Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.KADIN AİLE ÇOCUK.::. > Kadın-Aile-Çocuk > Evlilik-Nikah Konuları

Konu Kimliği: Konu Sahibi MERVE DEMİR,Açılış Tarihi:  14 Nisan 2009 (10:34), Konuya Son Cevap : 14 Nisan 2009 (10:34). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 14 Nisan 2009, 10:34   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:MERVE DEMİR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5587
Üyelik T.: 05 Aralık 2008
Arkadaşları:14
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
Yaş:35
Mesaj: 2.537
Konular: 2038
Beğenildi:116
Beğendi:0
Takdirleri:270
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Düğünde müzik ve eğlence yapmanın dinimizdeki yeri

Düğünde müzik ve eğlence yapmanın dinimizdeki yeri

İslam'ın evrensel mesajı, insan hayatının bütün devrelerini kapsar. Doğum öncesi, çocukluk, gençlik, evlenme, aile yuvası içinde sevinçli veya üzüntülü bütün yaşama devreleri için İslam'ın öğretimi ve getirdiği hayat tarzı vardır.

Üzüntülü ve sıkıntılı günlerinde kadere teslim olmakla teselli ve sükunet bulan mü'min, sevinç ve neş'e günlerinde de bunun dışa yansıması olan nezih eğlenceye meyillidir. İnsan hayatında sevincin sembolü olan iki vakit önemlidir. Evlenme merasimi ve bayramlar. Sahabe devrinde de bu iki sevinç zamanında sevinç belirtisi olarak genç kızların şarkı söylediği ve deflere vurulduğu görülür.

Hz. Peygamber ve ashab-ı kiramın bu düğün ve bayram eğlencesi île ilgili uygulama örnekleri vardır. Biz aşağıda bu örnekleri vererek İslam'ın eğlencede gösterdiği ölçü ve sınırı belirlemeye çalışacağız.

Allah'ın Rasulü şöyle buyurmuştur: "Nikahı ilan edin. Onu mescitlerde kıyın ve onun üzerine def çalınız." (Tirmizî, Nikah, 6.)
Hz. Aişe, Es'ad İbn Zürare'nin (ö. 1/622) yetim kalmış kızı Fariga (r. anha)'yı himayesine alıp büyütmüştü. Evlenme çağına gelince onu Ensar'dan Nebît İbn Cabir (r.a) ile evlendirdi. Gelini, koca evine götürenler arasında bulunan Hz. Aişe şöyle der:
"Döndüğümüzde, Allah'ın Rasulü bize; erkek tarafının bizi nasıl karşıladığını ve neler konuşulduğunu sordu. Ben de "selam verdik, hayır ve bereket diledik" dedim. Allah elçisi; "Ey Aişe sizin eğlenceniz yok mu? Çünkü Ensar eğlenceden (oyundan) hoşlanır" buyurdu. Şurayk'ın rivayeti şöyedir: "Ey Aişe! Gelinle birlikte def çalıp şarkı söyleyecek bir cariye göndermediniz mi?" Ben, "Cariye ne diyecek" diye sorunca şöyle buyurdu:

Şöyle diyecek: Size geldik, size geldik. Allah bize de size de hayat versin. Kızıl altın olmasaydı, badiyenize konaklamazdı. Sarı buğday olmasaydı, bakireleriniz semirmezdi".
İbn Mace'deki rivayette, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Ensar, gönlü sevgi dolu olan bir kavimdir. Onlara; "Size geldik, size geldik, Allah bize de size de hayat versin" sarkısını söyleyecek birisini gönderseydi-iz." (İbn, Mace, Nikah, 21; A. İbn Hanbel, IV, 78.)

Rubeyye binti Muavviz (r. anha)'dan şöyle dediği nakledilmiştir: "Ben evlendiğim zaman, Rasulullah (s.a.s) geldi ve yatağımın üzerine oturdu. Bu sırada cariyelerimiz def çalıp, Bedir günü şehit düşen atalarımız hakkında mersiyeler söylemeye başladılar. İçlerinden birisi; "Bizim aramızda yarın olacakları bilen Peygamber var" anlamında bir mısra okudu. Bunun üzerine Hz. Peygamber; "Bunu bırak (böyle söyleme), söylemekte olduğun diğer şeyleri söyle" buyurdu. (Tirmizî, Nikah, 6; İbn Mace, Nikah, 21; bk. İbn Hacer, Fethu'l-Barî, XI, 108; Tirmizi, Şerhu Tuhfeti'l-Ahvazi, Kahire, 1967, IV, 211, 212) İbn Mace'deki rivayet şöyledir: "Hayır, bunu söylemeyiniz. Çünkü yarın olacakları bilen Allah'tır." (İbn Mace, Nikah, 21; Buhari, Tefsiru Sure-i Ra'd, 1; İbn Hanbel, II, 52)
Yukarıdaki hadisler nikahın def ve ifadeleri meşru olan bazı şarkılarla ilanının mubah olduğunu gösterir.

