Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.PEYGAMBERLER-ASHAB-I KİRAM-ALİMLER.::. > Peygamberler-Ashab-ı Kiram-Alimler > Hz.Muhammed(s.a.v)

Konu Kimliği: Konu Sahibi akgün,Açılış Tarihi:  14 Kasım 2010 (21:13), Konuya Son Cevap : 21 Kasım 2010 (00:00). Konuya 5 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 14 Kasım 2010, 21:13   Mesaj No:1
Medineweb Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:akgün isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 698
Üyelik T.: 01 Ocak 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 136
Konular: 82
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Kainatın Efendisi

Kainatın Efendisi

Sen Ahmed ü Mahmud ü Muhammedsin efendim

Hak’dan bize Sultan-ı müeyyedsin efendim.

(Şeyh Galip)

Vahiy meleği Cebrail aleyhisselam, anlatıyor:

-Hazret-i Allah, beni yarattı. Onsekizbin yıl arz altında kaldım…

-Ey Cebrail seni kim yarattı?

-Sen yarattın yara Rabbi. Her şey senin ve sen her şeyi yaratansın… Bense… ben, güçsüz ve ihtiyaç sahibi bir mahlukum.

Konuşmadan sonra bir onsekizbin yıl daha geçti… Yüce Allah yine sordu:

-Seni kim yarattı?

-Ya Rabbi, beni yaratan; öldürmeye ve diriltmeye kudreti olan sensin. Bense kuvveti hiç bir şeye yetmez biçarayim.

Üçüncü onsekizbin yıl da geçti…

-Ey Cebrail, ben kimim, sen kimsin?…

-Allahım sen her şeyin yaratıcası ve sahibi; bense bir kulcağızım.

Bu cevabımın peşinden bir merakımı dile getirdim:

-Ya Rabbi benden üstün bir varlık halkettin mi?

-Karşına bak, buyurdu…

Yüce emre uyarak gösterilen yere baktığımda bir nur gördüm. Ama nasıl bir nur? Güzelliğine hayran kaldım. Dört tarafında da dört ayrı nur?

-Allahım, gözlerimi alan bu harika aydınlık da ne?

-Seni, ne kadar melek varsa hepsini ve bütün her şeyi aşkına yarattığım nur!… O, en aziz kulum ve Peygamberimdir. O, canlı cansız her şeyin en üstünü ve en hayırlısı olan Muhammed Mustafa’dır “sallallahü aleyhhi ve sellem”

Sordum:

-Ya çevresindeki nurlar?

-Sağındaki Ebu Bekir Sıddik, solundaki Ömer ibni Hattab, önündeki Osman bin Affan, ardındaki Ali İbni Ebi Talib’dir. “Radıyallahü teala aleyhim”.

-Ya Rabbi; bu beş kişinin diğer insanlardan üstün bir tarafı olmalı!

-Bu beşi kendime dost seçtim. Onları seven beni sevmiş, düşmanlık eden bana düşman olmuş olur. Bunları sevenleri cennete, sevmeyenleri cehenneme koyacağım.

Hak yarattı alemi, aşkına Muhammed’in

Ay ü günü yarattı, şevkine Muhammed’in

İlk insan Adem Peygamber, arş üzerinde “La ilahe illallah Muhammedün Resulullah” yazısını görünce ismin sahibinin erişilmezliğini anladı. Ancak O’nun ismi sadece göklerin en yükseğini mahyalandırmamıştı. Kelime-i tevhid cennette her sarayda, her yaprakta, her çiçekte, her bucakta okunuyordu.

Adem aleyhisselam, bu hali oğlu Şit Peygambere anlatıyor:

-Cennette O’nun ismi ile güzelleşmemiş bir tek köşe bile görmedim. Her yan ve her yön o şerefli ismin pırıltılarını aksettiriyor.

-Peki, babacığım hanginiz daha kıymetlisiniz?

Şit aleyhisselamın sualine Adem Peygamber cevap vermek istememiş olacak ki sükutu tercih etti. Ne var ki aynı sual üçüncü kere tekrarlanınca ezeli hakikat daha o günden açıklandı.

