|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Allahın kulu_,Açılış Tarihi: 22Haziran 2015 (14:19), Konuya Son Cevap : 08Haziran 2019 (13:56). Konuya 4 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
22Haziran 2015, 14:19 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 33478 Üyelik T.:
09 Kasım 2013 | Ey alemlerin sultanı!Medineweb Ey alemlerin sultanı!Medineweb Medine! İsmi duyulabilecek diyarların en güzeli En güzel mevsimlerin iklimi En eşsiz hayatların diyarı Muhammed Mustafanın sevgilisi Aşkın mekanı Medine Gözlerde yaş olan Medine Sevdam Medine Derdim Medine Hasretim Medine Medineye değil yangınım Onun sinesinde barındırdığına O ki Medine diye ağlardı O ki alemlerin uğruna yandığı O ki Medineye vardı Medine de yaşıyor sultanım O yaşarken Medinesinde Ben ona hasret, ben ona vurgun O aşkın deryası Ben aşk deryasında savrulan bir garip sandal Yıllardan yıllara, yollardan yollara, yellerden yellere esen bir yaprak gibiyim şimdi Hasret dağının en zirvesinde Uçurumun kenarında Kör kuyulardayım şimdi Savrulmuş benliğimden bir kırıntıyım şimdi Medineye hasret Medine ye kurban Ben yangınım yanmışların sinesinde Ben hasretim sevdanın bağrında Resulallah diye yanan benim Aşk acısını iliklerinde yaşayan benim Acının tarifsizliği benim Ey sevgili! Adın anılıyor yine Yine sevdalıların sen diyor Sen derken onlar Gönülleri şahlanıyor Böyle bir sevgi görülmedi Böyle bir aşk görülmedi sana duyulanların arasında Bense yalnız sessiz bitap Ben sana ağlarım en derinimden Ben sana yanarım en çaresizken Sen sevda idin Ben sevdana tutkun Sen aşk idin ben aşkına avare Ya Resulallah Sevgin öyle bir hal aldı ki bende Benden aldı benliğimi Ben bendeyken bilmediğim ben Şimdi bensizliğimde bana seni anlatır durur Aşk nedir dense bir yerde Hemen atılırım Aşk Allah tır Allah a ölürcesine bağlanmaktır Görmeden görürcesine o var edene iman etmektir Aşk nedir dense bir yerden İçimde bir fırtına kopar amansız Allah diye nida ederim Alemlerin Rabbine Sonra Aşk Muhammed tir Sevda Muhammed tir Görmeden sevdalanmaktır güllerin efendisine Biri Muhammed dedi mi Pür dikkat kesilmektir o sevgilinin adını anana Onun hakkında her anlatılana içten içe gözyaşı dökmektir Derinlerden ağlamaktır alemlerin reisine Uhudun sevgilisi dendi mi Can bedenden çıkmaktır aşkın tar Sultan ım! Bana hep Ashab-ı Güzin efendilerimizden kıssalar anlatıyorlar Duyunca birinin sana yakın olduğunu Birinin sana sual ettiğini duyunca İçim yanar kavrulurum Aramızda ki ayrılığa inat sen derim Yıllara asırlara inat sen derim Bizi ayıran yollara inat sen derim Keşke bende görebilsem diye gecelerce ağladım kimsesiz Biçare bir gönülden ne olur ki sen bana gelesin Her şey bir yana En sevdiğim şey Kendimi sana benzetmektir Senin yaptıklarını senin söylediklerini yapmaya çalışmak Ama biliyorum ki biz birbirimize benziyoruz Sen Allah aşkı ile yanardın Senin derdin Allahtı hüznün kederin Allahtı Şimdi benimde derdim, hüznüm, kederim Allah Birde sen varsın en derinimde yangın 70 defa gitmişsin ya amcana ve o iman etmedi diye ağlamışsın ya Şimdi ben ağlıyorum Beni dünyaya getiren anneme Yıllardır sırtında taş taşıyıp beni büyüten babama Ey sevgili içimde sen yanarken Yollarında