Hz. Peygamber (s.a.s)'ın düğün cemiyetinde olduğu gibi, bayram günlerinde veya bazı sportif gösteriler sırasında da nezih eğlenceyi müsamaha ile karşıladıklarını görüyoruz. Aşağıdaki uygulamalar bunu gösterir.

Hz. Aişe (r. anha) anlatıyor: "Bir gün Allah'ın Rasülü benim yanıma girdi. Yanımda iki de cariye vardı. Buas günü sarkısını söylüyorlardı. Rasulullah (s.a.s) yatağa uzandı ve yüzünü öbür yana çevirdi. Bu arada babam Ebü Bekir de yanımıza girdi ve beni azarlayarak; "Rasulullah'ın yanında şeytan çalgısını mı çalıyorsunuz?" dedi. Rasulullah (s.a.s) ona dönerek; "onları bırak" buyurdu. Başka bir rivayette Hz. Peygamberin şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Ey Ebu Bekir, her toplumun bir bayramı vardır, bu da bizim bayramımızdır." (Buharî, ideyn, 3; ibn Mace, Nikah, 21; ibn Hanbel, VI, 187.)

Hz. Aişe'nin, Hz. Peygamber'le birlikte seyrettiği bir spor oyunu da şudur, Hz. Aişe şöyle anlatır: "Bir bayram günüydü. Sudanlılar Mescid-i Nebevî'de kılıç kalkan oyunu oynuyorlardı. Ben istedim, ya da Rasulullah (s.a.s); "Bakmayı arzu ediyor musun?" buyurdu. Ben de, "Evet isterim" dedim.

Beni arkasında durdurdu, yanağım yanağı üzerinde idi. Oyuncuları; "Haydin Erfide oğulları, göreyim sizi" diyerek teşvik ediyordu. Ben usanıncaya kadar baktım. Bana "Yeter mi?" buyurdu. "Evet" dedim. "O halde içeriye git" buyurdu " (Buharî, îdeyn, 2. Cihad. 81: Müslim, îdeyn, 19.)
Yukarıdaki ilk hadise göre, şarkı söylemek caiz olmasaydı, Rasulullah'ın evinde söylenmez, ya da Allah'ın Rasulü'nün bunu açıkça menetmesi gerekirdi. Hz. Ebü Bekr'in karşı çıkması, Hz. Peygamber'in dinlenme saatinde rahatsız edilmesi ve bunu edebe aykırı görmesinden dolayı olmalıdır.
Ancak hadiste bayramdan söz edilmesi nezih şarkının yalnız sevinç günlerinde caiz olabileceğini gösterir. (İbnü'l-Arabi, Ahkamü'l-Kur'an, III, 9)

İslamda Şarkı, Türkü Ve Çalgı Sesinin Hükmü:
İslam fıkhında, şarkı söylemek ve insanı duygulandıran veya insana hüzün veren bazı sözleri belirli bir makama uygun biçimde okumak anlamını ifade etmek üzere "tegannî" terimi kullanılır. Bazı sözleri makamlı söylemede esas olan tabiattaki tabiî seslerdir. İnsanın da yaratılıştan bu seslere meyli vardır. İnsanoğlu fıtratı gereği güzel sesten hoşlanır, sevinç, keder, sıkıntı ve şaşkınlık sı-asında ona yönelir. Nitekim, küçük çocuk annesinin güzel sesle söylediği ninni ile sükunet bulur ve uykuya dalar. Hayvanların kendi cinsleriyle iletişimi teganniye benzer seslerle olur. Bir çok kuşun sesi gerçek musiki gibidir.

Evrensel bir din olan İslam'ın musikiye ve tegannili sözlere mutlak olarak karşı çıkması söz konusu olamazdı. Bu yüzden İslam musiki ve tegannî için bir takım sınırlar belirlemiş, meşru olanla olmayanın arasını ayırmıştır.

