|
Konu Kimliği: Konu Sahibi makbergülü,Açılış Tarihi: 17 Aralık 2012 (11:34), Konuya Son Cevap : 22 Ocak 2019 (16:51). Konuya 24 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
17 Aralık 2012, 11:34 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 17068 Üyelik T.:
03 Mart 2012 | Yalan söyleyen Tarih utansın /medineweb Yalan söyleyen Tarih utansın /medineweb Başlığı görünce aklınızdan çokda farklı şeyler geçmeyeceğine eminim aslında.kendi adıma söylemek isterim ki ben şimdiye kadar önüme tarih diye sunulan pek çok bilgiden emin değildim.içimdeki bu şüpheler beni bu yaşıma kadar hep gizli kalmış bilgileri araştırmaya sevketmiştir.bu yaşıma kadar ilkokul sıralarından önlisans dönemime kadar zorla ezberletilen satırlardan gerçekten sıkıldım ve artık bu bilgileri gerçek belgelerle sunanların izini sürer oldum...bu bölümde sizlere elimden geldiğince belgeler ışığında öğrendiğim tarihi gerçekleri paylaşmak istiyorum.tabii paylaşağım bazı bilgiler tarih hakkında öğrendiklerimizi resetletecek düzeyde olacaktır.umarım yönetici arkadaşlarımın buna itirazı olmaz...selametle
__________________ لاَ يُكَلِّفُ اللّهُ نَفْسًا إِلاَّ وُسْعَهَا "Allah hiç kimseye taşıyabileceğinden daha fazlasını yüklemez." || BAKARA 286. || MAZARET insanın kendine söylediği en büyük ''YALAN''dır !! .. Velhasıl-ı kelâm. Namaz, duâ, gayret, nâsip. . . |
Konu Sahibi makbergülü 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Evde yapılabilecek deterjan ve şampuanlar | Pratik / Faydalı Bilgiler | Mihrinaz | 1 | 190 | 14 Ekim 2023 14:09 |
yeniden merhabalar | Serbest Kürsü | KardelenGül | 12 | 5119 | 27 Eylül 2018 19:05 |
2014 kpss için konu dağılımı | KPSS İstişare/Sohbet | nurşen35 | 1 | 2955 | 11 Ağustos 2014 14:31 |
evde tarhana yapmanın püf noktaları (: | Pratik / Faydalı Bilgiler | Allahın kulu_ | 5 | 4168 | 11 Ağustos 2014 13:07 |
KPSS Birde Böyle Hazırlanmayı Deneyin | KPSS İstişare/Sohbet | Mihrinaz | 9 | 4003 | 11 Ağustos 2014 12:21 |
17 Aralık 2012, 11:43 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 17068 Üyelik T.:
03 Mart 2012 | Cevap: yalan söyleyen tarih utansın [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Yıl 1928, Ankara'da Osmanlıca yazıyla 60 sayfalık bir kitap yayınlanır. İsmi: "Türkün Yeni Amentüsü". Yazarı: Safi adında biri. CHP'nin Hakimiyet-i Milliye Matbaasında basılmış. Bu kitabın kapağında şu satırlar yer almaktadır: "Kahramanlığın örneği olan ve vatanın istiklalini yoktan var eden Mustafa Kemal'e, onun cengaver ordusuna, yüce kanunlarına, mücahid analarına ve Türkiye için ahiret günü olmadığına iman ederim. 1928 - Türk'ün Yeni Âmentüsü [BUNLAR MÜSLÜMAN OLAMAZ] Yıl 1928, Ankara'da Osmanlıca yazıyla 60 sayfalık bir kitap yayınlanır. İsmi: "Türkün Yeni Amentüsü". Yazarı: Safi adında biri. CHP'nin Hakimiyet-i Milliye Matbaasında basılmış. Bu kitabın kapağında şu satırlar yer almaktadır: "Kahramanlığın örneği olan ve vatanın istiklalini yoktan var eden Mustafa Kemal'e, onun cengaver ordusuna, yüce kanunlarına, mücahid analarına ve Türkiye için ahiret günü olmadığına iman ederim."
