|
Konu Kimliği: Konu Sahibi MERVE DEMİR,Açılış Tarihi: 04 Kasım 2007 (20:59), Konuya Son Cevap : 12 Kasım 2013 (19:49). Konuya 7 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
04 Kasım 2007, 20:59 | Mesaj No:1 |
Dualar neden kabul olmaz ? Dualar neden kabul olmaz ? ALLAHu Teala’yı bilip tanıdığınız halde ona itaatte kusur ediyorsunuz! Peygamberin emirlerini kabul ediyorsunuz, ancak bu emirlerle amel etmiyorsunuz! Kur’an-ı Kerim’i okuyorsunuz, ancak ona uygun hareket etmiyorsunuz! Bunca nimetler emrinize verildiği halde şükretmiyorsunuz! Cennetin güzelliklerini bilip inandığınız halde oraya gitmeye layık bir şekilde yaşamıyorsunuz! Cehennemin dehşetini bilip inandığınız halde oradan uzak durmanın şartlarını yerine getirmiyorsunuz! Şeytanın her türlü aldatıcılığını bildiğiniz halde onunla mücadele etmiyorsunuz! Ölüm hak olduğu halde ona hazırlıktan ve ders almadan imtina ediyorsunuz! Her gün ölen yakınlarınızı görüp bu olaydan ibret almıyorsunuz! Kendi ayıbınızla uğraşmak yerine başkalarının ayıbıyla uğraşıyorsunuz
__________________ İmanı olanın, imkanı tükenmez. | |
Konu Sahibi MERVE DEMİR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ülke tv Canlı... | Videolar/Slaytlar | Medine-web | 1 | 2898 | 23 Ağustos 2013 00:41 |
İran Emperyalizmi | Makale ve Köşe Yazıları | Medine-web | 6 | 3640 | 26 Ocak 2013 22:53 |
gerekli gereksiz bir şiir.. | Makale ve Köşe Yazıları | MERVE DEMİR | 0 | 3281 | 06 Aralık 2012 10:48 |
olmamış kayınbiradere mektup :) | Komik Paylaşımlar | Allahın kulu_ | 10 | 7794 | 03 Kasım 2012 23:19 |
İslamın kurtuluşu bilinçlenme ile mümkündür | Makale ve Köşe Yazıları | Esadullah | 11 | 7257 | 02 Ekim 2012 21:16 |
04 Kasım 2007, 23:36 | Mesaj No:2 |
Cvp: Dualar neden kabul olmaz ?
geçenlerde duyduğum bir hadiste. peygamber efendimiz' kul benim duam neden kabul olmuyor diye buyurmadıkça dusaı kabul olmazmış'diye buyurmuş. yani dualarımızın kabul olunup, olunmaması ve bunun uzun sürelere yayılmasında, bizim bilmediğimiz yanı ile bu duların ertelenişinde hep bir hikmet vardır.. bir müslümana düşün duayı bırakmamak.. duada ısrar olsada tevekkül boyutu ile düşündüğümüzde hangi duanın bizler için hayırlı olduğunu bilemeyiz.. ve duaların hürmetine hayatlatrımız bir şekilde değişime uğruyor.. duada ki sır anacak duedilen Yüce Rabbimizdedir.. o kuluna neyin hayırlı olduğunu ve duasının hangi zamanda kabul olcağını bilendir.. dua ile kalınız inşaalah.. | |
17 Ocak 2008, 14:55 | Mesaj No:3 |
Cvp: Dualar neden kabul olmaz ?
