|
Konu Kimliği: Konu Sahibi nurşen35,Açılış Tarihi: 01 Ağustos 2015 (03:44), Konuya Son Cevap : 24 Şubat 2019 (22:54). Konuya 2 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
01 Ağustos 2015, 03:44 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 | Sahabe Bugün Yaşasaydı.. Sahabe Bugün Yaşasaydı.. Eğer bugün sahabiler yaşamış olsalardı, onların seçkin kişilikleri , güzel ahlakları , İslam hakikatlerini davranışlarıyla göstermeleri, dünyayı İslama koşturacak küre-i arzın kıtaları ve devletleri İslamiyete girmekte tereddüt etmeyeceklerdi. Günümüz Müslümanlarının çektikleri zillet , sefalet , acı ve ızdırapların kaynağında işte bu ruhun yitirilişi yatar. Eğer biz dinimizi bilip onu izzet ve şerefiyle yaşayabilsek bütün sıkıntılarımız, dert ve problemlerimiz biter, başkalarından meded ve yardım bekleme zilletine düşmez, aksine geçmişte olduğu gibi güçlü olur, düşmüşün , ezilmişin , masum ve mazlumların ellerinden tutar, onları ayağa kaldırırdık. Kırk sahabesiyle dünyaya meydan okuyan ve İslamı dünyanın başına geçiren Allah Resulüne (sav) karşılık 1.5 milyar Müslümanın derbeder, perişan hali bize bir şeyler anlatmalı değil mi... Sahabeyi görünce heybetleri karşısında düşman titrerdi. Şimdi Müslüman başkalarından korkar hale gelmişse bunun sebebini başka yer ve sebeplerde aramaya gerek yoktur. Karanlık bodrumda kaybettiği iğneyi dış kapının ışığında arama garabetini gösteren Nasreddin Hoca gibi davranma sefaleti devam ettirmekten başka neye yarar ki... Allah (cc) Müslümanlara feraset versin... Alıntı...
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
Konu Sahibi nurşen35 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Gündem Korona Aşısı | Gündem/ Manşetler | Esma_Nur | 6 | 1496 | 10 Aralık 2020 12:20 |
DHBT Muhteşem Özetler | DHBT-Hazırlık/Notlar/Özetler | nurşen35 | 4 | 2271 | 08 Aralık 2020 18:40 |
Kıssaları Hayatımıza Taşıyalım | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | nurşen35 | 1 | 979 | 08 Aralık 2020 17:46 |
TENKİD | Serbest Kürsü | nurşen35 | 0 | 865 | 08 Aralık 2020 12:44 |
Vitir Namazını Niye Kılıyoruz Biliyor musunuz... | Namaz-Abdest-Teyemmüm | nurşen35 | 0 | 998 | 04 Aralık 2020 13:56 |
13 Ağustos 2015, 02:50 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 | Cevap: Sahabe Bugün Yaşasaydı.. Günümüzde de Asr-ı Saadet döneminde yaşanan huzur ve mutluluk elbetteki yaşanabilir. Bireylerin öncelikle içsel olarak kendilerine düzenleme getirmeleri gerekmektedir. Temel doğrular ve yaklaşımlar hiç bir zaman değişmez ve bu hakikat hiç bir mekan ve zaman ile sınırlanamaz. Bu düsturdan hareket etmek temel şiarımız olmalıdır. Nasıl ki Peygamber Efendimiz (SAV) döneminde inananlar, inanmayanlar ve münafıklar mevcut idi, bugün için de aynı şart ve durumlar değişik görünümlerde geçerlidir. Yine asrımızda Allah'ın birliğine, Peygamberimizin onun Resulü olduğunu tasdik eden Allah dostları bulunmaktadır. Yani aynı hak ve batıl mücadelesi bugün de sürmektedir. O dönemdeki göğüs göğüse mücadele ve savaşlar, bugünkü medya/internet savaşlarına, psikolojik ve metafizik savaşlara dönüşmüş durumdadır. İşin özü itibariyle, bugün de Peygamber Efendimizin (SAV) varisleri olan kamil mürşidler tebliğ ve irşad görevlerini yerine getirmekte, bu halkaya katılan müminler bir safta yer almakta, diğer yandan Peygamber varislerini küçümseyen, münafık, kafir ve münkirler de mevcudiyetlerini korumaktadırlar. Geçmişteki ikilikler bugün de aynen cereyan ediyor. Bu