|
Konu Kimliği: Konu Sahibi MERVE DEMİR,Açılış Tarihi: 05Haziran 2010 (01:40), Konuya Son Cevap : 19 Mart 2012 (00:25). Konuya 8 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
05Haziran 2010, 01:40 | Mesaj No:1 |
‘’Halepçe Soykırımı ‘’ ‘’Halepçe Soykırımı ‘’ Kuzey Irak'ın İran sınırına 15 km., başkent Bağdat'ın 241 km. kuzeydoğusunda bulunan şehir. 57.000 nüfusun çoğu Kürtlerdir. İran - Irak savaşı sırasında 16 Mart 1988 tarihinde Saddam Hüseyin yönetimindeki iktidar tarafından gerçekleştirilen ve 3 saat süren Zehirli gaz bombardımanı sonrası çoğu çocuk ve kadın olan 6.357 kişi zehirlenerek ya da yanarak öldü, 14.765 kişi ağır derecede yaralandı.WHO’ nun (Dünya Sağlık Örgütü ) raporuna göre bu kimyasal saldırı, günümüze kadar 43.753 kişinin ölümüne, 61.200 kişinin de sakat kalmasına sebep oldu. Ortadoğu bölgesinde yezit’in işlemiş olduğu katliamdan sonra bu zulmün bir benzeri olan Halep’çe soykırımın üzerinden yıllar geçmesine rağmen katliama maruz kalan insanların yaraları kapanmadı,Halepçe'de resmi rakamlara göre 6 bini aşkın insan öldü, binlerce insan yaralandı,kimyasal gazların etkisi yıllar geçmesine rağmen halen etkisini devam ettirmekte.Ancak Halepçe Katliamı'nın yarattığı toplumsal travmanın izleri ,Dünya ve İslam ülkelerinin gereken tepkiyi vermemeleri,insanlık tarihine kara bir leke olarak geçecektir Halepçe Katliamını unutmayacağız ve her daim acısı yüreğimizde kalacaktır. Ortadoğu’da yaşayan ulusların geneline baktığımızda,her yıl kutladıkları,milli bayramları önemli gün ve geceleri vardır.Bölge halkları olan kavimler,böylesi gün ve bayramları kutlayıp sevinirken, her yönüyle bu halkların seviyesinde olan Müslüman Kürtler ise katliam, soykırım,talan, tehcir, Zilan'lar,Dersim'ler gibi acı gün ve olayların yıldönümleriyle gözyaşı, yaslar ve ağıtların gölgesinde yaşamaktadırlar.Kürtlerin bu halklardan eksik olan bir yönü olmadığı halde.Çünkü asırlardan beri millet olarak,İslam hakikatlerini benimseyen bir kavim,Tağuti güçlere karşı kıyamları,sayesinde işbirliği yapmadıkları için zulümlere,yıkımlara,soykırımlara,tehcirlere mahkum etmek amacı ile zulümde sınır tanımamışlardır bu mazlum kavme karşı. Birinci cihan harbinde Müslüman Kürtler sömürgeci ,Tağuti güçler ile işbirliğine yanaşmadıkları için nüfusları onlardan az olan milletler devlet sahibi olurken kendi yaşadıkları topraklarda dört ayrı parçaya bölündüler.O günden bugüne kadar bu kara talihleri ile yaşamaya mahkum bırakıldılar.Kukla sömürgeci güçler tarafından Asimile,İnkar gibi dayatmalar ile,Tağuti rejimleri kabul etmeye zorlandılar .Bu zulümlere karşı çıkan İslami değerleri isteyenler her defasında Asimile,İnkar,Soykırım,İşkence gibi Zulümlere uğratıldılar.Şeyh Said’in kıyam hareketinde Zulme boyun eğmeyişleri ve İslam sancaktarlığı altında birleşmeleri daha sonrasında Dersim ve Zilan kıyamları ile devam eden süreç içerisinde Yüz binlerce Mazlum Kürt katledilerek yıkım ve talanlara uğratılmıştır. ''HALEPÇE SOYKIRIMI'' Irak önderi Saddam Hüseyin, 29 Mayıs 1987'de Devrimci Komuta Konseyi'nin 160 Sayılı Kararnamesiyle bölgeyi Kürtlerden arındırma operasyonu başlatır… Operasyonda Seçkin Cumhuriyet Muhafızları, Özel Kuvvetler, Komando Kuvvetleri, Acil Kuvvetler, terörizme karşı oluşturulan şehir timlerinin yanı sıra, saldırılar öncesinden köylere girip yağmalayarak yakmak, kaçak köylüleri takip edip yakalayarak teslim etmek veya öldürmek gibi çeşitli destek faaliyetleri veren kesimlerde bulunur. Katliam fermanı Ali Hasan El-Mecid’in 20 Haziran 1987 tarihinde Kolordu Komutanlıkları, Emniyet Müdürlüğü ve diğer bazı sivil ve askeri kuruluşlara gönderdiği direktifte şunlar bulunmaktadır: 1. Bu bölgeler, bütün kişi ve hayvanlara kesinlikle kapalı olan ve askeri birliklerin, büromuz tarafından aksi belirtilmedikçe, istedikleri gibi ateş açabilecekleri operasyon bölgeleri olarak kabul edilecektir. 