Alemlerin Rabbi buyurdu:

-Ya Adem! Her şeyi senin için yarattım, seni ise o seçilmiş için!!! Cenneti o’nunla ve o’nun ümmetiyle dolduracağım. Kendisine arap dili ile Kur’an-ı kerim indireceğim. Bu kitabın emir ve hükümleri, hiç değişmeyerek dünyanın sonnuna kadar devam edecektir. Bu peygamber, benim en sevgili kulumdur. İyiliği her insana ulaşacaktır. O’na uyanlar seçkin kullarımdan olur. Büyük şefaat sahibidir. İsmi yer yüzünde “Muhammed” göklerde “Ahmed”dir. O’nu dünyanın sonuna yakın göndereceğim. Hiç bir Peygamber O’ndan üstün olmadığı gibi, hiç bir ümmet de O’nun ümmetinin sayısına varamayacaktır. Ümmeti abdestli gezer. Öyle ki bunların yerdeki nurları yıldızların gökteki aydınlığı gibidir.

Ol dedi oldu alem, yazıldı levh ü kalem,

Okundu hatm-i kelam, şannına Muhammed’in

Adem babamız, cennetten çıkarılınca, üç yüz sene göz yaşı döktü. Çok üzgün ve çok pişmandı. Gaibden gelen bir sesin de hatırlatması ile el açıp-cennette iken Cebrail aleyhisselamdan öğrendiği bazı isimleri araya koyarak-dua etti:

-Ya Adem, kıyamete kadar gelecek evladının günahlarının bağışlanmasını isteseydin bu isimlerin sahiplerinin sevgisi için yine kabul ederdin…

Hep erenler geldiler, dergaha yüz sürdüler

Zikr-ü tevhid ettiler, nuruna Muhammed’in

O, müthiş tufandan önce Nuh aleyhisselama bir gemi yapması buyurulunca yüzyirmi dörtbin dört tane tahta hazırladı. Ve Cebrail’in tenbihi ile her tahtaya bir Peygamberin mübarek adını yazdı. Ancak ertesi gün tahtalardan isimler silinmişti. Olaya çok üzüldü. İsimleri tekrar yazdı. Devrisi sabah yazılar yine silindi. Bir daha yazdı ama bir sonraki gün tahtalar bomboştu… çok müteessir oldu… bir tuhaflık vardı bu işte. Sır, gelen vahiyle çözüldü.

-Tahtaların ilkine benim, sonuncusuna da habibim Muhammed Mustafa aleyhisselamın adını yaz ki şeytan öbür isimleri silmesin.

Nuh Peygamber, emredildiği gibi yaparak çalışıp gemisini tamamladı. Fakat dört tahta artmıştı. Bunu Cebrail aleyhisselamla konuştu:

-Ya Cebrail, fazla gelen dört tahtayı ne yapayım?

Vahiy meleği suali Hak teala’ya sundu.

İnsanlığın ikinci babası Nuh Peygambere haber geldi.

-Ey büyü peygamber! O dört tahtaya son peygamberimin dört halifesinin isimlerini yaz; gemi o zaman tamam olacaktır. Zira o dört insan, İsla dininin dört sütunu gibidir. İslamiyet onlarla ayakta kalır ve onlar sayesinde dünyanın her tarafına yayılır. Vahye uyularak denilenin yapılması ile gemi tamamlandı ve ondan sonra yüzebildi.

Nuh Peygaber, Hazret-i Ebu Bekir, Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman, Hazret-i Ali’nin isimlerini artan tahtalara yazarak bunları gemisine çakmadıkça görünüşteki kusursuzluğa rağmen geminin yüzmesi ve felaketten kurtulması mümkün olmamıştı.

Ya mü’minler… mü’minlerin de o dört büyük zatın ismini kalplerine yazmadıkça dıştan ne kadar olgun ve noksansız görünürlerse görünsünler büyük imtihanda kurtulmaları mümkün olabilir mi? Sadece iki cihan güneşi eşsiz ve emsalsiz Peygamberimizi değil, O’nun dostlarını da sevmek gerekiyor… Bu şart yerine gelmeden, O’nun sevdiklerinin aşkı kalbe yerleşmeden cezadan kurtulmak ne mümkün?…

Veysel Karani kazandı, ahir yine özendi

Sekiz uçmak bezendi, aşkına Muhammed’in

İbrahim aleyhisselam, bir gün rüyasında Cenneti gördü. Uzunluğu yer ile gök arasındaki mesafeden fazlaydı. Meleklere:

-Buralar kime mehsustur? diye sordu.

-Evlatlarından Muhammed Mustafa ve o’nun ümmeti içindir, diye cevap verdiler.

