|
Konu Kimliği: Konu Sahibi YaŞuHa,Açılış Tarihi: 12Haziran 2011 (19:33), Konuya Son Cevap : 12Haziran 2011 (19:33). Konuya 0 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
12Haziran 2011, 19:33 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 13867 Üyelik T.:
24 Mayıs 2011 | Cocuklarimiz ve cagintehditleri Cocuklarimiz ve cagintehditleri Cocuklarimiz ve cagintehditleri ÇOCUKLARIMIZ VE ÇAĞINTEHDİTLERİ Hamd Allah’a mahsustur… Ona hamdeder ondan yardım ve mağfiret dileriz... Nefislerimizin şerrinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allah’a sığınırız… Allah kimi hidayete iletirse onu saptıracak hiç kimse yoktur… Kimi de saptırırsa onu hidayete iletecek hiç kimse yoktur... Allah’tan başka hakkıyla ibadete layık hiçbir ilahın olmadığına Onun bir olduğuna ve ortağının olmadığına Muhammedin Allah'ın kulu ve elçisi olduğuna şehadet ederim… Ey iman edenler! Allah’tan nasıl korkmak gerekiyorsa öyle korkun ve ancak müslümanlar olarak ölün… Ali imran 102 Ey insanlar! Sizi tek bir candan yaratan ve ondan da eşini var eden her ikisinden de birçok erkek ve kadın türeten Rabbinizden korkun... Kendisi adına birbirinizden dileklerde bulunduğunuz Allah’tan ve akrabalık bağını kesmekten de sakının… Şüphesiz ki Allah üzerinizde gözetleyicidir… Nisa 1 Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve dosdoğru söz söyleyin ki o da amellerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın… Kim Allah’a ve Resulüne itaat ederse büyük bir kurtuluşla kurtulmuş olur… Ahzab 70 71 Hiç şüphesiz ki sözlerin en doğrusu Allah’ın sözü Yolların en hayırlısı Muhammedin yoludur... İşlerin en şerlisi sonradan uydurulanlardır… Sonradan uydurulan her şey bidattir… Her bidat sapıklık her sapıklık da ateştedir… Sizleri selamların en güzeliyle cennetin ehlinin selamıyla selamlarım… esselamu aleykum… Konumuz çocuklarımız ve çağın tehditleri Öncelikle bizleri rızasını kazanmak için toplayan kardeş kılan iman ve ahlak güzelliği veren Allah’a hamd ederim… Ayrıca Allah’tan beni bu konuda muvaffak kılmasını diler rızasına uygun konuşmayı isterim… Rabbim sizlere ve beni dinleyen kardeşlerime dünya ve ahiret mutluluğu versin… Dünya ve ahiret cennetiyle şereflendirsin... Rabbim cümlemizi tevhid ehli ihlaslı islam davetçisi güzel ahlaklı ilim ehli salih kullardan kılsın… Allah’ım gözlerimizin nuru yüreklerimizin incisi gönüllerimizin huzuru yarınlarımızın umudu çocuklarımızı bize bağışla Onları iman salih amel güzel ahlak davet ihlas yolunda muvaffak kıl Onları sıddıklardan salihlerden şehitlerden muttakilerden eyle Onlara kuran ve sünnet yolunda yaşama azmi ver..Amin Çocuklarımız dünya ve ahiret çiçeklerimiz… Onlara iyi bakar emek harcar salih bir ahlakla eğitirsek Dünyamızı ve ahiretimizi cennete çeviririz... Eğer onlara sahip çıkmaz iman ve salih amelle eğitmez başıboş bırakır islam terbiyesiyle büyütmezsek Dünyamız ve ahiretimiz kabusa döner... Bir ümmetin gelişimine büyümesine sağlam temellere oturmasına katkıda bulunan temel köprü Bir başka tabirle temel direkler çocuklardır... Çocuklar islam nazarında salih toplumun kutsal azıklarıdır... Çocukları sağlam olmayan milletler hüsrandadır... Çocuklarımız islamın ve güzel ahlakın terbiyesinden geçmedikleri takdirde Yarınlarımız tehlike altındadır… Biz müslüman anne ve babalar olarak Gözbebeğimiz çocuklarımızın dünya ve ahiret mutluğunu elde edecek beklentilerine cevap vermek zorundayız... Allah yüce kitabında Rasulullah sahih hadislerinde Çocuklarımızı ve ailemizi kufurden şirkten haramdan ateşten masiyetten kötü ahlaktan korumayı emretmiştir... Bu konuda şu ayet ve hadisleri hatırlamakta faydalar mülahaza ediyorum... Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun... Tahrim 6 Ailene namazı emret kendin de ona sabırla devam et...Taha 132 Allah size çocuklarınız hakkında emreder... Nisa 11 [Ve o kullar] Rabbimiz bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takva sahiplerine önder kıl! Derler... Furkan 74 Rasulullah şöyle buyurur… Erkek ailesinin çobanıdır ve güttüğünden mesuldür… Kadın evinin içinde çobandır ve güttüğünden mesuldür... Buhari Müslim Dünyaya gelen her çocuk fıtrat üzere doğar... Sonra anne ve babası [kendilerine benzeterek] onu yahudileştirir hıristiyanlaştırır veya Mecusileştirir… Buhari Evlatlarınıza ve ailenize hayrı öğretin ve onları terbiye edin... Abdurrezzak musannef Değerli kardeşlerim ve dostlarım! Küresel tehditler kötü aileler sağlıksız çevreler islam dışı eğitimler ve terbiyeler maneviyatsız sistemler müslüman çocuklarımızı tehdit etmektedir... Müslüman çocukları kurtuluş yollarından haktan ve adaletten uzaklaşarak Günah atmosferlerine doğru yol almaktadır… Benliğini kimliğini dini değerlerini ahlak eğilimlerini kaybeden çocuklarımız Batılı zihniyetlerin din karşıtı düşüncelerin tuzaklarına düşmektedir... Çocuklarımız kendi öz değerlerinden tecrid edilerek saptırılmaktadır… Bu nedenle müslüman anneler ve babalar evlatlarının terbiyesinden sorumludur... Anneler ve babalarla birlikte islam dinine davet eden alimler davetçiler eğitimciler uzmanlar bu yozlaşmanın başkalaşmanın sapıklığın karşısında bir çıkış yolu bulmak zorundadır... Çünkü çocuklarını terbiye edemeyen milletler ve muallimler geleceklerini yıkmaktadırlar... Müslüman çocuklarımız islam düşmanlarının tehditleri tehlikeleri ile karşı karşıyadır… Müslüman çocuklarımız ve gençlerimiz batı taklitçiliğine batı hayranlığına onları sevme ilgi duyma yaşantılarını örnek alma özenme gibi tedavisi zor hastalıklara düşmüştür... Evlatlar anne ve babaların boynunda büyük bir emanettir... Onlar bu emanetten mesuldür… Çocuklarına karşı işledikleri her kusur