2. Kolordu komutanları, top, helikopter ve savaş uçaklarını kullanarak bu yasaklı bölgelerde bulunan en fazla sayıda insanı öldürmek amacıyla, gece gündüz gelişigüzel saldırılar gerçekleştirecek ve bizi sonuçtan haberdar edeceklerdir. 3. Bu bölgelerde yakalanan herkes güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınarak sorguya çekilecek ve kendilerinden faydalı olacak bilgiler alındıktan sonra 15 ve 70 yaş arasındakiler infaz edilecek ve bize haber verilecektir. 13 Nisan tarihli Irak ordusu saha istihbarat raporunda, 'Köylerin çoğu harita üzerinde işaretlenmemiş olduğundan konvoyun içinden geçtiği bütün köyler tahrip edilmiş ve yakılmıştır' diye geçmektedir. Operasyon sürecinde Kürtlerin tasniflendirilerek imha edildikleri toplama kampları da oluşturulur. Bu toplama kamplarından Leylan, Taqtaq ve Topzawa toplama kamplarından en büyüğü olan ve Nazi toplama kamplarını çağrıştıran erkeklerin her gün düzenli şekilde dövüldüğü Topzawa kampını, sağ veya yaralı kurtulabilen kadınlar şu şekilde anlatıyorlar; ‘'Her gün birkaç düzine erkek dövülürdü. Bütün erkekleri gömleklerini çıkartarak, dövüyorlardı. Sonra da ikişer-ikişer birbirlerine kelepçeleyip, ayakkabıları çıkartılıyor ve bazı erkeklerin gözleri bağlanıyor, bazıları ise donlarına kadar soyuluyorlardı. Ve sonunda beyaz ya da yeşil boyalı ve penceresiz araçlara bindirilerek bir daha hiç haber almadığımız bir yerlere götürülüyorlardı.’’ (Olayın Canlı Şahitlerinin anlatımı) Penceresiz araçlara doldurularak mekanı belirsiz akıbeti bilinen yönlere doğru götürülen 15 ila 70 yaş arasındaki erkeklerden bir daha hiçbir haber alamayanlar ancak günümüzde, hunharca katledildikleri toplu mezarlarının birer-birer bulunmasıyla soykırımın ne denli büyük olduğunu ispatlamakta.Toplama kamplarından cezaevlerine gönderilen çocuk ve kadınlar ise ağır ve kötü şartlardan dolayı ölüme mahkum ediliyorlardı. Ortadoğu Gözlem Merkezi'ne Nagre Selman cezaevini anlatan görgü tanıkları şöyle anlatıyor; ‘’Nagre Selman'daki şartlar kötüleştirilmiş, açlık diyetinde ekmek ve kirli su verilirdi. Mahkumlar halsiz düşmüş ve bitlenmişlerdi. Mayıs ayına ulaşıldığında, insanlar koşullardan kaynaklı olarak ölmeye başladılar. Bazı günler üç, bazen altı ya da yedi ve bazen ise bir düzine kadarı ölüyordu. Abdülkadir isminde bir tutuklu serbest kaldığı Eylül ayı başlarında bu rakamın 517 olduğunu söylüyor. Eylül ayında, serbest kaldıktan sonra duyduğuma göre de peşpeşe iki gece içinde, 45 kişi daha ölmüş...’’ Operasyon esnasında imha edilmek üzere kamplarda toplatılanlar arasından birçok genç kız ve kadın seçilerek götürülür. Kamplardan mucizevi olarak kurtulabilen birkaç kişi, 'Askerler, kampta ne kadar genç ve güzel kız varsa hepsini alıp götürdüler ve bir daha geri getirilmediler, gelmediler. Tecavüz edildikten sonra herhalde öldürüldüler. Akıbetleri ne oldu bilmiyoruz!’ şeklinde ifadelerde bulunurlar. Toplama kamplarından seçilerek götürülen genç Kürt kız ve kadınlarından bazılarının cariye muamelesine tabi tutularak fetvalarla satıldıkları daha sonraları ortaya çıkmıştı. 