Biz yukarıda Hz. Peygamber'in ve ashab-ı kiramın meşru sözlerle ve makamlı biçimde söylenen bazı şarkı ve mersiyelere karşı tutumlarına ait çeşitli örnekler vermiştik.

Kitap ve sünnette nefsi azdıran ve beraberinde haramı getiren şarkı ve çalgı aletleri ile ilgili kınayıcı ifadeler yer alır. Bu delillere kısaca yer vereceğiz.

Kur'an-ı Kerîm'de şöyle buyurulur: "insanlardan kimi vardır ki, bilgisizce (insanları) Allah'ın yolundan saptırmak ve onunla alay etmek için eğlence sözleri satın alırlar. İşte onlara küçük düşürücü bir azap vardır." (Lokman, 31/6) Abdullah İbn Mes'ud (r.a.) bu ayetteki "lehve'l-hadîs (eğlence sözleri)" ifadesine "şarkı", Hasan el-Basrî (ö. 110/728) ise "şarkı ve çalgı" anlamı vermiştir. Bu tefsir tarzını Ebu'l-Ferec İbnü'l-Cevzî Hasen'den, İbn Cübeyr'den, Katade ve İbrahim en-Nehaî'den nakletmiştir. (bk. el-Kurtubî, el-Cami', XIV, 251; İbn Kesîr, Tefsîr, V, 377.)

Allahü Teala şeytana hitap ederek şöyle buyurur: "Onlardan gücünün yettiğini sesinle yerinden oynat." (el-İsra, 17/64.) Bu ayetteki "ses (savt)" ten maksat Abdullah İbn Abbas ve Mücahid'e göre; şarkı, çalgı ve oyundur. (el-Kurtubî, a.g.e, l, 288.)
Şarkı ve eğlenceye dalma ile bağlantılı görülen başka ayet de şudur: "Siz bu söze (Kur'an) şaşıyor musunuz? Gülüyor ve ağlamıyorsunuz. Şarkıcılık ve gaflet içinde oyalanıyorsunuz." (en-Necm, 53/59-61)

Ayetteki "samidûn" ifadesinin kökü olan "semed" Himyer lehçesinde "şarkı" anlamına gelir. Nitekim Mekke'de Kureyş müşrikleri Kur'an-ı Kerîm'in okunduğunu duyunca, işitilmesin diye şarkı söyler ve oynarlardı. (el-Kurtubi, a.g.e., XVII, 123)
Şarkıya ve çalgı aletlerine düşkünlüğü kötüleyen çeşitli hadisler nakledilmiştir. Ancak bu hadislerin insanı fuhuş, içki ve zinaya düşürebilen nitelikteki şarkı, türkü ve eğlenceleri kasdetmesi yanında, bir bölümünün de zayıf hadisler olduğunu görmekteyiz.
Hz. Ali'nin naklettiği bir hadiste; Ümmet işleyince başlarına belanın çökeceği bildirilen on hasletten bir tanesi de "şarkıcı kadınların ve çalgı aletlerinin türemesidir." (Tirmizî, Fiten, 31. Bu hadis için Tirmizî «garîb» Darekutnî «batıl» ve Zehebî ise «münker» demiştir.)

Ebu Umame (r.a-)'ten şöyle dediği nakledilmiştir: "Hz. Peygamber, şarkıcı kadının alacağı parayı yasakladı ve bu konu ile ilgili olarak şu ayetin indiğini bildirdi: "İnsanlardan kimileri var ki, bilgisizce (insanları) Allah'ın yolundan saptırmak ve onunla alay etmek için eğlence sözleri satın alırlar" (Lokman, 31/6. Bu hadis; Tirmizi, İbn Hanbel ve İbn Mace rivayet etmiş yalnız Tirmizî «garib hadis» demiştir. el-Askalani, Fethu'l-Barî, XIII, 335.)
Ebu Davud'un Nafi'den rivayet ettiğine göre Abdullah b. Ömer bir çalgı sesi işitmişti. Parmaklarını kulaklarına tıkadı ve oradan uzaklaştı. Bana da "Ey Nafi, bir ses işitiyor musun?" dedi. Ben "Hayır" deyince parmaklarını kulaklarından çekerek "Rasulullah (s.a.s) ile birlikte idim. Bu ses gibi bir ses işitti ve benim yaptığım gibi yaptı" dedi. (Ebu Davud, Edeb 52. Ebu Davud buna «münker hadis» demiştir.) Yine İbn Ömer'in naklettiği bir hadiste şöyle buyurulmuştur: "Şüphe yok ki, Allah şarabı, kumarı, darbukayı, tanbur ve ud'u yasaklamıştır. Her sarhoşluk veren şey de haramdır." (eş-Şevkanî, Neylü'l-Evtar, VII, 260, Hadisin senedindeki Velîd, b. Abde durumu meçhul olan bir ravidir.)