İbrahim Peygamber, dikkatle bakınca ağaçlarda”La ilahe illallah” budaklarında “Muhammedün Resulullah”, meyvelerinde “Sübhanellah”, “Velhamdülillah” cümlelerinin yazılı olduğunu gördü…

Uyandığında rüyasını milletine nakletti.

-Ümmeti Muhammed kimdir, diye sordular. İbrahim aleplisselam, düşünceye daldı. O anda Cebrail aleyhisselam peyda oldu ve:

-Ne düşünüyorsun ey Allah’ın dostu, dedi.

-Bir rüya gördüm… girdüklerimi ümmetime anlattım, Muhammed ümmetini öğremek istediler. Benimse bu hususta bilgim yok. Onun için düşünüyorum.

Cebrail aleyhisselam:

-Ben de fazla bir şey bilmiyorum, diyerek Cenab-ı Hakka arz etti:

Yüce Allah şöyle buyurdu:

-Muhammed, benim ahir zaman Peygamberimdir. Makbul kullarıma Peygamber olarak gönderecğim. O peygamberi bütün yaratılmışların arasından seçtim. Kendisini ve ümmetini yerden ve gökten yüzyirmi dört bin yıl evvel yarattım. Kıyamet günü O’nun yolundakilerin yüzü bütün insanların yüzünden daha ak, aydınlık ve abdest suyu değen vücut parçaları pırıl pırıl olacaktır.

Feriştehler geldiler, saf saf olup durdular

Beş vakit namaz kıldılar, aşkına Muhammed’in

Tevrat, Musa aleyhisselama inince büyük Peygamber çok sevindi ve şükrünü dile getirdi. Cenab-ı Hak:

-İnsanların kalbine baktım. En mütevazi olarak seni gördüm. Bu sebeple seni Peygamber yaptım ve benimle konuşma devletine erdirdim, dedi ve ilave etti:

-Ölünceye kadar tevhid üzere ol. Sevgili Muhammed Mustafa’nın Resulüm olduğunu tasdik et ve kalbine O’nun muhabbetini yerleştir!

-Ya Rabbi, Muhammed kimdir; O’nu tanımıyorum?

-O öyle bir kimsedir ki yerleri ve gökleri yaratmadan binlerce sene evvel güzel ismini arşın üzerine yazdım. Ya Musa, sana çok yakın olmamı ister misin? Öyle bir yakınlık ki bedenine ruhdan ve gözünün siyahına beyazından daha yıkn olayım!..

-Allahım bundan gayrı ne arzum olabilir?…

-Öyleyse Habibime çok selavat oku.

Hak teala devam etti:

-Ölen bir kimse Muhammed aleyhisselamı inkar etmişse, o bedbahtı sürüterek cehenneme attırırım. Beni görmesini nasip etmem ve hiç bir melek ve peygamberin şefaat etmesine de için vermem!…

Bunu yolundakilere bildir.

-Ya Rabbi O’nun hakkında biraz daha bilgi sahibi olmak isterim.

-Eğer Muhammed aleyhisselam olmasaydı; yeri-göğü, cenneti-cehennemi ayı, güneşi, geceyi-gündüzü, melekleri, Peygamberleri ve hiç bir şeyi yaratmazdım. O’nun Peygamberliğini kabul etmezsen İbrahim halilulllah bile olsan sana eziyet ederim!…

-Onun Peygamberliğini ve yüksekliğini kabul ettim Ya Rabbi!…

Havada uçan kuşlar, yeşerüp dağ ü taşlar,

Yemiş verir ağaçlar, aşkına Muhammed’in

Davut aleyhisselam, bir gün Zebur okurken kitaptan bir nur yükseldiğini; bu nurun odayı doldurduğunu ve kalbinin rahatladığını gördü… Ve bu hal, her Zebur okuyuşunda tekrar etti. Nurun mahiyetinni Allahü tealaya sordu:

-Ya Rabbi bu nur neyin nesidir?

-O, habibim Muhammed Mustafa’nın nurudur. Cümle alemi onun hatırına yarattım.

Bu tüyler ürperten ilahi cevap üzerine Davut Peygamber, yüksek sesle “Lailahe illallah Muhammedün Resulullah” dedi. Bütün yırtıcı hayvanlar, kuşlar, böcekler ve yılanlar, çevresine toplandılar ve:

-Öyledir ya Davut! diyerek onu doğruladılar.

