|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Arın,Açılış Tarihi: 09 Ocak 2009 (15:52), Konuya Son Cevap : 07 Mayıs 2021 (18:50). Konuya 1 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
09 Ocak 2009, 15:52 | Mesaj No:1 |
Ne kadar bilgiliyiz ? Ne kadar bilgiliyiz ? Herkes kendisine baksın, sonra eline aldığı bir kitaba, daha sonra daeğer varsa kütüphanesine kısa bir göz gezdirsin. Bu kitapları yazaninsanlar ile kendisini tek tek kıyaslasın. Varılan sonuçları da birkenara kaydetsin. Belki de içinizden “Bugün bu adam nedenbahsediyor” diye geçiriyorsunuzdur. Çok ciddiyim. Biz insanlar olaraktoplumun ve geçmiş toplumların neresindeyiz? Bunu topluca tespit etmekmümkün değildir. Ancak tek tek yapabiliriz. “Nasıl yaparız?” sorusunaise hemen hemen tek bir açıdan cevap verebiliriz, bu da ancak “bilgi”noktasından olabilir. Bir kimsenin ne kadar iyi bir insan olupolmadığını tespit etmek zordur. Çünkü iyilik izafi (göreceli) birkavramdır. Mülayimlik, sertlik, akıllılık, zeka, muhakeme yeteneği gibikavramlar asla tespit edilemez. En belirgin olanı “bilgi”dir. Bu tür tespitleri de toplu olarak yapmanın ve kamuoyuna açıklamanın hiçbir anlamı yoktur. Eskidenböyle değildik. Ama şimdi herkes konuşuyor. Herkesin hemen hemen herkonuda bir görüşü var. Herkes neredeyse her konuda yorum yapıyor. Argotabiri ile diyecek olursam “Ağzı olan konuşuyor.” Bir detoplumun önünde konuşanlar var. Toplumları yönlendirmek, onlara yolgöstermek ve önder olmak için konuşanlar var. Acaba bunlar ne kadarbilgi sahibi? Ben bu yazıyı yazarken, biraz önceki bahsettiğim“ağzı olan konuşuyor” grubuna dahil oluyorum galiba. Neden? Sağımabakıyorum “Tefsirler”, soluma bakıyorum “Hadis Külliyatları”, önümebakıyorum “Tarihler”, “Fıkıhlar”, “Dil Kitapları”, “İlmihaller”,“Yorumlar”, “Ansiklopediler” ve daha saymadığım kitaplar ile dolu. Birde bunlar bende olanlar. Ya bir kütüphane de olsaydım? Sonra kendimiyokluyorum. Diyorum ki “ı ıııh”. Rahmetli annem benim küçükkızıma bakardı, “daha olmamış” derdi. Yani “bu çocuğa nasılbakıyorsunuz, ne yediriyorsunuz, halen ete kemiğe bürünmemiş” demekisterdi. Aynı tabir ile ben de kendime baktığımda “daha olmadığımı”görüyorum. Diyorum ki kendi kendime, “benden ne köy olur, ne kasaba.”Bu günlüğü yazarken, bu kadar kitabın yazarları karşısında yüzümkızarıyor. Kendimi aciz hissediyorum. Yaptığımdan utanıyorum. Lakinsormadan da edemiyorum. Bilmeyenler avazı çıktığı kadar bağırırken,bilenler nerede? Cevap geliyor hemen. Günde onlarca kitap çıkıyorpiyasaya, daha ne bilenini arıyorsun? Ben cidden bileni arıyorum."Bilerek konuşanı" soruyorum. Bildiğini en güzel şekilde ifade edeni,ifadelerini anlaşılabilir kılanı arıyorum. Duyduğumu veokuduğumu hemen anlamak istiyorum. Çünkü ben halktan birisiyim. Banabeylik laflar edenleri asla “Bilen” olarak kabul etmiyorum. Hele helebirde