ Yani müşrikler putlarda haşa ALLAH subhanehunun tecellisine tapıyorlarmış, müminler bu durumu zahiren algıladıkları için inkar ediyorlarmış. Aslında müşrikleri resulullah haşa ALLAH subhanehuyu belli bir surete yani taştan puta sokmalarından dolayı zemmetmiş. Yoksa onların aslında putlara taparken ALLAH subhanehunun tecellisine taptıklarını kabul ediyormuş. Evet her biri bir ayrı zırva ve saçmalıktan şaçma olan paragrafın üstündede bunlar yazıyor. EE ne diyelim sevinin canlı putçular önderiniz taştan putlara ve HER ŞEYE tapılır demiş, ne duruyosunuz , canlı putlarınızın helvasını yapıp yesenize, haydi putlarınızı tütsülesenize... | |
20 Kasım 2011, 09:18 | Mesaj No:4 |
Cevap: Şeyhül Ekber Evliyatul Kebir Alimil Kebir Sultanlar Sultanı Pir Muhyiddini Ara
İbni Arabî hazretleri, mazurdur, çünkü bu sözü söylediği zaman, sekr hâlinde idi. Yani tasavvuf sarhoşluğu içindeydi, sözünün farkında değildi. ALLAHÜ TEALA'Nın rahmet deryasına dalmış, her tarafı rahmet görüyordu. tasavvuf [evliya] sarhoşluğu var, artık Zat ın heva hevesi ALLAH olmuş masivayı ALLAH yapmak değil; bilakis masivada yani herşeyde ALLAH ı görmüş....ama sen bunu göremiyosun birde iftira atıyosun yok şöle yok böle die ALLAH ıslah etsin sen onun makamına gelde öle yor sözlerini yazık
| |
20 Kasım 2011, 09:52 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 13966 Üyelik T.:
27Haziran 2011 | Cevap: Şeyhül Ekber Evliyatul Kebir Alimil Kebir Sultanlar Sultanı Pir Muhyiddini Ara
Evvela şunu izah etmeden geçemiyecem,bazı kişiler vardır ki isimleri şahsi olsada gerçekte bunlar birer EKOLDUR,tıpkı,muhyiddin arabi,mevlana celaleddini rumi,saidi nursi,hallacı mansur ve bu çizgide olanlar, Birde imam ebuhanife,imamşafii,imam ahmed,imam malik,ibni teymiyye,muhammed bin abdul vehhab vb lerde isimleri şahsi olsada bunlarda biere EKOLDUR... Semihh beye sormak istediğim yukarda ismini verdiğiniz ŞEYHUL EKBERİNİZ MUHYİDDİN ARABİ hz leriniz ve bu çizgide olanların BİLGİLERİNİN KAYNAĞI NEDİR... Örneğin islamın bilgi kaynağı VAHİY dir,vahiye uymayan hiç bir söz islamın müntesibi olanlar için RED edilir.Bu söz peygamberlere nispet edilse bile islamın müntesiplerinin takip ettiği yol budur.. |
20 Kasım 2011, 10:34 | Mesaj No:6 |
Cevap: Şeyhül Ekber Evliyatul Kebir Alimil Kebir Sultanlar Sultanı Pir Muhyiddini Ara
Varsayalım ki bir insan sekr dediğiniz halde dilinden ve fiilinden küfür ve inkar hasıl oldu. Öncelikle adı ne olursa olsun bir kulun uyuşturucu ve alkol dışında transa geçerek, iradesini kaybetmesi övünülecek değil bilakis yerilecek ve eksik bir davranıştır. Varsayalım ki araç süren biri araç hareket halindeyken kendini bilinçlice transa soksun. Transa geçmesinden sonrada kaza yapsın ve birilerinin ölümüne neden olsun. Kendi kendini hemde araç kullanırken transa yetkin birinin transa geçirmesi, sonucundada ölüme sebebiyet vermesi suç mudur_? Böyle birinin ben kaza olduğu esnada masivadan sıyrılıp suür halimi yitirdim ne olduğunu anlayamadım demesi onu aklar mı_? Bu örneği neden verdim, demekki sekr sarhoşluk veya trans hali övünülecek bir makam değil bizatihi acze düşülen bir durumdur. Hal böyleyken nasıl olurda şuursuzluk hali şuur halinden üstün görülebilir. Konumuza tekrar dönersek, Arabi mülhidinin