|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Yitiksevda,Açılış Tarihi: 14Haziran 2009 (22:00), Konuya Son Cevap : 20Haziran 2009 (16:32). Konuya 61 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
15Haziran 2009, 17:22 | Mesaj No:11 |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | RE: 27.Haftanın Misafiri Yağmur SANCAK
Haftanın misafirliğiniz hayırlı olsun Soracak soru bulamadım |
16Haziran 2009, 16:09 | Mesaj No:12 |
Durumu: Medine No : 38 Üyelik T.:
30Haziran 2007 | RE: 27.Haftanın Misafiri Yağmur SANCAK
Mevlüt Agabey, Esselamüaleyküm, Sorularına cevap vereyim tek tek inşallah... Zaman bulamamıştım cevaplamaya, buyur : 1:Rabbini, içinden yalvararak ve korkarak, yüksek olmayan bir sesle sabah-akşam zikret ve gafillerden olma. Bu ayetteki zikir kavramını Kuran'a göre açıklayabilirmisin?Ayette zikret geçerken zikir çekilmesi değil zikredilmesi söylendiği halde neden tarikatlarda farklı yorumlanır,zikir düşünme ile olduğu halde nasıl oluyorda değişikliğe uğramış. Ayetten bağımsız olarak öncelikle şunu belirteyim; tarikatlarda çekilen zikir olayının amacı kişiyi kalben, ruhen, düşünsel olarak ALLAH İLE HER DAİM ALIŞVERİŞ HALİNDE OLMA’ya kişiyi hazırlamaktır. Şimdi tarikatlarda bu zikir olayı , dudak ile, dil ile yapılmakta.Bu yolculuğun başıdır.Salik’e (Yolcu)şeyhi der ki; adamım sen bu akşam 1000 la illahe illallah çek, çocuk der ki peki hocam eyvallah. Bu şekilde kalbi çalıştırmaya meyillendirilir yolcular. Ki kötü bir şey değildir. Aksine yapılması evladır kanımca. Bilinçsizlikten bilince terfi ettirir adamı. Amaç bellidir yani.Ama asıl üzerinde durulması gereken ; kalple gönülden yapılan zikirdir.İnsan rabbini anarken kalbi titremiyorsa,ruhu harekete geçmiyorsa, ayaklanıp yürüyesi gelmiyorsa,korku , endişe, haşyet hisleri adamı sarıp sarmalamıyorsa zaten o zikir zikir olmaz. Yetmediği gibi allaha karşı edepsizlik olur.Bak bu dediğim yolun başındaki bilinçsizce çekilen zikirden ayrı tutulmalı. Yani tarikatların bu tarafını eleştirmek abes olur. Bağlamayalım birbirine!.. Şimdi de ayetle bagımlı olarak düşünelim: Gün doğarken ve gün batarken , sabah ve akşam.Korku/Haşyet, benim farkımda ol ey kulum!..Yüzünü bana dön gayrı!..Kalp, günün her iki tarafında Allah cc.’e bağlı kalacak bu durumda. Kuran’da özellikle bazı zaman dilimlerinde Allah'ı anmaya ve onu kutsamaya yönelik pek çok direktifler vardır. Şimdi bu direktiflerle insanın kalbinde etkili olmak, onu inceltmek, yumuşatmak ve Allah'la temasa geçirmeye teşvik etmek amacıyla bütün evrenin harekete geçtiği zamanlardaki zikre dikkat çekilmektedir. Burada özellikle sabah , akşam ve gece zikrine dikkat çekilmesi yüce Allah'ın bu zamanların insanın kalbi üzerindeki özel etkilerini bilmesindendir. Çünkü Allah insanın yaratıcısı ve fıtratını, oluşumunun tabiatını en iyi bilendir.Yoksa Allah kulundan papağan gibi ya aşllah ya allah diye zikir çekmesini istemiyor.Farkındalık istiyor, adamlık dinine tabi olmanı istiyor .Yani biz tarikatlardaki zikri sadece bir yol azığı, bir kumanya olarak görelim .Amaç’a ulaşmanın ilk basamaklarındaki araç olarak görelim.Bu ayet üzerinden de birleştirdiğimizde bir sorun kalmıyor sanırım azizim ? Tatmin olduysan ikinci soruya geçek.... 