__________________ لاَ يُكَلِّفُ اللّهُ نَفْسًا إِلاَّ وُسْعَهَا "Allah hiç kimseye taşıyabileceğinden daha fazlasını yüklemez." || BAKARA 286. || MAZARET insanın kendine söylediği en büyük ''YALAN''dır !! .. Velhasıl-ı kelâm. Namaz, duâ, gayret, nâsip. . . |
17 Aralık 2012, 12:09 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 17068 Üyelik T.:
03 Mart 2012 | Cevap: yalan söyleyen tarih utansın
Yüce dinimizi anlayabilmek için, yüce ki*tabımızı kavrayabilmek için, mutlaka çok iyi fizik, biyoloji ve tarih kültürüne sahip olmak lazım gelir. Bugün gençlerimize okutulan tarih ki*tapları, İslâm düşmanlarının eli yağlı kara iddiaları ile kirlidir. Bu söylediklerimizin en iyi örneği, tarihi çağlara ayıran kavramları bu milletin yeni kuşaklarına benimsetme tarzlarıdır. Bi*zim milletimiz İslamiyetle tanıştığı anda itibaren ne ortaçağı ne de yeniçağı, ne de son çağ evreleri geçirmiştir. Avrupa’nın çürük tarihi yapısı içerisinde cehaletin, kilise zulümlerinin ve derebeylerin cirit attığı günler için bir ortaçağ kavramı gün*deme getirmek mümkündür. Fakat aynı yıllarda Osmanlı’nın ilk dönemi ve Selçuklu devrini yaşayan milletimiz, bugün insanlığın ulaştığı içtimai yapıdan daha sağlıklı, daha adaletli ve daha özgür bir yaşam içindeydi. Ve derebeylik sistemi de bizim toplumumuza hiçbir şekilde yansı*mış değildi. Batı’nın rönesans kalıbı ile kendisini bize benzetmek için yaptığı ça*bayı gülünç bir şekilde kendimize ait bir evre olarak nasıl kabul ederiz? Onkolog Dr. Haluk Nurbaki
__________________ لاَ يُكَلِّفُ اللّهُ نَفْسًا إِلاَّ وُسْعَهَا "Allah hiç kimseye taşıyabileceğinden daha fazlasını yüklemez." || BAKARA 286. || MAZARET insanın kendine söylediği en büyük ''YALAN''dır !! .. Velhasıl-ı kelâm. Namaz, duâ, gayret, nâsip. . . |
18 Aralık 2012, 14:26 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 17068 Üyelik T.:
03 Mart 2012 | Cevap: yalan söyleyen tarih utansın
CENNET MEKAN 2. ABDULHAMİD HAN'A DÜZENLENEN SUİKAST (MUTLAKA OKUYUN) 21 Temmuz 1905 günü Osmanlı padişahı II. Abdülhamit'e karşı Ermeni Devrimci Federasyonu tarafından Yıldız Hamidiye Camii önünde yapılmış bombalı bir suikast girişimidir[2]. Doğu Anadolu'da bağımsız bir Ermeni Devleti kurulmasını isteyen Ermeni Devrimci Federasyonu yanlısı bir grup Ermeni Osmanlı padişahı II. Abdülhamit'i öldürmeyi planladı. Bu amaçla bir atlı arabaya 120 kg miktarında patlayıcı yerleştirerek padişahın Cuma selamlığından sonra Yıldız Hamidiye Camii önündeki yoluna yerleştirdiler. Suikast için padişahın kendi arabasına yürüyüş süresi (1 dk 42 saniye) gibi en ince detay dahi hesaplanmıştı. Patlayıcıların içine konduğu arabaya ****l parçaları doldurulup bombanın etkisi artırılmıştı. Ancak Şeyhülislam Cemaleddin Efendi'nin Sultan Abdulhamit'e bir soru sorarak geciktirmesi üzerine bomba Sultan Abdülhamit'in etki alanı dışındayken patladı ve padişah hiçbir zarar görmeden kurtuldu. Patlama sonucu civardaki halk arasında 26 kişi öldü ve 58 kişi yaralandı. Olaydan sonra yapılan araştırma sonucu olaya karışan 40 kişinim kimlikleri belirlendi. Bunlardan 15 kişi yakalanarak tutuklandı. Belçika vatandaşı Edward Joris'in suikast girişiminin lideri olduğu sonucuna varıldı. Edward Joris 2 yıl hapis yattıktan sonra serbest bırakıldı.