|
Konu Kimliği: Konu Sahibi nuryuzlum,Açılış Tarihi: 24 Ağustos 2009 (02:18), Konuya Son Cevap : 11 Aralık 2009 (18:30). Konuya 16 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
24 Ağustos 2009, 02:18 | Mesaj No:1 |
Kadının Hayızı konusunda ELEŞTİREL BİR YAKLAŞIM Kadının Hayızı konusunda ELEŞTİREL BİR YAKLAŞIM CAHİL MÜÇTEHİTLERİN YAKLAŞIMLARI (HAYIZ) Kur’andaki Din Grubumuz, Türkiye'nin En Saygın Ünıversitelerinde Okuyan, Farklı Alanlarda (İlahıyat, Sosyoloji, Psikoloji, Ekonomi, Politika, Mühendislik Vb.) Lisans, Yüksek Lisans Ve Doktora Yapmış/Yapan Genç Kişilerden Oluşmaktadır. Eserlerimiz Ortak Çalışmaların Ürünüdür. Kadınların Adet Halindeyken Namaz Oruç Gibi İbadetlerini Yerine Getirmelerinde Camiye Girmelerinde Bir Sakınca Var Mıdır? Kuran'da Açık Bir Şekilde Kadınlar Adet Halindeyken Temizleninceye Kadar Onlar İle Cinsel İlişkiye Girmek Yasaklanmıştır. Bunun Dışında Kadınların Adet Halindeyken Namaz Kılmaktan Oruç Tutmaktan Camiye Girmekten Ve Kuran Okumaktan Uzak Tutulmaları Kuran’a Uygun Değildir. Adet Halinde Cinsel İlişkiye Girmek Dışında Normal Zamandakinden Farklı Davranmak Gereksizdir. Şayet Gerekseydi Cinsel İlişki Yasak Edildiği Gibi Bunlar Da Yasak Edilirdi. Bu Yüzden Uydurmaların Peşine Takılarak Allah’ın Açık Bir Şekilde Farz Kılmış Olduğu İbadetlerden Uzak Kalmak Doğru Değildir. Bakara Suresi Ayet 222: Sana Âdet Halini De Sorarlar. De Ki: "O, İnsana Rahatsızlık Veren Bir Haldir. Hayızlı Oldukları Sırada Kadınlardan Uzak Durun Ve Onlar Temizleninceye Kadar Kendilerine Yaklaşmayın. İyice Temizlendiklerinde, Allah'ın Emrettiği Yerden Onlara Gidin." Şu Bir Gerçek Ki Allah, Çok Tövbe Edenleri Sever, İyice Temizlenenleri De Sever. >>> İşte yeni ve modern müctehid güruhunun akli yorumları:Kur’anda sadece hayız halindeki kadınla cima olmayacağı bildirilmiştir. Bunun dışındaki şeyler zikredilmemiştir. Cimanın dışındaki meseleler yasak olsaydı Kur’anda zikredilirdi. Zikredilmediğine göre (Hayızlının namz kılması, oruç tutması, Kur’an okuması, camiye girmesi) men edilemez. Uydurmalara (Mütevatir ve meşhur hadisi şerifleri kasdediyor) tabi olmayın. Kur’andan başka hüküm kaynağı yoktur. Siz de aklınızla Kur’andan hüküm çıkartabilirsiniz. Bu ve benzeri pek çok yeni fikirler, uydurma cereyanlar, bid’at sözleri hatta küfür akımları gittikçe her tarafa yayılmakta, cahil müslümanlar da bunlardan birinin tuzağına takılmakta. Çünkü her yerde alim yok, sağlam kitab yok, emri bil ma’ruf yapan yok. Bu yüzden bizler, internet sitemiz (www.alikarahoca.net) ve abı hayat bültenimizde bu gibilerine reddiyeler yazarak siz ehli sünnet kardeşlerimizi uyarıyoruz, ikaz ediyoruz. Allah için ilim yoluna kendiniz ve evlatlarınızı gönderin. Kur’anı aslından eski eskimez eserelerden Osmanlı medrese usulünden öğrensinler. Fıkıh, hadisi şerif ve itikad konularını iyi öğrensinler. Sağlam şuurlu mücahid birer müslüman olsunlar. Şimdi şu cühela grubuna vereceğimiz cevabları, daha evvel sitemizde ve bültenimizde vermiştik, ancak tekrarda faide vardır kabilinden birkaç söz zikredelim. Allahu teala buyurdu: “Kim Resule itaat ederse, muhakkak Allaha itaat etmiştir.” “Resul size neyi vermiş/getirmişse onu alın, neyden