|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Medine-web,Açılış Tarihi: 26 Aralık 2007 (20:37), Konuya Son Cevap : 03 Şubat 2014 (01:14). Konuya 10 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
26 Aralık 2007, 20:37 | Mesaj No:1 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | takva takva Ebu Hureyre (r.a.) 'ya takvanın ne olduğunu soranlara : - Siz hiç dikenli yoldan geçtiniz mi? buyurdu .Onlar da: - Evet geçtik , dediler. Bunun üzerine : - O halde oradan geçerken ne yaptiniz? diye sordu. Onlar: - Dikenlerden sakındık ,dediler. - Işte takva da günah ve haramlardan sakınmaktır, buyurdu |
Konu Sahibi Medine-web 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Medineweb Görsel ve Slayt arşivi( kaybolmaması... | Medineweb.net Videolar | Medine-web | 5 | 211 | 23 Eylül 2024 20:24 |
Mustafa İslamoğlu Sözler | Medineweb.net Videolar | Mihrinaz | 2 | 394 | 30 Nisan 2023 16:51 |
Şirk Hakkında Kuran Ne Diyor? | Medineweb.net Videolar | Medine-web | 0 | 264 | 29 Nisan 2023 18:52 |
DÜNYA KABE'NİN NERESİNDE | Hacc-Umre-Kurban | Medine-web | 0 | 1106 | 27 Nisan 2020 21:40 |
26 Aralık 2007, 20:40 | Mesaj No:2 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cvp: takva
takva sahipleri, çirkin bir iş yaptıkları, yahut bir günahla nefislerine zulmettikleri zaman Allah'ı hatırlarlar, ve günahlarının bağışlanmasını isterler. Zaten Allah'tan başka günahları bağışlayacak kim var ? Onlar işledikleri günahta bile ısrar etmezler.İşte onların ödülleri, Rablerinden bir bağışlanma ile altlarından ırmaklar akan cennetlerdir ki orada ebediyyen (Sonsuza kadar) kalırlar. Çalışanlar için ne güzel bir ödül ! '' ( 3/133-136 ) Bu ayetlerden ve Kur'an'daki konuya ilişkin diğer ayetlerden Kur'an'ın Muttakiler diye isimlendirdiği takva sahiplerinin başlıca özelliklerini topluca görelim: Allah'a iman Malını infak ( ihtiyaç sahipleri fakirlerle paylaşmak ) Namaz kılmak Zekat vermek Sözüne ve sözleşmelerine sadık olmak Sabır Öfkeye sahip olmak - kini yutmak Bağışlayıcı olmak Hata ve günahlardan hemen bağışlama dilemek Günah işlemekte ısrar etmemek Geceleri ibadet etmek, iyi ve faydalı davranışlarda bulunmak. Adaletli olmak Yumuşak kalpli olmak Dostlukları sağlam olmak İslamı tebliğ etmek ( bildirmek-yaymak ) Allah'ın kitabına ve Resulüne uymak Dünyaya fazla değer vermemek Dinen hoş ve helal olanı yemek Bozgunculuk yapmayıp, barış için uğraşmak Faizden sakınmak ( Bu günkü Kur'an'ı tefsir eden din bilginleri, paranın değerini enflasyona korumak için bankadan alınan fazla olmayan faizi bu kapsamın dışında olarak yorumluyorlar. Bu kapsama tefeciliği alıyorlar ) Kötü zan ve dedikodudan kaçınmak. Kur'an'da takva konusunda verilen diğer mesajlözet halinde şöyle: Takva elbisesi en iyisidir. (7/26) Azığın en iyisi takvadır ( 2/197) Allah takva sahiplerini bilendir. ( 9/44) Allah takva ve bağışlama ehlidir. 74/56) Allah yolunda mücadele (cihad edenlerin takvaları ve dereceleri daha yüksektir. ( 4/95) Allah katında üstün olan, takvası yüksek olandır.( 49/13, 6/165, 35/10, 96/11-12) Allah takva sahipleri ile beraberdir. (9/123) Takva sahiplerini n ödülü cennettir.( 3/133, 13/35, 77/41...çok sayıda ayet ) Takva sahiplerine korku yoktur. ( 2/62, 7/35, 5/69) ** Kur'an takva sahipleri için yol göstericidir ( 2/2) Takva üzerinde yardımlaşın Şeytan takva sahibi olanları aldatamaz ( 7/201, 15/39-40, 17/65 ) Seha Neşriyat yayınlarından Dr. Lütfullah Cebeci'nin KUR' AN' A GÖRE TAKVA adındaki eserinde takvanın dünyada ve ahiretteki faydaları şöyle gösteriliyor: Dünyadaki azaptan kurtuluş Allah'ın yardım * Bereket İlim, furkan ( iyiyi kötüden ayırma yeteneği ) yol gösteren nur. Allah'ın rahmet ve bağışlaması Felah ( kurtuluş ) Tehlikelerden belalardan, darlık ve sıkıntıdan kurtulma Yine aynı eserde Kur'an' dayanılarak takvanın üç basamağı şöyle açıklanıyor: 1. Basamak: Allah'ı inkar etmekten ve ona ortak koşmaktan sakınmakyani iman etmek. 2. Basamak: Allah'ın yasaklarına uyup, emrettiği ibadetleri yerine getirmek. 3. Basamak:Kulun bütün varlığı ile Allah'a yönelip, kalbini, zihnini, davranışlarını yalnız O' na tahsis edip, haram olur korkusu ile mübah sayılansevap ve günah kaps----- girmeyen davranışlar ) davranışları bile terk ederek korunmak. |