aleyhlerine yazılacaktır... Bilelim ki ev müslüman çocukların ilkokuldur… İslam alimlerinin en büyükleri ilkin ev medreselerinde anne ve babaların elleriyle yetişmiştir... Şeyhülislam imam ibn teymiyyenin tüm aile efradı alim ve islam davetçileridir... Büyük islam toplumlarını oluşturan ilk topluluk aile topluluğudur... Bu yüzden aile kuranın sünnetin izinde yaşarsa İmanlı salih amelli güzel ahlaklı izzetli Allah’ın hududunu koruyan sağlam bir toplum kurulur... Ümmetin şerefini izzetini kutsal özgürlüğünü yeniden kazandıracak Onlara sahih iman ve amel yolunu gösterecek liderler ve alimler ancak böyle bir toplumdan çıkar... Malumdur insanları terbiye eden ilk iki medrese aile ve toplumdur... Bu sebeple aile terbiyesi toplum terbiyesinin önüne alınmadan Aile islamla tanışmadan evlatlarımızın kurtuluşunu sağlamak mümkün değildir... Zira yaşadığımız hayatta toplumu oluşturan topluluklar İslami terbiyeden geçirilmiş değildir... İslamdan uzaklaştırılmış ötekileştirilmiş bir toplum bulunmaktadır... Evlatlarımız gençlerimiz ne kadar iyi yetişirse toplum millet insanlık ümmet o kadar mesut olacaktır... Bunun için hepimiz bu konuda birlik olmalı ve gençliği tahribe çalışan dinden uzaklaştırmak gayretinde bulunan masiyet yurduna sürükleyen zihniyetin karşısında beraberce durmalıyız... El ele imanlı ve salih nesiller yetiştirme çabasında olmalıyız… Günümüzde gençlerin önündeki tehlikeler eskiye oranla daha fazladır... Bunlar menfi çevre menfi medya kötü arkadaş örnek alınan kötü kişiler genel ahlaka aykırı hareketler cehalet gayesiz bir hayat maceraperestlik müstehcen neşriyat israf isyankarlık sağlıksız din eğitimi ve en başında da iman ve inanç boşluğudur... Her gün yaşadığımız toplumdan ve okullardan gelen şiddet cinayet tehdit korkutma kaçırma soygun gibi haberlerle sarsılıyoruz… Çocuklar çantasında Kuran dua kitabı bilimsel kitaplar defterler yerine Kama çakı silah uyuşturucu açık resimler cep telefonları taşımaktadır... Çocukları ve gençleri hedef alan tuzaklar hiç umulmadık ve beklenmedik yerlerden geliyor... Kendi dilimizi adımızı dinimizi bilen bir zihniyet sürekli iman ve ahlaki değerleri aşındırmaya çalışıyor... Bu zalim düşman kalplerimize ve akıllarımıza sızarak bizi can evimizden vurmaktadır... Hem ferd hem aile hem toplum hem ümmet tehdit altında… Tehditçiler dünyamızı ve ahiretimizi kabusa çevirmek için çabalamaktadır… Bugün toplum olarak Alkol uyuşturucu alışkanlığı ilaç alışkanlığı Fuhuş Cinsi sapıklık Kumar ve şans oyunları Rüşvet Boşanma Nikahsız yaşama ve evlilik dışı doğumlar Saldırganlık Irza tecavüz Yaralama Gasp Hırsızlık Anarşi ve terör flört Müstehcen neşriyat Cinayet Evden kaçma İnançsızlık Eğlence düşkünlüğü tehdit etme korkutma çete kurma daha sayamayacağımız kadar tehlikelerle yüz yüzeyiz... Çocuklar bozguncuların elinde inançlarına karşı düşman olarak büyütülüyor… TV ve bilgisayar ekranları internet ortamı sokak okul çevre kafeterya kahvehaneler sinema yuvaları tiyatro sahneleri adım başı tuzaklarla dolu... Öyle ki anne baba belli bir yaştan sonra çocuğunun sigarasına uyuşturucu kullanmasına Akşamları eve geç gelmesine hatta geceleri sokakta geçirmesine Dini vecibeleri yerine getirmesine dahi karışamamakta oğluna veya kızına bir şey söylese on katıyla karşılığını almaktadır... Nesillerin gönlünden iffet ve haya perdesi sıyrılmış saygısızlık ve yüzsüzlük nesillerin şiarı olmaya yüz tutmuştur… Şimdi sizlere çocuklarımızı tehdit eden belli başlı bazı tehditleri tehlikeleri zikretmeye çalışacağım... 1-Dinsizlik [ateizm] veya din karşıtlığı Dinsiz olan kişiler hak olsun batıl olsun Semavi olsun gayri semavi olsun Hiçbir dini ve kutsal değeri kabul etmezler... Allah tanımaz kişiler inanç açısından ruh dünyalarında meydana gelen boşlukları mutlaka başka bir varlıkla doldururlar... Zira dinsiz bir insan olması mümkün değildir... İnsan ya mutlaka Allah’a ya da onun dışında diğer ilahlardan birine tapar… Yönelir itaat eder doğrular… Dinsiz kişi çok karanlık bir gecede fırtınaya yakalanmış yelkensiz dümensiz kaptansız bir gemi gibi okyanusun müthiş dalgaları arasında çalkalanır durur... Bu geminin rotası sürekli isyan ve şirke doğru yol alır... Dinsizlik asrımızda çocuklarımızı da tehdit etmektedir… Dinsiz kimselerin elleriyle eğitilen yönlendirilen çocuklarımız İslamdan haktan adaletten insaftan merhametten sevgiden acımadan yoksun olarak büyütülmektedir… Dinsiz bir kimsenin merhamet adalet insaf erdemlilik gibi değerleri taşıması ve öğretmesi mümkün değildir... Çocuklarımız böyle kimselerin düşüncelerinden hal ve tavırlarından etkilenerek sapık yollara düşmektedir... Bu nedenle müslüman davetçiler ve eğitimceler olarak dinsizliğe ve din karşıtı görüşlere karşı mücadele etmeli çocuklarımızın geleceğini imanlı ellere teslim etmeli dinsizliğin batıllığını ve zararlarını nesillere anlatmalıdır... Dinsiz toplumların ve ferdlerin ayakta kalması mümkün olmadığından sonunda bu kimseler milletlerin ve nesillerin yıkılmasına sebebiyet verirler... Dinine ve kültürel değerlerine sahip çıkmayan milletler mutlaka ezilmekte zayıflamakta ilerleyememektedir… Bu nedenlerle çocukları bu ellere teslim olmuş milletlerin yarınları karanlıktır... Allah bu memlekette dinsiz kimselere fırsat vermesin… 2-Misyonerlik Misyonerlerin çok eskiden beri bu coğrafyalarda faaliyetlerini sürdürdükleri bilinmektedir... Günümüzde din eğitimi alanındaki boşluklar ile temel insan haklarından birisi olan din ve vicdan özgürlüğü konusundaki kolaylıklardan yararlanarak bu ülkelerdeki faaliyetlerini artırmışlardır… Misyoner kelimesi normalde bütün dinlerin mensupları için geçerli olmakla birlikte günümüzde