yasaklamışsa onu terk edin.” “Muhakkak Allahın Resulünde sizin için çok güzel örnek vardır…” “Hayır, Rabbine andolsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın (onu) tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar.” “Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına işlerinde muhayyerlik hakkı yoktur.” “O hevasından konuşmaz…” “Allah ve Resulünün arasını açmak istiyorlar…” Bu zikrettiğimiz ayetlerden Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in de Allah adına dini hükümleri tayinde, farz-haram, emir-yasak koymada yetkili kılınmıştır. Zaten kendisi veda hutbesinde “Size iki şey bırakıyorum, bunlara tabi olursanız sapıtmazsınız. Allahın kitabı ve benim sünnetim” buyurmuştur. Ayrıca “Benim sünnetime ve benden sonra gelen raşid halifelerimin (dört halife) sünnetine yapışın, onları azı dişinizle ısırın, işlerin yeni ortaya çıkanından sakının, zira herbir bid’at dalalettir, her dalalet ateştedir…” buyurmuştur. Kadınların özel halleriyle alakalı hususların pek çoğu, Aişe r.anha validemizin naklettiği hadisi şeriflerle sabit olmuştur. Zira o hallere kıymetli annemizin vakıf olması, herkesten daha münasibtir. Ashabı kiram bu gibi hususları ona sormaktan çekinmezlerdi. O halde Kur’anda sadece -hayızlı olan hanımlarınıza (cima için) yanaşmayın- hükmü zikredilmekle, kadınların diğer halleri ve ibadetlerinin durumu ne olacaktır? Sorusu, sadece bizim yeni cahillerin aklına gelmemiş, bilakis o zamandaki bütün müslümanların (kadın–erkek) aklına gelmiş, hemen sorup uygulamayı öğrenmişlerdir. Sahihi Buhari: Aişe validemiz r.anha, kendisi hayızlı iken odasında olup Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem mescid içinden mübarek başını uzatırdı ve onu yıkardı. “Kadınlar hayızlı olunca namaz kılmaz oruç tutmaz değilmi? Evet, dediler. Buyurdu: İşte bu, dininin noksanlığındandır.” Sahihi Müslim: Kadının biri Aişe’ye r.anha sordu: hayızlının hali nedir? Orucu kaza eder de namazı kaza etmez! Aişe r.anha dedi: -Sen Haruriyyemisin? -Hayır, Haruriyye (harici) değilim. Lakin soruyorum. Aişe r.anha: Bize bu hal (hayız) isabet ederdi, orucun kazasıyla emredilirdik, namazın kazasıyla emredilmezdik. Hazin Tefsiri: Üçüncü mes’ele: Hayızlı üzerine namaz, oruç, mescide girmek, Kur’an okumak, Mushafa dokunmak ve onu taşımak haramdır. Ravzatu- Talibin: Hayızlıya, cünübe haram olan şeyler haram olur. Namazı kaza etmesi vacib değildir. Umde şerhi: Hayzın hükümlerinin subutunda asıl olan, Kitab, Sünnet ve icmadır. Hayızlı on şeyden men edilir: Namaz kılması, namazın vacib olması, oruç tutması, tavaf yapması, Kur’an okuması, Mushafı şerife dokunması, mescid içinde durması, cima olunması, sünnet olan talak, aylarla iddet beklemesi, guslü icab ettirir, buluğa ermiş olur, hayızla iddet beklenir. Kanı kesilince oruç tutması, talak vermesi mubah olur, diğer sayılanlar ise yıkanınca helal olur. Veciz Şerhi: Hayızlı için, cünübe haram olan şeyler haramdır. Namaz kılamaz, zira Nebi sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: “Hayız gelince, namazı bırak.” Tavaf edemez, zira Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem Aişe’ye r.anha, ihramda iken hayızlanınca şöyle