bilmediği hale konuşanlar yok mu, onlara diyecek söz bulamıyorum. Bilenlervar mı, yok mu bunu cidden bilmek istiyorum. Sorularıma hiçbir şeyinetkisi altında kalmadan cevap verecek kimse arıyorum. - Var, var elbette. - E, nerede ben görmüyorum, ulaşamıyorum, soramıyorum. - Hayır sorabilirsin, sorularını hazırla gel ben seni götüreyim. - Sonra - Sorularının hepsine cevap alırsın. Yahukardeşim bu ne demek şimdi. Ben makine miyim? İnsanım ben yahu.Sorarım, aklıma takılır yine sorarım. “Sorularını topla da gel.” Ne buşimdi? Kız kaçırıyoruz da “bohçanı topla, gel” misali mi? Böyleiş olmaz. Ben her zaman sorabilmeli ve muhabbet edebilmeliyim. Öylebana bir kişi göstermekle bu işler olmaz. Bir kişi ile toplumunsorunları çözülmez. “Gel bizim hoca efendi senin bütün sorularını cevaplar.” Nebu, babanın malı mı adam? “Bizim hoca efendi” ne demek, ne tuhaf birlakırdıdır bu. Sanki adamın parasını vermiş de kendisine mahsus kılmış.Sahiplenmiş. Yahu bu bilgi sahibi, ilim sahibi birisi ise neden “seninhoca efendin” olsun. Bilgi herkesindir. Böyle bir tuhaflık var.Herkesin bilgini kendisine. Anlam vermek, akıl sır erdirmek imkansız.Başkalarının da hoca efendileri var. Sadece onlar görüşüpkonuşabiliyorlar sürekli olarak. Bir de her nedense bu bilenlersürekli kapalı kapılar ardında oluyor. Sanki, “sorulsun da söyleyelim,danışılsın da fikir verelim” makamındaymış gibi. Kardeşim biliyorsansöyle. Ne kendini kasıyorsun. 10 ciltlik (!!!) bilgin var diye kendini,benim gibi Kaf Dağı’nda görme. Çünkü 11 ciltlik (!!!) bilgisi olanlarda var. Ben her adımımı attığım yerde kafamdaki sıkıntıyısoracağım birisini arıyorum. İmam Ebu Hanife’ye soramazsam, EbuYusuf’a, onu da bulamazsam İmam Muhammed’e, o da yoksa Züfer’e sormakistiyorum. Hiç birisi de yoksa Evzai’ye, İmam Muhammed Bakır’a, CaferiSadık’a sormak istiyorum. “Buhari’den almak istiyorum,bulamazsam Müslim’den alırım, olmazsa Malik söyler, o da yoksa İbniHanbel mutlaka vardır” düşüncesi ile hareket etmek istiyorum. Çünkü benhalktan biriyim. Sorunlarım çok. Problemlerim fazla. Bilgim yok,öğrenmek istiyorum. Sen bana diyorsun ki; "sorularını toplagel." İyi de ya senin hoca efendin biz yolda iken hakkın rahmetinekavuşursa ne olacak? Hadi benim sorularımı bir kenara bırak, sen neyapacaksın? Olmaz böyle bir mantık, olmaz böyle bir anlayış. Çokbilen olmalı. Bildiğini de bilen olmalı. Bildiğini aktaranlar olmalı.Her adımımızı attığımız yerde bilgi sahipleri olmalı. ResulüEkrem (sav) şöyle buyuruyor: “Allah ilmi kullarından çekip çıkarmak(yani silmek) suretiyle değil, alimleri kabz etmek (vefat ettirmek)suretiyle kabz edecektir. Nihayet hiçbir alim kalmayınca, halk birtakım cahil kimseleri kendilerine başkanlar edinirler. Bunlara birtakım sualler sorulur, onlar da ilimleri olmadığı halde fetva verirlerde hem kendileri dalalete (sapıklığa) düşer