özel olarak hıristiyanlığı yaymak isteyenlere denilmektedir... Misyonerlerin nihai hedefi bütün dünyanın hıristiyanlaşmasıdır… Bu nihai hedeften önce hıristiyan olan ve olmayan toplumlar için ayrı ayrı hedefleri mevcuttur… Hıristiyan ülkeler için gayeleri hıristiyanları birlik içerisinde tutmak ve batı emperyalizminin ve kültürünün tüm dünyada hakimiyetini sağlamaktır... Hıristiyan olmayan toplumlar için gayeleri ise Onları Hıristiyanlaştırmaktır... Şayet bu mümkün olmazsa onları kendi dinlerinden soğutmak şüpheye düşürmek ve sonraki nesiller yoluyla da tamamen dinlerinden döndürmektir... Bugün yüzlerce misyoner milyarlarca dolar para harcayarak bu topraklarda misyonerlik faaliyetinde bulunmaktadır… Medyayı da kullanarak bu tahrifatı gerçekleştirmeye ve böylece manevi boşluğa düşürebildikleri müslümanlara cazip teklifler getirerek onları hıristiyanlaştırmaya çalışmaktadırlar... Bu cazip teklifler para iş imkanı yurt dışında eğitim veya iş vaadi olabileceği gibi cinsellik de olabilmektedir... Yani hıristiyanlaştırma uğruna kendileri açısından da ahlaksızlık olan şeylere tevessül edebilmektedirler... Ayrıca fakir halka iş bulma vaadinde bulunarak veya maddi destek sağlayarak onların sempatisini kazanmaya çalışmaktadırlar… Bu şekilde orada tutunup halkın sempatisini kazandıktan sonra ise misyonerlik faaliyetine yani hıristiyanlık propagandasına başlamaktadırlar… Eğer hıristiyanlaştırma konusunda başarısız olurlarsa o ülkedeki insanları milli ve manevi değerlerinden uzaklaştırarak Yani köksüzleştirerek sömürülmeye hazır hale getirmek için çaba sarf etmektedirler… Bugün misyonerlik faaliyetinin amacının sadece dini olmayıp siyasi sosyal kültürel ve özellikle ekonomik boyutlarının olduğu bilinen bir gerçektir... Bugün başta abd ingiltere fransa ve almanya olmak üzere misyonerlik faaliyetine yüz milyonlarca dolar para ve insan kaynağı ayırmaktadır... Okullarda üniversitelerde halk arasında yayılan misyonerlik çocuklarımızı gayet ciddi olarak tehdit etmektedir… Kandırılan saptırılan aldatılan sonra hıristiyan yapılan müslüman çocuklarının sayısı az değildir... Çalışmalarını çocuklar ve gençler üzerine yoğunlaştıran misyonerler Kendi adamlarının yardımıyla ülkemizde dinsizliğin ya da hıristiyanlığın ön ayağı olmaktadır... Çocuklara ve gençlere para ve incil dağıtarak islamdan uzaklaştırma çalışması yürütenlere sessiz kalmak vatanımızı bu hain ellere teslim etmek ne kadar doğrudur_? Çocuklarına ve gençlerine sahip çıkmayan müslümanların Allah’a yarın nasıl sözleri olabilir_? Allah’ın huzurunda davetimi tebliğimi irşadımı yaptım deme hakları yüzleri olabilir mi_? Deprem sel gibi felaket bölgelerine anında koşan misyonerler var... Onların bu içten çalışmaları hedeflerine yaklaşmalarına neden olmaktadır... Bizim hedefimiz ise tevhid dini islam nurunu tüm gönüllere ulaştırmak olduğuna göre onlardan daha fazla çalışmamız gerekmektedir... Şayet bizler ihlas ve davet ile bir adım atarsak Allah onu on kat bereketlendirecektir... Ülkemiz misyonerlerin yoğun faaliyetlerinin olduğu bir bölgedir... Aynı zamanda turistik bir bölgedir... Bizler en azından burada yapılan misyonerlik faaliyetlerinin neticesiz kalması için insanlarımıza güzel dinimizi anlatıp Dinimizin gereğince amel edebilmelerini sağlayabiliriz… Turistik amaçla ülkemize gelen turistlerin kalplerine islam güneşinin doğması için gayret edebiliriz... Okullara üniversitelere sızan misyoner çalışmalarını ancak islam dininin güzelliğini yaşanabilir olduğunu anlatarak susturabiliriz... Gelin sizinle birlikte Peder Louis Massignon adında bir misyonerin çok çarpıcı itiraflarını okuyalım.. O şöyle diyor… Müslümanların her şeyini tahrif ve mahvettik... Dinleri inançları ahlakları dine bakışları ve insani duyguları mahvoldu... Onların milli ve manevi değerlerini batı medeniyeti potasında eriterek kendimize benzettik... İslamiyetten uzaklaştırdık... İslamiyeti öğrenmeyi yaşamayı namaz kılmayı ve Kuranı Kerim öğrenmeyi suç ve gericilik olarak göstermeyi başardık... Artık çoğu tam olarak hiçbir şeye inanmıyorlar... Ehli sünnet itikadı başta gelen düşmanımızdır... Bu itikadı geçmişte sapık itikatlara yönlendirdik... Son yıllara ise müslüman görünen bazı ilahiyatçılarla on dört yüzyıllık itikatlarını ibadetlerini tartışılır hale getirdik... Derin bir boşluğa düşürdük… Bundan sonra siz misyonerlerin işi daha kolay Maaş bağlayarak vize vaadi yurt dışında iş imkanı hatta cinselliği kullanarak müslümanları hıristiyan yapınız... Bugün misyonerlerden daha ötede hizmet eden kendi dilimizi ve adımızı taşıyan kimselerin varlığı da bilinmektedir... Bu kimseler çocuklarımızı misyonerlerin yapamayacağı tarzda bir güçle ve gayretle dinden soğuttukları malumdur… Bu yüzden her müslüman alim davetçi eğitimci misyoner çalışmaların karşı uyanık olmalı yavrularını muhafaza etmeli tuzaklarını başarısız kılmak için islama sarılmalı iman ve manevi değerlere yarınlarımızı kurmak için çaba sarf etmelidir… Misyonerler tarafından kandırılan her çocuk bizim kaybolan bir nimetimizdir... Allah bizlere iman salih amel basiret şuuru versin... 