Bu olaydan sonra Davut Peygamber, Zubur okumaya başlarken kelime-i tevhid söyle oldu.

İmansızlar geldiler, andan iman aldılar

Beş vakt namaz kıldılar, aşkına Muhammed’in

O’nu övmeye kalkan erir ve tükenir.

O’nu hiç bir lisan medhetmeye kafi gelmez. O’ kelimeler üstü ve kelimeler ötesi ve gönüller dolusu sevgiye layıktır.

Yunus kim ede medhi, över Kur’an ayeti

Ah! vergil salevatı, aşkına Muhammed’in

Biz de… kendim, eşim, dostum, tanışım, arkadaşım, binler, onbinler, milyonlar, milyarlar, O’nu o en sevgili ve en üstün’ün Peygambeliğini kabul ettik ya Rabbi…

Bundan üstün devlet bilmiyoruz ya Rabbi!..

-----------------------------------------------------------------------------------------------
(alıntıdır)
__________________
Bayrakları bayrak yapan üzerinde ki kandır,Toprak üstünde ölen varsa Vatandır.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi akgün 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü... Tefsir Çalışmaları akgün 0 2167 21 Kasım 2010 00:12
Meşrulaştırılmaya çalışılan Haram: Alay etmek .... Kur'ân-ı Kerim Genel Vuslat Zamanı 1 2381 14 Kasım 2010 21:18
Kainatın Efendisi Hz.Muhammed(s.a.v) akgün 5 2310 14 Kasım 2010 21:13
Ali Şeriati'ye Reddiye Alimler(Rh) Vuslat Zamanı 22 13888 14 Temmuz 2009 21:21
Yüreğim seninle mühürlensin... Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler huzzam 2 1898 02 Temmuz 2009 18:26

Alt 19 Kasım 2010, 12:06   Mesaj No:2
Medineweb Site Yöneticisi
Medine-web - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medine-web isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 1
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:8
Cinsiyet:Erkek
Yaş:50
Mesaj: 3.036
Konular: 340
Beğenildi:1437
Beğendi:478
Takdirleri:10498
Takdir Et:
Standart

sayın akgün,
bu paylaşımınız için Allah razı olsun.Resulullahı sevmek imandandır şüphesiz.çünkü o Peygamberdir bu dinin resuludur.ve bu dinin ikinci tartışılmaz ayağıdır.
alıntınızda bu cümle dikkatimi çekti;"--Sağındaki Ebu Bekir Sıddik, solundaki Ömer ibni Hattab, önündeki Osman bin Affan, ardındaki Ali İbni Ebi Talib’dir. “Radıyallahü teala aleyhim”.

-Ya Rabbi; bu beş kişinin diğer insanlardan üstün bir tarafı olmalı!

-Bu beşi kendime dost seçtim. Onları seven beni sevmiş, düşmanlık eden bana düşman olmuş olur. Bunları sevenleri cennete, sevmeyenleri cehenneme koyacağım. "


kahve renkli cümle Resulullah için geçerlidir.onun ashabını elbette seviyoruz,sayıyoruz.ama buna 4 halife eklenmesi imanın şartı gibi gösterilmesi,açıkçası sinmedi içime.kuran ve sünnete de aykırı.

Fecr Hocadan bu konuda izahat alsak faydalı olur.


Alıntı ile Cevapla
Alt 19 Kasım 2010, 14:22   Mesaj No:3
Medineweb Acemi Üyesi
YorgunSavaşçı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:YorgunSavaşçı isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 8659
Üyelik T.: 12Haziran 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 12
Konular: 1
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart

En başta Hz ve (s.a.v) belirterek hepsinde kullanmadığımda yanlış anlaşılmasın diye bir kez yazarak tüm kullanılması gerekli yerlerde kullanılmış sayıyorum...

Kainatın ve herşeyin tek efendisi vardır oda Allah'tır bu tür rivayetler Hristiyanların İsa'yı rableştirmesinden farklı değildir.Kainat Muhammed için yaradılmış hayır Allah kainatı İnsanlık için yaradmıştır.Muhammedi beşer sıfatından alıp İlahlaştıran bu anlayışlar İslam değildir Muhammed icabında Aile reisi komutan devlet başkanı önder ve peyagmber idi Bilali habeşler ile Mekke sokaklarında '' La İlahe İllallah '' diyerek meydan okuyan bir muvahhit idi .

