Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.KADIN AİLE ÇOCUK.::. > Kadın-Aile-Çocuk > Evlilik-Nikah Konuları

Konu Kimliği: Konu Sahibi enderhafızım,Açılış Tarihi:  09 Şubat 2013 (21:43), Konuya Son Cevap : 09 Şubat 2013 (21:43). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme: Değerlendirme: Toplam 1 oy almıştır,  ortalama Değerlendirmesi 5,00 puandır.
Alt 09 Şubat 2013, 21:43   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
enderhafızım - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:enderhafızım isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5879
Üyelik T.: 28 Aralık 2008
Arkadaşları:32
Cinsiyet:Bay
Memleket:İst
Yaş:39
Mesaj: 3.185
Konular: 1383
Beğenildi:174
Beğendi:17
Takdirleri:216
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
evtx Rahmet Evi...

Rahmet Evi...

Rahmet Evi


İçlerinde oturduğumuz, ailemizle beraber yaşadığımız evlerin, biz müslümanlar için birer rahmet evi olması gerekmektedir. Eskiden beri söylenen “Yuvayı dişi kuş yapar!” ifadesi, müslümanlar için de doğru sayılabilecek bir ifadedir. Müslüman er*kekler, yuvanın yapılması, şekle ve şemale sokulması, dü*zenlenmesi ve ihtiyaçlarının karşılanması hususunda, kadınlar için sadece bir yardımcı durumundadırlar. Müslü*man ailelerin yaşadıkları ve ömürlerinin büyük bir kısmını geçirdikleri evler, genel olarak kadınların idaresine, kadınların insiyatifine bırakılmıştır. Dolayısıyla evlerimizin birer rahmet evi durumuna gelmesi ve getirilmesi, öncelikle kadınlarımızın önemsemesi ve dikkate alması gereken bir husustur.

“Kendi insiyatiflerinde olan evleri”, birer rahmet evi durumuna getirmekle mükellef olan kadınlarımız, belki de bakışlannı sağa sola çevirerek, “Nasıl bir ev, nasıl bir rahmet evi” diyeceklerdir. Bu kadınlarımıza örnek bir ev göstermek için, Efendimiz (s.a.v.)'in hanımları olan annelerimizin yaşadığı küçücük odaları gösterip “İşte tamı tamına böyle!” demiyeceğiz. Muhtelif hadis-i şerifler*de geniş evlerin de tavsiye edildiğini dikkate alarak evlerin şeklinden ziyade, özellikleri ve keyfiyeti üzerinde duraca*ğız. Çünkü önemli olan, müslümanların yaşadıklan evlerin küçüklüğü veya büyüklüğü değil, bu evlerin keyfiyeti ve yüklendikleri misyondur. Dolayısıyla “Evlerimizin keyfiyeti ve yükleneceği misyon ne olmalıdır?” sorusunu sormaları gereken ve bu soruyu soran tüm kadınlarımıza, Kabe-i Muazzama'dan örnek vermek istiyoruz.

İşte Kabe-i Muazzama, işte Beytullah, işte Allah'ın evi!..

Lütfen bakışlarınızı Ka'beye çevirin, bakın Ka'beye, bakın bu kutlu beyte!..

Ve okuyun ve anlamaya çalışın ve anlayın Ka'benin misyonunu!.

Ka'benin kutlu misyonu ne ise, bu kutlu misyonu kendi evlerinizde de gerçekleştirmeye çalışın. Çünkü Kabe-i Muazzama hem İslam'ın mescidlerine ve hem de müslümanların evlerine önemli mesajlar vermektedir.

Şeklen ve şemalen kendisine benzemeseler de, müslümanların yaşadığı bütün evlere bazı misyonlar vermekte ve bu misyonlar konusunda örnek olmaktadır. Zamandan ve mekandan münezzeh olan Allah (c.c), kendi Zatı'na temsilen nisbet edilen evin nasıl olmasını dilemiş ve bu kutlu beyte hangi misyonu yüklemiş ise, yaşadıklan evlere şeytan aleyhillaneyi değil, Allah (c.c.)'ı konuk etmek isteyen kadınlanmızın da bu misyonu dikkate almaları ve Beytullah'ın bazı misyonlarını, kendi evlerinde de gerçekleştirmeleri gerekir.


