|
Konu Kimliği: Konu Sahibi MERVE DEMİR,Açılış Tarihi: 14 Nisan 2009 (12:31), Konuya Son Cevap : 14 Nisan 2009 (12:31). Konuya 0 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
14 Nisan 2009, 12:31 | Mesaj No:1 |
Çocuklara anlatacağınız farklı hikayeler Çocuklara anlatacağınız farklı hikayeler ÜÇ EVLAT Üç kadın çeşme başında toplanmış konuşuyorlardıAz ötede ihtiyarın biri oturmuş, kadınların çocuklarını methetmelerini dinliyordu Kadınlardan biri: -Benim oğlum öyle marifetlidir ki, hiç kimse bu konuda onunla boy ölçüşemezTam bir cambazdır o! İp üzerinde bir yürüse de görseniz Diğer kadın heyecanla atılarak: -Benim oğlumun sesini bilseniz, dediTıpkı bir bülbül gibi şakırYeryüzünde hiç kimsenin böyle bir sesi yoktur vergisi bu Üçüncü kadın susup duruyorduDiğerleri sordular: -Sen çocuğunu niye övmüyorsun? Nesi var ki? -Çocuğumun çok üstün bir tarafı yok kiNe diye durup dururken öveyim onu Kadınlar kovalarını doldurup yola koyuldularİhtiyar adam da peşleri sıra yürümeye başladıKadınlar ağır kovaları taşımakta güçlük çektikleri için ara sıra duruyor ve dinleniyorlardıSırtları ağrı içindeydi Bu sırada çocukları onları karşılamaya çıktı Birinci çocuk hemen elleri üzerinde havaya kalkmış, çeşitli marifetler gösteriyorduKadınlar gözleri hayretten büyümüş haykırdılar: -Aman ne kabiliyetli çocuk! İkinci çocuk altın gibi bir sesle öyle güzel şarkılar söyledi ki, kadınlar gözleri yaşlarla dolu hayranlıkla dinlediler onu Üçüncü çocuk koşarak geldi, annesinin elinden kovayı aldı ve eve kadar taşıdı Kadınlar ihtiyara dönüp: -Bizim çocuklarımız hakkında ne diyorsun, dediler İhtiyar şaşkınlıkla: -Çocuklarınız mı? Dedi Onları bilmem Yalnız biri vardı, annesinin elinden kovayı alıp eve taşıdı Onu çok beğendim ASLA YALAN SÖYLEME Eski zamanlarda, insanlar ilim öğrenmek için çok çalışırlar, her türlü güçlüklere katlanırlardı Küçük yaşlarında köylerinden, ailelerinden ilim öğrenmek için ayrılırlar, yıllarca onlardan uzaklarda zor şartlar altında yaşarlardı Seyyid Abdulkadir’in de küçük yaşta içine öğrenme arzusu düşmüş, bunun çarelerini aramaya başlamıştı Sonunda dayanamadı, annesine gelerek; -Anneciğim, ilim öğrenmek için Bağdat’a gitmek istiyorumdedi Annesi ise; -Senden ayrılmaya gönlüm razı olmuyor Ancak seni de Allah yolundan alıkoymak istemem Annesi Abdulkadir için yol hazırlıkları yaptı En sonunda da oğluna lazım olur diyerek, 40 altını kaybetmemesi için bir kese içinde yeleğinin koltuk altına dikti Sonra oğlunun gözlerinin içine bakarak şöyle dedi; -Sana son olarak nasihatim şudur ki, eğer beni ve Allah’ı memnun etmek istiyorsan asla yalan söyleme, doğruluktan ayrılma Allah her zaman ve her yerde doğruların yardımcısıdır Seyyid Abdulkadir annesine söz verdi ve ağlayarak elini öptü Bağdat’a giden bir kervana katılarak yola çıktı Hemedan yakınlarında dar bir geçide girdiklerinde kervanda bir bağrışma koptu Eşkıyalar kervana saldırmışlardı Bir anda bütün sandıklar yere yıkıldı, eşyalar