[3] Sultan Abdülhamit'in suikast girişiminde kurtulması hoşuna gitmeyen şair Tevfik Fikret "Bir Lâhza-i Ta'ahhur" (Bir anlık duraklama) adlı şiirinde şu mısraları yazmıştır: Ey şanlı avcı, damını bihûde kurmadın. Attın fakat yazık ki, yazıklar ki, vurmadın TEVFİK FİKRET'E CEVABIMIZ! Hiçbir namuslu Ermeni, padişahına kast eden eli bombalı ırkdaşına "şanlı avcı" diyecek kadar hayâsız olmamıştır. Kaynakça 1-Planları Suya Düştü, Türkiye Gazetesi, 19 Nisan 2007 2 -Belge, Murat (2000). İstanbul Gezi Rehberi. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları. ISBN 975-333-002-2. 3- New York Times, 19 Ocak 1908
__________________ لاَ يُكَلِّفُ اللّهُ نَفْسًا إِلاَّ وُسْعَهَا "Allah hiç kimseye taşıyabileceğinden daha fazlasını yüklemez." || BAKARA 286. || MAZARET insanın kendine söylediği en büyük ''YALAN''dır !! .. Velhasıl-ı kelâm. Namaz, duâ, gayret, nâsip. . . |
18 Aralık 2012, 14:29 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 17068 Üyelik T.:
03 Mart 2012 | Cevap: yalan söyleyen tarih utansın
BİR ÇOCUĞUN GÜNÜ Çocuk sabah uyanıyor. Okula doğru yola çıkıyor. Şehrin ortasındaki m.kemal heykelinin yanından geçerek okula varıyor.okulda m.kemal heykeli önünde andımızı okuyor “varlığım türk varlığına armağan olsun” 1. derse giriyor.Hayat bilgisi dersinde M.kemal’in hayatını öğreniyor.2. ders matematik. Kitapta m.kemal’in fotografının enini ve boyunu ölçmeyi öğreniyor.3. derste müzik. Müzik dersinde M.kemal’in müzik ile ilgili sözlerini öğreniyor.4. derste Türkçe.Türkçe dersinde M.Kemal'in Türk dili ve tarihine verdiği önemi öğreniyor.5. ders beden eğitimi. M.kemal’in Spora verdiği önemi öğreniyor.6. ders fen bilgisi. M.kemal’in bilimsel çalışmalarını öğreniyor. Zil çalıyor ve m.kemal heykeli önünden geçip evine gidiyor. M.kemal ideolojisi 1. sınıftan dikte ediliyor. Din kültürü dersi 4. sınıftan itibaren veriliyor. Daha sonra bu çocukların çoğu Kemalist oluyor.mevlam bizlere yardımcı olsun..
__________________ لاَ يُكَلِّفُ اللّهُ نَفْسًا إِلاَّ وُسْعَهَا "Allah hiç kimseye taşıyabileceğinden daha fazlasını yüklemez." || BAKARA 286. || MAZARET insanın kendine söylediği en büyük ''YALAN''dır !! .. Velhasıl-ı kelâm. Namaz, duâ, gayret, nâsip. . . |
19 Aralık 2012, 21:20 | Mesaj No:6 |
Durumu: Medine No : 17068 Üyelik T.:
03 Mart 2012 | Cevap: yalan söyleyen tarih utansın [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Ortadoğu'yu YAKAN Osmanlı İHANETİ Zaman yazarı Mustafa Armağan, köşesine bugün önemli bir tarihi ayrıntıyı taşıdı. Mekke Emiri Şerif Hüseyin'in hayatını ve Osmanlı'ya ihanetini anltan Armağan, Osmanlı'ya ihanetin aileyi nasıl bir lanet çemberine soktuğunu da anlattı. İşte Mustafa Armağan'ın köşesinde yer alan tarihin en çarpıcı hikayelerinden biri: Osmanlı'ya ihanet eden aileyi saran lanet çemberi Kimi İslam ülkelerindeki hareketlilikler uzmanların dilini sonunda çözmüş görünüyor. Yerlisi yabancısı aynı şeyi vurguluyor: Bu olaylar, Osmanlı'nın arkasında bıraktığı büyük boşluğun hâlâ doldurulamadığını gösteriyor. OSMANLI HAYALETİ Mİ KARŞIMIZA ÇIKIYOR Peki Osmanlı Devleti 90 küsur yıl önce tarih sahnesine veda etmemiş miydi? 