|
Konu Kimliği: Konu Sahibi kebuter,Açılış Tarihi: 07 Ocak 2009 (10:30), Konuya Son Cevap : 07 Ocak 2009 (21:21). Konuya 1 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
07 Ocak 2009, 10:30 | Mesaj No:1 |
ALI SERIATI --DUA-- ALI SERIATI --DUA-- Ey Yaratıcı Rabbim! Sen insanoğluna keremi bağışlamışsın. Sen kendi özel emanetini insanoğlunun omuzlarına yüklemişsin. Sen bütün peygamberlerini, kitabı öğretmek ve adaleti gerçekleştirmek için göndermişsin. Sen kendine, peygamberlerine ve iman eden insanlara izzeti bağışlamışsın. Sana ve peygamberlerinin getirdiği mesaja inanıyoruz. Senden özgürlük, bilgi, uygarlık, adalet ve şeref istiyoruz. Bize bunları bağışla! Çünkü çok muhtacız ve her zamandan daha dertliyiz ve alçaklık, esaret ve cehaletin kurbanı olmuşuz. Ey zayıf bırakılmışların Rabbi! Sen yeryüzünün zavallılarını, mahkum ve zayıf yığınlarını ve hayattan yoksun bırakılanları – ki onlar, köle arayan azgınların; çağın karanlık zulmünün; kin ve nefret cehenneminin tarihteki kurbanlarının devamıdırlar ve her zamankinden daha çok zulme ve baskıya maruz kalmışlardır –insanların önderliğine eriştireceğini ve onları dünyaya varis kılacağını irade etmişsin. İşte şimdi zamanı gelmiştir. Yeryüzünün lanetlileri senin vaadini gözlemekte ve beklemektedir. Ey gaybın bilicisi Allah’ım! Şu çağımızda sana gerçekten tapanlar, yalnızca yeryüzünün mustaz’aflarıdır. Ey Yüce Rabbim! Sen tüm meleklerini Adem’e secde ettirensin. Şimdi insanoğlunun, idarecilerin ayağına kapanarak secde toprağına yüz sürdüğünü görmüyor musun? Onları bu çağın putlarına –ki hepsini kendimiz yapmışız – tapıcılıktan, onlara kulluktan kendi özgür kulluk ortamına çek ve kendilerine özgürlük bağışla! Ey güçlü Rabbim! Senin ayetlerine küfredenler, senin peygamberlerini yalanlayıp haksız yere öldürenler ve adalet, eşitlik istemek için ayaklanan kullarını öldürenler hâlâ yeryüzünde egemendirler. Müjdelediğin azabı onlara ulaştır!! Ey Kadir olan Allah’ım! Ailemize sorumluluk, halkımıza bilim, inananlarımıza aydınlık, aydınlarımıza iman, tutucularımıza anlayış, kavramışlarımıza tutuculuk, kadınlarımıza bilinç, erkeklerimize şeref, ihtiyarlarımıza bilgi, gençlerimize soyluluk, öğretmen ve üstadlarımıza, öğrencilerimize inanç, uyuyanlarımıza uyanıklık, uyanıklarımıza irade, tebliğlerimize gerçek, dindarlarımıza din, yazarlarımıza güvenirlik, sanatkarlarımıza dert, şairlerimize şuur, araştırıcılarımıza hedef, ümidsizlerimize ümit, zayıflarımıza güç, muhafazakarlarımıza hareket, ölümcül uykularda olanlarımıza hayat ve dirilik, körlerimize görme, suskunlarımıza feryat, müslümanlarımıza Kuran,Sünnet ve Ehl-i Beyt bilinci, tüm mezheplerimize birlik, kıskançlarımıza şifa, egoistlerimize sabır, halkımıza kendini bilme, tüm uluslardan kurulu milletimize samimiyet, basiret, feraset, cesaret, fedakarlık yeteneği, kurtuluşa layık oluş ve izzet bağışla!! Ey Kabe’nin Rabbi! Şu ömürleri boyunca, her sabah ve her akşam bütün dünyada senin evine yönelen, senin evine dönerek yaşayıp ölen, İbrahim’in evinin etrafını tavaf eden insanlar; cehalet ve şirkin kurbanı olmuş; Nemrud’un eziyet ve zulmünün bağlılıları durumuna düşmüştür, ve onu övmekte devam ediyorlar. Ey güç, özgürlük, ve uyanıklığın peygamberi! Senin evinde yangın çıkmış, kapını tutmuş; senin toprağını batıdan doğma bir sel basmış, senin ailen ise çoktandır illetin siyah örtüleri altında uyuya kalmış. Onların başında dur ve bağır: – Kalk ve Uyar! Onları uyandır. Ey Ali! Allah’ın ve halkın insanı... Aşk ve kılıcın adamı! Biz seni, iyice tanımayı unutmuşuz.. Seni iyi tanımayı aklımızdan çıkarmışlar. Ama senin sevgini, çağın zulmüne karşıt, vicdanlarımızın derinliklerinde, gönül perdelerimizin