Hanefîlerin Müzikli Eğlence İle İlgili Görüşleri

Hanefîlere göre fuhşu ve günahı beraberinde getiren teganni caiz değildir. Son devir fakihlerinden İbn Abidîn (ö. 1252/1836) bu konuda şöyle demiştir:

"Haram olan tegannî bir erkeğin veya diri olan bir kadının yahut şarabın heyecan uyandıran niteliklerini anlatan şarkı türü sözcüklerle, müslüman veya zimmiyi (ehl-i kitap tebea) hicveden sözlerdir. Ancak bu gibi sözleri sırf şiir söylemek veya fesahat ve belagatını göstermek için okursa caiz olur. Mevcut olmayan bir kadının niteliklerini dile getiren tegannî de caizdir. Ancak bu sözleri bir takım müzik aletleri eşliğinde söylerse, yine kaçınmak gerekir. Bazı bilginler de eğer kafiyeleri dizmek ve fasih konuşmak gayesiyle makamlı okursa bir sakıncası yoktur demiştir.

Yalnızlığını gidermek için tegannîde bulunmanın da bir sakıncası olmadığı söylenmiştir. (İbn Abidin, Reddü'l-Muhtar, V, 305; Terc. a.g.e., XV, 344; İbnü'l-Humam, Fethu'l-Kadir, VI, 35, 36)
Büyük müfessir el-Kurtubî (ö. 971/1273) musikinin lehinde ve aleyhinde olan bazı hadisleri zikrettikten sonra şöyle demiştir: "Bu ve benzeri hadisler yüzünden İslam bilginleri teganninin haram olduğunu söylemişlerdir. Bu çeşit tegannî nefisleri fuhşa tahrik eder ve arzuları tatmine teşvik eder. Sükunet halindekini harekete getiren ve gizliyi açığa çıkaran laubaliliğe yol açar. Bu çeşit şarkıda kadının anılması ve güzelliğinin tasvir edilmesinde ve şarabın anılmasında insanı heyecana götüren bir yön vardır. İşte böyle bir tegannî ve eğlencenin yasaklandığı konusunda görüş birliği vardır. (el-Kurtubi, a.g.e., XVI, 54) Diğer yandan el-Kurtubî haram olan kazançları şöyle sıralamıştır: "Haram olduğu konusunda görüş birliği bulunan kazançlar şunlardır: Faiz, zina ücreti, rüşvet, ağıtçı kadının aldığı ücret, şarkıcının ücreti, hıyanet (zimmet) yoluyla mal almak, gayptan ve göklerden haber vermek üzere alınan ücret; çalgı çalmak, oynamak ve benzeri bütün batıl yollarla alınan ücret." (el-Kurtubi, a.g.e., II, 3)

Haramın İşlendiği Düğün Cemiyetine Katılmak

Düğünlerdeki ikram ve eğlencelerin İslam'a uygun olarak yapılması asıldır. Haramların işlendiği düğün merasimine gelince, eğer davetlinin bulunduğu bölümde münkerat yoksa oturabilir. Ancak mü'min davetlinin sofrasında ya da bulunduğu bölümde münkerat varsa, buna engel olması gerekir, eğer gücü yetmiyorsa orayı terketmesi gerekir. Çünkü her mü'minin genel anlamda iyiliği emir ve kötülükten nehiy görevi vardır. Allah'ın elçisi şöyle buyurmuştur: «Sizden kim münkeri (haram veya mekruhun işlendiğini) görürse onu eliyle değiştirsin, buna gücü yetmezse dili ile değiştirsin, buna da gücü yetmezse kalbi ile buğz etsin. Fakat bu sonuncusu imanın en zayıf durumunu ifade eder.» (Müslim, Tirmizi, Nesai, Ebu Davud, İbn Mace)

Allah'ın Rasülü mü'minin içki içilen sofrada oturmaması gerektiğini açıkça ifade buyurmuştur. «Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse, içki içilen sofraya oturmasın.» (eş-Şevkanî, Neylü'l-Evtar, II, 203.)