sekr halinde söylediğini iddia ettiğiniz ve bundan dolayı kendisini masum telakki ettiğiniz sözlerini, her nedense sekr halinden sonrada savunmuş ve kitabında vahdeti vucut görüşünü sistemleştirmiştir. Sandığınız veya savunduğunuz masiva kavramı zaten Arabinin düşüncesinde asla yoktur. Çünkü kainat ona göre parçalardan oluşan bir panteon yani tanrıdır. Mistik Hindu ve helen panteizminin bir yansımasıdır vahdeti vucut düşüncesi. Unutulmamalıdır Arabi ilk eğitimlerini avrupada almıştır. Yani konuya dönersek Arabi masivada ilah arama derdinde değildir, eski dehriliğin, kainat perestliğin, panteizmin düüşüncesindedir. Vahdeti vucut yani vucutta birlik düşüncesi, parçalara ayrılmış yekpare bir ilahı temsil eder. Yekpare bir ilahsa parçalardan mürekkeb bir varlık olarak yaratıcı olma özelliğini yitirir. Herşey ilahtan parçaysa yaratılmış sonradan olan hudus kalmaz. İşte vahdeti vucutçuların küfür dolu şiirlerinde kendime ibadet ederim çünkü sana ibadet ediyorum, kendimi övmem seni övmemdir gibi küfürleri, kendilerini ve herşeyi haşa ilahın bir parçası olarak görmelerindendir. Onun için arabi cehennemi ve azabını külliyen yok sayar, öyleya endi kendine emreden ibadet edn bir ilah en sonunda kendi azalarına azap edecek değil ya. Bu yekpare ilahın kendi kendine emir ve nehiy etmesini, kendi kendine ibadet etmesini hoş görüyor ama, kendi kendine azap etmesini aklına sığdıramıyor. Vahdeti vucudun kritik çelişkilerinden biri budur. Velhasıl haşa ALLAHA herbir surette ibadeti hoş görmesi, hevasını ilah edineni ilimde eksiksiz nitelemesi, her şeye ibadet edilmesinin normal olduğu, hatta zorunlu olduğu, putlara tapan müşriklerin gerçekte ALLAH taptığını ve bunu anca kendisi gibilerinin bildiği, gibi sarih(açık) küfürler, bırakın bunları inkar etmeyi bir de bunu İslama enkarne etmeye çalışmak, ancak iki kat zalimlik, kafirlik, münafıklığın ta kendisidir... Bu küfür sözlerini mazur göreceksek, bunlarda yani batılda hakk arama gibi atraksiyonlara dalacaksak, bunlarlar normal işlerse ne duruyoruz, herkes herşeye tapınsın, sonrada surette bunlara tapınıyoruz aslında tapınmamız ALLAH a desin. Ben ancak ALLAH subhanehuya tapar, Ona ibadet ederim. Benim hayatım, tüm ibadetlerim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan ALLAH adır... | |
20 Kasım 2011, 22:23 | Mesaj No:7 |
Cevap: Şeyhül Ekber Evliyatul Kebir Alimil Kebir Sultanlar Sultanı Pir Muhyiddini Ara Alimul ğaybi veş şehadetil kebirul muteâl. O, yaratılmışların duyu ve tasavvurlarının ötesinde olanları da, onların görüp gözleyebildikleri şeyleri de tam olarak bilmektedir. Büyük olan O'dur; var olan veya olması mümkün her şeyin/herkesin üstünde ve ötesinde olan O. (Rad-9) innellahe kane aliyyen kebira. "Doğrusu Allah Yücedir, büyüktür." (Nisa, 34). Allah aşkına Kebir kavramının boyutunu ne kadar bilerek yazıyorsun semihhh Allah'ın yüceliğini büyüklüğünü anlatmak üzere kullanılan terimi insana indirgemek şirk değilmidir o indirgediğiniz zatlar Allah'tan dahamı alim dahamı büyük tasarruf güçleri onlardamı insan duyularının ötesini onlarmı biliyor yazık ya bu anlayışa ancak yazıklar olsun derim Muhyiddini Arabi hatası ve sevabı ile Rabbine intikal etmiştir onu büyütmek yada küçültmek ona ne zarar verir nede karı