buyurdu: “Hacıların yaptığı şeyleri yap, ancak Beyti (Kabe’yi) tavaftan başka…” Mushafa dokunamaz: Zira Allahu teala buyurdu: “Ancak temiz olanlar ona dokunur.” Mescitte kalamaz, zira Nebi sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: “Mescidi cünüb ve hayızlı için helal etmiyorum.” Kur’an okuyamaz, zira Nebi sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: “Cünüp ve hayızlı, Kur’andan bir şey okuyamaz.” Oruç tutması sahih olmaz, kaza eder, namaz bunun hılafınadır, namazını kaza etmez. Zira Ebi Said el Hudri’den r.a. rivayetle Nebi sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: “Kadın hayızlanınca, namaz kılmaz ve oruç tutmaz.” Rivayet edildi ki Muazetu-l Adeviyye, Aişe’ye r.anh dedi: Hayızlının hali nedir! Namazı kaza etmiyor, orucu kaza ediyor? Aişe dedi: Sen Haruriyyemisin? Biz Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in zamanında oruç ve namazı bırakırdık, orucu kaza ederdik, namazı kaza etmezdik. Şu rivayetler ve daha pek çokları, elimizde mevcut olan ilmihallerin kaynağı olup, dinimizi yaşamakta bizim için asıl ölçülerdir. Şu birkaç zavallı cahilin, sade Kur’an lafızlarıyla anlamaya çalıştığı noksan hükümler, aslında islamı tersyüz etmek, milleti çıkmaza sokmak, dini tahrif ederek itikadları bozmaktır. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem Yemene vali olarak gönderdiği sahabesi Muaz r.a. nasıl hükmedeceğini sordu. -Allahın kitabıyla. Onda bulamazsan? -Allah resulünün sözleriyle. Onda bulamazsan? İçtihadımla. Bunun üzerine Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem “Resulünün elçisini, Allah Resulünün razı olduğu şeye muvaffak eden Allaha hamd olsun” diyerek hamd etti. İşte islami hükümlerin istihraç ve istinbatı (delillerden çıkartılması) meselesi böylece sabit olmuştur. Şimdi bizler kalkıp bir ayete veya hadisi şerife bakarak kendi başımıza asla hüküm veremeyiz, zira bizden önce 14 asırdır hükümleri çıkartmışlar ve tatbik etmişler. Kitablara yazmışlar, üzerinde tartışmışlar. Artık sonra gelenlerin, evvelkilerin hükümlerini bir tarafa bırakarak fetva vermesi, asla kabul edilmez, zira söz söyleme yetkisi ve derecesine gelen kişi şu asırda kaç tanedir? Yani evvelki müçtehidleri bir kenara bırakıp müstakil olarak fetva verecek bir babayiğit varmıdır? Asla yok! O halde ne yapılmalı? Evvelkilerin fetvalarını açıklayıp milletin sağlam şekilde dinini yaşamasına yardımcı olmalı, her şey için fetva verip milleti kaydırmamalı. alıntı | |
Konu Sahibi nuryuzlum 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Röportaj: Namık Kemal ZEYBEK | Anket'ler-Röportaj'lar | namzet davadar | 4 | 3029 | 29 Ağustos 2009 18:07 |
TÜRKİYE GERÇEĞİNİ YAVAŞ YAVAŞ ANLAYACAĞIZ ... | İslami Haberler | kurtmehmet | 1 | 2074 | 27 Ağustos 2009 23:28 |
Sadaka-i Fıtır | Oruç-Ramazan | Kara Kartal | 3 | 2276 | 24 Ağustos 2009 02:51 |
Oruçlunun Ağız Kokusu! | Oruç-Ramazan | nuryuzlum | 0 | 2213 | 24 Ağustos 2009 02:46 |
Oruçlarda Niyet! | Oruç-Ramazan | nuryuzlum | 0 | 1771 | 24 Ağustos 2009 02:44 |
24 Ağustos 2009, 02:38 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | RE: HAYIZLI MÜÇTEHİD BOZUNTULARI