bakımdan değerlendirdiğimizde her dönem, Asr-ı Saadet ve Cahilliye ile aynı ortak özelliklere sahiptir. Peygamber Efendimiz (SAV)'i görüp inanmayanlar, bugün de mürşidin irşadını, Kuran ve sünnete bağlılığını ve onun kemalatını görüp inanmıyorlar. Ya da inanmış olsalar dahi, nefis ve şeytan o kimseleri bırakmıyor. Ebu Cehiller, Ebu Lehebler bugün de var, icraatları hala devam ediyor. Bu ve benzeri örnekleri çoğaltmak her zaman için mümkündür. Teslimiyet, bağlılığımız ve samimiyetimiz her dönemde sınanıyor ve sınanacaktır da... Peygamber Efendimiz bir hadisi şerifinde; 'Ümmetimin bozulduğu çağda, sünnetimi ayakta tutan için bir şehit ecri vardır.' buyurmaktadır. Ancak şunu da asla unutmamalıyız ki; Peygamber Efendimiz (SAV) dönemi, hiç bir dönemle mukayese edilemeyecek kadar müstesna bir dönemdir. Asr-ı Saadet olmasının anlamı da budur. O dönemde baş gözü ile Peygamber Efendimizi (SAV) gören sahabelerin kazandıkları manevi dereceler, sonraki velilerin mertebelerinden çok üstündür. Ve müstesnalığı da asla tartışılamaz. Üstelik ehl-i sünnet ve'l-cemaata göre bütün sahabeler Rasulullah (SAV)'ın övdüğü gibi tezkiye edilir ve övülürler. Hatta bir başka hadisi şerifte 'Bir yerde olan Ashabımdan hiçbirisi yoktur ki, kıyamet günü oranın ahalisine bir nur ve onlara (cennete sevkte) bir rehber olmasın.' buyurulmaktadır. Sahabe bugün için bile bizlere bir nur ve ışık kaynağıdır. Yol gösterici ve hidayet kaynağı olarak kabul edilmelidir. Bugün de bir Allah dostunun, hakiki kamil bir mürşidin elinden tutarak irşad halkasına dahil olursak işte o zaman Asr-ı Saadetimizi yaşamış oluruz. Onlar aynen Peygamber Efendimiz (SAV) gibi yaşama gayreti içirisindedirler. Unutmayalim ki kişi sevdiği ile beraberdir. Elbetteki Asr-ı Saadetteki koşulları birebir bulmak mümkün değildir, ancak iki dönem mukayese edildiğinde daha önce de belirttiğimiz gibi ortam ve şartlar ne olursa olsun hakikat aynıdır. Onlar birkaç hurma ile günlerce aç kaldılar, karınlarına taş bağladılar, Giyecek elbiseleri, içecek suları yoktu... Onlar mümin kardeşlerini kendilerinden üstün bildiler. Çoluk çocuk aç yatıp, misafirlerini doyurdular. Resulullah (SAV) bir gün sahabelerine:’Ah keşke bana doğru, havuza gelen kardeşlerimi bir görsem de, içlerinde şerbetler olan kaselerle onları karşılasam. Cennet’e girmeden önce, onlara (Kevser) havuzumdan içirsem.’Bu sözleri üzerine ona denildi ki:’Ey Allah’ın Resulü biz senin kardeşlerin değil miyiz?’O şöyle cevap verdi:’Sizler benim ashabımsınız (arkadaşlarımsınız). Benim kardeşlerim de beni görmedikleri halde bana inananlardır. Mutlaka ben Rabbimden sizinle ve beni görmeden iman edenlerle gözlerimi aydınlatmasını istedim’ O halde Asr-ı Saadet dönemini kendi benliğimizde, ruhumuzda ve icraatlarımızla yaşamaya çalışmak ve daha sonra en yakınlarımızdan başlayarak bireysel sorumluluğumuzu toplumsal sorumluluk boyutuna aktarmamız öncelikli gayemiz olmalıdır. Alıntı...
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Meleklerin Yıkadığı Sahabe | İslaminesil | Ashab-Kiram(r.a) | 0 | 08 Ekim 2014 18:31 |
Sahabe yürekli gönüller.. | tecelli | Ashab-Kiram(r.a) | 2 | 23 Temmuz 2014 19:01 |
82 il 82 Sahabe | enderhafızım | Videolar/Slaytlar | 33 | 16 Aralık 2013 14:34 |
Sahabe İnancimiz... | YaŞuHa | Muhtelif Konular | 0 | 06Haziran 2011 22:59 |
Dirilen Şehit Sahabe Nevfel | Seher Yeli | Ashab-Kiram(r.a) | 2 | 28 Ağustos 2009 18:32 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|