21. yüzyılda hâlâ Osmanlı'nın tasfiyesinden nasıl söz edilebilir? Yoksa bir hayalet midir karşımıza ikide bir çıkan? Çağdaş Fransız filozofu Jacques Derrida'nın sözünü ettiği türden bir hayalet belki. Filmlerden biliyoruz: Cenazesi kurallara uygun defnedilmemişse ölünün ruhu vârislerine musallat olur. Ta ki usulüne uygun olarak defnedilinceye ve rahatsızlık duyduğu unsur ortadan kaldırılıncaya kadar. Osmanlı'nın hayaleti de benzer bir sıkıntı içerisinde olmalı ki, terk ettiği evin çeşitli odalarında sık sık karşımıza çıkmakta. HAŞİMİLERİN BAŞINDAKİ LANET En iyisi, siz 'İslam'da hayalet var mı?' sorusunu sormadan ben asıl konuma geçeyim. Size anlatacağım, Osmanlı'ya ihanet etmiş bir ailenin, son kalıntısı Ürdün'de yaşayan Haşimîlerin başında esen lanet fırtınası. 1916 yılında Arap isyanını, yakınlarda Suudiler tarafından yıktırılan Ead Kalesi'ne ilk kurşunu sıkarak başlatan Mekke Şerifi Hüseyin'in oğlu Kral Abdullah'ın hatıratında Sultan II. Abdülhamid'i şu çarpıcı satırlarla anması ilginç olmanın ötesinde çarpıcıdır: "Bence Abdülhamid'in tahttan indirilmesinden sonra meydana gelen olaylar, Kufe ve Mısırlıların Hz. Osman'a yaptıklarından sonra meydana gelenlere benzer. Hz. Osman nasıl fitneyle Müslümanlar arasındaki sınır idiyse, Abdülhamid de bu çağda insanlarla fitne arasındaki perdeydi. Bu perde yırtılınca fitneler ortaya çıktı." (Çeviren: Halit Özkan, Klasik: 2006, s. 19). LANET FIRTINASI BAŞLIYOR Sultan Abdülhamid'in tarih karşısında acımasız bir şekilde haklı çıkmasındaki inceliğe bir başka yazımızda değiniriz. Biz şimdi Osmanlı'nın yıkılmasından sonraki 30 yılda Haşimî sülalesinin başında esen lanet fırtınasına gelelim. Abdülhamid'in gözünün tutmadığı adamlardan biriydi Şerif Hüseyin. Onu ailesiyle birlikte İstanbul'a getirip Boğaz'da bir yalıda gözaltına aldırır. İttihatçılar ise Abdülhamid'in "ak" dediğine "kara" demeyi marifet bildiklerinden onu serbest bırakırlar. Hüseyin de Hicaz'a döner ve İngilizlerle anlaşarak Arap isyanının pimini çeker. ARAP KRALLIĞININ BAŞINA GETİRECEKLERDİ İngilizler onu sözde Büyük Arap Krallığı'nın başına geçireceklerdir. Casus Lawrence de danışmanı olacaktır. Güya artık Arap dünyasında Osmanlı'nın değil, Arapların ve tabii Haşimîlerin sözü geçecektir. Siz öyle sanın. İngiliz oyununun kaç perde sürdüğünü bilmeyen Şerif Hüseyin, sadece Hicaz bölgesine Kral yapılır ama tahtı garantide değildir. İngilizler onu çoktan gözden çıkarıp Suud ailesiyle anlaşmışlardır. Nitekim Eylül 1924'te Abdülaziz b. Suud'un develerle hücumu üzerine krallığını oğlu Ali'ye devretmek zorunda kalacaktır. (1958'de parçalanarak öldürülecek olan Ali'nin oğlu Abdülilah bu defa Irak'ta karşımıza çıkacaktır) Ali'nin krallığı da ancak bir yıl sürecek, sonra Hicaz-Necid bölgesi Suudîlere teslim edilecektir. UYANDIĞINDA SOLUĞU KIBRIS'TA ALDI Muazzam Arap Krallığı'nın başına getirildiğini zanneden Şerif Hüseyin ise uyandığında soluğu Kıbrıs'ta almıştır. Çocukluğunda bayramlarda babasıyla birlikte Şerif'i ziyaret