3-Uyuşturucu madde bağımlılığı Çağımızda batı uygarlığını temsil eden avrupa ülkelerinde ve amerika kıtasında insanların önemli bir oranının müptelası olduğu bu korkunç ve tehlikeli illet memleketimizde lise ve ortaokul çağındaki çocukları bile saracak ve sarsacak boyutlara varmıştır... Alkolizm fuhuş cinsel sapıklık gibi belalara müptela olan gençlerimiz ve çocuklarımız uyuşturucu madde bağımlılığına da tutulmuştur... Bugün uyuşturucu madde ve alkol kullanma alışkanlığı günümüz dünya gençliği için büyük bir tehlike durumunda olup yurdumuz gençliğini de tehdit eder bir hale gelmiştir... Gün geçmiyor ki basın yayın organlarından buna dair bir haber işitmiş olmayalım... Uyuşturucudan ölen hastanelerde tedavi edilen topluma zarar veren aileleri yıkan haberler arkası arkasına duyulmaktadır... Son yıllarda ülkemizde de yaygınlaşan uyuşturucu madde bağımlılığının okulların çevrelerinde tezgah kuran örgütler çeteler mafyalar aracılığıyla gençlerimize yöneldiği müşahede edilmektedir... Uyuşturucu kullanma yaşının 12–15 yaşa kadar düştüğü ülkemizde İlköğretim okullarında kolejlerde üniversitelerde çarşıda pazarda sokakta satılan bu uyuşturu maddeler artık ülkenin kanayan yarası durumuna gelmiştir… Uyuşturucu bugün dış güçlerin ve içerdeki ajanlarının ve bunlarla işbirliği yapan mafya üçlüsünün organize çalışmaları neticesinde yayılmaktadır… Toplumun dini manevi ve ahlaki değerlerini çürüterek sömürgeci devletlerin uydusu haline getirmeye çalışan bu üçlü çete büyük bir soğuk harp mücadelesi vermektedir… Bu kimselerin ilk hedefi her zaman mafyanın ağına takılmaya hazır yaşayan sokaktaki başıboş insanlar ve çocuklardır… Bilgisizlik kötü arkadaş merak aile yapısındaki bozukluklar geçimsizlikler bozuk çevre ve hasta toplum ahlaki manevi zaaflar... Moda özenti birahaneler diskotek ve diğer kafa bulma eğlenme yerleri Bunlar beyaz ölüm değirmeninin çarkları ve tuzaklarıdır... Bu mekanlara giren büyük ihtimalle öğütülür... Müslüman ferdler aileler davetçiler eğitimciler olarak toplumsal yaramıza bir reçete yazmak zorundayız… Bunun içinde dini dersleri sohbetleri konferansları seminerleri artırmalı uyuşturucunun haramlığını beyan eden sohbetlere ağırlık vermeli onun haramlığı hatırlatılmalıdır... Uyuşturucu madde kullanımı haramdır… Satımı olsun içimi olsun Allah’ın haram kıldığı illettir... Zira bununla insan sağlığı aile huzuru toplumsal birlik bozulmaktadır... İslamın gayesi bu iğrenç ve zarar verici haramları kaldırmak ve saadet içinde bir toplum oluşturmaktır... Huzurlu bir islam toplumunun oluşması için el ele canla başla hizmet etmek zorundayız… Davet ve tebliğe ağırlık vermek zorundayız... Allah bu illetten ümmetimizi çocuklarımızı korusun… 4-Alkol Dinin canın aklın neslin ve malın korunması amacıyla gönderilen islam bütün kötülüklerin anası olan alkolü bundan 15 asır önce haram kılmıştır… Bu hususta yüce Allah şöyle buyuruyor… Ey iman edenler içki kumar dikili taşlar şans okları şeytan işi birer pisliktir... Bunlardan kaçınınız ki kurtuluşa eresiniz… Maide 90 Peygamber buyuruyor… Her sarhoşluk veren şey haramdır… Buhari edeb 80 Müslim eşribe 73 Alkol kullanımının toplumsal hayata çok büyük zararlarının olduğunu başta görsel ve yazılı basın olmak üzere iletişim araçları vasıtasıyla her gün görmekteyiz... Bugün trafik kazalarının önemli bir bölümüne alkolün sebebiyet verdiği bilinen bir gerçektir... Yine iş hayatının bozulmasına meslek kayıplarına neden olan etkenlerin başında alkolün geldiği bütün toplum bilimciler tarafından kabul edilmektedir... Alkolün toplumsal hayata verdiği önemli zararlardan birisi de suç işlemeye sebebiyet vermesidir... Dünya sağlık teşkilatının türkiyenin de içinde bulunduğu 30 ülkeyi kapsayan bir araştırma raporuna göre Cinayetlerin %85 i tecavüzlerin %50 si şiddet olaylarının %50 si eşleri dövmenin %70 i işe gitmeyenlerin %60 ı alkolden kaynaklanmaktadır… Hiç şüphesiz alkolün yanında uyuşturucu kullanımı da bugün en az alkol kadar gençlik için tehdit oluşturmaktadır... Uyuşturucunun kişinin beden ve ruh sağlığını bozduğu irade ve düşünme gücünü tahrip ettiği hatta aşırı aldığı bu melekelerini tümüyle yok ettiği bilinen bir gerçektir... Bir cümleyle ifade etmek gerekirse alkolün kişinin beden ve ruh sağlığına verdiği zarar çok büyüktür... Çocuklarımız ve gençlerimiz de alkolün tehdidi altındadır… Gençler bugün aşırı derecede alkol içki tüketimine başlamıştır… Müslümanların dinlerine karşı duyarsızlığı anne ve babaların islamdan uzak yaşaması eğitimcilerin yol göstermemesi bu salgını artırmaktadır… Müslüman çocuklarının içki içmesi kadar kötü bir zillet olabilir mi_? En hayırlı ümmet şerefine ulaşmış bir ümmetin çocukları nasıl olurda kafirlerin adetlerine özenebilir_? Bu çocukları içki müptelası eden sistemi yargılamak zorundayız... Bugün yurdumuzda içki fabrikaları varken çocuklarımızı gençlerimizi büyük insanlarımızı nasıl içkiden kurtarabiliriz_? Bataklık kurumadan acaba nasıl kurtuluşa çıkabiliriz_? Değerli kardeşlerim! Görevimiz büyüktür sorumluluğumuz kutsaldır ecrimiz Allah inindedir… Toplumumuz büyük tehlikeyle yüz yüzedir… Müslümanlar olarak toplumla barışık yaşamak zorundayız… Topluma faydasız mesafeli duruşlarımız dinimize ve neslimize zarar vermektedir… Mutlaka toplumsal sorunları çözecek becerilerimizi katkılarımızı ortaya koymak için çalışmalar yapmalıyız… Bu toplumu ancak temiz imanlı eller düzeltecektir… 5-Filmler ve Diziler... Gençliği ve çocukları tehdit eden bir diğer tehlike filimler ve dizilerdir... Zira filimler ve diziler gençleri yönlendiriyor... Günümüzde televizyonlar bilgilendirici eğitici programlar yapmıyor... Halbuki televizyonlar aracılığıyla topluma pek çok hayırlı ve güzel bilgiler verilebilir... Buralarda toplumsal sorunları giderici manevi boşlukları dolduracak gençliği insaf ve adalet duygusuna yönlendirecek mesajlar verilebilir ama maalesef verilmiyor… Ortalık çirkef iğrenç ahlaksız dizilerden geçilmiyor... Bu dizilerde çok kere islam karşıtı ahlaki değerleri aşağılayıcı mesajlar veriliyor... Kadın erkek arasındaki mahrem ilişkiler uluorta teşhir ediliyor... Çıplaklık sınır tanımıyor... Çocuklara ve gençlere takdim edilen sözde model insanlar Kuran ve sünnetle