ardında yakıp durmak zorundayız. Sen, seni sevenlerin eğri yolda olmalarına nasıl razı olabilirsin? Sen, haksızlığın bir yahudi kadına yönelmesini bile kabul etmedin. Gel de şimdi müslümanların, boyunduruğunda yaşadığı kapkara zulmü gör! Gör, bak! Müslümanların başından geçenleri gör! Ey güçlü kolların sahibi! Bir darbe daha!... Ve siz ikiniz; ey bacı, ey kardeş! Ey siz! “insan olma”ya anlam verdiniz. Özgürlüğe can; iman ve ümide iman ve ümid; ulu ve yüce ölümünüze “yaşam ve dirlik” kazandırdınız; bağışladınız. Evet, iki beden ve ten, evet! O dertli günden – ki hayal onu tasarlamaktan korkar, gönül onun derdiyle paramparça – bu yana, İslam ümmetinin gözyaşı kurumamıştır. Halkımız, asırlardır sizin gamınızı çekmekte, sizin için ağlamakta!.. Oysa aşk, salt gözyaşıyla söyleşme değil midir? Bir tarih boyunca İslam ulusu, sizin keder ve gamınızla inlemektedir. Bu aşktan dolayı, İslam ulusundan bazıları kırbaçlanmış, katliamlar görmüş, işkencelere uğramış; fakat hatırınızı aklından; yanan ateş gibi aşkınızı gönlünden çıkarmış değil! Her caninin kırbacı, sizin mührünüzün sırta kazılışıdır. Ey Zeyneb! Ey damaklarda, amaçlar için, Ali’nin dili! Kendi halkına söyle! Ey kadın! Ey mertlere, cesurlara bu sıfatları öğreten! Senin aşk ve derdini can ve gönüllerinde duyanlar sana muhtaçtırlar. Hem de her zamankinden çok... Bu eski ve yeni sömürünün, bozulmuş gelenek ve kurumların, modernist ilericilerin oyuncağı olanları; Bir şehrin başındaki güçlü feryadın gibi bir feryatla, Kasvet ve vahşet şehrini, -ki şehri onunla ezmiştin- bir sarayın temellerini, -saltanat ve cinayetin sarayını sallamış, titretmişsin!- karıştır, sinirlendir, canlandır! Tâ ki kendi kendilerine canlanıp sinirlenerek, etraflarını saran örümcek ağı perdelerini yırtıp parçalayabilsinler. Tâ ki bu kötü ve yıkıcı tufanın çağdaş biçimine karşın, durmayı öğrensinler! Bu korkunç ve tehlikeli makinayı, -ki bu onlardan, insanlardan- yeni oyuncaklar yapmak için, sonra yeni sömürü düzeni kurmak, modern uyutmalar için, başıboş günleri artırmak için, sermayedarların piyasaya sunduklarını ihtirasla yutabilmek için, burjuvazinin zevk verici yoğun hevesleri için, ruhsuz yeni soyluluğun daha ilginç görünümü olan yalnızlık, tecrid ve unutulmuşluğu için müreffeh toplumu hedefleyen bomboş bir yaşamla uğraşmak için yapılmıştır- kırıp parçalasınlar!! Ve kendilerini eskinin saygın köleliğinden, yeninin saygın piyasasından – senin mesajının parıltılarıyla- kurtarsınlar! Ey amaçta Ali’nin dili! Ey Hüseyin’in mesajı gönül ve beyninde olan. Ey Kerbela’dan gelerek şehitlerin mesajını, tüm cellat ve canilerin baskılarına rağmen tarihin kulağına ulaştıran! Ey Zeyneb! Bize söyle ! Başınızdan geçeni söyleme! O kan kırmızısı çölde ne gördüğünü söyleme! Orada, cinayetlerin ulaştığı doruk noktasını da söyleme! O günün acısından sonra, Fırat’ın kenarında, Allah’ın insanı melekleri niçin secde ettirdiğini de söyleme! Ve Fırat sahilindeki gösteriyi ve durumu da söyleme! Evet, Zeyneb! Düşmanlarının ne yaptığını da , dostlarının tavrını da söyleme! Evet, ey Hüseynî devrimin mesajı! Biz biliyoruz, Biz, hepimiz, işitmişiz. Senin Kerbela ve şehidler mesajını dürüstçe ulaştırdığını biliyoruz. Sen kendi varlığında söz üreten bir şehidsin! Tıpkı damla damla kanıyla söz söyleyen şehid kardeşin gibisin sen. Fakat söyle ey bacı! De ki “ne yapalım?” Bir an bak ki biz ne çekiyoruz? Kulağını bir anlık bize ver ki, kendi isteklerimizi sana ulaştıralım. Ey sevgili ve güçlü bacımız! Ey kardeşinin emin ulağı! Kerbela’dan gelerek tarih süresince tüm nesillere şehidlerin mesajını ulaştıransın! Sen şehidliğin kıpkırmızı bahçelerinde yeni açılmış güllerin kokusunu can ve elbisesinde taşıyansın. Ey