|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Medine-web,Açılış Tarihi: 15 Mart 2009 (22:09), Konuya Son Cevap : 21 Mart 2009 (01:03). Konuya 38 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
18 Mart 2009, 10:08 | Mesaj No:21 |
Durumu: Medine No : 5710 Üyelik T.:
18 Aralık 2008 | RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
Abdulbaki, elif lam ra, ya sin gibi ayetlerin anlamsız olduklarını yada anlamalarının kıyamete kadar bilinemeyeceğini söylemek kuranda işe yaramayan ayetlerinde var olduğunu söylemek demektir. Kitapta gereksiz bir şey bulunmadığına göre bu ayetlerin anlamları ihtiyaç duyulduğu zaman öğrenilecektir diye düşünüyorum. Ben buhari yalan söylüyor demiyorum. Suç ile hataları bir birine karıştırmamak gerekir. Hatalar farkında olmadan yapılır, suçlar planlıdır. Yalan söylemek bir hata değil suçtur. Buharinin kitabında uydurma hadisler suçtan değil hatadan doğmuştur. Bir çok alim sadece akıl bir işe yaramaz der, ancak ben tüm insanlar için geçerli olabilecek bir referans kabul etmem gerektiğini düşünüyorum, bu referans ta akıldır. İkinci dereceden his refrans kabul edilebilir diyebiliriz. aklı ilk sıraya koymam herkes için geçerliliğinin oluşundandır. Ledun ilmi çok abartılıyor. Kurandaki Musa a.s nin hikayesi bize herkesin böyle bir durum ile karşılaşacağı düşüncesini vermemeli. Dikkat ederseniz bir çok bozuk kişilik kendini Allah dostu olarak tanıtıp ledun ilmi sahibiyim der. Ledun ilmi benim için pratikte pek bir anlam ifade etmiyor. Çünkü sadece allah dostu olan çok küçük bir grup için geçerli bir ilimdir, herkes için geçerliliği yoktur. |
18 Mart 2009, 10:09 | Mesaj No:22 |
Durumu: Medine No : 5710 Üyelik T.:
18 Aralık 2008 | RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
İmamı_hüseyin eyvallah hocam; Sorduğunuz soru şuan için beni aşan bir soru. Bilmediğim bir konuda yanlış bir şey söylemek istemem. Bilmiyorum |
18 Mart 2009, 10:21 | Mesaj No:23 |
Durumu: Medine No : 5710 Üyelik T.:
18 Aralık 2008 | RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
sağolasın Abdulmelik hocam; 1-sadece aklı referans alan,sadece nakli referens alan,ikisini harmanlayıp doğruları referans almaya çalışmak diye üç yol varsa,sizce hangisi sağlıklı? Cevap: Bence akıl bir ayet gibi değerlendirilmeli, akıl ile nakil uyum içinde olmak zorunda, her ikiside referans olarak kullanılmalıdır, ancak çeliştikleri noktada olay başka akıllarca sorgulanmalı, eğer bir çok akılın sorgulaması ile çelişki giderilemiyorsa nakil irdelenmelidir. Nakilde bir sorun var demektir. 2-vahiy,rüya,mucize,ilham akılla bilinirmi?bilinmez dersek aklımızı inkar ederiz,bilinir dersek vahiy,rüya,mucize,ilham inkar etmek gibi bir manzara oluşursa ne yapacağız ? Cevap: Vahiy, rüya gibi kavramların izahı duyusal dünya şartlarında kolay kolay yapılamasada akıl ile sorgulanabilirler. Bu durum sadece inananlar için geçerli değildir, Örneğin David Hume bir agnostik düşüncecisi olduğu halde mucize kavramı için olabilir der. Olabilme olasılığı düşük olsa bile olabilme durumu söz konusudur der. Bir inançsız bile olabilir diyorsa, inanan biri haylı hayli olabilir der.Ancak bu kavramların bilinilirlikleri kendiliklerinden ziyade sorgulanma şekillerinden çıkar diye düşünüyorum. 