Adetlinin Orucu Hocam bir konuşmanızda hayızlı kadın oruç tutabilir diyorsunuz. bende internette bir yazıda şunları okudum. 1.İnternette yazanlara itibar etmeliyi miyiz? 2.Aşağıdaki bilgiler sahih midir? doğruluğu varmıdır? İmam Nevevi İbn Hazm İbn Rüşd Halebî İbrahim hayızlı kadının oruç tutmasının haram olduğunu ve bu konuda ümmetten farklı görüş bildiren bir müctehidin çıkmadığını haber vermişlerdir. İmam Nevevi geleceğe matuf şöyle bir göndermede de bulunur ve der ki: Bu rivayet orucun haramlığına delil değildir onda sadece orucu açmaya cevaz vardır. Adetliye oruç yolcuya olduğu gibi caizdir farz değildir gibi bir yorum yapılacak olsa şöyle cevap verilir: Sahabe kadınlarının ibadet konusundaki içtihatları sabit olduğu gibi ibadete olan düşkünlükleri de bilinir. Eğer oruç caiz olsaydı onlardan bazıları bunu muhakkak yerine getirirdi. Aziz ilim talibesi, 1. Bu konuda bize gelen sahih hadis tek kanaldan gelir: Hz. Aişe. Soru şu: Namazı terk etme gibi hayati bir konuda ahad ve dahi zanni bir haberi yeterli bulmak isabetli midir? Bu hadis merfu değildir. Yani peygamberin ağzından bir yasak nakledilmemiştir. İmam Ebu Hanife "la yaktu'l-mumin bi'l-kafir" (mümin bir kafire karşılık kısasen öldürülemez) sahih hadisini "enne'n-nefse bi'n-nefs" (cana karşılık can) ayeti sarihtir ve ona aykırıdır diyerek amel edilemez bulur. Dikkat buyurun İmam'ın amel edilemez dediği bu hadis merfudur. Yasak içermekte, bizzat peygambere dayanmaktadır. Aişe hadisi ise merfu değildir. 2. Peygamberimizin fem-i saadetlerinden hayızlının orucuna dair bir yasak nakledilmemiştir. 3. Hz. Aişe'nin bir hariciye cevabı dairesinde nakledilen bu rivayette konu ORUCUN KAZASIdır. (Biz namaz kılmaz kaza etmezdik, oruç tutmaz kaza ederdik). 4. Bu haberin kendisi namaz ile orucun hükmünün birbirinin aynı değil ayrı olduğunu gösterir. 5. abdestsiz namaz olmaz. Hayız hali ise abdeste münafidir. Dolayısıyla namaza da münafidir. Fakat oruçta abdest şartı diye bir şart yoktur. Bir misal olarak vermek gerekirse, Efendimiz cünüplü sabahladığı halde oruç tutmuştur. Ebu Hüreyre'den bunun aksine bir rivayeti Hz. Aişe düzeltmiş, Ebu Hüreyre bunun üzerine görüşünden vaz geçmiş ve yanlışlığını itiraf etmiştir. Yani hayız halinin doğrudan oruçla bir alakası yoktur. 6. Bu konuda ümmetten farklı bir görüş çıkmamıştır sözünü, bizzat sizin de aktardığınız Nevevi'nin cevabı nakzeder. Nevevi o cevabı kimlere vermek zorunda hissetti kendisini acaba, bunu düşündünüz mü?. Bu bir yana, İslam tarihinde ümmet içinden tüm ulemanın bir yana bir alimin bir yana durduğu görüş örnekleri saymakla bitmez. Burada buna ne yer yeter ne zaman. 7. İmam Nevevi'den nakledilen alıntı da Nevevi'ye aittir. O da Merhum Nevevi'nin görüşüdür. Kendisi müdakkik bir alimimiz ve muhaddisimizdir. İsteyen ve kalbi yatan onun gjörüşüyle amel etmelidir. Fakat bu konuda biz diyoruz ki: 1. Namaz imandan sonraki en önemli ibadettir. 2. Hayız, Allah rasulü'nün ifadesiyle "Allah'ın Adem kızlarına bir yazgısıdır" (Buhari, K. Hayd), yine allah Rasulü'nün ifadesiyle "Hayızlı ve cünüp necis değildir (Niçin beni görünce yol değiştirdin?" diye sorduğu Ebu Hüreyre, cünüplüğünü kast ederek "Kuntu necisen" (Ben pistim) ya Rasulallah der. Bunun üzerine Hz. Peygamber "Helil-mu'min yences?" (Hiç mü'min pis olur mu?) der. 3. Namaz gibi çok önemli bir ibadet konusunda Kur'an'da "Hayızlı iken namaza yaklaşmayın" diye bir ayet ve sünnette merfu olarak "Hayızlıl kadın namaz kılmasın, namaza yaklaşmasın" gibi bir hadisin bulunmuyor oluşu ÇOK ÇOK MANİDARDIR. 