İşte kendi evlerimizde de gerçekleştirebileceğimiz bu kutlu misyonlardan bazıları şunlardır.


1- Temiz, Tertemiz Bir Ev


Kabe-i muazzama'nın şekli veya zahiri diyebileceği*miz ilk görünür özelliği temizliği ve müslümanlar tarafın*dan temiz tutulmasıdır.

“Hani evi (Ka'beyi) insanlar için bir toplanma ve güven*lik, yeri laldık. İbrahim 'in makamını namaz yeri edinin, İb*rahim ve İsmail'e de, Evimi tavaf edenler, itikafa çekilenler ve rüku ve secde edenler için temizleyin diye ahid verdik.” [62]

“Hani biz İbrahim'e Ev'in (Ka'be'nin) yerini belirtip ha*zırladığımız zaman (söyle emretmiştik) Bana hiç bir şeyi or*tak koşma, tavaf edenler, kıyam edenler, rükua ve sucuda varanlar için evimi tertemiz tut.” [63]

Müslümanların yaşadıkları evlerin de bu temizlik vas*fına sahip olması, özellikle kadınlarımız tarafından temiz, tertemiz bir ev durumuna getirilmesi gerekmektedir.


2- Güven Ve Huzur Duyulacak Bir Mekan


Müslümanların insiyatif indeki Kabe-i Muazzama, müslümanlar için nasıl ki güven ve huzur duyulan bir yer ise, müslümanların yaşadıkları evler'de, müslümanlar için bir huzur ve güven mekanı olmalıdır. Nitekim aşağıdaki ayet-i kerime'de, müslümanların yaşadıkları evlerle ilgili olarak bu vasıf zikredilmektedir.,

“Allah, size evlerinizden (içinde) güvenlik ve huzur bulacağınız yerler aldı.” [64]

Müslümanların yaşadıkları evlerin, genel bir düzlemde huzur ve güvenlik mekanı olabilmesi, hiç şüphesiz ki bu evlerin bulunduğu beldelerle ve bu beldelerdeki hakim oto*ritelerle de ilgili bir meseledir. Nitekim Hz. İbrahim (a.s.) duasında “Rabbim, bu şehri bir güvenlik yeri kıl ve halkından Allah'a ve ahiret gününe inananları ürünlerle rızıldandır diyerek”, Kabe'nin güvenliği ile Kabe'nin bulunduğu şehrin güvenliğini birlikte ele alması, meselenin toplumsai boyutuna da işaret etmektedir. Netice olarak bu toplumsal boyutu dikkate almakla ve meselenin bu boyutunda müca*dele etmekle beraber, evlerimiz üzerindeki şu an ki tasar*ruflarımız ile, evlerimizi sınırlı bir çerçevede de olsa birer huzur ve güvenlik mekanı durumuna getirebilmeliyiz.

Herhangi bir evin, o evde yaşayan insanlara huzur vermesi, evde yaşayan insanların birbirlerine olan davranışlarıyla ilgili olduğu gibi, evin sadeliği ve temizliği ile de ilgili bir hadisedir. Geçmiş tarihimizdeki birçok müslüman aile, bir göz odada rahat ve huzur içersinde ömürierini ge*çirmelerine karşılık, üç oda bir salon gibi geniş evlerde ya*şayan günümüzdeki birçok aile, geçmiş ailelerin yaşadıklan rahat ve huzurdan oldukça uzaktırlar. Çünkü günümüzdeki cahili ihtiyaç ve tüketim kültürünün etkisinde kalarak otur*mak için koltuk takımına, yemek için yemek odası takımı*na, yatmak için yatak odası takımına sahip olmayı birer farz telakki eden ve bütün bunlarla beraber evlerini gerek*siz birçok eşya ile dolduran bu kimseler, kendilerini bu gibi eşyaların esiri durumuna getirmişlerdir.

Mekke dönemindeki müşrik kadınlar, evlerinin en mümtaz köşesini ağaç oyma putlarla dolduruyorlar ve her-gün saygı ile bu putların tozlarını siliyorlardı!

Peki, evlerinin en güzel ve en geniş olan odasını koltuk ta*kımı, vitrin, yemek takımı gibi şeylerle doldurularak ev hal*kının kullanımına kapatan ve faydalarından çok zararları olan bu eşyaları hergün büyük bir Özenle, silen günümüz*deki bazı kadınlar, evlerinin bir bölümünü puthane yapan ve buradaki ağaç oyma putların hergün tozunu alan cahiliye dönemi kadınlarına hiç benzemiyor mu?

