Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM DİNİ KONULAR.::. > Muhtelif Dini Konular > Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler

Konu Kimliği: Konu Sahibi Esma_Nur,Açılış Tarihi:  12 Şubat 2011 (16:14), Konuya Son Cevap : 26 Şubat 2013 (19:09). Konuya 3 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme: Değerlendirme: Toplam 1 oy almıştır,  ortalama Değerlendirmesi 5,00 puandır.
Alt 12 Şubat 2011, 16:14   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
Esma_Nur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: Esma_Nur isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 4458
Üyelik T.: 19 Ekim 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:kadın
Memleket:sivas/istanbul/
Mesaj: 5.597
Konular: 582
Beğenildi:4826
Beğendi:6502
Takdirleri:25958
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Bir Boşanma Hikayesi. (OKUYUN)

Bir Boşanma Hikayesi. (OKUYUN)

Bir Boşanma Hikayesi. (OKUYUN)
Kocam bir mühendisti. Onunla sâkin tabiatını sevdiğim için evlenmiştim. Bu sâkin adamın göğsüne başımı koymak içimi nasıl da ısıtırdı…

Gel gör ki iki yıl nişanlılık ve beş yıl evlilikten sonra bu sâkinlik beni yormaya başlamıştı. Eşimin -bir zamanlar çok sevdiğim- bu özelliği artık beni huzursuz ediyordu.

İş ilişkiye gelince oldukça içli, hattâ aşırı hassas bir kadınım. Romantik anlara, küçük bir çocuğun şekere düşkünlüğü gibi can atıyorum. Oysa kocamın sakinliği, başka bir deyişle vurdum duymazlığı, evliliğimize romantizm katmaması beni aşktan almış, uzaklaştırmıştı.

Sonunda kararımı ona da açıkladım: boşanmak istiyordum.

Şaşkınlıktan gözleri açılarak 'niye?' diye sordu.

'Gerçekten belli bir sebebi yok' dedim, 'sadece yoruldum.'

Bütün gece ağzını bıçak açmadı. Düşünüyordu. Bu hâli ise hayal kırıklığımı daha da artırmaktan başka bir işe yaramıyordu: işte, sıkıntısını dışarı vurmaktan bile aciz bir adamla evliydim. Ondan ne bekleyebilirdim ki!

Sonunda sordu: 'seni caydırmak için ne yapabilirim? '

Demek ki söyledikleri doğruydu: insanların mizacı asla değiştirilemiyordu. Son inanç kırıntılarım da kaybolmuştu.

'İşte mesele tam da bu' dedim. 'Sorunun cevabını kendin bulup kalbimi ikna edebilirsen kararımdan vazgeçebilirim. '

'Diyelim dağın tepesinde bir uçurum kenarında bir çiçek var. O çiçeği benim için koparmak, düşüp vücudunun bütün kemiklerinin kırılmasına, hattâ ölümüne mâl'olacak. Bunu benim için yapar mısın?'

Yüzümü dikkatle inceledi ve 'Sana bunun cevabını yarın vereceğim' dedi.
Bu cevapla son ümidim de yok olmuştu.

Ertesi sabah uyandığımda evde yoktu. Boş bir süt şişesini mutfak masasının üzerine koymuş, alt ına da bir not bırakmıştı.

'Sevgilim' diye başlıyordu,

'O çiçeği senin için koparmazdım' Kalbim yine kırılmıştı. Okumaya devam ettim.

'Çünkü her zaman yaptığın gibi bilgisayarın altını üstüne getirip çökerttikten sonra monitörün önünde ağladığında, onu tekrar düzeltebilmem için ellerime ihtiyacım var.'

'Anahtarları her zaman evde unuttuğunu bildiğimden, senden önce eve varabilmem üzere koşmam gerektiğinden bacaklarıma ihtiyacım var.'

'Arabayı kullanmayı çok sevdiğin halde şehirde hep yolu kaybettiğinden, yolu gösterebilmem için gözlerime ihtiyacım var.'


'Evde oturmayı sevdiğinden, içe kapanıklığını dağıtmak, can sıkıntını hafifletmek üzere sana şakalar yapabilmem, hikâyeler anlata bilmem için ağzıma ihtiyacım var.'