4. Hayızlı kadının oruç tutmamasının dayanağı olan delil Hz. Aişe'nin merfu olmayan sözüdür ve o haber de HAYIZLININ ORUCU HAKKINDA DEĞİL ORUCUN KAZASI HAKKINDADIR. 5. Kur'an hayız halini "EZEN" (eza) olarak nitelemiştir. Ezen, "kişiye eziyet veren, onu rahatsız eden hal"dir. Hayızlı bir kadın bu halde iken halsiz, kısmen hastadır. Nadir kadın hayızsız haliyle hayızlı halini ayırdetmez. Fakat bu nadirler bile psikolojik olarak rahatsizdırlar. Ama kahir ekseriyeti yarım hasta, bazıları ise tam hasta olurlar. Hayız üzerine konuşmak, TARİHTE KALMIŞ BİR OLAY HAKKINDA GIYABINDA KONUŞMAK DEĞİL, HAYATIN İÇİNDE DÜN NASILSA BUGÜN DE ÖYLE DEVAM EDEN BİR HAYAT HALİNDEN KONUŞMAKTIR. Durum ortadadır. Mesele hayızın ne olduğunu tesbittir. Dolayısıyla EZEN nitelemesi kesinlikle HASTALIK KAPSAMINDA değerlendirilir. Kelimenin delaleti, lugat, ve HEPSİNDEN ÖTE İŞİN HAKİKATİ BUDUR. Eğer bu noktaya gelinmişse iş kolaydır: Soru: Hastanın oruç tutmasının hükmü nedir? Kur'an bu soruya cevap vermiştir: "Eğer HASTA YA DA YOLCUYSANIZ, TUTULMAYAN GÜN SAYISINDA DİĞER GÜNLERDE (TUTARSINIZ). BAKARA 185 6. İmam Nevevi'nin cevabı da gösteriyor ki, bu meselede ilk böyle düşünen biz değiliz. O zaman da varmış. Nevevi "Böyle diyen birine şöyle derim" dediğine göre bazı alimler o gün de bunu gündeme getirmişler. Fakat o unutulmaya mahkum edilmiş görünüyor. Yani bu konuda ilk bizim farklı düşündüğümüz görüşü de Nevevi'nin şehadetiyle boşa çıkmış oluyor. Burada sorun bizim ve bizim gibi düşünen alimlerimizin bu sonuca varmış olması değildir. Sorun cahillerin alimleri hakkında hüküm vererek, alimlerini suçladıkları şeyi bin beteriyle kendilerinin yapmasıdır. Bu bir. İkincisi, bu bir yorumdur. delilleri yukarıdadır. Bunu söyleyen bizler müminlere bir farzı terk ettiriyor, bir haramı emrediyor değiliz ki. Bir farz konusunda Kur'an'ın kati nassıyla amel edilmesini öneriyoruz. Bunu derken, diğer görüşü yanlış olarak nitelendiriyor muyuz? Hayır, asla. Batıl diyor muyuz? Hayır, asla. Ya ne diyoruz: İSTEYEN ONUNLA AMEL ETSİN, DELİLLERİMİZ VE İSTİDLAL TARZIMIZA KALBİ YATAN İSE BU GÖRÜŞLE AMEL ETSİN DİYORUZ. Peki, nedir burada anlaşılmaz olan? Nedir burada savaş açmaya, hak ve hukuk ihlal eden, hakaret, iftira, tadlil ve hatta tekfire kadar varan (soru sahibi kardeşimi tehzih ederim) çirkin ve hiçbir dine imana sığmayan saldırılar? Bu ilmi bir meseledir. Cahiller susarsa ihtilaf biter. Biz delillerimizi yukarıda serdettik. Bu görüşün İslam tarihinde uyulan görüşün dışında, meselenin Kur'ani delillerle yeniden istidlal yoluyla ulaşılan bir sonuçtur. Bu sonucun doğru olduğuna tüm gönlümüzle inanıyoruz. Fakat buna rağmen biz bu konuda isabet etmemiş de olabiliriz. Ama bu konuda niyetimiz sahih, usulümüz sahih, üslubumuz mutedildir. Bize yönelik itirazlar bellidir. eklenecek bir şey yoktur. Esasen bu iki ayrı tarzdır. Bizler İslam'ın ashab-ı re'y damarına