yağma edilmeye başlandı Haydutlar kervandakilerin neyi var neyi yoksa hepsini alıyorlardı Eşkıyalardan biri de Abdulkadir’in yanına geldi Onun fakir haline bakarak şaka olsun diye; -Söyle bakalım senin neyin var fakir çocuk? Abdulkadir; -Yalnız 40 altınım var, diye cevap verdi Haydut önce şaşırdı sonra gülmeye başladı İnanamadı ve tekrar sordu; -Doğru mu söylüyorsun? Abdulkadir: -Evet, doğru söylüyorum, 40 altınım var Eşkıya meraklandı Abdulkadir’i elinden tutup reislerine götürdü Durumu reislerine anlattı Haydutların başı; -Senin 40 altının varmış, doğru mu bu? Abdulkadir; -Evet doğru Reis; -Söyle bakalım Onu nereye sakladın? Abdulkadir; -Hırkamın içinde koltuğumun altında saklı Bunun üzerine haydutlar hırkasının içinde, koltuğunun altında saklı bulunan 40 altını bularak reislerine verdiler Herkes çok şaşırmıştı Reis hayretle sordu; -Peki evladım, sen niçin üzerinde altın olduğunu söyledin? Eğer bize söylemeseydin onları bulamazdık Abdulkadir; -Ben annemden ayrılırken, asla yalan söylemeyeceğime dair söz vermiştim Arkadaşınız senin bir şeyin var mı diye sorunca, altınlarım olduğunu söyledim 40 altın için verdiğim sözden döneceğimi mi zannediyorsunuz? Bu sözleri duyan haydutların reisi çok şaşırdı ve derin bir düşünceye daldı Sonra etrafındakilere dönerek; -Yazıklar olsun bizlere Bu çocuk kadar olamadık Bu çocuk annesine verdiği sözünden dönmemek için her şeyini veriyor Bizler ise Allah’a söz verdiğimiz halde, hiçbir zaman verdiğimiz sözlerde durmadık O’nun yapma dediklerini yaptık yarın Allah’ın huzuruna çıktığımızda halimiz nice olacak? Sonra şöyle devam etti: -Sizler şahit olun Şuanda bu çocuk benim kötü yoldan dönmeme sebep olduŞimdiye kadar yaptığım bütün günahlarım için pişman olup tövbe ediyorum Bundan sonra iyi bir insan olup, Rabbim’in sevmediği işleri yapmayacağım Reislerine çok bağlı olan haydutlar hep bir ağızdan; -Reisimiz, biz senden ayrılmayızSen hangi yolda yürürsen biz de o yolda yürürüz diyerek hepsi birden pişman olup tövbe ettiler Kervandaki insanlardan ne aldılarsa hepsini geri verdiler ve bir daha haydutluk yapmayacaklarına söz verdiler Seyyid Abdulkadir ise yoluna devam ederek Bağdat’a ulaştı Orada ilim tahsiliyle meşgul oldu Kısa bir zaman içinde çok ünlü bir alim oldu Binlerce insanın Kötülüklerden vazgeçip iyi birer insan olmalarına vesile oldu ÇOBAN ÇOCUĞU Bir zamanlar her soruya insanı şaşırtacak cevaplar veren akıllı bir çoban çocuğu varmış Şöhreti etrafa öyle yayılmış ki, kral da merak edip çocuğu saraya davet etmiş: “Sana üç soru soracağım” demiş “Birinci sorum şu: Dünyadaki bütün denizlerde kaç damla su vardır?” “Haşmetli kralımYeryüzündeki bütün ırmakların akışını durdurun bir süreBen sayarken yanlış olmasın Sonra ben size denizlerde kaç damla su olduğunu söyleyeceğim” Bu akıllıca cevaba hayret eden kral ikinci soruyu sormuş: “Gökyüzünde kaç yıldız vardır?” Çoban çocuğu: “Bana büyük bir tabaka kağıt verin” demiş Kağıt getirilince, üzerine