2:Bütün müslümanlar olarak hep ehlibeyti sevdiğimizi iddia ederiz ama neden hayatımızın bir kısmında dahi onların öğretisi ve yaşamı ile yaşamayıpta soylarından olduklarını söyleyen kesimlere (ne kadar layık olabiliyor iseler İmam Hüseyine)! daha yakın duruyoruz Temel varken neden kuyruklar ile yetiniliyor. Şimdilerde bilmeyen, bilmediğini de bilmeyenler ve bir de bunda keçi gibi ısrar edenler türedi.Ben bu soruyu yüksek izninizle pas geçiyorum mevlüt abi :=) 3:Günümüz türkiyesinde tarikatlar gerçek manada Tasavvufu temsil edebiliyorlarmı? Hayır kesinlikle. Fadime müslüm kalkancı olaylarından bahsetmiyorum, o bir medya oyunuydu, biz de yuttuk , geçmiş zaman geçelim, en basitinden bütün hışımları üzerime çekeceğimi bilerek tek bir örnek vereyim MENZİL ‘e mensup oldugunu iddia eden ve bir de tasavvuf öğretilerine göre adam yetiştirip ortaya saldıklarını söyleyenlerin yüzde doksandokuzu ! dikkat edin yüzde 99’u diyorum KENDİ NEFSLERİNE HEVA VE HEVESLERİNE HİZMET ETMEKTE VE ETTİRİLMESİNE SEBEP OLMAKTADIRLAR.. İslam şemsiyesi altında hem de!.. Başkaca bir şey dememe gerek yok sanırım, bilenler bilir.. Bunlar islamı, tasavvufu değil, onu veriyor/muş gibi yaparak, allahın adıyla nemalanmaktadırlar saf milletimden. Bunun hiç unutturulmaması lazım... Ama adam gibi islamı yaşayan, yaşanmasına vesile olanları, karınca kararınca dahi olsa ciddi anlamda islama tasavvuf adı ile hizmet edenleri bütün bu suçlamalardan açıkça tenzih ederim. Vesselam!.. 4:Ehli sünnet ve şia olarak ayrım yapılması sizce islama darbe değilmidir,Bu ayrımı Hangi dine dayanarak yapabiliyorlar,Ve Allah bizlere islam olun dediği halde başka isimler altına girmek için gösterilen çabalar neden? Ehli sünnet_şia diye bir ayrıma ben en başından karşıyım.Millet diyor ki Ben ehli sünneti , ben şiayı, ben şunu bunu seçiyorum bence doğru bu diyorlar ? Yukarıda bir cümle kurmuştun, temel varken neden kuyruklarla uğraşıyorlar diye.. Aynen bu cümleyle soruyorum o halde, neden kuyruklarla uğraşıyorsunuz ? Şucu bucu olmak mı islam olmak mıdır aslolan ? Bu şekilde ayıştırmaların fitneyi tetiklediğini düşünüyorum.fitnenin karşısında durabilmenin en iyi yolunun ÜMMEDDİN BÜTÜN DÜZLEMLERDE BİRLEŞMESİ olduğu kanısındayım ben . Çünkü İslami mezheplerin onları ayrıştırmak yerine İslami düşünce hayatını zenginleştiren ilerlemesine ve gelişmesine katkıda bulunan fikir farklılıkları olduğu kanısındayım.Şiaydı, Ehli sünnetti,şuydu buydu diyeceğimize, birleştirici unsura yüzümüzü dönmemiz gerekir.Ki bizi çözecek olan da budur kanımca!.. |
16Haziran 2009, 16:10 | Mesaj No:13 |
Durumu: Medine No : 38 Üyelik T.:
30Haziran 2007 | RE: 27.Haftanın Misafiri Yağmur SANCAK 5:İslam gençliğinin en büyük sorunu nedir? OKU’mamak,!!! Neyi okuyacaklarını dahi bilmemeleri... O çözülse, az ama sürekli okumalar yapılsa inanın çok şey aşılacak.. Allaha şükür bu forumda bundan iki yıl evvelsi ile bugünkisi karşulaştırıldığında ciddi bir OKUMA .,MERAK , ARAŞTIRMAYA YÖNELME içgüdülerinin tetiklenmesine epey bir katkıda bulunmuştur medineweb duruşuyla, sahip oldugu ailesiyle, tartışmalarıyla , bazen kavgalarıyla.. Bilmem anlatabildim mi.. 6:Kuran'a uzak durup efendilerinin kitapları ile yetinmeyi yeterli gören bir toplumun ,zincirlerini kırıp Kurana dönüşü için Ümmet olarak üzerimize düşen görevleri ne kadar yerine getirebiliyoruz? Herkes kendi kapısının önünü süperse yeter , milletin kapısının önünde ne var diye bakmaktan ve o tarafları temizlemeye çalışmaktansa kendi kapımızın önünü temiz tutsak hı ?.. Ümmet olarak üzerimize düşen görevler dedin ya, ona nazaran bi anımsatayım dedim... Yetmez mi 7:Son günlerde meşhur olabilmek için islami kimliklere saldırıyı kendilerine marifet sayan ahmet ve eygi gibi kendini bilmezler İslama ne kazandırıyorlar İlmihal müslümanı! eygi ve Sömürgeci din mafyası ahmet? Mustafa islamoğlu hocam onlara verilmesi gereken cevabı en asil duruş ve söylemi ile vermiştir. Merak edenlerin şöyle bir dönüp islamoğlu’na kulak vermesi yeter de artar bile.. Fazla bir söze gerek yok.. Eygi için de uyarlayabilirsiniz.. |