3-kainatta inançsız bir bireye rastlanmamıştır,ama ineğe ama ilahlara ama Allah'a....felsefe/mantık bir inanç boşluğunu doldurmaya çalışmak veya bir inanç cimnastiğimi yoksa? Cevap: Huzur bulma çabasıdır. İnsan mutlu olmak ister, mutlu olabilmesi için sırtını dayayacağı ve zor günlerinde sığınabileceği bir şey arar, sırtını bir taşada dayayabilir, bir ineğede, bir felsefi düşünceyede. Hepsinde amaç kendi kendini mutlu etmeye çalışmaktır. 4-bir müslüman ne kadar filozof olabilir veya bir filozof ne kadar müslüman olur çorbalı soruyu sormuyacağım...şöyle diyeyim müslümanın inancını perçinlemesi adına felsefeye ihtiyacı var mı ? Cevap: felsefe kimi şahıslar için kimi noktalarda ancak gerekli görülebilir. örneğin psikoloji ve sosyolojı bir zorunluluktur, bir Müslüman bunları az çok bilmek zorundadır, hatta dinin emirleri kadar önemsemelidir sosyolojıyi. Ancak felsefe herkes tarafında bilinmesede olur, fakat ben bilinmesi taraftarıyım. felsefe ya tam inançlı yapar yada tam inançsız 5-Hz ibrahim a.s'ın nemrut zülmü gereği mağaraya mahkumiyeti bittikten sonra,güneşe,yıldıza,aya ;"bu benim rabbim" arayışı bir felsefik arayışmıydı? Cevap: Felsefe tarihinde önce tabiat felsefesi işlenir, tabiat nedir sorusuna cevap aranmıştır. Sonra Sokrates ile insan nedir denmiştir. Sonra platon maddenin ötesine geçip idealar kuramını ortaya atmıştır. Sonra Aristo bilim yöntemi oluşturmuştur. bu gelişim insanın düşünce adımlarını özetler Eğer bu adımların herkesin düşünce dünyası için aynı sıralamada olduğunu kabul edersek İbrahim. a.s nin önce tabiatı çözmeye çalıştığı sonra düşüncelere yöneldiğini söyleyebiliriz. Önce duyusal değerlere yönelmiş ancak devamında düşünsel derinlik ağır basmıştır. 6-mantıkta:"insan iki ayaklı hayvandır"prensibini işleyen mantık hocasına ;"hocam iki ayaklı hayvandır"diyen bir öğrenci dayağı hakkeder mi? Cevap:İnsan konuşan hayvandır, insan yürüyen hayvandır, politik hayvandır, sosyal hayvandır gibi düşünüş şekilleri batı kaynaklı ve maddi düşünceden kalmadır. Doğu düşüncesi genelde insanı bu şekilde değerlendirmez. Doğu düşüncesine göre insan irfan ile ilişkilendirilir. Öğretmenine hayvan diyen dayağı hak edermi?, valla günümüzde öğrenciler öğretmenleri dövüyor 7-darwinin insan evlatlığını red ederek,ormandaki kuyruklu maymuna baba deme arayışı bir filozof ve felsefe eseridir..felsefe insanları kuyruklu maymunun evladı yapma/taşa/puta/ağaca/kadına/dişiye/ota/böceğe taptırma gibi hünerleri varmıdır ? Cevap:Darwin bir biyologdur, filozof denince benim aklıma hiç darwin gelmemiştir. Kant, Hegel, Kierkkigard, Hume yada Farabi, İbni rüşd, Sühreverdi,cahız, nazzam, Muhyittin Arabi, şeraiti, cemil Meriç gibi kişiler gelir. Felsefe antik yunan materyalist düşüncesi ile değerlendirilirse haliyle materyalizm doğar İkincisi darwin sadece maymuna baba deme arayışında değildir, aynı zamanda anne deme arayışıda vardır. Siz bayanlara kuyruğu yakıştıramadığınız için sadece baba kelimesini yeterli gördünüz sanırım. darwinde annelerde kuyrukludur 8-bir kapta 10 zeytin varsa,çürüklerini ayıklarmısın yoksa kabı çöpe mi atarsın ? Cevap: Çürüklerinin yenebilecek tarafınıda yerim bazen. Eğer küflenme varsa, küfün diğerlerinide etkileme durumu olduğu için çöpe atarım ama küflenme yoksa sadece çürükleri bazen atarım, fakat ekmek israfım çoktur. 