sayılamayacak kadar nokta koymuşSonra kağıdı krala uzatarak: “Bu kağıdın üzerinde ne kadar nokta varsa gökyüzünde de o kadar yıldız vardırSayın inanmazsanız” demiş Kral son soruyu sormuş: “Sonsuzluk nedir?” “Bizim köyde bir dağ vardır Yüksekliği, genişliği, uzunluğu tam bir saat çekerOraya yüzyılda bir kuş gelir ve gagasını bir kayaya sürter Bütün dağ yok oluncaya kadar, sonsuzluğun yalnız bir saniyesi geçmiş olurGerisini siz hesaplayın” Çocuğun zekasına hayran kalan kral: “Sen bütün sorduklarıma bir bilgin gibi cevap verdinŞimdiden sonra benim sarayımda oturacak ve öz oğlummuş gibi saygı göreceksin” demiş Yaşlı Adam ve Yaramaz Çocuklar Yaşlı bir adam emekliye ayrılır ve kendine bir lisenin yanında küçük bir ev alır Emekliliğinin ilk birkaç haftasını huzur içinde geçirir, ama sonra ders yılı başlar Okulların açıldığı ilk gün, dersten çıkan öğrenciler yollarının üzerindeki her çöp bidonunu tekmelerler, bağırıp çağırarak gürültü çıkarp çevredekileri rahatsız ederler Bu çekilmez gürültülü günler sürer ve yaşlı adam bir tedbir almaya karar verir Ertesi gün çocuklar gürültüyle evine doğru yaklaşırken, kapısının önüne çıkar ve onları durdurarak, “Çok tatlı çocuklarsınız, çok da eğleniyorsunuz Bu neşenizi sürdürmenizi istiyorum sizden Ben de sizlerin yaşındayken aynı şekilde gürültüler çıkarmaktan hoşlanırdım Bana gençliğimi hatırlatıyorsunuz Ama bakın, bugün yaşlandım ve artık güçten kesildim Sizin zamanınızdayken üzdüğüm büyüklerimi hatırladıkça üzülüyorum!" der Yaramaz çocuklar yaptıkları hatanın farkına varırlar Büyüklerine saygılı olmaları gerektiğini birçok kez anne-babalarında duydukları akıllarına gelir Yaşlı adamın yanına gider, ondan özür dilerler Bir daha yaramazlık yapmamaya söz verirler ve yaşlı, sevimli amcanın anlattığı menkıbeleri dinleyerek çook güzel vakitler geçirirler | |
Konu Sahibi MERVE DEMİR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ülke tv Canlı... | Videolar/Slaytlar | Medine-web | 1 | 2904 | 23 Ağustos 2013 00:41 |
İran Emperyalizmi | Makale ve Köşe Yazıları | Medine-web | 6 | 3645 | 26 Ocak 2013 22:53 |
gerekli gereksiz bir şiir.. | Makale ve Köşe Yazıları | MERVE DEMİR | 0 | 3285 | 06 Aralık 2012 10:48 |
olmamış kayınbiradere mektup :) | Komik Paylaşımlar | Allahın kulu_ | 10 | 7827 | 03 Kasım 2012 23:19 |
İslamın kurtuluşu bilinçlenme ile mümkündür | Makale ve Köşe Yazıları | Esadullah | 11 | 7287 | 02 Ekim 2012 21:16 |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Arapça hikayeler /medineweb | Medineweb | Genel Arapça | 7 | 06 Ocak 2019 12:17 |
İbretlik Dini Hikayeler | nurşen35 | Serbest Kürsü | 3 | 25 Temmuz 2018 01:52 |
GERÇEK AŞK (Mesnevî'den Hikâyeler) | KalbinNûru | Tasavvuf-Tarikat | 15 | 12 Aralık 2015 10:57 |
Mesneviden hikayeler-GÖREBİLEN GÖZ | alperkara | Fıkralar-Hikayeler | 0 | 06 Mayıs 2015 11:28 |
Çocuklara Hikayeler | NUR | Çocuk ve Aile Sağlığı | 4 | 21 Nisan 2009 23:09 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|