'Sabahtan akşama kadar bilgisayara bakmaktan gözlerinin bozulması kaçınılmaz olduğundan, yaşlandığımızda tırnaklarını kesebilmem, saçlarında -görülmesini istemediğin- beyaz telleri ayıklayabilmem, merdivenlerden aşağı inerken elini tutabilmem, çiçeklerin renginin - gençliğinde senin yüzünün rengi gibi olduğunu söyleyebilmem için gözlerime ihtiyacım var.'

'Ama seni benden daha fazla seven biri varsa, evet o uçuruma gidip, o çiçeği senin için koparırım bir tanem.'

Baktım, mektuptaki yazının mürekkepleri yer yer dağılıyordu.

Göz yaşlarım mektuba düşüyordu.

'Mektubu okuduysan ve kalbin ikna olduysa lüften kapıyı aç canım. Çok sevdiğin susamlı ekmek ve taze sütle kapıda bekliyorum.'

Koşarak kapıyı açtım. Endişeli bir yüzle ve ellerinde sıkıca tuttuğu susamlı ekmek ve sütle kapının önündeydi.

Artık çok iyi biliyordum: beni ondan daha çok kimse sevemezdi. O çiçeği uçurumun kenarında bırakmaya karar verdim.

Bu gerçek aşktı.

İlk yıllardaki heyecanlar içinde görmeye alıştığımız aşkın, seneler sonra o heyecanlar kaybolup gittiğinde, huzur ve durgunluk içinde de hep var olmaya devam ettiğini göremeyebiliyoruz.
__________________
Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım...

Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE....
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Esma_Nur 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Fetolar bitmez ama! Taziye-İlan-Selamlaşma Kara Kartal 5 84 21 Ekim 2024 10:49
Bulaşık makinasında turşu yapıyoruz Turşular Esma_Nur 0 40 18 Ekim 2024 23:05
Tarifsiz Acımız Taziye-İlan-Selamlaşma Vasat 11 286 05 Eylül 2024 09:33
Yasdayız😭 Taziye-İlan-Selamlaşma Vasat 9 205 31 Temmuz 2024 13:05
TEPKİNİZ NE OLURDU? Esmanur Vasat 3 140 27 Temmuz 2024 11:42

Alt 26 Şubat 2013, 14:38   Mesaj No:2
Medineweb Emekdarı
enderhafızım - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:enderhafızım isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5879
Üyelik T.: 28 Aralık 2008
Arkadaşları:32
Cinsiyet:Bay
Memleket:İst
Yaş:39
Mesaj: 3.185
Konular: 1383
Beğenildi:169
Beğendi:17
Takdirleri:216
Takdir Et:
Standart Cevap: Bir Boşanma Hikayesi. (OKUYUN)

Evlilikte Sevgi Biter mi Yoksa Kılık mı Değiştirir?
(Güzel Bir Hikaye Üzerinden Gerçek Sevgiye Dair)




BU konuda bir kadının ağzından anlatılan aşağıdaki hikaye çok güzeldir:


"...Kocam bir mühendisti. Onunla sâkin tabiatını sevdiğim için evlenmiştim. Bu sâkin... adamın göğsüne başımı koymak içimi nasıl da ısıtırdı…
Gel gör ki iki yıl nişanlılık ve beş yıl evlilikten sonra bu sâkinlik beni yormaya başlamıştı. Eşimin -bir zamanlar çok sevdiğim- bu özelliği artık beni huzursuz ediyordu.

İş ilişkiye gelince oldukça içli, hattâ aşırı hassas bir kadınım. Romantik anlara, küçük bir çocuğun şekere düşkünlüğü gibi can atıyorum. Oysa kocamın sakinliği, başka bir deyişle vurdum duymazlığı, evliliğimize romantizm katmaması beni aşktan almış, uzaklaştırmıştı.

Sonunda kararımı ona da açıkladım: boşanmak istiyordum.
Şaşkınlıktan gözleri açılarak 'niye?' diye sordu.
'Gerçekten belli bir sebebi yok' dedim, 'sadece yoruldum.'
Bütün gece ağzını bıçak açmadı. Düşünüyordu. Bu hâli ise hayal kırıklığımı daha da artırmaktan başka bir işe yaramıyordu: işte, sıkıntısını dışarı vurmaktan bile aciz bir adamla evliydim. Ondan ne bekleyebilirdim ki!
Sonunda sordu: 'seni caydırmak için ne yapabilirim? '
Demek ki söyledikleri doğruydu: insanların mizacı asla değiştirilemiyordu. Son inanç kırıntılarım da kaybolmuştu.