Bir ev için zaruri olan ihtiyaçlara elbetteki bir şey de*miyoruz. Buzdolabı, fırın, çamaşır makinası gibi eşyalar, güç nisbetince alınabilecek olan eşyalardır. Fakat kullanım*dan ziyade teşhir için alman eşyalara ne demeli?

Niye almıyor bunlar ve neden teşhir ediliyor ki?

Hayırlarda yarışmakla mükellef olan müslüman ha*nımlarımız, hayırları bırakıp, bu gibi fuzuli eşyalara sahip olmak için mi birbirleriyle yarışacaklar?

Kocalarını hayırlara davet edecekleri yerde, “Fatma hanımlar kristal vazo almış. Biz ne zaman alacağız!.” diyerek dırdır mı edecekler?

Günümüzdeki böylesi Fatma hanımları bırakıp, Hz. Fatıma validemizi örnek almaları gerekmez mi?

Hem kristal vazo da ne olacak?

Evin içini kristal bardak, kristal vazo gibi eşyalarla doldurmak, evin içini musibetlerle doldurmak değil midir? Bu gibi eşyalann kırılmaması, zarara uğramaması için ev*lerinin içinde rahat hareket edemeyen, çocuklarını bu ko*nularda ikaz etmekten, İslami meselelerde ikaz etmeye fır*sat bulamayan bu şaşkınlara mı özeneceğiz?

“Şuraya dokunma, buna elleme, oraya girme!” buy*ruklarının hükümferman olduğu evler, değil bizlerin, dün*yaya en iyimser gözle bakan çocuklarımızın bile huzur du*yacağı evler değildir.

Oysa bizler, evlerimizde rahat etmek, huzur ve güven duymak is*teyen müslümarılarız. Müslümanlara huzur ve güven vere*cek olan evier ise ev halkının tutumlarıyla birlikte sadeliği ve temizliği esas alan evlerdir.


3- Birer İbadet Yeri


Kabe'nin ve Kabe'yi örnek alan müslüman evlerinin temizliğine önem veren İlahi vahiy, bunun öncelikli gerekçesini şöyle beyan etmektedir.

“Hani Biz İbrahim'e Ev'in (Ka'be'nin) yerini belirtip ha*zırladığımız zaman (şöyte emretmiştik) Bana hiç bir şeyi or*tak koşma, tavaf edenler, kıyam edenler, rükua ve sucuda va*ranlar için evimi tertemiz tut.” [65]

Müslümanların evleri, müslümanlar için Allah'a ibadet etmeleri gereken ve Allah'a ibadet ettikleri temiz, tertemiz mekanlardır. Özellik*le küfri kanunların yürürlükte olduğu cahili toplumlarda, müslümanların içinde yaşadıkları evler, bu müslümanlar için bir mescid, bir ibadet mekanıdır. Nitekim Hz. Musa (a.s.)'a yapacakları evlerle ilgili beyan edilen İlahi buyrukta, müslümanların evlerine bu misyon yüklenmektedir.

“Musa ve kardeşine (şöyle) vahyettikle Mısır'da kavminiz için evler hazırlayın, evlerinizi namaz hhnan (ve kıbleye dö*nük) yerler yapın ve namazı dosdoğru kıhn. Mü'minkri de müjdele.” [66]

Müslümanlann insiyatifindeki Kabe, müslümanlar için açık bir örnek olurken, müşriklerin insiyatifindeki Kabe'de müşriklerin yaptıkları ise birer ibret niteliğindedir. Kur'an-ı Kerim, müşriklerin ve kafirlerin Kabe-i Muazzama önünde*ki bu cahili durumlarını şu şekilde beyan ediyor.

“Onların, Beyt(-i Şerif) önündeki duaları, ıslık çalmak*tan ve el çırpmaktan başkası değildir. Artık küfretmekte olduklarınız dolayısıyla tadın azabı.” [67]

Kabe-i Muazzama ile ilgili olarak bu iki ayn durumu dikkate aldıktan sonra, müslümanların hangi durumdan sakınıp, hangi durumu örnek alacaklan bellidir. Bu açık ör*neklere rağmen Allah'a kulluk edilmesi gereken evlerini, alkışlarla, ıslıklarla şarkı söylenen, göbek atılan, birer pavyon, birer gece kulübü duru*muna getiren kimseler ile yukarıdaki ayet-i kerimede zikre*dilen müşrikler arasında ne yazık ki önemli bir fark yok*tur.