ettiğini anlatan Rauf Denktaş, emekli kralın kendilerini görür görmez Osmanlı'yı hatırladığını ve "Ah ben Osmanlı'ya nasıl ihanet ettim? Şimdi ihanetimin cezasını çekiyorum" diye iki gözü iki çeşme ağladığını anlatır. Nitekim 1931'de Amman'da ölürken bin pişmandır. (Ziyaret ettiği Yemen'de Osmanlı marşlarıyla karşılanmasına ise tarihin istihzası demek gerekiyor.) LANET TORUNLARINA BİR HASTALIK GİBİ GEÇECEKTİ Ancak Şerif Hüseyin'in Osmanlı'ya ihanetinin laneti kendisiyle sınırlı kalmayacak, oğullarına, hatta torunlarına da bir hastalık gibi geçecektir. Oğullarından Faysal önce Suriye Kralı yapılmıştı. Ancak Fransızlar istemeyince İngilizler tarafından mecburen Irak kralı ilan edildi. Tabii İngiliz danışmanlarla birlikte. Ne var ki, Faysal'ın mutluluğu da uzun sürmeyecekti. Devasız bir hastalığa tutulacak ve bir mum gibi eriyerek babasından 2 yıl sonra ölecektir. YERİNE OĞLUNU KRAL İLAN ETTİLER Yerine oğlu Gazi'yi kral ilan ettiler. Ancak Gazi İngilizlerin ülkesinin kaynaklarını nasıl soyduğunu görmüş ve Türk yanlısı bir politika izlemeye kalkmıştı. Tabii cezasını çok geçmeden görecek, Bağdat'ta bomboş bir yolda giderken otomobili bir direğe toslayacak ve hayatını kaybedecekti. (1939) İngilizler onun yerine çocuk yaştaki oğlunu II. Faysal adıyla tahta geçirdiler. Amca oğlu Abdülilah da onun "nâib"i yapıldı. İkisi birlikte Irak'ta yapmadıkları rezalet bırakmayınca 1958'deki halk ayaklanmasında parçalanarak öldürüldüler. EN UZUN YAŞAYAN AİLE BİREYİ Şerif Hüseyin'in öbür oğlu Abdullah'ın nasibine ise Ürdün düşmüştü. Önce Emir, sonra kral oldu. Hatıratını yazacak kadar uzun yaşadığına bakılırsa en şanslıları sayılabilir. Ne var ki, o da İsrail'in kurulmasından 3 yıl sonra bir Filistinli tarafından öldürülecektir. İşin garibi, Şerif Hüseyin'in Zeyd adlı oğlu, kendisine münhal (boş) bir taht bulunamadığı için en uzun ömürlüleri olmuş ve 1970'te eceliyle ölmüştür. İBRETLİK HİKAYE Baba, tahtını kaybedip sürgüne gönderiliyor. Bir oğlu hastalıktan, diğeri suikastta ölüyor, üçüncüsü tahtını kaybedip köşesine çekiliyor. Torunlarından ikisi parçalanarak öldürülüyor, biri de sözde trafik kazasına kurban gidiyor. Osmanlı'ya ihanet eden bir ailenin 30 yıl içinde ne hale geldiğinin ibretlik hikâyesi böyle. Az kalsın casus Lawrence'i unutuyorduk. O da görevini yaptıktan sonra gözden düşmüştü. Londra'da unutulmuş biri olarak yaşarken 1935 yılında bir motosiklet kazasında ölmüştü. Böylece lanet halkası tamamlanmış oluyor. Şimdilerde Başbakan David Cameron'un, vaktiyle işlediği suçlardan dolayı dünyadan özür dilemek zorunda kaldığı emperyalist İngiltere'nin "kullan, at" çarkı bütün acımasızlık ve kusursuzluğuyla işlemiş görünüyor. Öte yandan Kral Abdullah'ın feryadı hâlâ kulaklarda çınlamaya devam ediyor: "Eğer Arap isyanının bu şekilde sona ereceğini bilseydik hiçbir şekilde Osmanlı'ya isyana kalkışmazdık." Mısırlı Dr. Fehmi Şinnavi ise o gür sesiyle şöyle haykırıyor: "Günümüz Arap zirvelerinde temel mesele, İsrail'e ne kadar boyun eğileceği. Eğer Osmanlı'ya bunun binde biri kadar boyun eğebilseydik, şimdiye kadar elimize geçenlerin milyon katını kazanırdık."