Mazlumların yönlendiricisi Muhammed yerinde oturup emirler veren değil bizzat kendisi içinde olduğu bir davayı savunan ciğerparesi Fatıma'ya peygamber kızıyım diyerek bana güvenme herkes kendi ameli ile sorgulanacak ve mükafatını cezasını alacaktır diyor iken ,Yazıda zikredilen isimleri İmanın olmaz sa olmazı gösteren anlayışlar Tasavvuf anlayışının katlettiği kavramlardandır...

Bu rivayetin hiçbir aslı yoktur Tasavvufun Peygamber anlayışının eseridir...

Kalplerdeki en büyük sevgi Allah sevgisi olmalıdır Allah resulünün derecesi bu tür göklerde gezen bir peygamber tasavvuru değildir bilakis halkın içinde halktan olan bir karakterdir...
Alıntı ile Cevapla
Alt 20 Kasım 2010, 12:24   Mesaj No:4
Kur'ân Kürsüsü

Medineweb Emekdarı
FECR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:FECR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 6340
Üyelik T.: 19 Ocak 2009
Arkadaşları:20
Cinsiyet:Erkek
Memleket:ANKARA
Yaş:56
Mesaj: 6.134
Konular: 555
Beğenildi:1087
Beğendi:252
Takdirleri:10770
Takdir Et:
Standart

Tarih boyunca Peygamber algısında ifrat ve tefrit diyebileceğimiz iki tür yaklaşım olagelmiştir.Biri peygamberi sıradanlaştırma hareketi olarak karşımıza çıkarken diğeri peygamberi ilahlaştırma olarak karşımıza çıkmıştır.Kur'an'ın ortaya koyduğu peygamber imajı ise ne sıradanlaştırma ne ilahlaştırmadır.Biri ifrat,diğeri tefrit olan bu anlayışlar ayetlerle reddedilir.

Yukarıda akgün kardeşin alıntıladığı yazı tasavvuf kültürünün peygamber anlayışın uç noktasını ifade eden yazı olup kaynağı sağlam olmayan rivayetlerin toplandığı bir derleme bir yazıdır.Bu yazıda yazılanları gerek peygamberimiz hakkında gerekse hülefai raşidin hakkındaki yazılanların;
Ne Kur'an'da
Ne Sünnette
Ne akli delillerde
Ne de mantiki delillerle uyuşmadığını,Kur'an ve sünnetl biraz iştigal etmiş insanların kolayca anlayacağı bir durumdur.
Peygamberimizi tanımak için Kur'an'a bakmak gerekir ki en sağlam kaynaktır.Menkibe,masal,hikaye gibi eserlerle peygamberi tanımaya-tanıtmaya çalışmak herkesten önce Muhammed a.s'e saygısızlık etmektir.
Bu şekilde peygamber anlayışı insanları realiteden uzaklaştırır ve hayatın dışına iter,ayrıca utopik bir toplum oluşturur.Halbuki peygamberimiz a.s. bizzat hayatın içinden çıkmış,toplumu şaha kaldırmış,utopik değil realite bir peygamber olmuştur.
Hz.Muhammed a.s'ı Allah'ın tanıttığının dışında tanımaya/tanıtmaya çalışırsak,o peygamber ne bizim peygamberimiz olur, ne de biz o peygamberin ümmeti oluruz.Peygamberimizin ümmeti olmak,onun izinden gitmek,onun yaşadığı gibi yaşamak,Onun ahlakı olan Kur'an ile ahlaklanmak,onun metodunu benimsemek ve ona göre hareket etmekle mümkündür.
Alemlerin Hz.Muhammed için yaratıldığı,ilk yaratılan Hz.Muhammed a.s olduğu vs gibi peygamberi ilahlaştırmaya yönelik tüm rivayetler hadis usulü alimlerince uydurma olarak kabul edilir.Yukarıdaki anlatılan olaylar tahayyüllerden ibaret olup,gerçekle yakından uzaktan alakası yoktur.
__________________
Selam Hidayete Tabi Olanlara
Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir
(Müslim)
Alıntı ile Cevapla
Alt 20 Kasım 2010, 15:52   Mesaj No:5
Medineweb Paylaşımcı Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:MescidiAksa isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2830
Üyelik T.: 29 Temmuz 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:
Memleket:MEVLANA DİYARINDAN...
Yaş:38
Mesaj: 389
Konular: 55
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart

