|
Konu Kimliği: Konu Sahibi NUR,Açılış Tarihi: 21 Mart 2009 (13:29), Konuya Son Cevap : 22 Aralık 2009 (00:25). Konuya 1 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
21 Mart 2009, 13:29 | Mesaj No:1 |
Kur’an Tefsirine Duyulan İhtiyaç Kur’an Tefsirine Duyulan İhtiyaç Kur’an Tefsirine Duyulan İhtiyaç: Her zaman ve her devirde, dini, felsefi ve ilmi eserlerin muhatablar tarafından iyice anlaşılıp kavranabilmesi için, onların kendilerini iyi anlayanlar tarafından izah edilip açıklanması lazım gelir. Bu gibi eserlerde, öyle esas ve prensipler var ki, onu okuyan herkes, ne demek istediğini anlayamaz. Hele insanlığı dalalet bataklığından kurtaracak esasları ihtiva eden ilahi kitapların muhteviyatı, muhatabları tarafından daha iyi anlaşılması gerekir. O halde, ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ın müslümanlar, hatta bütün insanlar tarafından anlaşılıp insanların ona bağlanabilmek için, onun mutlak surette tefsir ve izah edilmesi icab ediyordu. Bütün insanlık için prensipler ihtiva eden bir kitabın, insanlığın ayrı ayrı zamanlar ve mekanlar içinde bütün ihtiyaçlarını madde madde sıralayıp muhtevasında derc etmesi mümkün değildi. Onda umumi esaslar vardır. Onda açıkça anlaşılabilen ayetler olduğu gibi, sarih olarak anlaşılmayan ayetler de vardır. Yine onda yüksek edebi sanatlar da mevcuttur. Bunlar ancak onları iyi bilenler tarafından izah edilmekle anlaşılır. Ondaki dini hakikatler, ilmi kaide ve mantık prensipleriyle de çözülemez. Eğer bu hakikatler, ilmi kaidelerle çözülebilseydi, dinin ilahi karakterine lüzum kalmaz, onları eğitim ve öğretim yoluyla öğrenir ve öğretirdik. Bu bakımdan dini eserlerin, diğer ilmi eserlere nisbetle tefsire daha çok ihtiyacı vardır. Araplarda, yıllardan beri kökleşmiş olan cahili adetlerin fena olanlarını söküp atacak ve ileride sosyal hayat kanunlarını ortaya koyacak olan Kur’an’ı, Rasulullah’ın tefsir etmesi lazım geliyordu. Fütuhat devrinde Araplar yarımadalarının dışına çıkıp, harici alemle temas ettiklerinde, ellerinde Kur’an’dan başka kitab da yoktu. Onu okuyor ve onunla hükmediyorlardı. Kur’an’ın üslub ve belağatı onları hayrette bırakıyor, taaccübe sevkediyordu. Çünkü onlar, bu kitapdan evvel, kahinlerin secili nesirleriyle, şairlerin vezinli ve kafiyeli nazımlarından başka bir şey işitmemişlerdi. Halbuki Kur’an, bildikleri ne şiir ve ne de nesir idi. Onda, bildiklerinin dışında ibret verici bir üslub ve belağat vardı. Hele onun ihtiva ettiği hükümler ve kıssalar, onları teshir ediyordu. Elbette, onları bu kadar hayrette bırakan bir kitabı okumak ve hükümlerini anlamak, onlar için en büyük gaye olacaktı. Bundan dolayı, müslümanlar dini ve dünyevi işlerinde ve hatta günlük muamelelerinde ona müracaat ediyor ve onu iyi anlamaya çalışıyordu. Yukarıda Kur’an-ı Kerim’in ilim ve felsefe kitabı olmadığını ve onun ilahi bir kitap olduğunu söylemiştik. Ondaki hakikatları bize en iyi öğretecek, bizzat kendisine kitap gelen mümtaz şahıstır ki, o da Muhammed’dir (s.a.v.). O, Kur’an tefsirinin aslı ve esasıdır. Zira Kur’an-ı Kerim ona indirilmiştir. O mutlak olarak, Kur’an’ı insanlar içinde en iyi bilen ve en iyi anlayandır. Yine bu bakımdan o, mübelliğdir ve tebyinle mükelleftir. Bu husus ayetlerde açık olarak belirtilmiştir. Bu bakımdan Kur’an, kendisinin bizzat tefsir edilmesini yine kendisi istemiştir. O halde ilk tefsir