__________________ لاَ يُكَلِّفُ اللّهُ نَفْسًا إِلاَّ وُسْعَهَا "Allah hiç kimseye taşıyabileceğinden daha fazlasını yüklemez." || BAKARA 286. || MAZARET insanın kendine söylediği en büyük ''YALAN''dır !! .. Velhasıl-ı kelâm. Namaz, duâ, gayret, nâsip. . . |
23 Aralık 2012, 13:28 | Mesaj No:7 |
Durumu: Medine No : 17068 Üyelik T.:
03 Mart 2012 | Cevap: yalan söyleyen tarih utansın
Osmanlı'dan ne kadar para kaldı? Türkiye yıllarca Osmanlı'nın borcunu ödedi. Peki Osmanlı'dan Türkiye Cumhuriyeti'ne ne kadar para kaldığını merak ettiniz mi? Zaman'dan Mustafa Armağan bu ilginç sorunun peşine düştü. İşte Armağan'ın o haberi: "1. 1929’da ödediğimiz borcun kendisi değil, yalnız faiziydi. 2. Bu ilk ödememizle birlikte ekonomi iflas sinyalleri vermiş ve alacaklılara gerisini getiremeyeceğimizi ilan etmiştik. İşte bundan sonra ödemelere ara verilmiş, görüşmeler 1932’de sonuçlanmış ve asıl borcun ilk düzenli ödemesine 1933’ten itibaren başlamıştık. Oradaki kastım, 1954 yılına kadar devam edecek olan bu ilk düzenli ödemeydi. 3. Ödediğimiz Osmanlı borçlarının tutarı, TL bazında yaklaşık 150 milyon liradır. Peki hiç merak ettiniz mi Osmanlı’dan Cumhuriyet’e kalan nakit para tutarının ne kadar olduğunu? Tamı tamına 161 milyon TL kâğıt para (bozuklar hariç). Yani Osmanlı hazinesinden 161 milyon TL’yi cebinize koyarken bu para nereden geliyor diye sormuyorsunuz da, borcunuz çıkınca niye mızıklanıyorsunuz? Bir miras olayında alacak ve borç gayet tabii bir durum değil mi? " KAYNAK: Mustafa Armağan/Zaman
__________________ لاَ يُكَلِّفُ اللّهُ نَفْسًا إِلاَّ وُسْعَهَا "Allah hiç kimseye taşıyabileceğinden daha fazlasını yüklemez." || BAKARA 286. || MAZARET insanın kendine söylediği en büyük ''YALAN''dır !! .. Velhasıl-ı kelâm. Namaz, duâ, gayret, nâsip. . . |
24 Aralık 2012, 13:45 | Mesaj No:8 |
Durumu: Medine No : 17068 Üyelik T.:
03 Mart 2012 | Cevap: yalan söyleyen tarih utansın
Fatih Sultan Mehmed’in açtığı çağ, İngilizler tarafından Ayasofya'nın intikamı alınarak kapatıldi 10 (15) Ocak 1924 tarihinde İngiltere Kralı V. George, Avam Kamarası’na yaptığı açış konuşmasında, Lozan’ı ilgilendiren bir kanun tasarısının derhal görüşülmek üzere Parlamentonun gündemine geleceğini belirttikten sonra şu çarpıcı cümleyi sarf eder: “Bu tasarı kabul edilir edilmez Lozan Antlaşması onaylanmış olacak ve YENİ BİR ÇAĞ AÇILACAKTIR.” (As soon as this Bill has been passed, the Treaty will be ratified, and a new era will open.) (CAB/23/46, s. 424)” (1) Diğer tüm inanışların liderleri muhafaza edilerek sadece hilafet kaldırıldi ve İslam sahipsiz bırakıldi.. Hilafetin Türkiye'de, 3 Mart 1924 Tarihinde kaldırıldığını hatırlayarak, Lozan antlaşmasının ilgili ülkelerde (meclislerinde) onay tarihlerine bakalım; Türkiye 23 Ağustos 1923 ;Yunanistan 25 Ağustos 1923; İtalya 12 Mart 1924 ; İngiltere'de 16 Temmuz 1924 tarihinde onaylanmıştır. Ve anlaşma, onaylara dair tüm belgeler resmi olarak Paris'e iletildikten sonra, 6 Ağustos 1924 tarihinde yürürlüğe girmiştir..