26 Aralık 2007, 22:49 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 25 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cvp: takva
Hocam Allâh Teâlâ Râzı olsun. Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem -: Sizin en müttakî olanınız benim. (Buhârî Îmân 13 Müslim Sıyâm 74) buyurmuş ve hayâtının her safhâsında takvâ ölçüleriyle hareket etmiştir. İşte bu sebeple Müttakî bir Mü'min olabilmek için, Allâh Rasûlü'nün sünnet-i seniyyesine riâyet şarttır. Takvâ'nın başı küfür ve şirkten, ateşe düşmekten kaçar gibi kaçmaktır. Bunun tezâhürü de farzları edâ etmek ve bütün günahlardan sakınmaktır. Peygamber Efendimiz'e mânen en yakın kimseler müttakîlerdir. ...elbisesinde çok ufak bir kiri temizlerken İmâm Ebû Hanîfe'yi görenler sorarlar: "-Yâ İmâm! Verdiğiniz fetvâya göre şu ufacık leke namaza mânî bir kir değil; ne diye zahmet çekip onu gidermeye çalışıyorsunuz?" "-O fetvâdır bu ise takvâ!.." Muhterem Osman Nûri TOPBAŞ K.S. Hazretleri'nin Fazîletler Medeniyeti adlı eserinden bir bölüm... |
26 Aralık 2007, 23:12 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: takva Takva ile ilgili ayetler Bunu, hem çağdaşlarına, hem sonra gelecek olanlara 'ibret verici bir ceza', takva sahipleri için de bir öğüt kıldık. (2/66) Hacc, bilinen aylardır. Böylelikle kim onlarda haccı farz eder (yerine getirir)se, (bilsin ki) haccda kadına yaklaşmak, fısk yapmak ve kavgaya girişmek yoktur. Siz, hayır adına ne yaparsanız, Allah, onu bilir. Azık edinin, şüphesiz azığın en hayırlısı takvadır. Ey temiz akıl sahipleri, benden korkup-sakının. (2/197) Eğer onlara mehir tesbit eder de, el sürmeden boşarsanız, bu durumda -kendileri veya nikah bağı elinde olanın bağışlaması hariç- tesbit ettiğiniz (mehr)in yarısı onlarındır. Sizin (tümünü veya fazlasını) bağışlamanız takvaya daha yakındır. Aranızdaki üstünlüğü (derece farkını) unutmayın. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı görendir. (2/237) Ey iman edenler, Allah'ın şiarlarına, haram olan ay'a, kurbanlık hayvanlara, (onlardaki) gerdanlıklara ve Rablerinden bir fazl ve hoşnutluk isteyerek Beyt-i Haram'a gelenlere sakın saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktınız mı artık avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram'dan alıkoyduklarından dolayı bir topluluğa olan kininiz, sakın sizi haddi aşmaya sürüklemesin. İyilik ve takva konusunda yardımlaşın, günah ve haddi aşmada yardımlaşmayın ve Allah'tan korkup-sakının. Gerçekten Allah (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır. (5/2) Ey iman edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O, takvaya daha yakındır. Allah'tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır. (5/8) Ey Ademoğulları, biz sizin çirkin yerlerinizi örtecek bir elbise ve size 'süs kazandıracak bir giyim' indirdik (varettik). Takva ile kuşanıp-donanmak ise, bu daha hayırlıdır. Bu, Allah'ın ayetlerindendir. Umulur ki öğüt alıp-düşünürler. (7/26) Gerçek şu ki, Allah katında ayların sayısı, gökleri ve yeri yarattığı günden beri Allah'ın kitabında on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte dosdoğru olan hesab (din) budur. Öyleyse bunlarda kendinize zulmetmeyin ve onların sizlerle topluca savaşması gibi siz de müşriklerle topluca savaşmayın. Ve bilin ki Allah, takva sahipleriyle beraberdir. (9/36) Allah'a ve ahiret gününe iman edenler, mallarıyla ve canlarıyla cihad etmekten (kaçınmak için) senden izin istemezler. Allah takva sahiplerini bilendir. (9/44) Sen bunun (böyle bir mescidin) içinde hiçbir zaman durma. Daha ilk gününden takva temeli üzerine kurulan mescid, senin bunda (namaza ve diğer işlere) durmana daha uygundur. Onda, arınmayı içten-arzulayan adamlar vardır. Allah arınanları sever. (9/108) Ey iman edenler, inkâr edenlerden size en yakın olanlarla savaşın; sizde 'bir güç ve caydırıcılık' görsünler. Ve bilin ki gerçekten Allah takva sahipleriyle beraberdir. (9/123) |