hareketi, İslam’ın kendi bünyesinden doğmuştur. Elbette yeni harekete geçen bu faaliyete hız verecek veya onu frenleyecek bazı amiller zuhur edecektir ki, bunlara yeri geldikçe temas edilecektir. Rasulullah tebliğ ve tebyinle mükelleftir. Tebliğ, nübüvvetin esaslarından biridir. Tebliğsiz nebi olamaz. Tebliğ edeceği konuyu da en iyi bilen nebi ve rasullerdir. Bu bakımdan Kur’an-ı Kerim’de gerek Muhammed’e ve gerekse diğer nebi ve rasullere ait tebliğ emirleri pek çoktur. Bunlardan bazıları şunlardır: “Ey Rasul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer yapmayacak olursan, O’nun elçiliğini tebliğ etmemiş olursun.” (Maide: 5/67) “(Hud “Ey kavmim, bende akıl yetersizliği yoktur; ama ben gerçekten alemlerin Rabbinden bir alçiyim.” dedi.” (A’raf: 7/67) “O (Salih) da onlardan yüz çevirdi ve dedi ki: “Ey kavmim, andolsun size Rabbimin risaletini tebliğ ettim ve size öğüt verdim. Ama siz, öğüt verenleri sevmiyorsunuz.” (A’raf: 7/79) “Sana da zikri indirdik ki, insanlara kendileri için indirileni açıklayasın ve onlar da iyice düşünsünler diye.” (Nahl: 16/44) “Biz hiç bir elçiyi, kendi kavminin dilinden başkasıyla göndermedik ki, onlara apaçık anlatsın.” (İbrahim: 14/4) “Ayetlerini, iyiden iyiye düşünsünler ve temiz akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mubarek bir kitaptır.” (Sad: 38/29) “Öyle olmasa Kur’an’ı iyiden iyiye düşünmezler miydi? Yoksa bir takım kalpler üzerine kilitler mi vurulmuş?” (Muhammed: 47/24) “Onlar yine de o sözü gereği gibi düşünmediler mi, yoksa onlara geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?” (Mü’minun: 23/68) “Kur’an okuduğun zaman seninle ahirete inanmayanlar arasında görünmez bir perde kıldık. Ve onların kalbleri üzerine, onu kavrayıp anlamalarını engelleyen kabuklar, kulaklarına da bir ağırlık koyduk. Sen Kur’an’da sadece Rabbini bir ve tek andığın zaman, nefretle kaçar vaziyette gerisin geriye giderler.” (İsra: 17/45-46) “Fakat ne oluyor ki bu topluluğa, hiç bir sözü anlamaya çalışmıyorlar?” (Nisa: 4/78)[432]
__________________ EN GÜZEL AŞK: ALLAH! | |
Konu Sahibi NUR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Hadîsi anlamak için nelere dikkat etmeli | Hadis-i Şerif | NUR | 0 | 2591 | 10 Ağustos 2009 21:09 |
Allah Rızası İçin Hadis Uyduranlar/Medineweb | Hadis-i Şerif | Mihrinaz | 1 | 2995 | 10 Ağustos 2009 21:07 |
18.HAFTANIN KONUSU:Çocuklar Dünya Hayatının Süsü... | Hafta'nın Konusu | NUR | 1 | 2993 | 10 Ağustos 2009 00:05 |
35.Haftanın Misafiri Elifzişan | Hafta'nın Misafiri | kurtmehmet | 11 | 6812 | 09 Ağustos 2009 23:35 |
Çocuklar Ümmetin Geleceğidir! | Çocuk ve Aile Sağlığı | NUR | 0 | 2600 | 07 Ağustos 2009 23:03 |
22 Aralık 2009, 00:25 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | RE: Kur’an Tefsirine Duyulan İhtiyaç
“Ey Rasul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer yapmayacak olursan, O’nun elçiliğini tebliğ etmemiş olursun.” (Maide: 5/67)
|
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
İhtiyaç gurbet, dua vuslattır en sevgiliye! | EyMeN&TaLhA | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 19 Mart 2015 10:17 |
Yemekle ilişkimiz duygusal mı? İhtiyaç mı? | Nesli_Nur | Serbest Kürsü | 0 | 14 Şubat 2013 08:16 |
Mezheplere Niçin İhtiyaç Vardır ? | melis | İslam/Dinler/Mezhepler | 1 | 05 Aralık 2008 12:30 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|