16Haziran 2009, 16:13 | Mesaj No:14 |
Durumu: Medine No : 38 Üyelik T.:
30Haziran 2007 | RE: 27.Haftanın Misafiri Yağmur SANCAK 8:İmam İbni Teymiye,Ali Şeriati,İmam Humeyni,Mustafa İslamoğlu,Abdulaziz Bayındır,Mevdudi,Seyyid Kutup,Hasan el Benna,Muhammed Hüseyin Fadlullah, Bu alimlere bakış açınız nasıl ? Bunları sözde kendilerine göre reddiye adı altında tekfir eden müslümancıklar kime hizmet ediyorlar? Tekfir meselesi bu gün İslam Dünyasında önemli yer tutan büyük bir sorundur. Daha da önemlisi bu gün tekfirin bazı cemaat ve şahısların ağzında sıradan bir şeye dönüşmüş olmasıdır. Meseleyi tehlikeli hale getiren ise tekfir edenlerin bunu sadece sözde bırakmayıp, karşı tarafa savaş açması, Müslüman topluluktan ayrılıp kendi başına buyruk hale gelmeleridir. Bunun neticesinde biz Müslümanlar zayıflıyor, düşmanlar için kolay hedefe dönüşüyoruz. Oysa Aziz olan Allah ‘’ Şüphesiz bu (İslâm), tek ümmet (din) olarak sizin ümmetiniz (dininiz)dir. Ben de Rabbinizim. Onun için sadece bana kulluk edin.(Enbiya/92)’’ayetinde bu ümmeti tek bir ümmet olarak niteliyor.Ve bu ümmeddin yiğitlerini de tek bir ümmet olarak görüyorum şahsımca. İmam İbni Teymiye,Ali Şeriati,İmam Humeyni,Mustafa İslamoğlu,Abdulaziz Bayındır,Mevdudi,Seyyid Kutup,Hasan el Benna,Muhammed Hüseyin Fadlullah her biri farklı tonlamalar, farklı müziklerle aslında tek bir şeyi haykırdılar: VAHDET !... Hepsi tek bir davaya hizmet etti : İSLAMA HİZMETKAR OLMAK VE İSLAMA HİZMETKAR yetiştirmek. Hatalı söylemleri olmadı mı hiç birisinin ? Olmaz mı!.. Hatalarını kendilerine iade edip, bize ne verdiler, neler kazandırdılar ilerlememize onlara bakmak lazım, gerisi faso fiso... 9:Sünnet'e bakış açınız Peygamber MUHAMMED İle Beşer MUHAMMED olarak ikiye ayırabiliyormusunuz? İkiye ayırmak hata aslında.. O her şey idi.. Her şey olmak ne demek biliyor musunuz?.. Bunun üzerinde bi Düşünün,Hissettikleriniz şuraya yazabileceklerimden çok daha ötesini anlatır size emin olun... 10:Kurtarıcı bekleyenler Mehdi! İnancı sizce ALLAH'ın İslamında varmı? Bu mehdi olayının nerden çıktıgını araştırmak lazım aslında.. Herkes bir mehdi bekleyedursun; Hz. Ali'nin şehid edilişi, Hz. Hasan'ın hilafeti Muaviye'ye terk edişi, sonradan zehirlenişi ve Hz. Hüseyin'in de Kerbelâ'da acı bir şekilde şehid edilişi, Şiîleri hilafetin elden gidişi noktasında ümitsizliğe itmiş, Şiî ileri gelenleri taraftarlarına ümit vermek, dağılmaktan kurtarmak için hilafetin Emevîlerden alınacağını yaymaya başlamışlardır. Mehdî, başlangıçta ileride gelecek Şiî bir idarenin başına geçecek bir sembol olarak düşünülerken, sonraları gerçekten başa geçeceğine inanmışlar ve bunu inanç esasları içerisine katmışlardır. Halbuki !... İmam Muhammed Mehdî ümmetin bozulduğu, fesadın kol gezdiği ahirzamanda yeniden gelip zulümle dolan dünyayı kılıncıyla düzeltecek, hak ve adaletle dolduracaktır. Şia'ya göre Mehdî'nin gelişinden önceki alâmetler hemen hemen çıkmış durumdadır. Şiîler bu görüşlerine Kur'an'dan bazı işaretler de bulurlar. Konuyla iligili hadislerin de mütevatir olduğunu söylerler. Onlara göre Mehdînin çıkışını inkâr etmek dinden çıkmaya yeter. Ehl-i Sünnete göre Mehdî inancı Allah'a, peygambere, meleklerineîman gibi dinin temel inanç esasları arasında yer almaz. Dinin zaruretlerinden de değildir. İlk dönem akaidd ve