26 Aralık 2007, 23:13 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: takva Bunlar: Sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Bunları sen ve kavmin bundan önce bilmiyordun. Şu halde sabret. Şüphesiz (güzel olan) sonuç takva sahiplerinindir. (11/49) Ahiretin karşılığı ise, iman edenler ve takvada bulunanlar için daha hayırlıdır. (12/57) Takva sahiplerine vadedilen cennet; onun altından ırmaklar akar, yemişleri ve gölgelikleri süreklidir. Bu korkup-sakınanların (mutlu) sonudur, inkâr edenlerin sonu ise ateştir. (13/35) Gerçekten takva sahibi olanlar, cennetlerde ve pınar başlarındadır. (15/45) (Allah'tan) Sakınanlara: "Rabbiniz ne indirdi?" dendiğinde, "Hayır" dediler. Bu dünyada güzel davranışlarda bulunanlara güzellik vardır; ahiret yurdu ise daha hayırlıdır. Takva sahiplerinin yurdu ne güzeldir. (16/30) Adn cennetleri; ona girerler, onun altından ırmaklar akar, içinde onların her diledikleri şey vardır. İşte Allah, takva sahiplerini böyle ödüllendirir. (16/31) Katımızdan ona bir sevgi duyarlılığı ve temizlik (de verdik). O, çok takva sahibi biriydi. (19/13) Demişti ki: "Gerçekten ben, senden Rahman'a sığınırım. Eğer takva sahibiysen (bana yaklaşma)." (19/18) O cennet; biz, kullarımızdan takva sahibi olanları (ona) varisçi kılacağız. (19/63) Sonra, takva sahiplerini kurtarırız ve zulmedenleri diz üstü çökmüş olarak bırakıveririz. (19/72) Takva sahiplerini bir heyet halinde Rahman (olan Allah'ın huzurun)a toplayacağımız gün, (19/85) Biz bunu (Kur'an'ı) senin dilinle kolaylaştırdık, takva sahiplerine müjde vermen ve direnen bir kavmi uyarıp-korkutman için. (19/97) Ehline (ümmetine) namazı emret ve onda kararlı davran. Biz senden rızık istemiyoruz, biz sana rızık veriyoruz. Sonuç da takvanındır. (20/132) Andolsun, biz Musa'ya ve Harun'a, takva sahipleri için bir aydınlık ve bir öğüt (zikir) olarak, hak ile batılı birbirinden ayıran (furkan)ı verdik. (21/48) İşte böyle; kim Allah'ın şiarlarını yüceltirse, şüphesiz bu, kalblerin takvasındandır. (22/32) Onların etleri ve kanları kesin olarak Allah'a ulaşmaz, ancak O'na sizden takva ulaşır. İşte böyle, onlara sizin için boyun eğdirmiştir; O'nun size hidayet vermesine karşılık Allah'ı tekbir etmeniz için. Güzellikte bulunanlara müjde ver. (22/37) Andolsun, size açıklayıcı ayetler, sizden önce gelip geçenlerden bir örnek ve takva sahipleri için bir öğüt indirdik. (24/34) De ki: "Bu mu daha hayırlı, yoksa takva sahiplerine va'dedilen ebedi cennet mi? Ki onlar için bir mükafat ve son duraktır." (25/15) Ve onlar: "Rabbimiz, bize eşlerimizden ve soyumuzdan, gözün aydınlığı olacak (çocuklar) armağan et ve bizi takva sahiplerine önder kıl," diyenlerdir. (25/74) (O gün) Cennet takva sahiplerine yaklaştırılır. (26/90) İşte ahiret yurdu; biz onu, yeryüzünde büyüklenmeyenlere ve bozgunculuk yapmak istemeyenlere (armağan) kılarız. (Güzel) Sonuç takva sahiplerinindir. (28/83) Allah, takva sahiplerini (inanarak ve inançlarını uygulayarak) zafere ulaşmaları dolayısıyla kurtarır. Onlara kötülük dokunmaz ve onlar hüzne kapılmayacaklardır. (39/61) Takva sahiplerine va'dedilen cennetin misali (şudur): İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenler için lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır ve orda onlar için meyvelerin her türlüsünden ve Rablerinden bir mağfiret vardır. Hiç (böyle mükafaatlanan bir kişi), ateşin içinde ebedi olarak kalan ve bağırsaklarını 'parça parça koparan' kaynar sudan içirilen kimseler gibi olur mu? (47/15) Hidayeti bulmuş olanlara gelince; (Allah,) hidayetlerini arttırmış ve takvalarını vermiştir. (47/17) Hani o inkâr edenler, kendi kalplerinde, 'öfkeli soy koruyuculuğu'nu (hamiyeti), cahiliyenin 'öfkeli soy koruyuculuğunu' kılıp-kışkırttıkları zaman, hemen Allah; elçisinin ve mü'minlerin üzerine '(kalbi teskin eden) güven ve yatışma duygusunu' indirdi ve onları "takva sözü" üzerinde 'kararlılıkla ayakta tuttu." Zaten onlar da, buna layık ve ehil idiler. Allah, herşeyi hakkıyla bilendir. (48/26) Şüphesiz, Allah'ın Resûlü'nün yanında seslerini alçak tutanlar; işte onlar, Allah kalplerini takva için imtihan etmiştir. Onlar için bir mağfiret ve büyük bir ecir vardır. (49/3) Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır. (49/13) Ey iman edenler, kendi aranızda gizli konuşmalarda bulunacağınız zaman, bundan böyle günah, düşmanlık ve Peygamber'e isyanı fısıldaşıp-konuşmayın; birri (iyiliği) ve takvayı konuşun ve huzurunda toplanacağınız Allah'tan sakının. (58/9) Allah dilemedikçe onlar öğüt almazlar; takvanın sahibi (onu kabul etmeye ehil olan) O'dur, mağfiretin sahibi (bağışlamaya ehil olan da) O'dur. (74/56) Ya da takvayı emrettiyse. (96/12) |