müntesibiz. Ashab-ı nakil olan damarı da vardır bu dinin ve bu damar hayli zengin, kalın ve baskındır. Biz bu iki damarla birlikte olmayı şeref biliriz. Fakat cahillerin ve kendini bilmezlerin (soru sahibini tenzih ederim) dilinden bizarız. SONUÇ: ALİMLERİN FARKLI GÖRÜŞLERİNE YAKLAŞIMDA EDEP VE TERBİYE ŞUDUR: HANGİSİNİN DELİLLERİ GÜÇLÜYSE ONUN GÖRÜŞÜNE UYARSINIZ. GÖRÜŞÜNE UYMADIĞINIZI SUÇLAMAK, TAHKİR , İFTİRA , TEKFİR ETMEK GİBİ BİR HADDİNİ BİLMEZLİĞE İSE SAPMAZSINIZ. İslam fıkıh tarihi birbirine zıt görüşlerin bir arada çiçek açtığı bir fikir bahçesidir. Bu bahçenin çiçeklerinden birini koklayanın diğerini ezmeye hakkı yoktur. bU BAHÇEYE GİRENLERİN AYAKLARINI BASTIĞI YERE DİKKAT ETMESİ GEREKİR. Bu bahçede yeşermişse, delili, usulü, adabı erkanı dairesinde varılmışsa, O GÖRÜŞLER BAHÇENİN ÇİÇEĞİDİR VE hepsi bir arada açar. O bizim zenginliğimizdir. Bizi ikna edene uyar, etmeyene uymayız. Mustafa İslamoğlu: |
24 Ağustos 2009, 12:45 | Mesaj No:3 |
RE: Kadının Hayızı konusunda ELEŞTİREL BİR YAKLAŞIM Mustafa İslamoğlu hoca güzel bir cevap vermiş. Ama maalesef DİN ADINA KONUŞAN ali kara Müslüman kardeşlerine değil EHLİ SÜNNET KARDEŞLERİNİ UYARMIŞ...Din adın konuşup sadece ehli sünnetçi kardeşlerine ... İslamoğlunun kuşatıcı ve İLMİ CEVABINI astığın için de sana teşekkürler Yitik Sevda! HANGİSİNİN DELİLLERİ GÜÇLÜYSE ONUN GÖRÜŞÜNE UYARSINIZ. GÖRÜŞÜNE UYMADIĞINIZI SUÇLAMAK, TAHKİR , İFTİRA , TEKFİR ETMEK GİBİ BİR HADDİNİ BİLMEZLİĞE İSE SAPMAZSINIZ. İslam fıkıh tarihi birbirine zıt görüşlerin bir arada çiçek açtığı bir fikir bahçesidir. Bu bahçenin çiçeklerinden birini koklayanın diğerini ezmeye hakkı yoktur. bU BAHÇEYE GİRENLERİN AYAKLARINI BASTIĞI YERE DİKKAT ETMESİ GEREKİR. Bu bahçede yeşermişse, delili, usulü, adabı erkanı dairesinde varılmışsa, O GÖRÜŞLER BAHÇENİN ÇİÇEĞİDİR VE hepsi bir arada açar. O bizim zenginliğimizdir. Bizi ikna edene uyar, etmeyene uymayız. Mustafa İslamoğlu: | |
24 Ağustos 2009, 14:28 | Mesaj No:4 |
RE: Kadının Hayızı konusunda ELEŞTİREL BİR YAKLAŞIM
Buyur burdan yak! Yaw Ferdi'ye neden cevap yazayım. Ben bir mesaj vereceğim zaman ADAMIN YÜZÜNE DİREK SÖYLERİM! ZANNIN BİR ÇOĞU HARAMDIR.ZANNDAN KAÇININ!!! İslamoğlu güzel cevab vermiş.Ümmetin içinde farklı bakan alimler her zaman olmuştur. Benim cevabım EHLİ SÜNNET adı altında Müslümanları kategorize eden kafalara... Ümmet SÜNNİLERDEN mi ibaret? Benim tepkim buna iken FERDİ'yi nasıl işin içine kattın anlamadım! Bakın ele alınan konunun ANA MESAJI ne ise onun etrafında dolanalım.Konuyu başka yerlere çekmeyelim.Şimdi KONU HAYIZLI KADINLARIN İBADETLERE YAKLAŞIMLARI konusunda eleştirilen bir takım kişiler iken, konuyu FERDİ Mİ DEĞİL Mİ TARTIŞMASINA mı çekelim? Çok merak ediyrsanız bana özelden meaj atın! Aleni yazarak neye dikkat çekmiş oluyorsunuz? TEKRAR SÖYLÜYORUM: Açılan konuların ANA MESAJI NE İSE ONUN ETRAFINDA DÖNÜN, KONUŞUN TARTIŞIN...Yoksa konu sapıyor! | |
24 Ağustos 2009, 16:42 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | RE: Kadının Hayızı konusunda ELEŞTİREL BİR YAKLAŞIM
sevginin bedeli cevabım ferdiye değildir yada nuryuzlum kardeşimede değildir sade yazılan makaleye ilmi bir cevaptır hedefim kişiler değildir.