__________________ لاَ يُكَلِّفُ اللّهُ نَفْسًا إِلاَّ وُسْعَهَا "Allah hiç kimseye taşıyabileceğinden daha fazlasını yüklemez." || BAKARA 286. || MAZARET insanın kendine söylediği en büyük ''YALAN''dır !! .. Velhasıl-ı kelâm. Namaz, duâ, gayret, nâsip. . . |
24 Aralık 2012, 13:46 | Mesaj No:9 |
Durumu: Medine No : 17068 Üyelik T.:
03 Mart 2012 | Cevap: yalan söyleyen tarih utansın
Atatürk olmasaydı baban kimdi bilemezdin ... saçmalıklarını duymaktan bıktım! Biz babamızdan değil, İslam'dan sorulacağız! Anadolu'nun işgal edilemez bir coğrafya ve bu toprakların insanlarının işgal altında kalmaya asla tahammül etmez Müslüman bir Millet olduğunu idrak edemeyenlerin, İngiliz İşbirlikçisi bir Diktatör'ü kurtarıcı zan etmeleri bizi değil kendilerini bağlayan fanatik bir esarettir, çağdaş bir yobazlıktır! Bu cehalet ve bu resmi tarih yalanları varken sevmek normaldir ama tapmak sapıklık, taptığı adam için başkasına hakaret ruh hastalığıdır! Mesele minnet duymaksa, Alpaslan olmasa Anadolu'nun, Fatih Sultan Mehmet olmasa İstanbul'un yüzünü dâhi göremezdiniz! Hele peygamberler ve nihayet Muhammed aleyhisselam olmasa, Sizi Yaratan Allah'ınızı ve Dininizi dâhi bilemezdiniz! Arşivler açılana ve 5816 kalkana kadar sabredin, çok acı gerçekleri çok yakînen öğreneceksiniz... fatih tezcan
__________________ لاَ يُكَلِّفُ اللّهُ نَفْسًا إِلاَّ وُسْعَهَا "Allah hiç kimseye taşıyabileceğinden daha fazlasını yüklemez." || BAKARA 286. || MAZARET insanın kendine söylediği en büyük ''YALAN''dır !! .. Velhasıl-ı kelâm. Namaz, duâ, gayret, nâsip. . . |
24 Aralık 2012, 17:16 | Mesaj No:10 |
Durumu: Medine No : 17068 Üyelik T.:
03 Mart 2012 | Cevap: yalan söyleyen tarih utansın
Beyaz Tv ekranındaki bir programına konuk olan Rotahaber yazarı Sevda Türküsev, başörtülülere nankör köpek diyen CHP"li yöneticiye sert tepki gösterdi. [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
__________________ لاَ يُكَلِّفُ اللّهُ نَفْسًا إِلاَّ وُسْعَهَا "Allah hiç kimseye taşıyabileceğinden daha fazlasını yüklemez." || BAKARA 286. || MAZARET insanın kendine söylediği en büyük ''YALAN''dır !! .. Velhasıl-ı kelâm. Namaz, duâ, gayret, nâsip. . . |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Kur'an'da Yalan ve Yalancılar?medineweb.net | Mihrinaz | Medineweb.net Videolar | 0 | 01 Ocak 2024 16:29 |
YALAN DÜNYA Maslahatın & Medineweb.net | Mihrinaz | Medineweb.net Videolar | 1 | 16 Ağustos 2023 16:07 |
Söz Söyleyen.../Ali Parlak | Ali Parlak | Makale ve Köşe Yazıları | 4 | 01 Nisan 2019 18:26 |
Yalan söyleyen çocuğa ne yapmalı! | İmamHüseyin | Çocuk ve Aile Sağlığı | 0 | 13 Nisan 2009 14:54 |
kader utansın demek doğrumudur | Seyyid | Ölüm-Ahiret-Sırat-Mizan-Kader | 2 | 09 Ekim 2008 00:40 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|