2006'da, yaşları 12 ile 29 arasında değişen 18 Kürt kızının isim listesini ve Baas rejiminin resmi mührünü taşıyan 1601 nolu ve 10.12.1989 tarihli fetvalı satış belgesini medyaya dağıtan Danimarka’daki Kürtler, Stockholm'deki Mısır elçiliğine başvurarak, 18 Kürt kızının akıbeti konusunda bilgi istemişti. El Tamim bölgesindeki istihbarat şefinin imzasını taşıyan 20.12.1989 tarihli belgede de şu ifadeler yer alıyor: "Enfal Kampanyası çerçevesinde bir çok kadın yakaladık. Burada yaşları 14 ile 18 arasında değişen 18 kadın, Mısır'daki striptiz ve gece kulüplerinde çalışmak üzere bu ülkeye gönderilecek. İsteğiniz üzere kızların isimleri ve kendileri ile ilgili bazı ayrıntıları yandaki belgede gönderiyoruz. (Resmi kaynakların ve Canlı şahitlerin anlatımından alıntı yapılmıştır.) Zalim Baas Arap milliyetçisi Saddam’ın iktidara gelmesi ile Müslüman Kürtlere yönelik tutum daha da sertleştirildi. Keyfi tutuklamalar, süresiz gözaltılar, işkenceler, yargısız infazlar ile Kürtlerin bulunduğu bölgelerde asimile ile Araplaştırma çalışmalarına daha da aktif bir şekilde devam edilmeye başlandı. İmam Humeyni’nin İran İslam İnkılabı bu tür Tağuti güçlerin korkulu rüyası olarak görülmeye başlandı.Tağuti güçler Saddam’a silah desteği vererek İran’a savaş açmaları ile Kukla bir yönetime destek verdiler. Kürtler Baas rejimine hiç bir zaman teslim olmadıkları için,savaş esnasında Saddam’a destek çıkmayarak batılı Tağutlar’ın oyununa alet olmayışları, Arap faşistlerin gün geçtikçe yitirdiği güçleri ,Halep’çe ve Süleymani’yede ilerleyen İran ordusu karşısında ,Kürtlerin güçlerini birleştirerek bu bölgelere hakim olması,Saddam’ın Zulmünü daha da artırarak Kimyasal silahlar ile saldırmasına sebep olmuştur.Çünkü çirkin karakteri sayesinde her sıkıştığında Kimyasal silahlara başvurmaktan geri durmayan bir dikta yönetim. Tağuti güçlerin vermiş olduğu tüm desteklere rağmen,İran Ordusu karşısında aldığı mağlubiyet ile bölgede kontrolü ele geçiren Müslüman Kürt halkına karşı baskıları daha da arttırarak öncelikle bölgeyi “yasak bölge” ilan ederek bütün giriş ve çıkışları kapatma ve “Enfal” olarak adlandırdığı operasyonlarla bölgeye havadan vurmaya her tarafı bombalamaya başladı.Bu bombalama ve yıkım hareketinin en acımasız olanı 16 Mart 1988 yılında Halep’çeye Kimsayal Hardal ve Sarin gazı ile doruğa ulaştı.Bu gazların öldürücü etkisi ile insanların solunum sistemi iflas ederken,derileri soyulan insanlara yapılan bu soykırım insan ve hayvan her canlıyı yok edecek bir saldırı idi. Bu denli büyük bir soykırımın hemen ardından bölgeye ulaşan İran ordu güçleri yardım için seferber olmuşlardır.Yalnız sözde İslam adını taşıyan diğer ülkelerden ses çıkmamakta idi, çünkü kendi besledikleri bir Zalim Diktatörün yaptıklarına ses çıkaramazlardı görünürde Saddam olsada bu işin özünde Arap milliyetçiliği taşıyan Tağuti Baas rejimi ve diğer uzantıları vardı.Emperyalist Amerikasından,Suudi Amerikasına kadar. Tağuti güçlerin her daim uyguladıkları Zalim oyunları,Piyon olarak kullandıkları, Kuklalar sayesinde başarıya ulaşmıştır.Saddam kuklası ile işleri bitince,Nükleer ve Kimyasal silah üretiyor söylemi ile bitirme planlarını devreye soktular,ama o silahları kendilerinin verdikleri herkes tarafından bilinmekte idi ! Bu silahsızlandırma söylemi ile, kendilerini masum gösterenler, zaten bu tür katliam araçlarının ana üreticisidirler.Irak’ı işgal edip , Saddam’ı rezil bir şekilde yakalamaları, batılı güçlerin işine gelmiyordu ,çünkü Saddam’ın konuşması onların kirli yüzlerini açığa çıkaracaktı ve bunun olmaması için en hızlı şekilde mahkeme kurarak, Saddam’ı