|
Konu Kimliği: Konu Sahibi _bülbül_,Açılış Tarihi: 10 Nisan 2009 (15:37), Konuya Son Cevap : 10 Nisan 2009 (15:37). Konuya 0 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
10 Nisan 2009, 15:37 | Mesaj No:1 |
Bazı yazarların söylediğine göre Hızır (a.s) ile Hz. Musa (a.s)'ın buluşma yerinin İs Bazı yazarların söylediğine göre Hızır (a.s) ile Hz. Musa (a.s)'ın buluşma yerinin İs Bazı yazarların söylediğine göre Hızır (as) ile Hz Musa (as)'ın buluşma yerinin İstanbul'daki Kız Kulesi olduğu söyleniyor Bu sahih bir görüş müdür? Kehf suresi, ayet 60- Ey Muhammed! Bir vakit Musa genç adamına demişti ki: "İki denizin birleştiği yere ulaşıncaya kadar gideceğim, yahut senelerce gideceğim" Kehf suresi 60 ayetin tefsiri: - Bir vakit Musa genç adamına demişti ki, yahudiler Hz Musa'nın bu kıssasını kabul etmek istememişler Muhaddisler ve tarihçilerden bunun, Musa b İmran değil, Musa b Mişa olduğunu zannedenler de olmuştur Nitekim Buharî, Müslim, Tirmizî, Nesaî ve diğer hadis kitaplarında rivayet olunduğu üzere Said b Cübeyr şöyle demiştir: "İbnü Abbas (ranhüma) ya dedim ki: 'Nevf-i Bükalî, Hızır'ın arkadaşı olan Musa'nın, İsrailoğulları'nın peygamberi olan Musa değildir iddiasında bulunuyor' Bunun üzerine İbnü Abbas: 'Allah'ın düşmanı yalan söylemiş' deyip uzun bir hadis ile bunun bilinen Hz Musa olduğunu Resulullah'tan naklederek anlatmıştır (Buhari, Tefsiru sureti 18/2-4; Müslim, fezail 170-171; Tirmizi,Tefsiru sureti 18/1) Ve gerçekten Kur'ân'da zikredilen Musa'dan diğer bir Musa anlaşılmaz Musa'nın delikanlısı da rivayetlerin çoğuna göre Yûşa' b Nun'dur Çünkü o hizmet ediyor, öğreniyordu Hizmetçiler çoğunlukla genç yaşta olduklarından Araplarda hizmetçiye genç denilmesi de edebî bir üsluptur Bir hadis-i şerifte de: "Hizmetçilerinize kölem, cariyem, demeyiniz; delikanlım deyiniz" buyurulmuştur (Buhari, 17) Gerçi bazılarının dediği gibi bir başkası olması da muhtemeldir Fakat sahih haberlerde Yûşa' olduğu belirtilmiştir O halde olay, Musa Mısır'dan çıktıktan sonra, Tîh sahrasında iken meydana gelmiş demek olur Bu kıssanın sebebi bir rivayette şöyle nakledilmiştir Musa Rabbine sorup: "Ya Rabb! Kullarının sana en sevgilisi hangisidir?" demiş Buyurulmuş ki: "Beni zikreden ve unutmayan" Ey (Rabb!) en hakim kulun hangisi?" demiş Buyurulmuş ki: "Hak ile hükmeden ve arzularına uymayan kimsedir" "En bilgili kulun kimdir?" demiş Buyurulmuş ki; "Belki bir kelimeye rast gelirim de bir doğru yolu gösterir veya bir felaketten kurtarır diye insanların ilmini araştırmakla kendi ilmine ekleyen kimsedir" Bunun üzerine Musa (as) demiş ki: "Ya Rabbi! Kullarından benden daha bilgilisi varsa bana göster" "Var" buyurulmuş "O halde onu nerede arayayım" demiş "Her iki denizin birleştiği yerde, kayanın yanında balığı kaybedeceğin yerde" diye tarif edilmiştir İki denizin birleştiği yer ki, açıkça anlaşılan bir boğaz olmasıdır Nitekim Ka'b-i Kurazî'den Tanca, yani Sebte boğazı olduğu rivayet edilmiştir Übey'den de Afrikiyye olduğu nakledilmiştir Fakat Mücahid ve Katade'den İran denizi ile Rum denizinin birleştikleri yer olduğu rivayet olunmuştur Bu şekilde maksat bir boğaz değil, dar bir dil, bir engel olması gerekir Çünkü İran denizi, Basra körfezi; Rum denizi de Akdeniz olduğuna göre, Basra körfezi ile Akdenizi birleştiren bir boğaz yoktur Bundan dolayı bu olsa olsa İran denizinin bağlantılı olduğu Hint okyanusu ile Akdeniz arasında Süveyş kanalının açıldığı dar bir dil olsa gerektir Kayadan açıkça anlaşılan Kudüs'teki tanınmış Sahratullah (Allah taşı) olması çok muhtemeldir İbnü Atiyye demiştir ki: "O, yani İran denizi Hint okyanusunun bir koludur ki Azerbaycan'ın arkasından başlayan İran toprağında kuzeyden