|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Medine-web,Açılış Tarihi: 09 Temmuz 2007 (23:55), Konuya Son Cevap : 11 Ekim 2023 (17:58). Konuya 304 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
26 Kasım 2011, 16:16 | Mesaj No:81 |
Durumu: Medine No : 4458 Üyelik T.:
19 Ekim 2008 | Cevap: medineweb kıssadan hisseler arşivi
Zalime isteyerek eşlik eden safı, mazlum saymazlar. “Nehrin kenarında kalan akrep, karşıya geçmeye gelen kurbağalara yalvarır: ‘Yüzemiyorum, lütfen beni karşıya geçirip kurtarın.’ Büyüklerinin uyarısından ders almayan yumuşak yürekli saf bir kurbağa akrebe yaklaşır: ‘Sen zehirliymişsin. Ya seni sırtıma alıp karşıya geçirirken beni ısırırsan?’ ‘Aptal mıyım? Hayatımı kurtarana bu ihaneti eder miyim?’ diye yalvarışını sürdürür akrep. Kurbağa akrebe acır, sırtına bindirir ve tam nehrin ortasındayken, aç akrep kurbağanın etli ensinde hissettiği şehvete direnemez, ısırıverir. ‘Ne yaptın, aptal? İkimizi de öldürdün!’ diye inler kurbağa. Kurbağanın ahmakça iyiliği yüzünden, ikisi de boğulur. Ataların bu anlatımından ilişkilerimize çok sayıda ders devşirebiliriz: Yirmi beş yaşına vardı mı, insan huyu kemikleşir. Akrep huyu, bencilce hep kendine kesen, kinli, kibirli, adaletsiz, zalim, saygısız, sevgisiz, sorumsuz kimsenin huyudur. Çıkarcı insanları size yalvarırken değil, başkalarına davranırken değerlendirin. Melek yüzlü, tatlı sözlü avcının akrep huyunu hoş görüp hayatına girmeyin. Huylu huyundan vazgeçmez; hatta can çıkar, huy çıkmazmış. İyi niyetlilik ve saflık surette benze de, ilkine akıl, ikincisine ahmaklık hâkimdir. Gariban bulduğu şeytanın değirmenine su taşıyana akıllı demezler. Zalime isteyerek eşlik eden safı, mazlum saymazlar. Zehirli ilişkilerde boğulmaktansa, gerekirse, dağ kartalı gibi yapayalnız kalalım da akrebin kucağına düşmeyelim.” M. Bozdağ
__________________ Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım... Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE.... |
26 Kasım 2011, 18:21 | Mesaj No:82 |
Durumu: Medine No : 13055 Üyelik T.:
18 Aralık 2010 | Cevap: medineweb kıssadan hisseler arşivi
BİR İNSANI TANIMA YOLLARI NELERDİR? 'Bir adam Hz. Ömer (r.a.)'in yanında bir hususta şâhitlikte bulunmuştu. Ömer ibnü'l-Hattâb hazretleri ona, ' Ben seni tanımıyorum, seni tanıyan birini getir, dedi. Orada bulunanlardan birisi, ' Ben onu tanıyorum, deyince Hz. ömer, ' Nasıl bilirsin? diye sordu. O da, ' Emin ve âdil bir adam olarak tanıyorum, cevabını verdi. Hz. Ömer (r.a.) tekrar sordu: ' Gecesini gündüzünü bildiğin, yakın bir komşun mudur? ' Hayır, diye cevap verdi adam. Hz. Ömer (r.a.) sormaya devam etti: ' İnsanın takvâsını ortaya koyan, muâmelesidir. Bu adam, alış'veriş yaptığın bir kimse midir? Adam tekrar, ' Hayır, dedi. Hz. Ömer (r.a.) bu defa; ' Bununla, insanın ahlâkının güzel veya çirkin olduğunu anlamaya imkân veren bir yolculuk yaptın mı? diye sordu. Adam bu soruya da, ' Hayır, cevabını verince, Hz. Ömer (r.a.), ' Sen onu tanımıyorsun, dedi ve sonra da adama dönerek, ' Git, seni tanıyan birini getir, buyurdu.' Demek ki bir insanı iyi tanıyabilmek, doğruluk ve dürüstlüğünden emin olabilmek için; onunla, ya yakın komşuluk yapacaksın veya alış-verişte bulunacaksın yahut da beraber yolculuk edeceksin... Aksi takdirde, yani bu ölçülerden hiçbirisi ile tartmadığın bir kişi hakkında, müsbet veya menfî yönde şahâdette bulunmayacaksın. Zira bu demektir ki, sen onu tanımıyorsun. Alıntı: Fazilet Takvimi, 2001