4- Bir Hidayet Mekanı


Efendimiz {s.a.v.)'e nisbet edilen bir zaman gelecek insanlar mü'min olarak geceleyip, kafir olarak sabahlaya*caklar d ut buyruğunu uzun zaman anlayamamıştık. Kendi kendimize “Müslüman bir ailenin fertleri, birbirlerini küfre, birbirlerini şirke davet ermeyeceklerine göre bu nasıl ola*cak, insanlar uykularında mı, rüyalarında mı kafir olacak*lar?” diye düşünmüştük!.

Ve anlayamamış, anlayamamıştık bu Nebevi buyruğun hikmetini!.

Ancak, yabancıların girmemesi için evlerine kapı yaptırmala*rına rağmen televizyon vasıtasıyla binlerce yabancıyı evle*rinin baş köşesine oturtan, küfrün ve fuhşiyatın yüzlerce örneğini sergileyen iğrenç filmlere gözlerini ve gönüllerini açan ve yukarıda belirttiğimiz gibi evlerini bir pavyon, bir gece kulübü durumuna getiren kimseleri gördüğümüz za*man, önceleri anlıyamadığımız hadis-i şerifin manası açılı verdi gözlerimizin önüne!.

Sık sık Euzübillahimineşeytaniracim diyerek şeytan*dan ve şeytan aleyhillanenin renksiz ve görüntüsüz vesvesesinden Allah'a sığınan bu şaşkınlar, baş köşeye koyduk*ları televizyonlar ve seyrettikleri küfri programlar ile şeytan ve dostlannın renkli ve görüntülü vesvesesine gözlerini, ku*laklarını açıyorlardı!. Bu gibi şaşkın müslümanların yaşadı*ğı böylesi evler, ne yazık ki apaçık birer küfür mekanı du*rumuna gelmişti. Nitekim böyiesi evlerde geçirilecek geceler, müslümanların imanını tehlikeye sokacak, müsîü-manlan küfre götürebilecek gecelerdi!.

Oysa şeytan ve dostlanndan Allah'a sığınması gere*ken müslümanların yaşadıkları evler, birer küfür değil, bi*rer hidayet mekanı oimahdır. Nitekim aşağıdaki ayet-i keri*me, Kabe-i Muazzama'nın bu vasfını şöyle zikretmektedir.

“Gerçek su ki, insanlar için ilk kurulan Ev, Bekke (Mek*ke) de, o, kutlu ve bütün insanlar (alemler) için hidayet olan Ka'be)dir.” [68]

Bir hidayet istikameti, bir hidayet, kıblesi olan Kabe-i Şerifi örnek almak, evlerimize aynı rahmetli istikameti vermemizle ve bu rah*metli istikameti yaşamamızla mümkündür.


5- Kıyam Yeri


Kabe-i Muazzama'nın misyonuyla ilgili olarak yukarı*da zikrettiğimiz bir ayet-i kerimede şöyle buyuruluyordu. “Hani Biz İbrahim'e Ev'in (Ka'be'nin) yerini belirtip hazırladığımız zaman (şöyle emretmiştik) Bana hiç bir şeyi or*tak koşma, tavaf edenler, byam edenler, rükua ve sucuda varanlar için evimi tertemiz tut.” [69]

Bu ayet-i kerimedeki kıyamı, sadece Allah'ın huzurunda kıyama durmak şeklinde anlamamamız gerekir. Nitekim böylesi bir kısır anlayışa sahip olanlar, Allah'ın huzurunda kıyama durarak namaz*larını kılmakta fakat sokağa çıktıkları zaman karşılaştıkları birçok münker karşısında boyunları bükük bir tavır sergile*mektedirler. Oysa müslümanların kıyamı, bütün bir yaşan*tılarını kuşatan bir kıyamdır. Allah'ın huzurunda kulluk onuru ve kulluk izzetiyle kıyama durdukları gibi, bütün münkerler karşısında da aynı onur ve izzetle kıyama kalk*maları, kıyama durmaları gerekmektedir. Çünkü tüm müslümanlar, toplumsal içeriği olan böylesi bir kıyam ile de mükelleftirler. Nitekim Kabe-i Muazzama'nın müslümanlar için en önemli vasıflarından birisi de, dünya müslümanlar için bir kıyam, şeytan ve dostlarına karşı bir ayaklanma yeri oluşudur.