astılar ne kadar Zalim olursa olsun ,Tağutlar tarafından cezalandırılmasından ise Zulmettiği halklar tarafından cezalandırılması daha iyi olurdu. Bizler her olaya Hakkaniyet ölçüsü çerçevesinde baktığımız için,Zalim ve Müstekbir güçler tarafından işlenmiş olan Halepçe,Hiroşima,Beheşti, Dersim.Zilan,Hocalı ve benzeri Zalimlerin Mazlumlara yaptıkları katliam ve soykırımları nefretle kınıyor .Yüce Allah’tan Mazlum olarak ölenlere rahmeti ile esirgemesini niyaz ediyoruz.Allah’ım Zulüm ve Katliam yapan kim olursa olsun El Kahhar ismin ile cezalandırmanı niyaz ediyoruz.Halep’çe de Mazlum bir şekilde Zulme uğrayan Halklara Allah’tan rahmet diliyoruz,Bütün yeryüzü Mazlum ve Mustazafları için ,İnkar Asimile,Katliam,Soykırım,İşkence ve benzeri Zulümlerin son bulması dileğiyle. MEVLÜT HÖNÜL 11/MART/2010 MALAZGİRT [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
__________________ İmanı olanın, imkanı tükenmez. | |
Konu Sahibi MERVE DEMİR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ülke tv Canlı... | Videolar/Slaytlar | Medine-web | 1 | 2898 | 23 Ağustos 2013 00:41 |
İran Emperyalizmi | Makale ve Köşe Yazıları | Medine-web | 6 | 3640 | 26 Ocak 2013 22:53 |
gerekli gereksiz bir şiir.. | Makale ve Köşe Yazıları | MERVE DEMİR | 0 | 3281 | 06 Aralık 2012 10:48 |
olmamış kayınbiradere mektup :) | Komik Paylaşımlar | Allahın kulu_ | 10 | 7792 | 03 Kasım 2012 23:19 |
İslamın kurtuluşu bilinçlenme ile mümkündür | Makale ve Köşe Yazıları | Esadullah | 11 | 7257 | 02 Ekim 2012 21:16 |
05Haziran 2010, 01:41 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | Abdulmelik kürt müslümanlarının kerbelası hama ve halepçe..!bu ümmetin yetimleri kürtler :( bir gün nusayriler hamada.. bir gün tikritiler halepçede.. bir gün jitem güneydoğuda.. bir gün pkk .. bir gün hizbullah.. bir gün ergenekon şebekleri.. yetimlerin gözyaşları hiç durmadı ki.. Rabbim sen mazlumun beduasını boş çevirmezsin...:( bu kabuk tutmaz yarayı gene kanattın değerli yazar..
__________________ Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır . -İmam Ali- (a.s) |
05Haziran 2010, 01:42 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | KARAKÖSE Yönetime oturan insanlarda firavunlaşma eğilimi görülür.Bu gün tüm islam ülkelerinde yönetim ile halk barışık değildir. Tüm islam coğrafyası kendine yabancı materyalist akılların elindedir. Bu ne anlaşılmaz bir durumdur. Daha da anlaşılmaz olanı, müslümanın müslümana zulmetmesidir ve zulmüne dayanak olarak materyalist duyguları seçmiş olmasıdır. Müslümanların en büyük problemi güçlü olanla haklı olanı birbirine karıştırmalarıdır. Güçsüz olanın güçlü olana boyun eğmesi gerektiğini dillendiren bir çok müslüman halk, aslında ne dediğinin bilincinde değildir. Domuzlar çiftlik sahibini öldürüp çiftliği sahiplenirler, çiftlikteki tüm hayvanlara hakimiyet kurarlar ve hakimiyetlerini devam ettirmek için ise köpekleri kullanırlar. Domuzların davranışını anlayabilsek bile kendiside domuzun kölesi olan köpeğin diğer hayvanlara saldırışını anlamakta zorlanırız.
__________________ Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır . -İmam Ali- (a.s) |
05Haziran 2010, 01:42 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | Ali dünyanın tüm ırkları birbirlerine musamahalı,medeni davranmaya zorluyor kendilerini.ama tüm ırklar KÜRTLERİ gördüğü an kuri kerileşiyor. kuri keriler o kadar çok ki.say say bitmez. bir gün ah bir günn. halepçenin eli kınalı gelinin,süt emen bebeğinin,uykuda olan dedenin öcü alınacaktıR bi izni YEZDAN.