'İşte mesele tam da bu' dedim. 'Sorunun cevabını kendin bulup kalbimi ikna edebilirsen kararımdan vazgeçebilirim. '

'Diyelim dağın tepesinde bir uçurum kenarında bir çiçek var. O çiçeği benim için koparmak, düşüp vücudunun bütün kemiklerinin kırılmasına, hattâ ölümüne mâl'olacak. Bunu benim için yapar mısın?'

Yüzümü dikkatle inceledi ve 'Sana bunun cevabını yarın vereceğim' dedi.
Bu cevapla son ümidim de yok olmuştu.
Ertesi sabah uyandığımda evde yoktu. Boş bir süt şişesini mutfak masasının üzerine koymuş, altına da bir not bırakmıştı.

'Sevgilim' diye başlıyordu,
'O çiçeği senin için koparmazdım' Kalbim yine kırılmıştı. Okumaya devam ettim.
'Çünkü her zaman yaptığın gibi bilgisayarın altını üstüne getirip çökerttikten sonra monitörün önünde ağladığında, onu tekrar düzeltebilmem için ellerime ihtiyacım var.'

'Anahtarları her zaman evde unuttuğunu bildiğimden, senden önce eve varabilmem üzere koşmam gerektiğinden bacaklarıma ihtiyacım var.'
'Arabayı kullanmayı çok sevdiğin halde şehirde hep yolu kaybettiğinden, yolu gösterebilmem için gözlerime ihtiyacım var.'

'<Sâdık arkadaşın>ın her ayki ziyaretinde sebep olduğu, karnındaki krampları rahatlatabilmem için avuçlarıma ihtiyacım var.'

'Evde oturmayı sevdiğinden, içe kapanıklığını dağıtmak, can sıkıntını hafifletmek üzere sana şakalar yapabilmem, hikâyeler anlata bilmem için ağzıma ihtiyacım var.'

'Sabahtan akşama kadar bilgisayara bakmaktan gözlerinin bozulması kaçınılmaz olduğundan, yaşlandığımızda tırnaklarını kesebilmem, saçlarında -görülmesini istemediğin- beyaz telleri ayıklayabilmem, merdivenlerden aşağı inerken elini tutabilmem, çiçeklerin renginin - gençliğinde senin yüzünün rengi gibi olduğunu söyleyebilmem için gözlerime ihtiyacım var.'

'Ama seni benden daha fazla seven biri varsa, evet o uçuruma gidip, o çiçeği senin için koparırım bir tanem.'

Baktım, mektuptaki yazının mürekkepleri yer yer dağılıyordu.
Göz yaşlarım mektuba düşüyordu. 'Mektubu okuduysan ve kalbin ikna olduysa lüften kapıyı aç canım. Çok sevdiğin susamlı ekmek ve taze sütle kapıda bekliyorum.'

Koşarak kapıyı açtım. Endişeli bir yüzle ve ellerinde sıkıca tuttuğu susamlı ekmek ve sütle kapının önündeydi.

Artık çok iyi biliyordum: beni ondan daha çok kimse sevemezdi. O çiçeği uçurumun kenarında bırakmaya karar verdim.
Bu gerçek aşktı.
İlk yıllardaki heyecanlar içinde görmeye alıştığımız aşkın, seneler sonra o heyecanlar kaybolup gittiğinde, huzur ve durgunluk içinde de hep var olmaya devam ettiğini göremeyebiliyoruz.

Oysa aşk hep vardır. Belki artık heyecansız, belki artık romantik değil... Belki sıkıcı, tekdüze, hatta belki yüzsüz... Ama hep oralarda bir yerdedir."

Kaynak: Bu hikaye anonimdir, İnternet ortamından alınmıştır.

***



Sevgi zamanla, artan paylaşımla bitmez, bilakis daha da derinleşir. Ancak, zamanla sadece görüntüsünü değiştirir. Fakat bu değişen görüntüsüne rağmen o sevgi hala bizim özbe öz sevgimizdir. Tıpkı artık ağlamasa da, şirinlikler yapmasa da, belki de yıllar önceki ufacık ve şirin haline hiç benzemese de 20 yaşındaki evladımızın yıllar önceki çocuğumuzla aynı olması gibi. Oysa fizyonomisi - görüntüsü değişmiştir belki ama özü hala aynıdır.