“Allah, Beyt-i Haram (olan) Ka'beyi insanlar için bir ayaklanma (hyam evi) kıldı; Haram ay'ı, kurbanı ve boyunlardaki gerdanlıkları da. Bu, Allah'ın göklerde ve yerde ne varsa tümünü bildiğini ve Allah'ın gerçekten her şeyi bilen ol*duğunu sizin bilmeniz içindir.” [70]

Kabe-i Muazzama'nın bu misyonu, hiç şüphesiz ki evlerimize taşımamız gereken çok önemli misyonlardan birisidir. Kıyam etmekle mükellef olan müslümanların, bu kı*yama öncelikle evlerinden başlamaları ve öncelikle evlerin*den kıyam etmeleri gerekmektedir.

Cahiliye toplumlarında yaşayan müslümanlar için, bu müslümanların yaşadıkları evler birer kıyam merkezi durumundadır. Genel kıyamın kalkış merkezi Kabe-i Muazzama olduğu gibi, ferdi kıyamın kalkış merkezi de, bu müslü*manların yaşadıkları ve İslam'a göre şekillendirdikleri, İslami vasıflarla bezendirdikleri evleri olacaktır. Evet, müslümanların yaşadıkları evlerin misyonuyla ilgili olarak Kabe-i Muazzama'dan kısaca beş örnek verdik. Şimdi düşünün, düşünün ey bacılar!.

Oturduğunuz, yemek yediğiniz, yattığınız, kalktığınız evlerinizde, Kabe-i Muazzama ile ilgili olarak sadece beş tanesini zikrettiğimiz bu misyonlan gerçekleştirdiğiniz za*man, evleriniz birer rahmet evi olmayacak mı? Ve sizler, rahmet evinin, rahmet dolu sakinleri olmayacak mısı*nız?

Lütfen cevap veriniz!. Herkesin duyacağı, herkesin anlayacağı açıklıkta bir cevap veriniz.

İstenmeyecek veya istemediğiniz bir şey mi bu?

[62] Bakara: 2/125.
[63] Hac: 22/26.
[64] Nahl: 16/80.
[65] Hac: 22/26.
[66] Yunus: 10/87.
[67] Enfal: 8/35.
[68] Al-i İmran: 3/96.
[69] Hac: 22/26.
[70] Maide: 5/97.




Mehmet Alagaş
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi enderhafızım 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
En Pratik Sağlık Bilgileri Pratik / Faydalı Bilgiler enderhafızım 0 169 14 Ekim 2023 13:10
Kur'an Güzel Konuşun Diyor, Konuşuyor... Serbest Kürsü su damlası 3 2552 24 Kasım 2016 14:16
Geeflow - Diriliş (15 Temmuz Darbe Rap Şarkısı) İlahiler/Ezgiler enderhafızım 0 2081 23 Kasım 2016 12:06
Otuz Kuş & Dursun Ali Erzincanlı (Şehit Ömer... İlahiler/Ezgiler Esma_Nur 1 2809 23 Kasım 2016 11:44
15 Temmuz Demokrasi Marşı (İndir) İlahiler/Ezgiler enderhafızım 0 2398 23 Kasım 2016 11:10

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Rahmet Eczanesi TufeyL Muhtelif Konular 7 27 Temmuz 2022 21:34
Kur'an'da neler rahmet'tir Yitiksevda Kur'ân-ı Kerim Genel 3 27 Temmuz 2022 21:27
RAHMET ŞİİRİ AŞK'ÜL İSLAM Hz.Muhammed(s.a.v) 2 01 Ağustos 2014 05:55
rahmet meleklerinin girmedigi 23 ev aslıı Hadis-i Şerif 3 30 Temmuz 2014 17:23
Rahmet Ayı Ramazan.. enderhafızım İlahiler/Ezgiler 0 23 Temmuz 2013 01:54

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.