çelişiyor... Düzenlenen içi boş dışı cilalı yarışmalar vasıtasıyla çocukların ve gençliğin duygularıyla ve hassasiyetleriyle oynanıyor… İnsanlar çalışmadan emek sarf etmeden para kazanma oyununa çekiliyor... El emeğiyle alın teriyle kazanılan paralar gecelik eğlenmelere içkiye kumara fuhuşa harcanarak çocukların geleceği tehdit ediliyor... Kumarla kurtulacağına inandırılan insan sayısı gün geçtikçe artıyor... Her geçen gün mantar gibi çoğalan televizyon kanalları internet cafeler gençliği tehdit ediyor... Günümüzde bizi bize yabancılaştıran bizi birbirimize düşman eden husumet ve savaş ortamına kapı açan televizyonların gölgesinde bir kayıp nesil yetişiyor... Televizyon ve internet bağımlısı gençler hayattan çekiliyor… Her gün bilgisayar ve internet yüzünden aileler kavga ediyor… Yuvalar sarsılıyor belki de yıkılıyor… Gençliğimiz inançlarından gelenek ve göreneklerinden koparılıp modern hayatlara kurban ediliyor... Bize çağdaş hayatın gerekleri olarak sunulanlar inançlarımızla ve ruhumuzun temel dinamikleriyle çelişiyor… Flört eden gençler bir anda evlilikten vazgeçiyor ve gemilerini yeni limanlara sürüyorlar... Durum böyle olunca ipin ucu kaçıyor... Devamında gayrı meşru ilişkiler ve zina geliyor... Filimler diziler tanzimattan bu yana batı hayranlığını körüklüyor... Hatta türk dizileri kendi insanını bozmakla kalmıyor.. Arap diyarlarına kadar sızarak arap çocuklarını ve gençlerini de saptırıyor… Oysaki biz arap dünyasına dizi mi pazarlamalıydık modern teknoloji mi_? Neden insanımızı mutlu edecek değerleri başaramıyor mutsuz edecek eğilimleri yaşatıyoruz_? İşte bu halimiz kendimizi ve diğerlerini gelişen ülkeler sıralamasında geriletiyor... Değerli dostlar ve müslüman kardeşlerim! Dinimize ahlakımıza benliğimize kimliğimize manevi dünyamıza zıt dizilerden ve filmlerden yavrularımızı sakındırmalı alternatifler arayarak onları iman ve ahlak değerleriyle ilerletmeyi düşünmeliyiz... ABD nin atom bombası japonların kafasında patlamıştı Ama şimdi kafalarını kullanan japonlar teknoloji dünyasının dev bombalarını patlatmaktadırlar… Neden zira kendimanevi değerlerine en sadık olma millet oldukları için Azimle sabırla çalışmayla yeniden bir millet ve devlet olma şuurunu elde ettiler… Biz neden onlar gibi olmayalım İman ve ahlakla bizim aşamayacağımız hiçbir engel yoktur… Hayra atılan her adım mutlaka ecir olarak dönecektir... 6- internet bilgisayar... Yapılan araştırmalar sonucu yaşları 12 ila 25 arasında değişen gençlerin yüzde 33 ü okulunun dışındaki vaktinin büyük bir bölümünü televizyon veya internet bilgisayar başında geçiriyor... Gençlerin yüzde 25i ise oyun salonlarında vakit öldürüyor(!)... Salonlarda zararlı ve kumar oyunları oynayan gençlerin yaş grubu ise 18 25. Gençlerin geri kalan yüzde 42lik bölümü ise Okuldan veya çalışıyorsa işinden arta kalan vaktinin büyük bir bölümünü spor yapmak kitap okumak müzikle uğraşmak gibi meşgalelerle geçiriyor… Bilgisayar ve internet başında toplumdan kendini izole eden çocukların kendilerine güvenlerinin azaldığı depresyon ve sosyalleşme problemleri yaşadıkları ahlaki dejenerasyona uğradıkları dinden uzaklaşarak kendilerine ve ailelerine zarar verdikleri bilinmektedir… Çocuklarımız internet ağıyla farkında olmadan büyük tehlikelere düşmektedir… Düşünce ve dini açıdan zararlı ahlak değerlerine ters sitelere girerek sapmaktadırlar... İnternette çıkan kötü arkadaş oyun film ve dizilerle islami değerlerine yabancılaşan gençleri ve çocukları düzeltmek yeniden salih olarak kazanmak zorlaşmaktadır... Bu nedenle anneler babalar eğitimciler davetçiler olarak internetin tehlikesini bilmeli çocuklarımızı uyarmalıdır… 7-Moda Kıyafet kavramıyla eşitlediğimiz moda içinde bulunduğumuz modern çağlarda daha pek çok şeyle anılmaya başladı... Öyle ki buna insan bedeni bile dahil edildi... Geç değil daha geçen yıl ortaya çıkan bir sıfır beden modası vardı… Neredeyse tüm genç kızlar sıfır beden olmak için birbiriyle yarıştılar... Moda çağdaş köleliğin ilk kapısıdır... İnsanları maddeye ve giyime köle eden çağ insanı Rabbinden gafil kılacak her yolu aramıştır… Moda hayranlığı tanzimattan bu yana devam eden ve cumhuriyetin ilk yıllarında zirveye çıkan ülkemize ilk giren virüslerdendir... Moda takipçileri maddeye bağımlı dünya süsüne sevdalı kibirli riyakar kişiliksiz karakterlerdir... Modanın izini sürenler şeytanın izini sürmektedirler… Zira zamanlarını sadece giyimin en güzeline verenler Allah’a islama karşı gafil yaşamaktadırlar... Hatta bazı modacılar islam karşıtı güçlerin tekelinde çalışmakta İslam ülkelerini saptıracak yozlaştıracak kıyafetlere imza atarak müslüman milleti kendi öz kıyafetlerinden uzaklaştırma gayretine girmektedir... Tanzimatla başlayan ve cumhuriyetle her geçen gün ivmesini hızlandıran moda rüzgarı islami kılık ve kıyafete karşı savaş açmıştır... İslami kıyafeti çağrıştıran ne varsa engellenmiş yasaklanmıştır... Örneğin cumhuriyet dönemi şapka kılık kıyafet devrimleri buna açık bir örnektir… Tarih o günleri kara bir leke olarak yazmıştır... Dini inanç ve kıyafet Özgürlüklerini hiçe sayan karanlık zihniyetler kendi milletlerine çok büyük zarar vermiştir... Müslüman milleti kendi öz kıyafetine düşman edenler mahşerde nasıl hesap vereceklerdir görülecektir… Bugün moda uğruna milyonlarca paralar harcanmaktadır… Çocuklarımız ve gençlerimiz moda cinayetine kurban edilmektedir… Modayı takip edenler çağdaş etmeyenler gerici olarak damgalanabilmektedir… Modanın rüzgarına kapılan aileler arsı kavgalar çekememeler küskünlükler alabildiğine artmaktadır... Çocuklarını en pahalı markalarla giydirenler çocuklarının iman boşluğunu dolduramamaktadırlar... Kılıklarını