26 Aralık 2007, 23:16 | Mesaj No:6 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: takva [B]TAKVA NEDİR? Takva; korunma, sakınma demektir. Yüce yaratıcıya karşı sorumluluk duyarak, her türlü günahlardan kendini korumanın niyet ve gayreti içinde olmadır. Yüce Allah’ın rızasını kazanmak için, O’nun himayesine girerek emirlerine sımsıkı sarılmak ve yasaklarından da sakınmaktır. Korunmak istenilen günahlar nelerdir? Bunların başında takvanın zıddı olan şirk yani Allah’a ortak koşma ile küfür, yani örtme manasına gelen Allah’ı inkar etme nankörlüğü ve imansızlık gelir. Kur’an; nefsin kötü sıfatlarından zulüm, bozgunculuk, kibir, yalancılık, her türlü azgınlık, hainlik, israf vs.’den de korunulması gerektiğini belirtmektedir. Takvanın ilk şartı ; insanın yaratıcısına karşı minnet ve şükran borcunu fark edip, kul olduğunu sezme bilincine ermesidir. Takva sahipleri, Allah’ın Rasulünü örnek alarak ibadeti ve insanlara hizmeti “Muhammedi Şefkat” anlayışıyla yaparlar. Böyle bir gayret içinde olan mü’minler, nefsini kötü sıfatlardan arındırarak kazandığı ilahi ahlak ile kemale erer ve takva sahibi kul olma mutluluğuna erişirler. Kurtuluşa erenler onlardır, cennet onlar için hazırlanmıştır. Takva sahipleri, Kur’an’a göre Cenab-ı Hakkın sevdiği kullarının başında gelmektedirler. ...Allah, takva sahiplerini sever.( 3/ 76 ) …Hiç kuşkusuz ki Allah, takva sahipleri ve ihsanda bulunanlarla beraberdir.(16/ 128) …Muhakkak ki, Allah yolunda en değerli olanınız, takvaca en ileri olanınızdır.(49/13) Allah’ın dostluğuna ve sevgisine takva sahipleri erişmişlerdir. İmanın kuvvetlendirilmesi ve nefsin kötülüklerden arınması ile kemale erenler takva sahipleri, Allah’ın kendilerine ihsan ettiklerini, onlar da insanlara ihsan etmek suretiyle yansıtan yüce benliklerdir. Kur’an’da Takva …İşte o kitap. Şüphesiz, takva sahiplerini hidayete erdiricidir. O takva sahipleri ki gaybe iman ederler,namazı dosdoğru kılarlar,kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda infak ederler. Onlar, sana gönderilene (kur’ana ) ve senden önceki peygamberlere gönderilene de iman ederler ve ahirete de kesinlikle inanırlar. İşte böyle kimseler,rablerinden gelen bir hidayet üzerindedirler. Mutluluk ve kurtuluşa kavuşanlarda onlardır.(2/25) Cenab-ı Allah ; hidayete erdirici olarak temel ve tek kaynak yalnız ve yalnız kur’anı kerim olduğunu vurgulamaktadır. Kur’an Arapça indiğine göre bu lisanı bilmeyenler hidayete nasıl ereceklerdir? Muteber kur’an çevrilerini okumak, muhakkak ki en doğru yoldur.böylece kur’anı çok iyi anlamak ve üzerinde düşünerek ilahi yasaları öğrenmek, hidayete ermenin başlıca kaynağı olduğu vurgulanmaktadır. Kur’anda üç mertebede ifade buyrulmuştur. … İman eden ve iyi işler yapanlara,hakkıyla sakınıp (takva ile hareket edip)iman ettikleri ve iyi işler yaptıkları sonra yine hakkıyla sakınıp iman ettikleri, sonrada hakkıyla sakınıp yaptıklarını, ellerinden geldiğince güzel yaptıkları takdirde yaptıklarından dolayı günah yoktur. (Önemli olan inandıktan sonra iman ve iyi amelde sebattır.) Allah iyi ve güzel yapanları sever.(5/93) Görüldüğü gibi bu ayette iman ve salih amel iki kere, takva ise üç mertebe olarak zikredilmiştir. İnsanın iman edip şirkten korunması mahiyetinde olan ilk mertebe kişinin kendi nefsi ve vicdanı arasında olan bir takvadır. İkincisi, insanın kendisiyle diğer insanlar arasındaki hususlarla ilgili olan takvadır. Üçüncüsü de, insanın kendi ile Allah arasındaki takvası ve imanıdır. Bu ayetle takvanın üçüncü derecesi, ihsan olarak zikredilmiştir. … Hidayete ermiş olanlarında Allah, hidayetlerini arttırdı ve onlara takvalarını verdi.