kelâm kitaplarında yer almayan Mehdî konusu, hicrî ikinci yüzyıldan itibaren vâizler vasıtasıyla hayal kırıklığına uğrayan halk kesimine ümit vermek maksadıyla işlenmeye başlanmıştır. Tartışmaların yoğunlaştığı hicrî 5. yüzyıldan itibaren Sünnîlerde konuşulmaya, 8. yüzyıldan itibaren kelâm kitaplarında yer almaya başlamıştır. İlk mutasavvıflarda Mehdînin konuşulduğunu pek görmüyoruz. Sonradan keşf ve mükâşefe yoluyla Mehdîden bahsetmişlerdir. Bunların bilinmesi, araştırılması lazım.. Allahın islamı dediğimizde çerçeve bellidir, bu çerçevenin dışına taşılması, hak olanın üzerine , batıl olanın giydirilmeye çalışılmasından başka birşey olmasa gerek... Bu arada.. İslamı hakkıyla yaşayan her müslüman Mehdi’dir desem yerli yerine oturur mu taşlar... Yoksa baş mı yarar yaşlar... Neyse... 11:Kişi kendisi için istediğini başkası için istemedikçe Gerçek iman etişlerden sayılamaz.Yıllarca müslüman bir halka yapılan zulümlere kendilerince hakk olduklarını iddia eden ve müritleriyle övünen klasik müslüman modeli olan cemaatler neden hep sessizliğe bürünmeyi tercih edip zulümlere sessiz kalmayı tercih ettiler? Onlar zahurata tabi olduklarından (!) olmasın . Zahurata tabiyiz dedikleri de çoğunlukla koyun kuzu meselesi etrafında körebecilik oyunu ya.. Neyse...Yutmazlar pek... |
16Haziran 2009, 23:03 | Mesaj No:15 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | RE: 27.Haftanın Misafiri Yağmur SANCAK
Yağmur SANCAK Kardeşim sorularıma itinalı cevaplarınız için teşekkür ederim.Sorduğum sorular genelde toplumsal olarak Ümmetin sorunları idi...
|
16Haziran 2009, 23:06 | Mesaj No:16 |
Durumu: Medine No : 38 Üyelik T.:
30Haziran 2007 | RE: 27.Haftanın Misafiri Yağmur SANCAK
Güzel sorulardı, ben teşekkür ederim abicim.. Eee arkadaşlar başka soru sormak isteyen ? Hazır bu akşam zamanım da var... |
16Haziran 2009, 23:18 | Mesaj No:17 |
RE: 27.Haftanın Misafiri Yağmur SANCAK
Hayırlı olsun yağmur. Benim sorum kısa olacak.Mümine bir bayan olarak çalışma ortamında yada sosyal hayatında erkeklerle olan diyaloğunun sınırlarını nasıl ayarlayabiliyorsun.Sence bu sınır nasıl olmalıdır? | |
16Haziran 2009, 23:44 | Mesaj No:18 |
Durumu: Medine No : 38 Üyelik T.:
30Haziran 2007 | RE: 27.Haftanın Misafiri Yağmur SANCAK
Değerli seleme ; Ortam çok önemli öncelikle; çalışmaya başlamadan evvel, nasıl bir ortamda çalışacagını epey bi tetkik edebilme şansına sahip olmak lazım biraz da..Benim çalıştıgım bölümdeki ortam daha çok 20 yıllık çalışan beylerin oldugu, emekliliklerinin yaklaştıgı bir ortam hemen hepsi 48/50'li yaşlarda. Bu bir avantaj oldu öncelikle.Aramızdaki diyaloglar sadece iş ile ilgili oldugu için ve özele müdahale olmadıgı için şahsım adına rahat bir ortamda oldugumu söyleyebiliyorum. Doğal olarak sınırlarımı ayarlama hususunda şu ana kadar ciddi bir sorunla karşılaşmadım.Tabii bu herkes için geçerli bir durum değil.. Her zaman tetikte olmakta fayda vardır.Genç beylerle diyalogdan selamlaşma /hal hatır sorma dışında uzak duruyorum. Bir de istanbulda iş ortamları acımasız olabiliyor. Bayan oldugunuz için istismar edilebilme ihtimaliniz her zaman olabiliyor lakin burada bayana ciddiyet,hal, tavır ve davranış tarzı, yakınlaşma durumlarına mahal vermemek , kendini bilmek gibi bazı konularda titizlik gösterebilmek düşüyor. Kırmızı çizgilerinizi belirlemek ve bu çizgileri karşınızdakilere hissettirebilmek önemli. Bu durumda size saygı duyuyor, ona göre davranışlar sergiliyorlar. Siz kendinizi kırmızı çizgilerinizle kabul ettirebildiğinizde sorun kalmıyor ....