ve kıyafetlerini süsleyenler kalplerini iman ve ahlakla süsleyememektedirler... Moda çılgınlığı medyada televizyonlarda internet ağlarında almış başını gidiyor… Kimse bu çılgınlığa dur diyemiyor… Parası olan zenginler moda hastalığına düşerek dışlarını süslüyor içlerini ise unutuyorlar… Bu yüzden müslümanlar olarak moda rüzgarına kapılmaktan sakınmalıyız… Çocuklarımızı modaya kurban vermemeliyiz… Modanın çilesi büyüktür kaybı aşırıdır… Hem dünya hem ahiret yurduna zararladır… Müslüman çocukları modanın riyakarlık yüzüne karşı uyanık tutulmalıdır… 8-Kötü Arkadaş Çinde bir çocuk evin köpeğiyle yalnız kaldığı için konuşmak yerine havlamaya başlamıştır… Sebebi de ana babanın ilgisizliği olarak açıklanmıştır... Anneler ve babalar çocuklarına yardımcı olmayınca kötü arkadaşlar devreye girmektedir... Bu kimseler çocuklarımızı her tür kötülüğe şerre sapıklığa ahlaksızlığa sürükleyebilmektedir... Bazı gençler artist sanatçı manken şarkıcı olacaksın çok para kazanıp lüks hayat yaşayacaksın vaatleriyle kandırılıyor ve bataklığa düşürülüyor... Gençlerin ve çocukların hayatı karartılıyor… Evlerinden ayrılanlar ana babayı terk edenler batağa düşürülüyor... Kimi gençler çetelere mafyalara uyuşturucu satıcılarına el altı olarak alınıyor ve kötü emellerde kullanılıyor… Kimi çocuklar kurban olarak seçiliyor cinayete çekiliyor… Kötü arkadaş insanı hem dünyada hem de ahirette büyük felaketlere sıkıntılara ve acı çekmeye sevk eder… İnsanları kötü arkadaşlarla beraber kılan şeyler yalnızlık cehalet kötü örneklerdir... Kendimizi ve bilhassa çocuklarımızı bu mikroplardan korumaya çalışmalıyız... Tehlike çok büyüktür... Arkadaş seçerken akıllı dindar güzel ahlak sahibi arkadaşlar seçmelidir... Dini vecibelerini yerine getirmeyen haramlardan sakınmayan Allah’tan korkmayan helal ve haram sınırını tanımayan edepsiz arkadaş dünya ve ahiret hayatımıza en büyük kötülüğü işler… Hiç kimse insana arkadaşı kadar tesir edemez... Ne annesi ne babası ne de hocası… Bu nedenle iyi dost iyilik yurduna kötü dost kötülük yurduna goturur... Bakınız Peygamberin dostlarına hepsi imanlı akıllı güzel ahlaklı salih insanlardı... Onların elleriyle şerefli nesiller doğdu... Müslümanlar olarak bu sorunlar karşında ne kadar duyarlıyız çözmede hassasız… Toplumsal yaraları sarmada ve yok etmede projelerimiz var mı_? İnsanlığın ve gençliğin korkunç hastalıklarına karşı tedavi edebileceğimiz reçetelerimiz nelerdir_? Müslümanların toplum ıslahında projeleri nelerdir_? Cemaatlerin derneklerin alimlerin davetçilerin somut ıslah projelerini ortaya kymaları gereklidir... Kötülüğe şerre sapıklığa günaha lanet okumakla kınamakla günah bitmiyor… Sapıklık azalmıyor şer kalkmıyor kufur devam ediyor… O halde realist somut adımlarımız nerededir_? Kendi toplumlarına çözüm üretemeyen kişilerin ve cemaatlerin amacı nedir bunu anlamakta zorlanıyorum… Biz mutfakta yer almak yerine sofrada yemek yemeyi tercih ediyoruz... Yemek yapmasını bilmeyenler açlıkla yüz yüze gelebilirler... Fakat mutfağa giren ve yemek yapmasını bilenler aç kalmazlar... Müslümanların mutfağı nasıldır sorunları aşacak projeler yollar üretmişler midir_? İlim davet güzel ahlakla toplum içinde çaba sarf etmeden nasıl çocuklarımızı ıslah edeceğiz_? Toplumumuz sorunlarını çözen elinden tutan derdiyle dertlenen acılarına merhem olan bir müslüman kimlik görmeden bize ne kadar güven duyabilir bizi ne kadar sevebilir_? Peki değerli kardeşlerim Ümmetin çocukları neden bu hale geldi daha doğrusu getirildi_? Gençliğin veya çocuklarımızın bozulmasında imandan haktan adaletten uzaklaşmasında ahlaki değerleri terk etmesinde suçlu kim_? Bu suçlular karşısında nasıl bir direniş gerekiyor_? Nasıl bir direniş projesi lazımdır_? Bu gençliğin ailelerine ve toplumlarına karşı işledikleri suçtan kimler kar sağlamaktadır_? Gençliği suça iten bu zalim karanlık güç ve zihniyet batılı kuvvet mi yoksa kendi insanımız mı_? Yoksa kendi dilimizi ve adımızı kullanan batılı ve siyonist güçlere yardım edenler mi_? Bu soruların cevabını bulmak hepimizin sorumluluğudur… Müslüman olarak çocuklarımızın düştüğü bu çirkefliğe bozukluğa sapıklığa toplumsal yaralara tedavi üretmek zorundayız... Bu vahim ve ürkütücü tablo karşısında ne yapmamız gerekiyor çok iyi düşünmek gerekiyor... Çözüm üretmek için yollar aramak zorunludur… Bir çıkış yolu yok mu diye söylenmek ve dertlenmek icab ediyor_? Gençliği kufrun ve masiyetin çıkmazlarından kurtaracak çıkış yolu nerededir_? Hasta olunca bir yeriniz ağrıyınca bir azamız sancılanınca nereye gideriz tabi ki doktora gideriz… Peki öyleyse her çağın olduğu gibi günümüz çağının doktoru kimdir_? Şüphesiz ki Kuran ve Rasulullah sav dir… Değerli dostlar… Öncelikle evlerimizi sıkı bir şekilde imanla ahlakla terbiye etmek çocuklarımızla sıcak samimi sıkı bir irtibat ve diyalog kurmak onları düşmana karşı uyarıcı olmak özellikle bu tehlikelerden koruyacak manevi bir zırhla kalkanla teçhiz etmek gayretlerimizi hakka davet ve tebliğe yoğunlaştırmak gerekiyor... Çocuklarınıza kontör yerine milli manevi değerleri yükleyelim… Çocuklarımıza özgürlük adı altında günah ortamı açmak yerine kalplerine ve ruhlarına kuran ve peygamber medresesi açalım... Açılacak kuran ve peygamber medresesi yarınlarını kurmada temel köprü olacaktır… Rasulullah asrın gençlerinin karşılaşacakları bütün tehlikeleri orta yere koyup onları uyarmış ve onların nasıl yaşayacaklarını neleri yapmaları lazım geldiğini anlatmıştır... Bütün dinler ideolojiler bütün cereyanlar gençliğe yönelmiş gençliği elde etmeye çalışmışlardır... Bu asır gençleri büyük tehlikelerle karşı karşıya getirmiştir... Rasulullah gerek