hem de halkı dalaletedüşürürler.” (Buhari, Kitabu’l-İlm, 34. Bab, 41. Hadis) İşteböyle olur. Nitekim oldu da. Birileri ha bire konuşuyor. İlimdenirfandan nasibini almamış olanlar da konuşuyor, medresede 2 kelimeArapça öğrenen de konuşuyor. Biz de 2 kelime bileni alim sanıpsoruyoruz. Madem anlaşılmıyor o zaman yine argo tabirikullanayım. “Kardeşim, ne kadar ekmek, o kadar köfte.” Bütün ekmeğiniçerisine yarım porsiyon köfte ile bu tezgah yürümez. Ekmek miktarıncaköfte gerekir. İşte durum aynen budur, bana göre. Bu konudagüzel bir sözü söylemeden geçemeyeceğim. Berika yazarı sanırım ZünnuniMısri’den nakille söylüyor. (Aklımda kaldığınca yazıyorum) 4 çeşit insan vardır. Bilir, bilmiş olduğunu da bilir. Bu alimdir, buna tabi olunuz. Bilir, bilmiş olduğunu bilmez. Bu uyumaktadır, bunu uyandırınız. Bilmez, bilmez olduğunu bilir. Buna öğretiniz. Bu basit cehalettir. (Cehl-i Basit) Bilmez,bilmez olduğunu da bilmez. Bu ahmaktır (hamakat sahibi, beyinsiz)bundan uzak durun. Bunun cehaleti, Cehl-i Mürekkep’tir. Tekraryazının başına dönelim. Kendimize, çevremizde konuşanlara ve yazanlarabakalım. Şu yukarıdaki saydıklarımızdan hangi sınıfa giriyoruz, tespitedelim. Bu tespitin sonucunda da yapılması gerekeni yapalım. Temel Korkmaz | |
Konu Sahibi Arın 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Azerinin aşkı :) | Serbest Kürsü | Filistin | 6 | 2600 | 21 Mayıs 2009 18:27 |
Futbol dini !.. | Serbest Kürsü | NUR | 2 | 2077 | 21 Mayıs 2009 18:24 |
ZİMEN DEFTERİ NEDİR BİLİYOR MUSUNUZ ? | Serbest Kürsü | Arın | 0 | 1843 | 21 Mayıs 2009 17:08 |
DUALARINIZ KABUL OLMUYORSA.. | Serbest Kürsü | inzar | 1 | 1823 | 21 Mayıs 2009 12:03 |
MEŞHURLARIN OKUMA ALIŞKANLIKLARI | Serbest Kürsü | Arın | 0 | 1765 | 21 Mayıs 2009 11:56 |
07 Mayıs 2021, 18:50 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 59105 Üyelik T.:
03 Şubat 2018 |
4 çeşit insan vardır. Bilir, bilmiş olduğunu da bilir. Bu alimdir, buna tabi olunuz. Bilir, bilmiş olduğunu bilmez. Bu uyumaktadır, bunu uyandırınız. Bilmez, bilmez olduğunu bilir. Buna öğretiniz. Bu basit cehalettir. (Cehl-i Basit) Bilmez,bilmez olduğunu da bilmez. Bu ahmaktır (hamakat sahibi, beyinsiz)bundan uzak durun. Bunun cehaleti, Cehl-i Mürekkep’tir. |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Ne Kadar Çok Hatirlatirsak O Kadar Yeridir/Unutulan Sünnetler | Mihrinaz | Hadis-i Şerif | 2 | 09 Aralık 2024 10:44 |
Bugüne kadar | Nebevi Sevda | Nebevi Sevda/Kişisel | 0 | 23 Nisan 2024 00:45 |
Sana ne kadar tutkunsam, o kadar yorgundum/Mustafa Cilasun | Mustafa CİLASUN | Makale ve Köşe Yazıları | 1 | 12 Ekim 2022 12:42 |
tuz bu kadar koktu mu? | Kara Kartal | Kara Kartal/Kişisel | 3 | 24 Ekim 2021 11:29 |
Ne kadar sabırlısın YA RAB!!! | TÜRKcan | Şiirler ve Şairler | 7 | 02 Nisan 2014 21:49 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|