Davete katılan kişi, düğünde münker fiillerin işleneceğini önceden bilmeden girmişse ve münkeri engelleme gücü de yoksa sabredip oturabilir. Ancak bu kimse müfti, vaiz, imam, ilahiyatçı, ilim adamı gibi toplumda örnek alınan kişilerden ise, bu haram veya mekruhları engelleme gücü yoksa, oturmadan çıkması gerekir. Çünkü onun oturması dinin küçük düşürülmesine yol açabilir.
Düğün cemiyetinde İslam'ın yasakladığı birtakım fiillerin işleneceğini önceden bilen davetli ise ister halktan birisi, isterse önder sayılan kişilerden olsun, bu davete katılamaz. (İbn Abidin, Reddü'l-Muhtar, Terc. A. Davudoğlu, İst. 1987, II, 336; el-Merginanî, el-Hidaye, IV, 80.)

Birkaç yere davetli olan kimse yakın hısımını veya yakın komşusunu tercih etmelidir. Davetlerden birisi daha önce yapılmışsa, onun tercihte de öncelik hakkı vardır.

Oruçlu kimse bir yemeğe çağrıldığı zaman, oruçlu olduğunu söylemelidir. (bk. Ebu Davud, Savm, 76.) Ancak oruçlu olmasına rağmen davete katılabileceği ve oradaki davranışı hadiste şöyle belirlenir: «Sizden biriniz düğün yemeğine çağrılınca, katılsın. Eğer oruçsuz ise yemek yesin, oruçlu ise dua etsin.» (Ebu Davud, Savm, 75.)

Sonuç olarak İslam bir fıtrat dini olduğu için insanın bütün ihtiyaç ve meyillerini dikkate almış, belki müzik ve eğlenceyi mutlak olarak yasaklamamış, fakat bunların meşruluk sınırlarını belirlemiştir. Bu da terennüm edilen sözcüklerin fuhşa özendirici veya insan vakar ve haysiyetini kırıcı yahut İslam'ı ve mü'minleri küçük düşürücü ifadeleri kapsamamasıdır. Bu arada eğlence her iki cinsin kendi arasında olmalıdır. Ancak bununla birlikte mü'minler haramı beraberinde getiren çalgı aletlerinden ve bu gibi eğlence yerlerinden uzak kalmayı tercih etmelidir. Çünkü insanın kalbini huzur ve rahata kavuşturan en etkili araç, yüce Allah ile manevî iletişim kurmak ve O'nun yüce ismini zikretmektir. Kur'an-ı Kerîm'de şöyle buyurulmuştur: "Onlar inanan ve Allah'ı anmakla gönülleri huzur bulan kimselerdir. İyi bilin ki gönüller ancak Allah'ı anmakla huzur bulur." (er-Ra'd, 13/28) Başka bir ayette namaz, insanları kötülüklerden koruyan en büyük zikir olarak belirlenmiştir. "O kitaptan sana vahyedileni oku ve namazı da kıl. Çünkü namaz, kötü ve çirkin olan şeylerden meneder. Şüphesiz Allah'ı anmak en büyük (ibadet) tir. Allah ne yaptığınızı bilir." (Ankebut, 29/45)
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi MERVE DEMİR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ülke tv Canlı... Videolar/Slaytlar Medine-web 1 2898 23 Ağustos 2013 00:41
İran Emperyalizmi Makale ve Köşe Yazıları Medine-web 6 3640 26 Ocak 2013 22:53
gerekli gereksiz bir şiir.. Makale ve Köşe Yazıları MERVE DEMİR 0 3281 06 Aralık 2012 10:48
olmamış kayınbiradere mektup :) Komik Paylaşımlar Allahın kulu_ 10 7794 03 Kasım 2012 23:19
İslamın kurtuluşu bilinçlenme ile mümkündür Makale ve Köşe Yazıları Esadullah 11 7259 02 Ekim 2012 21:16

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
evde tarhana yapmanın püf noktaları (: makbergülü Pratik / Faydalı Bilgiler 5 05 Aralık 2014 01:10
Bayanların saçlarını topuz yapmasının dinimizdeki yeri nedir caizmidir MERVE DEMİR Kadın Mahrem Konular 5 26Haziran 2014 00:10
Hafızlık yarışmasının dinimizdeki yeri MERVE DEMİR Hafızlık 0 27 Şubat 2009 11:42
Iskâtı salat ve devirin dinimizdeki yeri nedir? CANSİMİDİ Soru Cevap Arşivi 6 29 Aralık 2008 14:43
Eğlence Emekdar Üye İslami Kavramlar 0 05 Mayıs 2008 11:33

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.