çocuklarla olan ilişkilerinde ve gerekse çocuk terbiyesiyle alakalı sözlerinde bu hususta hayati öneme sahip esaslara işaret etmiş ve bu taze fidanların yetiştirilmesinde hataya düşülmemesi ve fıtratlarını koruyacak prensiplere mutlaka önem verilmesi ikazında bulunmuştur… İslamın ilk yıllarına baktığımız zaman İslam dinine ve peygamberine teslim olanların başında çocuklar ve gençler gelmektedir... İslama kalplerini açanların büyük çoğunluğu yaşlılar değil çocuklar ve gençlerdir... Ali r.a ilk müslüman çocuktur ilk davetçidir… Enes ibn Malik Zeyd ibn haris Abdullah ibn Abbas Abdullah ibn Ömer Peygamberin hizmetçileridir... Ashabı kiram çocuk ve genç yaşta peygambere iman etmiş onun terbiyesinden geçmiş ilim ve cihad yolunda islama hizmet ederek cennetleri kazanmış kişilerdi... Her biri ilim ve cihad yolunda öncü olmuş nesiller yetiştirmiş islam davetini kalplere nüfus ettirmiş ashabdı... Bu seçkin insanlar çocuk yaşta nasıl eğitildiler… Nasıl terbiye edildiler… Nasıl en güzel insanlar şerefine ulaştılar_? Cennetleri nasıl elde ettiler_? Kuran ve Peygamber nazarında nasıl övüldüler… Onları övdüren güzel söz ve eylemleri nasıl kazandılar_? Tarihe nasıl altın harflerle yazıldılar_? İslam terbiyesinin hakkını veren en güzel önder Rasulullah putlara tapan diri diri kızları gomen zulmeden kendi aralarında savaşan ve adaletsizlik gosteren bir milletten tevhid iman salih amel güzel ahlak yolunda yürüyen genç bir nesli nasıl çıkarttı_? Peygamberimiz çocukları tehdit ve tehlikeler karşısında umutsuzluktan hezimet duygusundan uzak sabır sebat özgür kutsal bir ruhla iman ve güzel ahlak dairesinde yüksek bir kulluk bilinci içinde eğitir ve yetiştirirdi… Mekke de peygamber elinde yetişen gençlerin tümü islamın dışında herhangi bir dinden akideden düşünceden ahlaktan etkilenmezlerdi… Bunun nedeni Peygamber çocuklara islam dininin doğruluğunu güzelliğini hayat nizamı olduğunu öğretmiş islam dışı düşüncelerin yanlışlığını tanıtmıştı… Enes ibn malik Zeyd bin haris Musab bin umeyr gibi ashabın halleri sözümüze örnektir... Zeydin köle olarak satımı sonrası peygambere hediye edilmesi ana ve babasının onu teslim almaya gelince de peygamberi tercih etmesi bunun en büyük örneğidir... Mekke de müslüman gençler islamın öğretilerinden ve emirlerinden haz duyuyor islamı yaşamaktan çekinmiyor gururla savunuyor başka dinlere ve düşüncelere özenmiyorlardı… Zira Peygamber islam dan razı olma ve ondan gurur duyma ruhunu vermişti… İslam dinine onun öğretilerine emirlerine ve hükümlerine itina gösteren gençler büyütürdü… Peygamber huzuruna getirilen çocuklara ve gençlere yaşlarına ve seviyelerine göre öncelikle tevhid iman hakikatlerini kavratır yol gösterirdi… Nitekim konuşmaya yeni başlayan akraba çocuklarına imanın esası olan tevhid hakikatinden bahseden ayetleri ve kelimei tevhidi yedi kez tekrar ettirerek kavratmaya çalışmış ve dolayısıyla ashaba da bu hususta yol göstermiştir... Abdurrezzak Musannef IV/334 Rasulullah çocukların şahsiyet sahibi olmaları için onlarla her ortamda ilgilenmiş onlara değer vermiş onları anlamak için söz hakkı verip dinlemiş dünyalarına girmeye çalışmıştır… Çocuk yaşlardaki sahabilerden rafi b. a mrın r.a başından geçen bir hadise bunun en güzel örneğidir... Rafi bir gün medine de ensar dan birinin bahçesindeki hurmaları taşlamış ve sahibi tarafından yakalanarak Allah’ın Resulünün huzuruna getirilmişti... Peygamber ona önce yavrum! Hurmaları neden taşladın_? diye sordu… Çocuk da karnım açtı yemek için taşladım… diye karşılık verdi… Bunun üzerine Allah Resulü Peki o halde bir daha hurmaları taşlama dibine dökülenlerden ye olur mu_? diye tatlı bir şekilde uyarmış ve Allah’ım ona doyumluluk ver! diye dua etmişti Ebu davud cihad 85 Rasulullah çocuğun suç işlediğini öğrendiği halde önce onu konuşturmuş niyetini ve düşüncelerini öğrenmek istemiştir... Çocuklar çoğu kez yanlış yaparlar… Yaptıkları yanlışın farkında da olmayabilirler... Onlar ne yaparlarsa yapsınlar karar vermeden önce onları dinlemek ve dünyalarına girip onları anlamaya çalışmak gerekir... Bu yaklaşım tarzı çocuk terbiyesinde çocuğa değer verip ilgi ve alaka duyulduğunu gösteren ve tesirli neticelerin alınmasını sağlayacak bir davranış tarzıdır… Ashaptan cündeb bin Abdullahın naklettiğine göre bir grup genç medineye gelmişler ve kısa bir süre Peygamber le birlikte kalmışlardı… Cündeb r.a bu zaman zarfında kuran dan önce iman hakikatlerini öğrendiklerini bilahare kuranı öğrendiklerini ve böylelikle imanlarının arttığını ifade etmektedir… ibn Mace sünnet 9 Rasulullah gerek kendi çocukları ve gerekse yakın çevresindeki çocuklarla doğmadan önce ilgilenmeye başlar ve çocuk terbiyesinin doğumla birlikte ve hatta daha öncesinde başlaması gerektiğine işaret ederdi... Kızı fatıma torunu hasana hamile iken yanına uğrayıp halini hatırını sorar ve çocuk doğunca kendisine haber verilmesini haber vermeden de çocuğa hiçbir şey yapılmamasını tembih ederdi... Rasulullah tabiat itibariyle şefkat ve muhabbet dolu bir yücelik timsaliydi... Her zaman güler yüzlü tatlı sözlü ve şefkatliydi… Torunlarını öpüp koklarken Peygamber i gören akra b habis adlı sahabi bunu yadırgayarak Benim on çocuğum var ve şimdiye kadar hiç birini öpmüş değilim… dediğinde Allah Resulü de onun bu tavrının hoş olmadığını merhamet etmeyene merhamet olunmaz… veya bir başka vesileyle Allah kalplerinizden şefkat duygusunu çıkardı ise ben ne yapabilirim ki! Demiştir.. Buhari edeb 18 Hicretin 10. yılında oğlu ibrahim 16 veya 18 aylıkken hastalanmış ve kucağında vefat etmişti... Bunun üzerine mübarek gözlerinden yaşlar boşalmış Bunu gören abdurrahman b. avf hayretini gizleyememiş