(47/17) Kur’an’da Takvayı Över Mahiyette çok Ayet Vardır Bunlardan bazılarının meali şöyledir: “Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah’ın yanında en değerli ve en üstün olanınız takva bakımından en üstün olanınız(Allah’tan çok korkanınız)dır. Şüphesiz Allah bilendir. Her şeyden haberi olandır.(49/13) “Kim takva sahibi olur(Allah’tan korkar)sa , Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder ve ona beklemediği yerden rızık verir. Kim Allah’a güvenirse O kendisine yeter. Şüphesiz Allah emrini yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü koymuştur.” (65/2-3) Hz. Muhammed (s.a.v)’in takva hakkında söylediği bazı hadisler: “İnsanın cennete girmesine en çok sebep olan şey, onun Allah’a karşı duyduğu takvasıdır.”(Ahmed b. Hanbel , 2. 392, 442) “Allah’a karşı takva sahibi olmanızı tavsiye ederim.”(Ebu Davud, Sünen, 5; Tirmizi, İlim, 16; Ahmed b. Hanbel ,325) “Arabın arap olmayana hiçbir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir.”(Ahmed b. Hanbel, 5, 411) Hz. Ömer (r.a.) de takva için şöyle buyurmuştur: “Mü’minin keremi , takvasıdır.”(Muatta, Cihad, 35) Takva;Yüce Allah’ın inanan kulları için işaret buyurduğu bir toplanma ve yardımlaşma noktasıdır. Kur’an’da : “İyilik ve takvada yardımlaşın. Günah ve düşmanlıkta yardımlaşmayın.”(5/2) diyerek takvanın İslam’daki yerini göstermiştir. Takva Yaşamı Kur’an’ın emir ve yasaklarına uyanlar, Mutmaine Nefse ulaşarak cennete layık olurlar. Ancak Allah katında daha yücelmeyi dileyenler takvaya sarılmalı, onun özelliklerine göre yaş----- yön vermelidir. Cenab-ı Allah’ın dostluğuna ancak “takva sahibi” olmakla erişilebilir. Her Müslüman takvanın niteliklerini mutlaka bilmeli, bunları ceht ve gayretle uygulamalı, diğer bir deyişle takvanın yaşamını kendisine temel prensip edinmeli, eğer tam uygulayamıyorsa Allah’u Teala’nın rahmetine sığınmalıdır. “Gücünüz yettiği ölçüde takvada bulunun…”(64/16) Takva’da On Temel İbadet Cenab-ı Allah’ın halife olarak yarattığı insandan istediği en erdirici kulluk görevi, takva sıfatlarına sahip olmasıdır. Hz. Peygamberimiz bu gerçeği “Allah’ın ahlakı ile ahlaklanın” hadisiyle belirlemiştir. Olgunlaşma ve kemale erişim mutlak yolu, ilahi ahlaklanma olan takva yaşamından geçer. Allah’u Teala’nın dostluğuna bu özelliklere sahip olmakla erişilir. Takva yaşamı; nefsin kötü sıfatları olan yalancılık, şirk, kibir, alaycılık, cimrilik, kıskaçlık, öfke vs.’den tamamı ile kurtulmak için; 1) İnfak ve Sevgi, 2) Namaz, 3) Zekat, 4) Af edici ve Dileyici olma, 5) Sabır, 6) Oruç, 7)Muhsin olma, 8) Ahde Vefa, 9) Adalet ve Dürüstlük, 10) İlim gibi sıfatlara bürünmekle elde edilir. Böylece kul; takva özelliklerine kavuşma oranında, nefsin kötü sıfatlarını da disipline ederek onlardan kurtulmaya başlar. Kötü nicelikler, Cenab-ı Allah’ın istediği ilahi özelliklere bürünmeden nefsi asla terk etmez. Takva sıfatları kazanıldıkça, kötü sıfatlar kulu bir bir bırakmaya başlar. Kemal mertebesinde de tam arınıp yücelerek kurtuluşa ve mutluluğa erişilir. Cennet, takva sahipleri için hazırlanmıştır. Böyle nimetlere erişmek için biz de onlardaki özellikler olan takva yaşamı ile hayatımızı tazim etmeliyiz. Ancak bu şekilde sonsuz mutluluk ve kurtuluşu elde edebiliriz. “Gerçekten takva sahipleri, cennetlerde ve pınar başlarındadır.”(51/15) “YÜCE RABBİM! BİZLERE DE İHSAN VE LÜTFUNLA TAKVA SAHİBİ KULLARININ MAKAMINI KISMET ET.” RAMAZAN AKINKAN isk/hatay |
26 Aralık 2007, 23:20 | Mesaj No:7 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: takva TAKVA VE MUHASEBE-İ NEFİS Muhterem kardeşlerim, Haşr suresi 18. ayet-i kerimesinde Cenab-ı Hakk bizleri takvaya ve nefis muhasebesine davet ederek buyuruyor ki; “Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve herkes yarına ne hazırladığına baksın. Allah’tan korkun çünkü Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” Takva, Allah’tan korkmaktır. Yani Allah’ın men ettiği, haram kıldığı kötü şeylerden korunmak, yasak mıntıkaya girmemektir. Kur’an-ı kerimde, Bakara suresinin ilk 5 ayeti kerimesinde muttakilerin vasıfları şöyle beyan edilmektedir; “Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar. Yine onlar, Sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler. Ahiret gününe de kesinkes inanırlar. İşte onlar, Rabb’lerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.” Takvanın üç mertebesi vardır: 1- İman ile küfürden korunmak. Küfür, ebedi cehennemde kalmaya sebep olduğundan, ondan korunmak için ehl-i sünnet akidesine uygun olarak imanı öğrenip, kendimizi küfürden koruyup muhafaza edeceğiz. 