İbrahim b. Edhem, Basra çarşısında gezerken şöyle bir soruya muhatap olur: “Ey Ebâ İshak! Allah, Kur’an’da : ‘Bana dua edin, dualarınızı kabul edeyim’ buyuruyor. Biz dua ediyoruz, ama Allah duamıza karşılık vermiyor.” Bunun üzerine İbrahim b. Edhem şöyle der: “Çünkü on şey kalplerinizi öldürmüş: 1. Allah’ı biliyorsunuz, ama O’nun, sizin üzerinizde olan hakkını eda etmiyorsunuz. 2. Kur’an’ı okuyorsunuz, ama içindeki hakikatlerle amel etmiyorsunuz. 3. Allah Rasûlü’nü sevdiğinizi iddia ediyorsunuz, ama O’nun sünnetiyle amel etmiyorsunuz. 4. Şeytanın, düşmanınız olduğunu iddia ediyorsunuz, sonra da onu sevindirecek işler yapıyorsunuz. 5. Cennet’e müştâk olduğunuzu, ona olan hasretinizi ifade ediyorsunuz, ama oraya girmek için çalışmıyorsunuz. 6. Cehennem’den korktuğunuzu söylüyorsunuz, lakin ondan kaçınmıyorsunuz. 7. Ölümün hak olduğunu söylüyor; fakat onun için hazırlık yapmıyorsunuz. 8. İnsanların ayıplarıyla uğraşıp kendi ayıplarınızı unutuyorsunuz. 9. Allah’ın nimetlerini yiyor; fakat şükrünü eda etmiyorsunuz. 10. Ölülerinizi defnediyorsunuz, fakat ibret almıyorsunuz. Bu şartlarda dualarınız nasıl kabûl edilsin ki?..”
__________________ EN GÜZEL AŞK: ALLAH! | |
22 Ağustos 2013, 18:59 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 4458 Üyelik T.:
19 Ekim 2008 | Cevap: Dualar neden kabul olmaz ?
Usulüne uygun yazılmayan bir dilekçe dahi, yazıldığı makam ne kadar kıytırık olursa olsun kabul edilmezken, şartlarına riayet edilmeyen dua nasıl tutsun? Dua, Allah'a çıkarılmış davettir. Dua, insanın acziyet itirafıdır. Dua, insanın kendi kendine yetmediğini bilmesidir. Dua, insanın iki ayaklı bir yürek olup tepeden tırnağa 'istemek' kesilmesidir. Dua vargücünü, olanca çabasını harcayıp bitiren insanın Allah'a saldığı "imdat" sayhasıdır. Yürekten "Bittim Ya Rab!" diyene "Dayan, yettim kulum!" diyecektir Allah. Var mı biten, gerçekten var gücünü harcayan, tüm çabasını ortaya koyan ve tükendiği yerde "Bittim ya Rab!" diyen? Kim o? Hiç kuşkunuz olmasın ki, onun imdadına yetişilecek "Allah'ın yardımı ne zaman?" diyen ve yardımı hak edene "Allah'ın yardımı elbet pek yakındır" diyen bulunacaktır. Kuldan istemenin bile bir âdâbı-erkanı bir usulü varken, Allah'tan istemenin bir âdâbı bir usülü olmasın mı? Ettiğimiz dualar, Allah'a gönderdiğimiz mektupsuz zarflara benziyorlar. Zarf var fakat mazruf yok. Bu şu demektir: Ceset var fakat ruh yok, kabuk var fakat öz yok, maske var fakat yüz yok. Yaşarmayan bir göz, kızarmayan bir yüz, hissetmeyen bir öz, eyleme dönüşmeyen binbir söz ile Allah'a yazılan davetiyeler nasıl varsın yerine? Yanmayan, özlemeyen, sızlamayan, inlemeyen, duymayan bir yüreğin feryadı mı olur? Taş kesilmiş aşk fukarası yürekler "dua" gibi muhteşem bir mesajı hangi enerjiyle iletirler adresine? Sesini sahibine dahi duyuramayan, sahibinin sesini duymaktan aciz olan bir yürek, öteleri sarsacak bir sayhayı nasıl koyverir gök kubbeye? Oysa ki dua, güftesi aşk bestesi mahrumiyet ve ıstırap olan bir özge şarkıdır. Bu şarkıyı söyleyecek olanın mazlum olması yetmez; kendi mazlumiyeti zalimlerin zulmüne yakıt olmamış biri olmalıdır. Kendi omuzlarını zalimlerin yükselmesi için basamak kılmamış