ve neden ağladığını sormuştu... Allah Resulü ağlamanın şefkat ve merhamet belirtisi olduğunu ifade etmiştir... Rasulullah çocukların bir ihtiyacı olduğunda karşılar isteklerini yerine getirirdi... Torunlarından birinin bir gün susadığını görmüş hemen bir koyunun sütünü sağarak getirmiş ve ona içirmiştir ibn hanbel müsned I/101 Çocukların tertemiz fıtratlarına işaretle mevsimin ilk ürünü hasat edildiğinde mahsulün bol ve bereketli olması için Allah’a dua etmiş ve oradaki topluluktan en küçük çocuğu çağırarak ilk meyveyi ona yedirmiştir… Muvatta cami 1 Çocuklarla selamlaşmış hallerini hatırlarını sormuştur... Çocuklara yavrum evladım oğlum diye hitap edilmesini ister kendisi de bu sözlerle gönüllerini alırdı... Yolda karşılaştığı çocukları bineğine alır gidecekleri yere kadar gotururdü Buhari libas 98 Hasta olduklarını öğrendiğinde ziyaret eder şifa dileğinde bulunur ashabın da böyle davranmasına örneklik ederdi... Nitekim medine de yaşayan bir yahudi çocuğunu hasta yatağında ziyaret etmiş ölmeden önce onun Müslüman olmasına vesile olmuştu... Buhari cenaiz 79 Gerek anne babalar gerekse öğretmenler çocuklarına veya öğrencilerine mutlaka sinelerini açmalı her zaman onlarla ilgilenmeli dertlerine ortak olmalı gerekirse harçlık vermeli hatta onlar için canlarını bile feda etmeyi göze alabileceklerini göstermeli ve sevgilerini ortaya koymak için her vesileyi değerlendirmeli Ancak onlar karşısındaki konumlarını ve ciddiyetlerini mutlaka korumalıdırlar... Aksi halde kontrolsüz sevgi ve alakanın çocuğu şımartıp küstahlaştırması ve ukalalaştırması kaçınılmaz olacaktır... Çocuklarımız salih niyetle sahih akideyle tertemiz nebevi ahlakla başarılı hikmetli güvenilir müslüman eğitimcilerin eğitimine teslim edilmediği zaman gayet ciddi tehditlerle yüz yüze gelmektedir... Salih çocuk çeşitli vasıflar taşır belli başlı bu vasıfları şöyle sayabiliriz... 1-İman 2-Güzel Ahlak 3-Kulluk 4-İhlas 5-Salih amel 6-Anaya ve babaya itaat 7-Büyüklere sevgi ve saygı 8-yumuşak başlı olma 9-Güzel muamele 10-Kuran hadis siyer okuma bilinci İbn Kayyım der ki Nice kimseler kendi öz evladını dünya ve ahirette ihmal etmekten terbiyelerini terk etmekten onları kötülüğe terk etmekten dolayı mutsuzdur... Oysa onlar evlatlarına iyilik ettiklerini sanır fakat ihanet ederler rahmet ettiklerini sanır fakat zulmederler onlara fayda veremezler eğer onların fesada düşmesine bakacak olursan babalar tarafından düşürüldüğünü görürsün… Son olarak şu maddeleri çocuk terbiyesinde mutlaka göz önünde bulundurmalıyız… 1-Çocukların salih terbiye ile yetişmesi için Allah’tan yardım isteme dua etmelidir... Bu konuda Kuran ve sünnette çokça dualar bulunmaktadır... 2-Rasulullah in çocuklarla ilişkisi muamelesi terbiye metodu hakkında bilgi sahibi olmalıdır... Çünkü onun çocuklara özgü terbiye ve eğitim metodu altın neslin doğmasına yol açmıştır... 3-Anne ve babanın her yönden çocuklarına örnek olacak söz ve davranış içinde yaşamaları Güzel tavsiyede bulunmaları adaletli davranmaları yapıcı ve düzeltici metotlara sarılmaları gerekir… 4-Anne ve baba çocuklarını her yönden izlemeli hatalarını görerek ıslah etmeye yönelmeli namazlarını ve ibadetlerini izleyerek eksiklerini giderme yoluna gitmelidir… 5- Ana ve baba evlatlarına itaat etme sevme saygılı olma güzel davranma ahlakını vermeli... 6-Evin bazı sorumluklarını çocuklara da yükleyerek onlarda da sorumluk bilincini aşılamalıdır… 7-Salih ve terbiyeli arkadaş edinmeleri hususunda onlara yol göstermeli kötü arkadaşlardan uzak durma bilincini öğretmelidir… 8-Müzik film internet dizi filimler kahvehaneler kafeteryalar halkevleri sinemalar gibi kötülüğü ve ahlaksızlığa çağıran ahlak bozucu her türlü medyadan ve mekandan uzak tutmaya çalışmalıdır… 9-İçki sigara içilen ve kumar oynanan mekanlardan çocukları korumalıdır... 10-Boş vakti faydasız şeylerle geçirmekten uzak tutarak ilim ve salih amelle vakitlerini geçirmeye teşvik etmeli 11-Aile arası sıcak diyaloglar tesis etmeli dini konuları karşılıklı konuşmalı çocukların konuşma ve diyalog eksikliğini gidermelidir… 12-Dini konularda sert katı aşırı boyuta yönelmeden ölçülü bir tarzda hareket etmeyi öğretmelidir... 13-İslam dışı dinlerin ve kültürlerin batıllığını öğretmeli onlara özenmeme benimsememe yönünde uyarmalı bu arada islam dininin doğrularını öğretmelidir... Allah’ım! Gözlerimizin nuru yüreklerimizin incisi gönüllerimizin huzuru yarınlarımızın umudu çocuklarımızı bize bağışla onları iman salih amel güzel ahlak davet ihlas yolunda muvaffak kıl Onları sıddıklardan salihlerden şehitlerden muttakilerden eyle Onlara kuran ve sünnet yolunda yaşama azmi ver bizlere de onları iman ve ahlak terbiyesiyle terbiye etme bilinci ver... Onları bağışla affet hayra ve adalete ilet sıratı muntakimi sevdir sapıklıktan nefret ettir... Allahumme Amin… |
Konu Sahibi YaŞuHa 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Aile Edep demekti | Şiirler ve Şairler | YaŞuHa | 2 | 2296 | 04 Mayıs 2014 21:47 |
Kardeşimize dua lütfen | Dua Bölümü | MusabBinumeyr | 4 | 2570 | 04 Aralık 2013 19:38 |
Kilonuz mu Var? Sorun Değil Artık/Medineweb | Diyet | gün ışığı | 4 | 3007 | 27 Kasım 2013 21:45 |
Üzüm çekirdeği mucizesi | Tıbb-ı Nebevi ve Alternatif Tıp Bilgileri | YaŞuHa | 2 | 2498 | 27 Kasım 2013 21:34 |
Peki Anne senin yüregini kim sogutacak? | Makale ve Köşe Yazıları | Mihrinaz | 7 | 3357 | 26 Kasım 2013 20:23 |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
MEDİNEWEB HAFTANIN HUTBESi:20.04.2018 YARINLARIMIZIN ÜMİDİ ÇOCUKLARIMIZ | alperkara | Tebliğ-İrşad-Vaaz-Hutbe-Nasihat | 0 | 20 Nisan 2018 10:31 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|