olur ölmüş bitmiştir doğrularını alır yanlışlarını da Kuran perspektifi ile reddederiz kimseye hakaret etmez yanlışlarını dillendiririz bu yanlışı ve doğruyu ayırd etme adına gereklidir... İnsanlık tarihinin her daim iki mücadelesi olmuştur hakk ve batıl batıl denen olgu aslında yoktur varlığını hakkın kavramlarını dejenere suistimal ederek ortaya koyar bunu ayırmanın yolu hakkı batıldan apaçık ayıran Allah'ın kelamı Kurandır Kuranın beyanı izahı üzere hiçbir beyan izah mana ifade edemez Allah'ın haram kıldığı helal kıldığı herşey insanlığın faydasınadır ... Küfrün anlamı aklı örtmesi değilmidir o zaman alkol uyuşturucu vb maddeler nasıl aklı örtüyor ve bilinçsizce hareketlere sebep oluyor ise cezbe vb anlarda aklı örtmekte şuursuzca söylemlere neden olmaktadır aralarındaki fark nedir sizce? Farzedelim : Cezbe anındayım ve size olmadık küfürleri ediyom siz bu küfürleri aman siz cezbe halinde iken farklı manada söylediniz deseniz tevil etmiş olmazmısınız küfür küfürdür cezbe anı normal hali yoktur ağızdan çıkanın geri dönüşü yoktur sonradan hata olduğunu anlayıp reddetmek tevbedir ama ısrarlar bunun doğruluğunu savunmak aptallıktır şuursuzluktur ... Çok fazla yazmayacam tasavvuf Putperestleri hakkında lakin itirazı olan varsa buyursun karşıma deliller ile gelsin kişilerin sözleri vb ile değil Allah'ın kelamı ve Peygamberinin la ilahe illallah kavramını iyice belleyerek yazsınlar La ilahe illallah '' Allah'tan başka ilah yoktur'' manası ile bizlere ulaştırılmış isede asl olan anlamı Allah'tan başka güç kuvvet ve otorite tanımam/boyun eğmem kulluk etmem olarak anlaşılsa tüm şirkler yerle bir olur değerli kardeşlerim.... | |
20 Kasım 2011, 22:46 | Mesaj No:8 |
Cevap: Şeyhül Ekber Evliyatul Kebir Alimil Kebir Sultanlar Sultanı Pir Muhyiddini Ara DEPREMLER RİSALEİ NURLARA İTİRAZ EDİLDİĞİNDEN OLUYORMUŞ ! (Pes doğrusu !) ''Risale-i Nur'u sadece kuşlar değil, gökte ve uzayda bulunan herşey alkışlıyor. Bu kitabın kerameti, yalnızca insanlarda, hayvanlarda, uçan kuşlarda değil, cansız cisimlerde bile kendini gösteriyor. Bu keramet karşı koyuyorsa yağmur yağmıyor, aylarca kuraklık oluyor. Gerekli kılıyorsa yağmur yağıyor, Yağmur ve şimşek meleği... Risale-i Nuru alkışlıyor. Ona saygısızlık gösterildiği, aleyhine iş yapıldığı zaman yeryüzü itiraz ediyor, BU YÜZDEN DEPREM OLUYOR. Kainat Risale-i Nur'un serbest bırakılmasına sevinirken, onun mahkum eilmesi, toplattırılması karşısında, hiddet ve siddetini gösteriyor, öfkeleniyor.(S.N. sikke-i Tasdiki Gaybi S.44-45) Allah aşkına Saide Kurdinin bu sözü hangi mantık ürünü Risale çok mühimki onlar için Kurandan yüce kelam vahki vah daha neler neler.... | |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Eş Şekur / El Aliyy / El Kebir Esmalarını Sorularla Tanıyalım | nurşen35 | Sorularla Esmaül Hüsna | 26 | 07 Mart 2020 14:42 |
Ey alemlerin sultanı!Medineweb | Allahın kulu_ | Hz.Muhammed(s.a.v) | 4 | 08Haziran 2019 13:56 |
Ishak Danış - Cevşen-i Kebir | enderhafızım | İlahiler/Ezgiler | 0 | 30 Aralık 2012 20:08 |
ibn-i arabi.... | aslıı | Tasavvuf-Tarikat | 0 | 27 Aralık 2011 14:24 |
Sır Şehrinin Sultanı | YASEMİN ATAMAN | Şiirler ve Şairler | 1 | 14 Nisan 2011 10:15 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|