olmalıdır. Bu şarkıyı terennüm edecek birinin, olanla olması gereken arasındaki farkı iyi bilmesi şarttır. Eğer bunu bilirse, duayı bir çocuğun annesinden ısrarla isteyişi gibi isteyecek, ilahi kapının eşiğine başını koyarak ısrar edecek, tekrar edecektir; tıpkı her gün onlarca kez okuduğu Fatiha'da olduğu gibi... Dua, Allah'a çıkarılmış bir davetiyedir demiştik. Davet edenin bir adresi, bir aidiyyeti bulunmalıdır ki, icabet edecek olan onu orada bulsun. Bu adres insanın Allah karşısındaki esas duruşudur. Allah karşısında esas duruşunu bozan, ya da esas duruşu olmayan, davet edip de adresinde bulunmayan sorumsuz gibidir. Kim inanır onun duasında samimi olduğuna? Diyelim ki adresinde bulundu. Bu kez de, davetine tecelli ve inayetiyle icabet edecek Allah'a sunacak bir yüreği olmalı. Mekansız'a yürekten özge mekan olur mu? Deniz dibine dönmüş, çöplükten beter hale gelmiş, eline geçen dünyalığı içine attığı bir mahzene dönmüş bir yüreğe konuk edilir mi O? Tıpkı şairin dediği gibi: Sür çıkar ağyarı dilden ta tecelli ede Hak Padişah konmaz saraya hane mamur olmadan Kulun gücünün bittiği yerde Allah'ın yardımı başlar. Gücünüzün bittiği noktada olup olmadığınızı kontrol ettiniz mi? Eğer hala gücünüz varsa, o bitinceye kadar koşmanızı, soluğunuzun tükendiği noktada hiç ummadığınız bir yerden önünüze kapı açılacağını düşündünüz mü? Taif dönüşü Muhammed (a.) son tedbiri de tüketmiş bir halde kan revan içinde doğduğu toprakların varoşlarına gelip dayanmış fakat girememişti. İşte o an gücünün bittiği andı. Gidecek bir kapısı, başvuracak bir dayanak, sığınak, tutamak ve barınağı kalmamıştı. Aklın tedbirinin bittiği yerde aşkın kollarına bırakmıştı kendisini ve bir dua yapmıştı. Bu dua öyle bir aşkla yapılmıştı ki, doğrudan hedefini bulmuş ve nübüvvet sürecinin gün dönümü olmuştu. Ufuk İnsan'ın Mekke'ye bakan yamaçlardan birinde yaşlı gözlerle yaptığı, tarihin akışını değiştiren ufuk duayı sizin için tercüme edeyim: Allah'ım! Kuvvetimin tükendiğini sana arz ediyorum. Gücümün azaldığını, insanların gözünde küçük düştüğümü sana şikayet ediyorum! Ya Erhamerrahimin! Sensin ezilmişlerin Rabbi! Sensin benim Rabbim! Beni kimlerin eline bıraktın? Bana gaddarlık yapan yabancıların eline mi? Yoksa davamı ipotek edecek bir düşmana mı? Eğer sen bana gücenmedinse, kesinlikle bunlara aldırmıyorum. Lakin iyiliğin beni rahatlatacaktır. Senin nuruna sığınırım, karanlıkları aydınlatan nuruna... Gelecek azabın, bana ulaşacak öfkenden kaçıp kurtulacak bir sığınak arıyorum. Sana sığındım, yeter ki razı ol. Güç ve kuvvet sendendir, yalnız senden." (İbn Hişam, Sire II/29-30) Mustafa İslamoğlu
__________________ Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım... Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE.... |
22 Ağustos 2013, 20:06 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 13966 Üyelik T.:
27Haziran 2011 | Cevap: Dualar neden kabul olmaz ?
Dualar kabul olur,kabul edilmeyen dualar sünnetullaha aykırı dualardır. Örneğin çifçi toprağa tohum ekmeden,mahsul almak için dua ederse bu duası kabul olmaz... Dua bütün varlığınla üzerine düşeni yaptıktan sonra,gücünü aşan kısmını Allahtan yardım isteme işidir...