ALLAH razı olsun yüreğinize sağlık

açıklamanızla bence son noktayı koşmuşsunuz
__________________
her şeyin bir zamanı vardır sadece sabret....
Alıntı ile Cevapla
Alt 21 Kasım 2010, 00:00   Mesaj No:6
Medineweb Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:akgün isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 698
Üyelik T.: 01 Ocak 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 136
Konular: 82
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart

Alıntı:
FECR Üyemizden Alıntı Mesajı göster
Tarih boyunca Peygamber algısında ifrat ve tefrit diyebileceğimiz iki tür yaklaşım olagelmiştir.Biri peygamberi sıradanlaştırma hareketi olarak karşımıza çıkarken diğeri peygamberi ilahlaştırma olarak karşımıza çıkmıştır.Kur'an'ın ortaya koyduğu peygamber imajı ise ne sıradanlaştırma ne ilahlaştırmadır.Biri ifrat,diğeri tefrit olan bu anlayışlar ayetlerle reddedilir.

Yukarıda akgün kardeşin alıntıladığı yazı tasavvuf kültürünün peygamber anlayışın uç noktasını ifade eden yazı olup kaynağı sağlam olmayan rivayetlerin toplandığı bir derleme bir yazıdır.Bu yazıda yazılanları gerek peygamberimiz hakkında gerekse hülefai raşidin hakkındaki yazılanların;
Ne Kur'an'da
Ne Sünnette
Ne akli delillerde
Ne de mantiki delillerle uyuşmadığını,Kur'an ve sünnetl biraz iştigal etmiş insanların kolayca anlayacağı bir durumdur.
Peygamberimizi tanımak için Kur'an'a bakmak gerekir ki en sağlam kaynaktır.Menkibe,masal,hikaye gibi eserlerle peygamberi tanımaya-tanıtmaya çalışmak herkesten önce Muhammed a.s'e saygısızlık etmektir.
Bu şekilde peygamber anlayışı insanları realiteden uzaklaştırır ve hayatın dışına iter,ayrıca utopik bir toplum oluşturur.Halbuki peygamberimiz a.s. bizzat hayatın içinden çıkmış,toplumu şaha kaldırmış,utopik değil realite bir peygamber olmuştur.
Hz.Muhammed a.s'ı Allah'ın tanıttığının dışında tanımaya/tanıtmaya çalışırsak,o peygamber ne bizim peygamberimiz olur, ne de biz o peygamberin ümmeti oluruz.Peygamberimizin ümmeti olmak,onun izinden gitmek,onun yaşadığı gibi yaşamak,Onun ahlakı olan Kur'an ile ahlaklanmak,onun metodunu benimsemek ve ona göre hareket etmekle mümkündür.
Alemlerin Hz.Muhammed için yaratıldığı,ilk yaratılan Hz.Muhammed a.s olduğu vs gibi peygamberi ilahlaştırmaya yönelik tüm rivayetler hadis usulü alimlerince uydurma olarak kabul edilir.Yukarıdaki anlatılan olaylar tahayyüllerden ibaret olup,gerçekle yakından uzaktan alakası yoktur.
Yapmış olduğunuz çok güzel açıklamalar için Allah(c.c) razı olsun Fecr kardeşim maksadım beğendiğim bir yazıyı paylaşmaktı tabiki. hakkınızı helal ediniz
Selam ve dua ile ...
__________________
Bayrakları bayrak yapan üzerinde ki kandır,Toprak üstünde ölen varsa Vatandır.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
ÇINARALTI.....Serdar Altınel-Güllerin Efendisi tevhid_ Videolar/Slaytlar 0 10 Temmuz 2014 19:39
İnsanlığın Efendisi.....S.A.V Esadullah Videolar/Slaytlar 0 08 Nisan 2013 20:04
Cennet gençlerinin efendisi: YaŞuHa Muhtelif Konular 0 14 Ağustos 2011 22:20
Güllerin Efendisi'nin Bilinmeyen isimler... TÜRKcan Hz.Muhammed(s.a.v) 0 05 Ağustos 2008 17:01
Aşkımın tahtına oturan, Naz Makamının Efendisi (S.A.V.)… iman81 Hz.Muhammed(s.a.v) 4 05Haziran 2008 21:06

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.