uçmama engel olan annem Bana engel olan babam Neolur sultanım Bana gelmedin Beni sevindirmedin Dünyamı şereflendirmedin Ne olur anneme babama sen git Biliyorum senin sevginin nelere kadir olduğunu Allah ın seni aşkla yarattığını Sen göstersen aşkını yana yana Allah derler Bilmiyorlar ki sultanım senin ne olduğunu Aşk nedir bilmiyorlar ki Bir bilseler eğer seni var edenin aşkını bir tatsalar Sürüne sürüne de olsa peşinde avare olurlar Bilseler aşk nedir sen diye yanarlar Sana yanarken Allah ı bulurlar en çıkmazlarında İşte o zaman aşk aşk olur gönüllerde Asıl aşk Allah Sevda Allah Muhabbetin adı Allah Varlıkların tadı Allah Sultanım ağlıyorum yana yana Yalvarırım gel, gel de bitsin bu gurbet Sultanım nerde hakiki bir sevgili var sen onun yanındasın Sen hakiki aşıklarını asla bırakmazsın Ama kerem et ne olur bir kere de olsa göster yüzünü Biliyorum hakiki aşıklarının yanında belki yok şansım Seni görüp sana varmada Ama bir umut var içimde.. Bu feryadıma gelirsen bir sen gelirsin... Sevgili! Sana o kadar çok mektup yazıyorum ki Hangi adrese göndereceğimi bile bilmeden Neyi nereye yazacağımı bile bilmeden Tamamen içimden, tamamen benliğimden.. Biliyorum, Sana gelecek kadar sevgili değil yazdıklarım Biliyorum benim duygularım sana seslenip sesimi duyuracak kadar sevda olamadı hala Ama umut ya böyle oluyor insan çaresizlikte... Ey Hakkın habibi! Ey sevdalılar sevdalısı! Canım sana fedadır, Senin aşkındır Medine diye beni ağlatan Senin aşkındır Uhud diye gönlümü sızlatan Ben bende olmasam asla dayanamam bu acıya Ben gelemedim yoluna Medine ne varamadım ama Biliyorum ben bu derdi bana vereni Ben biliyorum hasretin ne olduğunu Ve ALLAH a sığınmaktan başka yapabileceğim hiçbir şey yok Sana ulaştıramadım sesimi ALLAH duyuyor hiç olmazsa beni Sen teşrif etmedin sevdama ama ALLAH biliyor içimdekini Ya ResulAllah! Artık çok yorgunum Artık çok güçsüzüm,sensiz, biçare, Her yanım yalan dolan, sahte insanlarla dolu etrafım ALLAH bizi her daim ümmetinden eylesin.. Rahman ve Rahim Olanın Aşkıyla Seni Sultanım.. ALLAH seni başımızdan eksik etmesin Amin
__________________ Vakit namazinizi kildiniz mi? Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayetle: Mü'minin durumu yeşil ekin gibidir. Rüzgar ne taraftan gelse onu eğer. Rüzgar durduğunda doğrulur. Mü'min de böyledir. O da bela ve musibetlerle eğrilir. Kafirin durumu ise çam ağacı gibidir. Allah dilediği zaman sert ve dik durur. ][Bela ve musibetlere uğramaz. |
Konu Sahibi Allahın kulu_ 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Haftanın konusu:Şiddet neden artıyor? | Hafta'nın Konusu | gün ışığı | 8 | 1568 | 26 Ağustos 2019 00:20 |
AÖF İlahiyat Arapça 2. Sınıf Vize Soruları – 2009 | Arapça 4 | Allahın kulu_ | 3 | 1615 | 23 Ocak 2019 20:40 |
Sayı ve Temyiz soruları | Arapça 4 | Allahın kulu_ | 0 | 3066 | 23 Ocak 2019 20:09 |
Arapça 3 dersleri | Arapça 3 | Allahın kulu_ | 0 | 1201 | 03 Ocak 2019 13:34 |
Arapça 3 | Çıkmış Soru Çözümleri | Arapça 3 | Allahın kulu_ | 2 | 1631 | 03 Ocak 2019 12:56 |
22Haziran 2015, 14:20 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 33478 Üyelik T.:
09 Kasım 2013 | Cevap: Ey alemlerin sultanı! İslam’ın nurani gür sesi Kaldırır zulmeti yası Alemlerin efendisi Peygamberin izindeyiz Onu sen sev onu tanı odur tende canlar canı alemlerim tek sultanı Peygamberimizin izindeyiz Hayra koşan şerde kaçan Bize nurlu ufku açan Alemlere rahmet şaçan Peygamberimizin izindeyiz. Tende kalan bir ah ile Aşk ile pür iman ile Biz hanteli Kuran ile Peygamberin izindeyiz
__________________ Vakit namazinizi kildiniz mi? Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayetle: Mü'minin durumu yeşil ekin gibidir. Rüzgar ne taraftan gelse onu eğer. Rüzgar durduğunda doğrulur. Mü'min de böyledir. O da bela ve musibetlerle eğrilir. Kafirin durumu ise çam ağacı gibidir. Allah dilediği zaman sert ve dik durur. ][Bela ve musibetlere uğramaz. |
22Haziran 2015, 14:21 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 33478 Üyelik T.:
09 Kasım 2013 | Cevap: Ey alemlerin sultanı! Efendim, Seni bulmak için çöllere dökülemedim. Kum fırtınaları ile savrulamadım. Kalbim ürkek, içim seraplara takılmış, titrek adımlarla yol alamadım. Selmani Farisi gibi her adımda sana ulaşmanın sevinciyle sarsılamadım. Çöllerdeyim Efendim. Yürek çöllerinde. Benliğim ahir zaman fırtınaları ile savrulmuş. Madde ruhumuzda taş duvarlar örmüş, kalp kapıları şeytani soluklarla maneviyata mıhlanmış, Sana gelmeye ayaklar ihtiyarını kaybetmiş. Yine de firarim Efendim. Huzurundayım. Bakışlarım bakışlarını arıyor. Titrek ellerim sana tutunamamanın ıstırabını yaşıyor. Etrafında saadet asrının saadetli hanımları. Tüm zerreleri kulak olmuş. Sükûnet yürek atışlarını aşikâr etmiş. Mübarek ağzınızdan dökülen her kelamı ruhları içiyor, davranışları hemen o kelamın rengine dönüyor. Anlatıyorsun, tek tek. Kadınların süslenmesini uygun görüyorsun ama eşlerinden başkasına göstermemek kaydını koyuyorsun. Sanki anlatırken Aişe’nin, Zeynep’in, Ümmü Seleme’nin gözlerinin içine bakıyorsun. Sanki onlara ya dünya süsü ya ahret süsü diyorsun. "Eğer sizler cennet takılarını ve cennetin ipeğini seviyorsanız bunları dünyada takınıp giymeyin!" Ümmü Seleme validemiz bu konuda o derece hassas ki evin için de bile başı örtülü durmayı yeğliyor. Şu mübarek kelamın yüreğime ebedi bir karanlık gibi iniyor. Ruhum titriyor. “Kendi kocasından başkası için süslenip dışarı çıkanlar kıyamet gününde karanlık içinde nursuz olacaktır.” Efendim, süslenme konusunda biz kadınlardaki bu kırılma noktası nedir? Ebedi karanlık, ebedi çirkinlik demek. Bir kadın ruhunun kabullenemeyeceği ceza. Nefislerimiz zahiri süslerin peşinde ebedi süsleri, ebedi güzellikleri unutuyor. Efendim! Tüm dünyeviliklerden firariyim. Dünya süslerinden firar etmemiz için bizlere yardım et. Nuriye Çeleğen
__________________ Vakit namazinizi kildiniz mi? Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayetle: Mü'minin durumu yeşil ekin gibidir. Rüzgar ne taraftan gelse onu eğer. Rüzgar durduğunda doğrulur. Mü'min de böyledir. O da bela ve musibetlerle eğrilir. Kafirin durumu ise çam ağacı gibidir. Allah dilediği zaman sert ve dik durur. ][Bela ve musibetlere uğramaz. |
22Haziran 2015, 14:22 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 33478 Üyelik T.:
09 Kasım 2013 | Cevap: Ey alemlerin sultanı! Seni ne çok özledik ey Nebiler Nebisi Dünyanın en çok naat yazılan dili Türkçedir. Bu aziz toprakların sakinlerinin, 'alemlere rahmet olarak gönderilen' Efendimiz'in yer yatağında doğmasına bile gönlü razı değildir. Bu sırdandır ki, tüm zamanların en güzel mevlidini yazmış olan Süleyman Çelebi, 'Hem hava üzre döşendi bir döşek/Adı Sündüs döşeyen anı melek' der. Kendisine dünya siyer ödülünü kazandıran iki ciltlik nefis eserinde Salih Suruç, Allah'ın Sevgilisi'nin doğumunda, Arabistan çöllerinden başlayarak bütün arza nefis bir kokunun yayıldığını söyler ki, bu, Arapça'da, 'tıyb' kelimesiyle ifade edilen kokudur, tıyb 'ruhun kokusu'nu ima eder. Kutlu doğumla birlikte, aslında iş başa dönmüş, Başak burcu başlamış ve varlık kemalini bulmuş, başla son birleşmiş, tevhidin en ileri düzeyi gerçekleşmiş, devr tamamlanmıştır. Efendimiz için, 'nuru evvel, ba'sı sonra' denir. İlk yaratılan, O'nun nurudur. Aziz Mahmud Hüdayi'nin görkemli eseri, Hz. Muhammed'in Zuhuru'ndan öğreniyoruz ki, 'başlangıçta Allah vardı ve O'nunla birlikte bir şey yoktu...' Sonra Allah, 'bilinmeyi sevdi ve ilk olarak Muhammedi Nur'u yarattı.' Adem henüz su ile balçık arasındayken O peygamberdi. Varolan her şeyde Allah'ın Sevgilisi'nin nurundan bir sır, bir hakikat vardır. Bu hikmetten dolayıdır ki, yaratılmış olan her şey, davet ümmeti'dir. O'nun evrensel rahmet ve hidayet çağrısına 'evet' diyen ve inanan herkes ise, 'icabet ümmeti'dir. Efendimiz başlangıçta bir nurdu ve nur suretinde tecessüm etmişti. Allah O'nun bedenini yani Adem (as)'in bedensel kökeni olan vücudunu Celal ve Cemal elleriyle (bir rivayette kozmik zaman olarak) kırk yıl yoğurdu. Aziz Mahmud Hüdayi, kamil insanın prototipi olan Allah'ın Resulü'nün de fiziksel atası olan Adem'in (as) toprağının arzın farklı yerlerindeki kırmızı, beyaz, siyah, sarı topraktan devşirildiğini söyler: 'Toprağın yapısına göre, Ademoğullarından kimi kırmızı, kimi siyah ve beyaz veya ara renklerden/ırklardan oluştu.' Alemlere Rahmet olarak gönderildi Adem'e secde edin emri üzerine Cebrail (as)'den başlamak üzre büyük melekler, mukarreb melekler ve diğer bütün ruhaniler, O'na selam secdesi etmişlerdir. Bir rivayette büyük meleklerin yüz yıl secdede kaldığı söylenir. Bu, ubudiyyet değil, selam secdesidir ve müminlerin birbirlerine verdikleri selam da o muazzam karşılamadan bir sır taşır. Süleyman Çelebi, alemlerin rahmet elçisinin doğumunu, 'merhaba'larla selamlar ve Türkçemizin en samimi, en lirik karşılaması bu mısralardır. Efendimiz, kendisinde Allah ism-i camiinin kemaliyle tecelli ettiği en büyük delildir. Kainatın anahtarı, onun ruhuna/nuruna dercedilmiştir. Adem'in (as) bedenine ruh üflenmesi, Muhammedi Nur'dan nasiplenmesidir, zira O, bütün kitapların annesi (ümm)dir, bütün semavi öğretilerin toplamı ve aktarıcısıdır, kitabın, İlahi sözün ve bildirinin kendisinde kemale erdiği en büyük nebi ve resuldür, velayetin ve nübüvvetin arşıdır. Adem'in kendisine ruh üflenince başına konan zümrüt tac, O'nun alnından fırlayan ışıklı kartaldır. Kainatın Rahmet elçisi, inci ve yakuttan bir tahtta oturur, bu manevi tahtın dört direği vardır. Her sütunda parlaklığı güneş ve aydan daha fazla olan büyük bir inci ışıldar. Melekler hayrete düşer ve şöyle seslenirler: 'Ey Rabbimiz! Sen