Zeynep El-Gazâli

[tevhid_]

Zeynep El-Gazâli

ZEYNEP EL- GAZÂLİ

34 nolu hücre… Bir kadın dizleri üzerine çökmüş, içerisi kapkaranlık, doğu da-batı da kendisine kıble. Daracık bir alan. Günlerce yapılan işkencelerden yorgun bir ses tonuyla niyazda bulunuyor baş koyduğu yolun Rabbine;


Mürşide Yakaryılmaz



Sabrı ve ****neti şiar bilmiş bir hayat;

34 nolu hücre… Bir kadın dizleri üzerine çökmüş, içerisi kapkaranlık, doğu da-batı da kendisine kıble. Daracık bir alan. Günlerce yapılan işkencelerden yorgun bir ses tonuyla niyazda bulunuyor baş koyduğu yolun Rabbine;

“ Yol uzun ve meşakkatli biliyorum, sınanmak zor, ama gücüm yettiğince, bu toplum dirilinceye, insanlık Kur’an ve sünnetin sancağı altında gölgeleninceye kadar, hayırdan ve yolundan dönmeyeceğim. Ve ancak yaşadığım bütün sıkıntıların karşılığını senden bekliyorum. Senden yolunda sabit kalmak için yardım diliyorum.”

Bir kişi düşününki; sabır, azim, ****net ve mücadeleyle geçirilmiş 88 yıllık bir yaşam. Ülkesinin ve ümmetin yapı taşlarını yeniden yapılandırmak, fikir yaşamını yeniden diriltmek için uzun soluklu ve zor bir koşu. Yılmak bilmeyen iman gücü, Sahabe’nin yaşamından örneklerle donatılmış bir hayat. Dava ruhunu hakkıyla kavramış bir insan. Dik duruşlu ve onurlu bir kişilik. Kimliğine Hakk’ı libas yapmış bir mümine…

Hayat Vesikası

Babası Ezher âlimlerinden olan Zeynep El- Gazali El-Cubeyli, Kahire’nin kuzeyinde yer alan El-Buheyre vilayetinin Meyyit Yaiş köyünde 2 Ocak 1917 de hayat yolculuğuna ilk adımını attı. Daha küçük yaşlarda bile tavır ve hareketlerinden dolayı babası ona “Nesibe” ismiyle hitap ederdi. Çünkü celadetini ve azmini Nesibe Bintu Kab’a benzetirdi. Babası, bir ömür boyu hayatına nakşedecek ilmi ve ahlaki değerleri birer birer kodladı belleğine. Hz. Hasan ile soy bağı olan Zeynep El-Gazali’nin soyu ikinci halife Hz. Ömer’ e dayanır.

10 yaşında babasını kaybeder. Babasını kaybettikten sonra kardeşleriyle ve annesiyle birlikte Kahire’ye taşınırlar. Muhammed ve Ali adında iki abisi vardır.



Tedris ve Mücadele Dönemi

12 yaşında kendi çabasıyla gidip bir kız okuluna yazılır. Okul müdürü babasını ve dedesini tanır ve yardımcı olur. Ve serüven başlar. Bu zeki ve kararlı kız bununla da yetinmeyip medrese âlimlerinden dersler de almaya başlar. İçindeki ilim ve okuma aşkı bir deryayı yutacak cinstendir. Hüda Şaravi’yle tanışıp“Kadınlar Birliği’nde” aktif rol alması, birçok kadına yardımcı olması, vaazlar, bitmek bilmeyen koşturmalar… Fransa’ya gitme isteği ve onu alıkoyan o rüya.

“Rüyada babasını görür. Babası Fransa’ya gitmemesi gerektiğini ve Mısır’da kendisine daha hayırlı bir karşılık olduğunu söyler” böylece Fransa fikrini çıkarır atar kafasından. Kadınlar birliğiyle fikir çatışmaları onu kırılma noktasına taşır. Çünkü Gazali İslami bir söyleme sahipken birlik bundan çok uzak söylemleri savunur.

Ve yol ayrımı… Mutfakta yemek hazırlarken gaz ocağı patlar. Gazalinin vücudunun büyük bir bölümü yanar. Doktorlar kurtulmasının ancak bir mucize ile mümkün olacağını söylerler. Gazali Rabbine niyazda bulunup bir adakta bulunur. Eğer iyileşirse kadınlar birliğini bırakıp, güzel işlerde ömür tüketeceğine söz verir. Adağı kabul olur. Ve bir ömrü adar Rabbinin yoluna. Mucizevî bir şekilde iyileşir. Kadınlar birliğini bırakır.