güneye doğru uzanır Şu halde bu görüşe göre iki denizin birleştiği yer, iki denizin, Suriye toprağı tarafında bulunan yönden iki denizin birleşmesine esas olan yerdir" Tefsir bilginleri burada "bahreyn" (iki deniz) kelimesinin, bahr (deniz) kelimesinin ikili olmak üzere iki deniz mânâsına sayılmış, bir özel isim olmasını göz önünde bulundurmamış görünüyorlar Halbuki Mu'cemü'l-Büldân'da anlatıldığı gibi Bahreyn, Hint Okyanusu denizi sahilinde Basra ile Umman arasında birçok ülkeyi kapsayan bir kıt'anın özel ismi olduğu da bilindiğinden bu mânâ düşünülecek olursa, iki denizin birleştiği yer, Bahreyn kıtasının (bölgesinin) toplu yeri veya merkezi demek olur Özel isim, genel isimden daha açık olması itibariyle bu mânâ, hem açık, hem de Sebte boğazından daha yakındır Daha önce Medyen'e gitmiş olan Musa'nın ondan sonra Bahreyn'e bir seyahata çıkması da uzak görülen bir görüş değildir Ancak tefsir bilginleri, buna değinmemiş olduklarından bunu destekleyen naklî bir delil bulunamıyor, Nitekim İstanbul boğazı hakkındaki yayılmış haber de böyledir Tefsir bilginlerinin bu mânâ üzerinde durmamalarının sebebi -Allah daha iyi bilir bundan sonraki âyette ikil zamiri ile "mecmea beynihima" buyurulmuş olmasıdır Çünkü özel isim olsaydı zamir tekil olacaktı Öyle olmakla beraber bu ikil zamirini Musa ile arkadaşına gönderenler de olmuştur Bir de bazıları buradaki bahreyn'in (iki denizin) biri acı, biri tatlı; yani bir nehir olduğunu söyledikleri gibi, diğer bazıları da Azerbaycan tarafındaki "Kürr ve Ress" nehirleri olduğunu söylemiştir "Res halkını ve bu arada daha birçok nesilleri (inkârları yüzünden helak ettik)" (Furkan, 25/38 âyetinin tefsirine bkz) Nihayet, "mecme'a'l-bahrayn" iki ilim denizi demek olan Musa ile Hızır'ın birleştikleri yer demektir diyenler de olmuştur Keşşâf bunun hakkında; bid'at tefsirlerinden demiş Ebu Hayyan da: Bu batıniyye tefsirine benziyor demiş Bu görüş, daha birçokları ile beraber tasavvufçulardan olan Nişaburî Tefsiri'nde bile red ve tenkid edilmiştir Bununla beraber şunu itiraf etmek gerekir ki, bu mânâ lafız itibariyle uzak olmakla beraber, mânâya göre sabittir Çünkü yukarıda naklolunan ihtilaflar karşısında "mecmeal bahreyni" ifadesinden anlaşılabilen, kesin olarak anlatılan şey Musa ile Hızır'ın buluşacakları bir yer olmasından ibaret kalıyor KURAN'I KERİM TEFSİRİ (ELMALILI MUHAMMED HAMDİ YAZIR) Selam ve dua ile | |
Konu Sahibi _bülbül_ 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Adem olmaktır tek hevesim | Şiirler ve Şairler | Kara Kartal | 4 | 2743 | 22 Mayıs 2010 11:27 |
Dostlarımız........ | Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler | su damlası | 4 | 2364 | 09 Mayıs 2010 10:35 |
İsmailce kurban olabilmek | Hacc-Umre-Kurban | kurtmehmet | 3 | 3118 | 21 Kasım 2009 20:58 |
Ömür seccadesini gönül dergahına serenlere...... | Makale ve Köşe Yazıları | _bülbül_ | 2 | 2353 | 12 Kasım 2009 21:52 |
çarpık çağ..... | Şiirler ve Şairler | _bülbül_ | 2 | 2066 | 12 Kasım 2009 21:43 |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Sahilde Buluşma... Vazgeçemediğim Eserlerden... | enderhafızım | İlahiler/Ezgiler | 0 | 12 Mart 2013 10:34 |
Bid'at ehli olan yazarların, kitaplarını okuyan arkadaşlarım var Bunlara, o yazarları | MERVE DEMİR | Soru Cevap Arşivi | 0 | 08 Nisan 2009 11:54 |
Bazı Peygamberlerin Faziletleri - Hz. Musa (as) | Verda_Naz | Hadis-i Şerif | 0 | 24 Kasım 2008 01:18 |
Bazı Peygamberlerin Faziletleri - Hz. Hızır (as) | Verda_Naz | Hadis-i Şerif | 0 | 24 Kasım 2008 01:18 |
Kur'an-ı Kerimin anlamıyla buluşma videosu | aadiguzel | Kur'ân-ı Kerim Genel | 0 | 29 Eylül 2008 15:26 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|