|
11 Aralık 2009, 00:06 | Mesaj No:6 |
RE: Kadının Hayızı konusunda ELEŞTİREL BİR YAKLAŞIM
Allah in selami üzerinize olsun.ben yeni üyenizim.hayiz ve nifaz üzere olan kadinin oruc daki durumunu arastirirken karsima ciktiniz.5 aydir bu konuyu arastiriyorum.bakmadigim kuran tefsiri ve meali kalmadi,günlerce uykusuz kaldim.aklim ikiye bölündü.tüm tefsir ve meallerde orucun her hali anlatiliyor.Allah yeminini bozanin,emzikli kadin ve hamile kadinin,karisi üzerinden haksiz yere yemin edenin tutacagi oruca kadar bildirmis.hac ve umrede yapilmasi ve yapilmamasi gerekenler.namaz icin gereken sartlar,abdestler konusunda ki inceliklere varincaya kadar bildirmistir.tövbe hasa sadece hayiz ve nifazi mi unuttu yani????Allah herseyin en iyisini bilendir.namazin sartlari:hadesten taharet,necasetten taharet,setri avret,istikbali kible,vakit,niyet. orucun sartlari:müslüman olmak,akilli olmak,niyet etmek,bunlar Kuran in icinde yazan sartlardir.sadece bunlara bakarak bile kadinin hangi hallerde oruc tutup tutamayacagini anlayabiliriz.uykusuz gecelerimin nihayetinde vardigim sonuc:kadinlar hayiz ve nifaz hallerinde oruc tutabilir.Allah akil vermis arastirin diye.bende arastirdim,amma velakin braz gec kaldim.ama zararin neresinden dönülürse kardir demis atalarimiz.acilisi bu sekilde yaptik vesselam.birsey daha televizyonda dini bir programda kadinlarin hayiz ve nifaz hallerinde oruc tutamayacagi Kuran da hangi ayette yazdigini sordular diyanetin bir hocasina,hocada Bakara Suresi 183.ayeti söyledi,amma o Ayette öyle birsey yazmiyor.bilenler bilir ne yazdigini.Oruc Ayetleri:Bakara:183,184,185,187,196.Nisa Suresi 92.Maide Suresi 89,95.Mücadele Suresi 4.Meryem Suresi 26.Ahzap Suresi 35.Tahrim Suresi 5.
__________________ \"Gönlün derûni ve bir o kadar da ulvî misafiri,Sinsi sinsi girer kalplere de divâne eder insanı Ah, hüzün!.. \" | |
11 Aralık 2009, 00:12 | Mesaj No:7 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | RE: Kadının Hayızı konusunda ELEŞTİREL BİR YAKLAŞIM
aramıza hoşgeldiniz. buyrun [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
11 Aralık 2009, 01:32 | Mesaj No:8 |
RE: Kadının Hayızı konusunda ELEŞTİREL BİR YAKLAŞIM
Insaallah hosbuldum.Peygamber Efendimiz s.a.v Allahü Tealadan ayri hicbir seyi ne uygulamistir nede söylemistir.hersey Allah in emri dogrultusunda gerceklesmistir.simdi cevremdekileri de uyarip anlatmaya calisiyorum,amma velakin inanmak istemiyorlar.niye diye sordugum zaman ise ama su hoca böyle diyor bu hoca böyle diyor dediler.ben de Kuran a bak diyorum oku öyle gel diyorum,onuda yapmiyorlar,cünkü cogunun isine geliyor,arastirmak zor.ben ayetleri buldum yazdim alin arastirin diyorum kimi aldi bakalim ne yapacaklar. Allahu Ekber Gözlerim buğulu günah kesemde, Rahmânsın Rahîmsin Allâhu Ekber! Pişmanım ömrümü boş geçirsem de, Tevvâbsın Allahım Allâhu Ekber! Ruhum şahlanıyor cesedim yorgun, Hâlıksın Bârisin Allâhu Ekber! Beş vakit secdede Miracım her gün, Hâmidsin Allahım Allâhu Ekber! Adını anarım Azze ve Celle, Meliksin Kuddûssün Allâhu Ekber! Vuslatım düğündür gelir ecelle, Kâbidsin Allahım Allâhu Ekber! Hazırsın nazırsın her an her yerde, Semîsin