1937 de 20 yaşında Müslüman Hanımlar Cemiyeti’ni kurar. Bilgi, bilinç ve takva artık rehberidir. Topluma pompalanan firavuni ve kirli düşüncelere karşı; aydınlık düşünceli, kimlikli ve İslami prensipleri üzerinde taşıyan kadın modellerini topluma sunmaktır hedefi. Tek gayreti, dönüştürmek ve yeniden diriltebilmekti yozlaşan zihinleri.

1948’de Hasan El-Benna’yla tanışma ve İhvan-u Müslimin’e katılma. Kendi söylemiyle, kendisindeki bazı değişimleri ancak Hasan El-Benna gibi güçlü karakterli bir insan gerçekleştirebilirdi. Ve Benna’ya biat ettiğini açıklar. Cemaat içinde etkin roller, davet amaçlı konferanslar, kitaplar, seminerler, gerek yurt dışına gerekse yurtiçine seyahatler… Halkın bastırılan ve sindirilen dimağlarını uyandırma çabaları. Mısır siyasetini sarsan protestolar ve mitingler.

1951–1958 yılları arası neşrettiği “Müslüman Hanımlar” dergisi farklı bir açıdan toplumun yapılanmasına yön veren başka bir sacayağını temsil eder.

1959 yılında daha önce dağıtılan Müslüman Kardeşler’in tutuklanmış müslümanların ailelerinin ihtiyaçlarını karşılama ve yardım faaliyetlerinde bulunur. Dağılan teşkilatı toparlama ve yeniden canlandırma çalışmalarında etkin rol alır.

1965’te Zeynep El-Gazali İhvan-ı Müslimin’in birçok üyesiyle beraber tutuklanır. Düşünen insana tahammülü olmayan bir yönetim, zulmün kırbacını eline almıştı. Tutuklananlara, sayısız kırbaç cezası, soğuk sularda saatlerce bekletmeler, eğitilmiş köpeklerle işkence ve daha birçok korkunç metot. Sindirmek ve yıldırmak… Gazali 6 yıl boyunca bu işkencelere sabırla tahammül eder. İnananların tek bir ümmet olduğu gibi, zalimler de tek bir milletti zalimliklerinde. Sinmek ve davadan dönmek yoktu onun literatüründe. Çünkü dava ruhu iliklerine kadar işlemişti.

1971 yılında serbest bırakıldı. “Bu yolda sarf edeceğim en ucuz şey kanım olacaktır” der ve Müslüman kardeşleri hakkında ağzından hüsn-ü zandan başkası dökülmez. Ve hizmete devam eder. Seyit Kutub’un kız kardeşi Emine Kutup ile genç bayanlara yönelik ilmi faaliyetlerde bulunur. Daha sonra bu sohbetleri bir kitapta toplar. Bu kitaba Nazarat Fi Kitabillah (Kur’an’a Bakışlar) ismini koyar. Böylece Zeynep Gazali hazırladığı bu tefsirle, çağdaş bayan müfessirler arasına girer.

Uzak diyarlara yolculuk, sonuna kadar kapıları hizmet için açılmış bir ev, Mısırın baskıcı rejimine direniş, tefsir dersleri… Meşakkatlerle gelen lütuflar. 39 kere Hacc ve 100’e yakın umre ziyareti. Başından geçen iki evlilik. Her iki evliliğinden çocuğu bulunmayan Gazali, ümmetin ihtiyaç sahiplerinin annesi olur.

3 Ağustos 2005’te 88 yaşında hakkın rahmetine kavuştu. Kahire’nin doğusundaRabiatu’l Adaviyye Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından toprağa defnedildi. Geride ümmete ilim, mücadele ve düzgün bir yaşamı miras bıraktı ve dilimize iki mısra;

Ne kervan kaldı, ne at, hepsi silinip gitti

İyi insanlar iyi atlara binip gitti.




Zeyneb el-Gazali’nin Türkçe’ye kazandırılmış eserleri:

1- Kur’an’a Bakışlar, Uysal kitabevi, 1994. (Zeyneb el-Gazali’nin tefsiri.)

2- Zindan Hatıraları, Madve Yayınları, 1984.

3- Müslüman Aileye Doğru, Madve Yayınları, 1991.

4- Gençlerle Mektuplaşmalar, İstişare Yayınları, 1997.

Gazali’nin Türkçe’ye kazandırılmamış olan eserleri ise şunlar:

1- İlâ İbnetî (Kızıma).

2- El-Erbeûn en-Neveviyye (Kırk Hadis).

3- Nahve Bahsin Cedid (Yeni Bir Konuya Doğru)

4- Min Havâtırı Zeyneb el-Gazali Fi’d-Din ve’l-Hayat (Zeyneb el-Gazali’nin Din ve Dünya’ya Dair Düşünceleri).

5- Makalât (Bu kitapta çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanmış makaleleri değişik adlarla kitaplaştırmıştır.)

Fıtrat.com/portre