Ali’nin kızı! Ey esirler kervanının komutanı! Bizi de bu kafilenin izinde kendine ulaştır! Ey Hüseyin! Seninle ne söyleşelim? O korkunç, fırtınalı, girdaplı ve karanlık gecede yol lambasının ışığı! Ey kurtuluş gemisi! Ey her zamana yayılan, her nesle ulaşan, kıyama hazır her zeminde kanı hatırlanan, her elverişli tohumu toprağın altında açan ve yeşeren, her susuz çiçeği kanıyla, yaprak, hayat ve canlılığa kavuşturan! Ey şehadetin büyük üstadı! Bizim de bu karanlık ve ümidsiz gecemize bir şimşek çak! Bizim kurumuş, yarı ölü halimize bir damla kanını yay! Bizim bu soğuk ve donmuş kışımıza, o çöl kıyamındaki ateşinden bir kor bağışla! Ey aşıklarını “siyah ölümden” kurtarmak için “kırmızı ölümü” seçen! Sen, her damla kanınla halka hayat ve dirilik verirsin. Tarihi hareketlendirirsin. Çağın donuk, ölü bedenini ısıtırsın ve bu coşkuyla dirilik, aşk ve ünid saçarsın. İmanımızın, halkımızın, tarihimizin ve de zamanımızın bedeni; “sana ve senin kanına muhtaçtır.” | |
Konu Sahibi kebuter 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
LISAN-SEMANTIK-GRAMER-ETIMOLOJI | İmam-Hatip/Müezzin DHBT Sınavı | kebuter | 21 | 11224 | 07 Ocak 2009 10:44 |
ALI SERIATI --DUA-- | Dua Bölümü | Emekdar Üye | 1 | 1969 | 07 Ocak 2009 10:30 |
07 Ocak 2009, 21:21 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: ALI SERIATI --DUA--
Amin kardeş..Buda Ali Şeriatinin diğer bir duası paylaşayım.. Dr Ali Seriati Allah’im akidemi sorunlarimin elinden kurtar ve koru Rabbim bana sorumluluktan kaçan inanç ucuzluguna karsi dayanma gücü ver Ya rabbi,beni sürekli bilgili ve uyanik kil ki; bir kimseyi yada bir düsünceyi –olumlu-olumsuz- olgun ve dosdogru tanimadan bir yargiya varmayayim Allah’im egoizm çekememezlik ve kiskançlikla karismis cehalet ve basiboslugumu düsmana savas, dosta saldiri araci yapma Rabbim; benligimin olmak istedigi söhreti, olmam istenen benligin kurbani durumunu bana verme Ilahi! beni garaz, kin, kiskançlik nedeniyle zulmün oyuncagi yapma! Ya rabbi! egoistligi benden uzaklastir, egoizmi kaldir ki; baskalarinin egoistligini görüp eziyet çekmeyeyim Allah’im! bana mutlak itaati bagisla ki; dünyada mutlak isyan içinde olayim Rabbim! bana kavgaci ve inatçi bir takvayi ögret ki; sorumlulugumun çoklugu arasinda kaybolmayayim Beni perhizkar,münzevi takvadan koru ki; tenhalik ve uzlet köselerinde gizlenmeyeyim Allah’im beni insanligin dört büyük zindani olan tabiat, tarih, toplum ve benlikten kurtar Rabbim! kutsal süphe atesini bende öyle alevlendir ki, bana kabul ettirdikleri inançlarinin tüm etkilerini yakabilsin; iste o zaman bu küllesmis halkin arasinda her türlü tozdan arinmis inancin, sabahimsi dudaklarinda sevgi gülücükleri belirebilir Ya rabbi! halkima sabir, tahammül ve kanaâti geri ver ve beni ucuzculardan kilma Ilahi! toplumumu kitap, adalet ve demirden-silah ve teknikten- olusan üç saglam ve saglikli temel üzerinde kurmam, gönlümü hakikat, güzellik ve hayirdan ibaret üç kaynaktan doyurabilmem için bana yardim et Ilahi! toplumuma sana dogru gelen yolun salt yeryüzünden geçtigini ögretirken; bana da bu toprak parçasinda sana ulastiran en iyi yolu göster Ilahi! insanlara Âdem'in topraktan yaratildigini hatirlat ve deki; her maddi belirti ancak Allah ile anlam kazanir ve her gaybi belirtide ahiret ile Ve eger din ölümden önce kullanilmazsa bir ise yaramayacaktirölümden sonra ise hiçbir ise yaramayacak ve kullanilmayacaktir Ya rabbi! bana sorumluluktan kaçan inanç ucuzluguna karsi dayanma gücü ver aMiN |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Ali Seriati´nin iddiasi: | Allahın kulu_ | Serbest Kürsü | 7 | 14 Ocak 2015 22:38 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|