Basîrsin Allâhu Ekber! Kapalı kalpgözüm günahtan perde, Habîrsin Allahım Allâhu Ekber! Aşkınla yak beni Şevval ayında, Celîlsin Kerîmsin Allâhu Ekber! Cesedim yıkansın hurma dalında, Kâdirsin Allahım Allâhu Ekber! Affedicisin Sen affı Seversin Berrusun Hâdîsin Allâhu Ekber! Hak yolunda ruhum Hakka canversin, Şekûrsun Allahım Allâhu Ekber! İstikbal pek vahim acı kulunu, Râufsun Vehhâbsın Allâhu Ekber! Nakşeyle banada Yunus yolunu, Râfisin Allahım Allâhu Ekber! Ürperir gözyaşım bekliyor sırat, Kahhârsın Kâbitsin Allâhu Ekber! Ya Allah Ya Fettâh senden mağfiret Halîmsin Allahım Allâhu Ekber! selam ve dua ile | |
11 Aralık 2009, 01:45 | Mesaj No:9 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | RE: Kadının Hayızı konusunda ELEŞTİREL BİR YAKLAŞIM
asel kardeşim hoş geldiniz... islami bir konu açıldığında,genellikle tıkandığı nokta kuran tek kaynaktır,kuran yeterlidir,kuran açıklayıcıdır vs... 1-kuran ana kaynaktır tek kaynak değildir.kaynaklar kuran içeriğine mesajına uygunsa alınır değlse red edilir. 2-islam dini iki ayak üzere durur;kuran ve sünnet kuranı sünnetsiz veya sünneti kuransız açıklıyamazsınız.Hz Peygamber sav canlı kurandır.23 yıllık nubuvet hayatı süs değil,kuranın vahy eşliğinde açılımıdır.ve Resulullah sav kendi hevasından konuşmaz,O'nun nubuveti ilgilendiren her açılımı vahy'dir. 3-islam fıkhı dediğimiz,muamelat,ibadet,hukuk gibi konuları kuranla açıklanması imkansızdır.kuran ana yasadır sünnet kuranın tefsiridir,şerhidir... 4-hayızlı,nifazlı kadının namaz kılamıyacağı alimlerce ittifakla sabittir.oruç konusunda ise çoğul görüş tutamıyacağı,azınlık bir gurup ruhsat olup istese tutabileceği görüşündeler.. Allahu alem... |
11 Aralık 2009, 01:52 | Mesaj No:10 |
RE: Kadının Hayızı konusunda ELEŞTİREL BİR YAKLAŞIM
degerli ecrin, konuyu okudum sahsen mantiksiz hicbirsey yok.gerci herkesin mantigi ayni islemiyor.o yüzden sahsen dedim. hep su soruyu soruyorum,yalin haliyle herhangi bir Ayette yaziyormu kadin hayiz ve nifaz üzere ibadet yapamaz diye??Ayetin asli bu,yorumu bu gibi degil.mesela oruc kisminda hasta,misafir,yolcu,emzikli,gebe ler tutma mecburiyeti yoktur diyor.mecburiyeti diyor,tutamaz demiyor.hasta kismi ise insan kendini bilir dayanip dayanamayacagini,tutar veya tutmaz,kendisi bilir.hastaligin derecesine göre degisir.zaten su hasta kismini her hoca kendine göre yorumlamis.her ayeti yorumladiklari gibi.simdi bir örnek verecegim olmayacak.neyse. Nice bilginler vardır ki gerçek bilgiden, hakiki irfandan nasipsizdirler. Bu ilim sahipleri, bilgi hafızıdır, bilgi sevgilisi değil. | |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Sigara Konusunda Son Söz/medineweb | FECR | İlmihal Bölümü | 7 | 25 Kasım 2018 15:06 |
Hac Konusunda Testler | Medine-web | Diyanet Hacc Görevlileri Sınavı | 0 | 20 Aralık 2013 08:11 |
ZEKAT konusunda test | Medine-web | Seviye Belirleme Sınavı-(MBSTS) | 0 | 20 Aralık 2013 08:10 |
NAMAZ konusunda testler | Medine-web | Seviye Belirleme Sınavı-(MBSTS) | 1 | 20 Aralık 2013 08:09 |
Avret Konusunda Muhtelif Konular | Belgin | Namaz-Abdest-Teyemmüm | 0 | 19 Mart 2009 16:54 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|