|
17Haziran 2009, 00:00 | Mesaj No:19 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | RE: 27.Haftanın Misafiri Yağmur SANCAK
Değerli kardeşim hayırlı olsun . 1:Günümüz İslam dünyasında İslam adına,Müslümanlık adına en büyük zararları İslama kimler vermiştir? 2:Mücadelemizin Ana temeli olan Kuran'i Kerim'in şu ayeti kerimesinin emriyle savaşılması gereken kesimler olarak kimleri kapsam içine alabiliriz Şunuda belirteyim öncelikle kendi nefsimizin ıslahını yaptıktan sonra? (Yeryüzünde) Fitne kalmayıncaya ve din (yalnız) Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse, artık zulüm yapanlardan başkasına karşı düşmanlık yoktur. (Bakara Suresi 193) Şimdiden teşekkürler vereceğiniz cevaplar için. |
17Haziran 2009, 00:24 | Mesaj No:20 |
Durumu: Medine No : 38 Üyelik T.:
30Haziran 2007 | RE: 27.Haftanın Misafiri Yağmur SANCAK Değerli kardeşim hayırlı olsun . Ecmain olsun . 1:Günümüz İslam dünyasında İslam adına,Müslümanlık adına en büyük zararları İslama kimler vermiştir? Kişileri bir tarafa bırakalım, islam üzerinden oyunlar çevirmeye çalışanları da bir tarafa bırakalım; bunları bir tarafa silkelediğimizde ortada tek bir şey kalıyor : CEHALET!.. Müslümanlık adına en buyuk zararları cehaletten başka hiç bir şey verememiştir bence.. 2:Mücadelemizin Ana temeli olan Kuran'i Kerim'in şu ayeti kerimesinin emriyle savaşılması gereken kesimler olarak kimleri kapsam içine alabiliriz Şunuda belirteyim öncelikle kendi nefsimizin ıslahını yaptıktan sonra? (Yeryüzünde) Fitne kalmayıncaya ve din (yalnız) Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse, artık zulüm yapanlardan başkasına karşı düşmanlık yoktur. (Bakara Suresi 193) Bu sorunun cevabını da cehaletle savaşılması olarak vermek durumundayım yitik.Çünkü her şeyin başında o var. İnsanlar bilgisiz.Bilgisizlikleriyle yatıp kalkan bir toplum ortasındayız.Her fitnenin başında cehalet vardır.Yılanın başını hemen ezmek lazım misali...Bilseler daha farklı olurdu .. Bilmenin yolu da okumaktan, araştırmaktan, bir bilene sormaktan geçiyor.. Daha da vahimi aklını kullanmaktan geçiyor azizim . Aklını kullanmayanları Allah Pisliğe Mahkum Eder....Vesselam.. Şimdiden teşekkürler vereceğiniz cevaplar için. Ben teşekkür ederim eyvallah... |
Konuyu Toplam 4 Kişi okuyor. (0 Üye ve 4 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Haftanın misafiri | Gül âsası | Hafta'nın Misafiri | 5 | 07 Şubat 2013 17:53 |
29.Haftanın Misafiri 2.Kez Abdulmelik | MERVE DEMİR | Hafta'nın Misafiri | 82 | 16 Aralık 2011 23:29 |
68.Haftanın Misafiri jükekam | Yitiksevda | Hafta'nın Misafiri | 45 | 02 Mayıs 2010 01:05 |
26.Haftanın Misafiri Nas | Yitiksevda | Hafta'nın Misafiri | 37 | 11Haziran 2009 11:27 |
22. haftanın misafiri _bülbül_ | KuM TaNeSi | Hafta'nın Misafiri | 15 | 09 Mayıs 2009 13:42 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|