2- İtaatla isyandan korunmaktır. İmanla birlikte isyan geçici olarak cehennemde kalmaya sebeptir. Hasb el –beşer bir isyan işlenecek olursa derhal tevbe ve istiğfar etmelidir. 3- Zikrullah ile gafletten korunmak. Zikrullah, Allah-ü Teala’yı anmak ve hatırdan çıkarmamak, her mu’minin en ulvi vazifesidir. Demir ve bakırın paslandığı gibi kalpler de pas tutar. Onun cilası da zikrullahtır. İnsan Allah’ı anmakla kemale ulaşır. Mu’min, Allah’ı andıkça gafletten kurtulur. Gaflet nedir? Bir hadis-i şeriflerinde Peygamberimiz (a.s.m.) buyuruyor ki; “Gaflet, kalbin uyumasıdır.” Uyuyan insan hayattadır ama, uykuda olduğundan işitmez, görmez ve yanında olanlardan haberi olmaz. Harp sahasındaki ellibin kişilik bir orduyu düşünelim. Uyur gaflet ederse, beş bin kişilik az bir kuvvet onları imha ederse, neyinden istifade etmiş olur? Gafletinden. Şu halde kendimizi gafletten muhafaza etmek, isyandan muhafaza etmek kadar önemlidir. Çünki uyanık müslüman gerçekleri anlayabilir. Gafil müslüman uyuyan ordu gibi nefis, şeytan ve zahiri düşmanlarına karşı mukavemetli değildir. Esirdir, perişandır. Bir mülüman için gaflet büyük bir felakettir. Cenab-ı Hakk cümlemizi nevm-ü gafletten ikaz buyursun. Sohbetimize konu olan ayet-i kerimede takvayı emrettikten sonra, “herkes yarına ne hazırladığına baksın” buyuruluyor. Burada “yarın” dan kasıt ahiret günüdür. Ahiret bize yarınki gün kadar yakındır. Zira her gelecek yakın, ancak gelmeyecek uzaktır. Bir şair dünya hayatını şöyle tasvir şöyle tasvir etmiştir: Ana rahminden geldik pazara, Bir kefen aldık döndük mezara. İşte Pazar bu dünya, bu pazarın gecesi kabir, sabahı mahşer sabahıdır. Bu pazarda herşey satılmaktadır. Sana lazım olanı al evine dön. Gün bitti. Rasulullah’tan kıyamete kadar, ikindiden akşama kadar olan bir zaman kaldı. Akşam olmak üzeredir. Dikkatli ol, ömür sür’atle geçmektedir. Akşam-sabah yolcusun. Rasulullah (a.s.) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır; “Ey ademoğlu! Benim malım! Benim malım! Dediğin, yiyerek yok ettiğin, giyerek eskittiğin ve Allah rızası için vererek baki kıldığındır.” “Ademoğlu öldümü, insanlar; geriye ne bıraktı. Melekler ise; Ahirete ne gönderdi, der.” Hazreti Allah cümlemizi yarınki güne hazırlanan bahtiyar kullarının zümresine ilhak eylesin. İman ile küfürden, itaatla isyandan, zikrullah ile gafletten kendisini korumuş muttaki kullarından eylesin. Amin. |
26 Aralık 2007, 23:22 | Mesaj No:8 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: takva Takva, Vera ve Zühd [B]Sual: Takvanın dindeki önemi nedir? CEVAP Takva, Allah’a inanıp, Onun emir ve yasaklarına riayet etmek, yani Allahü teâlâdan korkup haramlardan sakınmak demektir. Takva ehli şüpheli işlerden de sakınırsa vera sahibi olur. Helal malın fazlasından, şüphelilere düşme korkusu ile mubahların çoğunu terk etmeye ve dünya sevgisinden sakınmaya Zühd denir. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Dünyada felaketlerden, ahirette azaptan kurtulmak için iki şey gerekir. Emirlere sarılmak ve yasaklardan sakınmak! Bu ikisinden en büyüğü, daha lüzumlusu, ikincisidir ki, buna Vera ve Takva denir. İnsanların meleklerden daha üstün olabilmesi, vera sayesindedir. Vera ve takva üzere olmak, her şeyden daha lüzumludur. (m. 76) Vera hakkında hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (İmanın esası vera’dır.) [Hatib] (Dinimizin direği vera’dır.) [Beyheki] (Hiçbir şey, vera gibi olamaz!) [Tirmizi] (Vera, amellerin efendisidir.) [Taberani] (İman insanı vera sahibi yapar.) [Deylemi] (Vera, şüpheli şeylerden kaçmaktır.) [Taberani] (Dinimizdeki en hayırlı şey vera’dır.) [Hakim] (Vera güzeldir, âlimlerde daha güzeldir.) [Deylemi] (Dininiz ancak vera ile ayakta kalır.) [Mekt. Masumiye] (Vera sahibi imamla kılınan namaz kabul olur, onunla oturmak ibadet, onunla sohbet