bundan daha üstün varlık yarattın mı?' Bu Adem'dir (as), Muhammed'dir, İbrahim ve İsa'dır... Bütün nebilerin ve resullerin annesi olan rahmet peygamberidir. Kutlu doğumunu bir kez daha idrak ettiğimiz Allah'ın Seçkin Elçisi'nin nuru, hiç şüphesiz Allah'ın en-Nur ism-i şerifinden gelir. Heidegger'in varlık mertebelerinde söz ettiği göklülerin en şereflisidir O. Gök yatağında doğmuştur ve nuru, varlığın bidayetine kadar uzanır. Hz. Hüdayi, cennet ve cehennem yaratılmadan üç yüz yirmi dört bin sene önce Nur-ı Muhammedi'nin (as) yaratıldığından söz eder. Efendimiz, kamil ve kadim insan'dır. Kadim insandır, insanın ebedi çocukluk hakikatinin sırrıdır, masum ve korunmuştur, saftır ve biatı her dem tazedir. Kamil insandır, insanlığın manevi yetkinlik düzeylerinin doruğu O'nun hayatındadır. En güzel insan, en sevgili eş, en hayırlı baba ve dede, en başarılı komutan ve 'diplomat', en mahir ev reisi, en halim ve selim yoldaş, en enis arkadaş, en müşfik yarendir. 'Anam babam sana feda olsun' diye başlar ona seslenen cümleler. 'Bir elime güneşi diğerine ayı verseniz yine de davamdan dönmem' diyecek kadar muazzam bir iman ve yakin sadece O'ndadır. O'nun sohbeti nurani bir iksirdir ve yanında birkaç dakika kalanın ruhu ve zihni nurlanır, İlahi Hakikat'e açık ve hazır hale gelir. Ömrü içmekle geçen Ayyaşi Nazım Çelebi, O'nu bir kez rüyasında görür ve naat edebiyatının en güçlü kalemi olur. Bütün kamil veliler, Efendimiz'in risalet ve velayetinin birer tecellisinden ibarettir. O, varlığın sütunu, arzın halifesi ve insanlığın gözbebeğidir. Nuru yaratılmıştır, ardından O'na has güzelim bir çehre ve beden yaratılmış, sonrasında Hz. Hüdayi'nin beyanı üzre, başına hidayet tacı konmuştur. Boynuna tevazu, gözüne haya, alnına yakin, ağzına sabır, diline doğruluk, yanaklarına muhabbet, göğsüne nasihat, kalbine vera, içine zühd, dizlerine korku, adımlarına istikamet yerleştirilmiştir. Allah, Efendimiz'in kalbine merhamet doldurmuş, O'nu şefkatle terbiye etmiş, Rububiyetiyle tesviye etmiştir, ikramla yüceltmiş, risalet ödeviyle seçkin kılmıştır. Allah, Habibi'ni Kendisi için seçmiş, Mustafa kılmış, başına iman tacını iliştirmiş, sırtına hidayet hırkasını giydirmiştir. O'nu ezelden Sevgili diye isimlendirmiştir. Allah'ın 'Habibim' diye seslendiği tek nebi O'dur. Sonra Allah, Kendisi'yle varlık arasında çokluktan kinaye yetmiş bin nurani ve zulmani (Celali ve Cemali) perdeler yaratmıştır. Her perdede bilinmez olarak kalmış ve ardından bir ağaç var etmiş, ona yakin ağacı demiş, Habibi'nin ruhunu bu ağacın en yüce dalına yerleştirmiştir. Yakin ağacının dört dalı vardır. Muhammedi ruh, bu ağaçta, yine çokluktan kinaye kırk bin sene Allah'ı tesbih etmiştir. Sonra Habibi'nin karşısında bir ayna yaratmış, bu mücella aynaya bakan Muhammedi Nur, kendisini en güzel şekilde müşahede etmiş ve Allah'a şükür secdesinde bulunmuş, bunu beş kez tekrarlamış, namazın çekirdeği buradan doğmuştur. İnsanlığın İftihar Tablosu'na selam olsun Sonra Allah, nurani zincirlere asılı bir kandil yaratmış ve Efendimiz'in (as) ruhunu bu kandilin içine yerleştirmiştir. Bu, varlığa Muhammedi öğretiyi taşıyan ruhun ışımasıdır. O'nun gözbebeği marifet şehrinin kapısı olan