9-bu bölgenin insanı olarak,bize hakim olan,bilinçsiz kulaktan duyma,geleneklerle perçinleşmiş bir islam anlayışı vardır diyorum...sence doğrumudur ?doğru ise bu bölge hurefelerin yuvası..yalan ise bizden neden seyyit kutup'lar,şeriatiler kıtlığı var? Cevap:İçinde bulunduğumuz bölgede büyük bilginler çıkmıştır. Ancak genel anlamda bölgemizin ilimden yoksun oluşu, Şahısların kişisel olarak tarihi durgunluk içinde geçirmiş olmasındandır. Yani şehir kültürü ve kütüphane düşüncesi bizde hiç oluşmadı, dolayısıyla düşüncelerde gelişmedi. Bir toplumda mutlaka değişim olur, olumlu değişim olamiyorsa olumsuz değişim oluverir. 10-seni seviyorum Canım Cevap: Can kavramı genelde yürek anlamında kullanılır. Yüreğin en büyük özelliği sıcak oluşu ve istemsiz olarak sürekli canlı oluşudur, dolayısıyla bende sizi seviyorum canım dostum.) |
19 Mart 2009, 13:50 | Mesaj No:24 |
Durumu: Medine No : 38 Üyelik T.:
30Haziran 2007 | RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
Aziz ve Muhterem Kardeşim, öncelikle haftanın konukluğuna hoş geldin, Konukları severiz, konukluğunuzu da sevdik. Oldukça aktif bir felsefik yaşantınız var maşallah,hele de bunları İSLAMİ potada karşılaştırma tarzına hayranım , tebrik ederim , hedeflerine ulaşacağına (30 yaş ) da bu gidişle epey inanır oldum ; Şimdi sana çay eşliğinde sorularımı sıralayacağım : 1_İçinde bulunduğun veya bulunacağın(ız) faaliyetler, projeler hakkında bir tanıtım sunabilirsen çok seviniriz... 2_Mücadele ne demek diye sormak istiyorum.. bu özel bi soru...size özel bir soru algının dünyasında ki karşılığını merak ediyorum 3_Ayrıca ''En büyük ego bile tatmin edilmek ister." sözü algılarınızda nasıl bir karşılık buluyor...? 4_Ahde vefa dersem ne dersin ? 5_Şu anda toplumda Yaşanan karanlık süreçlerde kişisel olarak ödenen bedelleri bir kenara bırakırsak toplumsal olarak ödenen en büyük bedel sizce neydi? |
19 Mart 2009, 13:51 | Mesaj No:25 |
Durumu: Medine No : 38 Üyelik T.:
30Haziran 2007 | RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
6_Kürt sorununu İSLAM KARDEŞLİĞİ çözer mi ? Çözerse Nasıl ? 7_28 şubat süreci yaşanmamış olsaydı, Türkiye müslümanları şu anki durumlarından daha mı farklı olurdu? 8_Yarın ruz-i mahşerde dillerimiz susup uzuvlarımız konuştuğunda; şahitlik yaptığında, acaba kulaklarımız Gazze'den yükselen çığlık ve feryadları işittiğini dile getirdiğinde, ellerimiz ve ayaklarımız da, "duydu mu ama, ne eliyle ne ayağıyla bir şey yapmadı" dediğinde halimiz ne olacak ?.... 9_Batan gemiyi ilk önce farelerin terkedeceği olgusuna rağmen, ülkemizdeki kendilerince batan gemi konumundaki islami harekette kaptanlar kimler idi ki gemiyi farelerden önce terkettiler? 10_Düşünce yapınızın oluşumda sizi etkileyen tarihi kişilikler,dünya ve ahiret hayatınızdaki yüryüşünüzde,müslüman duruşunuza katkıda bulunan İslam büyükleri kimlerdir?, |
19 Mart 2009, 13:53 | Mesaj No:26 |
Durumu: Medine No : 38 Üyelik T.:
30Haziran 2007 | RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
Çok sevgili Algılı bilge kardeşim Ariflerimizden Ahmed Kuddusi hazretlerinin güzel bir beyiti ile son vereyim sorularıma : "Kapanırsa bir kapı, ne kapılar açar Mevlâ, Tevekkül et yeme kaygı, işini hoş yapar Mevlâ"... Allaha emanet olunuz... Sevgiyle... Hamiş : forumda sorun var sanırım soruların tamamını tek seferde yazıp yollayınca kabul etmedi maalesef, ben de bu yöntemi uyguladım , katlanıver artık Haydi kolay gelek... |
19 Mart 2009, 22:54 | Mesaj No:27 |
Durumu: Medine No : 5710 Üyelik T.:
18 Aralık 2008 | RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
Teşekürler sırdaş, bi destek çıkıver sende, öyle kenarda durup açıma felsefesini benimseme |
19 Mart 2009, 22:59 | Mesaj No:28 |
Durumu: Medine No : 5710 Üyelik T.:
18 Aralık 2008 | RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
Eyvallah yağmur, hakkımdaki moral verici düşüncelerin için sağol. Mesaj uzunluğunda sorun yaşandığı için soruları ayrı ayrı mesajlar olarak atayım 1_İçinde bulunduğun veya bulunacağın(ız) faaliyetler, projeler hakkında bir tanıtım sunabilirsen çok seviniriz... Cevap: Ben biraz asosyal biriyimdir, grup ilişkilerinden uzağım, daha ziyade bireyci bir yol izlerim. Bireysel olarak hep bir spor salonu açma hayalim olmuştu, ancak bir türlü yapamadım, gençlik spor müdürlüğü kabul etmedi ve bizde zaman içinde bu konuda gerileyip köreldik. İkincisi sosyal bilimlerden yüksek lisans yapmayı istemişimdir, henüz bir yere başvurmadım ama hala düşünüyorum. Bunun dışında grup içinde olmayı zorunlu kılacak bir işe girmem. |
19 Mart 2009, 23:00 | Mesaj No:29 |
Durumu: Medine No : 5710 Üyelik T.:
18 Aralık 2008 | RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
2_Mücadele ne demek diye sormak istiyorum.. bu özel bi soru...size özel bir soru algının dünyasında ki karşılığını merak ediyorum. Cevap: Mücadele karşıtlığın fark edilmesi ile başlar. İki eski dost bile bir zaman anında düşüncelerinin birbirlerine karşıt olduklarını fark ettiklerinde mücadele içine girme zorunluluğu his ederler. Mücadele iki şekilde olabilir. Ya muhatabını ikna yollu değiştirip kendi yanına çekmek ya da rakibini yere serip onun varlığını silmek. Eğer mücadele ettiğiniz şahıs sizin varlığınız, düşünceniz ya da inancınız için tehlike arz ediyorsa yok etme yolunu seçersiniz, tehlike arz etmiyorsa ikna yoluna başvurursunuz |
19 Mart 2009, 23:00 | Mesaj No:30 |
Durumu: Medine No : 5710 Üyelik T.:
18 Aralık 2008 | RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
3_Ayrıca ''En büyük ego bile tatmin edilmek ister." sözü algılarınızda nasıl bir karşılık buluyor...? Cevap: Her kendine inanan takdir edilmek ister. Çünkü takdir edilmek bir şeyler başardığını yada doğru yolda olduğunu yada yalnız olmadığını düşünmeye sebep olur. Ancak kendine inanan bir şahıs takdir edilmezse yıkılmaz sadece küçük çaplı bir yalnızlık duygusu yaşar, bu olayın makul olan yüzüdür. İkinci pencerede resim daha farklı görünür, kişi özgüven sahibi değildir, ne kendine ne inançlarına nede düşüncelerine güveni vardır. Böyle bir durumda şahıs mutlaka baskın olma yolunu seçer. Kendine güveni olmadığından kendinin dışındaki yardımcı malzemeleri(örneğin koltuk) kullanarak varlığını hissettirmeye çalışır. Bu durum düşüncesiz yönetici ve zenginlerde sıkça görülür. 4_Ahde vefa dersem ne dersin ? Cevap:Borçlar hukuku derim. |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Haftanın Konuğu | Belgin | Hafta'nın Misafiri | 17 | 29 Ağustos 2019 20:37 |
39. Haftanın Misafiri : Algı Bilgelik | KuM TaNeSi | Hafta'nın Misafiri | 35 | 19 Eylül 2009 01:43 |
19.Haftanın Konuğu TufeyL | MERVE DEMİR | Hafta'nın Misafiri | 10 | 24 Mart 2009 13:06 |
17.haftanın konuğu Nermin | Medine-web | Hafta'nın Misafiri | 26 | 11 Mart 2009 00:53 |
14. Haftanın Konuğu Seleme | Medine-web | Hafta'nın Misafiri | 69 | 14 Şubat 2009 23:07 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|