__________________ "Bir yαrım αklın kuyusundα öbür yαrım αşkın kuytusundα... Cennet ve cehennem αrαsındα.Ucu sırαttαn geçen bir uçurum kenαrındα... Â'râftα..... Ârâfın dα αrαsındα...Ar ve αf yαrαsındα..." |
06 Aralık 2011, 15:55 | Mesaj No:83 |
Durumu: Medine No : 4458 Üyelik T.:
19 Ekim 2008 | Cevap: medineweb kıssadan hisseler arşivi
Ey sâf ve temiz kişi! Defineyi yıkık yerlerde ara! “Hayata olumlu bakış anlayışımıza takılan bir genç şöyle sordu: “Peki siz hep mutlu musunuz? İhanet, haksızlık, adaletsizlik sizi üzmüyor mu? Hayal kırıklıklarınız olmuyor mu? ’ Elbette üzülüyorum. Mazlumca ölümün, açlığın, adaletsizliğin, tarafgirliğin, nefretin ve saygısızlığın hâkim olduğu dünyanın gündemine hangi temiz vicdan kahkahayla gülebilir? Tabii ki üzülüyorum ve bazen evime tükenmiş dönüyor, bir köşeye çöküp ağlıyorum da. Anlamlı yaşamak, ortalıkta ördek yavruları gibi neşeli ötüşlerle dolaşmak değildir ki. Bilginizi ve bilincinizi yükselttikçe vicdanınızın ağırlığı artar. Lakin dert çekmek başka, karamsarlığa kapılmak başkadır. Başarı ‘cefa-sefa’ kuralıyla gelişir: Yani yükseliş yoluna cefayla çıkar ve ilerlerseniz, sonunda sefaya varırsınız; sefada takılırsanız sonunda cefaya düşersiniz. Kimse bu ezeli imtihan ilkesinden kaçamaz. Bilirsiniz ki cefalı doğuma nispeten, yaşamak sefalıdır. Zorlayıcı başlangıca oranla, sürdürmek kolaydır. Yükselmek güçken, süzülmek rahattır. Savaş acıyken, zafer zevktir. Öğrenmek çileliyken, kazanmak keyiflidir. Evlilik acılar içerse de yuva sıcak bir sığınaktır. Anlıyorsunuz ki çileyi omuzlamayan başarıyı taşıyamıyor. Bu açıdan Mevlana Rumi şöyle söylemiştir: ‘Nerede bir dert varsa, deva oraya gider; neresi alçaksa, su oraya akar. Bulut ağlamadıkça yeşillik nasıl güler? Çocuk ağlamadıkça süt nasıl coşar? Gülmeler, ağlamalarda gizlidir. Ey sâf ve temiz kişi! Defineyi yıkık yerlerde ara! Git, kendine dert ara, dert bul; dertlerden bir dert seç kendine! Karanlıkta yıldızlar nasıl yol gösterirse, dostlara da elemler; sıkıntılar denizinde öyle yol gösterir.’ M. Bozdağ
__________________ Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım... Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE.... |
02 Ocak 2012, 22:56 | Mesaj No:84 |
Durumu: Medine No : 4458 Üyelik T.:
19 Ekim 2008 | Cevap: medineweb kıssadan hisseler arşivi Birgün Mevlana eve girer ve hanımı ona sorar; ... Bu kadar aşıksın Mevla' ya, bu aşkı yaşayıp yaşatana şükürler olsun. ... Peki bana ne kadar aşıksın de. Mevlana Hz ' leri de hanımına şöyle der; Sen benim, Yaradan’dan ötürü yaradılanı sevişim, Bir adım gelene on adım gidişimsin.Ve herkesi olduğu gibi kabul edişimsin.Sen benim; Bugünüme şükür ve yarınıma dua edişimsin, Azla yetinişim, çoğa göz dikmeyişimsin ve kapanmayan avuç içimsin...