sadaka olur.) [Deylemi] (Vera ehli imamla kılınan iki rekat namaz, vera’sızla kılınan bin rekattan efdaldir.) [Ebu Nuaym] (Şu üç şey bulunan kimsenin imanı kâmildir: Herkesle iyi geçinen güzel ahlak, kendini haramlardan alıkoyan vera, cehlini örten hilm.) [Nesai] (Farzları eda et ki, insanların en âbidi olasın, haramlardan kaç ki, insanların en vera ehli olasın, Allahü teâlânın senin için yaptığı taksime razı ol ki, insanların en zengini olasın.) [İbni Adiy] Takva hakkında Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Cennet, takva sahipleri için hazırlanmıştır.) [Al-i İmran 133] (Allah indinde en şerefliniz, takva ehli olanınızdır.) [Hücurat 13] (Allah, ancak takva ehlinin [ibadetlerini] kabul eder.) [Maide 27] Peygamber efendimiz de buyuruyor ki: (Takva, imanın elbisesidir.) [Deylemi] (Takva, her hayrı içine alır.) [Ebu Ya'la] (Takva ehli hesap vermeden Cennete girer.) [Taberani] (Her şeyin esası vardır. İmanın esası da vera [takva]dır.) [Hatib] (Üstünlük takva iledir. Başka bakımdan üstünlük yoktur.) [Taberani] (Ahirette, Allahü teâlâya yakın olanlar, vera ve zühd sahipleridir.) [İbni Lal] (Zühd ile vera her gece kalbleri dolaşır, iman ve haya bulunan kalblere yerleşir, böyle olmayan kalblerde durmaz, geçip giderler.) [İ. Gazali] (İlmiyle amil olmayan âlim, vera’sı olmayan da abid olamaz. Zahid değilse vera sahibi olamaz.) [Askeri] |
26 Aralık 2007, 23:28 | Mesaj No:9 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: takva Melekleri geçmek "takva ve vera" iledir ALLAH Celle Celâluhu şöyle buyurdular: "Resûl, size ne getirdiyse, ona tutunun, size yasak ettiği şeylerden de sakının." (Haşr, 7) Bu âyeti kerime bize iki mesaj vermektedir. Bunlardan biri: "Emirlere sarılmak", diğeri de "Yasaklardan sakınmaktır". Bu iki mesajın üstü olan bir hâl vardır ki, ondan da reva ve takva diye söz edilir. Resûlullah SallALLAHu Aleyhi ve Sellem Efendimizin yanında bir mü'minin ibadetindeki gayretinden, ibadetlerine gösterdiği hassaslıktan bahsedilir. Az sonra da bir başka mü'minin takvasından, emir ve yasaklara karşı gösterdiği hassasiyetten bahsedilir. Anlatılanları dinleyen Efendimiz buyururlar ki: "Hiçbir kimseyi, takva, vera sahipleri ve haramlardan uzak duranlarla denk tutma." Efendimiz bu sözüyle takvanın üstünlüğünü belirtmiş olmaktadır. Efendimiz bir başka hadisi şeriflerinde: "Dinin dümeni veradır." İnsanın meleklerden daha üstün bir fazilete ermesi, ikinci kısımda geçen vera ehli olması ile mümkün olur. Mevlâ Teâlâ'ya yaklaşmak, O'na ulaşacak basamakları çıkmak yine bu ikinci kısma riayet etmek ile mümkün olur ki, bunun adı "vera ve takva"dır. Birinci kısımdaki, Mevlâ'mızın emir ve yasakları melekelerle ortak yanımızdır. Melekler sadece emredileni yapar. Onlara bir noktada emir kulu da denir. Bu noktada insanlarla ortaktırlar. Meleklerde yükselme yoktur. İşte bu nedenledir ki, İslâm dininde takva ve veranın önem ve ehemmiyeti pek büyüktür. İslâm dininin en mühim işlerinin en mühimidir, olmazsa olmazıdır. Esas haramlardan kaçınmak olan bu hâlde, çok hassas davranmak gerekir ki, hassas davranmanın birinci yolu, mubahlardan uzak durmakla olur. Şöyle denilebilir: Mubahların zarurî ihtiyaçları karşılayan miktarının dışındakilerden uzak duralım. Mubahlar konusunda gevşek davranmaya gelmez. Sen gevşek davranırsan, nefis daha fazlasını ister, şüpheli şeylere saldırır. Şüpheli olan şeyler ise, harama yakındır. “Ebu Hasan Harakani (öl. 425/1033) şöyle diyor: “Bir gün öğle üzeri arşa yükseldim, tavaf etmeye başladım. Bin veya bine yakın tavaf ettim. Bu esnada arşın etrafında, tavaflarını beğenmediğim halde benim tavaflarımın süratinden şaşıran sakin ve mutmain bir topluluk gördüm ve sordum: -Kimsiniz, tavafınızdaki bu soğukluk ve ağırlık nedir? -Biz meleğiz dediler, biz nuruz, tabiatımız böyledir. Bundan daha farklı bir şey yapmaya gücümüz yetmez, dediler. Bu defa onlar: -Sen kimsin, tavafındaki bu sürat ve hareket nedir? -Ben dedim, insanoğluyum. Bende nur ve nâr özelliği vardır. Süratim ise şevk ateşinin sonucudur.” (S.101) Bir hadisi şerifte şöyle buyrulmuştur: "Bir kimse kuyunun yakınına gelirse, içine düşme korkusu