__________________ Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır . -İmam Ali- (a.s) |
05Haziran 2010, 01:43 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | HazanMevsimi Yakın tarihte insanların yaşamış olduğu bu büyük katliama bu güne değin ciddi tepkilerin verilmemesi insanlığın ne denli asimile olduğunun kanıtı .Şöyle bir sorum olacak İnsanlara Halepçede yapılan katliam ve trajedinin en ufak bir boyutu ülkemizde veyahut filistinde yaşansa idi müslümanlar bunun için ayağa kalkacaklardı neden bu mazlum müslümanlar için ayağa kalkılmadığını sorgulamak lazım !!
__________________ Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır . -İmam Ali- (a.s) |
18 Mart 2011, 00:15 | Mesaj No:6 |
Cevap: ‘’halepçe soykırımı ‘’
Allahu ekber deyip halepçe semalarına kimyasal silah bırakan Iraklı güyya müslüman pilotla din kardeşi değilim.ama Rachel Corrie bana dinde daha yakındır. Kendisine müslümanım deyip müslümanı katleden şereften yoksun insanlar diğer tarafta müslüman olmadığı halde filistinli bir ailenin yok edilmesini önlemeye çalışırken israil buldozeri tarafından ezilen rachel corrie .. biri gönüllerde sevgiyle diğeri lanetle yaşıyor.
__________________ İmanı olanın, imkanı tükenmez. | |
18 Mart 2011, 00:22 | Mesaj No:7 | |
Durumu: Medine No : 13038 Üyelik T.:
14 Aralık 2010 | Cevap: ‘’halepçe soykırımı ‘’ Alıntı:
Merve bacım galiba farkında olmadan cümleyi yanlış kullanmışsınız.Vermek istediğiniz mesaj anlaşılıyor fakat cümlede yanlışlık var inşallah düzeltirsiniz. Şöyle demişsiniz silah bırakan müslümanın dininden değilim müslümanın dini islamdır.Yani cümlede yanlışlıkla kendinizi tekfir etmişsiniz saygılarımla
__________________ Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli. | |
18 Mart 2011, 00:28 | Mesaj No:8 |
Cevap: ‘’halepçe soykırımı ‘’
aslında orada belirttiğim iki tezat durum var. biri ıraklı müslümanın yaptığı diğeri amerikalı müslüman olmayan birinin yaptığı.. müslümanlardan tekfir etmeden ben tekfir edeyim dedim tabi okuyunca yanlış algılanıyor düzeltirseniz sevinirim. kendi alıntınızda dahil ;)
__________________ İmanı olanın, imkanı tükenmez. | |
19 Mart 2012, 00:25 | Mesaj No:9 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | Cevap: ‘’halepçe soykırımı ‘’
Kuzey Irak'ın İran sınırına 15 km., başkent Bağdat'ın 241 km. kuzeydoğusunda bulunan şehir. 57.000 nüfusun çoğu Kürtlerdir. İran - Irak savaşı sırasında 16 Mart 1988 tarihinde Saddam Hüseyin yönetimindeki iktidar tarafından gerçekleştirilen ve 3 saat süren Zehirli gaz bombardımanı sonrası çoğu çocuk ve kadın olan 6.357 kişi zehirlenerek ya da yanarak öldü, 14.765 kişi ağır derecede yaralandı.WHO’ nun (Dünya Sağlık Örgütü ) raporuna göre bu kimyasal saldırı, günümüze kadar 43.753 kişinin ölümüne, 61.200 kişinin de sakat kalmasına sebep oldu.
__________________ Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır . -İmam Ali- (a.s) |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
‘’ Ve ma edrake’’ Bilirmisin Nedir ? | Yitiksevda | Kur'ân-ı Kerim Genel | 5 | 16 Nisan 2014 13:25 |
**‘vav’ın sırları** | Nesli_Nur | Bunları Biliyor muydunuz? | 4 | 01 Nisan 2014 14:57 |
ODTÜ’de yaşananlar ve ‘psikolojik güçlülük’ | EyMeN&TaLhA | Çocuk ve Aile Sağlığı | 1 | 11 Eylül 2013 22:32 |
‘’ Evladı-Ekrâd’’ Değerlerini Batılılaşma Adına Yitiriyor. | Yitiksevda | Makale ve Köşe Yazıları | 1 | 18 Şubat 2013 15:37 |
Hiçbir İnsan Köleleştirilemez ‘’ La Yüsteraqu İnsanun ’’ | Yitiksevda | Makale ve Köşe Yazıları | 2 | 12 Nisan 2011 14:21 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|