Evet, çocuk büyüyüp de bambaşka bir yetişkin olduğunda da her şey değişmüştir ama bu çocuğunuz değişti, başka bir çocuk oldu, dolayısı ile bu artık sizin çocuğunuz olmaktan çıktı anlamına gelmez. Öyleyse sevgiye bitti - bitmedi gözüyle değil, biraz da böyle bakın!

"Sürekli cevizin kabuğu etrafında dolanan kişi cevizi sadece kabuğundan ibaret zanneder." (Gazali)

"Şu insanoğlu ne garip. Evlendikten sonra 'heyecan bitti' diye mahkemeye, sınavlardan önce ise 'heyecan çıktı' diye psikoloğa koşar." (İzzet GÜLLÜ)


TERZİ VE SÜREKLİ ÖLÇMEK

Adamın birine sormuşlar: "Bu dünyada en çok kimi seviyorsun" diye.

Adam, "terzimi" diye cevap vermiş.

Soran kişi şaşırmış tabiki. "Terzi mi? Bu dünyada sevilecek başka kimse bulamadın mı da terzini sevdin. Alemsin" demiş.

Adam şöyle mana dolu bir bakışla cevap vermiş:

"Bu dünyada herkes herkesi bir kere ölçüyor, sonra da sürekli ona göre davranıyor. Oysa terzim beni her gittiğimde sürekli yeniden ölçer."

İnsanoğlu bir masa ya da taş değildir; son derece dinamik, dolayısı ile de değişebilen bir varlıktır. En azından böyle bir potansiyele sahiptir. Dolayısı ile onları yıllar önce aldığımız yarım yamalak bir ölçüyle değil, en son aldığımız yeni - güncel bir ölçüyle değerlendirelim. Böylece kişilere değişebilme fırsatını vermiş olabilelim. Aksi takdirde onları yıllar önceki bir hatasına mahkum etmek, değişimi aralayan fırsat kapısını yüzüne acımasızca kapayarak zulmetmek zorunda kalabiliriz.

O yüzden kültürümüzde - inancımızda ayıp aramak, kusur araştırmak yasaklanmıştır. Varsa bile bunun deşifre edilmemesi, gizlenmesi tavsiye edilmiştir. Aksi bir tutum kişilere pişman olup değişme ve daha iyiye gitme yolunu tıkayacak, kişileri hatalarına bir ömür boyu mahkum edecektir ki buna sebep olmak büyük bir zulümdür.

"Bu dünya bir ağaçtır, bizler de bu ağaçtaki yarı ham yarı olmuş meyvalar gibiyiz" der Mevlana.

Dün yarı ham, belki de çok acı olan elmaya bu gün de aynı gözle bakılmaz. Çünkü çoktan olgunlaşmış, kimbilir belki de toplanmayı bekliyordur dalında. Taşlanmayı değil...

Psk. İzzet Güllü
Alıntı ile Cevapla
Alt 26 Şubat 2013, 15:35   Mesaj No:3
Medineweb Paylaşımcı Üyesi
ilahiyatçı 1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:ilahiyatçı 1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 24663
Üyelik T.: 07 Ocak 2013
Arkadaşları:10
Cinsiyet:bayan
Mesaj: 414
Konular: 25
Beğenildi:10
Beğendi:3
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: Bir Boşanma Hikayesi. (OKUYUN)

paylaşımlar güzeldi emeğinize sağlık
__________________
Başkalarının başarılarını küçümseyenler,hayatta hiçbirşey başaramayanlardır.
Alıntı ile Cevapla
Alt 26 Şubat 2013, 19:09   Mesaj No:4
Medineweb Üyesi
seyamu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:seyamu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 14561
Üyelik T.: 14 Kasım 2011
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Mesaj: 131
Konular: 2
Beğenildi:1
Beğendi:1
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: Bir Boşanma Hikayesi. (OKUYUN)

çok güzel paylaşımlar
__________________
Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Türkiye'de Evlenme ve Boşanma Oranları FECR Evlilik-Nikah Konuları 1 19 Temmuz 2019 17:22
'Boşanma dalgası Türkiye'ye geliyor!' muuskem Evlilik-Nikah Konuları 5 07 Mart 2013 15:46
Online boşanma dönemi başladı KuM TaNeSi Serbest Kürsü 2 07 Mayıs 2009 17:23
İslam'da boşanma nasıl gerçekleşir? _bülbül_ Ölüm-Ahiret-Sırat-Mizan-Kader 0 11 Nisan 2009 23:14
Boşanma İmamHüseyin Soru Cevap Arşivi 0 09 Nisan 2009 03:05

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.