__________________ önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ... |
04 Ekim 2013, 15:21 | Mesaj No:6 |
Durumu: Medine No : 5879 Üyelik T.:
28 Aralık 2008 | Dualarım neden kabul olmuyor? Dualarım neden kabul olmuyor? Sahi... Benim duam/dualarım neden kabul olmuyor? Allah..Rabbim... Rabbim beni sevmiyor mu? Bu soruyu sormadan önce, hatta aklımıza dahi getirmeden önce yapmamız gereken bir şey var: KENDİMİZİ SORGULAMAK! Haydi beraber yapalım! Kur'an'ın ilk suresi üzerinde gidelim istiyorum: Fatiha. Fatiha'ya hangi nazarla baktık bugüne kadar? Fatiha bize hangi konuda bir şeyler kattı? Her 5 vakit, Fatiha okumanın sebebini düşündük mü mesela? Fatiha'nın ismi neden Fatiha? İzninizle Fatiha'nın anlamına bakalım en evvel: Rahmet ve merhametin kaynağı olan Allah'ın adıyla. Bütünüyle övgü, âlemlerin rabbi Allah'a aittir. O, rahmet ve merhametin kaynağıdır. Din/ceza ve ödül gününün sahibidir. Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola, yani kendilerini nimetlendirdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğramışların ve sapıkların yoluna değil! [Fatiha 1, 7] Fatiha'nın mealini verdikten sonra isminin neden Fatiha olduğuna değinmek istiyorum: Fatiha hem Kur'an'ın önsözü, hem de özetidir. ''Bizzat kendini açan'' ya da ''başka bir şeyi açan'' anlamındaki adı, Hz. Peygamber'in Fatihatu'l Kitab (Kitabın Girişi) isimlendirmesine dayanır... [Hayat Kitabı Kur'an sf; 1] Bu açıklamanın ardından düşünelim istiyorum. Fatiha suresiyle Allah, rahmet ve merhametinden bahsettikten sonra bir sorgu gününün varlığından, bu sorgu gününün sahibi oluşundan bahsediyor. Ardından bizlere şu sıralamayı sunuyor: ''Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz.'' Farkettiyseniz ilk ibare ''kulluk etmek'' sonraki ise ''yardım dilemek''. Yardım dilerken yani dua için ilk lazım olan şey: KULLUK ETMEK! Eğer şükredici olur ve iman ederseniz, Allah size niçin azap etsin? Allah şükre karşılık verendir; her şeyi bilendir. [Nisâ, 147] Ve ayrıca: ..O'na ancak güzel sözler yükselir. O sözleri de yararlı iş yükseltir... [Fâtır 10] Bizler dualarımıza cevap bulmak için elimizden geleni yapıyor muyuz acaba? Dua sadece ellerimizi açıp istekte bulunmak değil hem! Bir de hareketlerimizle dua etmemiz var, ki en mühimi de bu zaten. Misal; sınava çalışmadan sınava girip ardından Allah'tan başarılı olmayı istemek oldukça komik değil mi? Mesele şu: görevini, sorumluluğunu elinden geldiğince yerine getirip ardından Allah'a sığınmak. İşte dua budur! Sınava çalışmak ve sınava girmeden Allah'a, yine O'nun bize öğrettiği gibi, alçakgönüllülük ve acziyetle dua etmek... PHP- Kodu: Düştüğümüz en büyük hata da şu bence: Allah isteğimizi vermeyince sevilmediğimizi düşünmek. İyi ama biz az sonra ne yaşayacağımızı bile bilemezken istediğimiz şeyin bizim için iyi olabileceğini nereden biliyoruz?? İnsan hayra dua ettiği gibi, şerre de dua eder. İnsan, pek acelecidir. [İsra 11] Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz" (Bakara Suresi, 216) Sözün özü, dua için sadece istemek yeterli değildir. Ve dua için en önemli şey, samimiyetle, içtenlikle, alçakgönüllülükle yapılmasıdır. Allah'ın bizden istediği budur. Ve bizlere Yüce Kitab'ında örnek gösterdiği peygamber duaları da bu minval üzeredir. Şu söz Hz. Ali'ye ait denir: "Ben onun Allah olduğunu, her istediğimi vermemesinden öğrendim!" Selametle. Büşra Şükran |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Alimlere Neden Öldükten Sonra Saldırılıyor? Nefret Neden? | Mihrinaz | Alimler(Rh) | 0 | 30 Eylül 2023 14:05 |
Ne Nesiz Olmaz | Ravza'm | Komik Paylaşımlar | 27 | 10 Nisan 2013 00:44 |
.........** Olmadan faydası olmaz.. | MERVE DEMİR | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | 5 | 16 Kasım 2012 22:57 |
“Yoktan var olmaz, var olan da yok olmaz” diyorlar doğrumudur? | MERVE DEMİR | Soru Cevap Arşivi | 0 | 07 Nisan 2009 22:01 |
Ana gibi Yar olmaz | Huzurİslam | Hadis-i Şerif | 1 | 25 Temmuz 2008 15:44 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|