Hz. Ali efendimizdir. Ehl-i Beyt-i Mustafa da temiz ve temizleyicidir, bu nurdan en fazla feyizlenmiş olanların ilkidir. Doğruluk bir şehirdir ve kapısı Ebubekir'dir (ra), O'nun da ruhu, o kandilden ışıyan İlahi Nur'un tecellisiyle parıldar. O 'Sonsuz Nur', kıyamete değin yeniden yeniden ışıldar, doğar ve biz o kutlu doğumu her yıl yeniden kutlar, O'nun getirdiği nurun haleleri arasına girebilmek, ondan feyizlenmek için ateşe koşan kelebekler gibi atılır, yanmak isteriz. Ana babamızın ona feda olmasını isteriz, kendimiz için en değerli şeylerden vazgeçer, sadakaların en büyüğü olan benliğimizi tasadduk etmek isteriz. Bu, nurdan bir istektir ve melekler onu, hayat ağacının dallarına ışıktan bir çiçek gibi asmak isterler. Allah'ın Sevgilisi, biri kendisine seslendiğinde veya kendisi sesleneceğinde bütün bedeniyle dönermiş. Bu, 'kulum bana bir adım geldiğinde, ben ona koşarım' buyuran Allah'ın İlahi ahlakına uymak içindir. Çünkü O, Allah'ın ahlakıyla ahlaklanmıştır ve ne zihni şaşar ne gözü başka bir şeye bakar. O, ay'dır, bir adı da kamer'dir, hilal halindeyken halka gizlenir sadece Rabbiyle halvet olur, dolunaya dönüşür halka bakan yüzü açılır. O, nebiler ve veliler göğünün güneşidir, Noksani'nin dediği gibi, 'kudret kandilinden balkıyıp durmakta'dır. Belki de bütün bu kainat dekoru, bütün bu insanlık macerası o sahne içindir? Allah'ın sevgilisi ile Kemalı'nın Hira'da buluşması. Bu buluşma, O'nun getirdiği Kelam'ı okumaya niyetlenen her müminin kalbinde bir gölge olarak yeniden belirecektir. Çünkü O'nun taşıdığı İlahi Haber, her okuyanın kalbine yeniden yeniden sefer eder. Bu haber, göklerden inmiştir, kaderin üstündeki kaderdir, getiren de Süleyman Çelebi'nin beyanı üzre, 'gök yatağında doğmuş'tur, tekrar arşın sırlarına doğru yücelmiştir. Naat Konsun � yine - pervazlara Güvercinler, "hu hu" lara karışsın Aminler, Mübarek akşamdır; Gelin ey fatihalar, yasinler... Şimdi seni ananlar, Anıyor ağlar gibi... Ey yetimler yetimi, Ey garipler garibi; Düşkünlerin kanadıydın Yoksulların sahibi.. Nerde kaldın ey resul, Nerde kaldın ey nebi!.. Arif Nihat Asya SADIK YALSIZUÇANLAR
__________________ Vakit namazinizi kildiniz mi? Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayetle: Mü'minin durumu yeşil ekin gibidir. Rüzgar ne taraftan gelse onu eğer. Rüzgar durduğunda doğrulur. Mü'min de böyledir. O da bela ve musibetlerle eğrilir. Kafirin durumu ise çam ağacı gibidir. Allah dilediği zaman sert ve dik durur. ][Bela ve musibetlere uğramaz. |
08Haziran 2019, 13:56 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 |
Ey sevgili Adın anılıyor yine Yine sevdalıların Sen diyor
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Alemlerin Rabbi Allah | enderhafızım | Film Kutusu | 0 | 11 Aralık 2012 16:54 |
Alemlerin Rabbi Allah | Ahmet Yesilyurt | Videolar/Slaytlar | 0 | 21 Nisan 2012 21:18 |
Sır Şehrinin Sultanı | YASEMİN ATAMAN | Şiirler ve Şairler | 1 | 14 Nisan 2011 10:15 |
11 Ayın Sultanı ramazan | sessiz23 | Oruç-Ramazan | 0 | 22 Ağustos 2009 23:40 |
Beden Mülkünün Sultanı Ol! | medinelii | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 30Haziran 2008 01:49 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|