__________________ Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım... Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE.... |
02 Ocak 2012, 23:20 | Mesaj No:85 |
Durumu: Medine No : 15266 Üyelik T.:
14 Aralık 2011 | Cevap: medineweb kıssadan hisseler arşivi Bir baba ile oğul oltalarını göl kenarına atıp otele döndüler. Bir saat sonra gittiklerinde oltaya dört beş balığın takıldığını gördüler. Çocuk: - Ben balıkların oltaya takılacaklarını biliyordum, dedi. Babası sordu: - Nereden biliyordun? - Dua ettim de onun için, dedi çocuk. ... Cevaptan babası hoşnuttu. Oltayı yeniden hazırladılar, îkisi de hallerinden memnun öğle yemeği yemek için otele döndüler. Yemekten sonra göle gittiler. Yine birkaç balık yakalanmıştı. Çocuk: - Böyle olacağını biliyordum, dedi. - Nereden biliyordun? - Dua ettim de onun için. Baba oğul oltayı tekrar gole attı ve otele gittiler. Yatmadan önce, göle gidip oltaya baktıklarında bu defa bir tek balığın bile oltaya takılmadığını gördüler. Çocuk yine ama bu kez: - Ben oltaya balık gelmeyeceğini biliyordum, dedi. Babası gelecek cevabı tahmin eder gibi sordu: - Nereden biliyordun? - Dua etmedim de onun için, dedi çocuk. - Niçin dua etmedin. Cevap enfesti ve asıl merak edilen de oydu. - Oltaya yem takmayı unuttuğun aklıma geldi de ondan.
__________________ ''onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak. halbuki,biz sussak, tarih susmayacak.. tarih sussa, hakikat susmayacak........'' |
03 Ocak 2012, 00:33 | Mesaj No:86 |
Durumu: Medine No : 15266 Üyelik T.:
14 Aralık 2011 | Cevap: medineweb kıssadan hisseler arşivi
Bir gün Hazret-i Mevlânâ, hanımıyla kasabaya iner... Hanımı öyle giyinir ki, her tarafını Allah'ın emrine göre güzelce örtmüştür. Satıcının biri: "Hocam yazıktır, bu sıcakta zevcenizin de her yerini kapatmışsınız, günah değil mi?'' der. Hazret-i Mevlânâ: "Sana bir mektup gelse ve o mektubu herkes açıp okusa ne yaparsın?'' Satıcı: "Tabi ki kızarım hocam, o benim özelim, kimsenin okumasına müsâde e...tmem.'' Hazret-i Mevlânâ bunun üzerine şöyle buyurur: "O da benim özelim, onu bir tek ben okurum."
__________________ ''onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak. halbuki,biz sussak, tarih susmayacak.. tarih sussa, hakikat susmayacak........'' |
10 Ocak 2012, 00:32 | Mesaj No:87 |
Durumu: Medine No : 13855 Üyelik T.:
22 Mayıs 2011 | Ağlatan Kavanoz Ağlatan Kavanoz: Ebubekir vefat etmiş.. Ömer hilafeti teslim almış,devlet emanetlerini inceliyor bir akşam vakti. Sandıklar açılıyor,evraklar ve mali hazineye ait altınlar, dirhemler tasnif edilip devir teslim yapılıyor. Evrakları tek tek inceleyen Ömer sandıklardan birinde bir kavanozla karşılaşıyor. İçi dirhemlerle dolu kavanozu merak ederek açıyor. İçinden şu not çıkıyor: “Ben ki; Allah Rasülü’nün Halifesi Ebubekir.. Hilafetim süresince devlet hazinesinden bana bağlanan maaşı almaya haya ettim ve hiç kullanmadım. Çünkü bulunduğum makam; tebliğini ücretsiz, Hak Rızası için yapan Rasül makamı idi.Tamamen kendi gayretimle geçindim. Benden sonra gelecek halifeye teslim edilmek üzere tüm maaşım bu kavanozdadır. Devlet hazinesine kaydedilsin!..” Hayatı Ebubekir’le hayır yarışına dönüşen Ömer olduğu yere öylece çöker. Ağlamaklı vaziyette şunları söyleyecektir: -Ne kadar büyüksün Ya Ebubekir!.. Hayatında seni geçmeme fırsat vermedin, vefatın sonrasında da buna imkan tanımıyorsun. Ne kadar büyüksün Ya Sıddiyk!.. |
16 Ocak 2012, 19:35 | Mesaj No:88 |
Durumu: Medine No : 15138 Üyelik T.:
08 Aralık 2011 | Cevap: ..Üç İhtıyar Mısafır.. 'Ben sadece Sevgi’yi davet ettim, siz niye geliyorsunuz?' Zengin ve Başarı bir ağızdan cevap verirler: 'Eğer Zengin’i ya da Başarı’yı davet etmiş olsaydın diğer ikisi dışarıda kalırdı. Ama sen Sevgi’yi davet ettin... O nereye giderse biz de ardından oraya gideriz. Çünkü nerede Sevgi varsa, orada Başarı ve Zenginlik de vardır!..' çok güzel ve anlamlı paylaşım için
__________________ @@@EY NEFSİM SEN DE BİR GÜN ÖLECEKSİN@@@ |
23 Ocak 2012, 11:15 | Mesaj No:89 |
Durumu: Medine No : 13055 Üyelik T.:
18 Aralık 2010 | ...kelebeğin hikayesi... Bir gün, bir kozada küçük bir delik açıldı ve bir adam bedenini bu küçücük delikten çıkarmaya çalışan kelebeği saatlerce seyretti Sonra, kelebek sanki daha fazla ilerlemek istemiyormuş gibi durdu Sanki, ilerleyebileceği kadar ilerlemişti ve artık daha fazla ilerleyemiyordu Ve adam, kelebeğe yardım etmeye karar verdi Eline bir makas aldı ve kozayı keserek deliği büyüttü Kelebek kolayca dışarı çıktı Fakat bedeni kocaman ve kanatları kuru ve buruşuktu Adam, kelebeği izlemeye devam etti, çünkü zamanla kanatlarının büyüyüp bedenini taşıyabilecek kadar genişleyebileceğini umut ediyordu Fakat bu olmadı!… Gerçekte, kelebek ömrünün geri kalanını o kocaman bedeni ve kuru, buruşuk kanatları ile etrafta sürünerek geçirdi Uçmayı hiç başaramadı Adamın bu aceleci iyiliği içinde anlayamadığı, bu kısıtlayıcı kozanın ve kelebeğin o küçücük delikten dışarı çıkmak için verdiği mücadelenin, kelebek için gerekli olduğuydu Çünkü bu, Yaratıcı'nın, yaşam sıvısının kelebeğin bedeninden kanatlarına doğru akmasını sağlamak için bulduğu yoldu, böylece kelebek kozadan kurtulduğu anda uçmaya hazır olabilecekti Bazen mücadeleler, hayatımızda tam olarak gerek duyduğumuz şeylerdir Eğer Yaratıcı, hayatımıza hiçbir engelle karşılaşmadan devam etmemize izin verseydi sakat kalırdık Şimdi ve daha sonra olabileceğimiz kadar güçlü olmazdık Asla uçamazdık… Güç istedim Ve Yaratıcı, beni güçlü yapmak için karşıma zorluklar çıkardı Bilgelik istedimVe Yaratıcı bana çözmek için sorunlar verdi Zenginlik istedimVe Yaratıcı çalışmak için bana beyin ve güçlü kaslar verdi Cesaret istedimVe Yaratıcı üstesinden gelmem için bana tehlike verdi Sevgi istedimVe Yaratıcı yardım etmem için sorunlu insanlar verdi İyilik istedimVe Yaratıcı bana fırsatlar verdi İstediğim hiçbir şeyi elde etmedim İhtiyacım olan her şeyi elde ettim alıntı...
__________________ "Bir yαrım αklın kuyusundα öbür yαrım αşkın kuytusundα... Cennet ve cehennem αrαsındα.Ucu sırαttαn geçen bir uçurum kenαrındα... Â'râftα..... Ârâfın dα αrαsındα...Ar ve αf yαrαsındα..." |
23 Ocak 2012, 11:24 | Mesaj No:90 | |
Durumu: Medine No : 4458 Üyelik T.:
19 Ekim 2008 | Cevap: ...kelebeğin hikayesi... Alıntı:
__________________ Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım... Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE.... | |
Konuyu Toplam 165 Kişi okuyor. (0 Üye ve 165 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Medineweb Görsel ve Slayt arşivi( kaybolmaması adına toparlandı) | Medine-web | Medineweb.net Videolar | 4 | 23 Eylül 2024 21:26 |
Medineweb ''Adem Güneş'ten çocuk terbiyesi ile ilgili sözler'' arşivi | EyMeN&TaLhA | Çocuk Ve Gençlik Eğitimi | 112 | 21 Ocak 2022 20:18 |
Medineweb DİĞER paygamberler geniş arşivi | Medine-web | Peygamberler(a.s) | 1 | 12 Kasım 2018 15:29 |
medineweb islami imzalar arşivi | Medineweb | Resim/Karikatür | 5 | 29 Nisan 2016 17:42 |
MedineWeb Namaz Arşivi | paylaşımcı | Namaz-Abdest-Teyemmüm | 10 | 04 Eylül 2008 21:58 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|