vardır." Böyle bir tehlike ile karşı karşıya olduğumuz düşünülürse, yapacağımız iş, takva ve veraya sıkıntı vermeyecek şekilde mubahlarla sadece zarurî ihtiyaçlarımızı karşılayacağız. Zarurî ihtiyaçlarımızın dışındakilerden uzak duracağız. Mubahlardan zarurî ihtiyaçlarımız için kullanacaklarımız, sağlık sıhhatimizin devamı için olmalıdır. Sağlık sıhhat da Rabbimize daha iyi kulluk yapabilmek içindir. Bu, şu örneğe benzer ki; yemek için mi yaşıyoruz, yaşamak için mi yiyoruz? Elbette ki yaşamak için yeterli olanı yiyeceğiz. Yaşamamız da Mevlâ'mızın rızasını kazanmak için olacak. (4) "Muhammed ALLAH'ın Resûlü'dür." ALLAHu Teâlâ Hazretleri, ona salât ve selâm eylesin. "O, âdemoğlunun efendisidir." "O, kıyamet günü ümmeti en çok olacak kimsedir." "O, Hak Teâlâ katında evvel geçmiş olanların içinde en hayırlı olanı, sonrakiler içinde de en hayırlı olandır." "O, kıyamet günü kabri ilk açılacak olandır." "O, ilk şefaat eden ve şefaati ilk kabul edilecek olandır." "O, cennetin kapısını ilk çalan kişidir." "O, kıyamet gününde Âdem ve peşinden gelenlerin gölgesinde gölgeleneceği, Hamd Sancağı'nın taşıyıcısıdır." Kâinatın Efendisi şöyle buyurdular: "Biz sonuncular olduğumuz hâlde, kıyamet günü en öndekiler olacağız." "Ben öyle bir söz söyleyeceğim ki, bunda gurur yoktur. O söz de şudur: Ben ALLAH'ın habibiyim." "Ben peygamberlerin sonuncusuyum; bunda da gurur yoktur." "Ben Abdülmuttalib'in oğlu Abdullah'ın oğlu Muhammed'im." "ALLAH yaratılacakların hepsini yarattı, beni o yaratıkların içinde en hayırlısı olarak seçti." "Sonra yaratıkları ikiye ayırdı. Hayırlıları da iki ayırdı. Onların da içinden en hayırlılarını ayırdı. Beni de onlardan yaptı." "Sonra onları kabile kabile yarattı, beni de o kabilelerin içinde en hayırlı olandan yaptı." "Sonra onları ev ev ayırdı, beni de o evlerin içindeki en hayırlı evden yaptı. Ben, onların en hayırlısı olarak buradayım." "Tekrar dirilişin olacağı vakitte, ilk dirilecek olan benim." "İnsanlar âlemlerin Rabbinin huzuruna çıktığında en önde olacak benim." "Herkesin sustuğu zaman, susanlar adına konuşan benim." "Cehenneme atılacaklara şefaat edecek olan benim." "Ümitsizliğe düşenlere, umut ve müjdeci ben olacağım." "Büyük hesap gününde anah tarlar benim elimde olacak." "Büyük günde Hamd Sancağı benim elimde olacak." "Rabbimin katında âdemoğlunun en hayırlısı benim." O gün etrafımda bin hizmetçi dönüp dolaşır, her bir hizmetçi gönül açar, göz kamaştırır. "Büyük hesap gününde peygamberlerin imamı, şefaatçisi olacağım. Bunda övünme yoktur." Efendimiz SallALLAHu Aleyhi ve Sellem olmasaydı, ALLAH Celle Celâluhu kâinatı yaratmazdı. Kâinatın Efendisi peygamber olduğu vakitte Âdem Aleyhisselâm daha henüz su ve çamur arasında bulunuyordu. Yukarıdan bu satıra kadar anlatmaya çalıştığımız şeylerle, Resûlullah SallALLAHu Aleyhi ve Sellem'in vasıflarının ne kadar büyük ve yüce olduğu açık bir şekilde ortadadır. Böyle bir Resûl'e ümmet olmak büyük bir şereftir. Böyle büyük şeref ve yüceliğe sahip bir Peygamber'e tâbi olan da büyük hayırlara erer. Bu mânada Rabbimiz buyuruyor ki: "Siz ümmetlerin hayırlısı olarak, insanlar arasından seçilip çıkarıldınız." (Âli İmran, 110) İman edenler en hayırlı olursa, inkâr edip isyan edenler de en hayırsız durumuna düşerler. Bu konuda da Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: "Bedevîler, küfür ve nifak cihetinden daha şiddetlidirler." (5) Dipnotlar: 1"Mektûbâtı Rabbânî", 73.Mektup 2"Mektûbâtı Rabbânî", 74.Mektup 3"Mektûbâtı Rabbânî", 75.Mektup 4"Mektûbâtı Rabbânî", 75.Mektup 5Tevbe, 97; "Mektûbâtı Rabbânî", 44.Mektup |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Takva Cuması | Nebevi Sevda | Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler | 6 | 05 Ocak 2019 11:00 |
Takva Yolu | Nebevi Sevda | Adap-Edep-Ahlak | 2 | 30 Ekim 2018 21:54 |
takva elbisesi | Allahın kulu_ | Makale ve Köşe Yazıları | 1 | 28 Ocak 2015 15:15 |
TAKVA ne demektir..? | karlofca61 | İslami Kavramlar | 5 | 26 Mart 2014 00:03 |
üstünlük ölçümüz takva mı? | Armagan | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 10 Ocak 2009 17:38 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|